Şimdi Ara

Günlük Kullandığımız Sözcüklerin Türkçe Karşılıkları (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir (1 Mobil) - 4 Masaüstü1 Mobil
5 sn
201
Cevap
0
Favori
19.593
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: KUNG-FU 61

    Yüzyıllarca kullandığımız artık kalıplaşmış kelimeleri bir anda nasıl atacağız?


    Bir anda olması gibi bir durum olanaksızdır tabi ki. Ancak bir yerden başlamalıyız ki durum kötüye değil, iyiye yönelsin. Ben, diğer dillerden gelmiş olan sözcükleri kullanırken utanıyorum. Başka budunların etkisine girmeyelim, özümüz kalsın diye Çanakkale'de 250000 dirim verdik. Oradaki amaç salt bir savaş kazanmak mıydı?

    Günümüzde, sömürgeleştirilmiş veya sömürgeden bağımsızlığa kavuşmuş ülkelere bakın. Dillerinin öz olmadığını göreceksiniz. Sömürgecilik dil üzerinden başlar. Bu konu çok duyarlı bir konu. Biraz daha anlayış istiyorum. Çok değil... Aslında çok da gerekli ya, bekleyemiyorum yine de!




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica

    quote:


    Türkçe konuşmak adına dilimizde binlerce yıldır kullanılan sözcükleri atmanın pek anlamı olmadığına hatta zararı olduğuna inanıyorum. Zira kullandığımız kelimelerin büyük bir kısmı arapça-farsça ve avrupa kökenlidir.


    Ben de tam tersiyim, Türkçe konuşmak için, bugün kullandığımız yabancı kökenli sözcüklerin, bizi kendi benliğimizden uzaklaştırdığına, diğer çirkin kültürlerin çekim alanına girdiğimizi düşünüyorum. 1000 yıldır bir sözcüğü kullanıyor olup olmamamız, beni çok ilgilendirmiyor açıkçası. Eğer benim atalarım, kendi dilim için o sözcüğü tam karşılayan bir sözcük zaten bulmuşlarsa, ben o diğer dilden gelen salak sözcüğü kullanmamak için elimden geleni yaparım. Sizin söyleminize kalırsa dil devrimi de yapılamazdı ancak yapıldı, çok da güzel yapıldı. Birileri bunu engellemek için, bazı çalışmalarda bulunmasaydı, bugün bu durumda da olmayacaktık zaten.

    Ayrıca ben kimseye düşüncesini sorduğumu anımsamıyorum. Buraya bir katkıda bulunacaksanız bulunun, yok karşı çıkıp açtığım konuyu kirletmeyi sürdürecekseniz şikayet işlevini kullanacağım!


    quote:


    Ayrıca Türkçeden kelime atmak ifadelerimizi zayıflatır. Mesela:

    muazzam, azametli, muhteşem, cesametli gibi kelimeleri atıp yerine sadece "büyük" kelimesi mi koyacağız ?

    Dikkat ederseniz sade Türkçe kelime kullanmaya kalktığımızda ifadelerimizdeki kısırlaşmayı görebileceksiniz.


    Ne demek ifadelerimiz kısırlaşıyor? Siz kendinizde misiniz? O sözcüklerin hepsinin yerini alacak "GÖRKEM" gövdesinden türemiş bir sözcüğümüz var bizim. Bütün saydığınız sözcüklerden daha güzel, kısa ve kullanışlı. Ayrıca sadece bununla kısıtlı değil. Anladığım kadarıyla oldukça bilgisiz birisiniz dilimiz konusunda. Okumanızı önereceğim. Divanü Lügati't Türk'ten başlayabilirsiniz.


    quote:

    Ayrıca bin yıldan fazla kullandığımız cevap yerine yanıt kullanmak bana saçma gelmekte.

    Kanmak kelimesinden kanıt üretiyoruzda

    Yanıt ı neren üretiyoruz anlamadım. Yanmaktan mı yanıt üretiyoruz ...


    Bu kısma yanıt vermek istemiyorum, seviyemi bu kadar aşağı indiremeyeceğim.


    Seviyeniz konusunda çok fazla bilgi sahibi oldum. Teşekkür ederim.

    Ayrıca şikayet işlevini istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.

    Yönetim bu konuya yorum yazıyorum diye bana ceza mı verecek.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica


    quote:

    Orjinalden alıntı: KUNG-FU 61

    Yüzyıllarca kullandığımız artık kalıplaşmış kelimeleri bir anda nasıl atacağız?


    Bir anda olması gibi bir durum olanaksızdır tabi ki. Ancak bir yerden başlamalıyız ki durum kötüye değil, iyiye yönelsin. Ben, diğer dillerden gelmiş olan sözcükleri kullanırken utanıyorum. Başka budunların etkisine girmeyelim, özümüz kalsın diye Çanakkale'de 250000 dirim verdik. Oradaki amaç salt bir savaş kazanmak mıydı?

    Günümüzde, sömürgeleştirilmiş veya sömürgeden bağımsızlığa kavuşmuş ülkelere bakın. Dillerinin öz olmadığını göreceksiniz. Sömürgecilik dil üzerinden başlar. Bu konu çok duyarlı bir konu. Biraz daha anlayış istiyorum. Çok değil... Aslında çok da gerekli ya, bekleyemiyorum yine de!


    Yukarıda alıntı yaptığım Yavuz Bülent Bakler'in yazısını okudunuz mu?

    Öz Türkçe'ci geçinen bir çok kişi de ya bilerek ya da bilmeyerek Bakiler'in de belirttiği gibi aslı Fransızca olan 'sel-sal'eklerini kullanıyor.Örnek 'kamusal alan'gibi.Bu örnekleri çoğaltmakta mümkün.

    Ayrıca aksi bir fikir ortaya sürenleri niçin yadırgıyorsunuz anlayamadım!Varsa fikirleriniz siz de belirtirsiniz olmaz mı?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: [cins]

    Bence öz türkçe kelime arayışı için artık geç kalındı. Küresel ısınma gibi geri dönüşü olmayan bir yola girildi. "Türkiye" kelimesi bile ünlü uyumuna uymuyor, "Türküye" olsaydı olurdu...

    Bu arada, hapşırdıktan sonra "çok yaşa" diyenleri eleştirenleri ("iyi yaşa" demek lazımmış) ya da toplum içindeki dişi bireye "bayan" diyenlere kızanları anlamakta güçlük çekiyorum. Hangi ahlaki kusur işleniyor da kullananlar kınanıyor merak ediyorum. Hanımefendi deyince oluyor bildiğim kadarıyla, değil mi? Ama "bayan" deyince evladı ölmüş gibi bağırıyolar?


    Küreselleşmenin hızla yaşandığı çağımız iletişlim çağıdır. Dünya ile bütünleşmek ve daha iyi anlaşabilmek için bazı ingilizce ve fransızca sözcükleri içimize sindirebilmemiz lazım. Ancak arapça ve farsça sözcükleri atabiliriz.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: KUNG-FU 61


    quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica


    quote:

    Orjinalden alıntı: KUNG-FU 61

    Yüzyıllarca kullandığımız artık kalıplaşmış kelimeleri bir anda nasıl atacağız?


    Bir anda olması gibi bir durum olanaksızdır tabi ki. Ancak bir yerden başlamalıyız ki durum kötüye değil, iyiye yönelsin. Ben, diğer dillerden gelmiş olan sözcükleri kullanırken utanıyorum. Başka budunların etkisine girmeyelim, özümüz kalsın diye Çanakkale'de 250000 dirim verdik. Oradaki amaç salt bir savaş kazanmak mıydı?

    Günümüzde, sömürgeleştirilmiş veya sömürgeden bağımsızlığa kavuşmuş ülkelere bakın. Dillerinin öz olmadığını göreceksiniz. Sömürgecilik dil üzerinden başlar. Bu konu çok duyarlı bir konu. Biraz daha anlayış istiyorum. Çok değil... Aslında çok da gerekli ya, bekleyemiyorum yine de!


    Yukarıda alıntı yaptığım Yavuz Bülent Bakler'in yazısını okudunuz mu?

    Öz Türkçe'ci geçinen bir çok kişi de ya bilerek ya da bilmeyerek Bakiler'in de belirttiği gibi aslı Fransızca olan 'sel-sal'eklerini kullanıyor.Örnek 'kamusal alan'gibi.Bu örnekleri çoğaltmakta mümkün.

    Ayrıca aksi bir fikir ortaya sürenleri niçin yadırgıyorsunuz anlayamadım!Varsa fikirleriniz siz de belirtirsiniz olmaz mı?



    Ben elimden geldiğince, Türkçe sözcükler kullanmaya uğraşıyorum. Elbette bir dilde %100 arılaşma gibi bir olay söz konusu olamaz. Ancak olabildiğince az olmalı diye düşünüyorum. Elimde Divanü Lügati't Türk ve Öz Türkçe Sözlük ve birkaç kaynak daha var. İnternette de çeşitli araştırmalar ve derlemeler yapıyorum. Buraya emin olduğum sözcükleri, biriktirdikçe yazıyorum. Bu konuyu önceden açıp yeniden gündeme getirmemin nedeni de bir süre ara vermiş olmam.

    Adı geçen kişiler için diyecek bir sözüm yok. Ancak, bazı kişilerin, basit bir biçimde, buna karşı çıkmalarını veya bilgisizce nedenler sunmalarını sindiremiyorum. Nasıl her gün birileri, dilimize yabancı sözcük sokmayı başarıyorsa, biz de çabalarsak Türkçelerini gün yüzüne çıkartabiliriz. Kötü mü bu?

    Ben zıt fikirleri değil, bilgisizliği yadırgıyorum.

    kaotika, Dünya'yı daha iyi anlayabilmek için, diğer dilleri öğrenebiliriz ancak bunları kendi dilimize yongalamak durumunda değiliz. Benim olayım öz ile ilgili, özümüzün yok olmasını istemiyorum.




  • Aslında ortak kültürü daha çok paylaştığımız arapça ve farsçadan neden bu kadar rahatsız oluyoruz ki. Bin yıldan fazla kullandığımız kelimeyi neden atalım ?

    Bazılarının kaprisleri yüzünden mi?

    Hiç de mantıklı değil. Aksine yeni giriş yapan ingilizce kelimeleri özellikle spor ve bilim dalında muadillerini bularak dezenformasyonu engelleyebiliriz.

    Ayrıca;

    Ey Türk Gençliği'nden ve İstiklal Marşı'ndan anlamayan nesil mi yetiştirmek istiyorsunuz _?
  • Kapris:

    isim Fransızca caprice
    1 . Geçici, düşüncesizce, değişken istek:
    "Buraya ben kendi kör kaprisimle, kendi irademle geldim."- A. Gündüz.
    2 . Huysuzluk.

    Buradaki kullanımız, anlatmak istediğinizle pek bağdaşmıyor bence.

    Bakın, dilimize en çok, Arapça, Fransızca ve Farsçadan sözcük girmiş durumda. İngilizce'den bile 400 küsür sözcük girmesine rağmen Fransızcadan 4000 küsür sözcük var. Tanzimat dönemiyle birlikte yaygınlaşan bu durum, Osmanlı döneminde bile engellenmeye çalışılmış ancak sizin gibiler yüzünden önüne geçilememiş.

    Sizce Atatürk, dil devrimini yaparken de mi yanlıştı?

    Size çok açık bir soru soracağım. Türkçeleri zaten varken, bir sözcüğün bizimle din dışında hiçbir ilgisi bulunmayan, Arapların, Farsların veya din ile de ilgisi bulunmayan, Fransızların sözcüklerini kullanmanın doğru olan yönü nedir? Ve gibi bir bağlacın bile başka bir dilden gelmiş olması sizi hiç rahatsız etmiyor mu?

    Arapların birinci dünya savaşında yaptıklarını ne çabuk unuttunuz?

    Ayrıca:
    1) Ey Türk Gençliği diye bir olay yok, onun adı Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'dir.
    2) Çocuklarımıza, onların ne anlatmak istediğini öğreteceğiz ancak dilimizi kullanmayı da öğreteceğiz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi M -- 18 Mayıs 2007; 12:20:30 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica
    Size çok açık bir soru soracağım. Türkçeleri zaten varken, bir sözcüğün bizimle din dışında hiçbir ilgisi bulunmayan, Arapların, Farsların veya din ile de ilgisi bulunmayan, Fransızların sözcüklerini kullanmanın doğru olan yönü nedir? Ve gibi bir bağlacın bile başka bir dilden gelmiş olması sizi hiç rahatsız etmiyor mu?



    Yıllarca Araplar ve İranlılar ile içiçe yaşamış bir milletiz. Dinimizin ortak olmasından ve Kur an ve hadisler Arapça olduğundan, dini terimler de arapça olduğundan dolayı Türkçeye pek çok kelime girmiş.

    Biz de bu kelimeleri bin yıldan fazla bir sürede kullanmaktayız.

    Bin yıldan fazla kullandığımız bu kelimeler sizi neden rahatsız ediyor anlamadım.

    cevap yerine yanıt yazınca, ihtimal yerine olasılık yazınca ne fark ediyor ?

    Şunu söyleyebilirsiniz itiraz etmem. Bu zamandan sonra Türkçeye giren yeni kelimelerin Türkçe karşılıklarını kullanalım.

    mesela non-stop yerine, stepne yerine, korner, şut yerine vs kendi kelimelerimizi türetip onları kullanalım.

    evet gayet de haklısınız.

    ancak bin yıldan fazla süredir kullandığımız kelimeleri Türkçeden atalım derseniz o zaman Türkçeyi yüzde fakirleştirmiş olursunuz ...

    bazılarının da arapçaya karşı fazladan bir gıcıklığı var ki anlamak da mümkün değil.

    bu arada ingilizlerin bizi işgal etti diye okullardaki ingilizce derslerini yasaklayalım değil mi ?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica



    Adı geçen kişiler için diyecek bir sözüm yok. Ancak, bazı kişilerin, basit bir biçimde, buna karşı çıkmalarını veya bilgisizce nedenler sunmalarını sindiremiyorum.


    bunlar hiç hoş ifadeler değiller. forumun ruhuna da aykırı. eğer karşı fikirlere bu derece tahammülsüz iseniz neden konu açtınız? bir kitap yazsaydınız, arzu eden okusaydı ve itirazı olan noktalarda dahi size hiç bir karşılık veremeseydi.
  • Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıta, kendisine mahsus kanunları olan ve ancak bu konunlar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli anlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş içtimai bir müessesedir.
    Prof. Dr. Muharrem Ergin



    Gelişen bir olguda alışverişler elbette ki olacaktır.

    @Mertallica,
    Bu alanla ilgili eğitiminiz nedir?
    Daha doğrusu var mı? Yoksa sadece ilgi mi?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ömer -- 18 Mayıs 2007; 14:43:01 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer

    Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıta, kendisine mahsus kanunları olan ve ancak bu konunlar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli anlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş içtimai bir müessesedir.
    Prof. Dr. Muharrem Ergin



    Gelişen bir olguda alışverişler elbette ki olacaktır.

    @Mertallica,
    Bu alanla ilgili eğitiminiz nedir?
    Daha doğrusu var mı? Yoksa sadece ilgi mi?


    Kendi eğitiminizi öne sürerek, bana karşı birtakım atılmalarda bulunmayı düşünmüyorsanız,
    Anadolu Öğretmen Lisesi Son Sınıf Öğrencisiyim, 1 ay sonra mezun olacağım.
    İlgi yerine aşırı ilgiyi kullanırsak daha uygun olacaktır.
    Muharrem Ergin'in alıntı yaptığınız yazısı bence dikkate almaya değer değil. Nasıl biri olduğunu iyi biliyorum. Yazılarımızda, bir özentilikmişçesine Osmanlı döneminden kalma, Arapça, Farsça sözcükler kullanmanın hiçbir değer yanı yoktur.


    quote:

    Yıllarca Araplar ve İranlılar ile içiçe yaşamış bir milletiz. Dinimizin ortak olmasından ve Kur an ve hadisler Arapça olduğundan, dini terimler de arapça olduğundan dolayı Türkçeye pek çok kelime girmiş.


    Yıllarca Araplar ve İranlılar ile içiçe yaşamış bir millet değiliz. Yıllarca Arapları ve İranlıları hakimiyetimiz altında tutmuş bir milletiz.

    quote:


    Biz de bu kelimeleri bin yıldan fazla bir sürede kullanmaktayız.

    Bin yıldan fazla kullandığımız bu kelimeler sizi neden rahatsız ediyor anlamadım.

    cevap yerine yanıt yazınca, ihtimal yerine olasılık yazınca ne fark ediyor ?


    Muhakemetü'l Lügateyn'i okumanızı öneririm.

    Söylediklerinize gelince, Türkçemize yeni yeni girmeye başlayan, yabancı kökenli sözcükler ile eskileri arasında ne gibi bir fark var? Aradan 1000 yıl geçtikten sonra şu anda girenler de aynı konumu alacaklar. Torunlarımıza yalın ve bütünüyle bizlere ait bir dil mi bırakacağız yoksa gitgide yabancılaşarak, özünü kaybetmiş bir dil mi?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica
    Muhakemetü'l Lügateyn'i okumanızı öneririm.

    Söylediklerinize gelince, Türkçemize yeni yeni girmeye başlayan, yabancı kökenli sözcükler ile eskileri arasında ne gibi bir fark var? Aradan 1000 yıl geçtikten sonra şu anda girenler de aynı konumu alacaklar. Torunlarımıza yalın ve bütünüyle bizlere ait bir dil mi bırakacağız yoksa gitgide yabancılaşarak, özünü kaybetmiş bir dil mi?


    Şahsen benim yalın ve sadece bize ait bir dil bırakma gibi bir derdim yok belirtmek isterim. Bu düşünce ile yüzyıllarca kullandığımız kelimeleri atalım diyenlere de karşı çıkar düşüncelerimi belirtirim. Ancak günümüzde özellikle ingilizceden gelen kelimeler karşısında mücadeleyi de desteklerim.

    Sadede gelecek olursak eskilere evet yenilere hayır.

    Ayrıca kelime hazinemiz ne kadar zengin olursa o derece kendimizi güzel ifade edebiliriz. Onu atalım bunu atalım demek çözüm değildir.




  • çok klasik bir eleştiri ama burada Türkçe konuşmalıyız diyen arkadaşların kullanıcı adları türkçe olmayanları var , bu durum herşeyi ortaya koymuyormu ?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica
    Kendi eğitiminizi öne sürerek, bana karşı birtakım atılmalarda bulunmayı düşünmüyorsanız,
    Anadolu Öğretmen Lisesi Son Sınıf Öğrencisiyim, 1 ay sonra mezun olacağım.
    İlgi yerine aşırı ilgiyi kullanırsak daha uygun olacaktır.
    Muharrem Ergin'in alıntı yaptığınız yazısı bence dikkate almaya değer değil. Nasıl biri olduğunu iyi biliyorum. Yazılarımızda, bir özentilikmişçesine Osmanlı döneminden kalma, Arapça, Farsça sözcükler kullanmanın hiçbir değer yanı yoktur.


    Güzel kardeşim ilk önce üzerinizdeki bu olumsuz havadan lütfen kurtulun.
    Ben sizin düşmanınız değilim. Burada kimse sizin düşmanınız değil.

    Yaşınıza göre size hareket edecek değilim. Bu bölümde bizim de abilerimiz var.

    Kendi eğitimim ile ilgili hiçbir şey yazmadım ki ben...

    Münakaşa ile münazarayı birbirinden ayırmamız gerekiyor.

    İnşallah mezun olur ve güzel bir bölüme yerleşirsiniz.

    Türkiye’deki tüm Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenleri istisnasız ama istinasız tümü, Dil Bilgisini Muharrem Ergin’den okumuşlardır. Sizin kısmen tanımanız yeterli değildir.
    Okulunuzdaki öğretmenlerinize sorarsanız size anlatırlar...

    Osmanlıca(!) bir dil değildir.
    Osmanlı Türkçesi Türkçenin bir dönemidir. Ayrı bir dil olarak değerlendirilemez.

    Diller etkileşime açıktırlar. İletişimin olduğu hiçbir yerde dışa kapalılık söz konusu değildir. Dil için de bu geçerlidir. Elbette ki alışverişler olacaktır.

    Art niyetli olanlar ise zaten kendilerini komik duruma düşürmektedirler.

    Bu konu Türkçenin gelişimi için size yararlı olacaktır;

    DİL - KÜLTÜR / TÜRK DİLİ
    http://forum.donanimhaber.com/m_13276156/tm.htm

    Selam ile...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica

    Yaygın olarak kullandığımız Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca vs. kökenli sözcüklerin Türkçe karşılıklarını paylaşabileceğimiz bir ortam oluşturma amacı içerisindeyim. Bana yardım ederseniz sevinirim. Bir sözcük bile kazandırsak hepimizin ve budunumuzun yararına olacağı görüşündeyim. Şimdiden sağ olun. (Lütfen sözcükleri kalın yazalım ve sözcükler kesinlikle Türkçe olsun.)

    Zehir: Ağı
    Millet: Budun
    Cevap: Yanıt
    Mesaj: İleti
    Edebiyat: Yazın
    Dünya: Acun
    Erzak: Azık
    Nişancı: Atım
    Hediye: Armağan
    Vefa, Bağlılık, Sadakat: Adaşlık
    Yemin: Ant
    Şey: Nesne
    Haber: Salık, Duyuk
    Mutlak: Salt
    Dehşet: Ürküntü, Yılgı
    Sadece: Yalnızca
    Zarar: Dokunca
    Tarif: Tanım, Belirti
    Madde: Özdek
    Fark: Ayrım
    Merkez: Özek
    Zeka: Anlak
    Zeki: Anlaklı
    Kusur: Eksik
    Hayat: Yaşam
    Akıl: Us
    Terbiyesiz, Saygısız: Densiz
    Kitap: Betik
    Basit: Kolay, Bayağı
    İnternet: Genel Ağ
    Zıt: Karşıt, Ters
    Ateş: Od
    Liste: Dizelge
    Bahtiyar, Mesut: Mutlu, Ongun
    Tespit: Saptama, Belirleme
    Faaliyet: İşlev, İşlerlik
    Şüphe: Kuşku
    Emin: Kuşkusuz
    Gayret: Çaba
    Aslında: Doğrusu
    Tamam: Olur
    Kota: Paydam
    Fazla: Aşkın
    İfade: Anlatım
    Cerrah: Yarman
    Cesaret: Yüreklilik
    Zafer: Utku
    Merak Etmek: Bilsemek
    Sade: Yalın
    Alev: Yalım
    Dikkat: Uyanıklık
    İstisna: Ayrıklık
    Sadık: Bağlı
    Terazi: Tartaç, Tartı
    Mucize: Tansık
    Lamba: Işıtaç
    Muhteşem: Görkemli
    Proje: Tasarı
    Fiyat: Eder
    Casus: Çaşıt
    Hamal: Yükçü
    Kabahat: Suç
    Firar: Kaçmak
    Firari: Kaçak
    Fonksiyon: İşlev
    Hasılat: Gelir, Kazanç
    Muazzam: Kocaman, Büyük
    Saadet: Mutluluk
    Stok: Yığım


    Sözcük Sayısı: 69

    bence hiç gerek yok kaldıki bu kelimeler o kadar dile yerleşmişki bu saatten sonra değiştirmek türkçeyi bozar yani kim kitap yerine betik kullanır ki ? kaldıki kendi yazdıklarında bile yabancı bir sözcük var oda "ve" evet "ve " aslında türkçe değil arapçadan geliyor "ve"nin tam türkçe karşılığı yok.
    bir örnek daha ;
    gençliğe hitabe;
    ey türk gençliği!
    birinci vazifen, türk istiklalini, türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. bu temel senin en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır...

    şimdi yukarıda kaç tane yabancı kelime varsa yerlerine türkçe karşılıklarını koy ve oku anlamları aynı olur ama o şekilde dile oturmaz. Onun yerine şimdiki türkçeyi bozmayalım yeter (diil=değil,ii=iyi v.s.)
    bugün kullanılan Türkçe osmanlıcadan türetilmiştir ki osmanlıcanın büyük bir kısmı zaten farsça ve arapça karışımıdır sadece diğer dillerden türkçeye katkı yapılmamış Türkçe'dende diğer dillere katkı yapılmıştır bugün dünyanın en zengin dili olarak gösterilen ingilizce %100 ingilizce kelimelerdenmi oluşuyor?




  • Sayın Ömer,
    Doğrusu yazımlarımda bir saldırganlık olduğunun farkındayım. Bu içimdeki öfkeden geliyor. Yine de çıkışmalarım yüzünden bağışlayın. Verdiğiniz bağlantı için sağ olun. Ancak onları zaten biliyorum. Yanlış anlamayın, amacım çok bilmişlik yaratmak değil.

    Sanırım şu şekilde anlatırsam daha iyi anlayacaksınız. Şu anda bu konuda vatanın bütünlüğü için tartışıyor olsaydık ve birileri gelip mandacılığı savunsaydı, kuşkusuz çoğumuz sert çıkacaktık. Bu da benim için buna benzer bir durum. Bunu içime sindiremiyorum. O yüzden beni anlayacağınızı umuyorum, ancak ben de yazılarıma bundan sonra biraz daha ilgi göstereceğim.

    Benimle ilgili dilekleriniz için çok sağolun. Umarım siz de yaşamınız boyunca mutlu olursunuz.

    Osmanlıcanın bir dil olmadığını biliyorum. Dikkat ederseniz yazılarımda Osmanlıca sözcüğünün geçmediğini göreceksiniz.
    Diller kuşkusuz etkileşime açıktır, ancak bir dil yalınlığını korudukça güzelliği ve başarısı artar diye düşünüyorum. Türkçemizin sözcük üretme yeteneğini benden daha iyi bilirsiniz. Ayrıca Öz Türkçe diyebileceğim, eski dönem, yani İslamiyet öncesi Türkçesinin ne kadar yalın ve güzel bir dil olduğunu...

    En bayağısından, muazzam gibi uzun ve ünlü ve ünsüz sesleri ard arda içeren bir sözcük yerine Görkemli sözcüğünün kullanımının çok daha uygun olduğunu düşünüyorum.

    Kendimi daha iyi anlatabildiğimi umuyorum.




  • @Mertallica,
    Teşekkür ederim.

  • quote:

    Orjinalden alıntı: mturk

    çok klasik bir eleştiri ama burada Türkçe konuşmalıyız diyen arkadaşların kullanıcı adları türkçe olmayanları var , bu durum herşeyi ortaya koymuyormu ?

    katılmamak elde değil
  • Kullanıcı adına da fazla takılmamak gerektiğini düşünüyorum.
    Bizim olmayan veya bizden olmayan her uzantıyı keseceksek
    O zaman haydi Orta Asya steplerine dönelim!
    Olacak iş mi?
    Kültürümüz Urartu'nun, Roma'nın, Bizansın, Pontus'un, Alpaslan'ın, Osmanlı'nın, cumhuriyetin bileşkesi...
    Madem muasır medeniyete ulaşmaya çalışıyoruz,
    o halde ilim-bilim Çin'den de gelmiş olsa yöntemince kullanmalıyız.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact


    quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica

    Yaygın olarak kullandığımız Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca vs. kökenli sözcüklerin Türkçe karşılıklarını paylaşabileceğimiz bir ortam oluşturma amacı içerisindeyim. Bana yardım ederseniz sevinirim. Bir sözcük bile kazandırsak hepimizin ve budunumuzun yararına olacağı görüşündeyim. Şimdiden sağ olun. (Lütfen sözcükleri kalın yazalım ve sözcükler kesinlikle Türkçe olsun.)

    Zehir: Ağı
    Millet: Budun
    Cevap: Yanıt
    Mesaj: İleti
    Edebiyat: Yazın
    Dünya: Acun
    Erzak: Azık
    Nişancı: Atım
    Hediye: Armağan
    Vefa, Bağlılık, Sadakat: Adaşlık
    Yemin: Ant
    Şey: Nesne
    Haber: Salık, Duyuk
    Mutlak: Salt
    Dehşet: Ürküntü, Yılgı
    Sadece: Yalnızca
    Zarar: Dokunca
    Tarif: Tanım, Belirti
    Madde: Özdek
    Fark: Ayrım
    Merkez: Özek
    Zeka: Anlak
    Zeki: Anlaklı
    Kusur: Eksik
    Hayat: Yaşam
    Akıl: Us


    Sözcük Sayısı: 26


    Türkçe konuşmak adına dilimizde binlerce yıldır kullanılan sözcükleri atmanın pek anlamı olmadığına hatta zararı olduğuna inanıyorum. Zira kullandığımız kelimelerin büyük bir kısmı arapça-farsça ve avrupa kökenlidir.

    Ayrıca Türkçeden kelime atmak ifadelerimizi zayıflatır. Mesela:

    muazzam, azametli, muhteşem, cesametli gibi kelimeleri atıp yerine sadece "büyük" kelimesi mi koyacağız ?

    Dikkat ederseniz sade Türkçe kelime kullanmaya kalktığımızda ifadelerimizdeki kısırlaşmayı görebileceksiniz.

    Bunun yerine Türkçeye yeni giren kelimeler yerine daha mantıklı kelimeler üreterek yeni girişleri engellemek gerek. Mesela komputür yerine bilgisayar örnek verilebilir.

    Ayrıca bin yıldan fazla kullandığımız cevap yerine yanıt kullanmak bana saçma gelmekte.

    Kanmak kelimesinden kanıt üretiyoruzda

    Yanıt ı neren üretiyoruz anlamadım. Yanmaktan mı yanıt üretiyoruz ...


    Kesinlikle katılıyorum,o kelimeler dilimize ciddi şekilde yerleşmiştir ve dilimizin zenginliğidir....




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.