Şimdi Ara

HAVA ER EĞİTİM TUGAY KOMUTANLIĞI - KÜTAHYA (48. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.748
Cevap
13
Favori
734.786
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 4647484950
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • 24 Şubat 2010 Hava Er Eğt. Tug. Komutanlığı Kütahya / Kütahya Merkez / Ulaştırma
  • arkadaşlar eklemek isteyen olursa msn (camaroo_791@hotmail.com)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darrko

    EĞT.MERKEZİ : HAVA ER EĞT.TUG.K.LIĞ/KÜTAHYA
    MUV. ÖZELLİĞİ : ASKERİ İNZİBAT
    KUVVETİ : HV.K.K.LIĞI
    SINIFI : PİYADE
    SEVK TARİHİ : 24.02.2010
    YOL SÜRESİ : 1 Gün
    KATILACAĞI TARİH : 26.02.2010




    Silüs haricinde nerden ulaşıyosunuz bu bilgilere ? Bende silüsü dün aldım 24'ünde teslim olucam. İstanbuldan giden varsa 23 şubat gecesine bilet alalım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Raven


    Silüs haricinde nerden ulaşıyosunuz bu bilgilere ? Bende silüsü dün aldım 24'ünde teslim olucam. İstanbuldan giden varsa 23 şubat gecesine bilet alalım.



    bu bilgilere ulaşamazsın başka şekilde anca sevk tarihini falan söylerler şubeni ararsan. Silüsünü aldıysan yazması gerek üstünde yazmıyormu yoksa ? :S



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Darrko -- 17 Şubat 2010; 17:35:46 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darrko

    quote:

    Orijinalden alıntı: Raven


    Silüs haricinde nerden ulaşıyosunuz bu bilgilere ? Bende silüsü dün aldım 24'ünde teslim olucam. İstanbuldan giden varsa 23 şubat gecesine bilet alalım.



    bu bilgilere ulaşamazsın başka şekilde anca sevk tarihini falan söylerler şubeni ararsan. Silüsünü aldıysan yazması gerek üstünde yazmıyormu yoksa ? :S


    yok yazıyo tabikide, sanki sen o bilgileri bi yerden kopyala/yapıştır yapmışsın gibime geldi. dedim internettende öğreniliyo heralde :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Raven

    yok yazıyo tabikide, sanki sen o bilgileri bi yerden kopyala/yapıştır yapmışsın gibime geldi. dedim internettende öğreniliyo heralde :)


    yok ya tek tek yazdım işte düzgünce :D internetten falan degil yane
  • muhafız eri ne işe yarar yaw ??? bana da öyle yazmışlar gerçi ne yazdığının bi önemi yok biliyorum da merak ettim..
  • :D 25 inde çıkan var mı

    darko karar verdin mi :p
  • aga 26 sabahı yokmus zaten otobus falan :D 25i gecesi var saat 12de metronun sabah 6:30 da orda oluyomuş yada babamlarla birlikte giderim bakıcaz :D kütahyada havaalanıda yok ha :/ olsa ucakla giderdik
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darrko

    aga 26 sabahı yokmus zaten otobus falan :D 25i gecesi var saat 12de metronun sabah 6:30 da orda oluyomuş yada babamlarla birlikte giderim bakıcaz :D kütahyada havaalanıda yok ha :/ olsa ucakla giderdik


    Aga tamam beraber gidiyoruz :D
  • 24 Şubat'ta Bende Askerim Arkadaşlar..Orda Görüşmek Üzere..23.02.2010 Gece 01:30 Otobüsüm Kalkıyor.KamilKoç'la..İstanbul'dan..

    EĞT.MERKEZİ : HAVA ER EĞT.TUG.K.LIĞ/KÜTAHYA

    SEVK TARİHİ : 22.02.2010
    YOL SÜRESİ : 1 Gün
    KATILACAĞI TARİH : 24.02.2010



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CeLLaT86 -- 19 Şubat 2010; 13:25:45 >
  • Kütahya da Askerliğini yapmış bir arkdaştan alıntı sanırım yardımcı olacakdır :)




    Teslim Olma

    Teslim olma günü, verdikleri kağıtta yazıyor. Geçirmeyin. En erken giden ise, yemin töreninde kütüğe plaket çakacak. Güzel bir şey tabii. Ama eğer sesiniz zayıfsa, bağramıyorsanız ya da uzun süre bağıramıyorsanız, hiç bulaşmayın. Zira o törende yapılacak her şey, bir hafta boyunca her gün defalarca prova ediliyor. Kütüğe plaket çakan arkadaşın sesinin sağlam olması onun menfaatine. Erken gidenler ise erken çıkmıyor onu da belirteyim.

    Birliğe en son gelen de olmayın. İçerideki işlemler çok uzun sürdüğünden, karanlık ve soğukta beklersiniz. Öğlen 12'ye kadar girin, akşam yatağınızda olun.

    İçeri girdikten sonra bütün gününüz işlemler için sırada bekleyerek geçecek. Bu esnada yedek subay sınavı gününüzü hatırlayacaksınız :) Oradan oraya koşturduktan sonra ilk gün bitecek. Bugünün detayları önemli değil. Neye uğradığınızı şaşıracaksınız sadece. İşlerin yetişmesi için müthiş bir panik içinde olacak herkes. Siz de uyum sağlayacaksınız ve zaman akıp gidecek. Önemli detayları daha sonra anlatacağım.

    Eğitim tugayında geçecek günlerinizi daha rahat geçirmek için, sıra tugaya götüreceğiniz malzemelere geldi.
    Malzeme Listesi

    Acemilik döneminizde her yere grup halinde gidiyorsunuz. Tek başınıza bir yere gitmeniz yasak. Çavuş ve onbaşılar sizi götürürse gidebilirsiniz ama genelde zahmet etmezler. Bu yüzden tugayda kantin imkanı iyi olmasına rağmen, sadece yemekhanede bulunan kantine gidebiliyorsunuz. Çok kalabalık olduğundan, sıra zor geliyor, gelse de kritik malzemeler çabuk tükeniyor. Yeniden gelmesi uzun sürebiliyor. 3.Erbaş için durum buydu. Diğer bölüklerin de farklı olduğunu sanmıyorum.

    Dolaplarda yer çok sınırlı. Ve elbette kafanıza göre dizemiyorsunuz. O yüzden sadece kritik ihtiyaçlarınıza ağırlık verin.

    İç çamaşır: Bölükte son hafta hariç kuru temizleme servisi düzenli geliyor. Haftada bir uğruyorlar. Çamaşırları kurutma derdiniz olmaması güzel zira başka seçenek yok. İç çamaşır yığınağı yapmanıza gerek yok. Ancak yazın gideceklerle kışın gidecekler arasında fark olabilir bu konuda. Kışın ter sorununuz olmuyor. İki günde bir değiştireceğinizi ve haftada bir yıkatacağınızı düşünerek alın. Giyip çöpe atmayın.Yeşil de alabiliyorsunuz ama onlar doğal olarak mavi veriyor. Miktar ve ölçü olarak kesinlikle yeterli gelmez o yüzden yanınızda götürmeniz şart. Yetmezse kantinde sıkıntısı çekilmeyen malzemeler bunlar.

    Çorap: Çorap miktarını da yüksek tutun tabii. Her gün değiştirdiğinizi düşünün. Kışın gidecekler kışlık çorap alsın.

    İçlik: Kış için kaliteli bir içlik alın. Onlar da veriyor ama siz beni dinleyin.

    Tuvalet kağıdı: Bu iş için selpak mendil alın. Bol miktarda almanızı tavsiye ederim. Tuvalet kağıdı daha hacimli olduğundan dolapta çok adetli saklayamazsınız. Selpakları ise dolabın arkasına üst üste dizebilirsiniz. Tek tek almayın. Tek jelatin içinde toplu olarak satılıyor. Böyle alın ki dolabınızda dağılmasın. Tuvalet kağıdı da satılıyor ancak sürekli bulunmuyor(du). Gereksiz hacim. Ayrıca hasta olmanız neredeyse garanti olduğundan selpakla işiniz daha çok olacak.

    Tıraş Bıçağı: Yüzünüzün alıştığı bir tıraş bıçağınız varsa götürün. Bıçaklarını da yedekleyin. Zaten sadece beş hafta sıkıntı çekeceksiniz. Usta birliğinizde kantin imkanınız daha fazla olacak. Çarşı izniniz olacak en kötü. Eğer kendi bıçağınızı götürüyorsanız onların verdiğini almanıza gerek yok. Parayla verdikleri için, gereksiz harcama olur o telaş içinde alıverirsiniz. Bunları koymak için ufak bir çanta alabilirsiniz. Onlar da veriyor gerçi.

    Tıraş jeli: Yine yüzünüze uygun bir jel vs. kullanıyorsanız yanınıza alın zira her zaman kullandığınızı orada bulamayabilirsiniz. Gillette ürünleri var genelde.

    Temizlik malzemeleri: Ufak bir sabun ve sabunluk, şampuan ve banyo lifi götürün. Deodorant da alın. Yazın gideceklerde ihtiyaç daha fazla olacak.

    Diş fırçası ve macunu: Diş fırçasını ve macunu siz götürün. Onların vermesi bizde iki hafta sürdü ve fazla standartlar.

    Temiz/Kirli çamaşır torbası: Onlar da veriyor ama siz de ekstra kirli ve temiz çamaşır torbası alın. İç çamaşırınızı ve çoraplarınızı dolaba yığmayıp, bunların içine koyacaksınız. Gerçekten de dolabı düzgün tutmanın başka yolu yok. Bizim dolaplar normalin yarısı büyüklüğündeydi. Bir başka deyişle bir dolabı iki kişi kullanıyordu. Usta birliğine kadar tıkış tıkış bir dolabınız olacak. İlk geceden itibaren çamaşırlarınızı bu torbalara koyun rahat edin. Hatta evde bile o şekilde dizip gidebilirsiniz.

    Kalem: Yanınıza kolay çıkmayan bir kalem alın. Eşyalarınızın üzerine adınızı yazarsınız. Özellikle yıkamaya verdiğiniz eşyalara mutlaka yazın. Kepe de yazın.

    Askı: Bazen dolaplarda eksik olabiliyor. İki tane bulunsun.

    Bot fırçası: Bota bulaşan çamurları temizlersiniz. Boya yapmadan durumu kurtarmanıza yardımcı olur. Yazın gerekmeyebilir.

    Cüzdan: Hırsızlık olmuyor içiniz rahat olsun. Bu daha çok usta birliği için bir önlem. İster normal alın ister boynunuza asın. Dolabınızda ya da herhangi bir yerde unutmadığınız sürece sorun yok. Bot kilidi vs de hiç gerekmedi. 'Yer değiştiren' olmadı.

    Tabanlık: Kış için kalitesinden emin olduğunuz bir tabanlık alın. Bot bütün soğuğu ayağa veriyor.

    Telekom Kontörü: Bol miktarda alın. Acemilikte bulmakta sıkıntı çekebilirsiniz.

    İğne iplik veriyorlar, kantinde de satılıyor yanınızda götürmenize gerek yok. Yatak yorgan için çengelli iğne kullanan olmadı ama o da çıkıyor. Bot boyası almayın veriyorlar. Bot verilirken size numara soruluyor. Bir boy büyük alın. Özellikle kışın kalın çorap giyeceğiniz için, ve tabana da tabanlık koyacağınız için boşluk payı gerekiyor. Ben tabanlık ya da vatka kullanmadım. Daha doğrusu aldığım tabanlık adi çıktı ve küçülüp ayağıma battı ben de attım.

    Bir numara büyük aldığım bot ayağımı hiç vurmadı. Çamaşır filesi ve elbise poşeti de veriyorlar götürmeyin. Terlik de veriyorlar götürmenize gerek yok. Bere de almayın. Boyunluk, kar maskesi hatta eldiven bile götürmeyin. İlk ikisine zaten izin yok. Ancak verdikleri eldiven de kalitesiz. Çok çabuk sökülüyor. Kantinden yenisini alırsınız sökülünce. İlk verdiklerine oranla oldukça kaliteli. Burdan almayın rengi mengi tuıtmaz çavuşla muhatap olmaya değmez :) Size bir de asker çantası verecekler. Kocaman bir şey. Epey eşya alıyor. Usta birliğinize bunu da götüreceksiniz. Gelirken de yanınızda olacak. Buradan giderken ekstra büyük bir çanta götürmeyin.

    Eşofman veriyorlar ama bir takım da siz götürün. Zira hemen vermiyorlar bunları. Ufak not defteri ve kalem de veriyorlar. Yanınızda fazla para taşımayın gerek yok. İki tane 50TL ve birkaç tane 5TL olsun yanınızda. İlk gün bazı şeyler için para lazım oluyor. Sigorta yapıyorlar örneğin. Onun dışında her şey ucuz ve zaten yemekhane haricinde bir yerden yemek de yasak. Sigara bağımlıları daha fazla para taşımalı tabii. Bir sigara için ne hallere düştüğünüzü görünce belki de bırakırsınız. İçen biri olsam, sırf içmek için izin almak ya da izin verilmesini beklemek gerektiğinden bile bırakırdım.

    Elektronik her şey yasak. Radyo dahil. İlaç götürmeniz de yasak ancak yanınızda götürdüğünüz ilaçları alıp vizite çavuşlarına veriyorlar siz de onlar aracılığıyla kullanmaya devam edebiliyorsunuz. Ama ilacı kaybolan ya da başka bölüklere giden de oldu.
    Peki malzemeleri nereden alacaksınız?

    Bu iş için asker çarşıları var. Ben çoğunu Kadıköy'den aldım. Siz almayın diye yazıyorum. Sattıkları çoğu malzeme kalitesiz. Her dediklerini almaya kalkarsanız, 300 TL civarı bir maliyet çıkıyor ki hiç gerek yok. Satılan malzemeler bu parayı hak etmiyor ve sadece yukarıda yazdıklarımla rahat rahat geçiyor 35 gün. Asker çarşısından sadece yeşil iç çamaşırı alın. Diğer her şeyi marketlerden alabilirsiniz. Üstelik daha az tutar ve kalitesi daha yüksek olur. Size neden bahsettiğimi göstermek için iki örnek vereceğim. Birincisi asker çarşısından aldığım içlik. Kütahya'daki ilk günlerim bu içliği dikmekle geçti.

    Acemilik: Kütahya Günleri

    Öncelikle en kötü gününüz ilk gününüz olacak. İlk günü bitirince en zorunun geçtiğini bilin. Kötülüğü ise bütün gün oradan oraya koşturmakla geçmesi. Tam bir curcuna. Biz soğuk altında saatlerce beklemiştik. Sıcak altında beklemek de bir o kadar kötü olsa gerek. Ben üçüncü erbaştaydım. Öğlen 12'de giriş yaptım nizamiye'den. 22 civarı koğuşa girebilmiştim. İkinci erbaş hariç sıkıntı çeken duymadım ama bu durum dönem dönem değişebilir. Sonuçta sıkıntı kaynağı çavuşlar ve onbaşılar, onlar da her dönem değişiyor. Curcunada neler yaşandığını bilerek anlatmıyorum yaşayarak öğrenin :) Kamuflajınızı giyip bot bağladığınız kısım diyeyim özetle. Ama botu bağlayacak vakit/fırsat dahi olmuyor. Saç tıraşı olup gidin zaman kazanırsınız. Sabahları sakal tıraşı olmak ise zor. Çok uzamıyorsa akşamdan olun. Sabah olacaksanız erken kalkın yoksa ayna önünde beşerli sıralar oluşuyor.

    İlk üç gün alışma süreciniz. Sonra rahatlıyorsunuz zira belirsizlikler azalmış oluyor ve ufak ufak arkadaş edinmeye başlıyorsunuz. Acemilik boyunca yüzbaşıdan büyük rütbe görmeniz zor. Yemin töreninde, o da uzaktan yarbay görebilirsiniz. Hava Kuvvetleri Komutanı da gelebilir. Ama hepsi son gün. Yüzbaşı size Genelkurmay Başkanı gibi görünecek zaten :) Siz bir de usta birliğinizi görün :) Yıldız geçidi gibi :)

    Sizin işiniz onbaşı ve çavuşlarla. 'Komutanlarınız' onlar. Sizden çok genç olacaklarını söyleyebilirim. Gereğinden fazla muhabbet etmeyin. Mesafeli olun. Size küfür ya da şiddetle yaklaşmaları yasak. Böyle yapan olursa şikayet etmekten çekinmeyin, gereği yapılır. Bütün işlere onlar koşturuyor o yüzden haksızlık da etmeyin. Siz de çavuş olunca benzer durumda kalacaksınız. Kütahya'da sadece çavuşlarla vakit geçirip onlardan emir alınca, çavuşluğu gözünüzde büyüteceksiniz. Şimdiden söyleyeyim, usta birliğinde erlerden farkınız olmuyor. Sonuçta herkesin alt rütbesisiniz. Bir hükmünüz yok. Elbette erlerden çok daha rahat oluyorsunuz. Rütbe aldım havasına girmeyin diye söylüyorum :)

    Bir sorun olduğunda silsileyi bozmadan gitmeniz gerekiyor. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Yani küçük rütbeden başlayıp büyüğe doğru gideceksiniz. Elbet arada birisi sizinle ilgilenecek. O konuda problem yok. Tüm astsubaylar sizinle tuhaf istekleriniz yoksa ilgileniyor. Ama şu cümleyi duymaya hazır olun, 'komutanım'dan sonra en çok duyacağınız şey olabilir: 'yapacak bir şey yok'. Bunun 'yapcak bişi yok', 'yapicik bişi yok', 'yapcak bişi var mı?' gibi versiyonları da var :) Usta birliğinde siz de kullanmaya başlıyorsunuz. Askerlik bitiminde aslında sivilde de çok kullandığınızı fark edip kendi kendinize gülebilirsiniz :) Deli demezler askerden yeni geldi derler :)

    Acemilikte yanaşık düzen eğitimi alıyorsunuz. Hiçbir zorluğu yok. Silahlı eğitim hemen başlamıyor. O da çok kolay. En zorlanacağınız kısım, silahları silahaneden alıp geri koyarken sıra beklemek olacak. . Gittiğiniz zamana göre soğuk/sıcak altında bir saat bekleyeceksiniz. Biz çok kişiydik tabii. Daha az olursanız yarım saatte de bitebilir. Bir de atış günü donma tehlikesi geçirebilirsiniz o kadar. Biz kış şartlarının ağır olması nedeniyle spor yapmadık. Düz yolda yürümek bile yeterince problemdi. Yere damla düşse donup bir daha erimiyordu. Elbette kar küreme işlerini siz yapıyorsunuz. Yazın da bunun çimde mıntıka versiyonu olabilir. Biletlerimden aldığım bilgiye göre bahar döneminde de spor yapılmamış. Yaz dönemini bilemiyorum. Kütahya baharda dahi soğuk olmayı başarabilen bir yer.

    Yemekler özel sektörden geliyor. On üzerinden altı bazen yedi diyeyim. Zaten yiyecek başka bir şey yok. Kantin yasak. Ancak bisküvi tarzı bilimum zararlı şeyleri bulabiliyorsunuz. Bir de bizim kantinde su bile biterdi ama Uludağ ürünleri her daim hazırdı. Bir çeşit 'sponsorluk' anlaşmaları var sanırım. Bir de akbaba diye tabir edilen, eğitim alanlarında peşinizde dolaşan yemek aracı var. Soğuk olmak kaydıyla ekmek arası köfte ya da salam-kaşar alabiliyorsunuz. Son hafta büyük kantinden de yemenize izin veriyorlar. Ama çok sıra beklemek gerekiyor.

    Yemeklerde üçüncü erbaş olarak sıkıntı, yemeklerin tatsız olması değil, yemekhanenin çok uzak olması. Ve buraya günde üç kere gidecek olmanız. Kışın karlı ve buzlu yollarda hayli zor oluyor. Yazın da sıcak altında sıkıntı olacaktır. Son hafta hariç mümkün olan en uzun yollardan götürüldüğünüzden, yorulmamak elde değil. Eğer problem yaşamak istemiyorsanız, askere gelmeden iki ay önce kondisyon çalışın. Abartılı bir şeye gerek yok. Günde bir saat yürüyün ve koşun yeter. Zamanla temponuzu yükseltirsiniz. Çok faydasını görürsünüz. Yemekhanesi yakın olan bölükler de var ama onlar da eğitim alanına uzaklar. Yani yürümekten kaçış yok. Fiziken buna hazırlıklı olmak, özellikle kilo problemi olan kişilerde, sakatlanmaların önüne geçer.

    Yemekhaneye varınca da iş bitmiyor. Son kişi de yiyip çıkana kadar bütün bölük dışarıda, soğukta/sıcakta bekliyor. Bunun organizasyonunu çavuşlar yapıyor. Daha doğrusu yapmakla görevliler. Ancak sizin üşümeniz onların pek umrunda değil. Daha doğrusu gereken organizasyonu yapabilecek beceriye sahip değiller. Zaten biraz becerikli çavuşlar eğitim çavuşluğu yapmıyor, binalarda görev yapıyorlar. Kısa dönem çavuşlar da öyle.

    Alış-veriş demişken para işlerinden de bahsedeyim. Tugay'da Akbank var. Eğer önceden Akbank hesabınız varsa sıkıntı yaşamazsınız. Ama yoksa size hesap açıyorlar. Hesabınız varsa da açıyorlar gerçi ama kullanmak zorunda değilsiniz. Kendi kartınızı yanınızda götürmeniz daha iyi. Benim tavsiyem eğer Akbank hesabınız yoksa siz gitmeden bir hesap açtırın. Ben Akbank'la çalışmadığım için kartım yoktu ve tugay'dan verilmesini bekledim. Akbank şubesi mezar gibi bir yer. Hesap açtırmaya değil de firavunu görmeye gidiyorsunuz gibi :) Hesap açtırma süreci hali sıkıntılıydı. Mezar gibi alana o kadar çok kişiyi sığdırmak mümkün olmadığından, dışarıda saatlerce beklemek durumunda kalabilirsiniz. Ben de ilk ciddi soğuk algınlığımı bu sayede yaşadım. Sonuçta da kartım elime acemilik dönemi boyunca ulaşamadı. Kuryede kalmışmış. İstanbul'dan gelecek kart, altı saatlik yolu üç haftada gelemedi. Neyse ki karta ihtiyacım olmadı. Usta birliğimde Garanti bankası vardı ama önceden bilmediğim için Akbank ile uğraşmak zorunda kaldım. Siz gitmeden her iki bankadan da hesap açıp para çekme kartı alın, başınız iki yerde de ağrımasın. Usta birliğinde para daha çok lazım olacak.

    Temizlik için kuru temizleme servisi var. Kapıdan alıp ertesi gün veriyorlar. Çamaşır fileniz sağlamsa sorun yok. Üzerine çıkmayan bir kalemle isim yazın yeter. Tören haftası kamuflaj yıkayacakları için normal çamaşır almayabilirler o haftaya yedekli girin :)

    Kişisel temizlik içinse durum düşeceğiniz bölüğe göre değişir. Bizde duş vardı ama sıcak su yoktu o yüzden hamam hariç temizlik şansımız olmuyordu. Hamama da organize şekilde götürülmediğinizden kapasite üstü bir kullanım oluyordu. O yüzden sahip olduğunuz her şeyin üzerine adınızı yazın. İçeride karışabilir. Yine burada da son kişi çıkana kadar soğukta bekliyorsunuz ve tabii ki hasta oluyorsunuz, tabii eğer daha önce olmadıysanız :)

    Sağlık açısından normalde sorununuz olmasa bile burada hasta olmamak çok zor. Eğer özellikle astım tipi bir rahatsızlığınız varsa, Kütahya'nın çok pis olan havası bütün rahatsızlıklarınızı tetikleyecektir. Bu konuyla ilgili resmi olarak ne yapılabildiğini bilmiyorum. Yani kronik hastalıkları olanlar ilaçlarını içeri nasıl sokar eder bir fikrim yok. Elbet bir yolu vardır. Ama ilaçsız da olsanız içeride viziteye çıkıp ilaç alabiliyorsunuz.

    Muayeneler ileri teknoloji ile yapılıyor. Doktor, teğmen, sadece uzaktan bakarak size teşhis koyabiliyor. Telepatik tıp benim bilmediğim yeni bir alan olmalı :) Hastaneye de gönderiliyorsunuz ama oraya da yürüyerek gittiğinizden, hasta halinizle yolda telef olabilirsiniz. Sırf o yolları yürümemek için viziteye çıkmayan oldu diyeyim ben size :) Telepatik tıbbın yararı 10 saniye içinde teşhis konması, zararı ise teşhisin yanlış olabilmesi :) Her öksürene grip muamelesi yapılınca benim gibi başka bir hastalık nedeniyle öksürenlere de grip ilacı verip gönderebiliyorlar. Sonra tabii hastalığın ilerlemesi devlete çok daha büyük bir tedavi masrafı olarak geri dönüyor. Bana da usta birliğimde bir aylık hava değişimi olarak döndü ama hasta olmamayı tercih ederdim. İyileşmesi çok uzun süren ve iz bırakan bir süreçti. Usta birliğinde hastane imkanları çok daha farklıydı. Orada gerçekten teşhis ve tedavi ediyorlar.

    Benim hastalığım Kütahya şartlarında ve tabii kötü beslenme gibi yan etkilerle 20 yıl sonra hortladı. Yani geçmişinizde bile olsa astım bronşit geçirmişliğiniz varsa azap dolu günler sizi bekliyor. Yazın biraz daha rahat olabilir zira hava kirliliği daha az olacak ve hava da sıcak olacak. Yukarıda kondisyon çalışın demiştim. Eğer astım risk grubunda iseniz bu çalışmaya karın hareketlerini de ekleyin. Bazı arkadaşlarım bir noktadan sonra öksürmekten değil, çok öksürmenin yol açtığı karın ağrısından şikayet ediyordu. Ben de 30 gün aralıksız öksürdüm ama bahsettiğim çalışmayı yapmış olduğum için ağrı çekmedim. Faranjit hastası arkadaşlarım da usta birliklerine kadar rahat edemediler. Bununla da ilgili sıkıntınız varsa tedbirli gitmekte fayda var. Kışın özellikle. Kütahya kışın yaşanabilecek bir yer değil.

    İletişim imkanlarınız acemilikte sınırlı. Bizde iki telefon vardı. Telekom'un kulübelerini kullanıyorsunuz. Herkes tüm gün eğitimde olunca birden hücum oluyor sıra bekliyorsunuz. Ama kesinlikle sorun olmuyor. Fakat şunu belirteyim. Telefonda kartınız bitene kadar konuşabilirsiniz ama üçüncü dakikadan sonra arkanızdaki kişiler içlerinden koro halinde küfür etmeye başlıyor bunu da bilin :) Hele hele şu Telekom harici telefon kartlarından kullanıyorsanız, önce 1500 tane numara çevirmeniz gerekiyor. İki ya da üç kişiyi arayacaksanız ya da yanlış numara çevirirseniz, konuşma zamanınız numara çevirmeye gidiyor zaten. Arkanızdakiler numara çeviriyor deyip üfür etmemezlik etmiyor :) En azından acemilikte Telekom kontürü kullanın. Bizde çok çabuk tükendiği için bulmak zor oluyordu. Yanınızda bol bol götürün. 100'lükleri Telekom pek satmak istemiyor anladığım kadarıyla zira ben bulmakta çok zorlandım. Sanırım 50'lik satmak işlerine geliyor. İki 50 bir 100'lükten pahalı olabilir. Ev telefonunu aradığınızda kontörler çok yavaş azalıyor ama cebi ararsanız su gibi gidiyor. Telekom harici kartlarda ceple ilgili performans daha yüksek diyordu arkadaşlar ama ben kullanmadım. Zaten cep aramadım hiç. Bir de kulübeler dışarıdan aranabiliyor. Numaranız karşıdan göründüğü için sizi arayabiliyorlar. Bu yolu da kullanabilirsiniz kontör azalırsa.
    Sınavlar ve tören

    Acemilk sırasında onbaşılık ve çavuşluk sınavına gireceksiniz. Bu sınavları ciddiye alın. Bizim büyük kısmımız çavuş oldu ama 327'lerden er olarak gelen kısa dönemler epey çok. İşi sıkı tutmuşlar. Sorular daha zormuş. Nasılsa geçeriz diye hiç 'çalışmadan' girmişler anladığım kadarıyla zira nette yazan eski askerler, o sınavın formalite olduğunu yazmışlar hep. Onları okuyanlar da sınavı hafife alınca er olarak gittiler usta birliklerine. Bizim sınav çok kolaydı. 327'lere bir piyango mu çarptı yoksa artık o sınavlar daha mı zor bilmiyorum ama siz, size anlatılanları aklınızda tutun. Size verilecek 'çeklist'e göz atın. Tamamen kendinizi kapamadığınız sürece sınavı geçmemek yine de düşük bir ihtimal. Çavuş olmanın pek bir getirisi olmasa da, sonuçta altınızda onbaşı ve erlerin olması demek, işleri paslayabilecek birilerinin olması demek :)

    Tören içinse son hafta prova yapılıyor. Can sıkıcı oluyor ama o aşamaya gelmek acemilik eğitiminin bittiğinin de işareti olduğundan, o kadar da kafaya takmıyorsunuz. Askerde 'yatmak' sandığınız kadar iyi bir şey değil. Orada en büyük 'düşman' zaman. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamak ise en iyi silah. Bu da ancak bir şeylerle oyalanmakla mümkün. O yüzden eğitimdi tören provasıydı bunlar zamanı geçirten şeyler. Bunların olmadığı bir acemilik kesinlikle çekilmez olurdu. Özellikle acemilik, askerlik dışında hiçbir şey yapamadığınız bir aşama. Usta birliğinde az da olsa değişik bir şeyler yapmak mümkün. Ama acemelikte sıkıntıdan patlayabilirsiniz. Hele kışın Kütahya'da dışarıda da durulmadığından içeride iyice canınız sıkılıyor. Yine de zamanınızın büyük kısmını bir şeyler bekleyerek geçireceksiniz. İçtimalarda bekleyeceksiniz, yemek kuyruğunda bekleyeceksiniz, yemekten sonra bekleyeceksiniz, banka hesap kuyruğunda bekleyeceksiniz, hamam sırasında bekleyeceksiniz, beklemek için bekleyeceksiniz vs vs. Eğitim, bekleme süresinin yanında devede kulak. Acemiliğimi tek kelimeyle ifade edecek olsam beklemekle hasta olmak arasında gider gelirdim ama beklemek kazanırdı :)
    Kütahya

    Eğer usta birliğinizde Kütahya'da kalmayacaksanız, çoğunluk kalmaz, Kütahya'yı sadece bir kez göreceksiniz. En çok iki. Ben törenden sonra izin kullanmadan 'devlet imkanıyla' aynı gün usta birliğime gittiğim için çok şükür sadece bir kere gördüm. İzinler yedi günden az kullanılamıyor haberiniz olsun. Bir de birliğe erken katılan kişiler, zamanında herkesle beraber çıkarken, geç katılanlar geç katıldığı süre kadar geç çıkıyor bunu da unutmayın. Acemi birliğine erken katılmak avantaj değil. Usta birliğinde o süre sayılmıyor. Yol izni iki gün olanlar, bir gün olanlara göre erken çıkıyor.

    Küthaya'nın havası kışın nefes alınmayacak kadar kötü. Sanırım doğalgaz kullanımı yaygın değil ve etraftaki fabrikaların da pisliği buraya çöküyor. Kütahya'nın meşhur vazosunun önünde durup da vazoyu görememek gibi bir durum yaşadım, o kadar feciydi. Gerçi ben vazoyu daha büyük hayal etmiştim. Kadıköy'e koysanız kimse dönüp bakmaz boğa dururken :) İki hafta boyunca tugaya çöken pis hava nedeniyle nereye geldiğimizi anlayamadık. Kazara koğuşlardan uzaklaşsak yolumuzu bulamayacaktık. Daha sonra da bu pis durum arada sırada hafifleyerek devam etti.

    Havası çok soğuk. Koğuşlar çok sıcak. Gece de kalorifer yanıyor. Ancak sürekli sıcaktan soğuğa girip çıkınca yine hasta oluyorsunuz. Ayrıca ben bu kadar tozlu bir yer görmedim. Her gün iki kez silinmesine rağmen öbek öbek toz çıkıyordu. Elbette gece boyunca bunları yutup nefessiz bile kalabiliyorsunuz. Zaman zaman kalkıp o kışta camı açıp temiz hava almaya çalıştığım oluyordu. Sağlam tertiplerde bile toz yutmaktan öksürük krizi ve ses kısılması gibi şeyler, sabahların rutini haline gelmişti.

    Kütahyalı'lar bu havaya nasıl dayanıyorlar hayret. Allah beni bir daha oraya düşürmesin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: CeLLaT86

    24 Şubat'ta Bende Askerim Arkadaşlar..Orda Görüşmek Üzere..23.02.2010 Gece 01:30 Otobüsüm Kalkıyor.KamilKoç'la..İstanbul'dan..

    EĞT.MERKEZİ : HAVA ER EĞT.TUG.K.LIĞ/KÜTAHYA

    SEVK TARİHİ : 22.02.2010
    YOL SÜRESİ : 1 Gün
    KATILACAĞI TARİH : 24.02.2010



    ;Bende kamil koçtan aldım 00 : 30 :D 25 şubat
  • Selamun Aleyküm arkadaşlar bende 90/1 kütahya/MERKEZ gidiyorum herkese şimdiden hayırlı teskereler.. katılış tarihi 25 şubat görüsmek uzere
    ben biletimi pazertesiye bıraktım inş kalmadı gibi bi durumla karşılaşmam...

  • quote:

    Orijinalden alıntı: sezgolezzo

    Selamun Aleyküm arkadaşlar bende 90/1 kütahya/MERKEZ gidiyorum herkese şimdiden hayırlı teskereler.. katılış tarihi 25 şubat görüsmek uzere
    ben biletimi pazertesiye bıraktım inş kalmadı gibi bi durumla karşılaşmam...





    kardeş otobüsler doldu bile. . bence acele et
  • sa arkadaslar

    bende kütahya merkez hava er egitim tugayına düstüm
    88 dogumluyum ama 2 yıl tecilim bittigi için 90/1 gidiyorum
    sülüste mesb cihazları bakım yardımcısı yazıyor
    birbilginiz var mı??


    teslim tarihim 26 subat 2010 saat 5 gibi ordayım arkaadaslar görüşmek üzere


    kütahyaya düşen bütün arkadaslar sizden haber bekliyorum
    msn adresim
    erkan.kibaroglu@hotmail.com

    herkeze şimdiden hayırrlı teskereler



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi e_rkan -- 20 Şubat 2010; 21:35:57 >
  • SA birader
    bende 26 subatta teslim oluyorum
    benimde sülüste mebs cihazları bakım yardımcısı yazıyor

    inşlh orda tanısma fırsatımız olur
    daha detaylı konusmak istersen msn adresim
    erkan.kibaroglu@hotmail.com


    erkan kibaroglu

    şimdiden hayırlı teskereler
  • arkadaşlar az kaldı :D
  • Selam Erkan bende Muhabere mebs cihazları bakım yrd. olarak gidiyorum 25 şubat orda görüşürüz.
  • bende 26 sı ordayım inşallah orda da birbirimizi bulur yabancılık çekmeyiz
  • 
Sayfa: önceki 4647484950
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.