Şimdi Ara

ABD'nin Ortadoğu Projesi... (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
65
Cevap
0
Favori
1.742
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: driver

    bu arada son dönemde türkiyenin abd ile mücadelesi,dünya ya yaptığı açıklamalarla gündem olabilmesi,5-10 sene öncesinin türkiye ve dış politika yı bilenler için hayret vericidir herhalde...

    abd den büyükelçi çağırmak,herkese rağmen gireriz vs.,abd ye rağmen iranla yapılan ticari antlaşmalar,hem bop u destekliyoruz diyip hemde bop un altını oyan suriye ve arap coğrafyası ile yakın ilişkiler,filan ...

    türkiye sanki G8 ülkesiymiş gibi davranıyor yaws!!!
    hatta G8 deki çoğu ülke bile bush a 3.dünya savaşı (hede-hödö) işkembeden sallatmamıştı...
    ABD nin tüm stratejistleri nal topluyor gibi...
    abd ye karşı onun dengi gibi davranan ve krizden çıkan ekonomisi çokda etkilenmeyen bir türkiye...

    enterasan...



    Abd Türkiyeye daha hiçbir yaptırım uygulamadı. Umarım uygulamazda.




  • Dün akşam televizyonda Mahir Kaynak'la birlikte bir programı vardı, onu izlemiştim.

    ABD ve Avrupa'nın menfaatlerini örtüşmediğinden bahsediyordu. ABD özellikle Türkiye'nin Güneydoğu'sundan toprak kaybını istemediğini çünkü önemli bir müttefik kaybetmek istemeyeceğinden bahsdiyordu. Eğer buna izin verirse bizi kaybedecek ve bütün enerji yolları hem bizim üzerimizden Avrupa'ya rahatça akacak, bu sebeple de ABD'nin Avrupa'ya karşı elinde tuttuğu enerji kaynaklarının öneminin kalmayacağından bahsetti. Ayrıca ABD'nin, bizim İran'a yakınlaşmamızı istemeyeceğinden bahsederek, aslında bölgede çok önemli bir aktör haline geldiğimizi ancak bunun iyi değerlendiirlmesi gerektiğini söyledi. Avrupa'nın isteğinin ise bizim Güneydoğu'muzdan toprak kaybederek küçülmemizi istediğini, böylece hem nüfusumuzdan kaynaklanan ağırlığı rahatlıkla kaldırabileceğini düşündüğünü söyledi (aslında ikinci bir açıklama getirdi ancak hatırlayamadım).

    Yaptığı bu anlatımlar oldukça ilginç geldi, özellikle Avrupa'nın toprak bütünlüğümüzü istemeyeşinin altındaki sebeple ilgili düşüncesi ve ABD'nin enerji kaynaklarını elinde tutmadığını,kaynaklardan elde ettiği enerjiyi kendisinin kullanmadığını, bu enerjiyi Avrupa'ya verdiğini, böylece Avrupa'nın da elini kolunu bilerek bağladığını söyledi. Bana mantıklı geldi.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Brooklyn


    quote:

    Orjinalden alıntı: driver

    bu arada son dönemde türkiyenin abd ile mücadelesi,dünya ya yaptığı açıklamalarla gündem olabilmesi,5-10 sene öncesinin türkiye ve dış politika yı bilenler için hayret vericidir herhalde...

    abd den büyükelçi çağırmak,herkese rağmen gireriz vs.,abd ye rağmen iranla yapılan ticari antlaşmalar,hem bop u destekliyoruz diyip hemde bop un altını oyan suriye ve arap coğrafyası ile yakın ilişkiler,filan ...

    türkiye sanki G8 ülkesiymiş gibi davranıyor yaws!!!
    hatta G8 deki çoğu ülke bile bush a 3.dünya savaşı (hede-hödö) işkembeden sallatmamıştı...
    ABD nin tüm stratejistleri nal topluyor gibi...
    abd ye karşı onun dengi gibi davranan ve krizden çıkan ekonomisi çokda etkilenmeyen bir türkiye...

    enterasan...



    Abd Türkiyeye daha hiçbir yaptırım uygulamadı. Umarım uygulamazda.


    benim enterasan bulduğumda bu zaten.
    yani diplomatik ataklarla gündem olan,çözüm arayan,bağlantılar kuran bir türkiye... G8 ülkesi gibi...
    yaptırım uygulama alanı ve kozlarınız tüm taraflar için saklı kalırken,dünya ya kendinizi ifade edişiniz,denk statüde davranışlarınız vs...
    bu dost devlet,müttefik devlet,herzaman ticaret yapabileceğiniz,destekleneceğiniz devlet bulma konusunda küresel statünüzün,diplomatik çalışkanlığınızın resmidir.yeni bir değeriniz var demektir...tbmm nin oylama turlarına bakan, dünya borsaları ve petrol fiyatları demektir...hakikaten tüm stratejistlerin nal topladığını düşünüyorum.iç politika dinamiklerinin hükümeti zorlaması, onların bile öngörmediği enterasan sonuçlar çıkardı.(1.mart tezkeresinin geçmemesi)...




  • Türkiye nin Abdnin dişine dokunur yaptığı tek şey 1 mart teskeresiydi.Biz Türkler aman Abd nin müslümanları öldüresine izin vermeyelim ön ayak olmayalım kardeslermiz falanımız filanımız dediğimiz Iraklıları bir nebzede olsa koruduk Abd den.en azından zorluk çıkardırdık. Peki deydimi ? Bakınız Pkk nerde barınıyor ? Bakınız o Irak onde gelenleri Türkyeye nasıl diş gösteriyor. Zamanında 1 Mart teskeresini verseydik belki bugun pkkyıda silmişti Abd o coğrafyadan.
  • çuval olayından sonra ordumuz içindeki abd karşıtlığınında tırmandığını düşünüyorum.
    tezkereyi milat kabul edebiliriz,sonrasında türkiye nin abd ye karşı dişe dokunur çok fazla çıkışı ve politikası var.
    ama bunları kısa vadeli değilde,uzun dönem yatırımlarında abd karşıtlığı olarak anladı,hem abd hemde dünya...

    ben tezkerenin geçmesini savunanlardanım.ama geçmemesi demek bittik demek olmadığı gibi,tezkere geçseydi pkk olmazdı demek de tutarlı değil.
    abd nin müttefikliği bizim için artık bitmiştir.ortadoğu halklarının türkiye ye bakışıda farklılaşmıştır.
    artık türkiye eski dış politikasına dönemez.kabuğunu kırmıştır.kırık kabuğa geri dönüş olmaz.
  • -ABD nin büyük BOP nin temeli aslında büyük israil projesini gerçekleştirmektir.ABD nin neiş var büyük israil ile çünkü ABD başkanları avanjelisttir yani yahudi kaynaklı bir tarikat gibi İnanca göre Hz İsanın yeryüzüne geri dönme aşamalarının en büyüğü büyük israilin kurulmasıdır.
    *Bu doktiriner ideolojiyi Martin Luter King Hiristiyan alemine sokmuştur kendiside yahudidir zaten
    *o halde samimi sağlam hiristiyanlar ne yapmalılar büyük israili kurmalılar çünkü peygamber gelecek. Bu konuda niye bukadar azimliler; peygamberimiz İstanbulu alan komutanı ve askerleri övüp onore ettiği için bizim padişahımız ve askerlerimiz canla başla savaştılar.
    *Neden gözümüzü kırpmadan şehit oluruz çünkü cennete gider şehitler hatta bununla kalmaz orada efendimize komşu oluruz .Bizim bu hassasiyetlerimiz hritiyanlarda neden olmasın




  • *Büyük israilin kurulması demek Hz İsanın dönmesi demek sözüm ona
    *Peki bizdekiler neden BOP ci çünkü ABD den icazet almadan hiçbir yere makama mevkiye gelemezsiniz.
    *makama geldiğinizde de mecbur onlar için çalışmak zorundasınız.Yoksa al aşağı.
    *ABD politikasını buna göre oluşturmuştur. İsrail zaten o politikanın başındadır çünkü bukadar az nüfusla dünya ancak bu şekilde yönetilir.neden bizim topraklarımızda PKK gibi soytarı piyon ve uşaklar var çünkü arzı mevud sınırlarında bizim de topraklarımız var.Yahudilerin Yüce rab yehova dedikleri haşa Allahları onlara burayı vaad etmiş.
    *Ne yazıkki bzim ülkemizde hala BOP ni çok matah bir şeymiş gibi algılayıp benimseyenler var.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: driver





    ben tezkerenin geçmesini savunanlardanım.ama geçmemesi demek bittik demek olmadığı gibi,tezkere geçseydi pkk olmazdı demek de tutarlı değil.
    abd nin müttefikliği bizim için artık bitmiştir.ortadoğu halklarının türkiye ye bakışıda farklılaşmıştır.
    artık türkiye eski dış politikasına dönemez.kabuğunu kırmıştır.kırık kabuğa geri dönüş olmaz.



    1 Mart tezkeresi sırasında Mecliste gerçekte nelerin döndüğü, merak ettiğim konulardan birisidir.
    Kabulü için katılanların salt çoğunluğu aranıyordu ve bu rakam 267 idi. Kabul oyu ise 264. Yani tam anlamıyla kıl payı bu tezkere kabul edilmedi. Sanırım iktidarın bu kadar büyük fire verdiği tek oturum bu oldu.
    Şahsen sonuçları itibariyle kesinlikle büyük bir beladan kurtulduğumuzu düşünüyorum.
    1 Mart 2003 tarihi Çekiç Güçten de kurtulduğumuz gündür aynı zamanda. (Her ne kadar kurulduğu dönemlerde bizimde çıkarımıza olsa da sonraları değişen stratejilerle birlikte pekte kuruluş amacına uygun davranmadığı ortadaydı)

    Tezkere geçseydi, 50 bin civarında ABD askeri, her ne kadar tezkerenin 6 aylığına hazırlandığı söylensede tıpkı Çekiç Güç gibi yıllarca Güney illerinde konuşlanacaktı.
    İstediğini alamayan ABD'ye 20 gün sonra sınırsız bir hava desteği sağlansa da ABD güçlerinin İskenderun Limanındaki yığınağını gözümün önüne getirdiğimde kesinlikle hayırlı bir sonuç olarak görüyorum.

    PKK'nın bitirilmesi konusunun tezkereye bağlanması da bence haddinden fazla iyimser ve umutsuzca bir düşünceydi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi feylesof -- 28 Ekim 2007; 23:09:12 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: feylesof

    quote:

    Orjinalden alıntı: driver





    ben tezkerenin geçmesini savunanlardanım.ama geçmemesi demek bittik demek olmadığı gibi,tezkere geçseydi pkk olmazdı demek de tutarlı değil.
    abd nin müttefikliği bizim için artık bitmiştir.ortadoğu halklarının türkiye ye bakışıda farklılaşmıştır.
    artık türkiye eski dış politikasına dönemez.kabuğunu kırmıştır.kırık kabuğa geri dönüş olmaz.



    1 Mart tezkeresi sırasında Mecliste gerçekte nelerin döndüğü, merak ettiğim konulardan birisidir.
    Kabulü için katılanların salt çoğunluğu aranıyordu ve bu rakam 267 idi. Kabul oyu ise 264. Yani tam anlamıyla kıl payı bu tezkere kabul edilmedi. Sanırım iktidarın bu kadar büyük fire verdiği tek oturum bu oldu.
    Şahsen sonuçları itibariyle kesinlikle büyük bir beladan kurtulduğumuzu düşünüyorum.
    1 Mart 2003 tarihi Çekiç Güçten de kurtulduğumuz gündür aynı zamanda. (Her ne kadar kurulduğu dönemlerde bizimde çıkarımıza olsa da sonraları değişen stratejilerle birlikte pekte kuruluş amacına uygun davranmadığı ortadaydı)

    Tezkere geçseydi, 50 bin civarında ABD askeri, her ne kadar tezkerenin 6 aylığına hazırlandığı söylensede tıpkı Çekiç Güç gibi yıllarca Güney illerinde konuşlanacaktı.
    İstediğini alamayan ABD'ye 20 gün sonra sınırsız bir hava desteği sağlansa da ABD güçlerinin İskenderun Limanındaki yığınağını gözümün önüne getirdiğimde kesinlikle hayırlı bir sonuç olarak görüyorum.

    PKK'nın bitirilmesi konusunun tezkereye bağlanması da bence haddinden fazla iyimser ve umutsuzca bir düşünceydi.



    Evet senin baktığın açıdan bakınca olay yine karanlık. Ama şimdi güney doğu topraklarımızda Abd askeri değilde pkk peşmergeleri geziyor masum yaşlı kadın çocuk demeden katlediyor.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: feylesof

    quote:

    Orjinalden alıntı: driver





    ben tezkerenin geçmesini savunanlardanım.ama geçmemesi demek bittik demek olmadığı gibi,tezkere geçseydi pkk olmazdı demek de tutarlı değil.
    abd nin müttefikliği bizim için artık bitmiştir.ortadoğu halklarının türkiye ye bakışıda farklılaşmıştır.
    artık türkiye eski dış politikasına dönemez.kabuğunu kırmıştır.kırık kabuğa geri dönüş olmaz.



    1 Mart tezkeresi sırasında Mecliste gerçekte nelerin döndüğü, merak ettiğim konulardan birisidir.
    Kabulü için katılanların salt çoğunluğu aranıyordu ve bu rakam 267 idi. Kabul oyu ise 264. Yani tam anlamıyla kıl payı bu tezkere kabul edilmedi. Sanırım iktidarın bu kadar büyük fire verdiği tek oturum bu oldu.
    Şahsen sonuçları itibariyle kesinlikle büyük bir beladan kurtulduğumuzu düşünüyorum.
    1 Mart 2003 tarihi Çekiç Güçten de kurtulduğumuz gündür aynı zamanda. (Her ne kadar kurulduğu dönemlerde bizimde çıkarımıza olsa da sonraları değişen stratejilerle birlikte pekte kuruluş amacına uygun davranmadığı ortadaydı)

    Tezkere geçseydi, 50 bin civarında ABD askeri, her ne kadar tezkerenin 6 aylığına hazırlandığı söylensede tıpkı Çekiç Güç gibi yıllarca Güney illerinde konuşlanacaktı.
    İstediğini alamayan ABD'ye 20 gün sonra sınırsız bir hava desteği sağlansa da ABD güçlerinin İskenderun Limanındaki yığınağını gözümün önüne getirdiğimde kesinlikle hayırlı bir sonuç olarak görüyorum.

    PKK'nın bitirilmesi konusunun tezkereye bağlanması da bence haddinden fazla iyimser ve umutsuzca bir düşünceydi.



    size katılıyorum.
    elbette devlet yönetiminin herhangi bir konudaki hareket kararı tek bir konuya bağlıymış gibi görünsede bunun birçok farklı dalları budaklarıda etki altındadır.
    devleti yönetenlerin daha fazla bilgiye sahip olması,tüm olasılıkları düşünmesi,en yararlı kararı alması açısından çok önemli.
    en doğru değil,en yararlı diye kavramlamamın nedeni, tüm etki alanlarının sonuçlarınında hesaplanmasının altını çizmek.
    devlet yönetimi,herhangi bir durumda ilk aklınıza gelen hamleleri uygulamakla değil,sonuçları itibari ile her uzantıyı hesaplamakla yapılır.

    işte tezkere krizi bu bağlamda meclisin kararsızlığını gösteriyor bana göre...
    en yararlı seçim hangisi? meclis ikiye bölünmüş... ama küçük bir farkla red oyu diğerini geçmiş ve tezkere geçmemiş.
    farkın küçük olması akla şunları getirebilir.
    *her iki durumunda sonuçları itibari ile fayda ve zarar hesapları vekiller üzerinde net-somut etki yapamadı.
    dolayısı ile sisli durum,vekillerin karar verirken yönlendirilme ihtimalini düşündürebilir.
    *her iki durumunda sonuçları,fayda ve zarar tespitinde, sonrasındaki belirsizlik yüzünden bir sis gibi algılanabilir.
    dolayısı ile vekiller belirsizlikde, dinamik politikadansa,statikliği daha uygun görmüş olabilirler.
    *her iki durumunda birbirine çok benzer zararları-yararları vardır.kişisel bakış açısına göre ağır basan yön tercih edilmiş olabilir.
    vs.vs.
    komplo teorilerini meclise yamamak bence yersiz.en kötü kararda-kararsızlıktan iyidir,dersek ,artık bir karar alınmışsa işte bahsedilen tüm sonuçlarda karlılığı artırma ve zararları azaltma için yapılabilecekler yapılmalıdır.

    mesela madem artık ırak da saddam yok,kuzay ırak da bir takım yapılanmalar var.ve siz abd nin güdümünden çıkarak bir politika değişikliğine gittiniz.
    öyle ise çağın savaşı ulussuz-vatansız-bayraksız çarpışan terör gibi bir kartı ellerinde bulunduran düşmanlarınıza karşı önlem almalısınız.

    siz ülke içinde bir takım siyasi (laik-antilaik ,cumhurbaşkanı sakallı olsunmu?,yök tayyibi sevmiyor vs..) manevralara karşı iktidarınızı yıpratmama savaşı verirken,aynı zamanda bu ulussuz savaşı yürüten maşalarında(terör) ülkenize etkisini hesaplamanız lazım.(daha bir sürü sorun vardır)

    nasıl onlara karşı başarı elde edersiniz?
    elbette güvenlik güçleri ile...
    polis-asker-istihbarat...

    işte aklımıza şu soru geliyor o zaman.
    hükümet:polis-asker ve istihbarat ı kendi yetkisi/gücü ile ve kendi politikalarına uygun olarak kontrol edebiliyor mu?

    tüm bu kurumlar,hükümete bağlı çalışan,meclisin emrinde çalışan kurumlar...

    yani şunu demek istiyorum,sizin hükümetiniz politik olarak, ırak için tezkerenin reddinden sonra bir takım çalışmalara başlıyor.
    peki ya polis-asker-istihbarat, hükümetin politikalarına uygun hareket ediyormu?

    askeri sürekli göreve davet eden,görevinin farkına varamamış anamuhalefet partili bir meclis ve eyyamcı medyanız varken,askerin kendi işine yeterince konsantre olamadığını düşünmek zor değil...




  • Bakıyorumda kimse ortadoğu projesinden bahsederken petrolü düşünmemiş. Bence amerikanın ortadoğu ile bu kadar uğraşmasının en büyük sebebi petrol. Irakın şuanda bilinen petrol rezervi 100 milyar varil ve Irakın ancak %10'unda petrol araştırması yapılabilmiş toplam rezervin 250 milyar varil olabileceği tahmin ediliyor. Petrolün varilini 80 dolardan hesaplasak 12 trilyon dolarlık bırakın iştah kabartmayı insanın aklını başından alacak bir pazar.

    Sonra bu pazara birde İran ve Türkiyede ki olası kaynaklarıda eklersek bence ortadoğu projesinin asıl amacı ortaya çıkıyor. Bu arada amerikan politikalarını başkanlar belirlemez. Başkanların seçilmesinde çok önemli rolü oynayan mali kaynaklar belirler. Amerikanın her yerde askercilik oynamasının en büyük sebeplerinden biride bence budur. Çünkü amerikada muazzam bir savunma sanayi söz konusudur ve bu sanayi amerika bir yerlerde askercilik oynamazsa çöker. Savaşı bile güvenlik şirketleri ile özelleştirmiş bir ülkenin her yaptığının arkasında "para" olgusunu aramak gerektiğini düşünüyorum.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Brooklyn


    Evet senin baktığın açıdan bakınca olay yine karanlık. Ama şimdi güney doğu topraklarımızda Abd askeri değilde pkk peşmergeleri geziyor masum yaşlı kadın çocuk demeden katlediyor.


    1. Körfez savaşından sonra Saddam, 36. paralelin yukarısına, yani Peşmerge bölgesine adım atsa tepesine bombaları yiyiyordu ( ki ağır bir ambargoyla geçen 12 yıl boyunca yapılan bombardımanlar sonucunda atılan bombalar, her iki körfez savaşında atılan bombalardan çok daha fazladır)

    Fakat buna rağmen Saddam, Irak'ın orta ve güney kesimlerinin kontrolünü elinde tuttuğu için Peşmergelerin dış dünyayla olan irtibatı oldukça sınırlıydı. Bu nedenle Türkiye ile iyi geçiniyorlardı. Hatta Peşmergeler bir dönem PKK'ya karşı savaştılar. Kendi aralarındaki çatışmaları da Türkiyenin arabuluculuğu ile bitirmişlerdi.
    Mevcut durumla karşılaştırılamayacak derecede Türk ordusunun bir hareket serbestisi vardı bölgede. Birliklerimiz rahatlıkla Süleymaniye, Erbil gibi kentlere konuşlanabiliyordu.

    Amerikan güçlerine de kapılarımız ardına kadar açıktı. Zaten hareket serbestimizin nedeni de buydu. Fakat sonuçta bu sorun hiçbir şekilde çözüme ulaştırılamadı. Tam tersine 91-96 yılları arası, bölücü örgütün kanlı eylemlerinin zirveye ulaştığı bir dönemdir. Bunda elbette Saddamın bölgedeki varlığının yokedilmesinin etkisi büyüktür ama birliklerimizin rahatlıkla girebildiği bir ortam olmasına rağmen nihai bir çözüme varılamadı.

    Tabi @driver'ın belirttiği gibi ortalığı kaplayan bir sis perdesi var ve ne desek aslında tahminden, komplo teorilerinden öteye geçmeyecek. Mevcut duruma göre gardımızı almamız gerekiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi feylesof -- 29 Ekim 2007; 20:53:12 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: vasago

    Bakıyorumda kimse ortadoğu projesinden bahsederken petrolü düşünmemiş. Bence amerikanın ortadoğu ile bu kadar uğraşmasının en büyük sebebi petrol. Irakın şuanda bilinen petrol rezervi 100 milyar varil ve Irakın ancak %10'unda petrol araştırması yapılabilmiş toplam rezervin 250 milyar varil olabileceği tahmin ediliyor. Petrolün varilini 80 dolardan hesaplasak 12 trilyon dolarlık bırakın iştah kabartmayı insanın aklını başından alacak bir pazar.

    Sonra bu pazara birde İran ve Türkiyede ki olası kaynaklarıda eklersek bence ortadoğu projesinin asıl amacı ortaya çıkıyor. Bu arada amerikan politikalarını başkanlar belirlemez. Başkanların seçilmesinde çok önemli rolü oynayan mali kaynaklar belirler. Amerikanın her yerde askercilik oynamasının en büyük sebeplerinden biride bence budur. Çünkü amerikada muazzam bir savunma sanayi söz konusudur ve bu sanayi amerika bir yerlerde askercilik oynamazsa çöker. Savaşı bile güvenlik şirketleri ile özelleştirmiş bir ülkenin her yaptığının arkasında "para" olgusunu aramak gerektiğini düşünüyorum.


    Amrekianın Irak işgali bence petrol amaçlı değil.Petrol nehrin kollarından sadece biri. ABD milyar dolarlar harcadı bugune kadar Irak için.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Brooklyn
    Amrekianın Irak işgali bence petrol amaçlı değil.Petrol nehrin kollarından sadece biri. ABD milyar dolarlar harcadı bugune kadar Irak için.

    %60 petrol %40 toprak için.
  • Bakın harcadığı meblayı milyar dolar ile anlatıyorsunuz ki bugüne kadar işgal için harcanan miktar yaklaşık 750 milyar dolar. Üstteki mesajda bir hesap hatası yapmışım. Petrolün varilini 80 dolar kabul edersek Iraktaki petrolün değeri 20 trilyon (harcanan paranın 25 katı) dolar ediyor. Ayrıca bugün gazetede petrolün varil fiyatının 93 dolara ulaştığını gördüm. Yani hesabı tekrar yaparsak 23,5 trilyon dolar yapıyor. Birde belirttiğim gibi buna daha Türkiye ve İranda ki olası kaynaklar dahil değil.

    Birde amacı toprak kazanmak olsa yanı başındaki güney amerika ülkelerini boşverip niye kalkıp ortadoğunun bozkırlarına geliyor? İsrail için olsa yahudilerin istedikleri bölgeleri (zaten az çok elde etmiş durumdalar) alırdı. Bence ırakın israil ile pek ilgisi yok. Rusya ve Çine karşı bir koz olma durumunu anlarım ama israil işi biraz anlamsız geliyor bana.

    Bakın amerikanın hayatı petrole bağlıdır. Bugün Venezuella amerikaya petrol vermeyi bırakırsa amerikada kıyamet kopar. Bu yüzden amerika bulabildiği bütün petrol yataklarını kontrol etmek istiyor. Güney amerikadaki kaynaklar tükenme dönemine geçti yine suudi arabistan kaynaklarıda aynı şekilde. Amerikanın kendisini idare edecek petrol kaynaklarına ihtiyacı var ve dünyada kalan bu büyüklükteki tek rezerv Irak.




  • @vasago ya katılıyorum.
    %60 petrol,%40 altında petrol olan toprak diye düşünülebilir...

    fakat elbette daha farklıda çıkarları vardır,farklı farklı zararları olduğu gibi...

    örneğin pkk ve pjak ta farklı çıkarları olduğu gibi...

    bu bölgeyi kontrol eden, dünyayı kontrol eder.
    neden rusya ve çin iran dan vazgeçmiyor?

    türkiye nin ortadoğu politikası,bölgede sözü geçen bir devlet,bölge ülkelerine ağabey bir devlet olma yolunda...

    *abd ye rağmen iranla enerji anlaşması.(bu önemli olan birde aslında daha da artan ticaret hacmi ve ilişkiler var.)
    *abd ve israile rağmen hamas ın meşruiyeti için kabul ve diplomasi
    *lübnan da asker konuşlandırma
    *suriye,suudi arabistan,ürdün,yemen,mısır,sudan,katar,b.arap emirlikleri vs. bu ülkelerin tümü ile ticaret ve ortak projelerde tarihte görülmemiş bir ivme...
    *nerede ise haftada bir kürşat tüzmen bölge ülkelerinden birinde...*aynı şekilde bölge ülkelerinin liderleride bizde...

    kısaca dünya ,türkiye nin bu dinamik yeni dış politikasını acaba nasıl yorumluyor?

    ortadoğu da türkiyesiz proje yapmaya çalışmayın,yapamazsınız.
    türkiyesiz ortadoğu projeleri dikiş tutmaz...

    cevap,uyarı,taktik : pkk




  • Küçük bir düzeltme. İran ile şimdilik sadece elektrik alım anlaşması imzalandı. Abd'nin baskısı yüzünden bakanımız doğalgaz anlaşmasını imzalayamadan döndü.
  • @vasago

    iranla ilişkilerimiz abd nin istemediği kadar iyi...

    senin bahsettiğin;
    şu tam seçim meydanlarının en alergirli zamanına denk gelen doğalgaz anlaşması ile ilgili, ilk duyduğumdan beri kafamda ilginç soru işaretleri var zaten ...

    mesela hatırlarsanız seçim atmosferinde birden pkk ya kilitlenmişti herkes... pkk yine şiddeti tırmandırıyor,şehid haberleri yoğunlaşıyor,hatta seçimin güvenliği açısından yapılmaması baskın medyada ortak görüş olarak öne çıkıyor,akp nin tüm bakanları şehid cenazelerinde protesto ediliyor,mhp nin anketlerde yükselişi konuşuluyor,mehmet ağar,tüm seçim propagandasını terör üzerinden yapıyordu...
    cumhurbaşkanlığı geyiği yerini pkk gibi ciddi bir güvenlik sorununa bırakıyordu...

    işte tamda o günlerde duyduk bu haberi ,hatta haber bile enterasan geçmişti basından(gece yarısı ankara ya gelen iran enerji bakanı filan. :)),üzerinede pek konuşulmadı zaten..(manşet olamadı fakat yorumlarda az buçuk bahsi geçti....)

    ilginç bir tesadüf müdür? işte bu geceyarısı iranla yapılan ilginç doğalgaz anlaşması mutabakatı pkk terörünü ülke gündeminden çıkardı...saldırıların yoğunluğu bir gece de bitti... ve gündem artık akp nin istediği ;"cumhurbaşkanlığı geyiği" idi..

    abd ortadoğuda komşumuz.bop diye bir projesi olduğunu açıkça söylüyor.bölgede kendi politikalarına aykırı,hem müslüman, hem güçlü hem bağımsız hem demokrat hemde bir cumhuriyet olan bölgenin eski sahibinin veliahtı bir ülkenin seçimleri ile elbette yakından ilgilenecektir...
    bizdeki bütün askeri darbelerin bile onların tezgahından çıktığı paşaların anılarında bile sabitleşmişken neden şüphelenmeyelim,abd seçimi etkilemek için pkk yı da kullandı... türkiye de abd ye bir başka kart açtı : iran ın dünyaya geri dönüşü... evet aynı tarihlerde iranın nükleer programdan dolayı baskı altında olduğunu,abd nin bm de irana baskısının iyice arttırdığını,beyaz saray ın savaş çığlıklarını yükselttiğini vs. de düşünürsek hem tayyibin hemde ahmedinecad ın ayrı ayrı skor yaptığını söylemek mümkün...
    abd iran a 2008 e kadar girecekti,kamuoyu oluşturma propagandası zirvede.türkiye de ise tek başına iktidar hemde iranla ve tüm ortadoğu ile yakın ilişkiler içinde bir iktidar, seçime giriyordu.abd olsanız bunu mu istersiniz?koalisyon mu?
    ben koalisyonu seçerim,herbir bakanlığı farklı partilere paylaştırılmış bir koalisyon nede yakışır türkiye ye der,ceyar gibi gülerim.. :)
    tüm gücümle seçimi etkilemeye çalışırım...tüm kartlarımı kullanırım.işte tamda bu günlerde türkiyeden ilginç bir çıkış geldi:
    pkk silahları abd damgalı m 16 ...!!!


    peki pkk neden gündemden düştü seçime 15 gün kala,türkiye madem abd yi kızdırdı o zaman daha da artması lazım dimi?
    hayır,çünkü anlaşma imzalanmadı henüz sadece mutabakat yapıldı.bir dipnot, rusya, bu anlaşma ile ilgili kılını bile kıpırdatmadı.(oysa onlar için çok önemli)
    şu anda bu anlaşma için iran türkiye ye süre verdi düşünün diye...(buda ilginç)

    gelelim şu anda yaşananlara:
    enterasandır,geçenlerde israil uçakları suriye yi bombaladı.hatta yakıt tankları bizim ülkeye düştü malum.şimdi bir söylenti okudum suriye ile iranın hava savunma sistemi aynıymış.israil bu sistemin şifrelerini kopyalamış.bu doğru olmasada ,abd de başkanlık seçimleri 2008 kasım da. bush un ortadoğu daki savaşçı politikası sevilmesede amerikalılar ülkeleri ile kasılmayı seviyorlar.iran abd yi oldukça aşağıladı,amerikan halkını savaşa karşı sanmayın,son anketlerde %55 iranla savaşı doğru buluyor .şimdi eğer siz irana 2008 kasıma kadar girmeyi düşünüyorsanız türkiye konusunda kafanızda soru işareti bırakmamalısınız.
    öyle ise onu denersiniz,neyle pkk ile mi? hayır ! tek başına pkk 30 senedir var.! fakat ,türk askeri esir almış pkk ilk defa..
    işte şimdi beyazsaray türkiye ile iran pazarlığında, elinde türk esirleri,türk-kürt savaşı çıkma riskli bir konjuktur,medyanızın en başköşesinde barzani ve daha niceleri ile sizin kartlarınızı görmek istiyor...yada sizin ortadoğuya bakışınızın kendisi ile birlikte olmaya ikna için,reddemeyeceğiniz teklifler sunuyor...yada aslında iranla değil önce türkiye ile çatışmak da c-d-e planı olarak kendileri için uygun mudur?bilinmez.

    vs.vs...

    şimdi aslında bakın şu tarz cümleler türk insanının kompleksindenmidir,amerika yı fazla büyütmesinden midir ben pek anlayamam...!

    abd baskısı !!!
    başbakan abd den icazet almaya gitti !!!
    abd izin vermedi !!!

    vs..

    bunlar türkiye cumhuriyeti'nin medyasının,yazarının,çizerinin,halkının,dostunun,sevdalısının asla kurmayacağı cümleler olmalıdır...
    devletler karşılıklı çıkar ilişkilerinde birbirlerine karşı üstünlük kurmak isterler,ama çıkar ilişkileri için pazarlık şarttir.pazarlık için elinizde kıymete değer bişey olması lazım."abd baskısı" diyemezsiniz,"abd ile ortak karar verildi" !!! diyebilirsiniz... "başbakan icazet almaya gitti",diyemezsiniz,"başbakanın amerika ziyareti dersiniz" ,"abd izin vermedi"diyemezsiniz,abd ile bu konuda anlaşmazlıklar sürüyor ...vs . diyebilirsiniz... neden kendimizi aşağılarız !!! anlamıyorum...

    yukarıdaki türkiye abd ilişkilerini değerlendirme varsayımlardan öte değil,ama tutarlı yönleride yok değil.anlatmak istediğim herzaman herkesin bir planı olduğudur.olmalıdır da...!




  • quote:

    Orjinalden alıntı: driver

    @vasago

    iranla ilişkilerimiz abd nin istemediği kadar iyi...

    senin bahsettiğin;
    şu tam seçim meydanlarının en alergirli zamanına denk gelen doğalgaz anlaşması ile ilgili, ilk duyduğumdan beri kafamda ilginç soru işaretleri var zaten ...

    mesela hatırlarsanız seçim atmosferinde birden pkk ya kilitlenmişti herkes... pkk yine şiddeti tırmandırıyor,şehid haberleri yoğunlaşıyor,hatta seçimin güvenliği açısından yapılmaması baskın medyada ortak görüş olarak öne çıkıyor,akp nin tüm bakanları şehid cenazelerinde protesto ediliyor,mhp nin anketlerde yükselişi konuşuluyor,mehmet ağar,tüm seçim propagandasını terör üzerinden yapıyordu...
    cumhurbaşkanlığı geyiği yerini pkk gibi ciddi bir güvenlik sorununa bırakıyordu...

    işte tamda o günlerde duyduk bu haberi ,hatta haber bile enterasan geçmişti basından(gece yarısı ankara ya gelen iran enerji bakanı filan. :)),üzerinede pek konuşulmadı zaten..(manşet olamadı fakat yorumlarda az buçuk bahsi geçti....)

    ilginç bir tesadüf müdür? işte bu geceyarısı iranla yapılan ilginç doğalgaz anlaşması mutabakatı pkk terörünü ülke gündeminden çıkardı...saldırıların yoğunluğu bir gece de bitti... ve gündem artık akp nin istediği ;"cumhurbaşkanlığı geyiği" idi..

    abd ortadoğuda komşumuz.bop diye bir projesi olduğunu açıkça söylüyor.bölgede kendi politikalarına aykırı,hem müslüman, hem güçlü hem bağımsız hem demokrat hemde bir cumhuriyet olan bölgenin eski sahibinin veliahtı bir ülkenin seçimleri ile elbette yakından ilgilenecektir...
    bizdeki bütün askeri darbelerin bile onların tezgahından çıktığı paşaların anılarında bile sabitleşmişken neden şüphelenmeyelim,abd seçimi etkilemek için pkk yı da kullandı... türkiye de abd ye bir başka kart açtı : iran ın dünyaya geri dönüşü... evet aynı tarihlerde iranın nükleer programdan dolayı baskı altında olduğunu,abd nin bm de irana baskısının iyice arttırdığını,beyaz saray ın savaş çığlıklarını yükselttiğini vs. de düşünürsek hem tayyibin hemde ahmedinecad ın ayrı ayrı skor yaptığını söylemek mümkün...
    abd iran a 2008 e kadar girecekti,kamuoyu oluşturma propagandası zirvede.türkiye de ise tek başına iktidar hemde iranla ve tüm ortadoğu ile yakın ilişkiler içinde bir iktidar, seçime giriyordu.abd olsanız bunu mu istersiniz?koalisyon mu?
    ben koalisyonu seçerim,herbir bakanlığı farklı partilere paylaştırılmış bir koalisyon nede yakışır türkiye ye der,ceyar gibi gülerim.. :)
    tüm gücümle seçimi etkilemeye çalışırım...tüm kartlarımı kullanırım.işte tamda bu günlerde türkiyeden ilginç bir çıkış geldi:
    pkk silahları abd damgalı m 16 ...!!!


    peki pkk neden gündemden düştü seçime 15 gün kala,türkiye madem abd yi kızdırdı o zaman daha da artması lazım dimi?
    hayır,çünkü anlaşma imzalanmadı henüz sadece mutabakat yapıldı.bir dipnot, rusya, bu anlaşma ile ilgili kılını bile kıpırdatmadı.(oysa onlar için çok önemli)
    şu anda bu anlaşma için iran türkiye ye süre verdi düşünün diye...(buda ilginç)

    gelelim şu anda yaşananlara:
    enterasandır,geçenlerde israil uçakları suriye yi bombaladı.hatta yakıt tankları bizim ülkeye düştü malum.şimdi bir söylenti okudum suriye ile iranın hava savunma sistemi aynıymış.israil bu sistemin şifrelerini kopyalamış.bu doğru olmasada ,abd de başkanlık seçimleri 2008 kasım da. bush un ortadoğu daki savaşçı politikası sevilmesede amerikalılar ülkeleri ile kasılmayı seviyorlar.iran abd yi oldukça aşağıladı,amerikan halkını savaşa karşı sanmayın,son anketlerde %55 iranla savaşı doğru buluyor .şimdi eğer siz irana 2008 kasıma kadar girmeyi düşünüyorsanız türkiye konusunda kafanızda soru işareti bırakmamalısınız.
    öyle ise onu denersiniz,neyle pkk ile mi? hayır ! tek başına pkk 30 senedir var.! fakat ,türk askeri esir almış pkk ilk defa..
    işte şimdi beyazsaray türkiye ile iran pazarlığında, elinde türk esirleri,türk-kürt savaşı çıkma riskli bir konjuktur,medyanızın en başköşesinde barzani ve daha niceleri ile sizin kartlarınızı görmek istiyor...yada sizin ortadoğuya bakışınızın kendisi ile birlikte olmaya ikna için,reddemeyeceğiniz teklifler sunuyor...yada aslında iranla değil önce türkiye ile çatışmak da c-d-e planı olarak kendileri için uygun mudur?bilinmez.

    vs.vs...

    şimdi aslında bakın şu tarz cümleler türk insanının kompleksindenmidir,amerika yı fazla büyütmesinden midir ben pek anlayamam...!

    abd baskısı !!!
    başbakan abd den icazet almaya gitti !!!
    abd izin vermedi !!!

    vs..

    bunlar türkiye cumhuriyeti'nin medyasının,yazarının,çizerinin,halkının,dostunun,sevdalısının asla kurmayacağı cümleler olmalıdır...
    devletler karşılıklı çıkar ilişkilerinde birbirlerine karşı üstünlük kurmak isterler,ama çıkar ilişkileri için pazarlık şarttir.pazarlık için elinizde kıymete değer bişey olması lazım."abd baskısı" diyemezsiniz,"abd ile ortak karar verildi" !!! diyebilirsiniz... "başbakan icazet almaya gitti",diyemezsiniz,"başbakanın amerika ziyareti dersiniz" ,"abd izin vermedi"diyemezsiniz,abd ile bu konuda anlaşmazlıklar sürüyor ...vs . diyebilirsiniz... neden kendimizi aşağılarız !!! anlamıyorum...

    yukarıdaki türkiye abd ilişkilerini değerlendirme varsayımlardan öte değil,ama tutarlı yönleride yok değil.anlatmak istediğim herzaman herkesin bir planı olduğudur.olmalıdır da...!




    Güzel bir analiz.
    Bugün ülkemizde yaşanan sıcak gelişmeler; İran ve Suriyeye karşı iyice artan baskılar, Türkiyenin İran ve Suriye ile özellikle ekonomik ve dolayısıyla stratejik işbirliğine gitmesi, Lübnanda hemen hemen her ay önemli bir liderin suikastle öldürülmesi, Suriyenin bazı askeri tesislerinin bombalanması ve İsrailin bu iki ülkenin işgali konusundaki kararlılığını açıkça göstermesi gibi birçok olayla asla ayrı tutulamayacak derecede sıkı sıkıya bağlantılı.
    ABD, İsrail ve İngiltere hava kuvvetlerinin katıldığı büyük bir tatbikatın Konyada düzenlenmesi, hemen ardından Suriyenin bombalanması ve bombardımandan kaçan jetlerin Türkiyeye girmesi de bu olaylardan bağımsız düşünülemez sanırım.
    Birbiriyle tezat görünen o kadar çok gelişme söz konusu ki bunları yorumlayabilmek gerçekten güç.




  • Irak olayında Amerika için; petrolün miktarı ve yapılan harcamayı kat kat karşılamasının ötesinde bir amaç daha var. O da kendisine rakip gördüğü diğer ülkelerin (ab,rusya,çin vs..) bu enerji kaynağını elinde bulundurmasını önlemek galiba.

    Güney amerikadaki petrol kaynaklarına dokunmuyor olması ise bu kaynakların zaten kendi kontrolünde ve müdahale edebileceği bir durumda olması olarak açıklanabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Drazy -- 31 Ekim 2007; 22:28:34 >
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.