Şimdi Ara

Ahmet Hakan & Haşmet Babaoğlu Birbirine Girdi !!! (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir (1 Mobil) - 4 Masaüstü1 Mobil
5 sn
33
Cevap
0
Favori
1.056
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Eliminator


    A.Hakan'ın bazı cümleleri de kurşun gibi deliyor yalnız



    ne kurşunu eliminator??o adamın söyleyeceği hiçbir söz kurşun etkisi yapmayı bırak ciddiye alınacak seviyede bile değil..ne mezunu olduunu az çok herkes biliodur..ama sergilediği tavırların gördüğü eğitimle uzaktan yakından alakası yok..ee ne de olsa nerden geldiğini unutup,yemek yediği kaba kusacak(ekmek yediği kapıya ihanet etmek manasındadır bu deyim bilmeyenler için) kadar şerefli(!)bi köşe yazarı..tabi yazar denirse.....
  • coy;
    imam hatip mezunudur kendileri, senin için bir sakıncası var galiba ama benim için hiç yok. Bilkent mezunu da, ilköğretim mezunu da, imam hatip mezunu da, hiç okul yüzü görmemiş doğunun dağlarında köylerde yaşayan çocuklar da bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Yeter ki insan olsun !

    zaman içerisinde ideolojik değişimlerini inkar eden bir kişi değil ki. Adam ben eskinden başka düşünüyordum, şimdi başka düşünüyorum diyor. Ben kendimin de bazı konulara olan yaklaşımlarımın farklı olduğunu hissediyorum. Geçmişini inkar etmedikten sonra insanlara ve değerlere hakaret etmedikten sonra kimsenin fikirlerini aşağılayamayız.
  • Seviye eksiye düştü

    Eylemlerinin süreceğini söylüyor Haşmet Babaoğlu, yani hıncını alamadığını, Nişantaşı'ndaki kavganın kendisini kesmediğini söylüyor Sabah'tan Şebnem Akson'a...

    "Eylemlerim sürecek..."

    Ne eylemi, nasıl bir eylem bu? Medyanın sakin, kendi halinde ismi Haşmet Babaoğlu'nun "eylem" dediği "sokak kavgası"ndan başka bir şey değil:

    "Öyle ama bir tarafları kırılacak kesin yani, elimden kurtuluş yok. İş öyle bir hale geldi ki, benden habersiz birisi dövecek onları. İğrenç, adi, zibidi herifler bunlar yani. Korkunç herifler. Benim üstüme kalacak, en korktuğum o. Halbuki ben onlardan önce davranmalıyım."

    Ve ağıza alınmayacak küfürler, bir gazetecinin ağzına yakışmayacak ifadeler. Haşmet Babaoğlu, Ahmet Hakan, Mansur Forutan'ın yanına Serdar Turgut'u da ekliyor ve çok ağır sözler söylüyor.

    İşte Babaoğlu'nun Şebnem Akson'a verdiği çok seviyeli (!) röportajın tamamı:

    - Geçmiş olsun Haşmet Babaoğlu, biz sizi hoşgörünüzle tanırız, ne oldu böyle?
    - Ben zaten bir buçuk aydır böyle bir zaman bekliyordum, fırsatım olmamıştı. Benim derdim o gün Mansur'u dövmeye gitmekti. Aradan Ahmet Hakan'ı da çıkaracaktım, ama maalesef yanlış yerdeydim; Salamonje'de. Mesela Ramazan'ın yerinde olsaydı, yani House Cafe'de, iki tokat da ona çakacaktım, maalesef olmadı.

    - Sizi bu kadar çileden çıkartan şey kompleksler mi? Nedir mesele ettiğiniz?
    - Benim meselem ayrı, Ahmet Hakan'ın meselesi apayrı. Ama genel olarak şunu söyleyeyim, basında zibidi bir köşe yazarı tipi var. Bunların temel özellikleri, bütün aşağılık komplekslerini, hayattan uzaklıklarını, aslında gerçek anlamda insan ilişkilerindeki kaybetmişliklerinin acılarını, ona buna sataşarak çıkartmaları. Hepsinin de temel özelliği; senin de dikkatini çekmiştir- yalnızca Ahmet Hakan'dan bahsetmiyorum, bunu özellikle vurgula, birkaç tane adam var- mizah duygusunun arkasına saklanmaları. Bunu yapıyorlar.

    - "Minicik bir espri," dedikleri mi?
    - 'Minicik espri' diyorlar, 'mizah' diyorlar. "Siz zaten mizahtan bile anlamıyorsunuz," diyorlar. Esas beni en çok kızdıran tarafları da bu. Bu adamlarla mücadele ederken, bizim köşelerimizi bunlarla mücadeleye ayırmayı da doğru bulmuyorum. Ben şahsi olarak sokakta yüzleşmekten yanayım.

    - Ahmet Hakan ve Mansur Forutan'la böyle bir şey yaşadınız ama başkaları da var mı?
    - İstersen yazabilirsin, mesela küçük bir gazetenin genel yayın yönetmeni de var bunlar gibi mizaha sığınmak isteyen.

    - Kim o?
    - Serdar Turgut. O da aynı. Mizah duygusunun arkasına saklanır. Bu kadar aşağılık bir heriftir o! Patronlarını utandırıyor, okurlarını utandırıyor. "Kardeşim sen ne yapıyorsun, bu senin yazdıklarının kime ne hayrı var? Utanmıyor musun yazdıklarından?" denileceği anda, "Ben mizah yapıyorum," diyorlar. Bu ne kadar daha sürecek bilmiyorum ama bunların varlığı basını ağır bir biçimde kirletiyor.

    - "Herkes sorumlu bu kirlilikten," demişsiniz köşenizde... Bunu biraz açar mısınız?
    - Okurlar da sorumlu, bizler de. En aşağılık duygularının ve dedikoduculuk şehvetlerinin gıdıklanmasından hoşlanan okurlar da sorumlu gayet tabii. İkincisi de ucuz ve kolay yollardan tiraj kapma kurnazlığına düşen genel yayın yönetmenleri... Bu iki unsur sayesinde oluyor bunlar. Mesela Ahmet Hakan'ın bir SABAH'taki haline bak, bir de Hürriyet'teki haline bak.

    - O gün Nişantaşı'nda olanları tam olarak bana anlatır mısınız?
    - Ben Mansur'u dövmeye gitmiştim açıkçası. Salamonje'nin kapısında Allah bana sordurdu işte, "Mansur burada mı?" dedim, "Burada," dedi çocuk da. Orası da Erol Kaynar'ın yeri, benim çok sevdiğim bir yer. Mansur da beni görünce "Gel Haşmet Abi otur," falan dedi. "Ne abisi ulan!" dedim. "Hani yazmıştın, ben artık abin falan değilmişim diye... Konuşma!" derken baktım Ahmet Hakan da var. Ona da alaycı bir ses tonuyla dedim ki, "Senin de bugünkü esprini çok beğendim, sonra onu da konuşacağız." Fakat hayatta gördüğüm en korkak adamlardan birisi Ahmet Hakan.

    - Nereden anladınız o an Ahmet Hakan'ın korktuğunu?
    - Bu Ahmet Hakan biz nerede dolaşıyorsak orada değil mi, üç dört yıldır? Kaç defa 'Haşmet Abi'nin yol yazıları, 'Haşmet Abi'nin Alaçatı yazıları' falan diye notlar düştü, değil mi? Hiçbir karşılaşmamızda doğru düzgün bir selam bile vermedi. Hem korkak, hem alçak bir adam olduğu oradan belli. Cesur ve kendinden emin adamlar, adam gibi selamlaşırlar. Bir defa ben nereden onun Haşmet Abi'si oluyorum? Hani "İlhan Abi..." diye de yazmıştı ya bu salak... Ben bu salağı defterden nasıl sildiğimi söyleyeyim mi?

    - Söyleyin tabii...
    - Her insan fikir değiştirir, her insan sosyal, siyasal kamp değiştirir ama ulan ne zaman İlhan Selçuk senin İlhan Abin oldu? Oturdu "İlhan Abi'ye..." diye yazı yazdı. Hasan Abi, İlhan Abi falan... Bu zavallı bir adam.

    - Tartışmanız ne kadar sürdü o gün?
    - Orada 15 dakika sürdü bu olay. Ahmet Hakan'a "Sen kalk bakayım, boyunu göreyim istedim. Kalk bakayım bi," dedim. Ben yine takılmayacaktım, ama "Sen kimsin?" gibi laflar etti bana. Ben öyle bir laf duydum mu, zaten deliririm. Ya, 15 dakika boyunca yerinden kıpırdayamadı. Cep telefonuyla bir yerleri arar gibi falan yaptı. Ben de fazla uzatmadım. Çünkü gıcık olduğum Mansur, araya giren, yatıştıran görüntüsüne büründü birden. Onun da elindeki suya falan bir tane vurdum. "Yatın kalkın dua edin ki burada karşılaştık, ama dışarda karşılaşsaydık..." deyip öyle çıktım. Ve şu da var, eylemlerim sürecek...

    - Ama çok tatsız değil mi bu durum?
    - Öyle ama bir tarafları kırılacak kesin yani, elimden kurtuluş yok. İş öyle bir hale geldi ki, benden habersiz birisi dövecek onları. İğrenç, adi, zibidi herifler bunlar yani. Korkunç herifler. Benim üstüme kalacak, en korktuğum o. Halbuki ben onlardan önce davranmalıyım.

    - Belki sakinleşirsiniz...
    - Yok yok, iki tokat atmadan olmaz. Ali Boratav aradı, "Hemen geliyorum ben de iki tokat atayım," dedi.

    http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=53272
    *******************************
    Haşmet Babaoğlu ahmet Hakan kavgası daha çok su kaldıracak gibi. zira hemen hergün birbirlerine laf atmaktan( daha doğrusu hakaret) geri kalmıyor bu igi "güzide" yazarımız. Babaoğlu'nun Sabah'ta yayınlanan röportajından sonra Hakan, Haşmet Babaoğlu'nu okurlarına "teşhir etti.".

    Hakan Babaoğlu'nun kendisine hakaretlerini içeren bir demet yazdıktan sonra maddeler halinde sıralıyor cevaplarını:

    "İçe kapalı bir romantizm hali, bütün seri katillerin kişilik profiline uygun bir durumdur derlerdi de inanmazdım. Kabadayı kültürüyle yetişmedim. Bu yüzden "Ceketi alıp fırlamalar"dan, "Erkeksen gel lan dışarı" diye göğsü döve döve höykürmekten anlamam.Ama bildiğim bir şey var: Isıracak olan ısıracağım diye bağırmaz. Isırır! Yani "kabadayı" kültüründen hiç çakmam ama kim sahte kabadayı, kim değil iyi sezerim."

    Hakan bu durumdan faydalanmaya başlayan ve Haşmet Babaıoğlu'nun tavrını onaylayan yazarları da şöyle sesleniyor:

    "Görüyorum ki, bazı fırsatçılar, bir rezillik ve kepazeliğin ortasına düşürülmemiz nedeniyle ellerini ovuşturmaktalar. Fırsattan istifade "Bir de ben çakayım" diye kahpece eğilimler içine girmekteler. "Yazıp çizdiklerim yüzünden sokakta ya da kahvede bir magandanın yumruklarına ya da küfürlerine maruz kalırsam ne yaparım?" diye birazcık düşünün."

    http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=53357
    ********************************************

    Her şey Ahmet Hakan'ın "İmam Hatipler kapatılsın" teklifiyle başladı. Yeni Şafak, Hürriyet yazarının bu teklifini haber yapmakla yetinmedi, son günlerin en popüler ismi Ahmet Hakan'ığn "günah defteri"ni okurlarıyla paylaştı.

    Ve tabii ki gözler Ahmet Hakan'a çevirildi.

    Ahmet Hakan bir kez daha "İmam Hatipler kapatılsın" dediği yazısında, Yeni Şafak'a cevap verirken, ilginç bir benzetmede bulundu:

    -"Okura, "Bakın Ahmet Hakan nasıl da Vural Savaş’laştı" demeye getiriyorlar.
    "Bel altı vuruş" bununla kalsa iyi... Bir de şahsım için tuttukları "günah defteri"nin sayfalarını çevirmişler. Şöyle diyorlar:
    "Kanal 7’den Sabah’a... Oradan Hürriyet’e transfer olan... Nişantaşı ’cafe’lerini yazdığı için eleştirilen.. İmam hatip mezunu yazar Ahmet Hakan..."

    Ahmet Hakan, yazısında Haşmet Babağolu'na dokundurmadan geçmiyor:


    -Hani romantik zontanın, sahte kabadayının, şair ruhlu magandanın teki bize çemkirdi ya... O konuyu işlemişler. Böylece... Sözüm ona "İmam hatipleri kapatın" diyen adamın ipliğini pazara çıkarmışlar. Aferin Yeni Şafak’a!

    Yeni Şafak'ın haberini gereksiz bulan ve İmam Hatip okullarının kutsal olmadığını, bu okulların "mekteplerden bir mektep" olduğunu vurgulayan Ahmet Hakan, yazısının sonunda "Sözüm Yeni Şafak'taki arkadaşlaradır" diyor ve ekliyor:

    -Arkadaşlar!
    Önce kendi kendinize şu soruyu sorun:
    "Eğer bir transfer teklifi gelirse Yeni Şafak’tan kıpırdayanı Allah kahhar ismiyle kahretsin" diyor musunuz?
    Ardından şu soruyu sorun:
    "İstanbul denilen şehirde Ahmet Hakan’ın gittiği ama bizim gitmediğimiz mekán var mı?"
    En sonunda da şu soruyu sorun:
    "Bir mekánda otururken yazdığımız bir yazı nedeniyle şair ruhlu bir maganda bize saldırırsa ne yaparız?"
    Ancak bu soruların doğru cevabını verdikten sonra başkalarının "günah defteri"ni karıştırabilirsiniz.

    http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=53257




  • Ahmet HAKAN bana her zaman itici gelmiştir.Haşmet Babaoğlu ise sempatik...İkisinin de gözlerine baktığımda Ahmet HAKAN'da bir sıcaklık görmüyorum ben.Haşmet Babaoğlu'unda ise bir içtenlik bir samimiyet var.Bu dediklerim aynen yazdıklarına da yansıyor.Ahmet HAKAN sürekli bir günah çıkarma havasında yazıyor.Eğer bu konuda futbol takımı tutar gibi taraf tutsaydım Haşmet Babaoğlu'nu tutardım.
  • Hasmet babaoğlu biraz yasının adamı degil gibi geliyor bana.Yani tipi giyinişi zaten neco nun kızıylada geziyomus.Ahmet hakana gelince o da anladıkı Türkiyede işler siyaset yapmakla yürümüyor para kazandırmıyor oda işi magazine döktü tıpkı savaş ay gibi.Ahmet hakın severim umarım benliğini kaybedip abuk sabuk işlerle ugrasmaz.
  • neconun kızı güzelmiymiş.Kaç yaşında 18-20 yaşlarında bende olsam bende gezerim.Bunuda kimseye hesap vermem hayat benim değilmi.Kafamdaki kadını yıllar sonra bulmuşssam yaşın hesabını kimseye vermem ya.Ahmet Hakan bence kendi işine baksın.Bu kadar erkek ben yapmam etmem demesin palavra hepsi.
    Aferim yaşasın sonunda hayırlı bir son olacaksa tabi.
  • birbirlerine girsinler de çıkamasınlar inşallah...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Eliminator

    coy;
    imam hatip mezunudur kendileri, senin için bir sakıncası var galiba ama benim için hiç yok.


    uludağ üniversitesi ilahiyat fakültesi mezunu..dikkat ettiysen sergilediği tavırların gördüğü eğitimle uzaktan yakından alakası yok dedim..
    yani din eğitimi almış bi insanın bu ûslupla kendini ifade etmesi benim hoşuma gitmeyen..
    benim için sakıncası olduunu düşünmen de yanlış bu arada..herkesin düşüncesine,inancına saygım var..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: coyjonquil

    quote:

    Orjinalden alıntı: Eliminator

    coy;
    imam hatip mezunudur kendileri, senin için bir sakıncası var galiba ama benim için hiç yok.


    uludağ üniversitesi ilahiyat fakültesi mezunu..dikkat ettiysen sergilediği tavırların gördüğü eğitimle uzaktan yakından alakası yok dedim..
    yani din eğitimi almış bi insanın bu ûslupla kendini ifade etmesi benim hoşuma gitmeyen..
    benim için sakıncası olduunu düşünmen de yanlış bu arada..herkesin düşüncesine,inancına saygım var..

    ama senin mesaj sayına saygım yok, dudağım büzüştü




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Eliminator


    ama senin mesaj sayına saygım yok, dudağım büzüştü








  • Medyanın Ajdar'ı

    Abuk ve absürd davranışlarıyla utandırıcı hareketler yapmaya başlayan Haşmet Babaoğlu bizim medyanın 'Ajdar'ıdır artık.

    Bu arkadaş, üzerine dikkatsizce basılan kaldırım taşının yanından fışkıran çamur gibi bulaşmaya başladı

    Son zamanlarda bir Ajdar rüzgarı esiyor Türkiye'de. Televizyon şovlarında radyoda hep Ajdar var. Bir tür Borat sendromu olarak da adlandırabiliriz bu tuhaf durumu. Ajdar, grotesk, abuk ve absürd bir şovmen. Söylediği şarkı, konuştuğu laf ne kadar daha rahatsız edici olursa o kadar daha fazla meşhur oluyor, talebi de artıyor. Bütün bu olanlara, iş şovmenlik düzeyinde kaldığı sürece ve Ajdar kendisini ciddiye almamayı başarabilse hiçbir itirazım yok. Borat'ı keyifle izliyorum. Ajdar'a da bir noktaya kadar tahammül edebilirim sanıyorum. Ama Ajdar'ın bütün o yaptıklarını rol olsun diye yapmadığından, adamın gerçekten öyle olduğundan kuşkuluyum ben. Mesut Yar köşesinde Ajdar'a 'tanımlanamayan şarkı söyleyen obje' tanımını getirmiş. Bu 'Unidentified flying object' (UFO) lafıyla yapılan güzel bir zeka oyunu. Ajdar'a bir yerlerde rastlarsanız onun gerçekten de tanımlanabilir bir şey olmadığını göreceksiniz. Şov dünyasında kaldığı sürece mazur görülebilecek hatta eğlenceli de olabilecek bu tür insanlardan bizim medyada da var. Bunlardan bir tanesi son zamanlarda ön plana çıktı. Abuk ve absürd davranışlarıyla utandırıcı hareketler yapmaya başlayan Haşmet Babaoğlu bizim medyanın 'Ajdar'ıdır artık.

    Bu andropoz geçirdiğinden şüphelendiğim arkadaş, üzerine dikkatsizce basılan kaldırım taşının yanından fışkıran çamur gibi ona buna bulaşmaya başladı. Ben onun tuhaflıklarının uzaktan izleyicisi olduğum halde aniden benim paçama da sıçradı. Üstelik ne zaman üstüne bastığımı da hatırlamıyorum.

    Hareketleri -bu nasıl mümkünse- Ajdar'ın hareketlerinden daha komik ve anlamsız. Medyamızın Ajdar'ına ben de 'tanımlanamayan sinirli obje' adını takıyorum. İsteyen Haşmet Ajdar diye hatırlasın onu, isteyen de uzun tanımıyla hatırlasın.

    Sabahları işe gelirken daima dinlediğim Cem Ceminay FM N101'deki back-up morning şovunda Haşmet Babaoğlu'na 'Haşmet Dayıoğlu' adını taktı. Bu da uyar. İsteyen istediğini kullansın. Bir tek eski ismini kullanmadıkları sürece sakıncası yok. Çünkü eski ismi bambaşka bir kişiliğe aitti. Kısa sürede kişiliğin böylesine hızlı değişmesi andropozun yan etkisi midir bilemiyorum ama Haşmet Ajdar'ın acilen bir tedaviye ihtiyacı olduğu kesindir.

    Haşmet Ajdar ile aynı yaşta olduğumu zannediyorum. O yüzden ikimizin de nasıl yapar da kaliteli yaşlanırız sorusunu iyice düşünmemiz gerekiyor. Kaliteli nasıl yaşlanırız, etrafa rezil olmadan nasıl yaşarız, davranışlarımızı yeni gerçeklere göre nasıl ayarlarız, 18 yaşındaki bir magandanın bile kolayca girmeyeceği türde davranışlardan nasıl yaparız da kaçarız, hayatı iç huzuruyla nasıl yaşarız gibi... Hayatımızın kendimize göre yazdığımız senaryolara göre oynadığımız bir rol olmadığını, artık bizden olgunluk ve bilgelik beklenmeye başlandığını ikimiz de anlamalıyız Haşmet Ajdar. Buna ben çalışıyorum, sana da tavsiye ediyorum. Sen sadece yazdığın yazılarla rezil ol, yaşamınla da ayrıca rezil olman gerekmiyor, bunu anla artık...
    serdar Turgut/Akşam
    http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=59237,10,104



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi chakra -- 22 Kasım 2006; 11:23:32 >




  • yukarı


  • Şunlara bak be neler yazmışlar birbirlerine. İkisi de 5 para etmez artık. Haşmet daha bi değersizleşti tabi.
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.