Şimdi Ara

Mehmed Akif'in Yaktırdığı Kuran Meali Bulundu ve Basıldı!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
17
Cevap
0
Favori
826
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • İstiklâl Marşımızın yazarı, Safahat şairi Mehmed Âkif Ersoy’un, Diyanet tarafından kendisine havale olunan Kur’an Meali’ni bitirdikten sonra, bazı kaygılar dolayısıyla yayınlamaktan vazgeçtiği ve tercümenin yakıldığı biliniyor. Ancak tercümenin latinize edilerek daktiloya çekilen yaklaşık üçte birlik bölümü bulunarak Mahya Yayıncılık tarafından yayınlandı.

    Şu an kitabın satışı sadece http://dukkan.birazoku.com/mehmed-akif-ersoy-kuran-meali---mehmed-akif-ersoy.aspx?pageID=18&PID=151230 'da gerçekleştiriliyor.







  • Ne gibi kaygilarla yaktirmis ki ne farki var arasinda.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu olayla ilgili bilgiler ne derece dogru link verebilir misiniz ? Dogruysa bile acaba kitap icerigi dogru mu ki

    Genelde bu tarz olaylarin hep kitabi satmak icin pazarlama stratejisi olduguna inaniyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: K.B.V.

    Bu olayla ilgili bilgiler ne derece dogru link verebilir misiniz ? Dogruysa bile acaba kitap icerigi dogru mu ki

    Genelde bu tarz olaylarin hep kitabi satmak icin pazarlama stratejisi olduguna inaniyorum.

    Kitap içeriğinde orjinal nüshalar bulunmaktadır. Google'ya yazarsanız "mehmed akif kuran meali" diye basın bültenlerine ulaşabilirsiniz.
  • Şuanda çok güzel mealler var.Bu kitap çok gerekli değil bence.Ama verdiğin bilgi için teşekkürler.
  • Merak ediyorum, bu meali gereksiz görenler neye dayanarak böyle bir şey söylüyorlar...
    Öncelikle, Kur'an söz konusu olduğunda hiçbir şekilde tek bir ya da birkaç mealin yeterliliğinden söz edemeyiz. Öncelikle çevirinin asıl maksadı müellifle okuyucu arasındaki ilişkiyi, farklı dildeki bir okuyucuyla da kurmaya çalışmaktır. Yani mealin sıhhati Allah'la o meali okuyup, o meal üzerinden iman eden kul arasındaki ilişkinin sıhhatini de etkiliyor.
    Peki Mehmet Akif Meali niye önemli? Öncelikle meallerde, yalın mealleri hariç tutarak, kişinin Arapça'ya ve çevirdiği dile hakimiyeti, bunun yanında Kur'an'a bakışı, Kur'an ayetlerini algılayış biçmi... gibi birçok etken söz konusu. Yani doğal bir sonuç olarak önemli adamların mealleri daha bir önemli oluyor. Mehmet Akif'e gelecek olursak kendisi Osmanlıyı ve Türkiye Cumhuriyetini tecrübe etmiş bir insan. Çekirdekten yetişen ve yaşadığı dönemde Türkiye'de İslamcılığın birkaç temsilcisinden biri. Dolayısıyla İslami açıdan düşünceleri dikkate değer biri. Ama isabetli ama isabetsiz. Bunun yanında Arapça ve özellikle Türkçe'ye olan hakimiyetinden bahsetmiyorum bile. Eh, bence tüm bunlar bir meali dikkat çekici yapmak için yeterli. Ha velev ki bunların hiçbiri olmasın, çıkmış olan sadece rastgele birinin meali olsun. Yine de dikkate alınmalıdır.
    Umarım meramımı anlatabilmişimdir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 42_SeNTeZ_42

    Ne gibi kaygilarla yaktirmis ki ne farki var arasinda.

    aynen neden yaktırmış acaba?
  • Hastalığı sebebiyle gönüllü sürgün olduğu Mısır'dan Türkiye'ye döndüğünde meali bir arkadaşına teslim edip, "Sağ olursam bunu senden alırım, ölürsem yakarsın." gibi bir şey söylüyor. Zaten aynı sene içerisinde de vefat ediyor. Bilindiği gibi Mehmed Akif T.C. Rejimine muhalif bir insandı. Yeni düzene karşıydı. Bunun yanında ciddi manada mükemmeliyetçiydi ve yaptığı işin ne denli ciddi olduğunun farkındaydı. Yani hem mevcut sisteme destek olmak istemeyişi, hem de elindeki nüshayı beğenmeyişi onu böyle bir şeye sürüklemiş olabilir. Bunun yanında yazdığı mealin ibadet metni haline gelmesinden korktuğu söyleniyor. Bu yorumların hepsinde doğruluk payı olmasına karşın, zannediyorum ki temel sebep rejime olan tepkisi. Çünkü meal teklifini kabul etmesi ve daha sonra bu mukaveleyi fesh etmesi arasında geçen zamanda (1923-1932) Cumhuriyet çok ciddi bir eksen kayması yaşadı. Verilen sözler tutulmadı, şaşırtıcı işler yapıldı. 'Hilafetin Askerleri' hilafeti kaldırdı. Batılı bir yaşam tarzı dayatıldı. Bunların hepsi Mehmed Akif'e ciddi manada ters olaylar.
    Özetle o sürece bakarak bazı sebepler öne sürülebilir. Hatta yakın arkadaşları, meali emanet ettiği kişi de bu minvalde şeyler söylüyorlar. Fakat yine de en doğrusunu Allah bilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: DündenBugüne

    quote:

    Orijinalden alıntı: 42_SeNTeZ_42

    Ne gibi kaygilarla yaktirmis ki ne farki var arasinda.

    aynen neden yaktırmış acaba?

    O dönemde dini Türkçeleştirme girişimleri had safhadaydı. İnsanların Kur'an'ı anlaması gerektiğini Mehmed Akif Ersoy kadar savunan biri var mıdır bilmiyorum ancak Kur'an'ın orijinalinin Arapça olduğunu ve temel ibadetlerde orijinaline sadık kalınması gerektiğini bilecek kadar da dine hakim birisi olduğundan bu işe alet olmak istememiştir. Zaten sonradan ezanın Türkçe okunması ve Arapça okunmasının yasaklanması da kaygılarını doğrulayacak niteliktedir.

    Bu meal önemsiz diyenler ya hiç yabancı dil bilmiyordur ya da hiç çeviri yapmamıştır. Tercüme yapan biri bilir ki çevirinin kaliteli olması için her iki dile de hakim olmak gerekir. Mehmet Akif bu özelliğe sahip olduğu için ve onun dönemindeki dilin daha zengin olması sebebiyle çok önemli bir çeviridir. Barnabas İncili'nin ortaya çıkması kadar heyecan verici ve gizemli olmasa da önemi çok büyük bir eserdir.


    “İbret olmaz bize, her gün okuruz ezber de!
    Yoksa, bir maksad aranmaz mı bu âyetlerde?
    Lâfzı muhkem yalınız, anlaşılan, Kur’ân’ın:
    Çünkü kaydında değil, hiçbirimiz ma’nânın:
    Ya açar Nazm-ı Celîl’in, bakarız yaprağına;
    Yâhud üfler geçeriz bir ölünün toprağına.
    İnmemiştir hele Kur’ân, bunu hakkıyle bilin,
    Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için!”



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi faruk -- 9 Eylül 2012; 18:08:46 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: faruk

    quote:

    Orijinalden alıntı: DündenBugüne

    quote:

    Orijinalden alıntı: 42_SeNTeZ_42

    Ne gibi kaygilarla yaktirmis ki ne farki var arasinda.

    aynen neden yaktırmış acaba?

    O dönemde dini Türkçeleştirme girişimleri had safhadaydı. İnsanların Kur'an'ı anlaması gerektiğini Mehmed Akif Ersoy kadar savunan biri var mıdır bilmiyorum ancak Kur'an'ın orijinalinin Arapça olduğunu ve temel ibadetlerde orijinaline sadık kalınması gerektiğini bilecek kadar da dine hakim birisi olduğundan bu işe alet olmak istememiştir. Zaten sonradan ezanın Türkçe okunması ve Arapça okunmasının yasaklanması da kaygılarını doğrulayacak niteliktedir.

    Bu meal önemsiz diyenler ya hiç yabancı dil bilmiyordur ya da hiç çeviri yapmamıştır. Tercüme yapan biri bilir ki çevirinin kaliteli olması için her iki dile de hakim olmak gerekir. Mehmet Akif bu özelliğe sahip olduğu için ve onun dönemindeki dilin daha zengin olması sebebiyle çok önemli bir çeviridir. Barnabas İncili'nin ortaya çıkması kadar heyecan verici ve gizemli olmasa da önemi çok büyük bir eserdir.


    “İbret olmaz bize, her gün okuruz ezber de!
    Yoksa, bir maksad aranmaz mı bu âyetlerde?
    Lâfzı muhkem yalınız, anlaşılan, Kur’ân’ın:
    Çünkü kaydında değil, hiçbirimiz ma’nânın:
    Ya açar Nazm-ı Celîl’in, bakarız yaprağına;
    Yâhud üfler geçeriz bir ölünün toprağına.
    İnmemiştir hele Kur’ân, bunu hakkıyle bilin,
    Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için!”


    aslında ben camide namazların türkçe okunmasını desteklerim çünkü çoğumuz arapça bilmiyor.yani mesela imam küfretse arapça yine de biz ona taparız.ancak türkçe olsa çok daha iyi anlşılır




  • Murat Bardakçının bu konu hakkında bir yazısı var.
    okumanızı tavsiye ederim

    http://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/774383-ekmeleddin-beye-cok-buyuk-vazife-dusuyor
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DündenBugüne

    aslında ben camide namazların türkçe okunmasını desteklerim çünkü çoğumuz arapça bilmiyor.yani mesela imam küfretse arapça yine de biz ona taparız.ancak türkçe olsa çok daha iyi anlşılır

    Namaz ve ezan evrenseldir ve İslam'ın kaynak dini Arapça olduğundan orijinaline sadık şekilde Arapça olarak uygulanır. Kabe'de kılınan namazların tüm dünya dillerine çevrilmesi gerekiyor o zaman. Sonuçta kimse birşey anlamayacak.

    İmamın küfretmesi konusunda yoruma lüzum yok. Böylesine uç bir örnekle amel edilmez. Zaten imama uyulur, Allah'a tapılır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: faruk

    quote:

    Orijinalden alıntı: DündenBugüne

    aslında ben camide namazların türkçe okunmasını desteklerim çünkü çoğumuz arapça bilmiyor.yani mesela imam küfretse arapça yine de biz ona taparız.ancak türkçe olsa çok daha iyi anlşılır

    Namaz ve ezan evrenseldir ve İslam'ın kaynak dini Arapça olduğundan orijinaline sadık şekilde Arapça olarak uygulanır. Kabe'de kılınan namazların tüm dünya dillerine çevrilmesi gerekiyor o zaman. Sonuçta kimse birşey anlamayacak.

    İmamın küfretmesi konusunda yoruma lüzum yok. Böylesine uç bir örnekle amel edilmez. Zaten imama uyulur, Allah'a tapılır.



    Bu konuda size katılmıyorum.Anlayamadığım şeyin bana bir faydası yoktur.Namaz Allah ile konuşmaktır derler bilmem bilir misiniz ama Allah ile anladığın dilde konuşmanın ne dine bir zararı vardır ne bireye.Tam tersi birey ne dediğini anlayarak ibadet ettiği için daha iyidir bu onun için hiç değilse ezberden anlamadığın bir dile bazı kelimeler tekrar etmiş olmaz anlayarak ibadetini eder.Ezan ise kesinlikle Türkçe olmalı görüşündeyim ezan insanları namaza çağırıyor bunu insanların anladıkları dilde yapsa daha çok insan bu çağrıya kulak verir.Kabe örneğiyse mantıksız sonuçta kısa bir süre orada kalıyor ve ülkene dönüyorsun ilelebet orada ibadet etmiyorsun orada kalan vatandaşlar ise zaten arapçayı anlıyorlardır.Tabi bunlar benim düşüncelerim ve biliyorum ki ikimiz de birbirimize kendi görüşümüzü kabul ettiremeyeceğiz bunu konuşmanın tartışmaya dönmemesi ve uzatmamanız için söylüyorum siz düşüncenizi açıkladınız ben de içimde kalmasın dedim kendi görüşlerimi açıkladım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 42_SeNTeZ_42

    Bu konuda size katılmıyorum.Anlayamadığım şeyin bana bir faydası yoktur.Namaz Allah ile konuşmaktır derler bilmem bilir misiniz ama Allah ile anladığın dilde konuşmanın ne dine bir zararı vardır ne bireye.Tam tersi birey ne dediğini anlayarak ibadet ettiği için daha iyidir bu onun için hiç değilse ezberden anlamadığın bir dile bazı kelimeler tekrar etmiş olmaz anlayarak ibadetini eder.Ezan ise kesinlikle Türkçe olmalı görüşündeyim ezan insanları namaza çağırıyor bunu insanların anladıkları dilde yapsa daha çok insan bu çağrıya kulak verir.Kabe örneğiyse mantıksız sonuçta kısa bir süre orada kalıyor ve ülkene dönüyorsun ilelebet orada ibadet etmiyorsun orada kalan vatandaşlar ise zaten arapçayı anlıyorlardır.Tabi bunlar benim düşüncelerim ve biliyorum ki ikimiz de birbirimize kendi görüşümüzü kabul ettiremeyeceğiz bunu konuşmanın tartışmaya dönmemesi ve uzatmamanız için söylüyorum siz düşüncenizi açıkladınız ben de içimde kalmasın dedim kendi görüşlerimi açıkladım.

    Tartışmaktan zarar gelmez. Yeter ki saygı kaybolmasın, kavgaya dönüşmesin.

    Öncelikle namaz Allah ile konuşmak değildir. Benzetme sahibi kimdir bilmiyorum ama Allah veya peygamberi değildir. Namaz Allah'ın vakitleri belli olmak üzere Müslümanlara emrettiği bir ibadettir. İbadetlerin şekli ve içeriği değiştirilemez. Çünkü Allah Maide suresinde dininizi kemale erdirdim demiştir. Yani din tamamlanmıştır.

    Sizi bahsettiğiniz şey dua etmektir. Allah'tan istemektir. İşte bu yabancı dilde yapılmamalı. İnsanın anlamını bilmediği şeyleri istemesi düşünülemez. Namazda Kur'an ayeti okunur. Bireysel isteklerde bulunulamaz. Rüku ve secdede istediğiniz gibi dua edebilirsiniz. Türkçe de olur, Arapça da ancak surelerin okunması gerekn yerlerde sureleri okumaya mecbursunuz. Allah'ın ölçüsü budur. Kabul edip etmemek size kalmış.

    Ezan konusunda ise bahsettiğim gibi evrensellik esastır. Bu dünya üzerindeki tüm Müslümanlar ezanın namaza çağrı olduğunu bilir. Hatta Müslümanlarla bir arada yaşayan gayrimüslimler bile ezanın ne için okunduğunu bilir. Davete icabet etmeyen insana Türkçe veya Arapça çağrı yapmanın hiçbir farkı olmaz. Bu teoriniz de pek mantıklı değil.

    Allah insanları farklı ırk ve dillere sahip olarak yaratmıştır ve bu dini de tüm insanlığa emretmiştir. Böyle kozmopolit bir toplulukta ortak bir dil şarttır ve bu da Arapçadır.




  • Dedigim gibi ikimiz de birbirimize kabul ettiremeyiz fikirlerimizi yani uzatmayacagim onceki mesajimda da belirttigim gibi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 42_SeNTeZ_42


    quote:

    Orijinalden alıntı: faruk

    quote:

    Orijinalden alıntı: DündenBugüne

    aslında ben camide namazların türkçe okunmasını desteklerim çünkü çoğumuz arapça bilmiyor.yani mesela imam küfretse arapça yine de biz ona taparız.ancak türkçe olsa çok daha iyi anlşılır

    Namaz ve ezan evrenseldir ve İslam'ın kaynak dini Arapça olduğundan orijinaline sadık şekilde Arapça olarak uygulanır. Kabe'de kılınan namazların tüm dünya dillerine çevrilmesi gerekiyor o zaman. Sonuçta kimse birşey anlamayacak.

    İmamın küfretmesi konusunda yoruma lüzum yok. Böylesine uç bir örnekle amel edilmez. Zaten imama uyulur, Allah'a tapılır.



    Bu konuda size katılmıyorum.Anlayamadığım şeyin bana bir faydası yoktur.Namaz Allah ile konuşmaktır derler bilmem bilir misiniz ama Allah ile anladığın dilde konuşmanın ne dine bir zararı vardır ne bireye.Tam tersi birey ne dediğini anlayarak ibadet ettiği için daha iyidir bu onun için hiç değilse ezberden anlamadığın bir dile bazı kelimeler tekrar etmiş olmaz anlayarak ibadetini eder.Ezan ise kesinlikle Türkçe olmalı görüşündeyim ezan insanları namaza çağırıyor bunu insanların anladıkları dilde yapsa daha çok insan bu çağrıya kulak verir.Kabe örneğiyse mantıksız sonuçta kısa bir süre orada kalıyor ve ülkene dönüyorsun ilelebet orada ibadet etmiyorsun orada kalan vatandaşlar ise zaten arapçayı anlıyorlardır.Tabi bunlar benim düşüncelerim ve biliyorum ki ikimiz de birbirimize kendi görüşümüzü kabul ettiremeyeceğiz bunu konuşmanın tartışmaya dönmemesi ve uzatmamanız için söylüyorum siz düşüncenizi açıkladınız ben de içimde kalmasın dedim kendi görüşlerimi açıkladım.

    ben de bu açıdan söylemiştim zaten.hem tartışmaya gerek yok kişiye göre değişir aslında kanıtlayacak bir şey yok sonuçta




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 42_SeNTeZ_42


    quote:

    Orijinalden alıntı: faruk

    quote:

    Orijinalden alıntı: DündenBugüne

    aslında ben camide namazların türkçe okunmasını desteklerim çünkü çoğumuz arapça bilmiyor.yani mesela imam küfretse arapça yine de biz ona taparız.ancak türkçe olsa çok daha iyi anlşılır

    Namaz ve ezan evrenseldir ve İslam'ın kaynak dini Arapça olduğundan orijinaline sadık şekilde Arapça olarak uygulanır. Kabe'de kılınan namazların tüm dünya dillerine çevrilmesi gerekiyor o zaman. Sonuçta kimse birşey anlamayacak.

    İmamın küfretmesi konusunda yoruma lüzum yok. Böylesine uç bir örnekle amel edilmez. Zaten imama uyulur, Allah'a tapılır.



    Bu konuda size katılmıyorum.Anlayamadığım şeyin bana bir faydası yoktur.Namaz Allah ile konuşmaktır derler bilmem bilir misiniz ama Allah ile anladığın dilde konuşmanın ne dine bir zararı vardır ne bireye.Tam tersi birey ne dediğini anlayarak ibadet ettiği için daha iyidir bu onun için hiç değilse ezberden anlamadığın bir dile bazı kelimeler tekrar etmiş olmaz anlayarak ibadetini eder.Ezan ise kesinlikle Türkçe olmalı görüşündeyim ezan insanları namaza çağırıyor bunu insanların anladıkları dilde yapsa daha çok insan bu çağrıya kulak verir.Kabe örneğiyse mantıksız sonuçta kısa bir süre orada kalıyor ve ülkene dönüyorsun ilelebet orada ibadet etmiyorsun orada kalan vatandaşlar ise zaten arapçayı anlıyorlardır.Tabi bunlar benim düşüncelerim ve biliyorum ki ikimiz de birbirimize kendi görüşümüzü kabul ettiremeyeceğiz bunu konuşmanın tartışmaya dönmemesi ve uzatmamanız için söylüyorum siz düşüncenizi açıkladınız ben de içimde kalmasın dedim kendi görüşlerimi açıkladım.

    Hocam senin gibi düşünen az bulunur bu ülkede. Camileri dolduran cemaatin yüzde kaçı okuduğu duanın anlamını biliyor ki? Anlamını dahi bilmediğin kelimelerle yaptığın ibadetten adama ne hayır gelir. Arapça üzerinde bu kadar diretilmesi, bizi özümüzden uzaklaştırdı. Toplumun büyük bir kısmına bakarsak yarı Arap - Türk bireyleri görebiliriz zaten. Keşke zamanında her gördüğünü benimseyip, kendi dilini unutan atalarımız bu konuda biraz daha duyarlı olsaydı. Hiç değilse konuştuğumuz dil bozulmazdı.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.