Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
|
Bazen hiç nedensiz ötelediğiniz filmler vardır. Beetlejuice o filmlerden biriydi benim için. Nihayet izleme şansı buldum ve gerçekten çok sevdim. Filmdeki çocuksu yapının gayet iyi bir atmosfer ile sunulduğunu söylemek lazım. Makyajlar, dekorlar filmi nedense daha tarz hale getirmiş kendi içerisinde. Michael Keaton film boyunca 14 dakika görülüyor bu zaman zarfı biraz daha artsaymış film adına sanki daha iyi olurdu. 7.5/10 |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi David Attenborough -- 24 Mayıs 2024; 22:3:18 > |
|
Vahşet dozu yüksek gerilim film. Konu klişe Filmin yarısına kadar hiçbir şey olmuyor Açıkçası vahşet dozu yüksek filmler arasında zayıf kalıyor Kötü film değil vasatın bir üstü diyelim zaten bu filmin ikincisini de çekmişler |
|
https://www.imdb.com/title/tt12037194/?ref_=ext_shr_lnk mad max serisi ile alakası olmayan kardeşim, filmi ortam bazında boş ve süre olarak uzun buldu, bi tık uyuduğunu gördüm demek ki herkesin dikkat kesileceği bir film değil ben böyle çöl ortamını sevmem oradan zaten bende bu seri hiç yok ama ortadoğuyu anlamak adına izlenir gibi, oyunculuklarda fena değil, 6.5 |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Askaparta -- 25 Mayıs 2024; 14:48:33 > |
 Ayla (2017) - 7/10 Duygu dolu bir hikaye. Çok iyi bir uyarlama ya da esinlenme. Benim için filmi iyi kılan detaylardan biri de İsmail Hacıoğlu ve Ali Atay gibi ülkenin en iyi oyuncularından ikisinin yer alması. Filmin başında Erkan Petekkaya'yı görmek biraz tadımı kaçırsa da; çok kısa bir rolü olması teselli etti. Döneme ait görüntüler muhteşem. Hem İskenderun sahneleri, hem Kore ve Japonya sahneleri çok çok iyi. Film biter bitmez gerçek hikayeyi araştırdım. Bu şekilde olmadığını elbette tahmin ediyordum ama bu kadar çarpıtılmasını beklemiyordum. Biraz duygulara ve gözyaşlarına oynanmış hissettirdi. Bazı sahneleri çok ince ve güzel düşünmüşler. Bazı sahneler ve bağlamalar biraz zorlama geldi. Ha Hollywood böyle bir hikaye uyarlasaydı muhtemelen beğenirdim. Türk sineması da bunu yapabilir, benim için sorun değil.
Çetin Tekindor'u pek beğenmedim. Kebapçı Celal havasındaydı maalesef. Sonunda Çabi Han Türkçe konuşsa patlardım. Filmin bütün ciddiyetini alıp götürürdü. Neyse ki İngilizce kasmışlar. Türk sineması için değerli bir film olduğuna inanıyorum. Tarih bu kadar doluyken bu tarz dönem filmlerini bol bol çekmemiz gerektiğini düşünüyorum.  The Hating Game (2021) - 6,5/10 Oh valla rahatladım. İzlediğim son 5 film ciğerlerimi dağlayınca, bünyemde rahat rahat izleyebileceğim bir romantik komedi ihtiyacı doğdu. 6/10'luk romantik komedilerin adamıyım. Tam olarak bu beklentiyle izledim ve beklentilerime yanıt alarak mutlu oldum. Film keyifli. Cıvık bir karakter yok. İki zeki karakteri izlemek keyifliydi. Yaşamak için çok hayalini kurduğum ama asla yaşayamayacağımı düşündüğüm iki duyguyu görünce bir nebze hislendim. Mekanlar da başarılıydı. Lucy Hale'i de ekmek banarak izledim. Austin Stowell bende pek yok ama film boyunca sonraki Spartacus Liam McIntyre'a çok benzettim.  I Am Legend (2007) - 7/10 Zombi olayına farklı bir bakış açısı getirmeye çalışmasını sevdim. Hem yalnızlık ve çaresizliğe değiniyor, hem bir kahramanlık hikayesi içeriyor. Will Smith'in ve köpeğin oyunculuğu üst düzey. İkisinin sahneleri duygulandırdı. Alternatif sonunu bilmiyorum ama izlediğim sonunun tatmin edici bir tarafı olmasa da, eksik ve tatmin etmeyen kısımları olduğunu da hissettim.  The Banshees of Inisherin (2022) - 7 küsür/10 İrlanda iç savaşı mesajları çok umrumda değil. Çok kafa yorarak izlemedim ve her şeyin anlamını da araştırmak istemiyorum. Muhtemelen benim gördüğümden çok daha iyi bir film. Manzaralar, anlatımın duruluğu, karakterlerin hisleri ve Padraic'in dönüşümünü izlemek beni etkiledi. Masalsı bir tarafı da var. Padraic ve Colm ekseninde geçiyor gibi gözükse de; Dominic ve Siobhan'ın (hayatımda duymadığım bu ismi son bir haftada 2.kez duydum.) da çok etkileyici anlatıldığı açık. İki ana karakterin çekişmesinde haklı bir taraf olmadığı gibi kazanan da olmuyor. Siobhan gibi bir kız kardeş, anne ya da eş çok değerli. Özellikle burada da Padraic'in arkasını hep Siobhan topluyor. Herkesin yalnızlıkla baş etme veya edememe yöntemleri farklı. Colm yalnızlıkla daha iyi baş ettiğini düşünüyor ama aslında en az Padraic kadar yalnızlıkla savaşıyor. Diyaloglar genel olarak çok başarılı. Bir samimiyet ve doğallık var. Oyunculukların etkisi de büyük. Filmde sadece yalnızlık değil; çaresizlik, ölümlülük, umutsuzluk da fazlasıyla var.
Böyle sıkıcı bir yerde yaşayıp yalnız olmak; şu an yaşadığımız dönemde ve toplumda yalnız olmaktan çok daha iyi hissettirmeli. Filmdeki hikayenin üzerinden 100 yıl geçmiş olsa da; böyle bir hayat yaşayıp oradan kaçamamak, kurtulmak isteyip cesaret edememek gibi duygular insan hayatında var olmaya devam ediyor. O'Riordan isimli mekan içermesi hoşuma giden detaylardan. Öte yandan film boyunca en sevdiğim birayı tüketiyorlar. Bu kadar sıkıcı bir yerde bile pub olmasına imrendim. İrlanda be kardeşim!  Snowpiercer (2013) - 7/10 Film olarak değerlendirirsem; gayet başarılı. Hikaye, kurgu, senaryo ortalamanın üzerinde. Lafı dolandırmıyor, direkt olaya giriyor. Süre de iyi kullanılıyor. Oyuncu kadrosu da tatmin edici. Aksiyon dozajı yerinde. Detaylara inince mantık hataları göze batıyor. Tek solukta izlenecek bir yapım olmuş, ben de hakkını verdim. Hikaye ise oldukça etkileyici gerçekleri gözler önüne seriyor. Özellikle pandemi sürecindeki komplo teorilerinde de benzer şeyleri okumuş ve gerçeklik payını düşünmüştüm. Böyle bir sistem eleştirisini bir trene sığdırmak bence akıllıca. Yönetmenin izlediğim üçüncü filmi. Eleştirel yaklaşımlarını beğeniyorum. Mesajları da çok net ve yormadan veriyor. Kısa zaman içerisinde diğer filmlerini de izlemeye çalışacağım.  The People We Hate at the Wedding (2022) - 4/10 Maalesef çok ucuz sahnelerle başlıyor. Soyunma kabininde saçma sapan hareketlerle giyinemeyip düşen bir karakter, komedi dozajında patronuyla sevişmeye çalışan bir karakter, "bari üçüncü karakter de eşcinsel olsun" diye konulan bir karakter var. Ne kadar vasatın altında olduğunu anlatmama yetmiştir. Oyunculuklar da kötü ve abartılı. Kristen Bell olmasa muhtemelen yüzüne bakmazdım. Yarıda kapatmayı da düşündüm. Beklentiyi sıfırlayıp Londra görüntülerinin hatrına izlemeye devam edince bitirebildim. Samimi bir aile filmi havasında devam etmeye çalışıp kısmen bunu beceriyor.  He's Just Not That Into You (2009) - 6,5/10 Oyuncular çok mu iyi emin değilim ama çok tanınmış oldukları kesin. Birden fazla karakterin hikayesini birbirine bağlaması klişe dursa da; birden fazla karakterin hikayesini anlatmayı çok iyi idare edebilmiş. Sürekli bir analiz, tespit kasıyor. Bunların çoğunlukla yanıltıcı olduğunu düşünüyorum. Ya da filmin çekildiği 2009'dan bu yana çok şey değişmiş. Böyle belli dönemlerde insanlar ve ilişkileri üzerine çekilmiş filmleri seviyorum. Günümüzde nelerin ne kadar değiştiğini görebiliyorum.  Red Rocket (2021) - 6,5/10 Ucuz ve klişe komedi filmi afişi yapılmış ama filmin komediyle alakası yok. Çok beğenene de saygı duyarım, gayet iyi film. Amerikan alt tabakasını gerçekçi bir anlatımla aktarmışlar. Karakterlerin yaşadıkları kasabada nasıl sıkışıp kaldıklarını izlemek zaman zaman kendi hayatımı da sorgulattı. Belki daha iyi şartlarda, daha iyi bir hayat yaşıyoruz ama kaçımız kabuklarımızı kırıp sıkıştığımızı hissettiğimiz hayattan kaçma riskini alabiliyoruz ki? Mikey gibi rezalet bir ana karakter var. Tarz olarak Shameless'ın Frank Gallagher'ını anımsatıyor. Belki ondan daha bencil ve onun kadar zeki değil. Yine de sempatik. Hikaye boyunca bunun ekmeğini yiyor. Kendisi de bir yerde "bugüne kadar nasıl hapse düşmedim ya da vurulmadım sanıyorsun" diye özetliyor. Adeta çoluğunun çocuğunun rızkını kumarda ve pavyonlarda yiyen dayı-enişte-baba-amca edasında takılıyor. Kendi hayatına dönebilmek ve kendi çıkarları uğruna herkesi kullanmaktan kaçınmıyor. Hikaye de öyle bir yerde başlıyor ki; ne kadar kaçarsa kaçsın, kürkçü dükkanına dönüyor. Bunu da "Bye bye bye" şarkısı eşliğinde sahnelemeleri ironik...  Juno (2007) - 7/10 Ellen Page'i genel olarak severdim ama bu filmde toy haliyle çok sevimli oynamış. Rolüne de çok yakışmış. Hikaye biraz absürt gözükse de; anlatım dili son derece yalın ve samimi. Klişe bir yere doğru gidiyormuş gibi gözüküp öyle bitmemesini de sevdim. |
steven_stiffler
kullanıcısına yanıt
|
Alpha Centauri
kullanıcısına yanıt
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi programmer_onur -- 25 Mayıs 2024; 20:12:2 > |
programmer_onur
kullanıcısına yanıt
|
Hangi film merak ettim hocam |
|
Normalde devam filmleri pek başarılı olmaz tabii birçok istisna var bende sıfır beklentiyle izledim ama şaşırdım İlk filmde filmin yarısına kadar hiçbir aksiyon yoktu bunda ise daha ilk sahnede vahşet başlıyor Her vahşet eziyet filminde olduğu gibi bunda da birçok mantık hatası var Fakat bu film bariz şekilde ilk filme göre daha başarılı Filmde senaryo namına fazla birşey yok dayımız aklına estiği gibi kesip biçiyor Fakat film baştan sonuna kadar kendini izletiyor Vahşet işkence eziyet pornosu meraklılarına |
|
Summer Rain (2006) 10 / 6.5 Antonio Banderas'ın ilk yönetmenlik deneyimi ortaya izlemesi keyifli bir film çıkarmış...  |
|
Metrolara çanta bırakarak çantaları evine getiren kişilere musallat olan ağır ruh hastası yaşlı bir kadını anlatan film. Her psikopat filmde olduğu gibi bu filmde de mantık hataları var Vasatın bir tık üstü gerilim filmi. Son sahneler de fena değil.Biraz gizem olduğu için çok beklentiye girmezseniz izlenir |
 Midsommar...6/10 ben pek sevmedim. the village çok daha iyi filmdi bana göre, ona benzettim.  Late night with de devil...6/10 eh işte. pek sarmadı beni.  spiderman into the spider verse... 8/10 spiderman konsol oyunlarından sonra izledim. aslında ilk çıktığında yarım yamalak izlemiştim. sevdim..2.sini de izleyeceğim. |
Alpha Centauri
kullanıcısına yanıt
|
|
programmer_onur
kullanıcısına yanıt
|
4 yıl önce izlemişsin. Evet hocam alı koyma dediğin gibi. Filmin ilk bölümü sakin geçiyor İmdb puanı hakkaniyetli olmuş. Ne çok iyi ne kötü. İzlenir |
|
2.dünya savaşı sırasında altın arayan ve bulan Finli Cüneyt Arkın dayımızın altınları Nazilerden kaçırma kaptırmama macerasını anlatan bir film Filmde çok fazla mantık hatası var. Film ciddi bir tonda değilm biraz absürt bir tarzda çekilmiş Daha ciddi bir tarzda çekilseydi bana hitap ederdi |
Alpha Centauri
kullanıcısına yanıt
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi programmer_onur -- 27 Mayıs 2024; 23:18:1 > |
|
Oldukça duygusal ve romantik bir film. Kajol isimli aktristin oyunculuğu çok iyiydi. 7/10   ımdbKuch Kuch Hota Hai (1998) ⭐ 7.5 | Comedy, Drama, Musical https://www.imdb.com/title/tt0172684/?ref_=tt_mv_close< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Why Shy -- 28 Mayıs 2024; 0:31:27 > |
|
Kuş uçmaz kervan geçmez taşrada insanların kendileriyle olan hesaplaşmalarının yanında devletin çürümüşlüğünü çok güzel anlatan bir film. Bu evrensel devlet eleştirisinin merkezine tanrı sorgulamasını ve kiliseyi oturtarak, dini araç olarak kullanan yardakçılara da çok güzel geçirmiş denebilir. Anlatının bazı noktalarında kopukluk hissettiğim için o kadar içine çekemedi ama kesinlikle tavsiye edebileceğim bir film. Nuri Bilge sevenler eminim bu filmi de sevecektir. 7.5/10 |
Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
önceki
Hızlı 
