Şimdi Ara

Günlük Kullandığımız Sözcüklerin Türkçe Karşılıkları (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
201
Cevap
0
Favori
19.597
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hiç unutmuyorum bir tartışma programında chp li bir milletvekili türkçenin arapca kelimelerden temizlenmesi gerek diye bar bar haykırırken karşısındaki eleman şu cevabı şapırt diye suratına yapıştırmıştı; efendim siz burada böyle bağıracağınıza temizliğe parti isminizden başlayın. yapamassınız çünki o zaman elinizde cumhuriyet halk partisinin ''si'' si kalır.

    Olmayacak duaya amin diyenlere acıyorum. Hele birde ömrünü bu işlere adayanlar yokmu. Rezalet. Tek kelimeyle rezalet... Başka iş kalmadı sanki.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mr.respekt

    Hiç unutmuyorum bir tartışma programında chp li bir milletvekili türkçenin arapca kelimelerden temizlenmesi gerek diye bar bar haykırırken karşısındaki eleman şu cevabı şapırt diye suratına yapıştırmıştı; efendim siz burada böyle bağıracağınıza temizliğe parti isminizden başlayın. yapamassınız çünki o zaman elinizde cumhuriyet halk partisinin ''si'' si kalır.

    Olmayacak duaya amin diyenlere acıyorum. Hele birde ömrünü bu işlere adayanlar yokmu. Rezalet. Tek kelimeyle rezalet... Başka iş kalmadı sanki.


    Öyleyse sizce dil devriminin yapılması da gereksizdir, değil mi?
  • Arapçadan dilimize geçmiş bütün sözcüklerin aynı işlerlikle yerleşmemiş karşılıkları olmayabilir. Ancak öncelikle türkçe karşılıkları olan arapça sözcükleri kambur gibi taşımaya gerek yok bence.
    Örğeğin varken mesela
    Yanıt varken cevap
    Soru varken sual
    v.b. demeye gerek yoktur.

    Bir de selamünaleyküm meselesi var. Bu ünlemin türk kültürü ile ilgisi yoktur. Üstelik arapçadan giren diğer sözcükler kanıksansa da, selamünaleyküm sözü adeta fes gibi toplumumuzun üzerine yapışarak doğulu imajı vermektedir. Ama dikkat edilirse elit ve entellektüel kesim arasında selamünaleyküm kullanımı azalmaktadır. Onun yerini iyi günler, iyi akşamlar gibi ifadeler almaktadır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaotika -- 28 Mayıs 2007; 19:11:47 >
  • kaotika, ben de selam sözcüğünü sevmem. Kaldı ki, selamunaleyküm benim inançlarımla da uyumlu değil.

    Seninle çoğu konuda aynı düşünmemizle birlikte bu konuda ayrıldığımız bir nokta olduğunu düşünüyorum. Sen anladığım kadarıyla, batı kökenli sözcüklerin, şu anda teknoloji ve bilim, onların denetiminde olduğundan, dilimize girmesinin yararlı olacağını düşünüyorsun. Bense batı dillerini, çok iyi bir biçimde öğrenmemiz gerektiğini ancak, yalnızca gerektiği durumlarda kullanmamız gerektiğini düşünüyorum.
  • mertallica,

    Yani çağın getirdiği yeni kavramlara yeni sözcükler türetilip yerleştirilebilirse elbette çok iyi olur. Ancak bu yeni sözcükler ile geçmişten gelen dil kültürümüz bozulmaz çünkü bunlar zaten yeni kavramdır. Bu sözcükleri de dilimizde harmanlarayak kullanıyoruz. Örneğin internet kelimesi için "in'tınet" demiyoruz.

    Ama bakın bazen bir sözcük türetiliyor ve yerleşiyor. Örneğin cep telefonu gibi örneğin bilgisayar gibi. Her zaman böyle sözcükler yerleşebilse iyi olur fakat bazen yerleşemiyor ve olduğu gibi kulllanıyoruz. Televizyon için öztürkçe sözcük arayışına girmeye gerek yok bence.

    Arapça konusunda itirazım ise zaten türkçe karşılığı mevcut olan sözcüklerle ilgili. "sözcük" sözcüğünü kullanıyoruz ama ağzımız alışmış kelime sözcüğünü de kullanıyoruz. Örneğin sözcüğünü kullanıyoruz ama "mesela" kelimesini de kullanıyoruz. Bazan ağzımız kayıyor. Benim demek istediğim zaten türkçe karşılığı olan sözcüklerden arapça olanlarını kullanmamaya dikkat etmek gerekir. Türkçe karşılığı yoksa veya tam karşılamıyorsa tolerans gösterilebilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaotika -- 28 Mayıs 2007; 20:25:27 >




  • quote:

    türkçe karşılığı olan sözcüklerden arapça olanlarını kullanmamaya dikkat etmek gerekir

    Niçin? "Mesela"yı da kullanabilirsiniz, "örneğin"i de. Ne diye uğraşmaya gerek var ki?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Arapçadan dilimize geçmiş bütün sözcüklerin aynı işlerlikle yerleşmemiş karşılıkları olmayabilir. Ancak öncelikle türkçe karşılıkları olan arapça sözcükleri kambur gibi taşımaya gerek yok bence.
    Örğeğin varken mesela
    Yanıt varken cevap
    Soru varken sual
    v.b. demeye gerek yoktur.

    Bir de selamünaleyküm meselesi var. Bu ünlemin türk kültürü ile ilgisi yoktur. Üstelik arapçadan giren diğer sözcükler kanıksansa da, selamünaleyküm sözü adeta fes gibi toplumumuzun üzerine yapışarak doğulu imajı vermektedir. Ama dikkat edilirse elit ve entellektüel kesim arasında selamünaleyküm kullanımı azalmaktadır. Onun yerini iyi günler, iyi akşamlar gibi ifadeler almaktadır.




    Selamün aleyküm.

    Kimler kullanıyor?Müslümanlar kendi aralarında iyi niyetlerini belli etmek için kullanırlar.

    Selam; emniyet, huzur, selamet, sağlık, barış, rahatlık, kurtuluş gibi manalara gelir. Selam vermek, yani Selamün aleyküm demek, (Ben müslümanım, benden sana zarar gelmez, selamet üzere ol, Müslüman olarak öl) manalarına da gelen en güzel bir duadır.

    Müslümanlar arasında selamlaşmak sünnettir.Peygamber efendimizin tavsiyesidir.

    Bu Arabi kelimelere karşı olan olumsuz düşünceleriniz kendi açınızdan doğru olabilir.Ancak bu kanaat genele yayılamaz.

    Bu kanaatle hareket edecek olursak namazları da Türkçe lisanla eda etmek gerekir.

    Ne dersiniz nasıl olur?

    İsteyen selam verir istemeyen vermez.Farklı kelimelerle kendisini ifade eder.

    Türkçe tasfiye sürecine girmekle kar değil zarar görür.

    Siz bu öz Türkçe kelimelerle sokakta konuşabiliyor musunuz merak ediyorum?

    O beğenmediğiniz kelimeler yüzyıllarca kullanıldı ve hala kullanılıyor.Artık Türkçeleştiler.İster kabullenelim ister kabullenmeyelim!

    Dünyada hiç bir dil yoktur ki diğer dillerden etkilenmesin!




  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Arapçadan dilimize geçmiş bütün sözcüklerin aynı işlerlikle yerleşmemiş karşılıkları olmayabilir. Ancak öncelikle türkçe karşılıkları olan arapça sözcükleri kambur gibi taşımaya gerek yok bence.
    Örğeğin varken mesela
    Yanıt varken cevap
    Soru varken sual
    v.b. demeye gerek yoktur.

    Bir de selamünaleyküm meselesi var. Bu ünlemin türk kültürü ile ilgisi yoktur. Üstelik arapçadan giren diğer sözcükler kanıksansa da, selamünaleyküm sözü adeta fes gibi toplumumuzun üzerine yapışarak doğulu imajı vermektedir. Ama dikkat edilirse elit ve entellektüel kesim arasında selamünaleyküm kullanımı azalmaktadır. Onun yerini iyi günler, iyi akşamlar gibi ifadeler almaktadır.




    Selamun aleyküm sözcüğü Arapça'dan gelmiştir ama bunun kültürle bir alakası yoktur,İslam dini ile alakası vardır.Bazı hadislerde selam vermeyene mukabele edilmemesi,cevap verilmemesi gibi tavsiyeler vardır.İslam dinini kabul etmiş ve hayatını onun emir ve nehiylerine göre yaşamaya çalışan insanların bu selamı vermesinin nedeni kültür falan değildir.Üstünüzdeki doğuya karşı olan bu nefreti ve kibiri anlamak oldukça güç.Doğu medeniyetlerinden bir zarar mı gördünüz?Tamam şu anda batı medeniyetlerine göre geride olabilirler ama bu her konuda Batı medeniyeti üstündür Batı'da ne varsa alalım,doğu medeniyeti'de geriye düştü onlardan neler aldıysak da çıkartalım ancak böyle yükseliriz,büyürüz gibi akla ziyan açıklamaları hiç bir zaman desteklemez.

    Ayrıca insanın üstündeki doğulu imajı o insanı çağdışı yapıyorsa sizin hayat felsefenizin ve insanları değerlendirme ve sınıflandırma kriterlerinizin ciddi anlamda revizyona ihtiyacı var demektir.Bir insanın entellektüel,elit,kültürlü,ahlaklı ve buna benzer toplumun geneli tarafından hoş karşılanan meziyetlere sahip olması o insanın ne doğu kültürü ile ne de batı kültürü ile tam uyumu şeklinde hayat bulmaz.Her toplumun güzel meziyetleri olduğu gibi kötü meziyetleri de vardır.Batı toplumları ilim yönünden gelişmiştir.Gidilir ilimleri örnek alınır.Batı toplumlarının ilim ve fen alanında ileride olmaları ve bizim de onlar gibi ilimde yüksek seviyelere varmamız selamun aleyküm yerine iyi akşamlar,iyi geceler,iyi günler demeyle mümkün olamaz.Hatta bir insanın elit ve entellektüel olmasını selamun aleyküm yerine iyi akşamlar demesine bağlamak afedersiniz ama oldukça gülünç bir yorumdur.

    Dilimizin arılaştırılması meselesine gelince...Eğer bu dili özüne döndürelim gibi bir yaklaşımla,bu dile başka dillerden girmiş her sözcüğü atacaksak;iki cümle ard arda kuramayan,okuduğunu anlamayan bir toplum çıkar karşımıza.Şu gün içinde non-stop gibi,kreatif gibi yabancı dilde okunduğu şekli ile Türkçeye yerleşmeye çalışan kelimeleri bu dile sokmamak gereklidir.Ama bundan belki de 1000 sene önce dile yerleşmiş kelimeleri atmak,ağacı buduyorum derken dalsız bırakmaya benzer.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Kant

    quote:

    türkçe karşılığı olan sözcüklerden arapça olanlarını kullanmamaya dikkat etmek gerekir

    Niçin? "Mesela"yı da kullanabilirsiniz, "örneğin"i de. Ne diye uğraşmaya gerek var ki?


    For example'ı da kullanabiliriz? Neden uğraşıyoruz?
    Görkemli bir yapıt yerine, süper bir yapıt da kullanabiliriz, değil mi?

    kaotika, söylediğinizi çok iyi anladım. Sandığım kadar ayrı değilmişiz bu konuda. Evet, bilgisayar sözcüğü çok güzel. Tam yerinde kullanılmış bir sözcük. Ancak şöyle bir durum da var. Bilgisayar sözcüğü türetilmeden önce, Türkçede kompüter sözcüğünün kullanıldığını duymuştum. Öyle bir durumda, kompüter kullanımının yaygın olduğu bir durumda, bilgisayar sözcüğü de alışılagelmişin dışında gelecektir değil mi kişiye? İşte benim anlatmaya çalıştığım şu. Bir sözcüğü ne denli sık kullanırsak, alışmamız o denli kolay oluyor. Bir başka deyişle, sözcüklerin, kişiye alışılagelmişin dışında gelmesi geçerli bir neden değil, bana kalırsa...

    Sözcük türetme konusunda da karşıt bir düşünce sürmüyorum ileri. Kökeni Türkçe olduktan sonra, yeni sözcük türetmiş olmamız, dilimizin varsıllığıyla doğru orantılıdır. Kaldı ki, Türkçe, sözcük türetme gücü çok büyük olan bir dil. Çok yetkin, yapım takılarımız var.

    Karşılığı olmayan kavramlar için kullanılan, yabancı kökenli sözcükler içinse, ne yazık ki kullanmak durumundayız. Ben burada, %100 arılaşma olabileceğini düşünmüyorum zaten. (Şu zaten sözcüğünden de tiksiniyorum. ) Ancak olabildiğince olmalı. Dediklerimi anlayabildiğini düşündüğüm sayılı kişilerdensiniz. Varlığınız için, seviniyorum. Sağ olun.




  • "For example"ı TDK'nın sitesinde aratın bulamazsınız. Niye, çünkü Türkçe'de böyle bir sözcük yoktur. Ama "mesela", Arapçadan ordan burdan geçmiş işte. Artık dilimizde böyle bir sözcük var. Buraya kadar her şey tamamdır umarım. Ama "for example", şu an Türkçede bulunmayan bir bir söz öbeğidir. Değil mi?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Arapçadan dilimize geçmiş bütün sözcüklerin aynı işlerlikle yerleşmemiş karşılıkları olmayabilir. Ancak öncelikle türkçe karşılıkları olan arapça sözcükleri kambur gibi taşımaya gerek yok bence.
    Örğeğin varken mesela
    Yanıt varken cevap
    Soru varken sual
    v.b. demeye gerek yoktur.

    Bir de selamünaleyküm meselesi var. Bu ünlemin türk kültürü ile ilgisi yoktur. Üstelik arapçadan giren diğer sözcükler kanıksansa da, selamünaleyküm sözü adeta fes gibi toplumumuzun üzerine yapışarak doğulu imajı vermektedir. Ama dikkat edilirse elit ve entellektüel kesim arasında selamünaleyküm kullanımı azalmaktadır. Onun yerini iyi günler, iyi akşamlar gibi ifadeler almaktadır.


    Dine olan karşıtlığınız dolayısı ile Arapçaya da yansımış. Bin yıldan fazla süredir kullanılan sözcükleri "kambur" gibi görmek bence büyük bir sorundur...

    "Selamünaleyküm" ise bu toplumun bir parçası olmuştur ve alt tabakadan üst tabakaya her kesimde kullanılır. Bin yıldan fazla süredir kullanılan selamlama sözcüğünden de bu kadar da rahatsız olunur mu hiç?

    Burası Kültür - Bilim ...

    Acaba "siz" hangi kültürden geliyorsunuz ?

    "Siz"in maziniz nerede ? Atalarınız hangi topraklarda yaşadı ? Hangi toprakları vatan yapmak için savaştı ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Deep Impact -- 28 Mayıs 2007; 23:44:18 >








  • Konuyu vatan için savaşanlara getirerek duygu sömürüsü yapmayınız. Cumhuriyet 1923 yılında kuruldu ve dilde arılanma çalışmaları başladı. Bu ters birşey olsa idi herşeyden önce Atatürk böyle bir girişimde bulunmazdı. Günaydın, iyi günler gibi sözcükler bu sözcüklere alternatif olması için ve zamanla yerini alması için türetilmiştir. Atalar meselesine gelince selamünaleyküm sözü bin yıldır kullanılıyor olabilir, ama türk tarihi çok daha eskidir ve bu söz türk kültürünün bir parçası değildir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Kant

    "For example"ı TDK'nın sitesinde aratın bulamazsınız. Niye, çünkü Türkçe'de böyle bir sözcük yoktur. Ama "mesela", Arapçadan ordan burdan geçmiş işte. Artık dilimizde böyle bir sözcük var. Buraya kadar her şey tamamdır umarım. Ama "for example", şu an Türkçede bulunmayan bir bir söz öbeğidir. Değil mi?


    Zamanında mesela da yoktu Türk dilinde. Belki gelecekte, for example da girecek. Mesela girerken engel olamadık diye çıkmasına da mı engel olacağız.
    Ya gerçekten boşuna tartışıyoruz. Siz, yeni girenlerin girmesine engel olun, yeter bana. Anlamadığım olay, neden herkes ben birtakım düşüncelerimi, dayatıyormuşum gibi bir hava içerisinde?

    Diyorum ki, yalnızca yenilerin girmesini engelleyiniz. Yeterli...

    Sayın Deep Impact, ben de kambur olarak görüyorum ve bunun bir sorun olduğunu düşünmüyorum.
    Bizim geçmişimiz Orta Asya'dan başlıyor, Anadolu'da sürüyor. Atalarımız bu topraklar için savaştı. Genelleme yaparsak, vatan dedikleri bütün topraklarda savaştılar. Ayrıca Birinci Dünya Savaşı'nda dost(!)larımıza da yardım ettiler.

    Atalarımızın ereği, Türk toplumunu, özge devletlerin boyunduruğu altına sokmamak, bayrağı çiğnetmemek, kılıncı yükseltmekti. İşte biz varız, güç bizde demekti. Bunu azıcık, din kılıfına sokmadılar da değil. Ancak temelde yine Türk budunun yükselmesi ve yurt anlayışı vardı.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Konuyu vatan için savaşanlara getirerek duygu sömürüsü yapmayınız. Cumhuriyet 1923 yılında kuruldu ve dilde arılanma çalışmaları başladı. Bu ters birşey olsa idi herşeyden önce Atatürk böyle bir girişimde bulunmazdı. Günaydın, iyi günler gibi sözcükler bu sözcüklere alternatif olması için ve zamanla yerini alması için türetilmiştir. Atalar meselesine gelince selamünaleyküm sözü bin yıldır kullanılıyor olabilir, ama türk tarihi çok daha eskidir ve bu söz türk kültürünün bir parçası değildir.


    Kültür:İnsan toplumuna özgü bilgi, inanç ve davranışlar bütünü ile bu bütünün parçası olan maddi nesneler. (alıntı)

    ne imiş. Kültürün bir parçası da inançlar imiş. Demek ki Türk kültürü derken Türklerin inançları da göz ardı edilmemeli imiş.

    Atatürk'ün kullandığı kelimeleri kullanınız, çok fazla birşey isteyen yok sizden ...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica

    Sayın Deep Impact, ben de kambur olarak görüyorum ve bunun bir sorun olduğunu düşünmüyorum.



    Siz "kambur" olarak görenler kendi adına mücadelenizi vereceksiniz, ben de aksine düşünen birisi olarak kendi adıma mücadelemi vereceğim. Bazıları dinden hoşlanmıyor diye bin yıldan fazla süredir kullandığımız sözcüklere dil uzatmasını hazmedemem. Bazı kelimeleri "kambur" olarak görmek de kültürümüze bir hakaret olarak algılarım. Ayıptır ... kişi kültüründen bu kadar da uzaklaşabilir mi ???
  • evet mertallica,

    Herkes birtakım düşünceleri herkese dayatıyor gibi bir algılama var. Oysa böyle birşey yok.

    Ben hiç bir açıklama yazmasam bile sadece "selamünaleyküm beni rahatsız ediyor" da diyebilirim. Burada herhangi bir dayatma yok.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    evet mertallica,

    Herkes birtakım düşünceleri herkese dayatıyor gibi bir algılama var. Oysa böyle birşey yok.

    Ben hiç bir açıklama yazmasam bile sadece "selamünaleyküm beni rahatsız ediyor" da diyebilirim. Burada herhangi bir dayatma yok.


    tabii bu sözü söylemeye hakkınız var. Rahatsız olabilirsiniz. Ama bin yıldır kullanılan bir söz için "Türk kültürünün bir parçası değil" demek doğru değil ...
  • Bin yıldan fazla kullanılan sözcükler olduğu iddia ediliyor da kimin kullandığı belirtilmiyor. Bu sözcükler saraylarda ve şehirlerde edebiyat dili olarak kullanılmakta idi. Hiç bir zaman halkın derinine inmemiş idi. Dilde arılaşma çabaları sayesinde, bu arapça ve farsça sözcüklerden kurtulunmaya başlanınca halk yazılan kitapları anlar oldu.

    Hangi kültür? "selamünaleyküm" ile mi kültür korunacak.
  • Ayrıca Atatürk kullanmış mıdır "selamünaleyküm". Gençliğe hitabesine, onuncu yıl nutkuna böyle mi başlamıştır. Çok önemli birşey olsa idi Atatürk kullanırdı.
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.