Şimdi Ara

Sizce özgürlük nedir ? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
39
Cevap
0
Favori
489
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • "bu kağıda istediklerimi yazmaktır..." diye başla ve hocana küfret
  • Özgürlük, bütün otorite erklerinden ve bunun sonucunda oluşan baskılardan sıyrılarak erdemli olarak yaşamaktır. Bu otoritenin ismini kendiniz belirleyebilirsiniz; tanrı, devlet, aile kurumu aklımıza ilk gelen otoritelerdir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FırtınalıDenizinYolcusu -- 21 Mayıs 2015; 15:20:44 >
  • Amerikadır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: FırtınalıDenizinYolcusu

    Özgürlük, bütün otorite erklerinden ve bunun sonucunda oluşan baskılardan sıyrılarak erdemli olarak yaşamaktır. Bu otoritenin ismini kendiniz belirleyebilirsiniz; tanrı, devlet, aile kurumu aklımıza ilk gelen otoritelerdir.

    Özgürlük de tanrı devlet aile gibi kurumsallaşmış, benim içimden çıkıp bana hükmetmeye başlayan bir otorite olmuştur. Hak, adalet, özgürlük, hukuk yeni çağın başında insanları köleleştirmek için yaratılmış yeni tanrılardır, şu anki sistem bu tanrıların el birliğiyle kurulmuştur. Rahiplerin, imparatorların, kralların yerini bu baskı araçları almıştır. Özgürlük "ben"in düşmanıdır.
  • Değerli mesajlariniz icin cok tesekkurler arkadaslar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: A2ad

    quote:

    Orijinalden alıntı: FırtınalıDenizinYolcusu

    Özgürlük, bütün otorite erklerinden ve bunun sonucunda oluşan baskılardan sıyrılarak erdemli olarak yaşamaktır. Bu otoritenin ismini kendiniz belirleyebilirsiniz; tanrı, devlet, aile kurumu aklımıza ilk gelen otoritelerdir.

    Özgürlük de tanrı devlet aile gibi kurumsallaşmış, benim içimden çıkıp bana hükmetmeye başlayan bir otorite olmuştur. Hak, adalet, özgürlük, hukuk yeni çağın başında insanları köleleştirmek için yaratılmış yeni tanrılardır, şu anki sistem bu tanrıların el birliğiyle kurulmuştur. Rahiplerin, imparatorların, kralların yerini bu baskı araçları almıştır. Özgürlük "ben"in düşmanıdır.

    Özgürlük kurumsallaşamaz, insanın sözde ahlakının kendine koyduğu yapay kurallar bütününü yıkar. Bunun tersine egoizm ise işleyişi bakımından insan doğasına terstir. Bunun en büyük kanıtı olarak, sosyal evrim ve komün yaşam gösterilebilir. Bahsettiğimiz hak, hukuk gibi yapay kavramlar ile insanın doğasını oluşturan özgürlük kavramı ise kesinlikle karşılaştırılamaz.




  • para sıkıntın yoksa ve seni bir eylem yapacakken kısıtlayacak birşey yoksa özgürsündür. Devlet kuralları , toplum görgü - ahlak kuralları ve din özgürlüklerini elinden alır. (yanlış anlaşılmasın... ben almasın demiyorum :) )
  • İstediğini yapmak değil istemediğini yapmamaktır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: FırtınalıDenizinYolcusu

    quote:

    Orijinalden alıntı: A2ad

    quote:

    Orijinalden alıntı: FırtınalıDenizinYolcusu

    Özgürlük, bütün otorite erklerinden ve bunun sonucunda oluşan baskılardan sıyrılarak erdemli olarak yaşamaktır. Bu otoritenin ismini kendiniz belirleyebilirsiniz; tanrı, devlet, aile kurumu aklımıza ilk gelen otoritelerdir.

    Özgürlük de tanrı devlet aile gibi kurumsallaşmış, benim içimden çıkıp bana hükmetmeye başlayan bir otorite olmuştur. Hak, adalet, özgürlük, hukuk yeni çağın başında insanları köleleştirmek için yaratılmış yeni tanrılardır, şu anki sistem bu tanrıların el birliğiyle kurulmuştur. Rahiplerin, imparatorların, kralların yerini bu baskı araçları almıştır. Özgürlük "ben"in düşmanıdır.

    Özgürlük kurumsallaşamaz, insanın sözde ahlakının kendine koyduğu yapay kurallar bütününü yıkar. Bunun tersine egoizm ise işleyişi bakımından insan doğasına terstir. Bunun en büyük kanıtı olarak, sosyal evrim ve komün yaşam gösterilebilir. Bahsettiğimiz hak, hukuk gibi yapay kavramlar ile insanın doğasını oluşturan özgürlük kavramı ise kesinlikle karşılaştırılamaz.

    Özgürlük benim içimdeyken bana ait doğal bir kavramdır benim için vardır ama sizin bahsettiğiniz özgürlük yani hayalperestlerin özgürlük kavramı benim dışıma çıkmış benden ayrı bana hükmeden bir kavramdır. Komün yaşam dediğin malesef kropotkin gibi güzel insanların fazla iyi niyetle şekillenmiş hayal dünyasının yansımasından başka birşey değildir. Bir iki örneğe bakıp "mutual aid"e sırtını dayayarak insanlar canlılar iyidir birbiriyle yardımlaşarak gelişmişlerdir demek saflık, ileri düzeyde savunulup uğrunda radikalleşiliyorsa enayiliktir. Canlıların doğası egoizmdir, ilk insanlarda ilk kabilelerde de böyledir. Modern dünya veya öbür tiranlıklar egoya yani bana savaş açmıştır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: TR1M4Y

    "bu kağıda istediklerimi yazmaktır..." diye başla ve hocana küfret

    Hahaha

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: A2ad

    quote:

    Orijinalden alıntı: FırtınalıDenizinYolcusu

    quote:

    Orijinalden alıntı: A2ad

    quote:

    Orijinalden alıntı: FırtınalıDenizinYolcusu

    Özgürlük, bütün otorite erklerinden ve bunun sonucunda oluşan baskılardan sıyrılarak erdemli olarak yaşamaktır. Bu otoritenin ismini kendiniz belirleyebilirsiniz; tanrı, devlet, aile kurumu aklımıza ilk gelen otoritelerdir.

    Özgürlük de tanrı devlet aile gibi kurumsallaşmış, benim içimden çıkıp bana hükmetmeye başlayan bir otorite olmuştur. Hak, adalet, özgürlük, hukuk yeni çağın başında insanları köleleştirmek için yaratılmış yeni tanrılardır, şu anki sistem bu tanrıların el birliğiyle kurulmuştur. Rahiplerin, imparatorların, kralların yerini bu baskı araçları almıştır. Özgürlük "ben"in düşmanıdır.

    Özgürlük kurumsallaşamaz, insanın sözde ahlakının kendine koyduğu yapay kurallar bütününü yıkar. Bunun tersine egoizm ise işleyişi bakımından insan doğasına terstir. Bunun en büyük kanıtı olarak, sosyal evrim ve komün yaşam gösterilebilir. Bahsettiğimiz hak, hukuk gibi yapay kavramlar ile insanın doğasını oluşturan özgürlük kavramı ise kesinlikle karşılaştırılamaz.

    Özgürlük benim içimdeyken bana ait doğal bir kavramdır benim için vardır ama sizin bahsettiğiniz özgürlük yani hayalperestlerin özgürlük kavramı benim dışıma çıkmış benden ayrı bana hükmeden bir kavramdır. Komün yaşam dediğin malesef kropotkin gibi güzel insanların fazla iyi niyetle şekillenmiş hayal dünyasının yansımasından başka birşey değildir. Bir iki örneğe bakıp "mutual aid"e sırtını dayayarak insanlar canlılar iyidir birbiriyle yardımlaşarak gelişmişlerdir demek saflık, ileri düzeyde savunulup uğrunda radikalleşiliyorsa enayiliktir. Canlıların doğası egoizmdir, ilk insanlarda ilk kabilelerde de böyledir. Modern dünya veya öbür tiranlıklar egoya yani bana savaş açmıştır.

    Özgürlük bireysel olamaz, toplumsal olur. Birey derecesinde ''özgürlük'' kavramı egoizmin altında ezilir, bencilliğe dönüşür. Böyle bir özgürlük anlayışı feodalizm, kapitalizm gibi bir çok doğa dışı sisteme zemin hazırlar, varacağı en son nokta ise insanın robotlaşmış halidir. Egoizm ile üst insana evrilmenin olacağına inanmıyorum. Kropotkin konusunda ise, gerçekliklerden bahsetmesi yanında kendi ütopyalarından da bahsetmiştir. Ütopik yanlarını bir tarafa bırakırsak, komün yaşam ve karşılıklı yardımlaşma gayet uygulanabilirdir. En ilkel insandan günümüze kadar olan insan uygarlığını incelediğimiz zaman köylerin, kasabaların, şehirlerin, metropollerin bu düşünce sistemine gayet uygun olduğunu görebiliriz, ki zaten Ekim Devrimi sonrasında Mahnovçina gibi bir çok anarşist komünün bu temeller üzerine kurulduğunu biliyoruz. Sonuç olarak insanlar her türlü ihtiyaçları için başka bir insana ihtiyaç duymayacağı zamana kadar (bu düşünce de bana göre bir ütopyadır), ''dayanışma'' gayet somut bir gerçekliktir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FırtınalıDenizinYolcusu -- 21 Mayıs 2015; 19:32:15 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: A2ad

    Efe ve Asli balodan geri dönüyorlardir.. ikisde kapinin önünde muhabette dalmislardir...
    EFE: ..ya o degilde acaba bizim deniz ne yapti ya? Kiz en son küp gibi olmustu (güler)

    ASLI: Daha iyi ya, deniz sever böyle zeka küplerini, yapsin bozsun oynasin iste (güler)

    EFE: Bak bak baaak! Laflara bak sen.. sen bir acildin tam acildin ya..

    ASLI: Bundan sonra böyle canim, isinize gelirse

    EFE: Allahalla yani cok degisen gördüm ama sen kuzuydun ceylan oldun ya

    ASLI: Yok be deli.. lafin gelisi iste.. yaa sahi.. sende herkesi gibi benim bu elbiseyi giyidikten sonra degistigimimi düsünüyorsun

    EFE: Yok be kuzuu, sen bakma öyle bu gece konustuklarima ya.. yaniii ee tabi bu gece bir baskasin ama....

    ASLI: ama?? (güler )

    EFE: amaa! iste ben bir tane asli taniyorum! Yani ne zaman degistirebildi onu.. ne yasadiklari.. ne de bu elbiseler. (omzunu oksar)
    Ya hep diyorum ya biz büyüdük be kuzu, büyüdük be kuzu. ama sen zaten böyle hep güzeldinki!!

    ne okuttun lan bana




  • Başörtüsüdür. Erkeklerde kapanmalıdır
  • quote:

    Orijinalden alıntı: FırtınalıDenizinYolcusu

    quote:

    Orijinalden alıntı: A2ad

    quote:

    Orijinalden alıntı: FırtınalıDenizinYolcusu

    quote:

    Orijinalden alıntı: A2ad

    quote:

    Orijinalden alıntı: FırtınalıDenizinYolcusu

    Özgürlük, bütün otorite erklerinden ve bunun sonucunda oluşan baskılardan sıyrılarak erdemli olarak yaşamaktır. Bu otoritenin ismini kendiniz belirleyebilirsiniz; tanrı, devlet, aile kurumu aklımıza ilk gelen otoritelerdir.

    Özgürlük de tanrı devlet aile gibi kurumsallaşmış, benim içimden çıkıp bana hükmetmeye başlayan bir otorite olmuştur. Hak, adalet, özgürlük, hukuk yeni çağın başında insanları köleleştirmek için yaratılmış yeni tanrılardır, şu anki sistem bu tanrıların el birliğiyle kurulmuştur. Rahiplerin, imparatorların, kralların yerini bu baskı araçları almıştır. Özgürlük "ben"in düşmanıdır.

    Özgürlük kurumsallaşamaz, insanın sözde ahlakının kendine koyduğu yapay kurallar bütününü yıkar. Bunun tersine egoizm ise işleyişi bakımından insan doğasına terstir. Bunun en büyük kanıtı olarak, sosyal evrim ve komün yaşam gösterilebilir. Bahsettiğimiz hak, hukuk gibi yapay kavramlar ile insanın doğasını oluşturan özgürlük kavramı ise kesinlikle karşılaştırılamaz.

    Özgürlük benim içimdeyken bana ait doğal bir kavramdır benim için vardır ama sizin bahsettiğiniz özgürlük yani hayalperestlerin özgürlük kavramı benim dışıma çıkmış benden ayrı bana hükmeden bir kavramdır. Komün yaşam dediğin malesef kropotkin gibi güzel insanların fazla iyi niyetle şekillenmiş hayal dünyasının yansımasından başka birşey değildir. Bir iki örneğe bakıp "mutual aid"e sırtını dayayarak insanlar canlılar iyidir birbiriyle yardımlaşarak gelişmişlerdir demek saflık, ileri düzeyde savunulup uğrunda radikalleşiliyorsa enayiliktir. Canlıların doğası egoizmdir, ilk insanlarda ilk kabilelerde de böyledir. Modern dünya veya öbür tiranlıklar egoya yani bana savaş açmıştır.

    Özgürlük bireysel olamaz, toplumsal olur. Birey derecesinde ''özgürlük'' kavramı egoizmin altında ezilir, bencilliğe dönüşür. Böyle bir özgürlük anlayışı feodalizm, kapitalizm gibi bir çok doğa dışı sisteme zemin hazırlar, varacağı en son nokta ise insanın robotlaşmış halidir. Egoizm ile üst insana evrilmenin olacağına inanmıyorum. Kropotkin konusunda ise, gerçekliklerden bahsetmesi yanında kendi ütopyalarından da bahsetmiştir. Ütopik yanlarını bir tarafa bırakırsak, komün yaşam ve karşılıklı yardımlaşma gayet uygulanabilirdir. En ilkel insandan günümüze kadar olan insan uygarlığını incelediğimiz zaman köylerin, kasabaların, şehirlerin, metropollerin bu düşünce sistemine gayet uygun olduğunu görebiliriz, ki zaten Ekim Devrimi sonrasında Mahnovçina gibi bir çok anarşist komünün bu temeller üzerine kurulduğunu biliyoruz. Sonuç olarak insanlar her türlü ihtiyaçları için başka bir insana ihtiyaç duymayacağı zamana kadar, ''dayanışma'' gayet somut bir gerçekliktir.

    Hocam ısrarla anlamıyorsun kropotkini okuduğunu da sanmıyorum. Niçe'yi falan araya niye sokuyorsun anlamadım üst insandan bahseden kim tartışmayı bırakalım kendimce samimi bir tavsiye vereyim nasıl bir sonuç çıkardıgın umrumda degil. Makhnolar Paris Komünü CNT-FAI bunlar tarihte görülen tek tük özgürlükçü komünlerdir hepsi de siyasi kargaşada yada iç savaşta ortaya çıkmış ömrü çok kısa olmuş başarısız pratiklerdir dünya tarihinde bunlar dışında da örnek veremezsin bahsettiğin şehirler kasabalar bildiğin tiranlık üzerinde yükselmiştir toplumsal evrimin hiçbir yerinde de özgür toplumdan eser yoktur.

    Şimdi konuyu değiştirip samimiyetle birşeyler söyleyeceğim akıl veriyormuşum gibi düşünme. 4 yıl boyunca anarşisttim hem de "inserructionist anarchist" o zamanlar türkiyede benden başka bu kelime grubundan haberi olan insan toplasan 2 tane falandı. Proudhon Kropotkin Bakunin gibi ilk anarşistlerin türkçeye çevrilen bütün kitaplarının yanısıra dünyada şu an revaçta olan John Zerzan, Alfredo M. Bonanno, Feral Faun gibi adamların bütün yazılarını okuyabilmek için bildiğin ingilizce öğrendim. Taa gezi parkından evvel anarşistlerin türkiyede yaptıgı ilk "şiddet içeren" gösteride bulundum(kendimi tvden izlemek güzeldi) o zamanki bütün arkadaşlarım tutuklandı facebooku bu işleri örgütlemek için kullanan bir aptal olmadıgım için ben tutuklanmadım. O kadar radikaldim sen düşün, hatta sırf dünyadaki diğer canlı türlerine zulüm oldugunu düsündügüm icin et süt yemeyi bırakıp vegan oldum. Alexis'in en yakın arkadaşı Nikos'un tutuklandığı gün ağladım çünkü o olduğunu bilmeden CCF'den birsürü yazısını okumuştum belki onunla sohbet etmiştim. FAI/IRF ve ELF Türkiye hücrelerinde bir ara eylemler yapıldı o eylemleri yapan insanları tanırdım muhabbet etmişliğimiz vardır. Benim de geleceğim onlar gibi görünüyordu.

    Sonra ne oldu biliyor musun? Ne polis geldi beni döve döve değiştirdi, ne neonaziler derimi yüzdü, ne babam kitaplarımı yaktı, hiçbir şey olmadı sadece birazcık uzak kaldım ve gerçek dünyanın içine girdim. Gördüm ki benim kendimi feda etmeye hazır olduğum ve muhtemelen birkaç yıl içinde edeceğim şey başkalarının aptal fantezilerinden başka birşey değilmiş. Hayalini kurduğum dünyanın imkansız alakasız bir dünya olduğunu gerçek dünyayla yüzleştiğimde fark ettim. Sanırım benim kadar radikal tarafta degilsin belki chaomskyci anarşist-komünistlerdensin, hayatını berbat etmek gibi bir niyetin olmasa da eğer ki "gün gelirse" seve seve çarpışacak birisisin, belki şiddetsizliği savunuyorsun vs. sakın aramızdaki farklara odaklanma ortaklıklara odaklan. Sana verecegim bir tavsiye yok sadece gerçek dünyaya in, gerçek insanları gör, biraz olsun hayalperestliği bir kenara bırak ve düşün gerçekten hayal ettiğin dünyada çiçekler mi açacak yoksa köleler ilk fırsatta köleliğe efendiler ilk fırsatta efendiliğe mi koşacak. Ömründen yıllarını emeğini verdigin insanları kurtarma fikri, bu insanlar bunu hak ediyor mu hatta ve hatta İSTİYOR mu? İmzandaki şarkıyı ezbere bilirim uzunca zaman telefonumun zil sesiydi, bunlar güzel şeyler faşist olmaktan güzel şeyler faşist dövmek güzel şey isyankar olmak güzel şey kimsenin kölesi olmamak güzel şey ama kimsenin kölesi olmamak demek illa ki anarşist komünist sosyalist birşeyist olmak insanları kurtarmaya çabalamak demek degil bir kölelikten çıkıp başka bir köleliğe en fecisine içsel köleliğe fikirlere köleliğe girme, saygılar.




  • gururunu ve onurunu kaybetmeden yaşamaktır özgürlük zaten onlar yoksa yaşamana gerek yok.
  • "Kimse sana özgürlüğünü vermez. Kimse sana eşitliği, adaleti ve başka hiçbir şeyi vermez. Eğer gerçekten adamsan, bunları kendin alırsın!" Malcolm X
  • quote:

    Orijinalden alıntı: A2ad

    quote:

    Orijinalden alıntı: FırtınalıDenizinYolcusu

    quote:

    Orijinalden alıntı: A2ad

    quote:

    Orijinalden alıntı: FırtınalıDenizinYolcusu

    quote:

    Orijinalden alıntı: A2ad

    quote:

    Orijinalden alıntı: FırtınalıDenizinYolcusu

    Özgürlük, bütün otorite erklerinden ve bunun sonucunda oluşan baskılardan sıyrılarak erdemli olarak yaşamaktır. Bu otoritenin ismini kendiniz belirleyebilirsiniz; tanrı, devlet, aile kurumu aklımıza ilk gelen otoritelerdir.

    Özgürlük de tanrı devlet aile gibi kurumsallaşmış, benim içimden çıkıp bana hükmetmeye başlayan bir otorite olmuştur. Hak, adalet, özgürlük, hukuk yeni çağın başında insanları köleleştirmek için yaratılmış yeni tanrılardır, şu anki sistem bu tanrıların el birliğiyle kurulmuştur. Rahiplerin, imparatorların, kralların yerini bu baskı araçları almıştır. Özgürlük "ben"in düşmanıdır.

    Özgürlük kurumsallaşamaz, insanın sözde ahlakının kendine koyduğu yapay kurallar bütününü yıkar. Bunun tersine egoizm ise işleyişi bakımından insan doğasına terstir. Bunun en büyük kanıtı olarak, sosyal evrim ve komün yaşam gösterilebilir. Bahsettiğimiz hak, hukuk gibi yapay kavramlar ile insanın doğasını oluşturan özgürlük kavramı ise kesinlikle karşılaştırılamaz.

    Özgürlük benim içimdeyken bana ait doğal bir kavramdır benim için vardır ama sizin bahsettiğiniz özgürlük yani hayalperestlerin özgürlük kavramı benim dışıma çıkmış benden ayrı bana hükmeden bir kavramdır. Komün yaşam dediğin malesef kropotkin gibi güzel insanların fazla iyi niyetle şekillenmiş hayal dünyasının yansımasından başka birşey değildir. Bir iki örneğe bakıp "mutual aid"e sırtını dayayarak insanlar canlılar iyidir birbiriyle yardımlaşarak gelişmişlerdir demek saflık, ileri düzeyde savunulup uğrunda radikalleşiliyorsa enayiliktir. Canlıların doğası egoizmdir, ilk insanlarda ilk kabilelerde de böyledir. Modern dünya veya öbür tiranlıklar egoya yani bana savaş açmıştır.

    Özgürlük bireysel olamaz, toplumsal olur. Birey derecesinde ''özgürlük'' kavramı egoizmin altında ezilir, bencilliğe dönüşür. Böyle bir özgürlük anlayışı feodalizm, kapitalizm gibi bir çok doğa dışı sisteme zemin hazırlar, varacağı en son nokta ise insanın robotlaşmış halidir. Egoizm ile üst insana evrilmenin olacağına inanmıyorum. Kropotkin konusunda ise, gerçekliklerden bahsetmesi yanında kendi ütopyalarından da bahsetmiştir. Ütopik yanlarını bir tarafa bırakırsak, komün yaşam ve karşılıklı yardımlaşma gayet uygulanabilirdir. En ilkel insandan günümüze kadar olan insan uygarlığını incelediğimiz zaman köylerin, kasabaların, şehirlerin, metropollerin bu düşünce sistemine gayet uygun olduğunu görebiliriz, ki zaten Ekim Devrimi sonrasında Mahnovçina gibi bir çok anarşist komünün bu temeller üzerine kurulduğunu biliyoruz. Sonuç olarak insanlar her türlü ihtiyaçları için başka bir insana ihtiyaç duymayacağı zamana kadar, ''dayanışma'' gayet somut bir gerçekliktir.

    Hocam ısrarla anlamıyorsun kropotkini okuduğunu da sanmıyorum. Niçe'yi falan araya niye sokuyorsun anlamadım üst insandan bahseden kim tartışmayı bırakalım kendimce samimi bir tavsiye vereyim nasıl bir sonuç çıkardıgın umrumda degil. Makhnolar Paris Komünü CNT-FAI bunlar tarihte görülen tek tük özgürlükçü komünlerdir hepsi de siyasi kargaşada yada iç savaşta ortaya çıkmış ömrü çok kısa olmuş başarısız pratiklerdir dünya tarihinde bunlar dışında da örnek veremezsin bahsettiğin şehirler kasabalar bildiğin tiranlık üzerinde yükselmiştir toplumsal evrimin hiçbir yerinde de özgür toplumdan eser yoktur.

    Şimdi konuyu değiştirip samimiyetle birşeyler söyleyeceğim akıl veriyormuşum gibi düşünme. 4 yıl boyunca anarşisttim hem de "inserructionist anarchist" o zamanlar türkiyede benden başka bu kelime grubundan haberi olan insan toplasan 2 tane falandı. Proudhon Kropotkin Bakunin gibi ilk anarşistlerin türkçeye çevrilen bütün kitaplarının yanısıra dünyada şu an revaçta olan John Zerzan, Alfredo M. Bonanno, Feral Faun gibi adamların bütün yazılarını okuyabilmek için bildiğin ingilizce öğrendim. Taa gezi parkından evvel anarşistlerin türkiyede yaptıgı ilk "şiddet içeren" gösteride bulundum(kendimi tvden izlemek güzeldi) o zamanki bütün arkadaşlarım tutuklandı facebooku bu işleri örgütlemek için kullanan bir aptal olmadıgım için ben tutuklanmadım. O kadar radikaldim sen düşün, hatta sırf dünyadaki diğer canlı türlerine zulüm oldugunu düsündügüm icin et süt yemeyi bırakıp vegan oldum. Alexis'in en yakın arkadaşı Nikos'un tutuklandığı gün ağladım çünkü o olduğunu bilmeden CCF'den birsürü yazısını okumuştum belki onunla sohbet etmiştim. FAI/IRF ve ELF Türkiye hücrelerinde bir ara eylemler yapıldı o eylemleri yapan insanları tanırdım muhabbet etmişliğimiz vardır. Benim de geleceğim onlar gibi görünüyordu.

    Sonra ne oldu biliyor musun? Ne polis geldi beni döve döve değiştirdi, ne neonaziler derimi yüzdü, ne babam kitaplarımı yaktı, hiçbir şey olmadı sadece birazcık uzak kaldım ve gerçek dünyanın içine girdim. Gördüm ki benim kendimi feda etmeye hazır olduğum ve muhtemelen birkaç yıl içinde edeceğim şey başkalarının aptal fantezilerinden başka birşey değilmiş. Hayalini kurduğum dünyanın imkansız alakasız bir dünya olduğunu gerçek dünyayla yüzleştiğimde fark ettim. Sanırım benim kadar radikal tarafta degilsin belki chaomskyci anarşist-komünistlerdensin, hayatını berbat etmek gibi bir niyetin olmasa da eğer ki "gün gelirse" seve seve çarpışacak birisisin, belki şiddetsizliği savunuyorsun vs. sakın aramızdaki farklara odaklanma ortaklıklara odaklan. Sana verecegim bir tavsiye yok sadece gerçek dünyaya in, gerçek insanları gör, biraz olsun hayalperestliği bir kenara bırak ve düşün gerçekten hayal ettiğin dünyada çiçekler mi açacak yoksa köleler ilk fırsatta köleliğe efendiler ilk fırsatta efendiliğe mi koşacak. Ömründen yıllarını emeğini verdigin insanları kurtarma fikri, bu insanlar bunu hak ediyor mu hatta ve hatta İSTİYOR mu? İmzandaki şarkıyı ezbere bilirim uzunca zaman telefonumun zil sesiydi, bunlar güzel şeyler faşist olmaktan güzel şeyler faşist dövmek güzel şey isyankar olmak güzel şey kimsenin kölesi olmamak güzel şey ama kimsenin kölesi olmamak demek illa ki anarşist komünist sosyalist birşeyist olmak insanları kurtarmaya çabalamak demek degil bir kölelikten çıkıp başka bir köleliğe en fecisine içsel köleliğe fikirlere köleliğe girme, saygılar.

    Evet hocam haklısınız

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • insanları kandırmaya, genellikle ortalığı karıştırmak için fazlaca gereksiz anlam yüklenen basit bir kelime
  • Telefonda olmasam ve zor gelmese "Sophie'nin Dünyası" adlı litaptaki özgürlük ile ilgili 10 sayfayı çekip atardım ama zor geliyor. 1984 ütopyasına göre özgürlük köleliktir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.