Şimdi Ara

Bu ilaçlar tam olarak ne işe yarar ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
8.743
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhaba bana 7 yaşında hiperaktivite teşhisi konuldu o günden bu güne kullanıp hatırladığım ilaçları yazıyorum hasta ben olmama rağmen ne için içtiğimi bile bilmiyorum daha doğrusu hasta olduğuma inanmıyorum bu konuda bilgilenmek istiyorum doktorlarımın hepsi özel ve özel muaynelerde özel hastanelerde tedavi gördüm sanıyorumki tüm gittiğim doktorlar para için bana ilaç içirdiler bi nevi kandırmaca gibi geliyor işin kötü tarafi kullandığım bazı ilaçlar epilepsi etkisi yarattı sadece bunu biliyorum göz ile ilgili krizlerim geliyor gözlerim takilip kaliyor kontrol etmek istesemde sadece noktalara bakabiliyorum gözlerim hep yukarı gidiyor. 15 defa EKT oldum ve bu tam bir işkence boşu boşuna hayatım maffoldu. İçtiğim ilaçların hatırladıklarımı alt tarafa yazıyorum.

    ritalin
    risperdal
    concerta
    ketilept
    lamictal
    akineton
    prozac
    norodol
    serequel
    fulsac
    nermium
    rivotril
    haloperidol
    lithium
    biperiden
    aripiprazol
    metil fenidat HCL
    valproik asit
    tegratol
    abilify
    lithuril
    XANAX
    DİAZEM
    DEPAKİN


    Bu ilaçlar yüzünden takıntılar başladı bi kapıya dokunmak istiyorum kafamı sallıyorum gözlerimi kırpıyorum 1 nesneyi 10 15 defa oynatıyorum oynatmayınca sinirleniyorum kedi köpek öldürmek istiyorum küfür etmek işkence yapmak duygularım sürekli değişiyor herşeyden çabuk sıkılıyorum cinsel istegim neredeyse hiç yok insanları ezmek istiyorum insanlarla konuşmak istemiyorum utanıyorum. İlaçlar yüzünden (bunu doktorumda kabullendi) gizli sara ve gizli epilepsi krizleri başladı. Annemi Babamı dövüyorum küfrediyorum eşyaları kırıyorum.

    Ki normal olmayan kendimi çok iyi biliyorum bu kötü isteklerin hiç biri ilaç içmediğim zaman yoktu. İSTANBULDA FRANSIZ LAPE HASTANESİNDE yattım 3 defa igne yapip kapalı odaya bile attılar bu lanet olası doktorların beni bu hale getirdiklerine inanamıyorum artik bi insan değilim sanki.




    ve daha bir sürü ilaç bu konuda bilgi sahibi olan arkadaşlar aydınlatırsa sevinirim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi insulinhormon -- 4 Aralık 2011; 1:51:37 >







  • çok geçmiş olsun.burdaki linkte metin münirin yazısında hiperaktivitenin hastalık olmadığını söylüyor.ekt çok acılı birşey yararıda yokmuş bazen etki ediyormuş oda duyguları unutturarak herşeyi unutturuyor diye okumuştum.yani kötü hissettirende iyi hissettirende şeyleri yokediyormuş.ruhsuz insan oluyorsun yani.yararı olsa bile ne anlamı varki o zaman? bende ilaç kullandım faydasını görmedim hem bana karşı hemde çevreye karşı zararını gördüm.sinirlilik ve saldırganlık yapıyor. link:http://ekonomi.milliyet.com.tr/psikiyatrinin-uydurma-hastaliklari/ekonomi/ekonomiyazardetay/14.09.2011/1438254/default.htm faydalı bilgiler var bir bakın. yazısıdan alıntılar:

    Bu düzmece hastalıkların en ünlüleri Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’dur. Hiperaktivite, aşırı hareketlilik demektir. Dikkat eksikliği ise odaklanamama, başlanan işin arkasını getirememe, bir daldan diğer dala atlama eğilimidir.

    Dikkat bozukluğu, bilimsel hiçbir temeli olmayan, düzmece bir hastalıktır. Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu FDA’ya göre, “dikkat bozukluğunu kanıtlayacak biyolojik test bulunmamaktadır.”
    Aynı şey hiperaktivite ve diğer düzmece hastalıklar için de geçerlidir. Eğer bunlar, gerçek hastalık olsalardı, doktorlar, çocuklara teşhis koymak için röntgen, tomografi, tahlil gibi yöntemler kullanırlardı. Ama kullanmıyorlar ve kullansalar da bir şey göremezler ve bulamazlar.
    Gerçi, bazen psikiyatristler, bu tür şikâyetlerle gelen çocukları tahlile yollar. Ancak amaç herhangi bir bozukluğu tespit değildir. Çocukların, kalp krizi ve intihar dâhil ağır yan etikleri olan ilaçlara dayanıklılığını ölçmektir. Psikiyatri servislerinin çocuklarla dolmasının nedeni AİDS gibi bulaşan hastalık salgını değildir. ABD güdümlü psikiyatri mesleğinin, gelir artırma saiki ile, çocukluğun birçok normal halini hastalık haline getirmesidir.
    “Hiç kimse dikkat bozukluğu ve hiperaktivitenin neden hastalık olduğunu, hastalık ise nereden kaynaklandığını açıklayamaz” diyor New York Üniversitesi psikiyatri ordinaryüs profesörlerinden Thomas Szasz. “Neden 50 sene önce bunların var olmadığını da. Bunları objektif testlerle teşhis etmek mümkün değildir.”

    Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu için çocuklara ağır yan etkileri olan, bağımlılık yaratan ilaçlar yazıyorlar.
    Concerta ve Ritalin en popüler olanlar.

    Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu hastalık değildir. Anne babanın çocuk yetiştirme hatalardan kaynaklanan ve onların eğitimi ile ortadan kaldırılabilecek bir davranış bozukluğudur.
    Bu bozukluk neden oluşuyor ve nasıl giderilebilir? Bu konuyu yirmi senedir anaokulu çalıştıran, konuyu çok iyi bilen bir öğretmenle konuştum. Sözü ona bırakıyorum:
    Otizm derecesinde klinik bir vakalar dışında, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu gibi durumların varlığına inanmıyorum.
    Ancak bize gelmeden önce bazı anne babalar çocuklarını pedagoglara, psikologlara götürüyorlar. Onların teşhisine göre her yıl aldığımız çocukların üçte birinde dikkat eksikliği veya hiperaktivite bozukluğu var.

    Çocuk doktorlarının ve psikiyatristlerin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olarak tarif ettiği durumları teşhis etmek için uygulanacak böyle kesin bir test yoktur.

    Hiperaktivite bozukluğu ve dikkat eksikliği ile ilaçsız mücadele etmek amacıyla Amerika Birleşik Devletleri’nde çaba gösteren sivil toplum örgütleri var.
    Bu gayretlerin başlangıç noktası şudur: Amerikan Psikiyatri Derneği APA ve onun destekçisi olan ilaç endüstrisi gelir maksimize etmek amacıyla bu bozuklukların kapsam alanını çok genişletti. İlacı tedavinin en önemli unsuru haline getirdi. Ama bu ilaçların ağır yan etkileri var. O nedenle olumsuzlukları ilaçsız gidermenin yollarını araştırmak gerek.
    “Kendi kendine yardım etmeyene Tanrı yardım etmez” inancıyla yola çıkan birçok sivil toplum örgütü değişik yöntemler geliştirdi.
    Bugün bunlardan ikisinden bahsedeceğim (1) Uygulanmaları çok kolay olduğu için, (2) Bedava olduğu için.
    Birinci yöntem spordur. (http://www.learningabledkids.com/)
    Günde 30 ila 45 dakika yoğun spor yapmak çocuğun beynindeki serotonin ve dopamin düzeyini yükseltir. Çocuklara verilen bazı ilaçların da elde etmek istediği sonuç budur.
    Beyin kimyasallarını yükseltmek çocuğun derslerine daha uzun süre yoğunlaşmasına yardımcı olur, hafızasını düzeltir ve daha az fevri hareket etmesine neden olur.
    İlle de tenis veya tekvando gibi para verilerek yapılan sporlara gerek yok. Çocuğun arkadaşlarıyla futbol oynaması veya parkta yoğun bir biçimde enerji harcaması da aynı işi görür.
    “Bu iş anne babalara zor gibi görülürse, çocuklarını ilaçsız tedavi etmek için yapacakları bir fedakârlık olarak kabul etsinler” diyor sitedeki bir yazı.
    İkinci yöntem çocuğu yapay renk, tat ve koruyucu ihtiva eden hazır gıda veya abur cuburdan uzak tutmaktır.
    Bu konudaki en otoriter örgütlerden biri Feingold Derneği’dir (http://feingold.org/). Kâr gayesi gütmeden çalışan derneğin sitesinde bu konuda ayrıntılı bilgi, onlarca bilimsel araştırmaya bağlantı var. Orta derecede İngilizce bilenler bile giriş sayfasındaki videodan çok şey öğrenebilir.
    Bazı gıdalara renk ve koku vermek ve raf ömürlerini uzatmak için konan katkı maddelerinin ham maddesi petroldür. Yani, cıva, kurşun, arsenik vesaire gibi zararlı maddelerin çocukların midesine giden yolculukları petrol rafinerilerinde başlar.
    Derneğin iddiası yapay katkı maddelerinin beyin dahil birçok uzuvda birçok bozukluğa ve hastalığa neden olduğudur. Bunlardan biri hiperaktivite bozukluğu ve dikkat eksikliğidir.
    “Tek nedeni olmasa bile en büyük nedeni yapay katkı maddeleridir” diyor, dernek başkanı Jane Hersey.
    Hersey’in söylediği ilginç şeylerden biri hiperaktivite ve dikkat bozukluğunun önce “İngilizce konuşan” ülkelerde ortaya çıktığıdır. Sonra Amerika kendi usul beslenmesini, yani junk foodu (çöp gıda), boyalı gıda ve meşrubatı, dünyanın başka yerlerine ihraç etmeye başladı. Bugün hemen hemen her yerde süpermarketler aynı tarz, yapay katkı maddeli gıdalarla doludur.
    Ve, Hersey’e göre, okullar bunları yiyip yerinde durmayan, konsantre olamayan çocuklarla doludur

    Hiperaktivite ve dikkat bozukluğu konusunda geçenlerde bir anaokul müdüresine geniş yer verdiğim için bazıları tarafından eleştirildim.
    Sebep basitti. Öğretmenlerin gözlemleri önemlidir çünkü ebeveynlerden sonra çocuklarla en çok vakit geçirenler onlardır. Aynı çocuklarla aylar, bazen yıllar geçiriyorlar. Bu da onlara eşsiz bir perspektif veriyor.
    Hiperaktivite ve dikkat bozukluğunu gerçekten anlamak isteyenlerin başlangıç noktalarından biri öğretmenler olmalıdır.
    Bu nedenle bugün de köşemi Nazilli’de Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapmış olan Dilek Dede’ye ayırıyorum.
    “Biz büyükler çocuklarımızın farklı kişilik özellikleri ve yetenekleri olduğunu kabul etmiyoruz,” diyor Dilek Dede. “Ben matematiği seviyorsam o tarihi sevemez, mesela. Ben doktor olamadımsa onu doktor yapmalıyım, veya.
    “Durum böyle olunca da o hiperaktif denilen çocuklar matematik dersinde öğretmen tarafından zor zapt edilirken müzik dersinde bir melek kesilebiliyorlar pekala.
    “Bunu veliye söylediğinizde ‘Ben müziği ne yapayım’ diyor, ‘matematiği iyi olsa ya.’ Yani bütün anne babalar çocuklarının matematiği, fiziği, kimyası iyi olsun istiyor. Zeka dediğin matematikle olur, yani.

    İşkenceye dayanma eşiği
    “Yazarak iyi para kazanan insanlar var, mesela. Okulda matematiği, kimyası iyi olmayan insanlar. Ama bunu hiçbir anneye anlatamazsınız.
    “Yani kısaca çocuklarımızın ilgi alanlarını ve yeteneklerini, hangi zekâyı taşıdıklarını doğru gözlemlemeliyiz. O doğrultuda onlara yardımcı olmalıyız. Aksi halde bazı çocuklar, hiç mi hiç ilgilerini çekmeyen bazı derslerde, hiperaktif olmak durumunda kalırlar; bazıları da depresyona girer veya tembel teneke olmayı seçerler. Çünkü onların kendilerine yapılan bu işkenceye dayanma eşikleri yaşıtları kadar yüksek değildir.
    “Bir öğrenciye bütün pozitif bilimleri ve sanat dallarını (edebiyat, müzik, resim) hem de çok detaylı olarak öğretmeye kalkarsanız, ilgisini çekmeyen derslerde bunalan çocukların gösterdiği bir tepki biçimidir bence hiperaktiflik. Yani biz büyükler eğitim sistemimizde hatalar yapıyoruz bedeli çocuklar ödüyor o ilaç adı altındaki zehirleri içerek ve bazı kötü niyetli insanlara para kazanma yolu doğuyor böylece.

    Hiperaktivite bozukluğu ve dikkat eksikliği konusunda bir süreden beri yazdığım yazılara bugünden itibaren ara veriyorum.
    Hiperaktivite bozukluğu ve dikkat eksikliği, kendisi tartışmalı olan psikiyatrinin en tartışmalı konularından biridir. Çünkü çocukları ilgilendiriyor. Bilim çevrelerinde hastalık olup olmadığı sorgulanıyor. Tedavisi çoğunlukla ağır yan etkileri olan ilaçlarla yapılıyor.
    Sınırları belli değil: Yaramazlık veya başka nedenleri hiperaktivite diye tarif edilen şeyden ayırmak zor.
    Bir örnek vermek gerekirse, kısa bir süre önce Amerikan Aile Terapisi dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre ABD’de yanlış teşhis konan ve amfetamin benzeri ilaçlar verilen çocukların sayısı milyonları buluyor.
    New England Çocuk Psikolojisi Merkezi ve Rhode Island Koleji Özel Eğitim Departmanı tarafından ortaklaşa yapılan bir araştırmaya göre “ADHD (hiperaktivite bozukluğu ve dikkat eksikliği) ilacıyla tedavi edilen beş milyon çocuğun çoğuna düzensiz yatma saatlerinin neden olduğu sahte-ADHD teşhisi konmuş olabilir.”
    Türkiye’de kaç çocuğa hangi nedenlerle yanlış teşhis kondu, Allah bilir. Bu konuda, bırakın araştırma yapmayı, istatistik bile tutulmuyor.

    Tabu sayılan konuyu tartışmak...
    En büyük sorunlardan biri “gerçek” hiperaktivite bozukluğu ve dikkat eksikliğini “sahte”den ayıracak röntgen, kan tahlili, MR, beyin taraması gibi tıbbi yöntemlerin olmamasıdır.
    Bu yazıları yazmaktaki amacım pek tartışılmayan, hatta tabu sayılan bu konuyu tartışmaya açmaktı.




  • sen ciddimisin bu ilaçların hepsini kullandınmı bu genç yaşında
  • quote:

    Orijinalden alıntı: entrik4

    sen ciddimisin bu ilaçların hepsini kullandınmı bu genç yaşında

    Ciddiyim daha bu ilaçlar yarısı ve dalga geçmiyorum benim bilmedigim ilaçlarda var sadece biriktirilen reçete ve ilaç raporlarındaki ilaçlar bunlar.
  • bence boşver git tam kapsamlı bir check up ol belki vücudundaki fiziksel bir hastalığın beyni sinir sistemini etkilemesidir ve ayrıca ailende yoksa bu hastalık bütün ilaçları bırak
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    BU SOKET NE İŞE YARAR?
    18 yıl önce açıldı
    Ne işe yarar bu lustral ?
    3 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.