Şimdi Ara

10 Kasım da bayrak asılır mı? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
40
Cevap
1
Favori
51.606
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mister No

    sürekli asanlarda var bazen görüyorum ya unutuyolar yada isteyerek yapıyolar,bide arada bi yıkasalar



    1 yıl olsa da yanıt vereyim

    Biz de sürekli asanlardanız, ön cephede 2 adet asılı birinde Atatürk var diğeri düz bayrak, arka cephede sokaktan görünecek şekilde 1 adet bayrak asılı. Bilinçli olarak sürekli asılı tutuyoruz, yıkamak yerine yıprandıkça yenisiyle değiştiriyoruz.


    Bu arada bilgim dahilinde yırtık, soluk bayrak asmanın cezası var




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mister No

    sürekli asanlarda var bazen görüyorum ya unutuyolar yada isteyerek yapıyolar,bide arada bi yıkasalar

    Onların bağzıları sonradan Türk olan (Devşirme) kişiler tarafından toplum arasında dışlanmamak için yapıldığını biliyorum, farkındaysanız hepsi demiyorum ama %90'ı diyebilirim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Céltics


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mister No

    sürekli asanlarda var bazen görüyorum ya unutuyolar yada isteyerek yapıyolar,bide arada bi yıkasalar

    Onların bağzıları sonradan Türk olan (Devşirme) kişiler tarafından toplum arasında dışlanmamak için yapıldığını biliyorum, farkındaysanız hepsi demiyorum ama %90'ı diyebilirim.


    İlk defa duydum bu tezi...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: PlutosDaddy


    quote:

    Orijinalden alıntı: Céltics


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mister No

    sürekli asanlarda var bazen görüyorum ya unutuyolar yada isteyerek yapıyolar,bide arada bi yıkasalar

    Onların bağzıları sonradan Türk olan (Devşirme) kişiler tarafından toplum arasında dışlanmamak için yapıldığını biliyorum, farkındaysanız hepsi demiyorum ama %90'ı diyebilirim.


    İlk defa duydum bu tezi...

    Tez, antitez, sentez aslında bu tez olmaktan çıkmış durumda hocam.




  • Her zaman asılıdır. Başımın ucunda ve balkonda
  • Aman assınlar da nası asarlarsa assınlar, bizim asma amacımız bu ülkenin sahipleri olduğunu hatırlatmak, bayrağın anlamını unutturmamak...
  • Arkadaşlar 10 Kasımda Türk Bayrağını yarıya indireceğiz. Fakat diğer bayrakların durumu ne olacak. Örneğin firma bayrağı ya da diğer temsil bayrakları, flamalar v.b..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mavsar -- 10 Kasım 2010; 8:54:02 >
  • ben türk bayrağını yarıya indirdim şirket bayraklarını da türk bayrağının bir karış altına indirdim. galiba doğrusu buydu en azından mantığıma göre. hiç bir zaman şirket flamaları türk bayrağının üzerinde duramaz
  • Asılır, asılmaz diye bir şey yoktur. bayrak sadece asılmaz. bayrak asılır, takılır veya göndere çekilir. öncelikle bu kavramları belirtelim ki husus iyi anlaşılsın.

    Bayrak özel kişi ve kuruluşlarca da milli ve dini günlerde ( milli bayramlarda demiyorum milli günler diyorum ) takılır veya göndere çekilir.
    bazı arkadaşlar bayram değil şenlik değil yas demişler. zaten bu günler milli günler olarak sınıflandırılmıştır. bayramlar zaten bayram olarak günün tanımlamasında geçer.

    10 Kasım günü bayrak tüzüğünde ayrıca ele alınmış, bayrak tüzüğünün 7. maddesinden bağımsız olarak uygulanabileceği vurgulanmış ÖZEL İŞ YERLERİ ve EVLER için Bayrak tüzüğünde bu husus açıkça belirtilmiştir. zorunlu kılınmadığı gibi takılamazda denmemiştir. Takılabilir denmiştir. Yani kişilerin insiyaifine bırakılmıştır. Bayrağın takılma ve kullanma şeklide bayrak tüzüğünde bellidir. forum konusunun cevabı aslında tek bir link olabilirdi. zaten yazımın sonunda linki vereceğim.

    Yanlış anlaşılan ve algılanan bir husus BAYRAĞIN YARIYA İNDİRİLMESİ olayıdır.
    Şayet işyerinizin, oturduğunuz sitenin veya evinizin balkonunda bahçesinde vs alanlarda GÖNDER varsa ve 10 Kasımda bayrak asmak istiyorsanız bayrağın yarıya indirilmesi hususu uygulanmak zorunda. burada diğer bir hususta şayet Türk bayrağımız ile birlikte başka bayrak ve flamalar mevcutsa bunlarda yarıya indirilmeli ve Türk bayrağımızdan daha aşağıda olmalıdır.

    Çok önemli bir husussa şayet bayrak göndere çekiliyorsa öncelikle tam olarak çekilir daha sonra yarıya indirilir.

    Bayrak çekilmeden önce ve çekildikten sonra selamlanması şarttır. Bayrak hızlıca asılır takılır veya çekilir. İnidirilirkende tam aksine yavaşça çıkartılır veya indirilir. bayrak göndere çekiliyorsa istiklal marşının kurallarına uygun şekilde okunması gerekir. selamlama işlemi her şartta yapılır. bayrağın takılması ve göndere çekilmesi işlemi kurumlar için zorunlu şahıslar için zorunlu olmasada belirli saatlerde yapılır. Bu zaman dilimi şafak sökerken hava tam açılmadan ve tam karanlık değilken yani şafak sökerken alacakaranlıktadır. çekilmesi , indirilmesi takılması çıkartılması bu saatlerde yapılır. tabi bu usul ve adaptır. şahıslar için evinizde işyerinizde bu zorunluluk değildir.
    şayet bayrağı takan çeken kişi tek değilse yanında birçak kişi bulunuyorsa takılma - çekilme işlemi sırasında bayrağı selamlamaya devam ederler.

    günümüz mimarisinde pek dikkat edilmeyen bir husus. balkon ve pencere önlerinde bayrak filama takılabilecek bayrak direğinin girebileceği ve takıldığında bayrağa 45 derecelik açı ile öne doğru tutabilen yuvaların yapılmamasıdır. Bayrağın uygun takılma şekli budur. bir ip üzerinde yatay olarak germek değildir. bu bayrak takmak olmaz. bayrak asmak veya bayrak ile süsleme olur.

    eski tarihi nitelikteki resimlere bakarsanız birçok devlet dairelerinin konuşma yapılan balkonları vardır ve bayraklar bu şekilde takılmıştır. 45 derecelik açı ile bayrağın çehresi görülebilecek şekilde. eski konak ve ev resimlerinde de ya kapı üstünde küçükçe asılıdır veya yine küçük bayraklar için takılması için yuvalar vardır veya bir çıtaya takılmış bayrak 45 derece açı ile bir sopa ile takılıdır. doğrudan ip ile takılı değildir.

    bunun dışında dükkân önü, ev balkonunun demiri, pencere vb yerlerde bayrak takılabilir. bayrağı gülünç duruma sokacak şekilde sarkıtılıp adına YARIYA İNDİRMEK denmez. Bayrak gönder de ise yarıya iner.

    balkona, pencereye dükkân önüne vb alanlara bayrak takmanın da kuralları vardır.

    Katlanmasından asılması veya takılmasına kadar her aşamasının bir kuralı ve disiplini vardır. bunlar bayrak tüzüğünde anlatılmıştır.
    Kırışık ve kat izleri belli bayrak asılmaz, taşınmaz. Uzun süre kullanılmamış veya yeni bir bayrağı ütülemek gerekir. Evlerde muhafaza ettiğimiz bayraklar için bu çok önemli.
    kullanılmadığı zamanlarda saklanacağı yerimiz müsaitse ve tören direğimiz varsa "Dürülerek ve Kılıflanarak" muhafaza edilir"

    Birincisi ve en önemlisi kesinlikle yere değmemesi gerekir. yere değmiyor diyerek yerlere kadar indirmekte bir o kadar yanlıştır.
    Dikey kullanılacaksa insanların başından yüksekte olması gerekir. yani yerden yüksekliği en az 2 metre olması lazım. bu hususu göz önünde bulundurularak bayrak boyu seçilmelidir.


    Bina cephesinde kullanacaksanız binanın en gösterişli yerini seçmeniz gerekir. ( kıyısında köşesinde değil. Ortalarında. Mesela balkonunuz diyelim. Küçücük bir bayrağı balkonun köşesine takmak bağlamak uygun değildir. balkonun boyutuna uygun ve balkonu, pencereyi ortalayacak bina büyük yapılıysa bayrak kendini cılız göstermeyecek boyutta olmalıdır. Büyük bir bayrağınız yoksa küçük bir kaç bayrağı yan yana dizerek süslemek bir kaç bayrak bulunmuyorsa ve oturttuğunuz binada diğer komşularınız uygun büyüklükte bayraklar asmışsa takmamanız daha uygun olacaktır. Apartmanlar gerekli gereksiz her şey için aidat toplar toplantı yapar. aklınızda olsun. eğer apartman site yönetiminizde önemli günler için bayrak bulunmuyorsa para toplayıp bina boyunca gösterişli şekilde durabilecek büyük bir bayrak alın. bina buna değişik sebeplerden elverişli değilse apartman kapısının üzerine bir bayrak asacak yuva yaptırın ve tören direği alınmasını ve büyük boy bir bayrak alınarak apartman yönetimince belirlenecek günlerde takılıp çıkartılmasını öneri olarak sunun. tek büyük ve gösterişli bayrak küçük ve sadece bir kaç balkona asılmış bayraktan daha iyi bir itibar bırakır. bir apartmanı birlik beraberlik içinde tek bir bayrak altında toplamak. unutanların, takmayanların, asmayanların önüne geçeceği gibi bayrağı daha güzel sergilememizi ve ortak paydada buluşturmamızı sağlayacaktır.)

    solmamış yırtılmamış, üzerindeki hilal ve yıldız deforme olmamış olmalıdır.
    günümüzde bayrak fiyatları düşünülürse dikmek boyamak asla orijinali gibi olmayacağı da göz önünde bulundurulursa bayrak parasından tasarruf etmeye çalışmak komiktir. eskiden baskı teknolojileri bu kadar ilerlemediği için bayrağın her yeri dikilerek hazırlanırmış. Hilal ve yıldızı özenle teyel teyel tek tek dikilirmiş. şimdi ise tamamı baskılıdır. Ucuzdur. Güzel kumaşlı büyük boy bir bayrak almak, hata bir kaç boy bulundurmakta fayda vardır)

    Solmuş, yırtılmış vs bayrak takılmaz. belirli kurallar çerçevesinde saygılı bir şekilde bütünlüğünü bozuk bayrak olmaktan çıkarmak gerekir (imha etmeyk kelimesini yakıştıramadığım için böyle açıklıyorum)
    Tabi sonsuza kadar muhafaza edemeyecekse bizden sonrakilerde muhafaza edemeyecekse bunu yapmalıyız. bizde 87 yıllık bir bayrak var. Bu bayrağı asamıyorum. Ama saklıyorum. Saklayabildiğim kadar saklayacak sonra saklayabilecek birine emanet edeceğim. . onunda saklayabilecek birine hediye etmesini öğütleyerek. Muhafazası zor. Aynı kurallar dini içerikli yazı bulunduran kâğıtlar içinde geçerli. Mesela takvim yaprakları üretenleri de bunları reklam amaçlı dini günlerde dağıtanları da kınıyorum. Milyonlarca basılıyorlar. Biri dikkat etse diğeri dikkat edemez. ayet ve hadisler yerlerde hatta çöplerde dolaşıyor. Bilgilenmek isteyen muhafaza edebileceği kitapları okusun. girsin internette güvenilir kaynaklardan okusun. yeri gelmişken değinmeden edemedim. bu tür takvimleri almayın dağıtanları da bu hususta uyarın ki bir daha bastırmasınlar. bu konuda en büyük sorumluluk diyanet işlerine düşüyor. onlarda yapıyor çünkü. Üzerine yerlere atmayın yazmak sigara paketinin üstüne sağlığa zararlı yazmak gibi bişeydir bence. aynı husus üzerinde bayrağımızın olduğu günlük kullanım eşyaları giyecek eşyaları okul defteri vb hususlar içinde geçerli ki birazdan değineceğim.)

    kullanılmayacak duruma gelmiş bayraklar ÖNCE BİR MAKAS İLE DÜZGÜNCE yani PARÇALAMADAN itina ile kesilerek bütün halinden çıkarılması gerekir. bayrak vasfını yitiren kumaş her ne olursa olsun çöpe sağa sola atılmaz . yani amaç onu parçalamak yakmak yok etmek saygısızca davranmak olmadığına göre bu uygulanabilecek en akla yatkın yoldur. bu işlemi törensel bi şekilde yapmaksa kesinlikle uygun değildir. hızlı çabuk ve insan önünde olmayacak şekilde bu işlem yapılır. bayrak ölçüleri büyükse parçaları işe yarayacak yani UYGUN AMAÇLA kullanabileceğiniz alanlar varsa dahi kullanamazsınız. üstüne basarak tekrarlamak istiyorum. Bu uygulama niteliğini yitirmiş tamir edilemeyecek şekilde yırtılmış hasar görmüş solmuş bayrak niteliğini açıkça yitirmiş bayraklar içindir. Bayrak niteliğini gözle görülür şekilde yitirmemişse tamiri mümkünse Kesinlikle tamir edilmesi muhafaza edip saklamak gerekir. bayrak niteliğinden çıkarma işlemi bayragın haketmediği durumlara maruz kalmaması için en son uygulanabilir işlemdir. Bu usulünün uygunluğunu tartışacak olursanız bu hususa benzer bir uygulama KABEİ MUAZAAMA örtüsü için yapılamaktadır. eskiyen örtü törenle ve dualar ile çıkartılır, üzerindeki ayetler bir bütün oluşturmayacak şekilde itina ile örtü kesilir ve dünyanın değişik yerlerine hediye olarak gönderilir. Bayrağın durumu kurtarılabilecekse dikilmesi boyanması vb işlemler ile restore edilmesi gerekir. tabi bu maddi imakanlar ile kısıtlı bir durumdur
    bu işlemde gelişi güzel yapılmaz. Orjinal halinden ayırt edilmeyecek bir titizlikle resterasyon ve konservasyon kurallarına uygun olarak işinin ehli kişilerce yapılmalıdır. Bu işin ehlimi olur demeyin. Parçaları kopmuş gitmiş yırtılmış yanmış Halıların kilimlerin bile orjinal halinden ayırt edilemeyecek şekilde tamir edildiği özel atölyelerin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. bu şekilde düzgün bir tamir yapma ve yaptırma imkanımız yoksa bayrak usulüne uygun şekilde bayra olmaktan çıkartılır. parçalar kırpılır ve İNSAN ÖNÜNDE AÇIK ALANDA OLMYACAK ŞEKİLDE kırpılır ve yakılır. külleri çöpe atılmaz. toprağa gömülür.
    Aslında en uygun olanı kullanılmaz duruma gelmiş bayrağı bulundugunuz ilde valiliğe ilçede kaymakamlığa teslim etmektir. Bu kurumlar yıpranmış ve vasfını yitirmiş bayrakların toplanması ile VAZİFELİDİRLER. ALMAYIZ DİYEMEZ VEYA BU NİYE YIRTILDI YIPRANDI DİYE HESAP SORAMAZLAR. onlarında toplanan bu bayraklara uygulamak zorunda oldukları işlem yukarıda anlattığım işlemler ile aynıdır.

    kullanılamaz durumdaki bayraklar ne yapılmalıdır konusunda bu konuya hassas bir uygulama olduğu için anlaşılır şekilde değinmeye çalıştım. konuyu çarpıtmaya çalışan olmaz inşallah. bunları kafamdan yazmadım. araştırtsanız manevi değer ve saygı gerektiren nesnelerin imha edilmesi gereken durumlarda kullanılan usulleri bulabilirsiniz. en uygun gördüğüm misalide yukarıda kabe örtüsü ile belirttim.( kurban artıklarından insan tırnağına, dini yazıların bulunduğu nesnelere kadar birçok husus birçok din ve kültürde saygıyı hak ettiği düşünülen her nesne gibi geniş bir yelpaze için bu tür usüllere baş vurulduguna dair kaynak bulmak zor değildir.)

    bayrak ÇOK SEVİYORUM bahanesi ile tişört, şapka gibi giyim eşyalarında kullanılmamalıdır. soğuk havada gezen guruplarca ve cici kızlarımızca ŞAL yapılmamalıdır. Spor müsabakalarında atkı, halay mendili veya omuza alınacak palto değildir. bu sevmek değil bayrağı eğlence aracına dönüştürmek ve saygısızlıktır.
    uygun ölçülerde saygı çerçevesini aşmayacak ve niyeti istismar etmeyecek gerçekten saygı ve sevgi amaçlı kullanımını dâhil etmiyorum. yakasında uygun boyutta veya şapka önünde uygun büyüklükte olanlarından bahsetmiyorum. rozet arma olarak kullanımından bahsetmiyorum. Hiç bişey bilmiyorsanız sporcularımızın milli formalarındaki bayrakların ölçüsüne bakın. onlar bizden az mı seviyor cumhuriyet tarihi boyunca bu boyutlarda kullanıp yabacı ülkelere gittiler? Bu hataya düşmeyin. önü arkası boydan boya bayrak olan giyecek eşyaları kullanmayın. zaten yasal olarak ta yasaktır. ama denetleyen ve uygulayan kim. denetleseler bayrak düşmanı derler, uygun boyutta kullan desek "kimse görmesin istiyon demii" derler. Özellikle genç kesimde “yanlışmışım düzelteyim” demek yok :( takılması çekilmesi sırasında bile adap usul saygı gerektiren ve belirli kurallar çercevesinde çekilip indirilen bayrağımız gelişigüzel kullanılamaz.

    Aynı şey çok masumane görünen kırtasiye eşyaları içinde geçerli olmalı. defter kaplığı, kalemlik vb için kullanılmamalı. gerekirse üretenler ile irtibata geçmeli buna gücümüz yetmiyorsa satan kırtasiyeyi uyararak bu ürünleri almasını engellemeye çalışmalıdır. yere düşme üzerine basılma, rastgele sağa sola konulma ihtimali olmayan eşyaları bu sınıfa koymuyorum. mesela bir bardak veya masaüstü kalemlik için bunu söyleyemem. duvardan veya takıldığı yerden düşmesi ihtimali gibi düşük ihtimali olan eşyaları saymıyorum.

    ama bir ilkokul çocuğunun defterini kalemliğini sıranın altından yere düşürmemesi hatta bir arkadaşının onun üstüne basmaması ihtimalini hesaplayabiliyorsanız hesaplayın. saygı duyulmayan şey sevilemez. Saygı duyan bunları yapmaya kalkışmaz.

    düğün sünnet asker konvoylarında araçların tamponlarına kadar sarkan, sürücünün görüşünü engelleyen ve kazalara da neden olan, rüzgârdan kopup sağa sola savrulan bayrakları görünce üzülüyorum. uygun ölçüde arabanın bagaj kapağına veya aracın tavanını geçmeyecek büyüklükte taksanız dahi kabul edilemez. Bayrak kafanıza göre kullanabileceğiniz bir eşya değildir. Taşımayı hak etmek gerekir. Taşımayı hakedenler bile bunu gönüllerince istediği yere ve ölçüde uygulayarak yapamaz. Binek araçlarda kullanılacak bayrak ölçüsü 20x30 santimi geçemez. BU KANUNDUR!. her önüne gelen arabasına aracına BAYRAK TAKAMAZ. Bu da kanundur. Binek araca bayrak takmayı hakedenler çok azdır. Çok az araca bayrak takılabilir. hatta öyleki bir konvoyda ( yani kortejde ) sadece bir araca bayrak takılabilecek durumlar bile söz konusudur. mesela cumhurbaşkanının oldugu bir araç konvoyunda bırakın her arabayı genel kurmay başkanı olsa aracına bayrak takamaz. Sadece cumhur başkanı aracına bayrak takılabilir. Konvoy ne ünvana ve sıfata sahip oluyor ki yerlere sürünecek gelişi güzel bayrak takıyor ve ona saygı göstermeden bagıra çagıra o arabalarka geziyorlar ? olur olmaz herşeye trafik cezası varda bu konvoylarda kanunla belirlenmiş bir kural üstelik bayraklar rezil rüsva hale getirilerek kullanılmasına müsade ediliyor. Dikkatinizi çekiyorum. Cumhurbaşkanı bile aracına 20x30 cm den büyük bayrak takamıyor. bunun için uyulması gereken onlarca kural ve şartlar eşliğinde üstelik.

    Ayrıca bayraklar ile yapılan yürüşlerde ( içeriği ne olursa olsun. günümüzde insanlar bugün 29 ekim hadi mahalleli çıkıp yürüyelim bayrakları alıp, fener alayı varmı acaba , nerde , bayraklarımızı alıp katılalım demiyorlar ama birşeyleri protesto etmek isteyenler facebookta mahalleden büyük kalabalık toplamayı başarıyor . kocaman bir bayrağın altına girip slogan atarken yumruklarını sallıyorlar bayrağı yırtmak istercesine . evet baş üstünde bayrak taşınır. çok güzel bişey. ama bayrak öyle çekişltirilmez. altına yagmurluk gibi girilmez. başa değmeyecek şekilde kollar kaldırılarak taşınır. Bu şekilde bayrak taşıma şekli vardır. Bir disiplin gerektiren bir tören taşıyışıdır. zor meşakketli bir taşıma şeklidir. gücü kuvveti yerinde yol boyunca katlanabilecek altına girer veya kenarından tutar. cenaze taputu taşınır gibi elden ele geçirilmez. omuz hizasında taşınmaz. baş altına düşürlümez. formu bozulacak şekle getirlmez. gergin tutulur. altına girenlerlrde avuç içleri yukarı bakacak şekilde dururlar sadece rüzgar etkisi ile bayrağın çökmesini engeller. havaya yükselirse taşıyan kişileri dışa savurmaması önde gidenlerin geriye gitmesini engellemek için kollarına girer veya arkadan destek olurlar. Bu tür taşıyış için Usul adap bilmek gerekir.)

    bayrak eğlence aracı değil saygı gösterilecek bir değerdir. bir konvoyda usulüne uygun olarak bir kişinin yine usulüne uygun olarak bayrağı saygılı ve vakur şekilde taşıması kıçının başının oynaması bu taşıma işininde tören direği kullanarak yapması gerekir. birçok kesimin (doğrudan dile getiremeseler de) cahil cühela, konuşmasını oturmasını kalkmasını bilmez, geri kalmış gördüğü kırsal kesimlerin gelin alma törenlerine bakın.
    bir taneniz atın üzerine örtü yapılmış bayrak görebilir mi? gelinin damadın sırtına şal yapılmışını görebilir mi? onları takdir ediyorum.
    ama bu manzaraları şehirlerde her gün görmek mümkün. konvoylarda, spor müsabakalarında her türlü eğlencelerde :(

    köy düğünlerinde göreceğiniz tek şey tören direği niyeti ile bir çubuğa veya sopaya takılarak ( ellerde gelişi güzel sallayarak değil ) ve yüksekte tutularak gelinle birlikte taşınan bayrağımızdır. bayrağın gösteri gereği sallanması gerekiyorsa bile sallamanın bir adabı vardır. bayrak dalgalandırılarak sallanır. ÇIRPIŞTIRILMAZ.

    bayrağı taşımanın esas usulü aslında olmazsa olmazı TÖREN DİREĞİDİR. yeri gelmişken bayrak TAKMAK asmaktan daha uygundur. İmkânımız yoksa usulüne uygun olarak asmalıyız.

    bayrak asmak ibadet değildir arkadaşlar. milli duyguların bir gereği ve getirisidir. namaz vakti gibi asılma çıkartılma vakti ve günü olmaz:))
    Resmi Kurumlarca belirli tören saatleri vardır. KURUMLAR buna riayet etmeleri gerekir. Lakin şahıslar gönüllerinden ne zaman geçerse bayraklarını asabilir çıkartabilir.

    devletin, milletin, kültürün, milli bütünlüğün korunduğunun ve devletin varlığının sembolü, mührü nişanıdır. bayrak sadece bir nesne değil duygudur.
    elimize bir bayrak aldığımızda ne hal içinde olursak olalım bunu aklımızdan çıkarmamalıyız.

    bu bir eğlence veya hüzün günü, milli veya dini bir gün, bir spor müsabakası, bir sünnet merasimi, düğün, asker uğurlaması, şehid defni her şey her şey olabilir. zevkten veya öfkeden kendini kaybedecek kişi bayrağa dokunmamalı bayrağı taşıyan kişi her zaman soğukkanlı vakur olmalı, bayrağın anlamını aklından çıkartmayacak bir kişi olmalıdır. kendimize bu konuda güvenmiyorsak bayrak taşımak yerine üzerinde bayrak bulunan bir rozet takmamız daha uygundur.

    bu açıdan düşünülürse 10 Kasım Atatürk gibi büyük bir devlet lideri ve askeri anmak için düzenlenen MİLLİ BİR günse bayrak asmak, takmak YASAL ZORUNLULUK olmaksızın yerine getirilebilecek bir eylemdir. ve bayrak tüzüğünde de RESMİ VE KAMU KURULUŞLARIna zorunlu tutulmuş ŞAHSİ kuruluşlar ve kişiler içinse kişilerin iradesine bırakılmıştır. zira kurumlar tüzel kişidir. yani bir insan değildir. devletin bir parçasıdır. 10 Kasımda halk yani şahıslar duygularını dile getirmek için bayrak takabilir veya asabilir. devletin ise bu VAZİFESİDİR.

    benim görüşüm takmak gerekir. takmayanında kınamamak gerekir. Atatürk’ü sevmek onu sembolleştirmek değildir. bu kendi sözleri ilede sabittir. Onu seven, ilkelerini yaşayan ve yaşatan bu bayrak için canlarını ortaya koyan atalarına saygı duyan kişi, bayrak takan ama ilkelerine bağlı kalmayan kişiden daha iyi şekilde vazifesini yerine getirmiştir.

    konudan kopuk görebilirsiniz. ama bayrağı içi canını feda eden insalara ve bu duygularla şehid olmuş insanların aynı duygularını taşıyan torunlarına günümüzde reva görülenleri göz ardı etmeyelim.

    gerçek bayrak, millet devlet sevgisi onu alıp eğlence aracı gibi sallayacak gevşek bir ruh değil onu korumak yaşatmak ve onun için ölmeyi göze alacak kadar imanlı ve inançlı olacak ruh gerektirir.

    Bugün ülkemizin bazı şehirlerinde köy ve kasabalarında bayrak bulunduğu için kurşunlanana dükkânlar ve evler var. Korku ve tedirginlikten gönlünde asılı olan bayrağı dışarı asamayan bu insanlara SEN ATATÜRKÜ, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ SEVMİYOR MUSUN demek ayıptır

    Bayrak tüzüğünde yer almayan veya dikkat çekilmesini düşündüğüm hususlara şimdi ağırlıkla değinmek istiyorum.

    Kaybedilen değerler ve hisler.

    Atatürk’ü eksik olarak anlatan, onu bizim gibi doğruları yanlışları yaşantısı seçimleri çevresi düşünceleri karakteri gibi yönleri ile İNSAN olarak değil sadece yaptıkları ile ele alan veya bir roman kahramanı gibi tanıma yanılgımız ve bu yanılgıya yol açan öğretim sistemimiz düzeltilmelidir. Atatürkçü ve mirasını korumak onu tabulaştırmak ve ilkelerini çıkar konusu yapmak değil onun bıraktıklarına sahip çıkıp saygısızlık etmemektir.

    Atatürk hayattayken yazılmış kendisinin de okuduğu arkadaşlarının yasaklanması toplatılması isteğine karşı "halk okusun ve bilsin" dediği günümüzdeki baskılarında titiz incelemeler sonucunda kesinlikle doğruluğu bilinemeyecek ve her insanın olduğu gibi Atatürk’ün de hususi mahrem hayatını ilgilendiren ve bilinmesine imkân olmayan kısımlar çıkartılmış baskısı mevcut olan BİR ZAMANLAR YASAKLI YAYINLAR ARASINDA OLAN bir kitap vardır. Kitabın yazarı ünlü bir İngiliz yazar H.C AMSTRONG ki kendisi Türk düşmanı olarak nam salmıştır. Atatürk gelmeseydi olmasaydı keşke serzenişi vardır. atatürk'ü kötülemez över. Atatürk gibi birisi liderlik etmeseydi Türkleri silip süpürecektik demek ister. KİTABIN ADI BOZKURT tur (kitabın adından hangi görüşe sahip olursanız olun nem almayın. Atatürk’ün yalnızlığına değindiği tek olduğu ve Türk tarihinde bir sembol olduğu için yazar tarafından verilmiştir. Kitabın yazıldığı zaman günümüzde yaygın olarak akla gelen siyasi partinin kurucusu bile hayatta değildi.) bir insanı dost ağzından övgüler ve sadece hikâyeler ile yorumlamak insanı gerçek tanımaya ulaştıramaz. Düşman ağzından kötüleme ile tanımakta tanıtmaz. İlginçtir ki Armstrong "yiğidi öldür hakkını yeme" ilkesiyle yazılmış ve okuyunca göreceğiniz gibi aşağılama yalan içermeyen ve olayların gerçekleştiği zamanda yazılmış hayat hikâyesi sizi onu tanımak için bir fırsat olabilir. Tabi bu arada Atatürk’ün yakın çevresi tarafından kitabın arkasından amstonrnga cevaplar yazılmıştır. Mutlaka bu cevaplarıda okumanızı tavsiye ederim. Satır aralarında sizi etkileyecek küçük detaylar olabilir. SÖZDE ATATÜRKÇÜ İNSANLAR BU İKİ KİTABIDA SEVMEZ. Olduğu gibi değil bilinmesini istedikleri gibi tanınsın diye bunu yaparlar. ve onlarca AMSTORNGA CEVAPLAR kitabı yazılmıştır ki cumhuriyetin ilanından kitap yazıldıktan Atatürk öldükten onlarca yıl sonra. Size tavsiyem 1940 tan sonra bu isimle yayınlanan bir kaynağa itibar etmemeniz olacaktır. Atatürk’ün yaverinin Atatürk’ün ölümünden kısa süre sonra öldüğü bilindiği halde onun adından kitap yazacak kadar ileri gitmişlerdir.

    Atatürk’ün doğru anlaşılması hususunda değinmeden geçemeyeceğim bir isim vardır. Ülkemizin cumhurbaşkanlığını yaptığı için siyasi kimliğine saygım tartışılamaz. Ama şahsı ve cumhuriyet kurucusuna karşı kişisel hareket ve eylemlerini asla tasvip edemem ve yanında olamam. Saygım yine bir cumhurbaşkanı olduğu için Türkiye cumhuriyeti kimliğime saygımla sınırlıdır.

    İsmet İnönü ve tayfasının Atatürk’ün yaptıklarını yıkmakla geçen döneminin her konuda çalışması olduğu gibi bu konuda da çalışmakta boş durmamışlar. Hayatta iken de geçinemediği fikirlerini sevmediği bu insanların ülkemize eziyet ve zulümleri her kesimce malumdur. Para üzerine kendi resimlerini basmasından tutunda Atatürk heykellerini daha naaş’ı kaldırılmadan söktürmesi ve Atatürk’ün izlerini yok etmek için devlet kesesinden para harcamasının belgeleri bile varır. ( araştırınız. İsmet İnönü Çankaya köşkü Atatürk heykelini kaldırması gibi kelimelerle arama yaparsanız belgeli birçok kaynağa ulamanız için internet araştırması bile yeterli olacaktır. Hamallara ödenen ücretin makbuzu bile vardır.). cenazesine katılmamış, ölüm döşeğinde yanına uğramamış, anıtkabirin yapımından naaş’ın nakline kadar her tülü zorluğu çıkartmış atanın cenazesi yıllarca toprağa son istirahat hanesine bu insan yüzünden kavuşamamıştır. Atatürk kendisine verilen Atatürk soyadını ne bir emir ne bir istekle dile getirmemişken ismet İnönü kendisine MİLLİ ŞEF dedirtmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında haklı sebeplerle kurulan adil yargılamalar için kullanılan istiklal mahkemelerinin adını kirletmiş aynı isimde kanuni dayanağı olamayacak mahkemeler kurarak sudan sebepler ile yargısız infazlar yaptırmıştır. Bunların bir kısmı Atatürk henüz hayatta ama sağlık koşullarının iyi olmadığı yıllarda yapılmış önceki ve sonraki tüm infazlar Atatürk’e mal edilmiştir.
    ( örnek için araştırınız. İskilipli atıf hoca, şapka kanunu )
    Günümüzde halen Atatürk’ün yanlış tanıtılmasına, üstelik bunu Atatürkçü, Kemalist vb sıfatlar arkasına saklanarak gerçek Atatürkçülerin önünü kesen milli birlik beraberlik ve ataya saygıyı yok eden tutum halen devam eder.

    Özellikle dini konularda hassas ve yetiştikleri ortam nedeniyle dini vecibelerini özenle yerine getirmeye çalışan , aslında milletini, devletini , cumhuriyetini ve atasını seven saygı gösteren insanları devlet cumhuriyet ve atatürk düşmanı olarak gösteren , yaşantılarını çağdaşlıga aykırı yaşam tarzlarını laikliğe aykırı olarak damgalayan kişileden söz ediyoruz.

    bu yaşam tarzı örfi ve dini uygulamların atatürk zamanından beri süre geldiği halde atatürkün gözü önünde bu toplumun kültürü ve dinin gereği yapılırken atatürkün bunlara kaşı çıkmadığı HATTA KENDİSİNİN DAHİ ZAMAN ZAMAN UYDUGU gerek dini gerek miili ve örfi uygulamaların engellendiğini hatırlatmak istiyorum.
    Bu meclisin kuran okunarak açıldığını, kurban kesilerek açıldıgın yıllarca meclis oturumlarının Bismillahirrahmanirrahim sözü ile yani allahın adı ile başladığını laikliğe aykırı olsa atatürkün buna izin vermeyeceğini laikliğin şahıslara değil kurumlara mahsuz oldugunu hatırlatmak istiyorum.

    Atatür'ün eşinin aneesinin ve yakın çevresindeki bir çok kadının tesattürlü olduğunu hatırlatmak istiyorum.
    Zamanın bir çok devlet kuruluşunda çalışan kadınlarının (örneğin hemşirelerin) başı örtülü olduğunu hatırlatmak istiyorum.

    araştırma ve incelemeden yoksun veya tekrarflı bakış açısına sahip diğer vatandaşları bu gibi aşırı dindar insanları atatürk düşmanı gibi algılatılmasına sebep olan, dini eğitimi tam fakat tarih eğitimi eksik veya taraflı insanlarında atatürk ve inkılplarına düşman sayılması gibi milli bütünlüğe atatürkün çok üstünde titrediği bu konuya en büyük balyatı vuran insanların esas din ve atatürk düşmanı kraldan çok kralcı tabirini tam yerine uydugu kişi ve dernekler oldugunu atatürkü sevmeyen onun yerine geçmek istiyen onun yaptılarını yıkan ve gençliğe hitabesinde bahsettiği hırs ve iktidar tutkusu ile gerçekleri göremeyen insanlardan bahsediyorum.

    Atasını seven şucu bucu olmaz. Bir maske veya kimliğe ihtiyaç duymaz. Onun hatırası ve tek bıraktığı miras olan TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLIĞI kimliği sıfatı milli bir görüş ve ideolojik bir düşünce tarzı olarak bizlere yeter ve artar. Kurallar sınırlar ilkeler bellidir. Esnetilemez anlamaları ve mahiyeti kendi istekleri doğrultusunda çekip çekiştirilemez.

    ülkesini devletini cumhuriyeti GERÇEK ANLAMDA SEVEN insan KÜLTÜRÜNE YABANCI UNSURLARI SOKMADAN BATI ÖZENTİSİ OLMADAN KÜLTÜRÜNÜ UTANMADAN YAŞAYAN (GİYİMİ KUŞAMI KONUŞMASI OTURMA KALKMASI HERŞEYİYLE ) KURALLARINI BOZMADAN DİLİNE , YİNE KURALLARINA MÜDAHELE ETMEDEN DİNİNE yine kurallarına aykırı düşmeden ANAYASASINA, yine çıkarları için siyasetine alet etmeden ATASINA SAYGILI bu DEĞERLERİN HEPSİNİ BİRİNİ DİĞERİNDEN ÜSTÜN TUTMAYARAK HAKKIYLA EKSİKSİZ KOYDUGU KURALLARA HARFİYLE UYARAK YAŞAYAN VE YAŞATAN insandır diyorum.

    Çok değerli bir hocamın değerli bir sözünü paylamak istiyorum.
    TÜRK DEVRİM TARİHİNİN ( inkılâp adı sonradan verilmiştir. ) ÖNDERİ VARDI. ADI MUSTAFA KEMAL ATATÜRKTÜ. NE YAZIK KI BİR ÖNDER KADROSU YOKTU.

    ÇALIŞMALARI KISA SÜREN HAYATI GİBİ YARIM KALDI. HEDEFİNE ULAŞIP TAŞLAR YERİNE OTURMADAN ARAMIZDAN AYRILDI. DEVRİMLERİ TAMAMLAYACAK EKSİKLERİ GİDERİP TAŞLARI YERİNE OTURTACAK GÜNÜMÜZDE İNSANLARI ÇIKMAZLARA SÜRÜKLEYEN TARTIŞIMLARA YOL AÇAN KAVRAM KARGAŞALARI OLMAYACAKTI. BİR KADROSU OLSA BU HALDE OLMAYACAKTIK. AMA O TEKTİ. KENDİSİ GİBİ DÜŞÜNEN İNSANLAR ÇEVRESİNDE YOKTU. OLANLAR İLE YETİNDİ. ONLARDAN HİTABETİ GÜÇLÜ, HIRS VE İKTİDAR TUTKUNU OLANLAR ATATÜRK GİBİ DÜŞÜNEN AMA HIRSLI OLMAYAN MÜTEVAZI İKTİDAR TUKUNU OLMAYAN SADECE MİLLETİ VE DEVLETİ DÜŞÜNENLER PAŞALARIMIZI ATALARIMIZI EZİP GEÇTİLER. ATATÜRKTE BİLİYORDU Kİ MÜTEVAZI VE VATANPERVER OLAN KİŞİLER DİĞERLERİ KADAR GÜÇLÜ SİYASET YAPAMAYACAK VE SESLERİNİ DUYURAMAYACAKTI. VEYA SİYASETE GİRMEYECEK ASKER OLARAK YAŞAYACAK VEYA SAVAŞ BİTTİĞİ İÇİN ESKİ YAŞANTILARINA HALKTAN BİR İNSAN OLARAK DEVAM EDECEKLERDİ.

    BUNLARI DÜŞÜNMÜŞ HATTA DİLE BİLE GETİRMİŞTİ. GEÇNLİĞE HİTABEYİ SÜSLÜ BİR EDEBİ YAZI OLARAK DEĞİL SATI SATIR SİNDİRE SİNDİRE OKURSANIZ BU İKTİDAR TUTKUNU HIRSLI, FAKAT ATATÜRKÜ EZİP GEÇEMEDİKLERİ İÇİN İSTEDİKLERİNİ YAPAMAYAN ÇEVRESİNDEKİ İNSANLARI KOLAYCA TEŞHİS EDECEKSİNİZ. YAZILDIGI TARİHE VE O DÖNEMLERDE DEVLET ZİRVESİNDE YER ALAN İSİMLERİ İNCELEYİP ARAŞTIRINIZ. TARİH ARAŞTIRILMADAN ÖĞRENİLMEZ. DİNLENİLEREK VE NE OLDUGU BİLİNMEYEN KAYNAKTAN ÖĞRENİLEN TARİH YA SAFSATADIR YA EFSANE.

    ATATÜRK HEP SÖYLEDİĞİMİZ GİBİ İLERİ GÖRÜŞLÜ BİR İNSANDI. OLABİLECEKLERİ TAHMİN EDER YOLUNU BÖYLE ÇİZERDİ. LAKİN HİÇ KİMSENİN BİLEMEYECEĞİ BİRŞEYİ ODA BİLEMEZ VE ÖNGÖREMEZDİ.
    NE ZAMAN ÖLECEĞİ.
    ORTALAMA İNSAN YAŞINDAN DAHA KISA BİR ÖMRÜ OLDU. YARIM KALDI. BANA SORARSANIZ GÖZÜ ARKADA GİTTİ.
    GENÇLİĞE HİTABEYİ BOL BOL OKUYUN. ANLAYARAK OKUYUN. O HİTABE ÖNGÖREMEDİĞİ ÖLÜMÜ ANSIZIN GELİRSE KOKRULARI ZUHUR EDERSE TARİH YANLIŞ ANLATILIR CUMHURİYET OLMASININ İSTEDİĞİNDEN FARKLI ŞEKİLDE GÖSTERİLİP YAŞATILIRSA YANLIŞ YAŞATILIRSA MAYASINA GÜVENDİĞİ BİR KAÇ KUŞAK SONRAKİ İNSANLARIN OLANLARA DUR DEMESİ İÇİN YAZILMIŞTIR.

    Doğruyu söyleyenlerin dokuz değil doksan dokuz köyden kovulduğu ülkemizde önemli yerlerde olması gereken bir tarihçinin bir enstitüde 2 saat zorunlu ders olarak okutulan derse öğretmenlik yaptırılan ayaklı kütüphane diyebileceğimiz çok zamaan oldu adını hatırlamama büyük ayıp hocamı saygıyla anıyorum. Bize tarihimizi geçmişi siyasetin ideolojinin ne olup ne olmadığını öğreten bu güzide insana tekrar teşekkür ediyorum.

    Lütfen bu konuları GERÇEK KAYNAKLARDAN ve 1940 tan önce kaleme alınmış değişik kaynak ve cumhuriyetin ilk dönemlerindeki belgelerin içerisindeki detaylardan inceleyin. Gençliğimi değişik sağ ve sol dernekler ocaklar ve vakıflarda harcadığım için üzülüyorum. Sizde üzülmeyin. Hepsinin tek amacının siyasi yarış ve otorite elde etmek olduğunu anlamanız için yaşınızın kemale ermesini beklemeniz gerekmiyor.

    Bayrak konusundaki yanlış düşüncelere devam edelim.

    Bayrağın 5 harften oluşan bir kelime olmadığı hususu. Aslında bayrak nedir. 10 Kasım neden önemlidir. Türk bayrağımızı gerçekten doğru tanıyor onun hakkını verebiliyor muyuz?
    Aynı hususu diğer milli ve dini günler içinde geçerlidir.

    .
    Öğretmen bir abim anlatıyor. "gözlerimin önünde karşı binada birinci kattan bayrağı balkonundan söküldüğünü gördüm. Komşumuz 20 - 30 kişilik guruba tek başına engel olmaya çalışınca balkondan düşürüldü ve ölesiye dövüldü."

    Her evin önüne 10 polis 10 asker dikip güvenliği sağlamak mümkün değil se o inşalarında can güvenlikleri için olduğu gibi görünememe sebepleri var.
    ki devlet bunu denemiştir. OHAL ilan etmiş sokakları polis asker doldurmuştur. O ortamlarda yaşayıp en az bir kaç ay geçirmeyen insanlar bunu tahayyül bile demez. fakat sözde ÖZGÜRLÜKÇÜ zihniyete sahip aydın insanlar sırf siyasi çıkarları için bu tedbirleri DARBE HAZIRLIGI, HALKIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ELİNDEN ALMA, EVLERİ MİMLEME, KAPI ÖNLERİNE ASKER DİKME şeklinde dile getirerek devletin can ve mal güvenliğini sağlamasının önüne geçmişlerdir.

    gerçek manzaralar gazetedeki ve televizyondaki sadece bir karesini görebildiğiniz iki boyutlu bir görüntü değildir.

    içinizde iliklerinize kadar sizi titreten bir öfke varken elinde sopalar, silahlar, Molotof kokteylleri olan insanların arasına size korkudan sarılmış ağlayan üç yaşında kızınız varken inip dalamıyorsunuz. balkonunuzdaki bayrak yanarken çıkıp onu söndüremiyorsunuz camlarınızdan yağan taşların arasından.
    en sonunda kendinizi tutamıyor balkona fırlıyorsunuz. bayrağı kurtaramadığınız gibi eşinizi çocuğunuzu riske atıyor bir kaç ay çalışamaz halde ele güne muhtaç yaşamak zorunda kalıyorsunuz. az önce bahsettiğim kişinin durumu buymuş.

    Konu bayrağın asılması iken bu yazıyı yazma sebebim bayrağın özünü kavramanız. nasıl ortaya çıktığını unutmamanız. "bir göle karışmış şehit kanlarından kırmızısını, gökten üstüne yansıyan hilal ve yıldız" hikâyesi kadar basit değildir bu olaylar. bir bayrak böyle basit düzmece bir hikâye ile AHA BU OLSUN denilecek kadar basit bir şekilde belirlenmemiştir. Bahset geçen hikâye ki Osmanlıdan öncedir. şu andaki ayyıldız bayrağın tarihi ile uzaktan yakından alakası yoktur.

    KIRMIZI RENK KANI VE VAHŞETİ DEĞİL, CANI, CANLIYI CANLI TUTAN KANI, CAN VERİLECEK KADAR - HAYATTAN VAZGEÇİLECEK KADAR DEGERLİ OLANI ANLATIR. BU TOPRAKLARDIR.

    HİLAL ALLAH LAFZININ SEMBOLLETİRLMİŞ HALİDİR Kİ OSMANLI DA KULLANMIŞTIR VE LAFZAI CELİL HİLAL İÇERİSİNE ALINARAK HAT EDİLMİŞTİR.
    İNANCIN İRADENİN AHLAKIN TEMELİDİR ALLAH SEVGİSİ VE ALLAH KORKUSU.

    YILDIZ İLK MEKTEPTEN GÜNÜMÜZE YAZILI KAGITLARINA KADAR İŞLENMİŞ, BİRÇOK ALANDA BAŞARILI OLANA MÜKEMMEL OLANA ÖVGÜ HAKEDECEK YERLERİ İŞARET ETMEK AMACI İLE KULLANILMIŞTIR. EN BASİTİNDEN BUGÜN OTELLER TURİZM TESİSLERİ VEYA BİR ÜRÜNÜN KALİTESİ TÜM DÜNYADA YILDIZLA BELİRTİLİR.
    MÜKKEMMELİYETİ, FEDAKARLIGI, DİSİPLİNİ, BAŞARISI VE SAYILAMAYACAK KADAR ÇOK GÜZEL HASLETİ DÜNYAYA ÖRNEK YAŞAM TARZI VE DAVRANIŞLARI İLE BU TOPRALKARDA OMUZ OMUZA YILLARCA YAŞAMIŞ VE TOPRAKLARINI KORUMAK İÇİN OMUZ OMUZA MÜCADELE VERMİŞ BU TOPRALARDA YAŞAYAN LAZ, ÇERKEZ, ARAP, ERMENİ, TÜRK, KÜRT, MACAR YANİ BU HALKI OLUŞTURAN HER BİR FERDİ BÜTÜN HALKI BİR BÜTÜN OLARAK TEK BİR YILDIZ İLE TEMSİL EDER.

    BU TOPRAKLARDA YAŞAYAN İNSANLARIN BU TOPRAKLARI CEBREN VE HİLE İLE ELEGEÇİRMEK İSTEYEN VE BUNA HİÇ BİR HAKKI OLMAYAN DEVLETLERE KARŞI BİRLİK İÇİNDE DİL DİN IRK AYIRT ETMEDEN BİR ARAYA GELEN BU TOPRALARDA YAŞAYAN VE BU TOPRAKLARI VATANI EVİ BENİMSEMİŞ İNSANLARIN MÜCADELESİ İÇİN TEK BİR YÜREK OLDUGUNU ŞEHADETİN EN YÜCE MERTEBE OLDUGUNUN BİLİNCİ VE HİSSİ İLE ALLAHA SIGINARAK CANLARINI VE MALLARINI HİÇE SAYARAK SON DAMLA AKNLARINA KADAR BU TOPRAKLARI MUDAFA ETTIKLERINI ANLATAN EN YALIN EN GÜZEL TABLODUR BAYRAK. BAYRAĞA BAKTIGINDA TÜM BUNLARI GÖREMEYEN İNSAN MİLLİ, DİNİ, AHLAKİ, VİCDANİ DUYGULARINI YİTİRMİŞ DEMEKTİR.

    ESKİ TARİHİ ŞEHİTLİKLERİ ZİYARET EDERSENİZ KİTABELERDE MEMLEKET KISMINDA TUNUS MISIR SELANIK VE ŞİMDİ AKLIMA GELMEYEN BİR ÇOK ŞEHİR GÖRECEKSİNİZ. ŞU AN ANADOLU TOPRALARI DIŞINDA BAŞKA ÜLKELERİN YÖNETİMİNDEKİ VE ÇOK UZAKTA TOPRAKLARDAN ŞEHİT ATALARIMIZI GÖRÜRSÜNÜZ. İSİMLERİ BİLE BİZE YABANCI GELEBİLİR. TÜRKİYE DEMEK TÜRK IRKINDAN İNSANLARIN YAŞADIĞI ÜLKE DEMEK DEĞİLDİR. BAYRAĞIMIZ BUNU EN GÜZEL ŞEKİLDE ANLATIR.

    BAYRAK ANLATIR Kİ:

    UGRUNDA ÖLÜNECEK;
    BAYRAK BİR, TOPRAK BİR, HAK BİR, HALK BİR!

    BÖYLE BİR BAYRAKKİ OYUNCAK OLAMAZ.

    ( bunları kurtuluş savası gazisi bir dedemizin anlayacağınız dile çevrilmiş anlatımından yazıyorum. maç sonrası ellerinde bayrakları rastgele savuran bu arada küfürlü hitaplarda kullanan "geçirdik, a. duk vs" kahve önündeki gençlerin üstüne bastonunu sallaya sallaya yürümüştü rahmetli :))) Oyuncak değil o eşşek sıpaları diye diye.

    YERİ GELMİŞKEN BU BAYRAK Türklerin(ırk olarak) DEĞİL TÜRK MİLLETİNİN(ırk olarak bir arada yaşayan ve topluluğun çoğunluğunu oluşturanların) DEĞİL. TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ BAYRAĞIDIR. ÖZ KÖKENİ NE OLURSA OLSUN BU TOPRAKLARDA YAŞAMIŞ VEYA BU TOPRAKLARDA YAŞAMAYA KARAR VERMİŞ TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI OLMUŞ VEYE TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI OLARAK DOĞMUŞ HERKESİN BAYRAĞIDIR. TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI olmak için TÜRK IRKINA MENSUP olmak gerekmez. AH KÜÇÜK KAFALAR ŞU TÜRK KELİMESİNDEN TÜRETİLEN KAVRAM KARGAŞASINI Bİ AŞABİLSE GÜZELİM ÜLKEMİZDE HİÇ BİR ETNİK SORUN KALMAYACAKTIR.

    IRKCILIK temelinden güç alan hiç bir oluşumun günümüz dünyasında söz hakkı olamaz. Sonuçları kendi inandıkları değerlere zarar vermekten öteye gidemez. BAYRAKTA BUNA ALET EDİLEMEZ. Bunu yapanların durumu mızrakların ucuna kuran sayfası takıp din kardeşilerinin üzerine yürüyen orduya benzer ( bilmeyelenler araştırsın. dinimizde HAKEM olayı. )


    GÖNLÜNÜZDEN GEÇTİĞİNDE GÜNÜNE SAATİNE BAKMAKSIZIN, USULÜNE UYGUN VE YAKIŞIR YERE BAYRAĞIMIZI GURURLA ASABİLİRSİNİZ.
    ( Usulüne tam olarak uymak isterseniz Bayrak şafak sökerken hava tam aydınlanmadan ama karanlık değilken takılır, hızlıca çekilir, asılır veya takılır. bayrağı takan asan çeken kişi çekmeden ve çektikten sonra onu selamlar. şayet yanınızda arkadaşınız eşiniz kardeşiniz vs varsa bayragın çekilmesi asılması takılması sırasında bayrağı çeken asan takan dışındakiler bayrağı selamlamaya devam etmelidir. bayrak indirilmesi işlemindeyse takılmasının tak aksine yavaş hareket edilir. yavaşça indirilir veya yerinden alınır. bu işlem sırasında selamlama kuralların yine riayet edilmesi gerekir. Gönderler için ayrı bir huhsus ve ek olarak uygulanmabilecek bir diğer güzel işlemse çekilmesi sırasında özünde bayrağımız bulunan İSTİKLAL MARŞININ kurallarına uygun şekilde okunmasıdır. )

    BAYRAK BİR, TOPRAK BİR, ALLAH BİR, HALK BİRLİK İÇİNDE

    cumhuriyeti ve Atatürkçü nasıl tanıyor olursanız olun, inandıklarınız veya size öğretilenler doğru veya yanlış olsun bu milli mücadele bu inançla verildi.
    LAZI, ÇERKESİ, ARABI, KÜRDÜ, TÜRKÜ BİR OLDU. YAŞADIĞI ŞARTLARDAN MEMNUN ADALETİNE VE YÖNTİMİNE GÜVENDİĞİ İNSANLARA DESTEK VEREN ERMENİLER SÜRYANİLER BİLE VARDI BU MİLLİ MÜCADELEDE.
    İHANET EDEN ONURU OLMAYAN TÜRKTE OLDU ERMENİDE. KÜRTTE OLDU ARAPTA. HER SEPETTE ÇÜRÜK ELMA BULUNUR. BUNU HEPSİNE MAL EDİP BU TOPRAKLAR İÇİN ŞEHİT OLMUŞ FARKLI IRKLARA MENSUP ATALARIMIZIN KEMİKLERİNİ SIZLATMAYA VE SADECE BİR IRKI YÜCELTMEYE KİMSENİN HAKKI YOK.

    KULAKTAN DOLMA TARİH EĞİTİMİ OLMAZ. ARTIK İNTERNET VARKEN ARAŞTIRIP ÖĞRENMEMEK BİZİM GENCİMİZE YAKIŞMAZ.

    ATATÜRK BİLE BU ZAFERİ MİLLİ İRADE VE HALKIN SABIR VE ÜSTÜN GAYRETİNE BAĞLIYORKEN, BU SÖZLERİ SÖYLERKEN TÜRK KÜRT ARAP AYRIMI YAPMIYORKEN BU TOPRAKLARDA YAŞAYAN VE YAŞAMAYA DEVAM EDECEK OLAN TÜM İNSANLARIN HAKLARI ÜZERİNDE OYUN OYNANMASINA HİSLERİMİZE VE EĞİTİMSİZLİĞİMİZE CEHALETİMİZE YENİLİP DÜŞMEK AYIPTIR GÜNAHTIR.

    TARİH HİKÂYE DEĞİLDİR. TEKRAR TEKRARDA TEKERRÜR EDER.
    ÖĞRENİN ÖĞRETİN.

    ATATÜRK VE BU HALK BİR KİTABA SIGACAK, BU BAYRAK ÜÇ BEŞ CÜMLE İLE ANLATILACAK ŞEYLER DEĞİLDİR.
    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/5140.html
    Bayrak tüzüğünü adalet bakanlığının sitesinden bu linkten okuyabilirsiniz.
    ( Lütfen sizlerde link verirken KESİNLİKLE güvenilir kaynaklardan veriniz. )

    uzun bir yazı ve çok yönlü oldu. hızlıca yazdım. yazım hatalarım mutlaka olmuştur. bunun için özür diliyorum.
    Umarım bu cevabım faydalı olur. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bilmek zorunda oldugu bayrak nedir, nerden gelmiştir sorularını çocuklarımız yigenlerimiz sordugunda (ki onlar bazen akla hayale gelmez şeylerde sorabilir bu konularda) onlara uyduruk hiç bir eğitici öğretici anlamı olmayan hikayeler anlatmaktansa onları tatmin edici bayrak bilgisi ve sevgisi ve dahi saygısını kazandıracak bu bilgileri vermek insanımızı bayrağımız konusunda eğitmek açısından faydalı kullanımı ile ilgili hususlar konusunda eğitici ve dikkatli davranılması konusunda uyarıcı olmasını ümid ediyorum. Bu sayfanın linkini ne kadar çok kişiye ulaştırırsanız bu bilgi ve bilinçlenme daha çok yayılacaktır. Ben araştırmacı yada tarihçi değilim. ama her yazdıgım kelimenin arkasındayım ve dayanakları vardır. Araştırınız. Konu hakkında akademik eğitime sahipseniz ve kişisel görüşlerim dışında yazdıklarımda hatalarım varsa İSPATI SU GÖTÜRMEZSE , SAFSATA VEYA KULAKTAN DOLMA BİLGİ DEĞİLSE , ATIP TUTMUYOR BAYRAGIMIZIN DOGRU TANITIMI DIŞINDA BİR AMAÇ GÜTMÜYORSANIZ özellikle belirtiyorum KESİNLİKLE BELGELEYEREK ve herkesimden insanın anlayacağı bilimsel ve akademik dil kullanmadan yalın bir şekilde izah edebilecekseniz pm atınız ki hatam varsa düzelteyim.

    Yazan : içinizden Bir "Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı"



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi harunkaradag -- 11 Kasım 2011; 4:29:15 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: PlutosDaddy


    quote:

    Orijinalden alıntı: Céltics


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mister No

    sürekli asanlarda var bazen görüyorum ya unutuyolar yada isteyerek yapıyolar,bide arada bi yıkasalar

    Onların bağzıları sonradan Türk olan (Devşirme) kişiler tarafından toplum arasında dışlanmamak için yapıldığını biliyorum, farkındaysanız hepsi demiyorum ama %90'ı diyebilirim.


    İlk defa duydum bu tezi...

    Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşının devşirmesi düvşürmesi olmaz. Vatandaş vatandaştır. Bu bayrak Türk ırkına ait bir bayrak değil TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ ne ait bir bayraktır. Bu devletin vatandaşı olmak yani Türkiyeli olmak için yani TÜRK BAYRAĞININ sahiplerinden biri olmak için "türk ırkından" olmak gerekmez. bende sende IRKÇILIK sezdim ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ değil.

    PlutosDaddy ye katılıyor , bir yerinden tez uyduran hatta %90 gibi istatistik bir deger veren bilim ve araştırma özürlü Céltics i kınıyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi harunkaradag -- 11 Kasım 2011; 3:17:02 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Céltics


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mister No

    sürekli asanlarda var bazen görüyorum ya unutuyolar yada isteyerek yapıyolar,bide arada bi yıkasalar

    Onların bağzıları sonradan Türk olan (Devşirme) kişiler tarafından toplum arasında dışlanmamak için yapıldığını biliyorum, farkındaysanız hepsi demiyorum ama %90'ı diyebilirim.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: harunkaradag

    quote:

    Orijinalden alıntı: PlutosDaddy


    quote:

    Orijinalden alıntı: Céltics


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mister No

    sürekli asanlarda var bazen görüyorum ya unutuyolar yada isteyerek yapıyolar,bide arada bi yıkasalar

    Onların bağzıları sonradan Türk olan (Devşirme) kişiler tarafından toplum arasında dışlanmamak için yapıldığını biliyorum, farkındaysanız hepsi demiyorum ama %90'ı diyebilirim.


    İlk defa duydum bu tezi...

    Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşının devşirmesi düvşürmesi olmaz. Vatandaş vatandaştır. Bu bayrak Türk ırkına ait bir bayrak değil TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ ne ait bir bayraktır. Bu devletin vatandaşı olmak yani Türkiyeli olmak için yani TÜRK BAYRAĞININ sahiplerinden biri olmak için "türk ırkından" olmak gerekmez. bende sende IRKÇILIK sezdim ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ değil.

    PlutosDaddy ye katılıyor , bir yerinden tez uyduran hatta %90 gibi istatistik bir deger veren bilim ve araştırma özürlü Céltics i kınıyorum.

    Atatürk Türkiyeli demez, Türk Milleti der, Atatürk milliyetçiliğinde de Türk milleti kavramı vardır.




  • Türkiyeli derken Türk milletini nükteli dikkat cekecek şekilde lanse etmeye çalıştım. Millet kavramını iyice araştır. millet ile ırk farklı şeylerdir. konu aynı noktaya döner Türk milleti TÜrk Irkı demek değildir. Atatürkün Türk milliyetçiliği de Türk ırkını üstün tutma anlamında ırka dayanan bir millyetçilik değildir.

    Ayrıca ben ATATÜRK EY TÜRKİYELİLER DİYOR gibi aslı olmayan ve bir belgeye dayandıramayacağım bir cümle kurmadım. "Türkiyeli olmak için" dedim.
    mesajının bu noktada bir anlamı yok. kurdugum cümle ile örtüşen bir mesaj yaz veya sil derim.

    "Türkiyeli olmak için yani TÜRK BAYRAĞININ sahiplerinden biri olmak için "türk ırkından" olmak gerekmez". Cümlem aynen böyle bitiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi harunkaradag -- 11 Kasım 2011; 4:46:50 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: harunkaradag

    Türkiyeli derken Türk milletini nükteli dikkat cekecek şekilde lanse etmeye çalıştım. Millet kavramını iyice alıştır. millet ile ırk farklı şiylerdir. konu aynı noktaya döner TÜrk milleti TÜrk Irkı demek değildir. Atatürkün Türk milliyetçiliği de Türk ırkını üstün tutma anlamında ırka dayanan bir millyetçilik değildir.

    Ayrıca ben ATATÜRK EY TÜRKİYELİLER DİYOR gibi aslı olmayan ve bir belgeye dayandıramayacağım bir cümle kurmadım. "Türkiyeli olmak için" dedim.
    mesajının bu noktada bir anlamı yok. kurdugum cümle ile örtüşen bir mesaj yaz veya sil derim.

    Kavramları doğru kullanırsanız sorun yok,hemfikiriz...

    Yoksa bilemem Türkiyeli derken neye dikkat çekmek istediğinizi ki önceki yazınızdan nüktedan bir anlam çıkaramadım.Neyse...




  • şu anda ülkemizin içinde olduğu IRKÇILIĞA DAYALI ÜLKEYİ YOK ETME PLANLARI VE BUNA ALET EDİLEN İNSANLARI düşünrseniz nükteyide çok iyi anlayacaksınız. aslında bu ülkenin vatandaşı olmayı benimsemiş insanların sadece TÜRK kelimesine eğitimsizlikleri nedeniyle ırkçı yaklaşım sergiledikleri ne mutlu türküm diyene cümlesine bile "eee türk olmayan tab buna kızar " gibi cevaplar verildiği bir ülkede yaşıyoruz. TÜRKİYELİ derken Türkiye kelimesinin sadece bir ırkı değil bir coğrafyayı yansıttıgını TÜRKİYE denilince sadece türk ırkına mensup insanlara ait toprak parçacı olarak algılanmaması gerektiğini anlatmaya çalıştım. tabiki anlayana.

    Sözüm senin gibi bu değerleri araştırmış anlayan anlamaya çalışan insanlar için değil. üstüne alınmanı istemem. ama daha öncede belirttiğim gibi edebiyatçıda değilim tarihöide. kelimeleri düzgün yerde kullanmamış veya cümleyi dogru kuramamış olabilirm. ama okununca anlatılmak istenen açık seçik ortadadır. Türkiyeli dememin altında bir gizli anlam aranmamalı. türkiyeli yani türkiyede yaşayan Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanı taşıyan Türkiye Cumhuriyeti anayasaına uymak zorunda olan Bu ülkenin imkanlarından yararlanan herkes. Türkiyeli değil mi? Atatürk Söylemedi diye Türkiyeli demek yanlışmıdır. Belki söylemiştir. bir kayda geçmemiştir :) Yanlış bir cümle olduğunu düşünsem Atatürk'ü seven ve öven bu konularda çok ama çok hassas ve duyarlı bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak saatlerimi harcayıp yukarıdaki uzun yazıyı satır satır ellerimle yazmak imla hatalarımı düzeltmek için gecenin 4.30 una kadar uğraşmazdım. elbette elştirenler olacak. yapıcı ve düzenleyici olanları dikkate alacak digerlerini görmezden geleceğim. sana bir kaç sefer cevap verme ihtiyacı hissettim. Çünkü sen bu degerlere sahip çıkan ve BUNU KÖRÜ KÖRÜNE YAPMAYIP ARAŞTIRAN DOGRULARI BENİM GİBİ ÖĞRENMEYE ÇALIŞAN bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşına benziyorsun.

    (Not : Klavyem arızalı, gözlerimde bir o kadar arızalı. Mesajlarımı düzenleme sebebim imla hatalarını , eksik tuş basımlarını ve yanlış anlamaların önüne geçmek için kurduğum devrik cümleleri düzetme çabalarım.)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi harunkaradag -- 11 Kasım 2011; 4:51:01 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tubul

    quote:

    Orijinalden alıntı: harunkaradag

    Türkiyeli derken Türk milletini nükteli dikkat cekecek şekilde lanse etmeye çalıştım. Millet kavramını iyice alıştır. millet ile ırk farklı şiylerdir. konu aynı noktaya döner TÜrk milleti TÜrk Irkı demek değildir. Atatürkün Türk milliyetçiliği de Türk ırkını üstün tutma anlamında ırka dayanan bir millyetçilik değildir.

    Ayrıca ben ATATÜRK EY TÜRKİYELİLER DİYOR gibi aslı olmayan ve bir belgeye dayandıramayacağım bir cümle kurmadım. "Türkiyeli olmak için" dedim.
    mesajının bu noktada bir anlamı yok. kurdugum cümle ile örtüşen bir mesaj yaz veya sil derim.

    Kavramları doğru kullanırsanız sorun yok,hemfikiriz...

    Yoksa bilemem Türkiyeli derken neye dikkat çekmek istediğinizi ki önceki yazınızdan nüktedan bir anlam çıkaramadım.Neyse...


    bu durumu tekrarlayacak bir üslubun yok ve böyle bir niyet sezmedim sende.

    bence bir alıntıya verdiğim kısa cevap yerine üstündeki saatlerce düşünerek yılların eğitimine dayalı ve konu başlığının aslını iliglendiren uzun mesajımı şayet gözünden kaçtıysa dikkatlice okumalısın. hepsini yazdım çünkü orada.

    ilgilendiğin ve mesajıma cevap yazdığın için teşekkür ederim. Aslında bu gibi kelimelerden yola çıkarak konuları çarpıtmaya speküle etmeye çalışanlar var. bu niyete sahip değildin ama bu vesile ile buna parmak basmış oldun ama mesajımı düzenlemeyeceğim ki değiştirmeyeceğim ki insanlar bu konulardada medeni şekilde tartışılabileceğini ve AYNI FİKİRE SAHİP İNSANLARIN BUNU FARKLI ŞEKİLDE ANLATMAYA ÇALIŞTIKLARINI ANLADIKLARINDA uzalaşabildiklerini ve dayanıştıklarını görsünler..Haklı yollarla savunamyacakları düşüncelerini demogoji yaparak karşı görüşü fikilerine gölge düşümeye "çamur at izi kalsın " yoluyla çalışmanın artık işe yaramadıgını görsünler ve bu silahlarının bir işe yarmadığını anlasınlar.




  • bizim evin karşısındada bir kaç çapulcu var o yüzden bayrağı gözlerine sokar gibi asıyorum ve kirlenme filan olmadıkça çıkartmıyorum
  • Merhabalar, Konuyu bilerek güncelliyorum.
    10 Kasım milli yas günüdür.Bayraklarımızı asalım.Atamızı unutmadığımızı gösterelim.
  • bayrak asmak daha çok gururlanma göstergesidir,10 Kasım gün asmak ne kadar doğru bilemedim.
    Tarihi gördüm ama yazayım dedim.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben yarın asacağım.
    Atatürk resimli olanından...
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.