Teğmen
03 Mayıs 2015
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
0 üye
Görüntülenme
Toplam: 59 (Bu ay: 5)
359772 Gün Cezalı
356845 gün 18 s. 42 dk. kaldı
Gönderileri
Rivayete göre bir gün padişah Vehbi Efendi'yi çağırır ve derki bana öyle bir şiir yaz ki bir mısraını okuduğumda seni öldürmek isteyeyim, diğer mısraını okuduğunda vazgeçeyim.

Ve Sümbülzade rücu sanatının zirvesi aşağıdaki şiiri ona yazar;

Azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
Kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.

Lal-u şarap içirem ve ıslatıp geçirem,
Parmağina yüzüğü, hatem-i zer drahşan.

Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır,
Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.

Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.

Salınarak giderken arkandan ben sokayım,
Ard etegin beline, olmasın çamur aman.

Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
Sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.

Öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
Düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.

Eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.

Herkese vermektesin, bir de bana versene,
Avuç avuç altını, olsun kulun saduman.

Sen her zaman gelesin, ben vehbiye veresin,
Esselamun aleyküm ve aleykümesselam.
quote:

Konuyu evrim/Tanrı/ensest/maymuna getirenleri pıçaklarım.

Yazı Dücane Cündioğlu'ndan alıntıdır.



— "Geçenlerde Shakespeare okumayı denedim; o kadar saçma geldi ki kusacak gibi oldum." (I have tried lately to read Shakespeare, and found it so intolerably dull that it nauseated me.)
Kim söylüyor bu sözü?

İçinde yaşadığımız çağa damgasını vurmuş birkaç bilimadamının belki de en ünlüsü!

Din-Bilim çatışmalarının etkisi hâlâ süren en tartışmalı ismi!

Sevenlerinin nezdinde sadece bir dehâ değil, neredeyse bir aziz! Karşıtlarınca da —uzun söze ne hacet— kelimenin tam anlamıyla bir Deccal!

Peki ya bu fakire göre?

Doğayı, yani taşrayı, yani dışarıyı bilme arzusunun peşinden koşmak adına ruh dünyasına kıymış bir tutku adamı! Her kahraman kadar zavallı! Her âşık kadar acınası!

Charles Darwin''den söz ediyorum; anlama ve bilme tutkusunun şiddetine ancak hürmet duyulacak bir âşıktan...

* * *
Bilmek sadece beyne ızdırab değil; insanın gönlüne hasar da verir.

Bencilliğin en büyük zararı ben''in kendisinedir; yani, tutkunun... yani, ne pahasına olursa olsun hakikati avuçlama hırsının....

Akıl ve zekâyı yoğun bir biçimde faal hâlde tutmanın insanın en değerli, en duyarlı yanını, yani hissiyat tarafını —eğer gerekli tedbirleri almazsa— nasıl da ezip yok edebileceğini gösteren nadir örneklerden biridir Darwin''in entelektüel yaşamı!

Böceklerin, bitkilerin, kuşların peşinde geçen nice yıldan sonra, yayımlanacağını düşünmeksizin, sadece çocuklarının okuması amacıyla, 1876''dan itibaren kaleme almış olduğu notlarının başlığı şöyledir: Recollections of the Development of my Mind and Character (Zihnimin ve Kişiliğimin Gelişimiyle İlgili Anılar).

Oğlu Francis Darwin''in derlediği bu anıların Türkçesi geçen yıl Daktylos Yayınevi tarafından neşredilmişti, oradan aynen aktarıyorum:

— "Otuz yaşıma ve hatta sonrasına kadar şiir okumak bana büyük haz verdi; hatta okullu bir çocuk gibi Shakespeare''den, özellikle de onun tarihsel oyunlarından büyük zevk aldım. Ayrıca eskiden resimden hoşlanır, müzikten ise büyük haz alırdım."

Peki sonra?

Sonrası çok acı!

— "Ama artık uzun yıllardır bir şiir dizesi okumaya tahammül edemiyorum. Geçenlerde Shakespeare okumayı denedim; o kadar saçma geldi ki kusacak gibi oldum. Ayrıca resimler ve müzik konusundaki zevkimi de neredeyse kaybettim. Müzik artık bana haz vermekten ziyade, genelde, üzerimde çalıştığım konu hakkında fazlaca enerjik olmamı sağlıyor. Güzel manzara konusundaki duygularımı koruyorum ama bu da bana eskiden olduğu gibi müthiş bir haz vermiyor."

Şiir, resim ve müzik, Darwin''in kaybettikleri işte bunlar. Kısacası haz!

Sanatla neredeyse alâkası kalmamış bir zihin. Belki bir hesap makinesi keskinliğinde, ve fakat bir o kadar da duygusuz! Çünkü hazdan mahrum.

Kavramlarımızı düşünce faaliyetiyle oluştururuz, yani beynimizi çalıştırarak, aklımızı da faal hâlde tutarak... Duygularımızı oluşturan ise, haz ve acı, lezzet ve elem''dir. Tecrübenin ta kendisi. Deneyimin, yani bütünüyle yaşamın...

Hesap makinelerinin kesinliği/ keskinliği, ya duyguların yokluğu, ya da yitimi pahasınadır.

— "Beynim, geniş bir veri koleksiyonu içinden genel yasaları öğüten bir makineye dönmüş gibi görünüyor. Ama bu durum, niçin beynimdeki o daha yüce zevklerin yer aldığı kısmın körelmesine neden oldu anlayamıyorum."

Darwin hakikati taşrada aradı. Aradığını buldu da.

Ama taşranın hakikatini. Zahirin hakikatini.

* * *
Zavallı!

Bu sözcük, bir tahkir ve tezyif ifadesi değil benim nezdimde, sade bir tesbit ifadesi! Hemen düzeltiyorum: sade değil, sadece değil, aksine muhabbet ve hüznün eşlik ettiği bir tesbitin ifadesi!

— "Bütün estetik duygularımı böylesine garip ve acı bir şekilde yitirmeme rağmen..."

Gerçekte, olup bitenin farkındadır Darwin! Kazandığı kadar, kaybettiğinin de...

Kelimelerin seçimi kendisine ait: "loss of the higher æsthetic tastes..."

İmdi, Cemil Meriç''i hatırlamamak mümkün mü? "Yaratan yaşayamaz, yaşayan yaratamaz!" diye haykırmıştı bir defasında.

''İnsan'' denen hayvan, ne garip değil mi, duygularıyla yaşıyor; ve fakat aklıyla yaratıyor.

* * *
Marx ve Freud...

Belki birçoklarına garip gelecek ama bu iki ismin ne yaptığını anlamak/anlamlandırmak isteyenlerin evvelemirde Darwin''i mercek altına almaları gerekir. Çünkü Darwin''siz ne çağdaş iktisat ve toplumbilim, ne de insan psikolojisi adam gibi yorumlanabilir.

Çağdaş düşüncenin yönelimleri Darwin''siz, Marx''sız ve Freud''suz izlenemez. Pek tabii ki bir de Nietzsche''siz. "Şen Bilim", gerçekte Darwinci bilme tarzının eseridir. Hem de inadına. [Michel Ruse''un hazırladığı "Philosophy after Darwin / Classic and Contemporary Readings" (USA, 2009) adlı devasa derlemeye kabaca da olsa şöyle bir göz atma imkânı bulanlar, sanırım, ne demek istediğimi anlayacaklardır.]

Burada şaşırtıcı olan şu ki postmodern felsefî eğilimlerin, o "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler!" yollu naifliğinin garip bir biçimde ideolojik zeminini yukarıda adı geçen dört ismin teşkil etmesidir, yani sırasıyla Darwin''in, Marx, Nietzsche ve Freud''un...

* * *
Demek oluyor ki Darwin okumayı göze alan, Shakespeare okuyacağı zamanlar kusacak hâle gelmeyi de göze almalı!

Ya Darwin, ya Shakespeare! Ya Kant, ya Goethe! Ya Fahreddin Razî, ya Şems-i Tebrizî!

"Ya-ya da"yı kabul veya reddetmek kolay, öyleyse görelim bakalım, bir adam çıksın da şu âlemde, hakkını vermek suretiyle "hem-hem de" desin! Yani mümkünse hem yaşasın, hem yaratsın!

Ne yazık ki bu pek mümkün değil ey talib!

Çünkü halk İsa''yı her daim çarmıhta asılı görmek ister.
Çetin Altan'ın Hatırasına...

1) Bezgin, yorgun, anlaşılmamışlıktan sıkılmış ve ille de karamsar olmak…
2) Nasılsın diye soranlara “Bu memlekette nasıl olunursa öyle” demek…
3) Hiç bir şey üretmemek…
4) Üretilmiş her şeyi yargılamak ve hafifçe gerinerek onları üretenlere burun kıvırmak…
5) Hiçbir şeyi derinliğine bilmemek ama biliyormuş da, uzun boylu anlatıp açıklamaya değmez buluyormuş gibi görünmek…
6) Politikacılardan yontuculara, balıkçılardan ressamlara kadar çekiştirmedik kimse bırakmamak ve sadece camekânlı köfteciyi güzel adam olarak bulmak…
7) Aşık olup, hem tokadı patlatan haşin erkek, hem de ayaklara kapanıp ağlayan duygusal erkek salıncaklanmasında gidip gelmek…
8) Denize düşmüş sandal çıpasını, dibe dalıp çıkartan 12 yaşındaki bir çocuğu görünce “bunu yazmak gerek” diye mırıldanmak…
9) Her şeyi ince bir nükte ile vurguluyormuş gibi, yarısı yutulmuş cümlelerle konuşmak…
10) Başkalarına ait yargıyı daima elinde tutmak…
11) Çok iş yapıp da yorulmuş gibi tatilciliği ön planda tutmak…
12) Resim sergisi dolaşmak ve bazen bir tablonun önünde durup, yanındakilere dönerek “soylu bir çaba” demek…
13) Bir yığın önemli iş önerisi uydurup, ödün vermemek için hepsini reddettiğini açıklamak…
14) Durmuş oturmuş yazarlara, sinemacılara, tiyatroculara diş gıcırdatmak ve onlara sövmek…
15) Politika konuları açıldığında, halk sevgisiyle kahrolmanın kısık gözlü bakışlarıyla öfkeli iç çekmek…
16) Flört konuşmalarında yaşamın gerçeğini dank diye söylemek ve psikolojik analizler yapmaya kalkmak…

17) Yaşamış taklidi yapa yapa, hiç bir şey yapmadan ağır ağır yaşlanıp kaybolmak…

https://populerkulturcoplugu.blogspot.com.tr/2015/10/seytann-gor-dedigi.html
Arkadaş bu nedir ya? Adam tarihi figürlerin özel hayatı üzerinden belaltı vuruyor.

Bi de bununla resmi tarih eleştirisi yaptığını sanıyor. Yazık.

Not; Fotoğrafa yakınlaştırınca tokalaştıkları görülüyor. Yani aslında Armağan olmayan bir iddia üzerinden saçmalıyor.

https://instagram.com/p/8_5yOXsGgB/
Türkiye Işidle mücadele ederken yök bu topraklarda Işid ideolojisine yani mezhepsizlik/selefilik düşüncesine sahip ilahiyatçılar yetiştimeyi sağlayacak değişikliklere imza atıyor...
Zaten mezheplerüstü eğitim modelinin yetiştirdiği modernist-selefi çizgideki ilahiyatçılar tvlerde mezhepsizlik propagandası yaparken yökün bu değişiklikleri ülke geleceğimizi çok etkileyecek....

 YÖKün Kelam Ve Tasavvufu Kaldırması
Oktay Sinanoğlunun milliyetçiliğini sevmeyebilirsiniz. Bazı ifadelerinide abartılı bulabilirsiniz...

Ama hani bazılarımız iddia ediyor ya ilerlemenin şartı bu ülkenin değerlerine ve geçmişine yüz çevirmekle mümkün diye...

Ülkemizin belkide en büyük bilim adamı konuşuyor. Lütfen dinleyin...

Gears Of War 3 ün multisi baya hoşuma gitti.Halodan bile çok daha zevkli bir oyunmuş....

Bu serinin en iyi multiplayerı hangi oyunda? Almayı düşünüyorum.Judgment,2 veya 1.
Yada 3 varken diğerlerini almaya değmezmi?
Bir efsane dizimizde yine reyting yüzünden kaldırılıyor.Change.orgda imza kampanyası başlatmışlar.İhtimal vermiyorum ama bir umut etki eder....
Lütfen imzalayın.

Ahada linki

https://www.change.org/p/kanal-d-ay-yap%C4%B1m-be%C5%9F-karde%C5%9F-bitmesin-8d72f369-21ed-4555-8d7b-240171064751
Şimdi örgün veya açık üniversite okuyan biri sınavsız ikinci üniversite olarak açık öğretim kuyabiliyor.Burada sıkıntı yok.

Ama açık okuyup ve ygs-lysye girip örgün lisans veya önlisans programlarına kayıt yaptıracakların durumu hakkında hiçbir şey bulamadım.
Yani açıköğretime devam edebilirlermi?Yoksa yerleştiği yere kayıt için açıköğretinden kaydı silmelerimi gerekir?

Bilenler yardımcı olabilir mi?
X360 kullanıcısıyım.Anlam veremediğim bir problemim var.
Cihaz bekleme durumundayken ara sıra açılıyor ve tepsiyi açıyor.

Bununlada kalmıyor bazen oyun oynarken (her zaman olmuyor,canı estiğinde) tepsi bir açılıyor bir kapanıyor sonra bu durum hızlanıyor.
Tepsi açılmadığı halde açıp kapama sesi geliyor.

Cihazıda kontrol edemiyorum.Evet sürekli bu durumda olsa anlarım sorunun devam edip etmediğini ama canı sıkılınca yapıyor bu durumu.

Bazende konsolu bekleme durumuna alamıyorum.Birden tepsi sesi geliyor açılıyor.Fişi çekene kadarda durmuyor.

Bana bir akıl verin noolmuş olabilir bu cihaza.Benle maytapmı geçiyor yoksa hastalığı ciddimi?
Temel Bilgiler ve İstatistikler
Aktiflik: Şu anda DH'de değil
Son Giriş: 8 yıl önce
Son Mesaj Zamanı: 8 yıl
Mesaj Sayısı: 241
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 259
İkinci El Bölümü Mesajları: 0
Konularının görüntülenme sayısı: 49.197 (Bu ay: 2.443)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 142 (Bu hafta: 0)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Kültür ve Bilim
Mesajları
İkinci El Referansları
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.