Şimdi Ara

Sosyal medyada gündem oldu: Peki 5G’yi gerçekten bir Türk mü buldu? Erdal Arıkan Kimdir?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
57
Cevap
2
Favori
3.828
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
47 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sosyal medyada gündem oldu: Peki 5G’yi gerçekten bir Türk mü buldu? Erdal Arıkan Kimdir?
    Kısa bir süre önce daha önce adını hiç duymadığım birisinin hem Türkiye hem de Çinli Huawei için inanılmaz bir başarıya imza attığını öğrendim. Peki, tanınmayan bir Türk bilim insanının tanınmayan teorik buluşu, Çinli teknoloji devinin geleceğin kontrolünü ele geçirmesine nasıl yardımcı oldu? Bu sorunun cevabı kesinlikle kısa olmayacak.



    Erdal Arıkan kimdir?



    En yalın haliyle Erdal Arıkan, Bilkent Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümünde görev yapan, 2013 yılında bilgi teorisinde kutupsal kodlamayı geliştirmesinden ve katkılarından dolayı IEEE WRG Baker Ödülünü ve 2018'de ise alanının en prestijli ödülünü olan Shannon Ödülü'nü alan bir bilim insanı.



    Ancak bu yalın tanımın arkasında hoş ve aslında Türkiye için hüzünlü de bir hikaye var. Sosyal medyada paylaşılan bir sokak röportajında Erdal Arıkan, 5G’yi icat eden kişi olarak ifade ediliyordu. Bu iddia ise MIT’de çalışmış başka bir Türk profesör tarafından paylaşılıyordu. Bu bilgiden sonra Erdal Arıkan’ın kim olduğunu ve 5G özelindeki çalışmalarını araştırdım. İşin ucu 2018 yılında bir Huawei videosuna çıktı. Hemen altta o sokak röportajını izleyebilirsiniz.






    Huawei tarafından 2018 yılında “Huawei Kurucusu Ren Zhengfei, PolarCode'un Babası Profesör Erdal Arıkan ile bir araya geldi” başlıklı bir video yayınlandı. Eğer videonun altyazısına bakmazsanız ve sadece izlerseniz sarı kravatlı birisinin Çinli onlarca hatta yüzlerce insan tarafından çılgınlar gibi ayakta alkışlandığını ve Huawei'nin kurucusu Ren Zhengfei tarafından övüldüğünü, büyükçe bir altın madalya ile ödüllendirildiğini görürsünüz. Ancak bu onur konuğu bir iş adamı, bir siyasetçi veya bir milyarder değildi. Erdal Arıkan adında, pek tanınmayan bir Türk akademisyendi.





    Erdal Arıkan, çoğumuz için tanınmayan bir isim olsa da bu, onun sıradan birisi olduğu anlamına gelmiyor. Arıkan, on yılı aşkın bir süre önce bilgi teorisi alanında büyük bir keşif yapmıştı. Huawei daha sonra bu teorik buluşu akademik belirsizlikten kurtarıp büyük yatırımlar ve üst düzey mühendislik yetenekleriyle ticaret dünyasında değerli bir şeye dönüştürdü. Ortaya çıkan ve şimdilerde tüm dünyada yayınlaşan şey ise temel 5G teknolojisiydi. Evet, Türkiye’de belirli noktalar haricinde kullanılamayan 5G teknolojisi.



    Huawei’nin videosu her yönüyle, her detayıyla bir gövde gösterisiydi. Huawei ve Çin, 5G ile tarihi bir işe imza atmıştı. Sonrasında ABD tarafında Çin ve Huawei’nin 5G teknolojilerine ambargo uygulanmış ve diğer ülkelerin de aynı şeyi yapması istenmiş olsa da ülke 5G alanında çok güçlü bir konumda. Bu güçlü konumu anlamak için ise yine daha önce duymadığımız bir şeyi öğrenmemiz gerekiyor: Kutupsal kodlama.



    Kutupsal kodlama nedir?



    Sosyal medyada gündem oldu: Peki 5G’yi gerçekten bir Türk mü buldu? Erdal Arıkan Kimdir?
    Bitlerin veya daha doğrusu bilginin kablolu ya da kablosuz bir iletişim kanalı üzerinden aktarılması esnasında, sinyal üzerine çevreden gürültü eklenmesi nedeniyle iletişimde kaçınılmaz olarak hatalar oluşuyor. Kutupsal kodlama yöntemi, bu hataları düzelterek sıfıra yakın hata ile haberleşmeyi sağlayan bir yöntem. Kutupsal Kodlar, kanal kapasitesine erişen bir yöntem.



    Kutupsal kodlama keşfi



    Erdal Arıkan’ın yolculuğu Ankara’da doğmasıyla başlıyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde elektrik mühendisliği bölümünden mezun olan Arıkan, sonrasında 1977’de Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’ne (CalTech) transfer oldu. Burada bilgi teorisi üzerine eğitim aldı. Bilgi teorisi o dönemlerde yeni sayılan bir olguydu ancak Arıkan için ilgi çekiciydi. Konuyu çok dağıtmak istemiyorum ancak Arıkan’ın Claude Shannon ve Robert Gallager gibi çok önemli isimlerden etkilendiğini belirtmem gerek. Arıkan, CalTech’te kendini doldurduktan sonra daha fazlası için gidilecek tek yerin MIT olduğuna karar veriyor ve 1981 yılında buraya geçiyor.



    Arıkan için çözülmesi gereken bir sorun vardı çünkü; tüm bu bitleri taşıma sürecinde ortaya çıkan kaçınılmaz "gürültü"nün (mesajda istenmeyen değişiklikler) nasıl yenileceği ve doğru bilginin yüksek hızda nasıl taşınacağı. Bu sorun kanal kapasitesi olarak biliniyordu ve aşılabileceği düşünülmüyordu. Hatta bu teorik sınıra Shannon limiti deniyor. Ancak Arkan için bu limit aşılamaz veya erişilemez değildi. Burada biraz Robert Gallager’a değinmemiz gerekecek. Gallager kariyerinin başlarında Shannon limitiyle mücadele etmiş ve ona çok yaklaşmıştı. Gallager’ın yöntemi LDPC adını verdiği hataları anında düzeltmeye yarayan bir yöntemdi. Bu yöntem, Arıkan’ın kutupsal kodlamasına karşı 5G için ABD’nin savunduğu ve önerdiği standart olacaktı. LDPC'nin, 3G ağlarının temel unsurlarından biri olan turbo kodlamanın mantıksal devamı olduğu varsayılıyordu.



    5G için bu yoğun matematiksel detaylar çok önemli



    Sosyal medyada gündem oldu: Peki 5G’yi gerçekten bir Türk mü buldu? Erdal Arıkan Kimdir?
    Simons Institute, YouTube'da Arıkan'ın kutupsal kodlamayı (Polar Codes I-II-III) açıkladığı bir video serisine sahip.



    Kutupsal kodlama ve LDPC, burada açıklayamayacağım bir matematik kullanıyor. Ancak işin özü şu ki, her yeni nesil telekom ağlarıyla birlikte veri miktarı ve iletim hızlarında daha fazlasına ihtiyaç duyuluyor. Dolayısıyla 3G ve 4G'yi çalıştıran eski kod seti 5G için yeterli olmayacaktı. 4G'den 5G'ye sıçrama, önceki sıçramalardan çok ama çok daha büyük bir adım. Bunun nedeni 5G'nin 4G'den 100 kata kadar daha hızlı olma potansiyeline sahip olması. Bunu “20 filmi birkaç dakikada indirebileceksiniz” şeklinde örneklemek çok basit kalıyor. 5G ile bütün bir şehri altyapılar ile akıllı bir şehre dönüştürebileceksiniz. 5G ağları ilse sürücüsüz araçlar tamamıyla bir realite olacak.



    5G’nin temel teknolojisini Türkiye’de buldu!



    Sosyal medyada gündem oldu: Peki 5G’yi gerçekten bir Türk mü buldu? Erdal Arıkan Kimdir?
    Arıkan, doktora tezini 1986 yılında tamamladıktan ve ABD’de bir süre çalıştıktan sonra Türkiye’ye, Bilkent Üniversitesi'ne dönüş yaptı. Burada çalışmalarını sürdürdü. Arıkan'ın amacı, mesajları gürültülü bir kanal üzerinden mümkün olan en yüksek hızda doğru bir şekilde iletmekti. Anahtar kelime doğruluktu.



    Eğer bir mesaj iletiminde amaç doğruluksa mesajınızda bazı fazlalıklara yer vermek gerekiyor. Bu sayede alıcı, mesajın doğruluğunu çapraz olarak kontrol edebilir. Bu kontrol işlemi ise kaçınılmaz olarak işleri yavaşlatıyor. Bu soruna da kanal kodlama sorunu deniyor. Gürültü miktarı arttıkça, mesajı korumak için fazlalıkların miktarını artırmak gerekiyor. Bunlar arttıkça ise iletim hızı da yavaşlıyor. Kodlama problemi bu dengeyi bozmaya ve mümkün olan en yüksek hızda güvenilir bilgi iletimini sağlamanın yollarını bulmaya çalışıyor.



    Arıkan'ın yeni çözümü, "kanal polarizasyonu" adını verdiği bir süreçle sıradan kanallardan mükemmele yakın kanallar yaratmaktı. Gürültü, bir kanaldan aynı kanalın bir kopyasına aktarılarak daha temiz ve daha kirli bir kopya yaratılıyordu. Bu tür adımların yinelenen bir serisinden sonra, biri son derece gürültülü, diğeri neredeyse gürültüsüz olan iki kanal seti ortaya çıkacaktı. Arıkan, bu çözüme “kutupsal kodlama” adını verdi. Tam bu anda takvimler 2005’i gösteriyordu. Bir süre ayrıntıları incelemekle zaman geçiren Arıkan, çalışmasını 2008’de sundu. Makale, 2009 yılında IEEE’de yayınlandı. Bu başarı 25 yıllık kesintisiz bir çalışmanın soncuydu.



    Elbette bu çalışma Arıkan’ı ünlü yapmadı, eğer yapmış olsaydı bu içeriği zaten hazırlamak zorunda kalmazdık. Ancak, IEEE’de yayınlanan makalesi onu bilgi teorisyenleri arasında parlayan bir Kutup Yıldızı haline getirdi. Öte yandan Arıkan gurur duysa da çalışmasının teorik olduğunun farkındaydı ve dolayısıyla patent almaya bile gerek duymadı. Zira pratiğe dönüşmesi için aşılması gereken engellerin sayısı fazlaydı.



    Arıkan’ın makalesi sadece bilgi teorisyenlerinin dikkatini çekmedi. Sanki yıldızlar hizalanmış gibi bu makale 2009 yılında Huawei bünyesinde çalışan, telekomünikasyon alanında güçlü bir isim olan Wen Tong’un dikkatini çekti. Tong, turbo kodlama olarak bilinen mevcut standart için radyo-iletim hata düzeltmesini sağlayan teknolojinin üretilmesine yardımcı olmuştu. Kutupsal kodlama konseptinin 5G'de bunun yerini alabileceğini düşünüyordu.



    Huawei, 600 milyon dolar yatırım ile telekomünikasyon devi oldu



    Sosyal medyada gündem oldu: Peki 5G’yi gerçekten bir Türk mü buldu? Erdal Arıkan Kimdir?
    Takvimler 2013 yılını gösterdiğinde Huawei, Wen Tong, Huawei'nin yatırım kurulundan 5G araştırmaları için 600 milyon dolar istedi. Bu paranın büyük bir kısmı kutupsal kodlamaya gitti. Tong liderliğindeki ekip zaten bir süredir bunun üzerinde çalışıyor ve çeşitli patentler alıyordu. Huawei teoriyi hayata geçiren bir yazılım bulduktan sonra, iş test etmeye ve yinelemeye kaydı. Bugün Huawei, kutupsal kodlama patentlerinin üçte ikisinden fazlasına sahip. Kutupsal kodlama Huawei'nin üstünlüğünün sembolü olacaksa aşılması gereken bir engel daha vardı: Bunun bir standart haline gelmesi gerekiyordu. Eğer standart olmazsa yatırımlar basitçe boşa gidecekti.



    Yıllar süren müzakerelerin ve lobi faaliyetlerinin arından 2016 yılında telekomünikasyon şirketleri arasındaki üçüncü nesil mobil iletişim ortaklık projesi olan 3GPP, 5G için standartlar konusunda kararını verdi. Standartlar komitesi sinyal işleme standardını iki parçaya böldü. Bu parçalardan birisi kutupsal kodlama oldu. Diğeri ise Arıkan’ın akıl hocası Gallager’ın LDPC buluşuydu.



    Huawei, 600 milyon dolarlık yatırımıyla onlarca milyar dolarlık gelir elde etmeyi başardı ve başarmaya da devam ediyor. Huawei, standardın yanında telekom ekipman pazarının da yüzde 30’una sahip. Bu, piyasadaki en büyük pay.



    Ayrıca Bkz.Türkiye'de mobil şebekelerde yerlilik oranı yüzde 40'a ulaştı



    Bilgi kuramı alanındaki en büyük ödülü aldı



    Arıkan, kutupsal kodlama alanındaki çalışmalarıyla 2018 yılında bilgi biliminin en büyük ödülü olan Shannon Ödülü'nü aldı. Huawei ise Arıkan ile ilk kez 2012’de temasa geçmiş. Yapılan çalışmalardan kişisel olarak hiç para almamış. Hatta Arıkan, 2011 yılında kutupsal kodlama fikrini Qualcomm ve Seagate'e götürerek fikri uygulamaya ilgi duyup duymadıklarını öğrenmek istemiş. ABD'li şirketlerin hiçbiri Arıkan ile ilgilenmemiş.



    Erdal Arıkan’ın aldığı ödüller arasında 2010 yılında Elektrik Elektronik Mühendisleri Meslek Örgütü’nün (IEEE) Information Theory Society Makale Ödülü, 2013 yılında IEEE W.R.G. Baker Ödülü, 2017 yılında IEEE Türkiye Şubesi Ömür Boyu Başarı Ödülü, 2018 yılında ise IEEE’nin en prestijli ödüllerinden Hamming Madalyası ve IEEE Information Theory Society Shannon ödülü bulunuyor. Forbes gibi köklü ABD yayın organları ondan “Huawei’nin elindeki kritik teknolojiyi geliştiren Türk Profesör” olarak tanımlıyor. Arıkan ise önemli olanın kutupsal kodlamanın olmadığını söylerken şu ifadelere yer veriyor: “5G internetten tamamen farklı. Küresel bir sinir sistemi gibi. Huawei 5G'de lider şirket. Onlar 10, 20, 50 yıl sonra da var olacaklar. İnternet çağında ABD birkaç trilyon dolarlık şirket üretti. Çin, 5G sayesinde 10 ya da daha fazla trilyon dolarlık şirkete sahip olacak.



    Erdal Arıkan, 5G için en kritik standardı icat etmiş ve bunu Türkiye’de yapmış. Kendi buluşu, oldukça etkilendiği, bir nevi akıl hocası olan Robert Gallager’ın buluşuyla (LDPC) 5G standardı için yarışmış. İkisi de standardın iki temel parçası seçilmiş. Ancak bundan faydalanan ülke Türkiye değil, Çin ve Huawei olmuş. Evet, 5G teknolojisinde bir Türk’ün payının olması gurur verici ancak kaçan fırsat düşünüldüğünde...




    Kaynak:https://en.wikipedia.org/wiki/Erdal_Ar%C4%B1kan
    Kaynak:https://en.wikipedia.org/wiki/Polar_code_(coding_theory)
    Kaynak:https://w3.bilkent.edu.tr/www/prof-arikanin-basarisi/
    Kaynak:https://www.wired.com/story/huawei-5g-polar-codes-data-breakthrough/
    Kaynak:https://www.forbes.com/sites/bensin/2018/07/27/the-key-for-huawei-and-china-in-5g-race-against-the-u-s-is-a-turkish-professor/
    Kaynak:https://www.delloro.com/worldwide-telecom-equipment-market-slumps-in-2023/







  • AKEPE Türkiyesinde böyle kişilere değer vermemel çok normal hocamızı kutlarız…lakin gerçekler neyazıkki böyle , TÜBİTAK dünya birincisi olan projeyi reddetti, okunmuş fasulye projesini birinci yaptı

    Antalya Manavgat Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrenci Levent Akbaba, hazırladığı “Canların Gıdası Kur’an-ı Kerim Projesi” yle TÜBİTAK’ta birinci oldu. Akbaba’nın araştırması sonucunda, Kur’an-ı Kerim dinletilen bir bitkinin diğer iki bitkiye göre 3 kat daha fazla büyüdüğü “ortaya çıktı.”
    Valla yazı çok güzel. Yani 5G yi bulmadı. 5G de kullanılan modilasyonlardan birini buldu. Ve bu modıüasyon 5G den de büyük. Bundan sonraki her G de kullanılacak, hatta her türlü iletişimin ana taşı olacak temel bir teknoloji. Yani 5G bunsuz da olur. Ama iletişim bununla huzur bulur...

    Lakin, bizim insanımız motordan anlamaz. Araba gidiyor mu gitmiyormuya bakar...

    Biz son kullanıcılar tüketiciler 5G yi önce ve en hızlı aldık mı ona bakıyoruz. Gerisi HİKAYE ! ... Bize NE !? Harbiden bize düşen NE?!



    5G yi Türkiye'deki bir TÜRK bulmuşsa eğer Türk olan herkesin kesin zoruna gidecektir! ... Nerede 5G ?! Yıllar önce heryerde yaygın olmalıydı ...


    Birçok ülke artık 2G yi 3G yi altyapılarını iptal ediyor ama Türkiye'de hala G / 1G VAR aktif ! Rezalet ! 2G halen var rezalet !

    turkiyede en azindan buyuk universitelerinde teknoloji uretiliyor ama universitelerle endustri arasinda buyuk kopukluk var, bu arastirmalar asla son urun olarak turk sirketleri tarafindan kullanilip son urune donusturulmuyor. turkiyede arge kulturunun olmamasinin sonucu, argeye yatirilan paralari patronlar sokaya atilan para olarak goruyorlar. turkiyede zeki kapasiteli insan cok ama ulke olarak bir yere gelebilmek icin toplumun cogunlugunun ayni vizyona sahip olmasi gerek, o olmadan bireysel basarilarin otesine gecmek mumkun degil.
    Bilim=din düşmanlığı demek değildir. Türkiye'de ortaya çıkan yoz seküler zihniyet, boyna yular kafaya şapka takıp içki içince medeni olduğunu, ilerlediğini zannedip heykel dikmekten başka bir halt bilmediği için bilimin teknolojinin sanayinin yanında bile geçemez sadece edebiyatını yapıp onların ismini istismar etmeyi bilir.

    Araba yapılır çöpe atılır, uçak yapılır toprağa gömülür, bunları üreten dahiler aforoz edilir etkisiz hale getirilir sonra da çıkıp içinde utanmadan bilim teknoloji vs adını kullanarak içinde dine dair bir unsur olan her şeye çamur atmayı marifet zannederler.

    Ben bahsettiğin çalışmayı inceledim, üç grup bitki üzerinde çalışılmış, Kurân-ı Kerim dinletilen - arabesk müzik dinletilen ve hiçbir şey dinletilmeyen üç grup bitki üzerinde alınan sonuçlar paylaşılmış. Lise düzeyinde yapılan basit seviye bir çalışma, daha ileri çalışmalar yapılması için desteklenmiş.

    Daha önce buna benzer klasik müziğin çocuklar ve hayvanlar üzerinde etkilerini üzerine yazılan haberleri defalarca okudum ben.

    https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/Mozart-dinlemek-bizi-daha-zeki-yapar-mi

    Bu gibi haberlerin altında seküler faşistlerin saçma yorumları hiç yoktu. Çünkü dinletilen şey klasik müzikti. Demek ki dertleri bilim filan değil, sadece kırmızı görmüş boğa gibi dine dair her şeye şuursuzca saldırmak.

    İşte ülkenin gelişmesine en büyük ketlerin vurulduğu otomobil ve uçak projelerini yok eden şuursuzlukla, şapka kravat içki üçlüsüyle en ileri toplum olunacağını zanneden şuursuzlukla, çocukların yaptığı içeriğinde dine dair unsurlar içeren çalışmalara çamur atan şuursuzluk aynı seviyede.

    Bu şuursuzlar bilime de teknolojiye de ülkeye de zarardan başka hiçbir şey vermediler. Çünkü bu şuursuzlukla değil bilim yapmak, yapılmış bilim de anlaşılmaz. Zaten dertleri de bilim filan değil, öyle olsa eserlerini görürdük ülke olarak, tek dertleri bilim edebiyatı yapmak, her bahaneyle milletin dinine düşmanlık etmek.

    Diğer bahsettiğiniz dünya birincisi olduğu söylenen İlayda Şamilgil'in “Sıvılardaki Su Oranını Mıknatısla Ölçebilen Ucuz, Hızlı ve Taşınabilir Bir Sistem” adlı projesi hakkında araştırma yaptım.

    Yarışmanın adı First Step in Nobel Prize olduğu için sanırım bizdeki bilim istismarcısı yobazlar için havalı ve kullanışlı bir isim gibi duruyor ama yarışmaya bir pdf ile katılınıyormuş ve gönderilen çalışmalarla ilgili test yapılmadan kağıt üstünde incelenerek ödül veriliyormuş.

    İlayda da dünya birincisi filan olmamış, o sene 40 kişiyle birlikte verilen onur ödülü İlayda'ya da verilmiş. Ama tabi bilimi sadece siyasi ideolojik amaçlarla istismar etmekten başka bir halt bilmeyenler için bu bir propaganda aracı doğru yanlış olmasının hiçbir önemi yok.

    Tübitak'ın hangi yarışmasında reddedildiği konusunda da doyurucu bilgi bulamadım. Doğruysa yanlıştır, galiba bölge bölge jürilerden geçiyormuş projeler ve jüriler profesörlerden oluşuyormuş, bu proje bir Tübitak projesine katılıp gerçekten beğenilmediyse jüriye bakmak gerekiyor, Tübitak'ın yaptığı çokça güzel işler var bir noktada görevli kişiler tarafından yanlış yapıldıysa bilim sevici pozları keserek tek dertleri ideolojik muhalefet olan tiplerin yapmaya bayıldığı gibi ülkenin kurumlarını toptan karalamak iyi niyetli değil. Tekrar tekrar dediğim gibi bu eleştirileri çirkin siyasi ideolojik emellerine paravan yapanların da derdi bilim değil, ülke değil.
  • Biz son kullanıcılar tüketiciler 5G yi önce ve en hızlı aldık mı ona bakıyoruz. Gerisi HİKAYE ! ... Bize NE !? Harbiden bize düşen NE?!



    5G yi Türkiye'deki bir TÜRK bulmuşsa eğer Türk olan herkesin kesin zoruna gidecektir! ... Nerede 5G ?! Yıllar önce heryerde yaygın olmalıydı ...


    Birçok ülke artık 2G yi 3G yi altyapılarını iptal ediyor ama Türkiye'de hala G / 1G VAR aktif ! Rezalet ! 2G halen var rezalet !

  • https://www.youtube.com/watch?v=BE5HuqEg0oY

    Şu videoyu izleyin de anlarsınız.
  • Metin Bey elinize sağlık, güzel bir haber olmuş.
    Bilgiye ve bilgine değer veren saygı gösteren kazanır. Bizim neredeyse hiç yapmadığınız bir şey...
  • smart1978 kullanıcısına yanıt
    Okudugunu dinlediğini anlamayan bir tip, sen ne anlatıyorsun be abi !?!? Bu yazıdan bu sonucu mu cıkarttın gerçekten !
  • turkiyede en azindan buyuk universitelerinde teknoloji uretiliyor ama universitelerle endustri arasinda buyuk kopukluk var, bu arastirmalar asla son urun olarak turk sirketleri tarafindan kullanilip son urune donusturulmuyor. turkiyede arge kulturunun olmamasinin sonucu, argeye yatirilan paralari patronlar sokaya atilan para olarak goruyorlar. turkiyede zeki kapasiteli insan cok ama ulke olarak bir yere gelebilmek icin toplumun cogunlugunun ayni vizyona sahip olmasi gerek, o olmadan bireysel basarilarin otesine gecmek mumkun degil.
  • AKEPE Türkiyesinde böyle kişilere değer vermemel çok normal hocamızı kutlarız…lakin gerçekler neyazıkki böyle , TÜBİTAK dünya birincisi olan projeyi reddetti, okunmuş fasulye projesini birinci yaptı

    Antalya Manavgat Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrenci Levent Akbaba, hazırladığı “Canların Gıdası Kur’an-ı Kerim Projesi” yle TÜBİTAK’ta birinci oldu. Akbaba’nın araştırması sonucunda, Kur’an-ı Kerim dinletilen bir bitkinin diğer iki bitkiye göre 3 kat daha fazla büyüdüğü “ortaya çıktı.”
  • Türkiye, okumuş insanlar için bir ortadoğu b*k çukuru, vicdanı olanlar için ise bir cehennemdir.
  • smart1978 kullanıcısına yanıt
    Ne anlatıyorsun sen? Türkiye GSM altyapısı olarak cok iyidir, dünyadan haberin yok. Kim 3G yi bırakmış?? 5G altyapısını kullanan cok az ülke var suan.
  • Valla yazı çok güzel. Yani 5G yi bulmadı. 5G de kullanılan modilasyonlardan birini buldu. Ve bu modıüasyon 5G den de büyük. Bundan sonraki her G de kullanılacak, hatta her türlü iletişimin ana taşı olacak temel bir teknoloji. Yani 5G bunsuz da olur. Ama iletişim bununla huzur bulur...

    Lakin, bizim insanımız motordan anlamaz. Araba gidiyor mu gitmiyormuya bakar...
  • Biz içimiz hainlerle dolu olduğu için, gerçek değerlerimizi hiç bilmiyoruz. Daha fazla doldurun kaçakları ülkeye. Nepal denilen yerden bile çevremde bir sürü insan var. Ya bu vatan nasıl kazanıldı?
  • Değerli hocamız nasıl bir çalışma yaptığını kendisi çok yalın halde açıklamış. Yaptığı sistem 5G değil sadece 5G yi ileri seviyeye çıkarma yöntemi. Bunu defalarca kendi de söylemiş. Kendisine saygılarımı sunuyorum. Türkiye olarak bizleri ileriye götürecek çalışmaları kaybetmememiz gerekiyor.


    BLOOMBERG RÖPORTAJI



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cskubra -- 19 Mayıs 2024; 14:11:14 >
  • Gençler bu kendi evlatlarını yiyen Timsaha çok bağlanmayın.
    Tek ömrünüz var.
    Potansiyelinize ulaşabileceğiniz tüm imkanları kovalayın.
  • Kaymağı, Huawei ve Çin yemiş.
  • O yüzden burda değil dışarda arayın hakkınızı 😊
  • Hocamızı başarısından dolayı kutlarız.



    Yalnız ortadoğu bataklığında onun gibi lotus çiçeklerininde yetişebileceğini gördük.
  • https://forum.donanimhaber.com/cin-erdal-in-makalesine-600-milyon-dolar-yatirim-yapti-ve-bu-isten-500-milyar-dolardan-fazla-kazand--158707288




    Size başkasından bahsedeyim. Tesla gibi markaların kullandığı, Amerikan UAV'larının yapımdısı Loocked Martin gibi markaların da kullandığı ürünlerin de babası :



    Sosyal medyada gündem oldu: Peki 5G’yi gerçekten bir Türk mü buldu? Erdal Arıkan Kimdir?




  • limitsizce kullanıcısına yanıt
    Bilim=din düşmanlığı demek değildir. Türkiye'de ortaya çıkan yoz seküler zihniyet, boyna yular kafaya şapka takıp içki içince medeni olduğunu, ilerlediğini zannedip heykel dikmekten başka bir halt bilmediği için bilimin teknolojinin sanayinin yanında bile geçemez sadece edebiyatını yapıp onların ismini istismar etmeyi bilir.

    Araba yapılır çöpe atılır, uçak yapılır toprağa gömülür, bunları üreten dahiler aforoz edilir etkisiz hale getirilir sonra da çıkıp içinde utanmadan bilim teknoloji vs adını kullanarak içinde dine dair bir unsur olan her şeye çamur atmayı marifet zannederler.

    Ben bahsettiğin çalışmayı inceledim, üç grup bitki üzerinde çalışılmış, Kurân-ı Kerim dinletilen - arabesk müzik dinletilen ve hiçbir şey dinletilmeyen üç grup bitki üzerinde alınan sonuçlar paylaşılmış. Lise düzeyinde yapılan basit seviye bir çalışma, daha ileri çalışmalar yapılması için desteklenmiş.

    Daha önce buna benzer klasik müziğin çocuklar ve hayvanlar üzerinde etkilerini üzerine yazılan haberleri defalarca okudum ben.

    https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/Mozart-dinlemek-bizi-daha-zeki-yapar-mi

    Bu gibi haberlerin altında seküler faşistlerin saçma yorumları hiç yoktu. Çünkü dinletilen şey klasik müzikti. Demek ki dertleri bilim filan değil, sadece kırmızı görmüş boğa gibi dine dair her şeye şuursuzca saldırmak.

    İşte ülkenin gelişmesine en büyük ketlerin vurulduğu otomobil ve uçak projelerini yok eden şuursuzlukla, şapka kravat içki üçlüsüyle en ileri toplum olunacağını zanneden şuursuzlukla, çocukların yaptığı içeriğinde dine dair unsurlar içeren çalışmalara çamur atan şuursuzluk aynı seviyede.

    Bu şuursuzlar bilime de teknolojiye de ülkeye de zarardan başka hiçbir şey vermediler. Çünkü bu şuursuzlukla değil bilim yapmak, yapılmış bilim de anlaşılmaz. Zaten dertleri de bilim filan değil, öyle olsa eserlerini görürdük ülke olarak, tek dertleri bilim edebiyatı yapmak, her bahaneyle milletin dinine düşmanlık etmek.

    Diğer bahsettiğiniz dünya birincisi olduğu söylenen İlayda Şamilgil'in “Sıvılardaki Su Oranını Mıknatısla Ölçebilen Ucuz, Hızlı ve Taşınabilir Bir Sistem” adlı projesi hakkında araştırma yaptım.

    Yarışmanın adı First Step in Nobel Prize olduğu için sanırım bizdeki bilim istismarcısı yobazlar için havalı ve kullanışlı bir isim gibi duruyor ama yarışmaya bir pdf ile katılınıyormuş ve gönderilen çalışmalarla ilgili test yapılmadan kağıt üstünde incelenerek ödül veriliyormuş.

    İlayda da dünya birincisi filan olmamış, o sene 40 kişiyle birlikte verilen onur ödülü İlayda'ya da verilmiş. Ama tabi bilimi sadece siyasi ideolojik amaçlarla istismar etmekten başka bir halt bilmeyenler için bu bir propaganda aracı doğru yanlış olmasının hiçbir önemi yok.

    Tübitak'ın hangi yarışmasında reddedildiği konusunda da doyurucu bilgi bulamadım. Doğruysa yanlıştır, galiba bölge bölge jürilerden geçiyormuş projeler ve jüriler profesörlerden oluşuyormuş, bu proje bir Tübitak projesine katılıp gerçekten beğenilmediyse jüriye bakmak gerekiyor, Tübitak'ın yaptığı çokça güzel işler var bir noktada görevli kişiler tarafından yanlış yapıldıysa bilim sevici pozları keserek tek dertleri ideolojik muhalefet olan tiplerin yapmaya bayıldığı gibi ülkenin kurumlarını toptan karalamak iyi niyetli değil. Tekrar tekrar dediğim gibi bu eleştirileri çirkin siyasi ideolojik emellerine paravan yapanların da derdi bilim değil, ülke değil.




  • hiç şaşırmadım, bu ülkede kafası çalışan,üreten, biat etmeyen, hakkını arayan kim varsa mutlaka cezalandırılır, fırsatı olan anında terketsin ve medeni bir ülkede çalışmalarını sürdürsün.

  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.