Şimdi Ara

90'lı Yılların Çocukları Çok Şanslıydı. (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
130
Cevap
11
Favori
8.944
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ROMA1927

    bu adamı hatırlayan var mı fifa 2000de efsaneydi hiç unutmadım

     90'lı Yılların Çocukları Çok Şanslıydı.


    duggary
  • Top havadan gitti mi buyuk bir tartisma cikardi hep gol mu degilmi diye kalecinin eremeyecegi yukseklikse sayilmazdi gol..

    bir de bakkallarda niyetler vardi buyukten kucuge dogru balonlar vardi bana hep kucuk cikardi en buyugu acayip buyuktu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ehm
     90'lı Yılların Çocukları Çok Şanslıydı.
  •  90'lı Yılların Çocukları Çok Şanslıydı.
  • Vay be... Beyblade - Pokemon bizim en beğendiğimiz çizgi filmlerdi

    Akşam ezanı okunurken eve giderdik.

    Belki cebimizde 50.000 lira vardı ama çok mutluyduk.

    Meybuz yerdik.Camilerde gülerdik.Akşam zor bela evden izin alıp saklambaç oynardık

    Bizim büyüklerimiz ilk televizyona hayretli gözlerle bakarlardı.Biz ise bilgisayara.

    Az mı çağla topladık ceplerimize .

    Pazardan halı saha alırdık.Nike'ye hayretli gözlerle bakardık.

    Ve şu sözümle kapatıyorum :
    Hayatın artık bize bir şeyler vermeyi bırakıp geri almaya başladığı yaşlara geldik.
  • Sabahlari 9-10 gibi mahalleye cikardik tum arkadaslar toplanip 31 aylik oynardik. Sonra kim anne olursa onla annee anneee diye dalga gecerdik.

    Mahallede bizden buyuk bir kac abi olurdu ne zaman mac yapsak gelir topa karisirlardi. Artist artist konusulardi sonra biz bir sey diyince topu havaya dikip giderlerdi.

    Sonrasinda mahallede yuksek sesle top oynuyoruz diye assagi inersem topunuzu keserim diye cama cikan bir kac amca olurdu. Hatta bir kac tanesi inip kesmisti.

    Disarda oynarken susadigimiz zaman kimin evi daha yakinsa onun evine gidip orda su icerdik. Bazen 9-10 kisi birden bir arkadasin evine gidip su ictigimiz olurdu. Bazen herkese yetecek kadar bardak olmazdi bir kisi bardagin bir tarafindan diger kisi bardagin diger tarafindan icerdi.

    Okuldayken arkadaslarla gun icinden anlasip her okul cikisi mac yapardik kolasina. Sonra yenilecegini anlayan bazi cakallar daha mac bitmeden eve gitmem lazim falan deyip para odemekten kurtulmaya calisirlardi.

    Pokemon tasolari vardi mahallede arkadaslarla oynardik. Ben herkesi kokerdim sonra kucuk cocuklar aglayinca aciyip 1-2 tane tasolarini geri verirdim. Baska mahallelerden cocuklar bile bizim mahalleye taso oynamaya gelirlerdi. Bir ara o kadar iyi bir koleksiyonum olmustu ki bizim Kadikoy'de unlu Moda Park'i vardi orda kucuk cocuklara iyi paradan tasolari okutuyordum. Hatta cocuklarda para olmadigi icin anneleri gelip para veriyorlardi.

    Bir ara da futbolcu kartlari meshurdu. Birisiyle beraber ellerimizi carptirip kartlarin yere dusus sekline gore kimin kazandigi belli oluyordu. Onda da cok iyiydim bir poset dolusu kartim olmustu en sonunda mahallede kucuk cocuklara dagitmistim.

    Mahallede 2 tane bakkal vardi biri mahallenin yukarisinda digeri assagisinda. Normalde bir sey almamiz gerekince hep arkadaslarla yukari bakkala giderdik ama cips alacagimiz zaman taaa mahallenin assagisina kadar yuruyup ordan alirdik. Assagi bakkal cipsleri oyle bir yere koymustu ki dukkanin icinden gozukmuyordu. Bizde orda cipsleri alip iyice elleyip icinde taso olup olmadigina bakiyorduk. Sonra hangilerinde taso oldugunu ogrenince bakkala girip parasini veriyorduk. Bunu yukari bakkalda yapmaya calistigimiz zaman bakkal bizi kovaliyordu.

    Hava guzel oldugu zaman bisikletlere atlayip her yeri gezerdik. Bazen kadinlarin yanindan cok hizli gecince ayy diye bagirip sonra arkamizdan laf ederlerdi.

    Ilk baslarda bilgisayarlar yeniyken herkesin evinde bilgisayar yoktu. Boyle 10 kisi falan toplanip bilgisayari olanlarin evine giderdik oyun oynamaya. Bir odaya 10 kisi girer oyle basit basit oyunlar oynardik. O zaman yok ekran kartiymis yok rammis hic anlamadigimiz icin farketmiyordu tabi.

    Yazlari bahcelere girip dut, erik falan toplardik. Bir tane amcanin bahcesi vardi resmen Moda'nin en guzel erikleri onun bahcesindeydi. Biz de o erikleri kesfedince surekli onun bahcesinden toplamaya baslamistik. Adam nasil olduysa bizim mahalleyi ogrenip bir gun mahalleye gelmisti. Baya olay cikmisti.

    Futbol oynadigimiz toplar simdiki gibi gercek top degildi. Bakkaldan gidip balon gbi olan toplardan aliyorduk onlarla oynuyorduk. Gercek top aldigimiz zaman ne kadar dandikte olsa onla oynamasi ayri bir zevkli oluyordu. Topun sahibide hep artistlik yapardi. Diyelim ona bir laf ediyorsunuz hemen top benim istersem seni oynatmam gibi seyler soylerdi.

    Bir aralar boncuklu tabancalar moda olmustu alip mahalledeki cocuklarla savas yapiyorduk. Yalniz bir sorun vardi kimse vuruldugunu itiraf etmiyordu o yuzden bir oyun 2-3 saat suruyordu. Ozel mekanlarimiz vardi boyle cop tenekelerinin ya da ona benzer seylerin arkasina saklanip siper alirdik.

    Bilgisayarlardan once ateriler vardi Mortal Kombat, Mario falan oynardik. Mortal Kombat'da cogu kisi oynamayi bilmezdi oyle rastgele tuslara basarlardi. Oyun bozuldugu zaman ufleyip tozlari cikartip oyle calistirmayi denerdik.

    Cok guzel cizgi filmler vardi. Sabahlari erkenden kalkip Tsubasa falan izlerdik. Tabi o zamanlar bize hic sacma gelmezdi saf gibi derdik ulan ne gol atiyor be. En son 2-3 sene once bir Tsubasa izleyeyim dedim kendime guldum resmen.

    Hey gidi gunler hey.. Daha aklima gelen cok sey var da yazmaktan yoruldum. Ben 92 dogumluyum ama sokakta oynamaya 4-5 yasindan baslamistim o yuzden cok sey yasadim.




  • Hepsini yassdim ama o zamanlar mac oynamadigim pismanim. Suanda okul takimlarinda olurdum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Silvérlight

     90'lı Yılların Çocukları Çok Şanslıydı.


    Power rangers :) evde baska bisey actirmazdim bu ciktiginda ne gunlerdi be :)

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • En büyük hobisi top oynadıktan sonra terleyip camide su içmek olanlar burda mı beyler ?
  • Son şansli nesil biziz :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • özlemişim be bütün konuyu okudum her yorumda başka bir anım aklıma geldi heyy gidi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Partis Temporus

    Mahalle maçları yapardık kendi aramızda sabahtan akşama kadar maç yapardık.Kar yağdımı kar maskelerini,bereleri kafamıza geçirir elimizdeki hangi boncuklu silah varsa savaşırdık.En ufak bayır bile görsek ya bir leğen parçası yada plastik poşet arayıp g.tümüz yanıncaya kadar kayardık.Sonra onun acısını sobaya dönerek yaşardık her tarafımız sırımsıklak ve suratımız pembeleşmiş bir şekilde.Yaz aylarında okullar tatil olduğunda etraftaki erik,kiraz,ceviz vb ağaçlara dalardık ta ki yaşlı komşu teyzeler görene kadar.Taso oynardık milleti keperdik.Beyblade'te vardı bir zamanlar ama taso vakti kadar güzel değildi.Atari kasetlerini üfleyerek çalıştırırdık.Dua ederdik çalışsın ekran kaset oynadığı anda piksel piksel olmasın diye.Sonra kollar bozuldu mu tamir etmeye kalkardık.Adaptörler ısındımı atari başından kalkardın.Oyunları ise bambaşkaydı ona hiç girmeyeceğim anlatsam baya uzun sürer.Binbir türlü çizgifilm ile ekran başına kitlenirdik.Gorilli ghostbusters,He-man,Scooby Doo,Voltran,Transformers,Tom & Jerry,Çakmaktaşlar,Pokemon,Beyblade ve birçok çizgifilm.Daha çok şey yazmak isterdim çünkü dönmek istiyorum o yıllara ama elden birşey gelmez.Yaş 22 ye geliyor daha gencim ama ne olursa olsun çocukluk başkaydı

    +1990




  • .Depremde sokakta yaşıyorduk . şimdi Allah korusu deprem olsa asosyel istanbul bebeleri ailesini kurtarmaz lettopunu kurtarır.
  • Tv'de saçma sapan diziler programlar yoktu. Olacak o kadar, bir başka gece, kaynanalar, kuzen larry, full house..
    Yabancı film kuşakları, pazar gecesi sinamasının o jeneriği (anlatılmaz yaşanır)
    Batman, batman forever, robocop, termiantör, terminatör 2, Demolotion Man, Judge Dredd

    Efsane sinema filmlerini evde dandik kopya cd'de değilde vhs kasette seyretmek (her evde olmazdı vhs playerler, bizdede yoktu)

    Ve korsan film diye bişey olmadığı için merak edilen filmin sinemada seyredilmesi:
    Ninja Turtles
    Terminator
    Batman

    Sinemada film seyretmenin verdiği zevkin şimdikinin 50 katı olması,

    Şu an bile filmleri yapılan müthiş çizgi filmler:
    Ninja turtles, transformers, g.i.joe, voltran, he-man .. hele o he-man'in jenerik müziği yok mu

    Street fighter, mortal kombatın daha yeni yeni popülerleşmesi, sürekli sokak efsaneleri üzerine konuşulması (ryu ken kardeş mi, guile flash kick çekerken botundaki jiletle kesiyor.., sub zero gardda dururken bir eliyle gel gel yapıyor, scorpion yendiği zaman maske altından gülüyor (buna hala arada dikkatli bakarım gerçekten gülüyor gibi duruyor çünkü yüzlerce var bunun gibi)

    Evde internt üzerinden görmediğimiz arkadaşlarla tatsız oyunlar oynamaktansa, sokağa çıkıp, sosyalleşip arkadaşlarımızla paylaştığımız bir sürü güzel anı.. kavga etmek bile güzeldi o günler

    sabahtan akşama kadar bmx bisikletlerle mahalleyi tavaf etmek, dön babam dön..

    daha sosyal,daha hayal gücü yüksek, daha fazla düşünen ve konuşan çocuklar

    bayramlarda sağa sola tatile kaçmayan akrabaların toplanıp bir araya gelmesi.. şimdi topla toplayabilirsen

    ----------------------------------------------------------------

    şimdi teknoloji vs çok gelişti ama:

    -o kutu gibi tüplü tv'lerde izlediğimiz, kaliteli programları aileyle beraber seyertmenin verdiği sıcaklığı, keyfi, o tadı; milyarlar değerinde, yarım santim kalınlığında full hd, internete bağlanabilen, devasa ekrana sahip led tv vs'in tadının çeyreği bile etmediği

    -amigadan, tv atarisinden alınan oyun zevkinin, 5 milyar değerinde i7 işlemcili hayvani bilgisayarlardan, ps3 lerden çok çok üstün olduğu

    -komuşuluğun, arkadaşlığın çok daha samimi olduğu

    -müthiş cgi efektleriyle süslenmiş filmlerin, 20 sene önceki filmlerin kalitesini yanına bile yaklaşamadığı

    bir devirde yaşıyoruz..

    daha az varlıkla daha çok mutlu olduğumuz vakitlerdi

    şimdi herkesin herşeyi var, millet cebinde 2000 tl den aşağı telefonla gezmiyor, tv bilgisayar hep uzay çağı teknolojisi ama bunların verdiği zevk sıfır




  • quote:

    Orijinalden alıntı: K.B.V.

    quote:

    Orijinalden alıntı: NaTuRaL07

    Şaka maka arkadaş haklı 90-93 nesli epey şanşlı milenyumu gördük teknolojinin neredeyse tüm gelişmesine şahit olduk aterisinden tut bilgisayarına 3310'dan iphone'a Kütüphaneden e-booklara vay be ..

    101 İN 1 GAMES miydi neydi adı da hatta. Ne oyunlar oynardık onla be. Aslanla atesli halkalardan atlama, motorla kendi yaptıgımız engebelerden uçma, super mario.

    Az mı silahla ördek avladık.


    Biz internete baglanmanın, telefon sesiyle oldugunu bilen nesiliz yahu. E-kolay sahibi olanlar zengin sayılırdı o zamanlar. Babam tembihlerdi ''Oglum fazla kalma internette'' diye. Süre işliyor fiyat giriyordu çünkü. Ayrıca internete girersen ev telefonları çalısmazdı

    999999 in 1
    ateşten atlayan aslanlı oyun circus charlie

    ben bombermani çok severim, tablette nes emulatöründen oynarım hala.. o arka fon müziği eşlinde bloklar arasında canavarları patlatmak, patladıklarında yüzlerinin aldığı şekil süperdi oyunu asıl güzel yapan müziğiydi

    20 yıldır bıkmadan oynanan oyunlar bunlar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi WolF-EyE -- 20 Aralık 2012; 14:14:38 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Man Of War

    kuzenim evli 99 yılında çocukları oldu.kız 99lu 2 sene önce facebookta gezinirken bi olaya tanık oldum. kızın annesi (kuzenim) duvarına hadi yemeğe yazmış. var mı böyle bişey ya?

    ziyaretlerine gidiyoruz kız suratsız suratsız oturuyo telefonuna gömülüyo mesajlaşıyo arkadaşlarıyla sürekli. varı yoğu justin bieber one direction vs. fotoğraf çekilelim diyince bambaşka bi karaktere bürünüyo sadece fotoğraflarda gülümsüyo. geçen sene köye geldi. ilk defa geldi hayatında. sürekli annesine fotoğraf çektirdi. egzotiklik olsun diye köye geldiğini düşünüyorum. 12-13 yaşında bi çocuğun hayatı sanal hayat olmuş sanki yaptığı herşey sanal hayat için.

    ben onun yaşındayken babam bana eski telefonunu vermişti motorola-timeport antenli falan bi telefondu kemere takma aparatı bile vardı. sadece babam arayınca elime alırdım telefonu. şimdi noldu? bi telefon alıyolar 1 milyar. bütün boş vakitlerini telefonla oyun oynuyarak mesajlaşarak vs. yalan ediyolar. kitap desen kaç yılından geliyosun sen derler. adamların hayatları dokunmatik olmuş. küçücük çocuklara ipadler alınıyo pahalı oyuncaklar alınıyo vs. oyuncaklarla iki oynayıp atıyo bi köşeye. yenisini istiyo hatta yeni telefon istiyo ipad istiyo ps3 istiyo.

    kötü bi nesil yetişiyo benim kanımca bilmiyorum bizim neslimiz için de aynı şey söylenmiş midir ama hiç emin değilim gelecekten. ha size şunu söyliyim bu ülke gençlerinden ahlak falan beklemeyin gelecekte. Amerikada ingilterede ne oluyosa buraya da geliyor.

    Dostum aynen katılıyorum sana.. bu gidiş hiç iyi bir gidişat değil.. dediklerine ek olarakta anne baba sözü dinleme diye birşey gitgide azalıyor.. iyce amerikan dizilerindeki asi tiplerin özentisi oldu bebeler.. ana babada mı hiç mi suç yok.. bütün suç onlarda:

    ufacık çocuğun eline ne diye ipad 2 verirsin arkadaşım senin derdin ne ya, 5 yaşında bebe ne anlar ipadden.. param var diye hava atmak bu kadar mı seviyesizleşti.. çocuğa ipad nedir, oldu olacak okula damperli tırla yolla

    çocuk şımarıyor, terbiyesizlik yapıyor, ana baba kayıtsız kalıyor, pişmiş kelle gibi sırıtıyor..

    zamanında çocuğuna höt demesini bilmeyen ana babalar tanıyorum şimdi dövünüyolar: "bu çocuk neden bu kadar şımardı" diye.. bi düşün bakalım niye acaba.. veya ipadden google gir ordan arat beyni fazla yorma..

    kitabını bile ipadden okuyacaklar.. o bile sanal.. kitabın sayfalarını karıştırmak, o kokuyu almak, ctrl+f yapmadan bilgiyi araştırarak bulmak kitabı kitap yapan şeydir zaten..

    tamamen sanal, hayattan bi haber, ot gibi yetişiyor bir çoğu.. bildiğin zombi




  • quote:

    Orijinalden alıntı: K.B.V.

    ALINTIDIR ;



    1. İyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.

    2. Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.

    3. Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.


    4. Hava kararınca, ezan okununca, anne-baba çağırınca maç biterdi.

    5. Uç korner bir penaltıydı.

    6. Topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı.

    7. `Frikiklerde açıl biraz` denince `Burası Ali Sami Yen mi şeklinde cevap verilirdi.

    8. Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi.

    9. Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe Açılsana 3 kere sektirdim derdi, rakip açılırdı efendilik vardı.

    10. Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes işe işe diye bağırırdı.

    11. Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.

    12. Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.

    13. Tanju, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz, Hagi, Hakan, Hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı.

    14. Topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı.

    15. Klişe laflar vardı At bakayim abinin kıllı göğsüne

    16. Elin avantajı olmazdı.

    17. Bel üstü gol sayılmazdı.

    18. Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.

    19. Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı.

    20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.

    21. Pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.

    22. Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi. Büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.

    23. Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.

    24. Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip adamın gol diyo diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı.

    25. Varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret hakeme gözlük, eline de sözlüktü.

    26. Oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı.

    27. Penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. Ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı. Merak etme olm, teknik vuracam.

    28. Sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. Kalecilik sırası Sonum bir Allah diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.

    29. Dizde veya ayak ucunda top sektirerek de sıra belirlendiği olurdu (genellikle 9 aylık veya 21 aylık gibi oyunlarda). Bu durumlarda ilk sektirmek isteyen Birim bir Allah, kırmızı bayrak, yeşil kitap derdi.

    30. Kaleci oyuncu kavramı vardı. Takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.

    31. Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek adamın devam ediyor. derdi.

    32. Milli birlik ve beraberliğimiz mahalle maçlarında başlamıştır. Önce maçlar yapılır. Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu.

    33. Atan alır spor vardı. Eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.

    34. Mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. Aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.

    35. Skor ne olursa olsun akşam!? saati yaklaştığında golü atan kazanır kuralı işlerdi.

    36. Maçlardan sonra su sırasına girmek ayrı bir davaydı ve mutlaka koşa koşa gidilirdi. Genellikle yaşlı amca veya teyzeler, zemin katta oturanlar bu işin acımasız kurbanlarıydı.

    37. El kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, kasti değilki oğlum, gol olmaz. denirdi.

    38. Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.

    39. Kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat gene de gol sayılmazdı. Karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi.

    40. Para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.

    41.Kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı. Rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.





    hocam bunların yüzde doksanıni yapmışızdır heralde bi kaç birşey düzeltip birşey eklemek istiyorum.
    Ali sami yen olayına çok güldüm bizde de vardı ona çok güldüm
    Baraj kurmak için adım sayılırken eğer adam uzun adım atarsa biz babanın yanında öyle mi yürüyorsun derdik
    Ek olarak kale direği yerine duvara direk görevi verilmişse duvardan gol yok denirdi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Hatta bir kere tabancama boncuk sıkışmış tetiğe basınca babamı vurmuştum çok üzülmüştüm hey gidi günler..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Az mi toplu saklambac oynardik. Yaz aksamlari az mi sinek ilaci arabalarinin beyaz dumani icinde kostururduk. Simdi ki nesil cok bos

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.