Avrupa Birliği'ne katılma şansımızı bence son derece güzel tespit eden eskilerden kalma bir fıkra:
Avrupa Birligi Dışişleri Bakanlarının bir araya geldiği Meis Adası'nda, Verhaugen, bakanlara bir öneri sunar:
- "Sayın bakanlar, son aday ülkeler olan Romanya, Bulgaristan ve Türkiye Dışişleri Bakanlarına birer soru yöneltelim ve soruların cevaplarını bilen bakanların ülkelerini gelecek sene AB'ye alalım, ne dersiniz?"
Öneri kabul edilir ve Verhaugen ilk sorusunu Romanya Dışişleri Bakanı'na yöneltir:
- Sayın Bakan, Amerikalılar ilk atom bombasını kaç yılında kullandı lütfen söyler misiniz?
- 1945 yılında.
- Romanya alkışlarla Birliğe kabul edilir ve ikinci soru Bulgaristan Dışişleri Bakanı'na yöneltilir:
- Sayın Bakan ilk atom bombası nereye atıldı, lütfen söyler misiniz?
Hiroşima'ya atıldı.
Bulgaristan alkışlarla birliğe kabul edilir ve üçüncü soru Türkiye Dışişleri Bakanına yöneltilir.
- Siz de lütfen Hiroşima'da kaç kişi öldü, ölenlerin isimlerini ve adreslerini söyler misiniz?
Birde benden
Temel ile dursun ava çıkarlar. Avda karşılarına büyükmü büyük bir ayı çıkar. Ayıda kudurmuş bir vaziyettedir. Temel ile dursun tabanlara kuvvet koşarlar. Temel karşısına çıkan ilk ağaca çıkar, fakat dursun çıkamaz. Ayı dursunu ağacın altında, dursunu ağaca çıkmaya çalışırken " anladınız siz " . 1 hafta sonra yine ava çıkarlar. Ayı tekrar karşılarına çıkar, temel tekrar ağaca çıkar dursun zavallı yakalanır ayı tekrar dursunu " anladınız " . Artık 3 haftada 1 ava giderler. Tekrar gitiklerinde ayı tekrar karsılarına çıkar. Başlarlar koşmaya tam ağacın dibine gelirler:
Temel: " Yazıktır!! Bu sefer dursun çıkacak. " der.
Temel eli ile dursunu ağaça çıkartır. Bu sefer temel ağaca çıkamaz. Ayı gelir, sakince durur temele bakarak:
Ayı: " Hep alttaki hep alttaki, bu seferde ağaçtakini yapayım " der.
quote:
Orjinalden alıntı: turksauron
DUA Genç kız, sevgilisine telefon açmış... - 'Tankut,' demiş, 'seni çok arzuluyorum, geceleri uyku uyuyamıyorum. Ne olur bu hafta sonu bize yemeğe gel. Seni annem-babamla tanıştırayım. Sonra benim odamda ders çalışıyor gibi yapar doya doya sevişiriz...' Tankut ömründe hiçbir kızla sevişmemiş, toy bir delikanlı... Bir eczaneye gitmiş... Babacan eczacıya; 'Bu hafta sonu önce bir aile yemeği, peşinden ateşli bir aşk yaşayacağım' demiş, 'Bu yüzden iyisinden bir kutu prezervatif istiyorum...' Babacan eczacı kutuları vermiş, oğlanın sırtını sıvazlayıp yolcu etmiş... Tankut hafta sonunda bir büyük buket çiçekle kızın evinin kapısını çalmış... Genç kız kapıyı açmış. Tankut'u doğrudan yemeğe almış... Delikanlı çok mahçup biçimde masaya oturmuş. Kızın ana-babasının yüzüne şöyle bir baktıktan sonra başını önüne eğmiş... Başlamış dua etmeye... Ancak dua bir türlü bitmiyor... Kız sonunda dayanamamış, fısıltıyla: - 'Ben senin bu kadar dindar olduğunu hiç bilmiyordum Tankut,' demiş... Tankut adeta inlemiş: - 'Ben de babanın eczacı olduğunu!'
HOCANIN KERAMETİ
Saf karı koca çocukları olmadığı için hocaya gitmişler. Hoca büyü için hanımla ilişki kurmam gerek demiş. Hafifçe ilişkide çocuk memur olur, biraz ilerletirsem avukat olur, tam ilişkide doktor olur demiş. Çok şaşıran ama çaresiz kalan karı koca düşünmüş taşınmış, çocugumuz olsunda memur olsa da olur demişler. Hoca kadını içeri almış. Soyunmasını söylemiş. Hoca kadının çok güzel olduğunu görünce kendini kaptırmış. Kadın hocanın işi adam akıllı götürmeye çalıştığını görünce telaşla 'Aman hoca efendi biz memur istiyorduk' demiş. Kendinden geçen hoca gürlemiş: 'Oynama çocuğun istikbaliyle!..
VİAGRA
Bir gün babasi çocugunu eczaneye gönderir ve viyagra almasini söyler. Çocuk kosar adimlarla eczaneye gider ve eczaneciye der ki :
-"Babam beni viyagra almam için yolladi.."
Eczaneci de ona bir paket viyagra verir ve siki siki tembihler:
-"Babana söyle, bundan günde bir taneden fazla kullanmasin!."
Cocuk aldigi ilaci ablasina verir,
-"Abla babama söyle bundan günde iki taneden fazla kullanmasin."
Ablasi aldigi ilaci annesine verir ve der ki:
-"Anne, babama söyle bundan günde üç taneden fazla kullanmiyacakmis."
Evin hanimi da kizindan aldigi ilaci esine verir ve
-"Herif bundan günde dört taneden fazla kullanmiyacakmissin ." der.
Evin herifi de daha iyi olsun diye bes adet ilac yutar ve sonra film kopar. Ertesi gün eczaneci isyerine giderken kaldirimda oturan çocugu görür ve merakli bir sekilde sorar.
-"Eee ufaklik, ne oldu verdigim ilaç ise yaradimi?"
Çocuk aglayan gözleri ile eczaneciye bakarak der ki:
-"Evet çok ise yaradi, annem öldü, ablam hamile, benimde kiçim agriyor, babam ise damda kedileri kovaliyor..."
quote:
Orjinalden alıntı: Bolu Beyi
Birde benden
Temel ile dursun ava çıkarlar. Avda karşılarına büyükmü büyük bir ayı çıkar. Ayıda kudurmuş bir vaziyettedir. Temel ile dursun tabanlara kuvvet koşarlar. Temel karşısına çıkan ilk ağaca çıkar, fakat dursun çıkamaz. Ayı dursunu ağacın altında, dursunu ağaca çıkmaya çalışırken " anladınız siz " . 1 hafta sonra yine ava çıkarlar. Ayı tekrar karşılarına çıkar, temel tekrar ağaca çıkar dursun zavallı yakalanır ayı tekrar dursunu " anladınız " . Artık 3 haftada 1 ava giderler. Tekrar gitiklerinde ayı tekrar karsılarına çıkar. Başlarlar koşmaya tam ağacın dibine gelirler:
Temel: " Yazıktır!! Bu sefer dursun çıkacak. " der.
Temel eli ile dursunu ağaça çıkartır. Bu sefer temel ağaca çıkamaz. Ayı gelir, sakince durur temele bakarak:
Ayı: " Hep alttaki hep alttaki, bu seferde ağaçtakini yapayım " der.
bu güzeldi.
quote:
Orjinalden alıntı: Trevor Jones
Japon"un biri Rize"de bir kahveye girmiş ve herkese kafa tutmuş: - Var mı aranızda delikanlı, varsa çıksın dışarı! Tahmin edeceğiniz üzere Temel kapıya doğru yürümüş. - Çıkıyorum ulan, görelim bakalım erkekliğini! Birkaç dakika sonra Temel ağzı burnu dağılmış kahveye geri dönmüş. Peşinden de Japon kasılarak içeri girmiş. Temel'i gösterek söylenmiş: - Ona ejderin kuyruk sallamasıyla vurdum... Ertesi gün Japon yine gelmiş. Yine meydan okuma. Yine Temel'den rest. Ve birkaç dakika sonra kapıda yine ağzı burnu dağılmış bir Temel! Ve peşinden kasılarak yaptığı vuruşu açıklayan Japon: - Ona ejderin yakasuşi tekniğiyle vurdum.. Ertesi gün yine aynı hikaye: Dayak yemekten ayakta duramaz hale gelmiş Temel ve hergün değisik bir stil kullanan Japon: - Ona ejderin kimanto tekniğiyle vurdum... Ve bir sonraki gün Japon yine kahveye gelip, yine herkese kafa tutmuş. Japonun restini gören yine Temel olmuş. Birkaç dakika sonra herkes suratı dagılmış bir Temel beklerken bu defa Japon her tarafı kanlar içinde kapıda! Temel de hemen arkasından koştura koştura gelmiş, Japon"u göstererek gülümsemiş: - Ona Toyota'nın krikosuyla vurdum...
gerçekten güldürdün
quote:
Orjinalden alıntı: Carnivalae
Buyrun buda benim mail kutusundan TEMEL İŞ GÖRÜŞMESİNDE
Temel iş görüşmesine gitmiş, patron ve müdürlerden oluşan bir heyetin önüne çıkarmışlar:
Patron bakmış ki karşısındaki lazdır başlamış kafa bulmaya 'bak seni sevdim çok kolay soracağım, söyle bakalım:'
- Kara yolunda gider, yolcu taşır, şoför kullanır, bu nedir? Temel hemen atılmış: - Otobüs! Patron: - Olmadı; bunun Mersedesi var, Fordu var, bilemedin...
İkinci soruyu soracağım söyle bakalım: Havada uçar, pilot kullanır, bu nedir? Temel yine atlar: - Uçak! Patron: - Ama yine olmadı, yolcu uçağı var, savaş uçagı var, kaybetti
Temel üzgün üzgün çıkarken patrona dönüp: - Bir soru da ben sorabilir miyim? Patron: - Tabii hakkın, sor bakalım, der. Temel: - Kadınların iki bacagı arasında bulunur, üremeye yarar, bu nedir? Patron hemen o malum cevabı verir. Temel: - Ama olmadı, ananınki var, ebeninki var. . . .
Zuhahahahahahah kpotum bu ne yha....... :D::D:D:D:D
ananınki var onun ki var bununki var
Adamın biri oğluyla taksiye binmiş oğluda böle çok mrklı bir tipmiş one bune şuna cinsinden nese taksiye binmişler gidiolarmış çocuk bir kadın görmüş demiş baba bu kadın kim nereye gidior ne iş yapıor babası demiş oğlum bu kadın iş kadını işe gidior işçi taksici arkasını dönmüş demiş bak ufaklık aslında o kadın ****** yolun kenarında adam beklior Babası kızmış çocuqun demişki Kötü örnek oluorsun çocuquma lütfen ama taksici tmm efendim diip dönmüş önünü nese bir adam görmüşler çocuk gene sormuş baba bu adam kim ne iş yapıor neden beklio babası demiş o adam iş adamı işe gidior taksici gene arkaya dönmüş demişki aslında o adam pezeveng O deminki gördüğün ******yu pazarlamaya çalışıor neyse cucugun babası bir daha uyarıyor devam edıyolar bi yer göruyolar cocuk yine soruyo baba burası neresı fln adam anlatıyo olm ora iş hani orda abiler ablalar iş yapar fln taksıci gene donuyo olm baban senı kandırıyor orası ***** orda ******ler ****** v*r** lar çocuqun babası çılgına dönmş demiş yha şimdi bu nedemek lütfen beyfendi böle yapmayın aaa çocuquma kötü örnek oluosunuz nese yola devam etmişler 3 tane misket oynayam çocuq görmüş bizim oğlan gene sormuş bu çocuklar kim ne yapıorlar babası demiş o çocuklar ****** çocuqu büyünce taksici olacaklar
quote:
Orjinalden alıntı: ultrAslanAtta
rahibe ölmüs ve cennet cehennem sınırında sorgulamaya alınmışlar. Sorgulama meleği demiş ' şimdi herkes sırayla dünyadayken işledigi en büyük günahı anlatsın. Sakın atmayın tespit ederiz. 1. rahibe ben hayattayken bir kere penise dokunmustum parmağımın ucuyla demiş melek hangi parmağınla diyince sağ elinin isaret parmağını göstermiş. Melek: Tamam yavrum şimdi git ve günahı işlediğin o parmağı yan taraftaki kutsal suya sokarak arın günahlarından demiş. 2. Rahibe ben hayattayken bir kere penisi tutmuştum Melek: hangi elinle demiş. Sag elini kaldırmış 2.rahibe, melek de ona gidip o elini yandaki kutsal suya sokarak günahlarından arınmasını ögütlemiş. Bu sırada 3. rahibeyle 4. rahibe aralarında fısıldaşıyolarmış. Sonra aniden yer değiştirmişler. Sorgulama meleği bunu farkederek: 'Bir dakika ne oluyor, siz niye yer değiştirdiniz ' diye sorunca daha önce 4. sırada olup 3. sıradakiyle yer değiştiren rahibe: ' İzin verirseniz, arkadaş kutsal suya g.tünü sokmadan ben bi ağzımı çalkalayıp çıkayım efendim...
puhahahaha kahkaha attım lan
Benden de gelsin birtane;
İki tane ihtiyar huzur evinde yaşıyormuş ve artık yaşamlarının sonuna gelmişler azrail gelip bunların canını alacakmış artık.
İhtiyarın teki demişki:En iyisi biz bebek taklidi yapalım ve de azrail bizi bebek sanıp canımızı almasın demiş
Diğeri de kabul etmiş.
Sonra azrail gelmiş.
1. İhtiyar ınga diğeri de mama demiş
Azrailde cevap vermiş;
Hadi atta
up fıkralar güzel
Güzellermiş.
PAĞURSAK
Temel’in kötü huylarindan biri, her sabah uyanır uyanmaz, gök gürültüsü gibi yüksek sesle gaz çikartmakmış. Karısı Fadime de bu densizliğe pek içerler;
“Cözü çikasu heruf, ha pir sabah poyle fosururken, tüm pağursaklarun donuna dökülsun da cör cünunu” dermiş. Derken, Kurban bayramının ikinci sabahı, Fadime mutfakta kurban etlerini ayıklarken ve Temel hâlâ uyurken, Temel’i yola getirme niyetiyle, bir gün önce kurban olarak kestikleri koçun barsaklarını toparlayıp bir güzelce Temel’in donunun içine koymuş! Az sonra Temel uyanınca, adeti üzere, keyifle ve gök gümbürtüsü timsali, gazını atınca bir de bakmış ki tüm barsakları donunun içinde.Şaşkınlık ve korku ile rengi benzi atmış, aklı uçup gitmiş.Temel, Bir müddet sonra kendine gelmiş kalkıp tuvalete gitmis epey zaman sonra, sararmış yüzünden soğuk terler damlayarak yorgun bitap bir halde mutfağa gelen Temel; -”Haçan dediğun oldi be Fadime, fosururken tüm pağirsaklarum dökülmuş daa” dediğinde, Fadime: -”Oh olsun, ama pağirsaklarun çikarken canun da pek yanmiştur be Temel’im” diye gönlünü almaya çalışırken; Temel yanıtlamış hemen : -”Yok be Fadime, çikarken acumadi da, geri sokarken az kalsun ceberidum”
quote:
Orjinalden alıntı: egeert
PAĞURSAK
Temel’in kötü huylarindan biri, her sabah uyanır uyanmaz, gök gürültüsü gibi yüksek sesle gaz çikartmakmış. Karısı Fadime de bu densizliğe pek içerler;
“Cözü çikasu heruf, ha pir sabah poyle fosururken, tüm pağursaklarun donuna dökülsun da cör cünunu” dermiş. Derken, Kurban bayramının ikinci sabahı, Fadime mutfakta kurban etlerini ayıklarken ve Temel hâlâ uyurken, Temel’i yola getirme niyetiyle, bir gün önce kurban olarak kestikleri koçun barsaklarını toparlayıp bir güzelce Temel’in donunun içine koymuş! Az sonra Temel uyanınca, adeti üzere, keyifle ve gök gümbürtüsü timsali, gazını atınca bir de bakmış ki tüm barsakları donunun içinde.Şaşkınlık ve korku ile rengi benzi atmış, aklı uçup gitmiş.Temel, Bir müddet sonra kendine gelmiş kalkıp tuvalete gitmis epey zaman sonra, sararmış yüzünden soğuk terler damlayarak yorgun bitap bir halde mutfağa gelen Temel; -”Haçan dediğun oldi be Fadime, fosururken tüm pağirsaklarum dökülmuş daa” dediğinde, Fadime: -”Oh olsun, ama pağirsaklarun çikarken canun da pek yanmiştur be Temel’im” diye gönlünü almaya çalışırken; Temel yanıtlamış hemen : -”Yok be Fadime, çikarken acumadi da, geri sokarken az kalsun ceberidum”
Bu güzelmiş
ikiside güzelmiş
teşekkürler
teşekkürler beyler çok güzel fıkralar hepsini okudum bildiklerim vardı zaten
quote:
Orjinalden alıntı: pipo1994
quote:
Orjinalden alıntı: egeert
PAĞURSAK
Temel’in kötü huylarindan biri, her sabah uyanır uyanmaz, gök gürültüsü gibi yüksek sesle gaz çikartmakmış. Karısı Fadime de bu densizliğe pek içerler;
“Cözü çikasu heruf, ha pir sabah poyle fosururken, tüm pağursaklarun donuna dökülsun da cör cünunu” dermiş. Derken, Kurban bayramının ikinci sabahı, Fadime mutfakta kurban etlerini ayıklarken ve Temel hâlâ uyurken, Temel’i yola getirme niyetiyle, bir gün önce kurban olarak kestikleri koçun barsaklarını toparlayıp bir güzelce Temel’in donunun içine koymuş! Az sonra Temel uyanınca, adeti üzere, keyifle ve gök gümbürtüsü timsali, gazını atınca bir de bakmış ki tüm barsakları donunun içinde.Şaşkınlık ve korku ile rengi benzi atmış, aklı uçup gitmiş.Temel, Bir müddet sonra kendine gelmiş kalkıp tuvalete gitmis epey zaman sonra, sararmış yüzünden soğuk terler damlayarak yorgun bitap bir halde mutfağa gelen Temel; -”Haçan dediğun oldi be Fadime, fosururken tüm pağirsaklarum dökülmuş daa” dediğinde, Fadime: -”Oh olsun, ama pağirsaklarun çikarken canun da pek yanmiştur be Temel’im” diye gönlünü almaya çalışırken; Temel yanıtlamış hemen : -”Yok be Fadime, çikarken acumadi da, geri sokarken az kalsun ceberidum”
Bu güzelmiş
O zaman bitane daha temel abimizden:
Temel'le Dursun yürüyüş yaparken karşılarına sihirli lamba çıkmış. Ovaladıklarında lambadan çıkan cin bakmış iki tane laz, ben sizle uğraşamam deyip üçer tane yumurta vermiş. Her bir yumurtayı kırışınızda bir dilek hakkınız olacak diyip yokolmuş. Temelle Dursun'un yolları orada ayrılmış. Yıllar sonra karşılaşınca Temel sormuş yumurtaları ne yaptın diye. Dursun demiş ki: "Birinciyi kırdım çok para istedim. Şu an çok zenginim. İkinciyi kırıp sağlık istedim, hiç hasta olmuyorum. Üçüncüyle de kadın istedim, dünyalar güzeli bir karım var. Eee sen ne yaptın, ne istedin?" Temel üzgün üzgün " Hiç sorma yaa, yumurtaları aldıktan sonra eve gidiyordum, ayağım takıldı biri düşüp kırıldı. Sinirle has**tir diyince evin içi ç*k doldu." Dursun "ee sonra" Temel " Ben de mecburen ikinciyi kırıp tüm ç*kleri geri götürmesini istedim" Dursun üçüncüyü ne yaptığını sorunca da Temel " E ne olcak onu da kırıp haçan benimkini geri getir dedim"