Aslında gazlar bulundukları kabın şeklini almaz içeride salınımda dururlar.Sıvılar kabın şeklini alırlar çünkü moleküler bağları daha güçlüdür ve birbirlerine tutunurlar.Dolayısıyla şekil almaları kolay olur.Fakat gazların moleküler bağları zayıf olduğu için çabuk koparlar ve şekil vermek çok zor olur.Ateşi de bir kapalı kaba koyduğunuzda söner.En ufak bir delik olduğunda ise ona doğru yönelir kurtulmaya çalışır.Dolayısıyla kabın şeklini alamaz.
arkadaşlar soruyu soran basit bir soru sormuş ancak cevabı o kadar kolay değildir.Birçok konu bir arada alev ve ateş için geçerlidir.ben ucundan dokundurdum ,dalmayalım dedim ancak olmuyor , kafalar karışıyor .
Bunun için en basitinden net anlaşılabilecek ateşte bizi ısıtan radrasyon ışıması hakkında formülleri ve olayı anlatan teknik açıklamaları veriyorum.
Ateş ve alev ile ortaya salınan ısının büyük kısmı rasyasyon ışıması denilen ısı tranferinin 3 ana konusundan biridir. (en kolay anlaşılır olan)
Burada alevin davranışına birçok faktör etki etmektedir, ancak o meşhur bizlere huzur veren dalgalı hareketinin esas kaynağı ortaya saçılan radrasyon ışımasının olmasından kaynaklanmaktadır.Bunu alıp da bir kabın içine koyunca tam bir muamma olaylar dizisi biz farkında olmadan ortaya çıkmakltadır.Konveksiyon ile yayılan ısı ile radyasyon ısımasının toplamı ortamda bununan havayı ısıtmakta ve ısınan hava eğer çıkacak bir yer bulamazsa kapalı kaplar kanununa göre davranışı olmaktadır.Yok eğer dışarı çıkacak bir yer var ise buradan ısı atılımı konveksiyon ile olmakta bunun sonucunda ısı dağılımına göre alev şekil almaktadır.Olayın derinliğini anlatmak için sadece konduction ile yani kabın ısınması ile ortamdan atılan enerjiye hiç girmiyorum bile.
Ateş bulunduğu kabın şeklini alır desem heralde yanlış olur.Çünkü kapalı bir kapta ateş oksijenin bulunduğu kadar var olur.Açık bir kabın içindeki alev ise heralde konumuzdan uzaktır...
Ateş için oksijen şart mıdır? Güneş’te ateş yok mudur?
Güneşin ateş olumu dünyadaki ateş oluşumundan tamamen farklıdır.Eğer evreni kastederek soruyu sorduğunuz bilseydim bu şekilde cevap vermezdim.
Peki ateş bir hacim kaplar mı? Yakıcı olmasaydı kapladığı yerde aynı anda başka bir madde bulunabilir miydi? Ya da yakamadığı bir madde ile tam olarak aynı yerde bulunması nasıl olmaktadır?
dünyada oksijenle yakılan ateş ile termonükneer ateş arasında ciddi bir fark vardır.Nükleer patlama ile çıkan ısıya ateş demek çok hatalı olur ve nükleer tepkimeler için oksijen gerekmez .Ancak illaa bir şey gerekiyor bu parlaklık nedir derseniz bu oksijen değil hidrojendir.Daha doğrusu hidrojen atomlarının milyonlarca derecelik sıcaklıkta bir araya gelerek oluşturduğu patlamalardır.
quote:
Orjinalden alıntı: Ömer
Ateş için oksijen şart mıdır? Güneş’te ateş yok mudur?
evet ateş bir hacim kaplar yani odun ateşinden bahsediyorsak.Burada ateş demek sıcaklık ve ısı yayılımı yani radyasyon kısmı hariç ,bir alana ihtiyacı vardır.Bu da oksijenin bulunduğu yere doğru meyillenir.YAni nerede oksijen varsa o tarafa doğru yönelir.Hacmi yakıt (odun ,kömür, sıvı veya katı yakıtlar)ve oksijen miktarına göre değişir ,min oksijen seviyesi bulunması alevli yanma için olmazsa olmazdır.yani min oksijen miktarı yüdesel olarak ortamda yok ise bol bol duman çıkar ancak sizin beklediğiniz turuncu ve sarı ateş parlamasını göremeyiz.
quote:
Orjinalden alıntı: Laz
Peki ateş bir hacim kaplar mı? Yakıcı olmasaydı kapladığı yerde aynı anda başka bir madde bulunabilir miydi? Ya da yakamadığı bir madde ile tam olarak aynı yerde bulunması nasıl olmaktadır?
quote:
Orjinalden alıntı: vezir
evet ateş bir hacim kaplar yani odun ateşinden bahsediyorsak.Burada ateş demek sıcaklık ve ısı yayılımı yani radyasyon kısmı hariç ,bir alana ihtiyacı vardır.Bu da oksijenin bulunduğu yere doğru meyillenir.YAni nerede oksijen varsa o tarafa doğru yönelir.Hacmi yakıt (odun ,kömür, sıvı veya katı yakıtlar)ve oksijen miktarına göre değişir ,min oksijen seviyesi bulunması alevli yanma için olmazsa olmazdır.yani min oksijen miktarı yüdesel olarak ortamda yok ise bol bol duman çıkar ancak sizin beklediğiniz turuncu ve sarı ateş parlamasını göremeyiz.
quote:
Orjinalden alıntı: Laz
Peki ateş bir hacim kaplar mı? Yakıcı olmasaydı kapladığı yerde aynı anda başka bir madde bulunabilir miydi? Ya da yakamadığı bir madde ile tam olarak aynı yerde bulunması nasıl olmaktadır?
Teşekkürler...
quote:
Orjinalden alıntı: vezir
dünyada oksijenle yakılan ateş ile termonükneer ateş arasında ciddi bir fark vardır.Nükleer patlama ile çıkan ısıya ateş demek çok hatalı olur ve nükleer tepkimeler için oksijen gerekmez .Ancak illaa bir şey gerekiyor bu parlaklık nedir derseniz bu oksijen değil hidrojendir.Daha doğrusu hidrojen atomlarının milyonlarca derecelik sıcaklıkta bir araya gelerek oluşturduğu patlamalardır.
Termonükleer ateş şekil alır mı?
evet şekil alır eğer güneş patlamalarına dikkat ederseniz (mutlaka televizyonlarda izşemişsinizdir) saçılım olduğunu görürsünüz, bunlara şekil veren şey yerçekimi gücüdür.Çünkü bizim gözümüzle gördüğümüz spektrumdaki tayfındaki renk ısının derecesini gösteren en önemli belgedir.Isı arttıkça renk beyaza doğru kayar.Sonuçta çok çok uzaktaki yıldızların bize beyaz görünmelerinin sebebi budur.Aslında bu kadar basit değil ama kabaca temel bilgi olarak bunu söyleyebilirim.Alfa beta gama ısınları var tepkimeden saçılan ısı kaynakları olabilmesi için dalga boyu ile moleküllerin içinden geçmemesi gerekiyor .Çünkü bir yüzeye çarpan bu enerji parçacıkları enerjisini yüzeyde bırakıp ısıya dönüşüyor aynen kinetik enerjinin ısıya dönüşmesi gibi ,tabiiki nevton kuralları geçerli değil ama temel fikir aynı.Güneşteki en tehlikeli saçılan parçacık gamma ısını bunun yerçekimi ile tutulabileceğini sanmıyorum.Yoksa uzak yıldızlardan gelen ışınları ölçemezdik.Bu o kadar tehlikeli bir ışın ki dalga boyu çok küçük olması ve yüksek enerji taşıması sebebiyle ancak kalın atmosfer veya elektromanyetik alan lar bunu kalkanlayabiliyor ve canlılar için çok tehlikelidir.Bu ışın ısıya dönüşmeden durdurulabiliyor ama hücrenin DNA sını bozuyor ve belki de çok tartışılan evrime neden olmaktadır.(kesin değil, belki diyorum).Ancak anormal doğumların temel suçlusu da bu zararlı ışındır.
quote:
Orjinalden alıntı: Ömer
quote:
Orjinalden alıntı: vezir
dünyada oksijenle yakılan ateş ile termonükneer ateş arasında ciddi bir fark vardır.Nükleer patlama ile çıkan ısıya ateş demek çok hatalı olur ve nükleer tepkimeler için oksijen gerekmez .Ancak illaa bir şey gerekiyor bu parlaklık nedir derseniz bu oksijen değil hidrojendir.Daha doğrusu hidrojen atomlarının milyonlarca derecelik sıcaklıkta bir araya gelerek oluşturduğu patlamalardır.
Termonükleer ateş şekil alır mı?
şöyle bir video var idi
mum denmisde bende bir deneyimi/sorumu anlatayim. mumun genisliginde bir ust sinir var , cok genis bir mum , kenarlari ile birlikte esit olarak erimiyor , kenarlari kaliyor ve ortasi derinlesiyor. bir sure sonra ise alev cok derine inince etrafinda bir duvar gibi yukselen erimemis mumlari eritmeye basliyor ve ani sivi akisi sonucu dipteki erimis mum seviyesi fitil boyunu asip mumun sonmesine sebep oluyor. daha sonra ise ortada fitil kalmadigi icin mumu kullanamiyorsunuz. simdi soru : mumun kullanilabilir max genisligini nasil hesaplariz
quote:
Orjinalden alıntı: vezir
2 sistemin beraber işlemesinden kaynaklanmaktadır.
1-akışkanların davranışı(sıvılar gazlar aynı prensipler ile hareket ederler) 2-ISI transferi
bu konular ile alakalı basınç ,doğal sirkülasyon prensipleri ve kuralları, oksijen dağılımı, havadaki nem oranı gibi birçok olay yanmaya etkide bulunabilmektedir.
quote:
Orjinalden alıntı: Odysseus347
şimdi de benim aklıma geldi: mum alevinin karakteristik şekli nası oluşur? yani niye o şekil de başka bi şekil değil? enerji korunumu en yüksek şekil o olabilir heralde ama daha detaylı açıklayabilir misiniz?
quote:
Orjinalden alıntı: vezir ... Çünkü bizim gözümüzle gördüğümüz spektrumdaki tayfındaki renk ısının derecesini gösteren en önemli belgedir.Isı arttıkça renk beyaza doğru kayar.Sonuçta çok çok uzaktaki yıldızların bize beyaz görünmelerinin sebebi budur.
...
"Isı arttıkça renk beyaza doğru kayar"...bunu biraz açabilir misiniz? Ben bunun ısının artmasıyla değil de, atmosferin etkisiyle gerçekleştiğini zannediyordum.
evet anlaşılan radyasyon deyince sadece bunun nükleer patlama olmadığını ufaktan açıklamanın zamanı geldi.Burada dünyada yanan bir alevin ışık spektromuna bakarak yayılan ısı hakkında bir fikir edinebiliriz.Bu konuda değerli bilimadamlarından plank ın çalışmalarına değinmeden olayıniredelenmesi zor olur.Öncelikle kelvin cinsinden bazı değerler veriyorum buradaki renk tayfları bize ısı ve güç hakkında bilgi verir ancak kesin sonuç için plank kanunlarını uygulamak lazımdır.
quote:
Orjinalden alıntı: redstorm
quote:
Orjinalden alıntı: vezir ... Çünkü bizim gözümüzle gördüğümüz spektrumdaki tayfındaki renk ısının derecesini gösteren en önemli belgedir.Isı arttıkça renk beyaza doğru kayar.Sonuçta çok çok uzaktaki yıldızların bize beyaz görünmelerinin sebebi budur.
...
"Isı arttıkça renk beyaza doğru kayar"...bunu biraz açabilir misiniz? Ben bunun ısının artmasıyla değil de, atmosferin etkisiyle gerçekleştiğini zannediyordum.
/>
/>
/>
sayın redstorm ,
temel planck denklemleri ile kafa bulandırmak istemiyorumancak grafikler herkezin anlayabileceği şeyler olacağı için yıldızların ısısını nasıl anladığımızı ekteki grafikten anlayabilirsiniz.
mcyavuz sen hep basit görünen sorular soruyorsun ama cevapları için tez yazılacak kadar derin işler aslında bu ısı transferi konuları,
öncelikle mumumuzun parafin olan yakıtını eriten radyosyon ısısı için bir hesap kitap yapmak lazım bu çok da zor değil.ancak burada fitilin kalınlığı çok önem arz etmektedir.Çünkü fitil kalın oldukça sıvılaşmış parafin bunun emilimi ile eriyen parafini kendine çeker ve daha kuvvetli yanmaya başlar çünkü yakıt miktarı artmıştır , ancak artan alev gücü ile birlikte ısının yoğun olduğu parlak sarı kısım en çok ısının yayıldığı kısım olduğu için alev yukarı doğru çıkacaktır ve mumun çeperlerinin üstüne çıkınca erime duracaktır .Erime durunca sıvı parafin azalacak ve alev boyu küçülecektir.Alev boyu küçülünce radyosyon ile yayılan ısı daha aşagılara inecek ve çeperleri tekrar ertimeye başlayacaktır.Bu böyle devam eder gider,
Ancak , her basit gözlemcinin göreceği gibi mum ilk başta çok cılız bir alev ile yanar ve sonra gitgide daha parlak yanar ancak bir max seviyeye ulaştıktan sonra tekrar optimum seviyesini buluncaya kadar kendini küçültür ve yakıt beslemesini dengeledikten sonra sabit bir alev ile yanar .
Siz burada eğer fitili kalın tutursanız tüm dengeler bozulur ve alevin gücü ile çeperler daha hızla erir gider.Bu yüzden kalın fitil kullanıldığında kalın mum olur ki denge bozulmasın.Ancak fitil kalınlığı ile mum kalınlığı arasındaki bağıntıyı formülüze edebilecek varsa helal olsun derim .Bu iş ciddi doktora tezi olur ancak.
quote:
Orjinalden alıntı: mcyavuz
mum denmisde bende bir deneyimi/sorumu anlatayim. mumun genisliginde bir ust sinir var , cok genis bir mum , kenarlari ile birlikte esit olarak erimiyor , kenarlari kaliyor ve ortasi derinlesiyor. bir sure sonra ise alev cok derine inince etrafinda bir duvar gibi yukselen erimemis mumlari eritmeye basliyor ve ani sivi akisi sonucu dipteki erimis mum seviyesi fitil boyunu asip mumun sonmesine sebep oluyor. daha sonra ise ortada fitil kalmadigi icin mumu kullanamiyorsunuz. simdi soru : mumun kullanilabilir max genisligini nasil hesaplariz
quote:
Orjinalden alıntı: vezir
2 sistemin beraber işlemesinden kaynaklanmaktadır.
1-akışkanların davranışı(sıvılar gazlar aynı prensipler ile hareket ederler) 2-ISI transferi
bu konular ile alakalı basınç ,doğal sirkülasyon prensipleri ve kuralları, oksijen dağılımı, havadaki nem oranı gibi birçok olay yanmaya etkide bulunabilmektedir.
quote:
Orjinalden alıntı: Odysseus347
şimdi de benim aklıma geldi: mum alevinin karakteristik şekli nası oluşur? yani niye o şekil de başka bi şekil değil? enerji korunumu en yüksek şekil o olabilir heralde ama daha detaylı açıklayabilir misiniz?
bunu sözlü olarak sormaktansa görsel olarak deney yapsan ateşin bir süre sonra kabın şeklini aldığını göreceksin