Şimdi Ara

Anti-Yerçekimi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
1
Favori
1.079
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bizim fizik yasalarımız çoğunlukla doğrudur.Çevremizdeki en yaygın nesnelerin fiziğini gözlemleme ve belgeleme konusunda iyi işler başarıldı.Matematiğimiz iyi,kütlenin davranısına uyguladıgımız varsayımlar da iyi,bununla birlikte biz tüm kütle hakkında ilginc fakat anlaşılır varsayımlarda bulunuruz.Biz yerçekiminin kütlenin bir niteligi oldugunu ve daima orada bulundugunu biliyoruz.Burada eksik yapılan tek şey yerçekiminin zaman ile nasıl ilintili oldugu ve tüm yerçekimi,kütle ve zaman konusunda gayri-dogrusal(non-lineer) olduğudur.

    Şimdi sadece kütle/yerçekimi konusundan söz edelim.Biz evrenin uzak köşelerinde daha büyük bir kütleye ve yerçekimine sahip ama fiziksel olarak daha kücük nesneler gozlemledigimizi düsünürüz.bu bizi yoğunlugun kütle formülünde de cok onemli oldugu sonucuna götürür.Ancak kütlenin nasıl yoğun hale geldigi konusundaki fikir tamamen dogru degildir.

    Biz bir nesnenin uzayda nasıl yol aldıgını ölcebiliriz ve bundan dolayı onun kütlesini tahmin edebiliriz.Eğer onun büyüklügünüde bilirsek o zaman(asıl kütle olcusunun anahtarı olan yogunlugu hesap edebileceginden) onun ne oldugunu.gaz mı kaya mı buz mu buharmı vs. oldugunu tahmin edebiliriz.Evrenin cogunlugu basit büyüklük/yoğunluk oranlarını destekleyen unsurlardan oluşur ve gizemli bir nesnenin kütle ve yogunlugunun asıl kanıtı onun diger nesnelere nispeten hareket şeklidir.Bu belli şekilde davranmayan nesneler buldugumuzda hayrete düşeriz.Bunu unutmayın : bizim gozlemlerimiz kendi zaman çerçevemizle sınırlıdır.Bu şu anlama gelir ki,yerçekimi özellikle kütle ve zamanın bir sonucu oldugundan ve bunların gayri-dogrusal oldugundan biz gercekte sadece kendi zaman cercevemizin ozelliklerini goruruz.

    Bizim Dünya'ya yeni geldigimizi ve ekvator bolgesindeki ilkel bir adada 30 yıl gecirdigimizi varsayalım.Sadece gözlemi kullanan bir bilim adamı olarak,elinizdem geldiği kadar suyun ozelliklerini incelediniz ve sonunda onu butunuyle anladıgınıza karar verdiniz.O sizin tüm cevrenizde fazlasıyla vardı ve onun ozellikleri degismiyordu.Onun hareket bicimini,ışınları kırış biçimini karadaki kücük derelerde akış biçimini ve onu bir yerden bir yere aktarırken kaç kilo geldigini biliyordunuz.Bu fiziksel bir kesinlik haline gelmişti.Peki birden bir uzay gemisi gelip sizi Kuzey Kutbu'na götürürse,orada siz şaşkınlık içinde suyun yepyeni niteligini kesfedecektiniz... O çok sogudugunda katılaşıyordu! Düşünün. Katı su nasıl bir kavram! Yaşadıgınız adada koşullar elvermedigi icin siz bu durumu asla üretemezdiniz.Siz suyun ne oldugunu tumuyle anladıgınızı sanıyordunuz ama anlamamıştınız.İşte bizim kendi "zaman adamızda" kütleyi sınırlı gozlemleyismize cok benzer.

    Manyetiklerin ve elektriğin maddenin gerçek niteliklerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynadıgını ve kütlesel ürünü belirleyen manyetik degiskenlerin cogunlukla cok kücük parcalar icinde calısarak bir nesnenin yogunlugunu ve ayrıca onun zaman cercevesini yarattıgı dogrudur.

    Bizim Anti-Yercekimi dedigimiz şey aslında "Kütlesiz" bir durumdur.Bir nesnenin kütle niteliklerini ve dolayısıyla da o nesneyi kuşatan yerçekimi ve zaman cercevesini gercekten belirleyen kücük-parcacık mekaniklerdir.Büyüklügü ne olursa olsun sıfır yogunluguna sahip bir nesneyi hayal edebilirmisiniz ? Evrende çok az şey bu durumda var olur ama bir nesnenin gerçek kütlesini belirleyen yoğnluk mekanikleri kullanılarak bu yapay olarak yaratılabilir.

    Bilim formulleri gercekten buna izin vermezler.En iyi teoriler bile kütlesiz bir nesne için hazır degildir.En iyi teorileri kullanarak kütlesiz bir nesnenin enerjisinin 0 olacagı sonucuna varabilirsiniz.Biz "kütle çarpı ışık hızının karesi eşittir : tecrit edilmiş bir sistemin enerjisi" formulunu kabul ettıgımızden.Buna gore kütlesel bir nesnenin enerjisinin Sıfıra eşit olması gerekir.

    Peki Negatif(eksi) Kütleli bir nesnenin nasıl durumlar yaratacagını dusunebilirmisiniz ?Bizim negatif enerji kavramımız nedir ?Ayrıca bu bilimsel bir tartışmayla ilintisiz olmasına ragmen ışığın kütlesiz bir nesneye gösterecegi tepki de ilgimizi cekebilir.Biz güçlü yerçeiminin ışığı eğecegini tahmin etmistik.Peki kütlenin enerjisi ve yercekiminin mutlak yoklugunun bir nesnenin cevresindeki ışıya ne yapacagını dusunuyorsunuz ?Bunu dusunurken nefatif kütleyi,negatif enerjiyi ve tersine cevrilmis yercekimini dikkate alın.

    Bir başka elektrik alanına dik açılarla uzanan bir manyetik alanın bu etki hatlarıyla ilgili deney yapmak bize bir nesnenin kütlesini değiştirme araştırmalarımıza destek olacaktır.Bunlar kücük-parçacık kutbiyet davranışını geçici olarak degistirecek..yoğunluğa,yoğunluktan yoksunluga yada onun tersine(negatif yoğunluğa) dönüştürecek mekaniklerdir.Bunun üzerinde çalışma miktari şekli ya da diger parametreleri bize baglıdır.







  • quote:

    Orijinalden alıntı: Interludium

    Bilim formulleri gercekten buna izin vermezler.En iyi teoriler bile kütlesiz bir nesne için hazır degildir.En iyi teorileri kullanarak kütlesiz bir nesnenin enerjisinin 0 olacagı sonucuna varabilirsiniz.Biz "kütle çarpı ışık hızının karesi eşittir : tecrit edilmiş bir sistemin enerjisi" formulunu kabul ettıgımızden.Buna gore kütlesel bir nesnenin enerjisinin Sıfıra eşit olması gerekir.

    E=m.c'2 dir tabiki fakat aynı zamanda h.v ye eşittir...Akabinde De broglie varsayımı (p=h/λ ) bu eşitlemenin bir sonucu degılmı zaten..Ayrıca E=m.c'2 formulunu göreli ve sabit kütleye göre acmanız lazım asla topyekün kütleye sıfır diyemezsiniz..Bu sizi yanlış bir sonuca ulaştıracaktır..Klasik mekanikte bir maddesel cismin kütlesinin sifir olmasi durumunda cismin momentum ve enerjisi sifir olur. Ancak ve ancak göreli fizikte durgun kütlesi sifir olan cisimlerin dahi enerjileri ve momentumlari vardır yani bu durumu acıklamada klasik mekanik yetmez..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cevaba123

    quote:

    Orijinalden alıntı: Interludium

    Bilim formulleri gercekten buna izin vermezler.En iyi teoriler bile kütlesiz bir nesne için hazır degildir.En iyi teorileri kullanarak kütlesiz bir nesnenin enerjisinin 0 olacagı sonucuna varabilirsiniz.Biz "kütle çarpı ışık hızının karesi eşittir : tecrit edilmiş bir sistemin enerjisi" formulunu kabul ettıgımızden.Buna gore kütlesel bir nesnenin enerjisinin Sıfıra eşit olması gerekir.

    E=m.c'2 dir tabiki fakat aynı zamanda h.v ye eşittir...Akabinde De broglie varsayımı (p=h/λ ) bu eşitlemenin bir sonucu degılmı zaten..Ayrıca E=m.c'2 formulunu göreli ve sabit kütleye göre acmanız lazım asla topyekün kütleye sıfır diyemezsiniz..Bu sizi yanlış bir sonuca ulaştıracaktır..Klasik mekanikte bir maddesel cismin kütlesinin sifir olmasi durumunda cismin momentum ve enerjisi sifir olur. Ancak ve ancak göreli fizikte durgun kütlesi sifir olan cisimlerin dahi enerjileri ve momentumlari vardır yani bu durumu acıklamada klasik mekanik yetmez..

    E=m.c'2 Formulunu uyguladıgımız zaman enerjisininde 0 olması gerekir.Goreli fizikte limit ışık hızıdır.

    Boyle mekanik bir sistemin dairesel olması gerekir.etkileşen manyetik ve elektrik alanların şekli,ya da boyle bir sistemde kutbiyet özelliklerini taşıyan vasıtanın ne olması gerektigi hakkında bir varsayımda bulunamayız.Bununla birlikte,bir yükü(şarjı) taşımak için gaz ve sıvı metaller de etkili olarak kullanılabilir.

    Gerçekten %100 kütlesiz bir nesne bizim yercekimimizden etkilenmez.Eski bilim verilerine baktıgımızda bizi ziyaret eden uzay taşıtları buyuk bır manevra yetenegine sahiptir.Bu bize kütle niteliklerinin kolayca degistirebilecegini ve gercekten odaklanabilecegini gösterir.Eğer(bizim zaman çerçevemizde hareket etmeyen,onunla senkronize olmayan) negatif kütle bizim geleneksel kütlemize odaklanırsa geri itme olur.Yapay bir negatif kütleyi yerkürenin ortak kütlesine odaklamanın sonucu bu olur.Bundan biz,Kütlenin niteliklerinin gercekten "ayarlanabilir"oldukları ve birden fazla "kütle makinesi" ile birbirine baglı nesneler sistemin cok-fasetli olabilecegi sonucu cıkar.Birbirine bağlı bir sistemin belirli yanları belirli kütle niteliklerine ayarlanabilirken alt üst ya da diger yanlar farklı bicimde ayarlanabilirler... ki bu Evrende dogal bicimde var olmayan bir seydir.Sadece bir nitelik, ya da sistem-yanı negatif kütleyle olmakla kalmaz,ama bir yan bir baska yandan daha agır ortak kütle de olabilir.Kusursuz bicimde birbirine gore ayarlandıgında bu sistem tüm katlarda inceden inceye kontrol edilen bir hareket saglayabilir.Bu da belgelenen UFO deneyimleri cevresindeki manyetik anormalliklerin ve onların radyo alıcılarında caldıkları seslerin nedenini açıklar.




  • Varsaydığınız kütlesiz parçacıklar ancak ışık hızıyla hareket ettikleri zaman var olabilirler..Durgun kütlesi olmasa bile enerji ve momentumu oluşur eğer ışık hızındaysa..Cunkı formulde durgun kütleye verdıgınız sıfır değeri sizi matematiksel bir berlirsizliğe götürür..Eğer kütleyi sıfır alıp hızıda c den düşük bir v degerı yaparsanız sonuc belirsizdir..Zaten bu yuzden parcacıkların eğer kütlesi yoksa ısık hızında hareket etmelidirler kavramı ortaya cıkar..

    E'2=m0'2.c'4 /1-v'2 :c'2 Eğer m=0 ve v<c alırsanız E=0 olur..Anlamı ışık hızından daha düşük bir hızda hareket eden bir kütlesiz parçacık olamaz..Kütlesiz parçacıklar Foton gibi sadece belirli bir sabitte 'c' oluşur momentum ve enerjileri burda ortaya cıkar..Siz e=m.c'2 deyıp kütleye sıfır deyip E=0 sonucuna ulaşıyorsunuz..Evet kesinlikle ulaşırsınız bunda problem yok, fakat bunu sanki fiziğin kütlesiz parcacıkları acıklayamaması gibi gösteriyorsunuz..Aksine tamda o formul acıklar..Einstein formullerinde durgun kütle ve göreli kütleden bahsedilir..Kütlesiz parcacıklar enerjiyi tanımlamak adına ışık hızında olmalıdırlar yani göreli kütle ile acıklanır..




  • Bilim bir kaşık dolusu kütlenin gezegen kadar ağır bir kütle yarattıgını bilmektedir.Boyle bir durum sadece belli realitelerde ya da uzay bolgelerinde var olabilir.Yoğunluk ve zaman cercevesi onun nerede olması gerektigini tam olarak belirler Göreli veçheler ille de büyüklük degildir,Yoğunluk ve zaman çerçevesidir.Yoğunluk degistiginde maddenin cevresindeki zaman cercevesi de degisir.Eğer bir bilim adamı bu modeli bir kara delikte meydana gelen şeye ugulayacak olsaydıkara deligin cevresinde gordugu olanaksız fizigi anlıyabilirdi.

    Işık hızı değişmiş olamaz mı ? daha yüksek hızda titreşen bir gezegene olan budur.Bilimin potansiyeli,yeni bir görelilik anlayışını,daha önce varsayılan her şeyi aşan bir anlayış başlatmaktır.Ancak,eğer her şey başka bir şeye göreli ise sabite nerededir ?Kaosun boylesine yüce bir planın nedeni olmadıgını bilmesi icin sabite olmalıdır.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.