Üye Girişi
Bağlan Google+ ile Bağlan Facebook ile Bağlan
Yeni Kayıt
Şimdi Ara
M
@murathakanbayrak
er
"er": Geleneksel rütbe sistemi koşulları geçerlidir.
Diğer rütbeleri gör

0 takipçi
Özel Mesaj

Er
28 Mayıs 2007
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
0 üye
Görüntülenme
Toplam: 4 (Bu ay: 0)
Fırsat Ekle
Gönderileri
M
murathakanbayrak · Konu Dışı altına konu açtı. 17 yıl

Marangoz Yusuf sen ne yaptın? Ben işin içinden çıkamadım, çıkabilmek de çok zor.

Marangoz Yusuf sen ne yaptın? Ben işin içinden çıkamadım, çıkabilmek de çok zor.

Hz. Meryem kimsesiz kalınca peygamber olan amcasının yanına veriliyor. Amcasının oğlunun adı da Yusuf, mesleği marangozluk. Haliyle aynı evde yaşıyorlar. Yusuf ile Hz. Meryem birbirlerini seviyorlar ki nişanları yapılıyor. Baba, oğul ve yeğen Hz. Meryem aynı evde yaşıyorlar. Ateş ile barut yanyana durmaz misali nianlıyken Hz. Meryem hamile kalıyor. (Nişanlınızla aynı evde yaşıyorsunuz ve cinsel yönden çok güçlü olduğunuz genç yaştasınız. Nasıl olsa evleneceksiniz. Bir erkeğin kendini zapdetmesi çok zor.) O zamanlar içki de yasak değil malum. İçki müslümanlığın doğuşundan seneler sonra aşama aşama yasaklanıyor. Önceleri islamiyette içki yasağı yok, içkili iken namaza yaklaşmayın deniyor.
Herkesin aklına şu soru geliyor. Hz. Meryem ile Yusuf yasak olmayan içkinin etkisiyle iyice rahatlayıp ilişkiye girmiş olamazlar mı?
Tam bir cinsel ilişki olmadan da mesela Hz. Meryem içkinin etkisindeyken vs. vs. Yusuf çok arzulamış olamaz mı?
Ya da yusuf'tan sonra hemen aynı banyo veya tuvaleti kullanan Hz. Meryem farketmeden, Yusuf'un sperm kalıntıları ile temas etmiş olamaz mı? Malum spermler oda sıcaklığında hemen ölmezler. (sudan çıkan balık nasıl hemen ölmezse mikro canlılarda farklı ortamda bir süre yaşamaktadır) Ayrıca filistinde havaların oldukça sıcak olduğunu göz önüne getirelim. spermler ideal 36 derecede yaşar. Filistinde de o sıcaklık değerleri uzun süre görülür.
Madem Hz. İsa'nın babası Tanrı veya Cebrail, Yusuf'un nişanının hemen bozulması gerekirdi. Ne diye Hz. Meryem ile evlendiriliyor. Niçin Yusuf'un peygamber babası veya Hz. Meryem, "Doğan İsa'nın babası Tanrı veya Cebrail, artık Meryem'e bir erkeğin elinin değmesi uygun düşmez" diyerek bu nişanı bozmuyorlar? Normalde Tanrı'nın kutsadığı bir kadına hiçbir erkek dokunmak istemez. Dünyada kız mı kalmadı. Hz. İsa da büyüyünce aynı zamanda marangoz oluyor. Mucizeler dersek mucizelerin kalıntıları niye yok?
1 Yanıt Yanıtla Favorilere Ekle 0
M
murathakanbayrak · Güncel altına konu açtı. 17 yıl

Hastalıklar, Sakat Doğumlar, Üstün Yetenekler, Evrim,

İnsanlığın ortaya çıkışının üzerinden çok uzun zaman geçmesine rağmen; tıbbın bu kadar ilerlemesine rağmen hala onbinlerce hastalık var, tüm dünyada çok yüksek oranlarda sakat doğum, ölü doğum, düşük olayları yaşanıyor. Ve bu durum bazılarınca (buna belli oranda ben de dahilim) kabul edilmek istenmese de evrim teorisini güçlendiriyor. Bilindiği üzere insan dna'sın çok büyük oranında gen bulunmuyor. Oysa bu kullanılmayan dna alanının bir bölümü bile daha verimli kullanılabilseydi, sakat veya ölü doğum oranları sıfıra yaklaşırdı.

Genetik bozukluklar nedeniyle, pek çok insanda ortaya çıkan ölümcül hastalıklar yüzünden insanların çoğu ortalama bir ömrü tamamlayamadan ölüp gitmezlerdi. En azından 30.000 civarındaki gen, dna'nın gen içermeyen bölümünde 1 veya 2 kere daha tekrar etseydi insan türü çok sağlıklı olurdu. Neden derseniz? Vücudun önemli bir fonksiyonuna etki eden önemli herhangibir geni ele alalım. Dna çift sarmal şeklindedir. Dna sarmalındaki bu genin yarısı anneden yarısı babadan geliyor. anneden gelen gen bozuk (geçmişte mutayona uğramış), babadan gelen gen sağlamsa, bu kişi doğuştan hasta olmuyor, çünkü genin sağlam olan babadan gelen kısmı durumu kurtarıyor, istenen proteini doğru şekilde sentezleyebiliyor. Fakat bu kişiyi gelecekte tehlike bekliyor, babadan gelen gen çeşitli nedenlerle mutasyona uğradığında (virüsler, gıdaların içindeki zararlı kimyasal maddeler, radyasyon vs. nedenlerle) o kişinin vücudunun işleyişinde bozukluk, hastalık başlıyor. Bu genin; hem anneden hem babadan gelen kısmı sağlam olan kişilerse dah şanslı oluyor. Genin babadan gelen kısmı ileride sussa bile anneden gelen kısmı protein sentezine devam ediyor. Şayet dna'mızda hep bir gen için aynı görevi görecek (aynı proteini üretme kapasitesine sahip) çok sayıda gen bulunsaydı insan nesli çok sağlıklı olur, hastalıklar insanoğlunu bu kadar pençesinde kıvrandırmazdı. Vücut duy sesimizi, 21 yüzyılda gıda sorunumuz yoksa, enerjiyi tepe tepe kullanabilirsin, eski alışkanlıklarını bırak lütfen :)

Dna'mızın boş bölgesinde 30.000 civarındaki genimizin birkaç en azında 1 adet yedek gen seti olsaydı daha iyi olmaz mıydı? Dna'mızın bu başarısızlığı ister istemez evrimi ön plana çıkartıyor. Evrim, en az malzemeyle, en az enerjiyle en çok işi yapmak üzerine işliyor. Ortada bilinç oluşturamamış canlı türleri için pek bir sorun yok. Ancak bilinçli canlılar için bir yakının hele de genç yaşta kaybetmek büyük acılar doğuruyor. Bunu ortadan kaldırmanın yolu bazı bitkileri karıştırıp, kaynatıp ölümsüzlük iksiri elde etmekten geçmiyor. Bilimle sorunların üstesinden geleceğiz. Keşke bir kaç asır sonra doğacak şanslı nesillerden olabilseydik :)

Kötü bazı kalıtsal özelliklerin baskın olması da evrimi güçlendiriyor. Örnek verecek olursak erkeklerde erken yaşta saç dökülmesi kötü bir özelllik, ancak kısmı oranda baskın bir genetik yapıya sahip. Bunu gibi pek çok kalıtsal hastalık da kısmen veya tamamen baskın genetik özellik gösterdiğinden ilerki nesillere taşınıp duruyor. Diğer taraftan pek çok üstün vücut özelliği de çekinik gen özelliği gösterdiğinden, Guinnnes Rekorlar Kitabına geçip bizleri hayran ve şaşkın bırakarak ileriki nesillere taşınmadan malesef kaybolup gidiyor. Çok uzaktaki insanları bile net seçebilecek göz, bir boing yolcu uçağını çekebilecek kas, iskelet yapısı, çok keskin kulaklar vs. vs. yüzlerce örnek verilebilir. Bu üstün genetik özellikler kayan bir yıldız gibi tarih boyunca az sayıda insanda ortaya çıkıp onların ölümüyle kaybolup gidiyor, ileri dönemlerde yine bir çıkıp bir kayboluyorlar. (çekinik gen olduklarından) Görüşlerinizi bekliyorum.
11 Yanıt Yanıtla Favorilere Ekle 0
M
murathakanbayrak · Güncel altına konu açtı. 17 yıl

Zehir nedir? İnsan bedeni fazla mı kırılgan?

İnsan bedeni fazla mı kırılgan?

Biraz öyle gibi. Gıda koruyucu veya katkı maddelerini ele alalım. Aslında pek çok gıda katkı maddesi doğal besin maddelerinden elde ediliyor. Ancak bu koruyucu maddeler fazla tüketildiğinde; doz aşımı meydana gelerek vücudu tehdit eder hale geliyor.
2 Yanıt Yanıtla Favorilere Ekle 0
M
murathakanbayrak · Türk Telekom altına konu açtı. 17 yıl

Türk Telekom'un haksız,sabit ücret uygulamasını Mahkemeye verecek Cesur Yürek aranıyor.

Türk Telekom'un haksız,sabit ücret uygulamasını Mahkemeye verecek, avukat arkadaşı veya kendisi avukat olan Cesur Yürek aranıyor.

Türk Telekom kontör karşılığı bile olmadan her ay Deli Dumrul gibi her aboneden vergiler hariç 10.5 YTL. ücreti zorla almaktadır. Oysa bildiğim kadarıyla Türkcell gibi rakip operatörlerde sabit ücret en fazla 1 YTL.

Ya sabit ücret mutlaka kontör karşılığı olmalıdır

Ya da sabit ücret diğer operatörler düzeyine, 1 YTL. seviyesine çekilmelidir.

Bunu başaracak, savcılığa başvuru prosedürden biraz anlayan arkadaşımız Türkiye çapında kahraman olur. Aksi halde Deli Dumrul'a teslim olmuş durumdayız.
5 Yanıt Yanıtla Favorilere Ekle 0
M
murathakanbayrak · Güncel altına konu açtı. 18 yıl

ideal akıllı canlı nasıl olmalı?

İdeal akıllı canlı nasıl olmalı?

bence

köpekbalıkları gibi kansere hiç yakalanmamalı

deve gibi yiyecekleri, suyu çok verimli kullanabilmeli en az 3 gün açlık susuzluk hissedilmemeli

böcekler gibi 360 derece etrafını görebilmeli

köpek gibi koku alabilmeli

kartal gibi gözleri zoom yapabilmeli

radyasyona akrepler kadar dayanıklı olmalı

ve gelecekte gen teknolojileri sayesinde bu tür insan türevli canlılar x-man'da olduğu gibi dünyamızda yaşayacak.
12 Yanıt Yanıtla Favorilere Ekle 0
M
murathakanbayrak · Televizyonlar altına konu açtı. 18 yıl

SD yayınlarda 1920x1080p mi 1366x768 mi?

Lcd'lerde; SD yayınlarda 1920x1080p mi 1366x768 mi daha iyi görüntü veriyor? Lütfen ikisini de bizzat kullananlar yorum yapsın, mantık yürütülmesin.
malum lcd'nin en zayıf yönlerinden biri fiziksel çözünürlüğüyle eşit çözünürlüklerdeki görüntülerde iyi performans verebiliyor. CRT gibi her çözünürlükte verimli değil.

Mağazada tam sony 40 inçh bravia-s serisi LCD almaya karar vermiştim ki, yayını güçlü ulusal kanallardaki uydu görüntüsünde (lütfen uydu görüntüsüne kusur atmayın sony 72 crt'de cam gibi görüntü var) yanındaki plazmalarda siyah görüntülerde hiçbir kusur yoktu, Lcd'lerde oyuncunun üzerindeki siyah elbisenin içinden soldan sağa doğru dalga dalga geçen beyaz noktacıklar içeren ardı arkası kesilmeyen dalgalanmalar, bulutlanmalar gördüm. Gerçek bir hayal kırıklığıydı. Standart yayınlarda Bravia-x serisinde de aynı sorunlar var mı? Haber, dizi izlerim o nedenle izledğim yayınların %95'ini SD yayınlar oluşturuyor.
5 Yanıt Yanıtla Favorilere Ekle 0
M
murathakanbayrak · Televizyonlar altına konu açtı. 18 yıl

LCD tv'sinde sonradan ölü piksel oluşan var mı?

LCD tv'sinde sonradan ölü piksel oluşan var mı? arkadaşlar deneyimlerimizi paylaşalım. mesela benim evdeki lcd ekranlı bilgisayarımı alalı 2.5 sene oldu, sonradan hiçbir ölü piksel oluşmadı (philps 170p6 modeli). işyerindeki bilgisayarın Lcd'sinde de ölü piksel oluşmadı. Evindeki LCD tv'nin ekranında sonradan ölü piksel oluşan var mı? yoksa bu olasılık çok çok düşük mü? tecrübelerinizi bekliyorum.
1 Yanıt Yanıtla Favorilere Ekle 0
M
murathakanbayrak · Televizyonlar altına konu açtı. 18 yıl

Digitürk Lig Tv.yi hangi çözünürlükte yayınlayacak

Arkadaşlar Digitürk Lig Tv.yi hangi çözünürlükte yayınlayacak?
720p mi yoksa 768p mi (1366x768)?

Eğer yayın 720p olacaksa Plazma daha doğru seçim gibi olacak. Çünkü panelin fiziksel çözünürlüğü ile yayının çözünürlüğü bire bir eşit olacak ve çok iyi bir görüntü elde edilecek.

Malum Lcd monitörlerde kendi fiziksel çözünürliklerinden daha düşük çözünürlükte görüntü bulanıklaşıyor, neredeyse çamur gibi bir görüntü oluşuyor. Fiziksel olarak 1280x1024 çözünürlükteki 17 veya 19 inçh bir lcd monitörde 1280x1024 çözünürlükte oyun oynarsanız görüntü jilet gibi keskindir. Ancak 1024x768 çözünürlükte oyun oynarsanız görüntü bulanıklaşmaya başlıyor. 800x600 çözünürlük oyun oyadığınızda ise görüntü malesef çamur gibi oluyor. Aynı teknoloji ile üretildiklerinden bu durum kaçınılmaz olarak LCD televizyonlarda da var, lcd tv.lerde bu bozulma oranı ne ölçüdedir? Mağazaların teşhirlerine uydu, digitürk, kablolu tv. gibi normal yayınlarlarda görüntü malesef konmuyor. Bilgisayardan HD görüntüler aktarılıyor. LCD tv. kullanan arkadaşlara soruyorum normal 576 satırlık tv yayınlarda, Lcd televizyon görüntüsü nasıl, keyif veriyor mu? daha ziyade normal yayın izlemek isteyenlerler plazmaya mı yönelmeli? malum lcd tv.ler 768 satır oysa tv yayını 576 satırdan oluşuyor bir uyumsuzluk var. Plazma kullanan arkadaşlara da aynı şeyi soruyorum. malum plazmanın tenolojisi farklı. milyondan tazla minik crt gibi de düşünülebilir. plazmanın normal karasal yayınlardaki performansı nasıldır?
çünki hd yayına geçmek çok uzun zaman alacak. birincisi hd yayın ekipmanları tv kuruluşlarının ekonomisini sarsacak boyutta. ikincisi uydu uzerinden ikinci bir kanal kiralanmak zorunda. bunun yıllık kira bedeli de birkaç trilyon tl., tv kanalları reklam pastasından vazgeçmemek için normal yayını da terkedemez. çünki hepimizin evinde 3-4 tv. var. her odaya hd uydu alıcı, plazma veya lcd almak kimse için ekonomik, pratik ve anlamlı değil. Bu durumda kaçınılmaz olarak tv. izleme oranımızın büyük bölümü yine normal yayınlara ayrılmak zorunda.
Lcd tv'nin en büyük dezavantajı ölü piksel garantisi verilmemesi. yamalı bohça gibi bir tv.ye de milyarlarca tl. kimse vermek istemem. bir ölü piksel bile keskin gözlü insanlar için dert küpü olmaya yeter. lcd monitörlerde firmaların bir kısmı sıfır ölü piksel garantisi birkaç yıldır veriyor, buna rağmen lcd tv.lerde verilmemesi şaşırtıcı. lcd tv.lerde tepki süresi ayrı bir sorun. 8 msn.lik lce tv.lerde bile futbol maçlarında koşan futbolcunun bulanık görüntüsünün arkasında oluşması bir handikap. yansıma yapıyor diyerek lcd.nin ön kısmına karuyucu cam tabakası konulmaması lcd.nin dayanıklılığını sekteye uğratıyor. lcd ekranı silmek bile hanımlar için bir dert olsa gerek. plazmaya dönecek olursak tv.den fan sesleri gelmesi seyir keyfine darbe vuruyor. içinde çok sayıda fan olduğundan pasif soğutma da mümkün değilmiş. logo yanığı ayrı bir dert. fosfor yüzeye fotonların çarpmasıyla görüntü oluşturduğundan gözü crt tv.ler gibi yorar diye düşünüyorum. gerçi lcd gözü hiç yormuyor da denemez.
Özellikle hem lcd hem plazma ikisini de kullanan arkadaşların değerli yorumlarını bekliyorum.
17 Yanıt Yanıtla Favorilere Ekle 0
Hakkında
Konum: Ankara
Temel Bilgiler ve İstatistikler
Aktiflik: Şu anda DH'de değil
Son Giriş: 16 yıl önce
Son Mesaj Zamanı: 17 yıl
Mesaj Sayısı: 11
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 15
İkinci El Bölümü Mesajları: 0
Konularının görüntülenme sayısı: 1.914 (Bu ay: 30)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 0 (Bu hafta: 0)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Güncel
Mesajları
İkinci El Referansları
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.
Hizmet kalitesi için çerezleri kullanabiliriz. DH’ye girerek kullanım izni vermiş sayılırsınız.
Anladım Veri Politikamız