Şimdi Ara

Atatürk'ün İslam Dini Hakkında Görüşleri Nasıldı? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
66
Cevap
0
Favori
3.143
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Atatürk tanrinin Turk milletine gönderdiği en buyuk armağandir.

    Cunku birileri gayet dini butun gorunebilir ve kapali kapilar ardinda cocuk taciz edebilir,

    Hatta cahil bi yonetici cikip "bi kereden bi sey olmaz diyebilir"..

    Ama en buyuk ibadet insanlik icin yapilan fedakarlıktir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Selcuklulardaki gibi laik devlet anlayisina gecince yobazlarin ekmek kapisi kapandi. O gun bugundur dinsiz derler ataturke.

    Halbuki orduda bile din egitimi mevcuttu cumhuriyetin ilk yillarinda. Kitaplar bastirilmisti. Ne zamanki siyasete din karisti ulkede bozulma had safhaya cikti. Demek ki dini inanc, vatan sevgisiyle ayri seylermis...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • husocan11 kullanıcısına yanıt
    1. Haberde bahsedilen kisinin akil hastasi olmadigini nereden biliyorsun.

    2. Haberi yazan gazetenin manipulasyon yapmadigini nereden biliyorsun

    3. M. Kemal demissin. O donem ataturk'un yasadigini nereden biliyorsun

    4. Chp'nin turkiye'nin ilk doneminde yaptigi fasistce uygulamalar, senin kafa yapin ile hemen hemen ayni. Bunu elestirecegine alkislaman lazim. Onlar dindarlara baski yapiyordu, senin kafandakiler de kendi gibi dusunmeyen hemen herkese



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi otofaresi mahsun -- 3 Mart 2017; 19:23:48 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Müslüman olmadığı da Ateist olmadığı da kesin. Muhtemelen Atam da benim gibi Tanrı inancına inanıyor idi. Onunla gurur duyuyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-5966A6FE1 -- 7 Mart 2017; 15:59:22 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • En sağlam kaynak Atatürk'ün bizzat kendisidir. Kendi el yazısıyla yazdığı sayfalar dolusu yazı mevcuttur. Açın okuyun Atatürk'ün müslüman olmadığı açıktır. Aynı notlar hem inönü ailesinde hem afet inanda hemde çağdaş yaşamı destekleme derneğinde mevcut. İnternette de bulabilirsiniz..

    Kısaca Atatürk müslüman değildi, herhangi bir dine de inanmıyordu.
  • Murat Bardakçı da bu konuya değiniyor BELGELERİYLE üşenmeyin de izlenip öğrenin.

    https://www.youtube.com/watch?v=fyTIMK3jkmE



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ülkücüadam -- 4 Mart 2017; 16:20:6 >
  • Atatürk'ün geçmişi ile değil, sonu ile değerlendirmeşiyiz. Madem ki konu Atatürk'ün hangi dinden olduğudur. O halde temel kuralı bilmeliyiz. Bir insanın hangi dinden olduğu veya olmadığı ölümü anındaki inancıdır. Bir insan yaşamı boyunca on farklı dine girip çıkabilir. Bu süre zarfından çeşitli görüşler ortaya atabilir. Bu görüşleri onun dininin ne olduğunun kanıtı değildir. Atatürk'ü dini inancı da böle bişi. O dindar bir toplumda doğdu, Müslüman bir devletin ferdi idi. Atatürk'ün dini görüşleri dindarlıktan ateizmiz uzun bir seyir izlemiştir. Ama ben onun Deist olarak öldüğüne inanıyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Jeopol

    arap inanci degilse niye arapca olarak iniyor, arapca ibadet edilmesi gerekiyor, niye arap kulturune gore sekilleniyor ve arap kulturunu yaymaya calisyor??

    İslam dini ile herhangi bir bilginiz olmadan konuşuyorsunuz.Bir kere İslam dini ile Arap kültürünün alakası yok,hiç mı siyer, tarih okumadınız? Peygamber(sav) efendimiz oradaki Arap kültürünün tamamen değiştiriyor, Normal Araplardaki bütün ahlaki, ananeleri,töreyi yerle bir etmiştir. Nasıl Arap kültürü oluyor? En küçük bir davranışı bile değiştirmiştir,siz bunları Araplara mal edemezsiniz,

    Kuran in Arapça gelmesinin ne gibi bir zararı var? insanlar Arapça ogrenemezmi? Bu dil dünya dili değil mi? Baska Bir canlıya ait bir dil mı?Bir kere Kuran Peygamber efendimize (sav) inmiştir,birinci muhatabı O dur, herhalde Arapça inecektir.Bizim görevimiz tabi olmaktır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bi siz biliyorsunuz islam dinini

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sabah Yıldızı kullanıcısına yanıt
    Boyle saçma bir yorum yapmak için ne kadar düşündün? Muhtemelen birkaç saniyeni almıştır. "Siyaseten Müslüman taklidi yapmıştır" bunun bir kanıtı var mıdır elinde, bunu sormak mecburiyetindeyim çünkü kendinden çok emin konuşuyorsun. Sonra devamında bir de çok gülünç bir şey daha yazmışsın değinmeden geçemeyeceğim. Aleykümselam demesinin bir şehir efsanesi olduğunu söylemişsin, aslı astarı yokmuş "öğrendiğim kadarıyla" diye de eklemişsin. Bu ne yaman çelişkidir? Hem şehir efsanesi diyerek kendinden gayet emin konuşuyorsun, hem de sonrasında "öğrendiğim kadarıyla " diyerek açık kapı bırakıyorsun. Bir şeyi doğru dürüst bilmiyorsanız kesin bir dille yazmayın şuraya, sonrasında insanların aklını bulandırıyorsunuz. Yazdıklarını gören de bir şey biliyor zanneder.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mareşal Rommel M kullanıcısına yanıt
    Ben öyle düşünmüyorum. Hangi sözleri onun Müslümanlığı terk ettiğini kanıtlar? Atatürk İslam dinine bazı eleştiriler getirmiştir, ki bu eleştirileri onun ateist ya da Müslüman olmadığı anlamına gelmez. Bunu söylememin nedeni Atatürk'ün yine kendi sözleri ve çevresindeki insanların hatıratlarındandır. Ayrıca yaptığı uygulamalardan nasıl böyle bir sonuç çıkarıyorsun? Yanlış anlama eleştiri olarak sormadım, gerçekten hangi uygulamalarını ters olarak görüyorsun diyerek sordum. Atatürk hayata geçirdiği her uygulama öncesinde düşünüp taşınmıştır çünkü kendisi böyle diyor. Ben yaptığı uygulamalarda hiçbir İslam düşmanlığı görmüyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kütahyalı 77

    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.
    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.İnat edip ayak sürtenler, ezberini bozamayanlar, hatadan dönemeyenler Yalancıların (üçkağıtcı vs) ta kendileridir.İşte o MK.sözleri;
    Mustafa kemal’in ‘Tarih Tezleri’ne veya Sözlerine (aşağıdaki) Cevap veriyoruz.Daha fazla bilgi için şu linklere bakabilirsiniz;http://yakintarihimiz.org/mustafa-kemalin-tarih-tezlerine-veya-sozlerine-cevap-veriyoruz.html
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt ) •
    Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar (peygamber) tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    ₪ “Hırkasıdır diye bir palaspareyi hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular halife oldular. Gah şarka, cenuba, gah garba veya her tarafa saldıra saldıra Türk Milletini Allah için, peygamber için, topraklarını, menfaatlerini benliğini unutturacak, Allah’a mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
    İslâm dinince kutsal kabul edilen ve halen Topkapı müzesindeki kutsal emanetler bölümünde sergilenen Muhammed’in hırkasına Atatürk yorumu: Palaspare. (tdk tanımı: pasaklı, yırtık giysi)
    İslâm dininde kutsal kabul edilen ve Allah’ın emri olan “cihad” hakkında: Millete benliğini unutturan gaflet uykusu.
    ₪ “Arabistan’ın muhtelif yerlerinde insan heykellerinden ve nebat resim ve suretlerinden ibaret ağaçtan ve taştan putların muhafazasına mahsup yerler vardı. Muhammed’in neş’et etmiş olduğu Mekke’de ki Kabe denilen mabet bu yerlerin en büyüklerinden idi. İbrahim oğlu İsmail ile birlikte Kabe’yi bina etmişlerdi. Cebrail kendilerine o zaman beyaz ve mücella olan Haceriesvedi getirmişti, bu taş sonradan günahkarların ellerini sürmelerinden dolayı kararmıştı. Bunların hepsi, bittabi sonradan uydurulmuş masallardır.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    Kuran’da Kabe’nin kuruluşu ve yapılışı ile ilgili bilgilere Atatürk yorumu: Uydurulmuş masallar.
    ₪ “Medineniler ile Mekkeliler arasında derin bir düşmanlık ta vardı. Muhammet te Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı. Buna Hicret denildi.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan hiçbir müslüman, Hicret hakkında “Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı” demez.
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) (tesadüf ateist mantıgı)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( M. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . ÇünküMuhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’ı ezberlemek anlamına gelen hafızlık statüsüne Atatürk’ün bakışı: Beynin sulanması.
    • Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’a göre islâm “bütün insanlara” gönderilmiş bir dindir. Atatürk’ün islâm’ı “Araplar’ın dini” olarak tanımlaması, İslâm hakkındaki fikrini özetlemektedir.
    Aynı şekilde, Kuran’a göre “ümmet” ifadesi de İslâm dinine inanan bütün insanları karşılayan bir kavramdır. Fakat Atatürk, “ümmet” ifadesinin Muhammed’in kabileleri birleştirerek yaratmak istediği “Arap milliyeti” fikrinin sonucu olarak değerlendirmiştir.
    İslâm dinine göre Kuran bütün insanlığa gönderilmiştir. Atatürk’e göre ise Kuran: “Allah’ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitap”
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    Kralların ve Padişahların istibdadına Dinler mesnet olmuştur.( Atatürk ün El yazmaları Medeni Bilgiler Syf. 30
    ₪ “Muhammet uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan ayetleri luzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a göre Kuran ayetleri Allah tarafından insanlığa gönderilir, Atatürk’e göre ise Muhammed tarafından tefekkür edilerek(üzerinde düşünülerek) toplumun ihtiyaçlarına göre takrir edilir(yerleştirilir).
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt )
    ₪ “Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir. İslam ananesinde bu ayetlerin Muhammed’e Cebrail adında bir melek vasıtasıyla Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur. Muhammed birdenbire Allah’ın Resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek fena ve iptidai ve islaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları islah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan bir insan İslâm peygamberine saygı gereği “Hz.Muhammed” olarak hitap eder. Yalnızca “Muhammed” hitabında bulunabilecek bir kimse ancak İslâm’a inanmayan biri olabilir.
    Ayetlerin Allah tarafından Cebrail aracılığıyla vahyedildiği kesin bir dille Kuran’da belirtilirken, “İslam ananesinde böyle kabul olunur” diyerek, bunun bir done değil bir varsayım olduğunu vurgulamıştır.
    Muhammed’in, çevresindeki olaylardan etkilenerek vahiy ve ilham fikri ile harekete geçip peygamberlik iddiasında bulunduğunu söylemiştir. Burada vahiyin Allah kelamı değil, Muhammed’in kendi tasarladığı bir fikir olduğunu belirtmektedir. Böyle bir yorumu ancak dinsiz birisi yapabilir.
    • Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan ) •
    Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) • Çünkü malumdur ki insan “ tabiatın mahlukudur” ( Prof Afet İnan , Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk ün el yazıları)
    • Tabiatın her şeyden büyük ve her şey olduğu anlaşıldıkça tabiatın çocuğu olan insan kendinin de büyüklüğünü ve haysiyetini anlamaya başladı ( m kemal a.g.e)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( m. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik
    Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına) • Ali kılıç anlatıyor ( İstiklal Mahkemeleri Savcısıdır) : “Meclise geldik bir müezzin geldi müezzin ezan okudu meclis kapısından içeri girdiğimiz zaman Atatürk ün önüne sırmalı elbiseler giyinmiş bir imam dikildi Atatürk ne istediğini sordu.İmam ellerini kaldırarak “Dua etmeden girilmez” dedi.Atatürk “Bu yurt askerin süngüsü ile kurtarıldı ve bu meclis onun gayretiyle kuruldu.Yoksa senin duanla değil.Çekil oradan “ dedi. Ve imamı eliyle iterek meclise girdi. (Kemal Arıburnu, Atatürk ten Anekdotlar-Anılar)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . Çünkü Muhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365) •
    Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir adeta halkı bir kapana kıstırırlar. ( Kaynak : Andrew Mango , Atatürk Syf 447)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    • Kazım Karabekir den dinliyoruz: … müthiş bir inkılap hamlesi teklif etti : “Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız.Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılabı yapmazsak , başka hiçbir zaman yapamayız “ ilk fethi bey grubundan sonra da Mustafa Kemal Paşadan işittiğim bu yeni inkılap zihniyetini İsmet Paşa bir çırpıda tamamlıyordu…Aradaki zaman fasılaları kendiliğinden ortadan kalkarak bu üç şahsiyetin üç maddelik programları kulaklarımda tekrarlandı…
    1 ) İslamlık terakkiye manidir
    2 ) Arapoğlunun yavelerini Türklere öğretmeli
    3 ) Hocaları toptan kaldırmalı
    ( Bkz. Kazım Karabekir ,Paşaların kavgası : Atatürk Karabekir , Yayına hazırlayan : İsmet bozbağ , Emre yayınları aralık 1991 syf 165 )
    HZ ..İSA BİR PEYGAMBER DEĞİL DİN KILIĞINDA ORTAYA ÇIKMIŞ BİRİSİDİR..
    ZABİT KUMANDANLA HASBİAL .s.17 r.eşref ünaydın
    KAVRAMLAR GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN KİTAPLAR :
    KASIT EDİLEN KURAN VE İNCİL;
    Aziz milletvekilleri,
    Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada (devlet) bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan (KURAN VE İNCİL) kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.(Alkışlar) (MUSTAFA KEMALCHP MANİFESTOSU)
    – Kaynak: ATATÜRK, Cumhuriyet Halk Partisi programı, Söylev ve Demeçleri / Cilt 1 / Syf. 389
    DEVLETİN RESMİ SİTESİ:
    http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/atatu…usma/5d3yy.htm
    Kuran ayetlerini “gökten ve gaipten indiği sanılan” “dogmalar” olarak nitelemiştir. Bu yorumu ancak inançsız biri yapabilir.
    Mustafa Kemal “Devlet yönetimindeki prensiplerimizi gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla bir tutmayın.” diyor. Laiklik yani devleti yönetirken Kur’an’a bakmam diyor. Bu İslamiyete göre kafirliktir
    Gayb demek: akıl ve 5 duyu ile algılanamaz . Görülmeyen bilinmeyen anlamına gelir.duygu organları ile veya hesap ile tecrübe ile anlaşılmayan demektir gaybı ancak ALLAH ve onun bildirdikleri bilir İslamiyet amel kalp ile dil ile yani söz yazı ile ve beden (yaşam) ile yapılacak emir ve yasaklardır …(dini terimler sözlüğü )
    Dogma : Şühe edilen İnanılmayan Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas (ayet ve hadis) (türk dil kurumu) Ateizme Göre : yalan uydurma palavra.
    SANILAN; Varsayıma dayanan, zannedilen,şüphe duyulan. NND Sözlük
    Peki, “Gökten indirildiğine inanılan kitaplar” ne demektir?
    Kuran’ı kerim cebrail (as) vasıtastı ile peygamberimize, kısım kısım ve zaman zaman nazil olmuş, yani indirilmiştir. BU YÜZDEN KURAN’ A VE DİĞER HAK OLAN EVVELKİ ZEBUR,VE İNCİLE SEMAVİ KİTAPLAR, YANİ GÖKTEN İNDİRİLEN KİTAPLAR DENİLMİŞTİR.
    GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN ; Semavi ; Gökle alâkalı, semaya (gök) dair ve müteallik. * İnsan eseri olmayan, vahiyle gelmiş bulunan (OSMANLI-TÜRKCE SÖZLÜK)
    SONUÇ;
    Yahudilerin büyük din âlimlerinden Maimonides (1135-1204) yüreğinde Yahudilik inancını ve kimliğini taşımak şartıyla Musevîlerin (YAHUDİLERİN) Hıristiyan ülkelerinde Hıristiyan, Müslüman ülkelerinde Müslüman gibi görünmelerine fetva vermiştir. Haham Moses Maimonides (musa ibn meymun 1135-1204) (YAHUDİ-MUTEBER FIKIH KİTAPLARI )
    “SABETAY SEVİ’nin soyundan geliyorum. Kendisine hayranım. Keşke bu dünyadaki bütün yahudiler onun mesihliği altında birleşse..” (yani hem burda bir yahudi olduğunu hemde yahudi inancına bağlı olduğunu söylüyor..)(MUSTAFA KEMAL)
    “Evimde Venedik’te basılmış eski bir TEVRAT var. Babam onu okumam için bana Karaim Yahudisi bir muallim tutmuştu. Öğrendiğim ayetlerden bazılarını hala hatırlayabiliyorum.”“SHEMA YISRA’EL, ADONAI ELOHENU, ADONAI EHAD!” (yani “Dinle ey İsrail, Rabbin olan Tanrı tektir”) Bu dua yahudilerin ünlü Shema duasıdır. (Mustafa Kemal demek ki, gizliden gizliye yahudi ibadetini ediyormuş, yani dinine bağlı bir yahudi hemde.. ) Daha sonra yahudi Itamar Ben Avi’nin “Efendim, bu Yahudilerin en mühim duasıdır!” demesi üzerine Mustafa Kemal: “Benim de gizli duamdır bayım, benim de..” diyerek etnik kökeninin ve dininin yahudi olduğunu beyan etmiştir..
    (Kaynak: Uluğ İğdemir: Atatürk’ün Yaşamı, I. Cilt, sahife 23, TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI , 1980
    NUTUK’TA MUSTAFA KEMAL DİYORKİ : MÜSLÜMLIĞI BİR YANA BIRAKIP EVRENSEL BİR DÜNYA DİNİ KURALIM (YAHUDİ MASON MERKEZLİ YENİ DÜNYA DÜZENİ İSTİYOR)
    Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiy…e kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren «birleşik bir dünya devleti» kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz.***

    bu kadar saçma yazı okumadım :D

    öncelikle Türk dil kurumundan "dogma" anlamı neymiş. Doğrusunu verseydin

    http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_yanlis&view=yanlis&kelimez=110

    dogma: a. 1. Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi. 2. fel. Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas,


    Atatürk'ün yazdığı kitabı kaynak alıyorum burada ! Çünkü ateist Afet'in 1960 larda yazdıkları beni alakadar etmez. Çünkü kendisi fransadan bizzat kitaplar getirip Türkiyede eğitim literatürüne sokmak istemiştir. Mesela Evrim gibi. Neyse ... Atatürk ne yazmış ?

    Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir.

    Muhammet, Medine’de yerleştikten ve az çok teşkilat yaptıktan sonra Mekke ile Suriye arasında gelip giden tüccar kervanlarına tecavüzlere başlamıştı.

    Kabe, mikap yani tavla zarı şeklinde demektir.

    Bu uydurmalara göre İbrahim karısı Hacer ile oğlu İsmail’i buraya getirmişti. Zemzem’de onlar için fışkırmıştı. İbrahim oğlu İsmail ile birlikte Kabe’yi bina etmişlerdi.

    Bunların hepsi, bittabi sonradan uydurulmuş masallardır.

    Muhammet birdenbire Allah’ın Resulüyüm diye ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek fena ve pek iptidai ve ıslaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları ıslah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur

    Bütün iptidai (ilkel) kavimler gibi, Araplar da, şairlerin akıl erdiremedikleri kuvvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı.

    “Muhammed’in peygamberliğinin başlangıcına dair bir çok rivayet vardır.Bunlar pek çok efsaneyle karışmıştır. Hakikatte peygamberin ilk söylediği Kur’an ayetlerinin ne olduğu kati surette malum değildir. Muhammet Uzun Bir devirdeki Tefekkürlerin (düşünmelerin) mahsulü olan ayetleri luzüm ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu (anlatıyordu). Bununla beraber kendisini tahrik eden kuvvetin tabiat fevkinde bir mevcudiyet olduğuna samimi surette kani idi. Muhammedi harekete getiren ilk amil bu samimi heyecanlar olmuştur. Muhammet başlangıçta doğaçtan dini hitabette bulunan bir “vaiz” oldu. Muhammed vaizlikten “nebiliğe”, nebilikten nihayet “Allah’ın resulü” haline geçti..”



    şimdi yukarıdaki yazıların hangisinde bir yaradan yoktur yazıyor ? He bana dersen ki Atatürk arapçılığa düşman idi. Buna hak veririm. Zaten kendi hatıra defterinde vardır kavmi necip olayı... Atatürkün hayatında Türklüğün ilk kez şekil aldığı andır.

    sonra Allah yoktur dediğini idda ettiğin Atatürk için yahudi diyorsun. Allah bu yahudilere kutsal topraklar vermemiş mi? seçilmiş yani kayrılmış kavim olduğu bizim kitapta dahi yazıyor. şimdi karar ver önce

    Atatürk Allah inancı yok mu yoksa deist mi ? Atatürk ateist mi yoksa yahudi mi yoksa hristiyan mı?

    sonra tartışalım.




  • Sabah Yıldızı kullanıcısına yanıt
    "bu vatan 1000 senedir üzerinde yaşayan bizlere ait ..son 80 senede zayıflaması sonucu vucuda çöreklenen parazit ve kenelere değil.."

    parazit ve kene kim bir acikla bakayim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi antisocial77 -- 14 Mart 2017; 11:22:5 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kütahyalı 77

    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.
    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.İnat edip ayak sürtenler, ezberini bozamayanlar, hatadan dönemeyenler Yalancıların (üçkağıtcı vs) ta kendileridir.İşte o MK.sözleri;
    Mustafa kemal’in ‘Tarih Tezleri’ne veya Sözlerine (aşağıdaki) Cevap veriyoruz.Daha fazla bilgi için şu linklere bakabilirsiniz;http://yakintarihimiz.org/mustafa-kemalin-tarih-tezlerine-veya-sozlerine-cevap-veriyoruz.html
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt ) •
    Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar (peygamber) tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    ₪ “Hırkasıdır diye bir palaspareyi hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular halife oldular. Gah şarka, cenuba, gah garba veya her tarafa saldıra saldıra Türk Milletini Allah için, peygamber için, topraklarını, menfaatlerini benliğini unutturacak, Allah’a mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
    İslâm dinince kutsal kabul edilen ve halen Topkapı müzesindeki kutsal emanetler bölümünde sergilenen Muhammed’in hırkasına Atatürk yorumu: Palaspare. (tdk tanımı: pasaklı, yırtık giysi)
    İslâm dininde kutsal kabul edilen ve Allah’ın emri olan “cihad” hakkında: Millete benliğini unutturan gaflet uykusu.
    ₪ “Arabistan’ın muhtelif yerlerinde insan heykellerinden ve nebat resim ve suretlerinden ibaret ağaçtan ve taştan putların muhafazasına mahsup yerler vardı. Muhammed’in neş’et etmiş olduğu Mekke’de ki Kabe denilen mabet bu yerlerin en büyüklerinden idi. İbrahim oğlu İsmail ile birlikte Kabe’yi bina etmişlerdi. Cebrail kendilerine o zaman beyaz ve mücella olan Haceriesvedi getirmişti, bu taş sonradan günahkarların ellerini sürmelerinden dolayı kararmıştı. Bunların hepsi, bittabi sonradan uydurulmuş masallardır.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    Kuran’da Kabe’nin kuruluşu ve yapılışı ile ilgili bilgilere Atatürk yorumu: Uydurulmuş masallar.
    ₪ “Medineniler ile Mekkeliler arasında derin bir düşmanlık ta vardı. Muhammet te Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı. Buna Hicret denildi.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan hiçbir müslüman, Hicret hakkında “Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı” demez.
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) (tesadüf ateist mantıgı)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( M. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . ÇünküMuhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’ı ezberlemek anlamına gelen hafızlık statüsüne Atatürk’ün bakışı: Beynin sulanması.
    • Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’a göre islâm “bütün insanlara” gönderilmiş bir dindir. Atatürk’ün islâm’ı “Araplar’ın dini” olarak tanımlaması, İslâm hakkındaki fikrini özetlemektedir.
    Aynı şekilde, Kuran’a göre “ümmet” ifadesi de İslâm dinine inanan bütün insanları karşılayan bir kavramdır. Fakat Atatürk, “ümmet” ifadesinin Muhammed’in kabileleri birleştirerek yaratmak istediği “Arap milliyeti” fikrinin sonucu olarak değerlendirmiştir.
    İslâm dinine göre Kuran bütün insanlığa gönderilmiştir. Atatürk’e göre ise Kuran: “Allah’ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitap”
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    Kralların ve Padişahların istibdadına Dinler mesnet olmuştur.( Atatürk ün El yazmaları Medeni Bilgiler Syf. 30
    ₪ “Muhammet uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan ayetleri luzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a göre Kuran ayetleri Allah tarafından insanlığa gönderilir, Atatürk’e göre ise Muhammed tarafından tefekkür edilerek(üzerinde düşünülerek) toplumun ihtiyaçlarına göre takrir edilir(yerleştirilir).
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt )
    ₪ “Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir. İslam ananesinde bu ayetlerin Muhammed’e Cebrail adında bir melek vasıtasıyla Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur. Muhammed birdenbire Allah’ın Resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek fena ve iptidai ve islaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları islah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan bir insan İslâm peygamberine saygı gereği “Hz.Muhammed” olarak hitap eder. Yalnızca “Muhammed” hitabında bulunabilecek bir kimse ancak İslâm’a inanmayan biri olabilir.
    Ayetlerin Allah tarafından Cebrail aracılığıyla vahyedildiği kesin bir dille Kuran’da belirtilirken, “İslam ananesinde böyle kabul olunur” diyerek, bunun bir done değil bir varsayım olduğunu vurgulamıştır.
    Muhammed’in, çevresindeki olaylardan etkilenerek vahiy ve ilham fikri ile harekete geçip peygamberlik iddiasında bulunduğunu söylemiştir. Burada vahiyin Allah kelamı değil, Muhammed’in kendi tasarladığı bir fikir olduğunu belirtmektedir. Böyle bir yorumu ancak dinsiz birisi yapabilir.
    • Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan ) •
    Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) • Çünkü malumdur ki insan “ tabiatın mahlukudur” ( Prof Afet İnan , Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk ün el yazıları)
    • Tabiatın her şeyden büyük ve her şey olduğu anlaşıldıkça tabiatın çocuğu olan insan kendinin de büyüklüğünü ve haysiyetini anlamaya başladı ( m kemal a.g.e)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( m. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik
    Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına) • Ali kılıç anlatıyor ( İstiklal Mahkemeleri Savcısıdır) : “Meclise geldik bir müezzin geldi müezzin ezan okudu meclis kapısından içeri girdiğimiz zaman Atatürk ün önüne sırmalı elbiseler giyinmiş bir imam dikildi Atatürk ne istediğini sordu.İmam ellerini kaldırarak “Dua etmeden girilmez” dedi.Atatürk “Bu yurt askerin süngüsü ile kurtarıldı ve bu meclis onun gayretiyle kuruldu.Yoksa senin duanla değil.Çekil oradan “ dedi. Ve imamı eliyle iterek meclise girdi. (Kemal Arıburnu, Atatürk ten Anekdotlar-Anılar)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . Çünkü Muhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365) •
    Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir adeta halkı bir kapana kıstırırlar. ( Kaynak : Andrew Mango , Atatürk Syf 447)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    • Kazım Karabekir den dinliyoruz: … müthiş bir inkılap hamlesi teklif etti : “Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız.Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılabı yapmazsak , başka hiçbir zaman yapamayız “ ilk fethi bey grubundan sonra da Mustafa Kemal Paşadan işittiğim bu yeni inkılap zihniyetini İsmet Paşa bir çırpıda tamamlıyordu…Aradaki zaman fasılaları kendiliğinden ortadan kalkarak bu üç şahsiyetin üç maddelik programları kulaklarımda tekrarlandı…
    1 ) İslamlık terakkiye manidir
    2 ) Arapoğlunun yavelerini Türklere öğretmeli
    3 ) Hocaları toptan kaldırmalı
    ( Bkz. Kazım Karabekir ,Paşaların kavgası : Atatürk Karabekir , Yayına hazırlayan : İsmet bozbağ , Emre yayınları aralık 1991 syf 165 )
    HZ ..İSA BİR PEYGAMBER DEĞİL DİN KILIĞINDA ORTAYA ÇIKMIŞ BİRİSİDİR..
    ZABİT KUMANDANLA HASBİAL .s.17 r.eşref ünaydın
    KAVRAMLAR GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN KİTAPLAR :
    KASIT EDİLEN KURAN VE İNCİL;
    Aziz milletvekilleri,
    Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada (devlet) bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan (KURAN VE İNCİL) kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.(Alkışlar) (MUSTAFA KEMALCHP MANİFESTOSU)
    – Kaynak: ATATÜRK, Cumhuriyet Halk Partisi programı, Söylev ve Demeçleri / Cilt 1 / Syf. 389
    DEVLETİN RESMİ SİTESİ:
    http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/atatu…usma/5d3yy.htm
    Kuran ayetlerini “gökten ve gaipten indiği sanılan” “dogmalar” olarak nitelemiştir. Bu yorumu ancak inançsız biri yapabilir.
    Mustafa Kemal “Devlet yönetimindeki prensiplerimizi gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla bir tutmayın.” diyor. Laiklik yani devleti yönetirken Kur’an’a bakmam diyor. Bu İslamiyete göre kafirliktir
    Gayb demek: akıl ve 5 duyu ile algılanamaz . Görülmeyen bilinmeyen anlamına gelir.duygu organları ile veya hesap ile tecrübe ile anlaşılmayan demektir gaybı ancak ALLAH ve onun bildirdikleri bilir İslamiyet amel kalp ile dil ile yani söz yazı ile ve beden (yaşam) ile yapılacak emir ve yasaklardır …(dini terimler sözlüğü )
    Dogma : Şühe edilen İnanılmayan Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas (ayet ve hadis) (türk dil kurumu) Ateizme Göre : yalan uydurma palavra.
    SANILAN; Varsayıma dayanan, zannedilen,şüphe duyulan. NND Sözlük
    Peki, “Gökten indirildiğine inanılan kitaplar” ne demektir?
    Kuran’ı kerim cebrail (as) vasıtastı ile peygamberimize, kısım kısım ve zaman zaman nazil olmuş, yani indirilmiştir. BU YÜZDEN KURAN’ A VE DİĞER HAK OLAN EVVELKİ ZEBUR,VE İNCİLE SEMAVİ KİTAPLAR, YANİ GÖKTEN İNDİRİLEN KİTAPLAR DENİLMİŞTİR.
    GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN ; Semavi ; Gökle alâkalı, semaya (gök) dair ve müteallik. * İnsan eseri olmayan, vahiyle gelmiş bulunan (OSMANLI-TÜRKCE SÖZLÜK)
    SONUÇ;
    Yahudilerin büyük din âlimlerinden Maimonides (1135-1204) yüreğinde Yahudilik inancını ve kimliğini taşımak şartıyla Musevîlerin (YAHUDİLERİN) Hıristiyan ülkelerinde Hıristiyan, Müslüman ülkelerinde Müslüman gibi görünmelerine fetva vermiştir. Haham Moses Maimonides (musa ibn meymun 1135-1204) (YAHUDİ-MUTEBER FIKIH KİTAPLARI )
    “SABETAY SEVİ’nin soyundan geliyorum. Kendisine hayranım. Keşke bu dünyadaki bütün yahudiler onun mesihliği altında birleşse..” (yani hem burda bir yahudi olduğunu hemde yahudi inancına bağlı olduğunu söylüyor..)(MUSTAFA KEMAL)
    “Evimde Venedik’te basılmış eski bir TEVRAT var. Babam onu okumam için bana Karaim Yahudisi bir muallim tutmuştu. Öğrendiğim ayetlerden bazılarını hala hatırlayabiliyorum.”“SHEMA YISRA’EL, ADONAI ELOHENU, ADONAI EHAD!” (yani “Dinle ey İsrail, Rabbin olan Tanrı tektir”) Bu dua yahudilerin ünlü Shema duasıdır. (Mustafa Kemal demek ki, gizliden gizliye yahudi ibadetini ediyormuş, yani dinine bağlı bir yahudi hemde.. ) Daha sonra yahudi Itamar Ben Avi’nin “Efendim, bu Yahudilerin en mühim duasıdır!” demesi üzerine Mustafa Kemal: “Benim de gizli duamdır bayım, benim de..” diyerek etnik kökeninin ve dininin yahudi olduğunu beyan etmiştir..
    (Kaynak: Uluğ İğdemir: Atatürk’ün Yaşamı, I. Cilt, sahife 23, TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI , 1980
    NUTUK’TA MUSTAFA KEMAL DİYORKİ : MÜSLÜMLIĞI BİR YANA BIRAKIP EVRENSEL BİR DÜNYA DİNİ KURALIM (YAHUDİ MASON MERKEZLİ YENİ DÜNYA DÜZENİ İSTİYOR)
    Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiy…e kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren «birleşik bir dünya devleti» kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz.***

    Kufurse küfür ne yapalım yani. Dilinden Allah kitabı eksiltmeyip otobüste liseli çocukların bacaklarına bakalım subyanci mı olsaydi. O zaman senin kankin olurdu ama değil mı.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Atılgan oo


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kütahyalı 77

    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.
    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.İnat edip ayak sürtenler, ezberini bozamayanlar, hatadan dönemeyenler Yalancıların (üçkağıtcı vs) ta kendileridir.İşte o MK.sözleri;
    Mustafa kemal’in ‘Tarih Tezleri’ne veya Sözlerine (aşağıdaki) Cevap veriyoruz.Daha fazla bilgi için şu linklere bakabilirsiniz;http://yakintarihimiz.org/mustafa-kemalin-tarih-tezlerine-veya-sozlerine-cevap-veriyoruz.html
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt ) •
    Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar (peygamber) tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    ₪ “Hırkasıdır diye bir palaspareyi hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular halife oldular. Gah şarka, cenuba, gah garba veya her tarafa saldıra saldıra Türk Milletini Allah için, peygamber için, topraklarını, menfaatlerini benliğini unutturacak, Allah’a mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
    İslâm dinince kutsal kabul edilen ve halen Topkapı müzesindeki kutsal emanetler bölümünde sergilenen Muhammed’in hırkasına Atatürk yorumu: Palaspare. (tdk tanımı: pasaklı, yırtık giysi)
    İslâm dininde kutsal kabul edilen ve Allah’ın emri olan “cihad” hakkında: Millete benliğini unutturan gaflet uykusu.
    ₪ “Arabistan’ın muhtelif yerlerinde insan heykellerinden ve nebat resim ve suretlerinden ibaret ağaçtan ve taştan putların muhafazasına mahsup yerler vardı. Muhammed’in neş’et etmiş olduğu Mekke’de ki Kabe denilen mabet bu yerlerin en büyüklerinden idi. İbrahim oğlu İsmail ile birlikte Kabe’yi bina etmişlerdi. Cebrail kendilerine o zaman beyaz ve mücella olan Haceriesvedi getirmişti, bu taş sonradan günahkarların ellerini sürmelerinden dolayı kararmıştı. Bunların hepsi, bittabi sonradan uydurulmuş masallardır.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    Kuran’da Kabe’nin kuruluşu ve yapılışı ile ilgili bilgilere Atatürk yorumu: Uydurulmuş masallar.
    ₪ “Medineniler ile Mekkeliler arasında derin bir düşmanlık ta vardı. Muhammet te Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı. Buna Hicret denildi.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan hiçbir müslüman, Hicret hakkında “Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı” demez.
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) (tesadüf ateist mantıgı)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( M. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . ÇünküMuhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’ı ezberlemek anlamına gelen hafızlık statüsüne Atatürk’ün bakışı: Beynin sulanması.
    • Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’a göre islâm “bütün insanlara” gönderilmiş bir dindir. Atatürk’ün islâm’ı “Araplar’ın dini” olarak tanımlaması, İslâm hakkındaki fikrini özetlemektedir.
    Aynı şekilde, Kuran’a göre “ümmet” ifadesi de İslâm dinine inanan bütün insanları karşılayan bir kavramdır. Fakat Atatürk, “ümmet” ifadesinin Muhammed’in kabileleri birleştirerek yaratmak istediği “Arap milliyeti” fikrinin sonucu olarak değerlendirmiştir.
    İslâm dinine göre Kuran bütün insanlığa gönderilmiştir. Atatürk’e göre ise Kuran: “Allah’ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitap”
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    Kralların ve Padişahların istibdadına Dinler mesnet olmuştur.( Atatürk ün El yazmaları Medeni Bilgiler Syf. 30
    ₪ “Muhammet uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan ayetleri luzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a göre Kuran ayetleri Allah tarafından insanlığa gönderilir, Atatürk’e göre ise Muhammed tarafından tefekkür edilerek(üzerinde düşünülerek) toplumun ihtiyaçlarına göre takrir edilir(yerleştirilir).
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt )
    ₪ “Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir. İslam ananesinde bu ayetlerin Muhammed’e Cebrail adında bir melek vasıtasıyla Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur. Muhammed birdenbire Allah’ın Resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek fena ve iptidai ve islaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları islah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan bir insan İslâm peygamberine saygı gereği “Hz.Muhammed” olarak hitap eder. Yalnızca “Muhammed” hitabında bulunabilecek bir kimse ancak İslâm’a inanmayan biri olabilir.
    Ayetlerin Allah tarafından Cebrail aracılığıyla vahyedildiği kesin bir dille Kuran’da belirtilirken, “İslam ananesinde böyle kabul olunur” diyerek, bunun bir done değil bir varsayım olduğunu vurgulamıştır.
    Muhammed’in, çevresindeki olaylardan etkilenerek vahiy ve ilham fikri ile harekete geçip peygamberlik iddiasında bulunduğunu söylemiştir. Burada vahiyin Allah kelamı değil, Muhammed’in kendi tasarladığı bir fikir olduğunu belirtmektedir. Böyle bir yorumu ancak dinsiz birisi yapabilir.
    • Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan ) •
    Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) • Çünkü malumdur ki insan “ tabiatın mahlukudur” ( Prof Afet İnan , Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk ün el yazıları)
    • Tabiatın her şeyden büyük ve her şey olduğu anlaşıldıkça tabiatın çocuğu olan insan kendinin de büyüklüğünü ve haysiyetini anlamaya başladı ( m kemal a.g.e)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( m. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik
    Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına) • Ali kılıç anlatıyor ( İstiklal Mahkemeleri Savcısıdır) : “Meclise geldik bir müezzin geldi müezzin ezan okudu meclis kapısından içeri girdiğimiz zaman Atatürk ün önüne sırmalı elbiseler giyinmiş bir imam dikildi Atatürk ne istediğini sordu.İmam ellerini kaldırarak “Dua etmeden girilmez” dedi.Atatürk “Bu yurt askerin süngüsü ile kurtarıldı ve bu meclis onun gayretiyle kuruldu.Yoksa senin duanla değil.Çekil oradan “ dedi. Ve imamı eliyle iterek meclise girdi. (Kemal Arıburnu, Atatürk ten Anekdotlar-Anılar)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . Çünkü Muhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365) •
    Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir adeta halkı bir kapana kıstırırlar. ( Kaynak : Andrew Mango , Atatürk Syf 447)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    • Kazım Karabekir den dinliyoruz: … müthiş bir inkılap hamlesi teklif etti : “Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız.Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılabı yapmazsak , başka hiçbir zaman yapamayız “ ilk fethi bey grubundan sonra da Mustafa Kemal Paşadan işittiğim bu yeni inkılap zihniyetini İsmet Paşa bir çırpıda tamamlıyordu…Aradaki zaman fasılaları kendiliğinden ortadan kalkarak bu üç şahsiyetin üç maddelik programları kulaklarımda tekrarlandı…
    1 ) İslamlık terakkiye manidir
    2 ) Arapoğlunun yavelerini Türklere öğretmeli
    3 ) Hocaları toptan kaldırmalı
    ( Bkz. Kazım Karabekir ,Paşaların kavgası : Atatürk Karabekir , Yayına hazırlayan : İsmet bozbağ , Emre yayınları aralık 1991 syf 165 )
    HZ ..İSA BİR PEYGAMBER DEĞİL DİN KILIĞINDA ORTAYA ÇIKMIŞ BİRİSİDİR..
    ZABİT KUMANDANLA HASBİAL .s.17 r.eşref ünaydın
    KAVRAMLAR GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN KİTAPLAR :
    KASIT EDİLEN KURAN VE İNCİL;
    Aziz milletvekilleri,
    Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada (devlet) bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan (KURAN VE İNCİL) kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.(Alkışlar) (MUSTAFA KEMALCHP MANİFESTOSU)
    – Kaynak: ATATÜRK, Cumhuriyet Halk Partisi programı, Söylev ve Demeçleri / Cilt 1 / Syf. 389
    DEVLETİN RESMİ SİTESİ:
    http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/atatu…usma/5d3yy.htm
    Kuran ayetlerini “gökten ve gaipten indiği sanılan” “dogmalar” olarak nitelemiştir. Bu yorumu ancak inançsız biri yapabilir.
    Mustafa Kemal “Devlet yönetimindeki prensiplerimizi gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla bir tutmayın.” diyor. Laiklik yani devleti yönetirken Kur’an’a bakmam diyor. Bu İslamiyete göre kafirliktir
    Gayb demek: akıl ve 5 duyu ile algılanamaz . Görülmeyen bilinmeyen anlamına gelir.duygu organları ile veya hesap ile tecrübe ile anlaşılmayan demektir gaybı ancak ALLAH ve onun bildirdikleri bilir İslamiyet amel kalp ile dil ile yani söz yazı ile ve beden (yaşam) ile yapılacak emir ve yasaklardır …(dini terimler sözlüğü )
    Dogma : Şühe edilen İnanılmayan Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas (ayet ve hadis) (türk dil kurumu) Ateizme Göre : yalan uydurma palavra.
    SANILAN; Varsayıma dayanan, zannedilen,şüphe duyulan. NND Sözlük
    Peki, “Gökten indirildiğine inanılan kitaplar” ne demektir?
    Kuran’ı kerim cebrail (as) vasıtastı ile peygamberimize, kısım kısım ve zaman zaman nazil olmuş, yani indirilmiştir. BU YÜZDEN KURAN’ A VE DİĞER HAK OLAN EVVELKİ ZEBUR,VE İNCİLE SEMAVİ KİTAPLAR, YANİ GÖKTEN İNDİRİLEN KİTAPLAR DENİLMİŞTİR.
    GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN ; Semavi ; Gökle alâkalı, semaya (gök) dair ve müteallik. * İnsan eseri olmayan, vahiyle gelmiş bulunan (OSMANLI-TÜRKCE SÖZLÜK)
    SONUÇ;
    Yahudilerin büyük din âlimlerinden Maimonides (1135-1204) yüreğinde Yahudilik inancını ve kimliğini taşımak şartıyla Musevîlerin (YAHUDİLERİN) Hıristiyan ülkelerinde Hıristiyan, Müslüman ülkelerinde Müslüman gibi görünmelerine fetva vermiştir. Haham Moses Maimonides (musa ibn meymun 1135-1204) (YAHUDİ-MUTEBER FIKIH KİTAPLARI )
    “SABETAY SEVİ’nin soyundan geliyorum. Kendisine hayranım. Keşke bu dünyadaki bütün yahudiler onun mesihliği altında birleşse..” (yani hem burda bir yahudi olduğunu hemde yahudi inancına bağlı olduğunu söylüyor..)(MUSTAFA KEMAL)
    “Evimde Venedik’te basılmış eski bir TEVRAT var. Babam onu okumam için bana Karaim Yahudisi bir muallim tutmuştu. Öğrendiğim ayetlerden bazılarını hala hatırlayabiliyorum.”“SHEMA YISRA’EL, ADONAI ELOHENU, ADONAI EHAD!” (yani “Dinle ey İsrail, Rabbin olan Tanrı tektir”) Bu dua yahudilerin ünlü Shema duasıdır. (Mustafa Kemal demek ki, gizliden gizliye yahudi ibadetini ediyormuş, yani dinine bağlı bir yahudi hemde.. ) Daha sonra yahudi Itamar Ben Avi’nin “Efendim, bu Yahudilerin en mühim duasıdır!” demesi üzerine Mustafa Kemal: “Benim de gizli duamdır bayım, benim de..” diyerek etnik kökeninin ve dininin yahudi olduğunu beyan etmiştir..
    (Kaynak: Uluğ İğdemir: Atatürk’ün Yaşamı, I. Cilt, sahife 23, TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI , 1980
    NUTUK’TA MUSTAFA KEMAL DİYORKİ : MÜSLÜMLIĞI BİR YANA BIRAKIP EVRENSEL BİR DÜNYA DİNİ KURALIM (YAHUDİ MASON MERKEZLİ YENİ DÜNYA DÜZENİ İSTİYOR)
    Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiy…e kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren «birleşik bir dünya devleti» kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz.***

    Kufurse küfür ne yapalım yani. Dilinden Allah kitabı eksiltmeyip otobüste liseli çocukların bacaklarına bakalım subyanci mı olsaydi. O zaman senin kankin olurdu ama değil mı.

    Ne alakası var ? Latife hanım Mustafa Kemal'den sizce niye boşandı ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kütahyalı 77


    quote:

    Orijinalden alıntı: Atılgan oo


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kütahyalı 77

    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.
    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.İnat edip ayak sürtenler, ezberini bozamayanlar, hatadan dönemeyenler Yalancıların (üçkağıtcı vs) ta kendileridir.İşte o MK.sözleri;
    Mustafa kemal’in ‘Tarih Tezleri’ne veya Sözlerine (aşağıdaki) Cevap veriyoruz.Daha fazla bilgi için şu linklere bakabilirsiniz;http://yakintarihimiz.org/mustafa-kemalin-tarih-tezlerine-veya-sozlerine-cevap-veriyoruz.html
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt ) •
    Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar (peygamber) tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    ₪ “Hırkasıdır diye bir palaspareyi hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular halife oldular. Gah şarka, cenuba, gah garba veya her tarafa saldıra saldıra Türk Milletini Allah için, peygamber için, topraklarını, menfaatlerini benliğini unutturacak, Allah’a mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
    İslâm dinince kutsal kabul edilen ve halen Topkapı müzesindeki kutsal emanetler bölümünde sergilenen Muhammed’in hırkasına Atatürk yorumu: Palaspare. (tdk tanımı: pasaklı, yırtık giysi)
    İslâm dininde kutsal kabul edilen ve Allah’ın emri olan “cihad” hakkında: Millete benliğini unutturan gaflet uykusu.
    ₪ “Arabistan’ın muhtelif yerlerinde insan heykellerinden ve nebat resim ve suretlerinden ibaret ağaçtan ve taştan putların muhafazasına mahsup yerler vardı. Muhammed’in neş’et etmiş olduğu Mekke’de ki Kabe denilen mabet bu yerlerin en büyüklerinden idi. İbrahim oğlu İsmail ile birlikte Kabe’yi bina etmişlerdi. Cebrail kendilerine o zaman beyaz ve mücella olan Haceriesvedi getirmişti, bu taş sonradan günahkarların ellerini sürmelerinden dolayı kararmıştı. Bunların hepsi, bittabi sonradan uydurulmuş masallardır.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    Kuran’da Kabe’nin kuruluşu ve yapılışı ile ilgili bilgilere Atatürk yorumu: Uydurulmuş masallar.
    ₪ “Medineniler ile Mekkeliler arasında derin bir düşmanlık ta vardı. Muhammet te Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı. Buna Hicret denildi.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan hiçbir müslüman, Hicret hakkında “Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı” demez.
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) (tesadüf ateist mantıgı)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( M. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . ÇünküMuhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’ı ezberlemek anlamına gelen hafızlık statüsüne Atatürk’ün bakışı: Beynin sulanması.
    • Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’a göre islâm “bütün insanlara” gönderilmiş bir dindir. Atatürk’ün islâm’ı “Araplar’ın dini” olarak tanımlaması, İslâm hakkındaki fikrini özetlemektedir.
    Aynı şekilde, Kuran’a göre “ümmet” ifadesi de İslâm dinine inanan bütün insanları karşılayan bir kavramdır. Fakat Atatürk, “ümmet” ifadesinin Muhammed’in kabileleri birleştirerek yaratmak istediği “Arap milliyeti” fikrinin sonucu olarak değerlendirmiştir.
    İslâm dinine göre Kuran bütün insanlığa gönderilmiştir. Atatürk’e göre ise Kuran: “Allah’ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitap”
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    Kralların ve Padişahların istibdadına Dinler mesnet olmuştur.( Atatürk ün El yazmaları Medeni Bilgiler Syf. 30
    ₪ “Muhammet uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan ayetleri luzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a göre Kuran ayetleri Allah tarafından insanlığa gönderilir, Atatürk’e göre ise Muhammed tarafından tefekkür edilerek(üzerinde düşünülerek) toplumun ihtiyaçlarına göre takrir edilir(yerleştirilir).
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt )
    ₪ “Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir. İslam ananesinde bu ayetlerin Muhammed’e Cebrail adında bir melek vasıtasıyla Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur. Muhammed birdenbire Allah’ın Resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek fena ve iptidai ve islaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları islah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan bir insan İslâm peygamberine saygı gereği “Hz.Muhammed” olarak hitap eder. Yalnızca “Muhammed” hitabında bulunabilecek bir kimse ancak İslâm’a inanmayan biri olabilir.
    Ayetlerin Allah tarafından Cebrail aracılığıyla vahyedildiği kesin bir dille Kuran’da belirtilirken, “İslam ananesinde böyle kabul olunur” diyerek, bunun bir done değil bir varsayım olduğunu vurgulamıştır.
    Muhammed’in, çevresindeki olaylardan etkilenerek vahiy ve ilham fikri ile harekete geçip peygamberlik iddiasında bulunduğunu söylemiştir. Burada vahiyin Allah kelamı değil, Muhammed’in kendi tasarladığı bir fikir olduğunu belirtmektedir. Böyle bir yorumu ancak dinsiz birisi yapabilir.
    • Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan ) •
    Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) • Çünkü malumdur ki insan “ tabiatın mahlukudur” ( Prof Afet İnan , Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk ün el yazıları)
    • Tabiatın her şeyden büyük ve her şey olduğu anlaşıldıkça tabiatın çocuğu olan insan kendinin de büyüklüğünü ve haysiyetini anlamaya başladı ( m kemal a.g.e)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( m. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik
    Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına) • Ali kılıç anlatıyor ( İstiklal Mahkemeleri Savcısıdır) : “Meclise geldik bir müezzin geldi müezzin ezan okudu meclis kapısından içeri girdiğimiz zaman Atatürk ün önüne sırmalı elbiseler giyinmiş bir imam dikildi Atatürk ne istediğini sordu.İmam ellerini kaldırarak “Dua etmeden girilmez” dedi.Atatürk “Bu yurt askerin süngüsü ile kurtarıldı ve bu meclis onun gayretiyle kuruldu.Yoksa senin duanla değil.Çekil oradan “ dedi. Ve imamı eliyle iterek meclise girdi. (Kemal Arıburnu, Atatürk ten Anekdotlar-Anılar)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . Çünkü Muhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365) •
    Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir adeta halkı bir kapana kıstırırlar. ( Kaynak : Andrew Mango , Atatürk Syf 447)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    • Kazım Karabekir den dinliyoruz: … müthiş bir inkılap hamlesi teklif etti : “Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız.Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılabı yapmazsak , başka hiçbir zaman yapamayız “ ilk fethi bey grubundan sonra da Mustafa Kemal Paşadan işittiğim bu yeni inkılap zihniyetini İsmet Paşa bir çırpıda tamamlıyordu…Aradaki zaman fasılaları kendiliğinden ortadan kalkarak bu üç şahsiyetin üç maddelik programları kulaklarımda tekrarlandı…
    1 ) İslamlık terakkiye manidir
    2 ) Arapoğlunun yavelerini Türklere öğretmeli
    3 ) Hocaları toptan kaldırmalı
    ( Bkz. Kazım Karabekir ,Paşaların kavgası : Atatürk Karabekir , Yayına hazırlayan : İsmet bozbağ , Emre yayınları aralık 1991 syf 165 )
    HZ ..İSA BİR PEYGAMBER DEĞİL DİN KILIĞINDA ORTAYA ÇIKMIŞ BİRİSİDİR..
    ZABİT KUMANDANLA HASBİAL .s.17 r.eşref ünaydın
    KAVRAMLAR GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN KİTAPLAR :
    KASIT EDİLEN KURAN VE İNCİL;
    Aziz milletvekilleri,
    Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada (devlet) bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan (KURAN VE İNCİL) kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.(Alkışlar) (MUSTAFA KEMALCHP MANİFESTOSU)
    – Kaynak: ATATÜRK, Cumhuriyet Halk Partisi programı, Söylev ve Demeçleri / Cilt 1 / Syf. 389
    DEVLETİN RESMİ SİTESİ:
    http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/atatu…usma/5d3yy.htm
    Kuran ayetlerini “gökten ve gaipten indiği sanılan” “dogmalar” olarak nitelemiştir. Bu yorumu ancak inançsız biri yapabilir.
    Mustafa Kemal “Devlet yönetimindeki prensiplerimizi gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla bir tutmayın.” diyor. Laiklik yani devleti yönetirken Kur’an’a bakmam diyor. Bu İslamiyete göre kafirliktir
    Gayb demek: akıl ve 5 duyu ile algılanamaz . Görülmeyen bilinmeyen anlamına gelir.duygu organları ile veya hesap ile tecrübe ile anlaşılmayan demektir gaybı ancak ALLAH ve onun bildirdikleri bilir İslamiyet amel kalp ile dil ile yani söz yazı ile ve beden (yaşam) ile yapılacak emir ve yasaklardır …(dini terimler sözlüğü )
    Dogma : Şühe edilen İnanılmayan Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas (ayet ve hadis) (türk dil kurumu) Ateizme Göre : yalan uydurma palavra.
    SANILAN; Varsayıma dayanan, zannedilen,şüphe duyulan. NND Sözlük
    Peki, “Gökten indirildiğine inanılan kitaplar” ne demektir?
    Kuran’ı kerim cebrail (as) vasıtastı ile peygamberimize, kısım kısım ve zaman zaman nazil olmuş, yani indirilmiştir. BU YÜZDEN KURAN’ A VE DİĞER HAK OLAN EVVELKİ ZEBUR,VE İNCİLE SEMAVİ KİTAPLAR, YANİ GÖKTEN İNDİRİLEN KİTAPLAR DENİLMİŞTİR.
    GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN ; Semavi ; Gökle alâkalı, semaya (gök) dair ve müteallik. * İnsan eseri olmayan, vahiyle gelmiş bulunan (OSMANLI-TÜRKCE SÖZLÜK)
    SONUÇ;
    Yahudilerin büyük din âlimlerinden Maimonides (1135-1204) yüreğinde Yahudilik inancını ve kimliğini taşımak şartıyla Musevîlerin (YAHUDİLERİN) Hıristiyan ülkelerinde Hıristiyan, Müslüman ülkelerinde Müslüman gibi görünmelerine fetva vermiştir. Haham Moses Maimonides (musa ibn meymun 1135-1204) (YAHUDİ-MUTEBER FIKIH KİTAPLARI )
    “SABETAY SEVİ’nin soyundan geliyorum. Kendisine hayranım. Keşke bu dünyadaki bütün yahudiler onun mesihliği altında birleşse..” (yani hem burda bir yahudi olduğunu hemde yahudi inancına bağlı olduğunu söylüyor..)(MUSTAFA KEMAL)
    “Evimde Venedik’te basılmış eski bir TEVRAT var. Babam onu okumam için bana Karaim Yahudisi bir muallim tutmuştu. Öğrendiğim ayetlerden bazılarını hala hatırlayabiliyorum.”“SHEMA YISRA’EL, ADONAI ELOHENU, ADONAI EHAD!” (yani “Dinle ey İsrail, Rabbin olan Tanrı tektir”) Bu dua yahudilerin ünlü Shema duasıdır. (Mustafa Kemal demek ki, gizliden gizliye yahudi ibadetini ediyormuş, yani dinine bağlı bir yahudi hemde.. ) Daha sonra yahudi Itamar Ben Avi’nin “Efendim, bu Yahudilerin en mühim duasıdır!” demesi üzerine Mustafa Kemal: “Benim de gizli duamdır bayım, benim de..” diyerek etnik kökeninin ve dininin yahudi olduğunu beyan etmiştir..
    (Kaynak: Uluğ İğdemir: Atatürk’ün Yaşamı, I. Cilt, sahife 23, TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI , 1980
    NUTUK’TA MUSTAFA KEMAL DİYORKİ : MÜSLÜMLIĞI BİR YANA BIRAKIP EVRENSEL BİR DÜNYA DİNİ KURALIM (YAHUDİ MASON MERKEZLİ YENİ DÜNYA DÜZENİ İSTİYOR)
    Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiy…e kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren «birleşik bir dünya devleti» kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz.***

    Kufurse küfür ne yapalım yani. Dilinden Allah kitabı eksiltmeyip otobüste liseli çocukların bacaklarına bakalım subyanci mı olsaydi. O zaman senin kankin olurdu ama değil mı.

    Ne alakası var ? Latife hanım Mustafa Kemal'den sizce niye boşandı ?

    Soruya soruyla cevap verilmez benim soruma bı cevap ver sonra senin soruna geçeriz. Tekrar soruyorum



    Dilinden dini kitabı dusurmeyip senin gibi otobüsteki liseli kızların bacaklarına bakan subyanci olsaydı daha mı iyi olacaktı.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Atılgan oo


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kütahyalı 77


    quote:

    Orijinalden alıntı: Atılgan oo


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kütahyalı 77

    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.
    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.İnat edip ayak sürtenler, ezberini bozamayanlar, hatadan dönemeyenler Yalancıların (üçkağıtcı vs) ta kendileridir.İşte o MK.sözleri;
    Mustafa kemal’in ‘Tarih Tezleri’ne veya Sözlerine (aşağıdaki) Cevap veriyoruz.Daha fazla bilgi için şu linklere bakabilirsiniz;http://yakintarihimiz.org/mustafa-kemalin-tarih-tezlerine-veya-sozlerine-cevap-veriyoruz.html
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt ) •
    Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar (peygamber) tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    ₪ “Hırkasıdır diye bir palaspareyi hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular halife oldular. Gah şarka, cenuba, gah garba veya her tarafa saldıra saldıra Türk Milletini Allah için, peygamber için, topraklarını, menfaatlerini benliğini unutturacak, Allah’a mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
    İslâm dinince kutsal kabul edilen ve halen Topkapı müzesindeki kutsal emanetler bölümünde sergilenen Muhammed’in hırkasına Atatürk yorumu: Palaspare. (tdk tanımı: pasaklı, yırtık giysi)
    İslâm dininde kutsal kabul edilen ve Allah’ın emri olan “cihad” hakkında: Millete benliğini unutturan gaflet uykusu.
    ₪ “Arabistan’ın muhtelif yerlerinde insan heykellerinden ve nebat resim ve suretlerinden ibaret ağaçtan ve taştan putların muhafazasına mahsup yerler vardı. Muhammed’in neş’et etmiş olduğu Mekke’de ki Kabe denilen mabet bu yerlerin en büyüklerinden idi. İbrahim oğlu İsmail ile birlikte Kabe’yi bina etmişlerdi. Cebrail kendilerine o zaman beyaz ve mücella olan Haceriesvedi getirmişti, bu taş sonradan günahkarların ellerini sürmelerinden dolayı kararmıştı. Bunların hepsi, bittabi sonradan uydurulmuş masallardır.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    Kuran’da Kabe’nin kuruluşu ve yapılışı ile ilgili bilgilere Atatürk yorumu: Uydurulmuş masallar.
    ₪ “Medineniler ile Mekkeliler arasında derin bir düşmanlık ta vardı. Muhammet te Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı. Buna Hicret denildi.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan hiçbir müslüman, Hicret hakkında “Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı” demez.
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) (tesadüf ateist mantıgı)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( M. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . ÇünküMuhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’ı ezberlemek anlamına gelen hafızlık statüsüne Atatürk’ün bakışı: Beynin sulanması.
    • Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’a göre islâm “bütün insanlara” gönderilmiş bir dindir. Atatürk’ün islâm’ı “Araplar’ın dini” olarak tanımlaması, İslâm hakkındaki fikrini özetlemektedir.
    Aynı şekilde, Kuran’a göre “ümmet” ifadesi de İslâm dinine inanan bütün insanları karşılayan bir kavramdır. Fakat Atatürk, “ümmet” ifadesinin Muhammed’in kabileleri birleştirerek yaratmak istediği “Arap milliyeti” fikrinin sonucu olarak değerlendirmiştir.
    İslâm dinine göre Kuran bütün insanlığa gönderilmiştir. Atatürk’e göre ise Kuran: “Allah’ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitap”
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    Kralların ve Padişahların istibdadına Dinler mesnet olmuştur.( Atatürk ün El yazmaları Medeni Bilgiler Syf. 30
    ₪ “Muhammet uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan ayetleri luzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a göre Kuran ayetleri Allah tarafından insanlığa gönderilir, Atatürk’e göre ise Muhammed tarafından tefekkür edilerek(üzerinde düşünülerek) toplumun ihtiyaçlarına göre takrir edilir(yerleştirilir).
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt )
    ₪ “Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir. İslam ananesinde bu ayetlerin Muhammed’e Cebrail adında bir melek vasıtasıyla Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur. Muhammed birdenbire Allah’ın Resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek fena ve iptidai ve islaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları islah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan bir insan İslâm peygamberine saygı gereği “Hz.Muhammed” olarak hitap eder. Yalnızca “Muhammed” hitabında bulunabilecek bir kimse ancak İslâm’a inanmayan biri olabilir.
    Ayetlerin Allah tarafından Cebrail aracılığıyla vahyedildiği kesin bir dille Kuran’da belirtilirken, “İslam ananesinde böyle kabul olunur” diyerek, bunun bir done değil bir varsayım olduğunu vurgulamıştır.
    Muhammed’in, çevresindeki olaylardan etkilenerek vahiy ve ilham fikri ile harekete geçip peygamberlik iddiasında bulunduğunu söylemiştir. Burada vahiyin Allah kelamı değil, Muhammed’in kendi tasarladığı bir fikir olduğunu belirtmektedir. Böyle bir yorumu ancak dinsiz birisi yapabilir.
    • Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan ) •
    Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) • Çünkü malumdur ki insan “ tabiatın mahlukudur” ( Prof Afet İnan , Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk ün el yazıları)
    • Tabiatın her şeyden büyük ve her şey olduğu anlaşıldıkça tabiatın çocuğu olan insan kendinin de büyüklüğünü ve haysiyetini anlamaya başladı ( m kemal a.g.e)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( m. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik
    Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına) • Ali kılıç anlatıyor ( İstiklal Mahkemeleri Savcısıdır) : “Meclise geldik bir müezzin geldi müezzin ezan okudu meclis kapısından içeri girdiğimiz zaman Atatürk ün önüne sırmalı elbiseler giyinmiş bir imam dikildi Atatürk ne istediğini sordu.İmam ellerini kaldırarak “Dua etmeden girilmez” dedi.Atatürk “Bu yurt askerin süngüsü ile kurtarıldı ve bu meclis onun gayretiyle kuruldu.Yoksa senin duanla değil.Çekil oradan “ dedi. Ve imamı eliyle iterek meclise girdi. (Kemal Arıburnu, Atatürk ten Anekdotlar-Anılar)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . Çünkü Muhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365) •
    Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir adeta halkı bir kapana kıstırırlar. ( Kaynak : Andrew Mango , Atatürk Syf 447)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    • Kazım Karabekir den dinliyoruz: … müthiş bir inkılap hamlesi teklif etti : “Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız.Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılabı yapmazsak , başka hiçbir zaman yapamayız “ ilk fethi bey grubundan sonra da Mustafa Kemal Paşadan işittiğim bu yeni inkılap zihniyetini İsmet Paşa bir çırpıda tamamlıyordu…Aradaki zaman fasılaları kendiliğinden ortadan kalkarak bu üç şahsiyetin üç maddelik programları kulaklarımda tekrarlandı…
    1 ) İslamlık terakkiye manidir
    2 ) Arapoğlunun yavelerini Türklere öğretmeli
    3 ) Hocaları toptan kaldırmalı
    ( Bkz. Kazım Karabekir ,Paşaların kavgası : Atatürk Karabekir , Yayına hazırlayan : İsmet bozbağ , Emre yayınları aralık 1991 syf 165 )
    HZ ..İSA BİR PEYGAMBER DEĞİL DİN KILIĞINDA ORTAYA ÇIKMIŞ BİRİSİDİR..
    ZABİT KUMANDANLA HASBİAL .s.17 r.eşref ünaydın
    KAVRAMLAR GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN KİTAPLAR :
    KASIT EDİLEN KURAN VE İNCİL;
    Aziz milletvekilleri,
    Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada (devlet) bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan (KURAN VE İNCİL) kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.(Alkışlar) (MUSTAFA KEMALCHP MANİFESTOSU)
    – Kaynak: ATATÜRK, Cumhuriyet Halk Partisi programı, Söylev ve Demeçleri / Cilt 1 / Syf. 389
    DEVLETİN RESMİ SİTESİ:
    http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/atatu…usma/5d3yy.htm
    Kuran ayetlerini “gökten ve gaipten indiği sanılan” “dogmalar” olarak nitelemiştir. Bu yorumu ancak inançsız biri yapabilir.
    Mustafa Kemal “Devlet yönetimindeki prensiplerimizi gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla bir tutmayın.” diyor. Laiklik yani devleti yönetirken Kur’an’a bakmam diyor. Bu İslamiyete göre kafirliktir
    Gayb demek: akıl ve 5 duyu ile algılanamaz . Görülmeyen bilinmeyen anlamına gelir.duygu organları ile veya hesap ile tecrübe ile anlaşılmayan demektir gaybı ancak ALLAH ve onun bildirdikleri bilir İslamiyet amel kalp ile dil ile yani söz yazı ile ve beden (yaşam) ile yapılacak emir ve yasaklardır …(dini terimler sözlüğü )
    Dogma : Şühe edilen İnanılmayan Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas (ayet ve hadis) (türk dil kurumu) Ateizme Göre : yalan uydurma palavra.
    SANILAN; Varsayıma dayanan, zannedilen,şüphe duyulan. NND Sözlük
    Peki, “Gökten indirildiğine inanılan kitaplar” ne demektir?
    Kuran’ı kerim cebrail (as) vasıtastı ile peygamberimize, kısım kısım ve zaman zaman nazil olmuş, yani indirilmiştir. BU YÜZDEN KURAN’ A VE DİĞER HAK OLAN EVVELKİ ZEBUR,VE İNCİLE SEMAVİ KİTAPLAR, YANİ GÖKTEN İNDİRİLEN KİTAPLAR DENİLMİŞTİR.
    GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN ; Semavi ; Gökle alâkalı, semaya (gök) dair ve müteallik. * İnsan eseri olmayan, vahiyle gelmiş bulunan (OSMANLI-TÜRKCE SÖZLÜK)
    SONUÇ;
    Yahudilerin büyük din âlimlerinden Maimonides (1135-1204) yüreğinde Yahudilik inancını ve kimliğini taşımak şartıyla Musevîlerin (YAHUDİLERİN) Hıristiyan ülkelerinde Hıristiyan, Müslüman ülkelerinde Müslüman gibi görünmelerine fetva vermiştir. Haham Moses Maimonides (musa ibn meymun 1135-1204) (YAHUDİ-MUTEBER FIKIH KİTAPLARI )
    “SABETAY SEVİ’nin soyundan geliyorum. Kendisine hayranım. Keşke bu dünyadaki bütün yahudiler onun mesihliği altında birleşse..” (yani hem burda bir yahudi olduğunu hemde yahudi inancına bağlı olduğunu söylüyor..)(MUSTAFA KEMAL)
    “Evimde Venedik’te basılmış eski bir TEVRAT var. Babam onu okumam için bana Karaim Yahudisi bir muallim tutmuştu. Öğrendiğim ayetlerden bazılarını hala hatırlayabiliyorum.”“SHEMA YISRA’EL, ADONAI ELOHENU, ADONAI EHAD!” (yani “Dinle ey İsrail, Rabbin olan Tanrı tektir”) Bu dua yahudilerin ünlü Shema duasıdır. (Mustafa Kemal demek ki, gizliden gizliye yahudi ibadetini ediyormuş, yani dinine bağlı bir yahudi hemde.. ) Daha sonra yahudi Itamar Ben Avi’nin “Efendim, bu Yahudilerin en mühim duasıdır!” demesi üzerine Mustafa Kemal: “Benim de gizli duamdır bayım, benim de..” diyerek etnik kökeninin ve dininin yahudi olduğunu beyan etmiştir..
    (Kaynak: Uluğ İğdemir: Atatürk’ün Yaşamı, I. Cilt, sahife 23, TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI , 1980
    NUTUK’TA MUSTAFA KEMAL DİYORKİ : MÜSLÜMLIĞI BİR YANA BIRAKIP EVRENSEL BİR DÜNYA DİNİ KURALIM (YAHUDİ MASON MERKEZLİ YENİ DÜNYA DÜZENİ İSTİYOR)
    Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiy…e kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren «birleşik bir dünya devleti» kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz.***

    Kufurse küfür ne yapalım yani. Dilinden Allah kitabı eksiltmeyip otobüste liseli çocukların bacaklarına bakalım subyanci mı olsaydi. O zaman senin kankin olurdu ama değil mı.

    Ne alakası var ? Latife hanım Mustafa Kemal'den sizce niye boşandı ?

    Soruya soruyla cevap verilmez benim soruma bı cevap ver sonra senin soruna geçeriz. Tekrar soruyorum



    Dilinden dini kitabı dusurmeyip senin gibi otobüsteki liseli kızların bacaklarına bakan subyanci olsaydı daha mı iyi olacaktı.

    Benim özel hayatımı nereden biliyorsun ? böyle yaptğımı gözünle görmediğin halde niye sallıyorsun ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kütahyalı 77


    quote:

    Orijinalden alıntı: Atılgan oo


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kütahyalı 77


    quote:

    Orijinalden alıntı: Atılgan oo


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kütahyalı 77

    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.
    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.İnat edip ayak sürtenler, ezberini bozamayanlar, hatadan dönemeyenler Yalancıların (üçkağıtcı vs) ta kendileridir.İşte o MK.sözleri;
    Mustafa kemal’in ‘Tarih Tezleri’ne veya Sözlerine (aşağıdaki) Cevap veriyoruz.Daha fazla bilgi için şu linklere bakabilirsiniz;http://yakintarihimiz.org/mustafa-kemalin-tarih-tezlerine-veya-sozlerine-cevap-veriyoruz.html
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt ) •
    Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar (peygamber) tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    ₪ “Hırkasıdır diye bir palaspareyi hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular halife oldular. Gah şarka, cenuba, gah garba veya her tarafa saldıra saldıra Türk Milletini Allah için, peygamber için, topraklarını, menfaatlerini benliğini unutturacak, Allah’a mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
    İslâm dinince kutsal kabul edilen ve halen Topkapı müzesindeki kutsal emanetler bölümünde sergilenen Muhammed’in hırkasına Atatürk yorumu: Palaspare. (tdk tanımı: pasaklı, yırtık giysi)
    İslâm dininde kutsal kabul edilen ve Allah’ın emri olan “cihad” hakkında: Millete benliğini unutturan gaflet uykusu.
    ₪ “Arabistan’ın muhtelif yerlerinde insan heykellerinden ve nebat resim ve suretlerinden ibaret ağaçtan ve taştan putların muhafazasına mahsup yerler vardı. Muhammed’in neş’et etmiş olduğu Mekke’de ki Kabe denilen mabet bu yerlerin en büyüklerinden idi. İbrahim oğlu İsmail ile birlikte Kabe’yi bina etmişlerdi. Cebrail kendilerine o zaman beyaz ve mücella olan Haceriesvedi getirmişti, bu taş sonradan günahkarların ellerini sürmelerinden dolayı kararmıştı. Bunların hepsi, bittabi sonradan uydurulmuş masallardır.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    Kuran’da Kabe’nin kuruluşu ve yapılışı ile ilgili bilgilere Atatürk yorumu: Uydurulmuş masallar.
    ₪ “Medineniler ile Mekkeliler arasında derin bir düşmanlık ta vardı. Muhammet te Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı. Buna Hicret denildi.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan hiçbir müslüman, Hicret hakkında “Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı” demez.
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) (tesadüf ateist mantıgı)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( M. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . ÇünküMuhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’ı ezberlemek anlamına gelen hafızlık statüsüne Atatürk’ün bakışı: Beynin sulanması.
    • Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’a göre islâm “bütün insanlara” gönderilmiş bir dindir. Atatürk’ün islâm’ı “Araplar’ın dini” olarak tanımlaması, İslâm hakkındaki fikrini özetlemektedir.
    Aynı şekilde, Kuran’a göre “ümmet” ifadesi de İslâm dinine inanan bütün insanları karşılayan bir kavramdır. Fakat Atatürk, “ümmet” ifadesinin Muhammed’in kabileleri birleştirerek yaratmak istediği “Arap milliyeti” fikrinin sonucu olarak değerlendirmiştir.
    İslâm dinine göre Kuran bütün insanlığa gönderilmiştir. Atatürk’e göre ise Kuran: “Allah’ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitap”
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    Kralların ve Padişahların istibdadına Dinler mesnet olmuştur.( Atatürk ün El yazmaları Medeni Bilgiler Syf. 30
    ₪ “Muhammet uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan ayetleri luzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a göre Kuran ayetleri Allah tarafından insanlığa gönderilir, Atatürk’e göre ise Muhammed tarafından tefekkür edilerek(üzerinde düşünülerek) toplumun ihtiyaçlarına göre takrir edilir(yerleştirilir).
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt )
    ₪ “Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir. İslam ananesinde bu ayetlerin Muhammed’e Cebrail adında bir melek vasıtasıyla Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur. Muhammed birdenbire Allah’ın Resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek fena ve iptidai ve islaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları islah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan bir insan İslâm peygamberine saygı gereği “Hz.Muhammed” olarak hitap eder. Yalnızca “Muhammed” hitabında bulunabilecek bir kimse ancak İslâm’a inanmayan biri olabilir.
    Ayetlerin Allah tarafından Cebrail aracılığıyla vahyedildiği kesin bir dille Kuran’da belirtilirken, “İslam ananesinde böyle kabul olunur” diyerek, bunun bir done değil bir varsayım olduğunu vurgulamıştır.
    Muhammed’in, çevresindeki olaylardan etkilenerek vahiy ve ilham fikri ile harekete geçip peygamberlik iddiasında bulunduğunu söylemiştir. Burada vahiyin Allah kelamı değil, Muhammed’in kendi tasarladığı bir fikir olduğunu belirtmektedir. Böyle bir yorumu ancak dinsiz birisi yapabilir.
    • Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan ) •
    Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) • Çünkü malumdur ki insan “ tabiatın mahlukudur” ( Prof Afet İnan , Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk ün el yazıları)
    • Tabiatın her şeyden büyük ve her şey olduğu anlaşıldıkça tabiatın çocuğu olan insan kendinin de büyüklüğünü ve haysiyetini anlamaya başladı ( m kemal a.g.e)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( m. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik
    Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına) • Ali kılıç anlatıyor ( İstiklal Mahkemeleri Savcısıdır) : “Meclise geldik bir müezzin geldi müezzin ezan okudu meclis kapısından içeri girdiğimiz zaman Atatürk ün önüne sırmalı elbiseler giyinmiş bir imam dikildi Atatürk ne istediğini sordu.İmam ellerini kaldırarak “Dua etmeden girilmez” dedi.Atatürk “Bu yurt askerin süngüsü ile kurtarıldı ve bu meclis onun gayretiyle kuruldu.Yoksa senin duanla değil.Çekil oradan “ dedi. Ve imamı eliyle iterek meclise girdi. (Kemal Arıburnu, Atatürk ten Anekdotlar-Anılar)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . Çünkü Muhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365) •
    Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir adeta halkı bir kapana kıstırırlar. ( Kaynak : Andrew Mango , Atatürk Syf 447)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    • Kazım Karabekir den dinliyoruz: … müthiş bir inkılap hamlesi teklif etti : “Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız.Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılabı yapmazsak , başka hiçbir zaman yapamayız “ ilk fethi bey grubundan sonra da Mustafa Kemal Paşadan işittiğim bu yeni inkılap zihniyetini İsmet Paşa bir çırpıda tamamlıyordu…Aradaki zaman fasılaları kendiliğinden ortadan kalkarak bu üç şahsiyetin üç maddelik programları kulaklarımda tekrarlandı…
    1 ) İslamlık terakkiye manidir
    2 ) Arapoğlunun yavelerini Türklere öğretmeli
    3 ) Hocaları toptan kaldırmalı
    ( Bkz. Kazım Karabekir ,Paşaların kavgası : Atatürk Karabekir , Yayına hazırlayan : İsmet bozbağ , Emre yayınları aralık 1991 syf 165 )
    HZ ..İSA BİR PEYGAMBER DEĞİL DİN KILIĞINDA ORTAYA ÇIKMIŞ BİRİSİDİR..
    ZABİT KUMANDANLA HASBİAL .s.17 r.eşref ünaydın
    KAVRAMLAR GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN KİTAPLAR :
    KASIT EDİLEN KURAN VE İNCİL;
    Aziz milletvekilleri,
    Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada (devlet) bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan (KURAN VE İNCİL) kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.(Alkışlar) (MUSTAFA KEMALCHP MANİFESTOSU)
    – Kaynak: ATATÜRK, Cumhuriyet Halk Partisi programı, Söylev ve Demeçleri / Cilt 1 / Syf. 389
    DEVLETİN RESMİ SİTESİ:
    http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/atatu…usma/5d3yy.htm
    Kuran ayetlerini “gökten ve gaipten indiği sanılan” “dogmalar” olarak nitelemiştir. Bu yorumu ancak inançsız biri yapabilir.
    Mustafa Kemal “Devlet yönetimindeki prensiplerimizi gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla bir tutmayın.” diyor. Laiklik yani devleti yönetirken Kur’an’a bakmam diyor. Bu İslamiyete göre kafirliktir
    Gayb demek: akıl ve 5 duyu ile algılanamaz . Görülmeyen bilinmeyen anlamına gelir.duygu organları ile veya hesap ile tecrübe ile anlaşılmayan demektir gaybı ancak ALLAH ve onun bildirdikleri bilir İslamiyet amel kalp ile dil ile yani söz yazı ile ve beden (yaşam) ile yapılacak emir ve yasaklardır …(dini terimler sözlüğü )
    Dogma : Şühe edilen İnanılmayan Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas (ayet ve hadis) (türk dil kurumu) Ateizme Göre : yalan uydurma palavra.
    SANILAN; Varsayıma dayanan, zannedilen,şüphe duyulan. NND Sözlük
    Peki, “Gökten indirildiğine inanılan kitaplar” ne demektir?
    Kuran’ı kerim cebrail (as) vasıtastı ile peygamberimize, kısım kısım ve zaman zaman nazil olmuş, yani indirilmiştir. BU YÜZDEN KURAN’ A VE DİĞER HAK OLAN EVVELKİ ZEBUR,VE İNCİLE SEMAVİ KİTAPLAR, YANİ GÖKTEN İNDİRİLEN KİTAPLAR DENİLMİŞTİR.
    GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN ; Semavi ; Gökle alâkalı, semaya (gök) dair ve müteallik. * İnsan eseri olmayan, vahiyle gelmiş bulunan (OSMANLI-TÜRKCE SÖZLÜK)
    SONUÇ;
    Yahudilerin büyük din âlimlerinden Maimonides (1135-1204) yüreğinde Yahudilik inancını ve kimliğini taşımak şartıyla Musevîlerin (YAHUDİLERİN) Hıristiyan ülkelerinde Hıristiyan, Müslüman ülkelerinde Müslüman gibi görünmelerine fetva vermiştir. Haham Moses Maimonides (musa ibn meymun 1135-1204) (YAHUDİ-MUTEBER FIKIH KİTAPLARI )
    “SABETAY SEVİ’nin soyundan geliyorum. Kendisine hayranım. Keşke bu dünyadaki bütün yahudiler onun mesihliği altında birleşse..” (yani hem burda bir yahudi olduğunu hemde yahudi inancına bağlı olduğunu söylüyor..)(MUSTAFA KEMAL)
    “Evimde Venedik’te basılmış eski bir TEVRAT var. Babam onu okumam için bana Karaim Yahudisi bir muallim tutmuştu. Öğrendiğim ayetlerden bazılarını hala hatırlayabiliyorum.”“SHEMA YISRA’EL, ADONAI ELOHENU, ADONAI EHAD!” (yani “Dinle ey İsrail, Rabbin olan Tanrı tektir”) Bu dua yahudilerin ünlü Shema duasıdır. (Mustafa Kemal demek ki, gizliden gizliye yahudi ibadetini ediyormuş, yani dinine bağlı bir yahudi hemde.. ) Daha sonra yahudi Itamar Ben Avi’nin “Efendim, bu Yahudilerin en mühim duasıdır!” demesi üzerine Mustafa Kemal: “Benim de gizli duamdır bayım, benim de..” diyerek etnik kökeninin ve dininin yahudi olduğunu beyan etmiştir..
    (Kaynak: Uluğ İğdemir: Atatürk’ün Yaşamı, I. Cilt, sahife 23, TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI , 1980
    NUTUK’TA MUSTAFA KEMAL DİYORKİ : MÜSLÜMLIĞI BİR YANA BIRAKIP EVRENSEL BİR DÜNYA DİNİ KURALIM (YAHUDİ MASON MERKEZLİ YENİ DÜNYA DÜZENİ İSTİYOR)
    Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiy…e kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren «birleşik bir dünya devleti» kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz.***

    Kufurse küfür ne yapalım yani. Dilinden Allah kitabı eksiltmeyip otobüste liseli çocukların bacaklarına bakalım subyanci mı olsaydi. O zaman senin kankin olurdu ama değil mı.

    Ne alakası var ? Latife hanım Mustafa Kemal'den sizce niye boşandı ?

    Soruya soruyla cevap verilmez benim soruma bı cevap ver sonra senin soruna geçeriz. Tekrar soruyorum



    Dilinden dini kitabı dusurmeyip senin gibi otobüsteki liseli kızların bacaklarına bakan subyanci olsaydı daha mı iyi olacaktı.

    Benim özel hayatımı nereden biliyorsun ? böyle yaptğımı gözünle görmediğin halde niye sallıyorsun ?

    Kendin dedin ya oğlum bilmeyen mı var herkes ardından subyanci diye konuşuyor. Hangi konuya gitsen geldi yine sapik oglanci diyorlar.



    Resimlerini atarım istersen buradaki herkeste görsün. İstiyor musun. Atayım mı.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Atılgan oo


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kütahyalı 77


    quote:

    Orijinalden alıntı: Atılgan oo


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kütahyalı 77


    quote:

    Orijinalden alıntı: Atılgan oo


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kütahyalı 77

    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.
    Atatürk’ün din hakkındaki sözleri Bu sözler tartışmaya mahal bırakmaycak kadar net küfür sözlerdir. Ve maalesef bu sözler M.kemal’e aittir.İnat edip ayak sürtenler, ezberini bozamayanlar, hatadan dönemeyenler Yalancıların (üçkağıtcı vs) ta kendileridir.İşte o MK.sözleri;
    Mustafa kemal’in ‘Tarih Tezleri’ne veya Sözlerine (aşağıdaki) Cevap veriyoruz.Daha fazla bilgi için şu linklere bakabilirsiniz;http://yakintarihimiz.org/mustafa-kemalin-tarih-tezlerine-veya-sozlerine-cevap-veriyoruz.html
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt ) •
    Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar (peygamber) tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    ₪ “Hırkasıdır diye bir palaspareyi hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular halife oldular. Gah şarka, cenuba, gah garba veya her tarafa saldıra saldıra Türk Milletini Allah için, peygamber için, topraklarını, menfaatlerini benliğini unutturacak, Allah’a mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Medeni Bilgiler kitabı
    İslâm dinince kutsal kabul edilen ve halen Topkapı müzesindeki kutsal emanetler bölümünde sergilenen Muhammed’in hırkasına Atatürk yorumu: Palaspare. (tdk tanımı: pasaklı, yırtık giysi)
    İslâm dininde kutsal kabul edilen ve Allah’ın emri olan “cihad” hakkında: Millete benliğini unutturan gaflet uykusu.
    ₪ “Arabistan’ın muhtelif yerlerinde insan heykellerinden ve nebat resim ve suretlerinden ibaret ağaçtan ve taştan putların muhafazasına mahsup yerler vardı. Muhammed’in neş’et etmiş olduğu Mekke’de ki Kabe denilen mabet bu yerlerin en büyüklerinden idi. İbrahim oğlu İsmail ile birlikte Kabe’yi bina etmişlerdi. Cebrail kendilerine o zaman beyaz ve mücella olan Haceriesvedi getirmişti, bu taş sonradan günahkarların ellerini sürmelerinden dolayı kararmıştı. Bunların hepsi, bittabi sonradan uydurulmuş masallardır.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    Kuran’da Kabe’nin kuruluşu ve yapılışı ile ilgili bilgilere Atatürk yorumu: Uydurulmuş masallar.
    ₪ “Medineniler ile Mekkeliler arasında derin bir düşmanlık ta vardı. Muhammet te Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı. Buna Hicret denildi.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan hiçbir müslüman, Hicret hakkında “Mekke’den kalkıp Medine’ye kaçtı” demez.
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) (tesadüf ateist mantıgı)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( M. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . ÇünküMuhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’ı ezberlemek anlamına gelen hafızlık statüsüne Atatürk’ün bakışı: Beynin sulanması.
    • Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    Kuran’a göre islâm “bütün insanlara” gönderilmiş bir dindir. Atatürk’ün islâm’ı “Araplar’ın dini” olarak tanımlaması, İslâm hakkındaki fikrini özetlemektedir.
    Aynı şekilde, Kuran’a göre “ümmet” ifadesi de İslâm dinine inanan bütün insanları karşılayan bir kavramdır. Fakat Atatürk, “ümmet” ifadesinin Muhammed’in kabileleri birleştirerek yaratmak istediği “Arap milliyeti” fikrinin sonucu olarak değerlendirmiştir.
    İslâm dinine göre Kuran bütün insanlığa gönderilmiştir. Atatürk’e göre ise Kuran: “Allah’ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitap”
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    Kralların ve Padişahların istibdadına Dinler mesnet olmuştur.( Atatürk ün El yazmaları Medeni Bilgiler Syf. 30
    ₪ “Muhammet uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan ayetleri luzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a göre Kuran ayetleri Allah tarafından insanlığa gönderilir, Atatürk’e göre ise Muhammed tarafından tefekkür edilerek(üzerinde düşünülerek) toplumun ihtiyaçlarına göre takrir edilir(yerleştirilir).
    • Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir ( Atatürk’ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) 2. cilt )
    ₪ “Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir. İslam ananesinde bu ayetlerin Muhammed’e Cebrail adında bir melek vasıtasıyla Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur. Muhammed birdenbire Allah’ın Resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek fena ve iptidai ve islaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları islah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur.”
    – Kaynak: ATATÜRK, 1931, Lise için yazdığı Tarih kitabı
    İslâm’a inanan bir insan İslâm peygamberine saygı gereği “Hz.Muhammed” olarak hitap eder. Yalnızca “Muhammed” hitabında bulunabilecek bir kimse ancak İslâm’a inanmayan biri olabilir.
    Ayetlerin Allah tarafından Cebrail aracılığıyla vahyedildiği kesin bir dille Kuran’da belirtilirken, “İslam ananesinde böyle kabul olunur” diyerek, bunun bir done değil bir varsayım olduğunu vurgulamıştır.
    Muhammed’in, çevresindeki olaylardan etkilenerek vahiy ve ilham fikri ile harekete geçip peygamberlik iddiasında bulunduğunu söylemiştir. Burada vahiyin Allah kelamı değil, Muhammed’in kendi tasarladığı bir fikir olduğunu belirtmektedir. Böyle bir yorumu ancak dinsiz birisi yapabilir.
    • Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir beklentisi yoktur din dediği şey bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka bir şey değildir ( Atatürk ün el yazmaları Medeni Bilgiler Afet İnan ) •
    Tarih bize öğretir ki bütün dinler milletlerin cehaletleri yardımıyla utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiği söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur . ( Atatürk ün el yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan )
    • Natür (Tabiat ) insanları türetti , onları kendisine taptırdı da …( Atatürk ten düşünceler, derleyen : Prof . Enver Ziya Karal) • Çünkü malumdur ki insan “ tabiatın mahlukudur” ( Prof Afet İnan , Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk ün el yazıları)
    • Tabiatın her şeyden büyük ve her şey olduğu anlaşıldıkça tabiatın çocuğu olan insan kendinin de büyüklüğünü ve haysiyetini anlamaya başladı ( m kemal a.g.e)
    • Muhammed in ölümünden Ebu Bekir in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi : Bunlar tamamen alıklaşmışlardır. ( m. Kemal a.g.e.)
    • Kaza ve kader talih ve tesadüf tabirleri Arapçadır. Türkleri alakadar etmez ( Prof.İlhan Arsel Teokratik
    Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına) • Ali kılıç anlatıyor ( İstiklal Mahkemeleri Savcısıdır) : “Meclise geldik bir müezzin geldi müezzin ezan okudu meclis kapısından içeri girdiğimiz zaman Atatürk ün önüne sırmalı elbiseler giyinmiş bir imam dikildi Atatürk ne istediğini sordu.İmam ellerini kaldırarak “Dua etmeden girilmez” dedi.Atatürk “Bu yurt askerin süngüsü ile kurtarıldı ve bu meclis onun gayretiyle kuruldu.Yoksa senin duanla değil.Çekil oradan “ dedi. Ve imamı eliyle iterek meclise girdi. (Kemal Arıburnu, Atatürk ten Anekdotlar-Anılar)
    • Türkler , Arapların dinini kabul etmeden evvel büyük bir milletti.Arap dinini kabul ettikten sonra Türk milletinin milli rabıtaları gevşedi ; milli hisleri ve heyecanı uyuştu . Bu pek tabii idi . Çünkü Muhammedin kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde bir Arap milleti siyasetine müncer oluyordu. ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365) •
    Türk milleti , bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler . ( Medeni Bilgiler ve Atatürkün el yazıları Prof Dr Afet İnan –Türk Tarih kurumu basımevi –Ankara 1969 sayfa 364-365)
    • Evet Karabekir Arapoğlunun (Muhammedin) yaveleri türk oğullarına öğretmek için Kuranı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece okutturacağım ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler.. ( Atatürk- Kazım Karabekir- Paşaların Kavgası syf 159)
    • Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir adeta halkı bir kapana kıstırırlar. ( Kaynak : Andrew Mango , Atatürk Syf 447)
    • Dini ve namusu olanlar kazanamaz fakir kalmaya mahkumdur.Önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz.Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz( Uğur Mumcu “Kazım Karabekir Anlatıyor “ syf 84 – alternatif : Bkz. Kazım Karabekir – Paşaların Kavgası : Atatürk-Karabekir Yayına hazırlayan İsmet Bozdağ Emre Yayınları aralık 1991 s 143 )
    • Kazım Karabekir den dinliyoruz: … müthiş bir inkılap hamlesi teklif etti : “Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız.Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılabı yapmazsak , başka hiçbir zaman yapamayız “ ilk fethi bey grubundan sonra da Mustafa Kemal Paşadan işittiğim bu yeni inkılap zihniyetini İsmet Paşa bir çırpıda tamamlıyordu…Aradaki zaman fasılaları kendiliğinden ortadan kalkarak bu üç şahsiyetin üç maddelik programları kulaklarımda tekrarlandı…
    1 ) İslamlık terakkiye manidir
    2 ) Arapoğlunun yavelerini Türklere öğretmeli
    3 ) Hocaları toptan kaldırmalı
    ( Bkz. Kazım Karabekir ,Paşaların kavgası : Atatürk Karabekir , Yayına hazırlayan : İsmet bozbağ , Emre yayınları aralık 1991 syf 165 )
    HZ ..İSA BİR PEYGAMBER DEĞİL DİN KILIĞINDA ORTAYA ÇIKMIŞ BİRİSİDİR..
    ZABİT KUMANDANLA HASBİAL .s.17 r.eşref ünaydın
    KAVRAMLAR GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN KİTAPLAR :
    KASIT EDİLEN KURAN VE İNCİL;
    Aziz milletvekilleri,
    Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada (devlet) bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan (KURAN VE İNCİL) kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.(Alkışlar) (MUSTAFA KEMALCHP MANİFESTOSU)
    – Kaynak: ATATÜRK, Cumhuriyet Halk Partisi programı, Söylev ve Demeçleri / Cilt 1 / Syf. 389
    DEVLETİN RESMİ SİTESİ:
    http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/atatu…usma/5d3yy.htm
    Kuran ayetlerini “gökten ve gaipten indiği sanılan” “dogmalar” olarak nitelemiştir. Bu yorumu ancak inançsız biri yapabilir.
    Mustafa Kemal “Devlet yönetimindeki prensiplerimizi gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla bir tutmayın.” diyor. Laiklik yani devleti yönetirken Kur’an’a bakmam diyor. Bu İslamiyete göre kafirliktir
    Gayb demek: akıl ve 5 duyu ile algılanamaz . Görülmeyen bilinmeyen anlamına gelir.duygu organları ile veya hesap ile tecrübe ile anlaşılmayan demektir gaybı ancak ALLAH ve onun bildirdikleri bilir İslamiyet amel kalp ile dil ile yani söz yazı ile ve beden (yaşam) ile yapılacak emir ve yasaklardır …(dini terimler sözlüğü )
    Dogma : Şühe edilen İnanılmayan Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas (ayet ve hadis) (türk dil kurumu) Ateizme Göre : yalan uydurma palavra.
    SANILAN; Varsayıma dayanan, zannedilen,şüphe duyulan. NND Sözlük
    Peki, “Gökten indirildiğine inanılan kitaplar” ne demektir?
    Kuran’ı kerim cebrail (as) vasıtastı ile peygamberimize, kısım kısım ve zaman zaman nazil olmuş, yani indirilmiştir. BU YÜZDEN KURAN’ A VE DİĞER HAK OLAN EVVELKİ ZEBUR,VE İNCİLE SEMAVİ KİTAPLAR, YANİ GÖKTEN İNDİRİLEN KİTAPLAR DENİLMİŞTİR.
    GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN ; Semavi ; Gökle alâkalı, semaya (gök) dair ve müteallik. * İnsan eseri olmayan, vahiyle gelmiş bulunan (OSMANLI-TÜRKCE SÖZLÜK)
    SONUÇ;
    Yahudilerin büyük din âlimlerinden Maimonides (1135-1204) yüreğinde Yahudilik inancını ve kimliğini taşımak şartıyla Musevîlerin (YAHUDİLERİN) Hıristiyan ülkelerinde Hıristiyan, Müslüman ülkelerinde Müslüman gibi görünmelerine fetva vermiştir. Haham Moses Maimonides (musa ibn meymun 1135-1204) (YAHUDİ-MUTEBER FIKIH KİTAPLARI )
    “SABETAY SEVİ’nin soyundan geliyorum. Kendisine hayranım. Keşke bu dünyadaki bütün yahudiler onun mesihliği altında birleşse..” (yani hem burda bir yahudi olduğunu hemde yahudi inancına bağlı olduğunu söylüyor..)(MUSTAFA KEMAL)
    “Evimde Venedik’te basılmış eski bir TEVRAT var. Babam onu okumam için bana Karaim Yahudisi bir muallim tutmuştu. Öğrendiğim ayetlerden bazılarını hala hatırlayabiliyorum.”“SHEMA YISRA’EL, ADONAI ELOHENU, ADONAI EHAD!” (yani “Dinle ey İsrail, Rabbin olan Tanrı tektir”) Bu dua yahudilerin ünlü Shema duasıdır. (Mustafa Kemal demek ki, gizliden gizliye yahudi ibadetini ediyormuş, yani dinine bağlı bir yahudi hemde.. ) Daha sonra yahudi Itamar Ben Avi’nin “Efendim, bu Yahudilerin en mühim duasıdır!” demesi üzerine Mustafa Kemal: “Benim de gizli duamdır bayım, benim de..” diyerek etnik kökeninin ve dininin yahudi olduğunu beyan etmiştir..
    (Kaynak: Uluğ İğdemir: Atatürk’ün Yaşamı, I. Cilt, sahife 23, TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI , 1980
    NUTUK’TA MUSTAFA KEMAL DİYORKİ : MÜSLÜMLIĞI BİR YANA BIRAKIP EVRENSEL BİR DÜNYA DİNİ KURALIM (YAHUDİ MASON MERKEZLİ YENİ DÜNYA DÜZENİ İSTİYOR)
    Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiy…e kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren «birleşik bir dünya devleti» kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz.***

    Kufurse küfür ne yapalım yani. Dilinden Allah kitabı eksiltmeyip otobüste liseli çocukların bacaklarına bakalım subyanci mı olsaydi. O zaman senin kankin olurdu ama değil mı.

    Ne alakası var ? Latife hanım Mustafa Kemal'den sizce niye boşandı ?

    Soruya soruyla cevap verilmez benim soruma bı cevap ver sonra senin soruna geçeriz. Tekrar soruyorum



    Dilinden dini kitabı dusurmeyip senin gibi otobüsteki liseli kızların bacaklarına bakan subyanci olsaydı daha mı iyi olacaktı.

    Benim özel hayatımı nereden biliyorsun ? böyle yaptğımı gözünle görmediğin halde niye sallıyorsun ?

    Kendin dedin ya oğlum bilmeyen mı var herkes ardından subyanci diye konuşuyor. Hangi konuya gitsen geldi yine sapik oglanci diyorlar.



    Resimlerini atarım istersen buradaki herkeste görsün. İstiyor musun. Atayım mı.

    Kardeş bir kere yaşımı bilmiyorsun büyük ihtimal sizden büyüğüm ayrıca o muhabbetler sadece goy goy için yaptım gerçek hayatla ufaktan yakından bir alakası yoktur




  • beyler konuya odaklanin tartisirken birbirinize hakaret etmeyin. herkesin özel yaşamı kendine.

    Atatürk Tanrı'ya inanmakla beraber bir dine inanmıyordu. Bu apaçık ortadadir. Albert Einstein da aynı idi. Ben de aynıyım. Atamla gurur duyuyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.