Şimdi Ara

OLDIES! '80 ÖNCESİ UNUTULMAZ YABANCI-TÜRK HAFİF-ANADOLU ROCK ŞARKILAR (116. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
2.417
Cevap
28
Favori
228.124
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 114115116117118
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Film Müzikleri - Oldies (4)

    "El Negro Zumbón" - "El Baión"

    Yaklaşık 4 yıl önce Forumu yoğun olarak ziyaret ettiğim ("Youtube'un yine yasaklı olduğu") günlerde "Film Müzikleri - Oldies" başlığı altında ve üçlü bir seri halinde bazı ünlü film müziklerini sunmuştum.

    Bunlardan birincisi, 1946 yapımı Gilda filminin (Rita Hayworth, Glenn Ford) çok ünlü şarkısı olan "Amado Mio" idi. Filmde Rita Hayworth tarafından söylenen şarkıyı aslında arka planda Anita Kert Ellis adında Amerikalı bir şarkıcının seslendirdiğini belirtmiştim.

    Buna benzer özellikler taşıyan çok ünlü bir şarkı da "El Negro Zumbón" adındaki film şarkısıdır.

    1951 yapımı "Anna" (Silvana Mangano - Vittorio Gassman - Raf Vallone) adındaki filmde bu şarkıyı Silvana Mangano söylüyor. Ama arka planda şarkıyı seslendiren şarkıcı 50'li yılların başında çok tanınmış bir İtalyan şarkıcısı olan Flo Sandon's.

    Bu şarkı, 1953 yılında, filmdeki kayıttan alınarak "Anna" adı altında single (45'lik) olarak Amerika'da piyasaya sürülmüş ve milyonun üzerinde satmış. Bir soundtrack şarkısının, hem de 1953 yılında milyonun üstünde satması büyük başarı. Plağın üstüne Silvana Mangano'nun adı yazılmış, ama sesin sahibi Flo Sandon's; buna şüphe yok.

    Bu şarkı bir çok isim altında tanınıyor: "El Negro Zumbón" , "El Baión" , "Baion de Ana" , "Baiao de Anna" , "Anna" , "Anna's Baión"

    Yanlış hatırlamıyorsam, 60'lı yıllarda İstanbul Radyosu'ndaki Reklam programlarından birinin sinyal müziği idi.

    Silvana Mangano bence sinema tarihinin en güzel kadın oyuncularından biri. Belki ikisini de çok sevdiğim için, Silvana'yı biraz favori kadın oyuncularımın başında gelen Ingrid Bergman'a benzetiyorum.

    "Baião" ise Kuzey Brezilya'ya özgü bir müzik ve dans türü.

    El Negro Zumbón - Silvana Mangano (Flo Sandon's) - 1951



    ***
    Aynı filmde yer alan çok ünlü bir şarkı daha var: "T'ho Voluto Bene"

    Bu şarkıyı "Nat King Cole" çok beğenmiş ve "Non Dimenticar" adı altında plâk yapmış. Popüler müzik tarihinin en ünlü şarkıları arasında yer alan "Non Dimenticar" daha önce hem Nat King Cole ve hem de Katyna Ranieri'den Forum'a konulmuş bulunuyor.

    Flo Sandon's -T'ho Voluto Bene (Non Dimenticar) (1951)



    ***
    Bu da El Negro Zumbón'un Portekiz'li efsane fado şarkıcısı Amália Rodrigues tarafından söylenen çok güzel bir versiyonu.

    Amália Rodrigues - El Negro Zumbón (Baião de Anna) (1953)




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BoraMT -- 11 Nisan 2014; 17:30:30 >
  • BoraMT B kullanıcısına yanıt
    @BoraMt;

    Konuda olmanızın ne kadar keyif verici olduğunu bildiğinizi hiç sanmıyorum doğrusu!
    Vuyuklaki'yi filmlerden hatırlıyorum tabii, ama şarkıcılığı hakkında fazla birşey hatırlamıyorum.
    El Negro Zambon çok güzel, şarkıyı hatırlıyorum ama Mangano'dan izlemek gerçekten çok güzel.
    Benim için asıl sürpriz Vittoria Gassmann oldu. En iyi hatırladığım filmi ( tabii Ann Margret'den ve yaşımdan dolayı ) " Il Tıgre ", çevirmenlerimiz " Karım Ve Sevgilim " adını uygun görmüşler o zaman, babamla izlemiştik sanıyorum en çok 13-14 yaşlarım olmalı, babam pek tutmamıştı filmi ama ben iyi güldüğümü hatırlıyorum!
    Çok sevdiğim Gassmann'ı biraz internette araştırdım bu fırsatla. İnternetin bir yerinde filmlerinde çalıştığı oyuncuları yazmışlar, nerdeyse yeryüzüne gelmiş geçmiş bütün güzel kadınlarla bir filmi var, nedense hiç şaşırmadım ama iyi gülümsetti beni Vittoria Gassmann! Nerdeyse 2000 yılına kadarda çalışmış.
  • @Neommy,

    Yukarıdaki "Non Dimenticar" videosunun "1:04" anında Barda içki hazırlamakta olan Vittorio Gassman'ın yanına genç bir hatun geliyor. Bu figüran hatunun filmdeki rolü bu kadarcık. Filmin kadrosunda (başında, sonunda) adı bile geçmiyor. Film benim arşivimde yer aldığı için iyi biliyorum.

    Bu hatun "Sophia Loren" ve göründüğü ilk film. Bu filmin yapımcısı ise Carlo Ponti. Bildiğiniz gibi, Sophia Loren'in hamisi, uzatmalı sevgilisi ve kocası. 1950 yılında bir güzellik yarışmasında jüri üyeliği yaparken Sophia'yı keşfetmiş ve desteklemeye başlamış (!).

    ***

    Marcello Mastroianni, Silvana Mangano'nun ilk sevgililerinden biriymiş. Bildiğiniz gibi Marcello daha sonra Catherine Deneuve ile evlendi. YT ziyaretçilerinden biri, bu iki kadın ile beraberliğini vurgulayıp Marcello için "çok şanslı bir adammış" diye yazmış (!). Doğru söze ne denir.
  • BoraMT B kullanıcısına yanıt
    Marcello aslında Deneuve ile evlenmemiş, ama bir çocukları olmuş, internetten yeni öğrendiğim kadarıyla
    Deneuve nerdeyse 70 yaşında ve hala güzel. Ama son yıllarda Deneuve denildiğinde benim aklıma gelen başka şey;
    Carla Bruni-Sarkozy evliliği yıllarında her magazin haberinin baş köşesindelerken olay hakkında bir demeci çıkmıştı tüm ağırlığıyla, Sarkozy'nin yerinde olmak istemezdim duyunca doğrusu! " Niye bu kadar patırtı çıkıyor bu konuda anlamıyorum? Sarkozy bir Marlon Brando değil ki nihayet? " gibi bir şeylerdi.
    Marcello'nun şanslılığı dillere destan zaten. Gassmann'ın upuzun birlikte çalıştığı güzel kadın oyuncular listeside inanılmaz gerçekten. Ne yapalım, bazıları doğuştan ve meslekten şanslı oluyorlar galiba.
  • @Neommy,

    Dilimize mi vurdu ne (!)? Şapır, şupur... Pek hayra alamet değil.

    Catherine Deneuve de benim en favori oyuncularımdan biri. Bir süre önce, Romy Schneider & Michel Piccoli'nin "La Chanson d'Hélène" şarkısı nedeniyle yazdığım mesajda, 60'lı yıllardaki Fransız filmlerini çok sevdiğimi belirtmiştim. Bunların arasında çok sayıda Catherine Deneuve filmi var.

    Ama itiraf etmeliyim ki, 25 yaşında araba kazasında ölen, "soluk-yüzlü" ablası Françoise Dorléac'ı, çok az filmi olmasına rağmen, daha çok beğenirdim. Yine aynı mesajda sözünü ettiğim "La Peau douce - Yumuşak Ten" (1964) o yıllarda beni çok etkilemişti.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BoraMT -- 13 Nisan 2014; 22:33:17 >
  • BoraMT B kullanıcısına yanıt
    Tam tersine genç yaşta olur böyle şeyler! İlgi çekmiyecek gibi değil bazılarının kariyerleri.
    Çok komik, galiba konuyu ben bitiriyorum. Françoise Dorléac'ı hiç hatırlamıyorum doğrusu. Ama Biyografisini okuduğumda bir film dikkatimi çekti, " Milyonluk beyin ".
    Filmde bir bilgisayar o zamanların deyimiyle " elektronik beyin " olduğu rivayeti biz çocuklar arasında bomba gibi patlamıştı. ( 11-13 yaş grubundaydım o sıralarda ) Nerdeyse bütün okul seyretmiştir o filmi. Bilgisayara dikkat ederken başka bişi kalmamış aklımda, birde Michael Caine tabii ki. Bilgisayar diye gördüğümüz şeyde 55 ekran bir TV ve birşey sorulduğunda " confirmed " cevabı veren bir programcıktı yalnızca.
    Filmi izlediğim Büyük Sinemada yıllar sonra yandı, o zamanlar Ankara'nın güzel sinemalarındandı.
    Benden buraya kadar, ama bilgisayar olmasaydı inanın kesin hatırlardım!
  • Konuyu açan ve paylaşım yapan herkesi tebrik etmek lazım
    Yok mu bir babayiğit bunları tek tek indirip torrent oluşturacak
  • Ertuğrul Özkök'ün sabaha karşı defalarca dinlediği şarkı...


    Bir hafta kadar önce (8 Nisan 2014 tarihinde) Hürriyet yazarlarından Ertuğrul Özkök bir yazı yazdı. Bu yazının başından yaptığım alıntıyı aşağıda bulacaksınız. Kendisini bir yazar veya bir gazeteci olarak seversiniz, sevmezsiniz, bunu bilemem. Ancak Özkök önemli bir kültür birikiminin yanında rafine zevkleri olan bir adam. Müzik zevkleri de büyük ölçüde benim müzik zevklerim ve ilgi duyduğum dönem ile örtüşüyor.
    (http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/26175748.asp)

    "...
    Dönüşte çok önemli bir şey açıklayacağım

    KİMSE inime girmeden ben kendiliğimden, yurtdışına kaçtım...
    Geceyi memleketimden uzak bir yerde tamamladım.
    Gün ağarırken, penceremden uzanan denize bakarken, sabah kahvesinin ilk damlasının mutluluğunu yeniden keşfettim.
    Sabaha karşı çok eskilerde bıraktığım Rita Pavone’nin “Come te non c’e nessuno”sunu defalarca dinledim.
    Sonra Şili’de darbecilerin öldürdüğü Victor Jara’nın yıllardır dinlemediğim şarkısına döndüm.
    “Te recuerdo amanda...”

    ..."


    Özkök, 30 Mart seçimleri sonrasındaki duygularını yansıtan bu yazısında, kafasını dinlemek, kendini bulmak için "kaçıp" gittiği yurt dışında bir yerde, Rita Pavone’nin “Come te non c’e nessuno” adındaki şarkısını, "sabaha karşı" defalarca dinlediğini belirtmiş. Bu şarkı, benim çocukluk anılarımda da (12-13 yaşlar) iz bırakan bir şarkıdır.

    Çok hoş bir tarzı olan Rita Pavone'nin daha önce iki şarkısı foruma konulmuş. Bunlar "Zucchero" (1969) ve "Ahi Ahi Ragazzo" (1970).

    Ancak, Rita Pavone, başta “Come te non c’e nessuno” olmak üzere kendisiyle özdeşleşen en önemli şarkılarını 1960'ların ilk yarısında yaptı. Bunların arasında Türkiye'de tanınan, listelere giren ve iz bırakanları şöyle sıralayabiliriz: "Come te non c'è nessuno" (1963), "Cuore" (1963), "Che m'importa del mondo" (1964), "Datemi un martello" (1964), "Viva la pappa col pomodoro" (1965),"Il geghegè" (1965)

    Rita Pavone, İtalya dışında, ABD ve İngiltere'de çok tanınmış, şarkıları bu ülkelerin ("bir yabancı şarkıcı için girilmesi çok zor olan") listelerine girmiş çok başarılı bir şarkıcı.

    Rita Pavone - "Come te non c'è nessuno" (1963)



    Rita Pavone - "Che m'importa del mondo" (1964)




    Not: Telif hakları yüzünden linkler sürekli kırılıyor. Son şarkının kayıt kalitesi iyi değil, ama mevcut olan bu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BoraMT -- 6 Mayıs 2015; 13:04:34 >
  • Yeni kuşlarımız var (!)...

    Reggae türü müziği, oldukça geç, 30'lu yaşlarımda iken tanıdım.

    Bir görev nedeniyle bir yıllık bir süre için bulunduğum bir Avrupa kentinde, kaldığım evin çok yakınında olan mütevazı, ama nezih bir kulübe, bir zamanlar çok tanınmış, parçaları hit olmuş, ancak daha sonra çaptan düşmüş olan gruplar, müzisyenler gelip bir hafta boyunca, sudan ucuz bir giriş ücreti karşılığında canlı müzik yapıyordu. Bu dönemde, bu kulüpte tanıdığım Reggae'yi çok sevmiştim. Bunlar, Batı Dünyasındaki büyük kentlerin nimetleri.

    Reggae türü müziğin en önemli sanatçısı olan Bob Marley'den daha önce, "Red Red Wine" , "Stir It Up", "No Woman No Cry", "I Shot The Sheriff " (2 defa) foruma konulmuş bulunuyor.

    Ben de Marley'in en güzel ve en ünlü şarkılarından biri olan "Three Little Birds" adındaki şarkıyı koyuyorum. Bakalım şapkadan yeni kuşlar çıkacak mı?

    Bob Marley - "Three Little Birds" (1977)

  • Vince Hill


    Matt Monro, Andy Williams tarzında söyleyen çok başarılı bir başka İngiliz şarkıcısı.

    Vince Hill, bir tanesi dışında, İngiltere listelerine giren tüm şarkılarını 1962-1969 yılları arasında yapmış. İstisna olan liste şarkısı da zaten 60'ların çok yakınında ve 1971 tarihini taşıyor.

    Bu şarkı, Love Story filminin en çarpıcı parçalarından biri olan Snow Frolic'in harika bir yorumu ve bence Al Martino'nun yorumundan çok daha güzel.

    Vince Hill - "Look Around (And You'll Find Me There)" - 1971



    ***

    Ve bir Kuş'lu şarkı daha; üstelik bu kuş mavi bir kuş...

    (@ Neommy, bu arada epeyce kuşlu şarkı borcunuz oldu !)

    Vince Hill - "Little Bluebird" - 1969



    Not: Bu sayfada tesadüfen 60'lardan çok söz etmiş oldum ama bunu bilerek yapmadım. Ancak, 60'ların, oldies açısından ne kadar muhteşem ve özel bir dönem olduğu hakkında önümüzdeki günlerde kısa bir yazı yazacağım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BoraMT -- 15 Nisan 2014; 17:41:31 >
  • @ Neommy,

    İki gün önceki son mesajınızı süratle okurken acaba gözümden mi kaçtı?

    "Çok komik, galiba konuyu ben bitiriyorum." ve "Benden buraya kadar, ..." şeklindeki ifadeleriniz Forumu tamamen bırakıyorum anlamına mı geliyor?

    Yoksa, sadece Catherine Deneuve, Françoise Dorléac kardeşler hakkındaki konuyu mu kast etmiştiniz? Epeydir sessiz kalınca, aklıma takıldı.
  • BoraMT B kullanıcısına yanıt
    Hayır forumla ilgili değil o söylediklerim. Filmde Françoise Dorleac varken yalnızca bilgisayara mı dikkat ettin yani? şeklinde düşünebilecekleri çabucak önlemek için öyle yazdım. Na'piim ama, öyle oldu işte!

    Ek: Hafif sessizliğimin nedeni de aslında Oldies listesine ilave edebileceğim şarkıların artık bende epeyce azalmış olması.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 15 Nisan 2014; 23:53:59 >
  • Oldies açısından 1960’lı yılların önemi (1960-1969)

    Son zamanlarda, hiçbir forum hareketi olmasa da, birkaç mesaj önce söz verdiğim gibi, Oldies türü müzik açısından 1960'lı yılların önemini ortaya koyan kısa bir inceleme sunuyorum.

    Popüler müzik dünyasında otorite olarak kabul edilen Rolling Stone dergisi 2004 yılında “Müzik tarihinin en iyi 500 şarkısı” adı altında bir liste yayınladı. Aradan 6 yıl geçtikten sonra, Nisan 2010 tarihinde, dergi bu listeyi güncelledi. (Bu derginin "The Rolling Stones" grubu ile bir alakası yok)

    Yeni listede, “2004-2009” yılları arasındaki 6 yıl içinde yapılmış olan yeni şarkılar da değerlendirmeye alınmış oldu. Bu döneme ait bazı şarkılar listeye girdi ve doğal olarak, aynı sayıdaki şarkı 2004 listesinin dışına itilmiş oldu.

    Belirtildiğine göre, 173 kişilik müzisyenler, müzik eleştirmenleri ve müzik endüstrisinde faaliyet gösteren kilit konumdaki kişiler kapsamında bir anket yapılmış ve söz konusu liste bu anketin sonunda ortaya çıkmış. Listenin, müzik tarihini iyi bilen uzmanların görüşleri çerçevesinde oluşturulduğunu dikkate aldığımızda, mümkün olduğu ölçüde objektif bir listenin ortaya çıktığını ve daha sonra geçen 10 yıl zarfında itibar gören bir liste haline geldiğini kabul etmemiz gerekiyor.

    Bununla birlikte listenin analizine geçmeden önce birkaç hususu kuvvetle belirtmek gerekiyor.

    1- Liste, çok büyük ölçüde Anglosakson dünyasına hitap ediyor. Şarkıların ezici çoğunluğu sadece ABD ve İngiltere’de yapılan şarkılardan oluşuyor. Kanada, Avustralya, İrlanda, Jamaica gibi İngilizce konuşulan ve İngiliz dünyası ile yakından bağlantılı ülkelerden tek tük şarkı listeye girmiş. Bunun dışında sadece İsveçli ABBA gurubu bir İngilizce şarkı ile listeye dâhil olmuş.

    2- Listede bir istisna dışında tüm şarkıların sözleri İngilizce. İstisna olan şarkı ise Ritchie Valens’in (345. Sırada yer alan) “La Bamba” adındaki şarkısı.

    3- Dolayısıyla, İtalya, Fransa, İspanya, Portekiz, Güney Amerika’nın Latin ülkelerinin müziği hiç hesaba katılmamış oluyor.

    2010 listesi üzerinden yapılan analizler

    Wiki’de yer alan bir analize göre, 10 yıllık dönemler (“decade”) itibarıyla, şarkıların dağılımı şöyle:

    Dönem - Adet - Oran

    1940s 1 % 0.2
    1950s 70 % 14
    1960s 195 % 39
    1970s 131 % 26.2
    1980s 55 % 11
    1990s 22 % 4.4
    2000s 26 % 5.2

    Görüldüğü gibi, 1960’lı yıllarda çok çarpıcı bir kümelenme var. Bu “10” yıllık dönemde yapılan “195” şarkı listeye girerken, “1980-2009” arasındaki “30” yıllık dönemde yapılan sadece “103” şarkı listeye girebilmiş (!).

    Ben bu analizi bir adım daha ileri götürüp, ilk “50” şarkıya baktım. Doğal olarak, bu ilk “50” şarkıyı “en iyilerin de en iyileri”, ya da “kremanın kreması” olarak nitelendirmemiz gerekiyor. Bu 50 şarkılık listeyi aşağıda bulacaksınız.

    Bu analizin sonucu şöyle:

    Dönem - Adet - Oran

    1940s 0
    1950s 8 % 16
    1960s 29 % 58
    1970s 11 % 22
    1980s 0
    1990s 2 % 4
    2000s 0

    Buna göre son derece çarpıcı bir sonuç ortaya çıkıyor. 1960’lı yıllar ilk 50 şarkı arasına “29” şarkı sokmuş. Buna karşılık, “1980-2009” arasındaki “30” yıllık dönemde yapılan sadece “2” şarkı ilk “50” arasına girebilmiş (!).

    Üstelik, 1970’li yıllardan ilk 50’ye giren şarkıların çoğu, 60’ların hemen sonrasındaki “1970-1971-1972” yıllarında yapılan şarkılar.

    Hiç şüphem yok ki, buna benzer listeler İtalya ve Fransa için oluşturulsa, yine 1960’lar (sadece 10 yıl) lehine ezici bir üstünlük ortaya çıkacaktır. Hatta, kuvvetle muhtemelen ortaya çıkacak sonuç çok daha ezici olacaktır.

    Neden 1960’ların ve hemen yakınındaki yılların (“1955-1972”) popüler müzik tarihi açısından çok önemli olduğu, neden olağanüstü güzel seslerin ve olağanüstü melodilerin bu 10 yıllık dönemde kümelendiği ise ayrı bir konu.

    Benim bu konuda, Internet’te bölük pörçük yer alan yüzeysel yazılara bakarak, kendi gözlemlerime dayanarak ve fikir yürüterek ulaştığım “ampirik” görüşlerim var elbet. Ama bu görüşler bu kısa mesaja sığmayacağı gibi, ancak konu hakkında kendi kuvvetli gözlemleri olan birçok katılımcının aktif olarak katkı sağlayacakları özel bir forumda tartışılabilir.

    1. Like a Rolling Stone by Bob Dylan 1965
    2. Satisfaction by The Rolling Stones 1965
    3. Imagine by John Lennon 1971
    4. What's Going On by Marvin Gaye 1971
    5. Respect by Aretha Franklin 1967
    6. Good Vibrations by The Beach Boys 1967
    7. Johnny B. Goode by Chuck Berry 1958
    8. Hey Jude by The Beatles 1968
    9. Smells Like Teen Spirit by Nirvana 1991
    10. What'd I Say by Ray Charles 1959

    11. My Generation by The Who 1965
    12. A Change Is Gonna Come by Sam Cooke 1964
    13. Yesterday by The Beatles 1965
    14. Blowin' in the Wind by Bob Dylan 1963
    15. London Calling by The Clash 1979
    16. I Want to Hold Your Hand by The Beatles 1964
    17. Purple Haze by Jimi Hendrix 1967
    18. Maybellene by Chuck Berry 1955
    19. Hound Dog by Elvis Presley 1956
    20. Let It Be by The Beatles 1970

    21. Born to Run by Bruce Springsteen 1975
    22. Be My Baby by The Ronettes 1963
    23. In My Life by The Beatles 1965
    24. People Get Ready by The Impressions 1965
    25. God Only Knows by The Beach Boys 1966
    26. (Sittin on) the Dock of the Bay by Otis Redding 1967
    27. Layla by Derek and the Dominos 1970
    28. A Day in the Life by The Beatles 1967
    29. Help! by The Beatles 1965
    30. I Walk the Line by Johnny Cash 1956

    31. Stairway To Heaven by Led Zeppelin 1976
    32. Sympathy for the Devil by The Rolling Stones 1968
    33. River Deep by Mountain High by Ike and Tina Turner 1966
    34. You've Lost That Lovin' Feelin' by The Righteous Brothers 1965
    35. Light My Fire by The Doors 1967
    36. One by U2 1991
    37. No Woman by No Cry by Bob Marley and the Wailers 1974
    38. Gimme Shelter by The Rolling Stones 1969
    39. That'll Be the Day by Buddy Holly and the Crickets 1957
    40. Dancing in the Street by Martha and the Vandellas 1965

    41. The Weight by The Band 1968
    42. Waterloo Sunset by The Kinks 1967
    43. Tutti-Frutti by Little Richard 1957
    44. Georgia on My Mind by Ray Charles 1960
    45. Heartbreak Hotel by Elvis Presley 1956
    46. Heroes by David Bowie 1977
    47. All Along the Watchtower by Jimi Hendrix 1968
    48. Bridge Over Troubled Water by Simon and Garfunkel 1970
    49. Hotel California by The Eagles 1972
    50. The Tracks of My Tears by Smokey Robinson and the Miracles 1965

    *****

    Not: Ne yazık ki, forum yazılımı, "tab" yapmaya, metni düzgün kolonlar halinde düzenlemeye izin vermiyor. Ya da çözümünü ben bulamadım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BoraMT -- 18 Nisan 2014; 9:05:37 >
  • eline sağlık

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Zaman Tüneli içinde sıradışı bir grup: The Seekers

    1962 yılında Avustralya’da kurulan The Seekers grubu, bir kurvaziyer gemide çalışırken, 1964 yılında gittikleri İngiltere’de iş teklifi aldı ve İngiltere’ye yerleşti. Grubun ilk plağı olan "I'll Never Find Another You" 1965 yılında büyük bir başarı yakaladı. Şarkı Avustralya ve İngiltere listelerinde #1 numara olurken, Amerika’da #4 numaraya kadar yükseldi, 2 milyon satış yaptı. Daha sonra yaptıkları "A World of Our Own", "The Carnival is Over" ve "Georgy Girl" plakları da milyonun üstünde sattı. Bunların hepsi 1965-1967 yılları arasında gerçekleşti.

    Grubun solisti olan Judith Durham, yapılan anketlerde, tüm zamanların en iyi kadın şarkıcıları arasında gösteriliyor. Belki de bunun farkında olduğu için 1968 yılında solo çalışmalar yapmak üzere grubu bıraktı ve grup dağıldı.

    Grup üyeleri 1992 yılında yeniden bir araya geldiler ve bu ikinci dönemde, 2004 yılına kadar 12 yıl birlikte çalıştılar.

    Nihayet, Aralık 2012 ayında üçüncü dönem için bir defa daha toplandılar ve “50. Yıl Altın Jübile” programını başlattılar. Ancak solist Judith bir beyin kanaması geçirince program yarıda kesildi ve ertelendi.

    Şimdi 2014 yılında bu jübile programını yeniden başlatıyorlar. Nisan - Haziran 2014 tarihleri arasında İngiltere’de 15 programdan oluşan konser programlarının biletleri satışa çıkmış bulunuyor. Gitmek isteyenler kaçırmasın (!). (http://www.theseekers50th.com/www/content/default.aspx?cid=715)

    The Seekers, popüler müzik tarihinin sıra dışı gruplarından biri. Solist Judith Durham (50 yıl sonra)doğal olarak bir parça sesini kaybetmiş olsa da hâlâ şaşırtıcı derecede formda ve başarılı. (http://www.theseekers50th.com/www/content/default.aspx?cid=654)

    Bu grubun en başarılı dört şarkısı arasında olan, "I'll Never Find Another You”, "The Carnival is Over" ve "Georgy Girl" daha önce foruma konulmuş bulunuyor.
    Ben de 50. yıl anısına, önce, grubun 1968 yılındaki canlı görüntülerini yansıtan "A World of Our Own" adındaki şarkısını koyuyorum.

    "A World of Our Own" - 1968



    Bu da aynı şarkının 2004 yılındaki konserden alınmış olan bir kaydı. Dile kolay, aradan 36 yıl geçmiş.

    "A World of Our Own" - 2004





    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BoraMT -- 19 Nisan 2014; 22:02:05 >
  • The Seekers - 2013 (Grup 50 yaşında…)

    Aşağıdaki video ise The Seekers grubunun 10 mayıs 2013 tarihinde verdiği bir konserde yapılmış olan bir amatör kayıt. Yukarıdaki kaydın üzerinden neredeyse bir "10 yıl" daha geçmiş. Bu kayıt herhalde bir amatör kamera ile yapılmış olmalı. Bir amatör seyirci kaydı için kayıt kalitesi oldukça iyi, ses kalitesi de yeterli sayılır.

    The Seekers - The Carnival Is Over (2013)




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BoraMT -- 18 Nisan 2014; 17:57:51 >
  • Ennio Morricone - Film müzikleri

    Ennio Morricone, bence tüm zamanların en büyük bestecileri ile kıyaslanabilecek çapta olan bir müzik dahisi.

    500'den fazla film ve TV dizisine müzik yapmış. Yaptığı müzikler sıradan film müziği değil. Hepsi film ile bütünleşen, bu film için bundan güzeli olmazdı dedirten, hepsi hemen akılda kalan çarpıcı bir melodisi veya teması olan eserler. Morricone 60'dan fazla ödül kazanan filme imza atmış. Ayrıca 100'den fazla klâsik eser bestelemiş. 1978 FIFA Dünya Kupası'nın müziğini yapmış.

    Filmlerine müzik yaptığı büyük film yönetmenlerini saymak mümkün değil. Sergio Leone, Brian De Palma, Warren Beatty, John Carpenter, Polanski, Bolognini, Elio Petri, Henri Verneuil, Bertolucci, Tarantino bunların sadece bir kısmı. En çok sevdiğim film yönetmenlerinden biri olan Giuseppe Tornatore'nin Cinema Paradiso (1988) filminden itibaren yaptığı tüm filmlerin müziklerini yapmış.

    Morricone'nin yaptığı film müzikleri nedeniyle aldığı veya aday gösterildiği ödülleri de saymak mümkün değil. Bunların arasında "kazanılmış" üç "Grammy", iki "Golden Globe", beş "BAFTA" ödülü var. Ennio Morricone, ayrıca çok başarılı bir orkestra şefi. London Philharmonic, London Symphony, Roma Sinfonietta gibi Dünyanın en ünlü orkestralarını yönetmiş ve yönetmeye devam ediyor.


    Cinema Paradiso (1988)

    Dört yıl önce foruma, şimdi artık bir sinema klâsiği sayılan Cinema Paradiso filminin final teması olan parçayı koymuştum. O zaman da belirttiğim gibi, bu film, hayatım boyunca beni en çok etkileyen birkaç filmden biri, hatta birincisi olma özelliğini taşıyor. Belki de bunun nedeni, çocukluk yıllarımda, filmdeki sinemanın iç dekoruna çok benzeyen bir sinemada ("3 film birden, devamlı matineler dahil olmak üzere") çok sayıda film seyretmiş olmanın yanında, film kahramanı Salvatore'nin gençlik ve olgunluk dönemlerinde yaşadıklarına, uzaktan da olsa, bazı açılardan epeyce benzeyen bir hayat yolundan geçmiş olmamdır.

    Şimdi de Cinema Paradiso filminin ana teması olan parçayı koyuyorum.



    ***

    Once Upon a Time in America (1984)


    Filmin belki de en güzel parçası. Çok çarpıcı bir tema.

    Deborah's Theme



    ***

    Le Professionnel (1981)

    Bu filmin çok tanınmış ve çok güzel bir parçası olan "Chi Mai" adındaki parçayı dört yıl önce foruma koymuştum. Bu parça, daha sonra bir defa daha konulmuş. Aynı filmde çok güzel bir parça daha var. Onu da şimdi koyuyorum

    Le vent, le cri




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BoraMT -- 20 Nisan 2014; 16:42:22 >
  • Ennio Morricone - Popüler müzik

    Ennio Morricone, popüler müzik alanında da çok başarılı parçalara, çalışmalara imza atmış. 1950'lerin ikinci yarısında ünlü plak firması RCA için "aranjör" olarak çalışmış, 500'den fazla plak kaydında orkestrayı yönetmiş. Paul Anka, Chet Baker, Mina gibi ünlü sanatçılarla çalışmış

    Gianni Morandi, Edoardo Vianello, Jimmy Fontana, Rita Pavone, Gino Paoli, Amii Stewart, Rosy Armen, Milva, Françoise Hardy, Mireille Mathieu gibi İtalyan ve uluslararası şarkıcılara şarkılar yazmış.

    Mina için bestelediği ve çok sofistike bir düzenleme olduğu ileri sürülen "Se telefonando" şarkısı 1966 yılında İtalya'da büyük başarı kazanmış. Bu güzel parça daha önce foruma konulmuş bulunuyor.

    1963 yılında (Roby Ferrante ile birlikte), Paul Anka için bestelediği "Ogni Volta" adındaki şarkı, 1964 yılında San Remo müzik festivalinde yarışmış ve Dünya çapında üç milyondan fazla satmış. Bu yarışmada orkestrayı yine Ennio Morricone kendisi yönetmiş.

    Paul Anka - Ogni Volta (1964)




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BoraMT -- 6 Mayıs 2015; 13:06:36 >
  • The Beatles - Free as a Bird

    Çok ilginç bir The Beatles şarkısı.

    1994 yılında, Paul McCartney, John Lennon’un dul eşi Yoko Ono ile yaptığı bir sohbet sırasında, “John’un gruptan ayrıldıktan sonra kendi kendine yaptığı ve henüz yayınlanmamış çalışmalar olup olmadığını” sormuş. Yoko olumlu cevap vermiş ve daha sonra 4 adet tamamlanmamış parçayı banda çekerek Paul McCartney’e göndermiş. Bunlardan biri John’un 1977 yılında kendi kendine kaydettiği “Free as a Bird” adındaki parçaymış.

    Paul, George ve Ringo, 1994 yılında bir araya gelerek stüdyoya girmişler ve uzun uzun “Free as a Bird” üzerinde çalışmışlar. Eksik durumdaki parçada, John şarkıyı söylerken piyano da çalıyormuş. John’un sesi ile piyano müziği ayrıştırılamadığı için aynen bırakılmış. Sonra da parçayı tamamlamak için kısa pasajlar eklenmiş, düzenlenmiş ve (1995 yılı itibarıyla) “bir üyesi hayatta olmayan” The Beatles’ın “tam kadrolu” yeni bir şarkısı olarak “Free as a Bird” ortaya çıkmış. Şarkı, 1995’de çıkan “Anthology” albümünde yayınlanmış.

    The Beatles - Free as a Bird - 1995




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BoraMT -- 20 Nisan 2014; 15:47:25 >
  • The Beatles - Blackbird - 1968





    The Beatles - And Your Bird Can Sing - 1966

  • 
Sayfa: önceki 114115116117118
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.