Yüzbaşı
22 Eylül 2022
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
0 üye
Görüntülenme
Toplam: 284 (Bu ay: 5)
Gönderileri

29 yaşındayım hiç kız arkadaşım olmadı, sadece biriyle telefonda iki sene flört ettim sonra anlaşamadığım için görüşmeyi kestim hepsi bu kadar yani fiziksel olarak birlikte olmadım kimseyle.Herneyse; annem vefat etmeden bir süre önce hastayken bana bir adam olmadın vs. diye söylenmişti evlenmediğim iş güç sahibi olup ayrı bir yuva kurmadığım için, onun acısını yaşarken şimdi de babam başımı ağrıtmaya başladı.


Geçen gün sahile gidelim biraz yürüyüp kafa dağıtalım dedim, iyi ki demişim.Oraya gitmemizle başımda ekşimeye başlaması bir oldu.Yok yaşım geçiyormuş ne zaman evlenecekmişim benden küçük yaşta olan akrabalarım bile evlenmiş yok köyden birini bulacaklarmış felan filan saçmasapan bir sürü şey söyledi, haliyle tartıştık tabiki.Baba dedim köyden kız bulma mı kaldı bu devirde böyle cehalet olur mu? Tanımadığım insanla neyi konuşup paylaşıcam nasıl anlaşıcam ? Diyorum, herkes nasıl anlaşıyorsa sende öyle anlaşırsın diyerek geçiştiriyor.


Eve akrabalar geliyor, akrabalar ne zaman evlendiriyoruz seni ? diye soruyorlar.Bunalıyorum dışarı çıkıyorum hava almaya balkona gidiyorum, bakıyorum arkamdan yok işte şöyle evlenir böyle evlenir bu evde yaşarlar yok şu odaya çocuk odası yaparlar bu odada kendileri otururlar felan diye hayal kuruyorlar.Lan 29 yaşına kadar hiç kız arkadaşım olmamış, sanki bütün kızlar peşimde de ben istemiyormuşum gibi evlenmeyi üstüme baskı kuruyorlar deli oluyorum.


Babamla tartıştık işte o gün, dedim ben öyle cahil cahil işlerden hoşlanmam.Ne zaman karşıma beni seven biri çıkar konuşur anlaşırız o zaman dedim.Fakat onu da pek bekleme bence dedim, yani çıksaydı karşıma bu yaşa kadar çıkardı dedim.Zaten ben yalnızlığa alışmışım, yalnızken mutlu olabilen huzur bulabilen bir insanım kimseye ihtiyacım yok diyorum.Bu sefer yaşlılıktan dem vuruyor.Yaşlanınca sana kim bakacak ne yapacaksın felan diyor.


Ya arkadaş elden ayaktan düşünce evlendiğim insanın bana yüzde yüz bakacağına nasıl emin olabilirim ki ? Hiç mi televizyon programlarını izlemiyorsun ? Kocası kaza geçirip felç kalınca evden kaçan kadınlarla dolu tv programları.Hadi onu geçtim vefalı bana bakacak biri olsa bile evlendiğim kişi, sırf yaşlanınca bana baksın diye evlenerek karşımdaki kişiyi kullanmış olmuyor muyum ? Ben de böyle konuştum işte babamla, o da kızdı haliyle o zaman ne yapacaksın yaşlanınca ? diye sordu.


Dedim yapacağım şey belli, elden ayaktan düşmeden gider kafama sıkarım ya da kendimi biyerden atarım.Olmadı huzur evleri var.Ben bu kadar kafaya takmıyorum sen niye takıyorsun ki ? felan dedim.Sonra işte biraz daha söylendikten sonra moral bozukluğu ve sinir harbiyle eve geldik.Aradan bir kaç gün geçti şuan aramız iyi ama arada aklıma geldikçe konuştukları söyledikleri felan daralıyorum.Bir de akrabaların söyledikleri, her telefonla baş sağlığı için arayan kişinin beni sorup evli mi ne yapıyor vs. diye sorması darlıyor beni.La benim biriyle birlikte olmam niye başkalarını ilgilendiriyor nasıl bir toplum yapısı bu ya ? Avrupa da yaşayan varsa nolur söylesin orada da var mı böyle bir baskı ? Hadi ben erkeğim, kızlara yapılan baskıyı hayal bile edemiyorum.

Ben annemin vefatından dolayı suçlu bulduğum bir kaç doktoru ve görevliyi mahkemeye vermek istiyorum ama ne avukat tutacak param var ne de maddi durumum.Ne yapabilirim bu konuda ?

Ben annemin ihmalden vefat ettiğini düşünüyorum, bana düzeleceğini söyleyip 10 günde apar topar taburcu ettiler.

Sonrasında çok geçmedi bir kaç gün sonra daha da fenalaştı ve tekrar hastaneye yatırdığımızda kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.

Belki o doktor annem iyileşmediği halde taburcu etmeseydi bunlar olmayacaktı.Ayrıca tahlil için defalarca onlarca kez kan aldılar annemden.Annem zaten hastalık nedeniyle aşırı kilo kaybetmiş inanılmaz bitkin düşmüş haldeydi.

O kadar çok kan aldılar ki annemden, tahlil için yine kan almaya çalıştıklarında artık kan gelmemeye başladı.Bu sefer de hastada anemi var kansızlık var demeye başladılar.Kardeşim kadının bütün kanını çektiniz bir şey bırakmadınız ki nasıl kan olsun?

Asıl olay bu değil, bana annemin vefat haberini veren doktor gelip dedi ki işte solunumu durdu kalp masajı yaptık şöyle oldu böyle oldu ama kurtaramadık vs. diye anlatırken dedi ki; zaten hastanın kan değerleri düşüktü o yüzden vefat etti.Biz kan vermeyi planlıyorduk ama... dedi ve sustu.

Ben de ağlayarak dedim ki neyi planlıyordunuz ? Bu vakte kadar neden vermediniz ? Doktor hiçbir şey söylemedi sustu öyle baktı sadece.

Sonra dedim ki hastanın kana ihtiyacı var dediniz, ben geçen gün bir arkadaşı getirtip kan verdirdim, daha bugün kendim gidip kan verdim annem için.Peki bu verdiğimiz kanlar nereye gidiyor? Biz günlerdir kan verirken hasta için, hala hastaya neden kan verilmiyor? Yine doktordan bir cevap yok, sadece sessizlik.

Kan değerleri düşük olmasına rağmen kendisine kan verilmediği için, daha öncesinde de hasta iyileşmediği halde taburcu edildiği için ve aynı hastanede randevu alıp muayeneye gittiğim bir doktorun bana önce tahlil sonuçları için randevu almadan gelebilirsin diyerek kandırdığı ve randevu almadan bir hafta sonra yanına gittiğimde " ben öyle bir şey söylemedim, hem önümüz bayram ( tatil var ya ) bakamam senin hastana felan" diyerek beni kapı dışarı ederek oyaladığı ve vaktimizi çaldığı için şikayetçiyim.

Hastanede bir oraya bir buraya koşturdum, eve bile gitmedim günlerce arabalarda koltuklarda yattım uyudum.Sadece bir tek refakatçi kabul ettikleri ve babam refakatçi olduğu için, bazen düzgün yemek gelmediğinde annem bir tas çorba ister belki diye gece telefon başında nöbet tuttum.

Onlar ne yaptılar peki? Sadece kadının kanını emdiler.Onlarca kez mr ve tomografiye soktular.Onlarca tahlil ve test yaptılar.Peki tedavi ? Tedaviyi söyliyim ben size, kan sulandırıcı, folik asit hapı ve sadece beklemek...Beklemek...Daha çok beklemek...Ölene kadar beklemek, tedavileri bu.

Annemin ayağındaki lezyon vücudunun tamamına yayılana kadar kimse bakmadı ilgilenmedi, hastanede doktor kapılarında randevu bekleye bekleye geçti onca zaman.Belki erken müdehale edilseydi bugün yaşıyor olabilirdi.

Hastane yönetiminden ve o doktorlardan şikayetçiyim, ihmal ettiler.Bir kere olsun gelip ilgilenmediler.Hep asistanlarını yolladılar.Koskoca şehir hastanesinde hep asistanlar ve stajyerler dolanıyor.Daha elindeki cihazı kullanmayı bilmeyen kişiler gelip tansiyonunu ölçmeye çalışıyor, beceremeyince gidip arkadaşını çağırıyor.O da yapamayınca üçüncü bir kişi çağırıp anca onun yardımıyla bir tansiyon ölçmeyi becerebiliyorlar.Bütün bu yaşananlara babam da şahit.Hakkımı helal etmiyorum hiçbirine.Keşke imkanım olsa da hukuken hepsiyle uğraşabilsem ama hiçbir gücüm yok imkanım yok her şeyim gitti elimden annem de gitti.
İki gün oldu hala sistemden düşmedi, acaba tekrar vergi dairesine gitsem mi? Aracı satıcam bana engel teşkil eder mi bu durum?

Bir de otoyol borcu vardı 5lira onu ödemek için de hgs ye bakiye yükledim bugün o da hala silinmedi.Acayip sinir bozucu bir durumdayım şuan.

Benim hgs var içinde 50tl felan vardı hatta ama hiç bu paralı yolları kullanmıyordum, annem vefat ettiği gün akrabalar bizi takip et dediler ben de düştüm peşlerine otoyola felan girdiler mecbur ben de peşlerinden gittim.Hgs den çekmiş bir kaç defa ama yetmemiş anlaşılan içindeki para YSS Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyoluna 5.5tl borçlu görünüyorum e devletden bakınca, geçiş ihlali diyor.15 gün dolmadı henüz, kredi kartı kullanmıyorum borcu ödemek için ziraat bankasına mı gitmeliyim yoksa hgs ye bakiye yüklesem borcu kendisi otomatik çeker mi ?

2010 cruze 103 binde manuel verip megane 2 otomatik almak istiyorum dizel benzin farketmez sizce takas ederler mi ? Üste para isterler mi isterlerse kaç para isterler ?

Şu 2008 model civarı olan robot kasa c4 hatchbackler varya onların 1.6hdi mcp şanzımanlı olanları alınır mı çok sorun çıkarır mı ?

Bütçeme göre baktığım araçlar genelde böyle, ya tam otomatik ama atmosferik tüplü araba ya da yarı otomatik turbo dizel.

Kendim daha önce hiç otomatik araç almadım, dizel aracımda olmadı.Manuel tüplü atmosferik araba kullandım yıllarca.

Açıkcası atmosferiğin rampada bayılmasından, tüpün sıkıntılarından arızalarından vs. bıktım hele manuel vitesden hepten bıktım.

Şimdi benim gönlümden geçen c4 tarzı dizel yarı otomatik f1 vites araç alıp mazotu atıp gezmek.

Fakat babam da benim amca oğlundan gördüğü honda ek1 kasa araca kafayı takmış, bundan al diyor.

Tüplü atmosferik araba alıp rampalarda yine eziyet çekmek istemiyorum, fakat bir yandan da dizel otomatiklerin çoğunluğunun yarı otomatik olması düşündürüyor.Sizce hangisi daha mantıklı bir seçenek?
Otomatik şanzımanı nasıldır? Motoru atmosferik, dik rampalarda sıkıntı yaşatır mı?

Cruze var bende biliyorsunuz 2010 model tüplü manuel vites 103bin kilometrede daha.Arabanın derdi bir türlü bitmedi, ilk aldığımda 86 binde baskı balatası bitti.Onu yaptırdım, bu sefer eksantrik dişlileri arıza verdi.Onlar değişti derdi bitti derken bu sefer yağ soğutucusundan kaçak başladı.Tamam onu da hallettim derken bu sefer termostat arızalandı.Termostat değişti, trigeri, gergi bilyası, aküsü şusu busu her şeyi yapıldı derken sonra da yağ kaçakları başladı.Onları hallettim tamam artık rahat ederim derken şimdi de lpg regülatörünün oradan su eksiltmeye başladı.Uzun lafın kısası bu araba beni çok yordu.


Üstüne üstlük annem vefat ettikden sonra defin için yola çıktığımızda sağolsun ne akrabalar ne cenaze aracı beni beklemedi, çekip gittiler.Onlara yetişicem derken navigasyon da bilmediğim yollara sokunca kendimi dağ gibi yokuşları tırmanırken buldum.Öyle bir yokuşa denk geldim ki bildiğiniz düz duvar gibi bir şeydi.İkinci vitesde devrimi alıp gaza basıp çıkarım dedim ama araba bayıldıkça bayıldı.En son artık çekmeyince devir düşmeye başladı.Mecburen 1. vitese kadar düştüm, gaza bastım ama araba yine de gaz yemedi.Devir düştükçe düştü iyice ve araç durma noktasına geldi ve nitekim sonunda kaldım yolun ortasında.Akrabalara felan da rezil olduk tabi, onlar da tedirgin oldu.


Hararet göstergesi sıcaklık normal diye gösteriyor ama araba bildiğin ateş ediyor.Motor sıcaktan şişti iyice gaz yemiyor.Mecbur arabayı geri geri saldım iyice yolun başına kadar.Sonra gazı kökledim hızımı aldım gerilerden iyice ve güç bela bir şekilde o yokuşu çıktım.İşte o andan sonra tamam dedim bu arabayı değiştirme zamanı gelmiş, gerçi çok anısı var nasıl elden çıkarıcam bilmiyorum.Rahmetli annemi çok gezdirirdim bu arabayla.Sağ arka koltuk onun makamıydı, başka kimseyi oturtmazdım.Fakat annemle vedalaştığım gibi bu arabayla da vedalaşma vaktimin geldiğini hissediyorum.Keşke zamanında torku beygiri yüksek bir şeyler alsaymışım diyorum hep.

Hakkında
Konum: İstanbul, Güngören
Sistem ve Tercihleri
Takım
Beşiktaş
Temel Bilgiler ve İstatistikler
Aktiflik: Şu anda DH'de değil
Son Giriş: dün
Son Mesaj Zamanı: 5 sa.
Mesaj Sayısı: 429
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 952
İkinci El Bölümü Mesajları: 2
Konularının görüntülenme sayısı: 0 (Bu ay: 11.831)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 715 (Bu hafta: 12)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Konu Dışı / Off Topic
Mesajları
İkinci El Referansları
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.