Şimdi Ara

Ordet (1955) | Carl Theodor Dreyer

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
27
Cevap
1
Favori
1.281
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ordet
     Ordet (1955) | Carl Theodor Dreyer


    1955, Danimarka yapımı. Yönetmen, Carl Theodor Dreyer. Oyuncular, Henrik Malberg, Emil Hass Christensen, Preben Lerdorff Rye. Altın Aslan ve Altın Küre ödülü.


    Film 1925 Danimarka’sının bir köyünde Borgen ailesi üzerinde geçiyor. Morten Borgen Tanrı’ya inanan yaşlı bir adam, büyük oğlu Mikkel Borgen iyi kalpli fakat Tanrı’ya inancı olmayan bir karakter, ortancası Johannes, ilahiyat eğitimi aldıktan sonra, Tanrı düşüncesi üzerine kendini fazla verdiğinden dolayı aklını yitiren ve kendini İsa sanan bir karakter, küçük oğlu Anders genç ve komşuları terzi Petersen’in kızı Anne ile evlenmeyi isteyen bir karakter ve son olarak, Mikkel’in karısı Inger, herkesin üstüne titreyen ve ailedekilerin üzülmesini istemeyen bir karakterdir. Film Borgen ailesinin komşusu olan Peter’in, kızının, onların inançlarıyla aynı ölçüde Tanrı’ya inanmadıklarını düşündüğü için Anders'le evlenmesine izin vermemesinden sonra, inananların arasında nasıl bir inanç ayrımı olabileceği ve yine inananların Tanrı’ya tüm varlıklarıyla birlikte inanıp inanmadıkları gibi konuların üzerine gidiyor.

    Petersenlerin kendi inançdaşlarıyla yaptıkları bir toplantının bitimine yakın, Morten, Peter’in kızını onlara vermedikleri için, onların evine gidiyor. Ve aslında aynı Tanrı’ya inanan insanlar, kendilerinin farklı inanç yollarını benimsediklerini ve kendi inanç şekillerinin inanmada daha doğru bir yol olduklarını savunuyorlar. Sonuçta orak bir nokta bulamıyorlar.Morten ve Anders evden ayrılacakken Mikkel doğum yapan karısının durumunu bildirmek için orayı arıyor. Ve karısının durumunun iyiye gitmediğini söylüyor. Peter Tanrı’nın onları cezalandırdığını düşünüyor.

    Inger içeride doğum yaparken Johannes sürekli ortada dolanıp, dini ahlak dersleri veriyor. Ama kimse onu dikkate almıyor. Filmde Hıristiyanlıkla ilgili simgeleştirmeler var. Sahneler çok uzun ve çok etkileyici, özellikle ilk sahneyi ve doğum gecesi sahnesini çok beğendim. Ama filmin sonunu pek beğenmedim çünkü,
    Filmin sonunda Tanrı'dan ve İsa'dan gerçekten isteyerek dua edersek, isteğimiz muhakkak gerçekleşir, bunu da ölünün diriltilmesi ile abartarak göstermiş yönetmen. Bu mucize gerçekleştikten sonra, inançsız Mikkel Tanrı'ya inanmaya karar veriyor. Ayrıca doğum sahnesinde Morten'in gelini için bir türlü dua edememesi filmin ne anlatmak istediğini destekler cinsteydi.
    Nihayetinde, Tanrı'ya katıksız bir inançla bağlanmalıyız. İnanç kavramı üzerine yoğunlaşmış film. İnanmak demek sonuna kadar, aklında herhangi bir şüphe olmadan inanmak demektir. Filmin anlatmak istediği şeyi beğenmesem de klasik bir sanat eseri olduğunu yadsıyamam. Epey beğendim. Din konulu film meraklılarına tavsiyemdir. (8.5/10)







  • bu filmde pc de duruyor,criterion collection da görüp acayip merak etmiştim

    ben henüz jeanne darc ı izlemeden,sen bir dreyer filmi izleyerek hızını bir kez daha gösterdin,yalnız geçen gelen misafir gene geldi ve tam nefes almışken düzen yine bozuldu,jeanne darc ı 15 dakika kadar izleyip hayran kaldım ama gelde izle,onuda bir an önce izlemeni tavsiye ederim ilginçtir onun hikayesi de aynı şekilde,kızın biri kendini seçilmiş zannediyor vs.
  • Sen nereden buldun bu filmi, ben çok zor buldum. Gördükçe izleme şevkimin arttığı bir filmdi, bugün de filmi elde ettikten sonra keyifle izledim.

    i love criterion collection

    Jeanne d'Arc'ı izleyeceğim ama Dreyer'a da biraz ara vereceğim, yönetmen olarak ilerliyorum artık. Dreyer'ın da en fazla dört filmini izlerim büyük ihtimal.
    Jeanne d'Arc'ın konusunu okumuştum zaten gerçek bir hayattan mı ne alıntıydı galiba. Kov şu misafirleri Sana rahat yok, olmadı misafirler varken son ses Holy Mountain'i izle, misafirlerin bir gece vakti kendiliklerinden evi terk ettiklerini göreceksin




  • criterion ın sitesinde dolaşırken gördüm isminin kısalığı falan imdb de tesadüf etmek zor hakikaten,cri sağolsun

    demek yönetmen olarak ilerliyorsun,ve demek en fazla 4 filmini izleyeceksin,bunu biraz düşünmek istiyorum amacın nedir

    get to f.ck out my home diye haykırasım var ama anlamazlarsa daha kötü yada büyük buzdan penis sahnesini tekrar tekrar izleyip görmelerini sağlarım,koşarak uzaklaşırlar




  • Nerden buldun derken, nerden indirdin manasında demiştim, indirecek yeri zor bulmuştum ben imdb'de c.c. daki filmler de listelenmiş.
    Evet, yönetmenler üzerinden gidiyorum Dört filmden fazlasını da izleyebilirim belki ama sadece dört filmi dikkatimi çekti, yani acil olarak izleyeceklerim arasında dört filmi var

    Aman akrabaya öyle kötü kelimeler kullanma, Amerikan sinemasının yan etkileri O sahneler ilgilerini çekmesin de, uzaklaştırırsa iyi




  • ha desene yahu,malum sitemde vardı,hızlıda indi kerata

    anladım,bende sandım artık bir yönetmenden en fazla 4 film

    ne yani macarca mı küfür edeyim? niye işi holivuda getiriyorsun delikanlı,ayıp değilmi?

    hahaha sorma oturup benle beraber izlemeye başlamasınlar en iyisi biraz daha sabretmek




  • Theo Angelopoulos'un en beğendiği yönetmendi sanırsam.Theo Angelopoulos'ta benim en beğendiğim yönetmenlerden biri.O zaman Carl Dreyer'i beğenirim.Uzaktan bir akrabalığımız var anlayacağın.Dıdısının dıdısının dıdısı oluyorum.Teşekkürler paylaşım için.
  • diyelim bu filmi izlemek istedik nereden bulacağız arkadaşım bu filmi ben daha 1980 'de çekilmiş filmleri bulamıyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oguz_19811981

    diyelim bu filmi izlemek istedik nereden bulacağız arkadaşım bu filmi ben daha 1980 'de çekilmiş filmleri bulamıyorum.

    Aynen ya diminis öyle uzun uzun yazılar yazacağına torrent linklerini koysana.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Domates Kızartması

    ha desene yahu,malum sitemde vardı,hızlıda indi kerata

    anladım,bende sandım artık bir yönetmenden en fazla 4 film

    ne yani macarca mı küfür edeyim? niye işi holivuda getiriyorsun delikanlı,ayıp değilmi?

    hahaha sorma oturup benle beraber izlemeye başlamasınlar en iyisi biraz daha sabretmek

    Yok malum sitede bulamadım yeni denizlere yelken açtım, artık oralarda takılmıyorum

    Her yönetmen için ayrı ayrı film kontenjanı belirledim gerisi bana haramdır artık

    Tarr'ın filmlerinden akıcı bir Macarcamız oldu, gerçi konuşma pek azdı ama olsun öğrendiğimiz yeter bize, Macarca küfret havalı olur

    Belki misafirler de film tutkunudur, beraber izlemeye bir başladınız mı ipin ucu kaçar




  • quote:

    Orijinalden alıntı: oguz_19811981

    diyelim bu filmi izlemek istedik nereden bulacağız arkadaşım bu filmi ben daha 1980 'de çekilmiş filmleri bulamıyorum.

    Bu biraz sabır ve uğraş gerektiriyor. Tutku da olması gerek. Başkası olsa biraz arayıp bulamayınca uğraşmazdı ama ben ille de izleyeceğim diye neti didik didik ettim, yani meşakkatli ve emek gerektiren bir iş film bulmak. Gerçekten merak etmiyorsanız nette hiç aramayın bile derim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dönüşüm

    Theo Angelopoulos'un en beğendiği yönetmendi sanırsam.Theo Angelopoulos'ta benim en beğendiğim yönetmenlerden biri.O zaman Carl Dreyer'i beğenirim.Uzaktan bir akrabalığımız var anlayacağın.Dıdısının dıdısının dıdısı oluyorum.Teşekkürler paylaşım için.

    Yalnızca o beğeniyor diye izleme adamın filmlerini Beğenir misin bilmiyorum, biraz sıkılabilirsin, çok durağandı Ordet, sahneler uzundu ki bu benim en sevdiğim şeydir filmde, ve dikkatin dağılırsa iki saatlik filmin geri kalanına odaklanamayabilirsin. Filmin anlattığı şeyler de biraz uğraştırıcı. Hepsini geçtim filmin yapım yılı '55 Tabii karar senin, sonra filme küfretme bak Önemli değil bu arada.




  • oo banada öğretsene o siteleri

    şundan iki film bundan üç film,bir kaçta kısa film izlerim şahane olur

    valla bi tek isimleri anlıyordum ben,fazlada dikkat etmedim gerçi bi ara macarcayada el atalım hacı belki kolaydır

    yok yok değiller,daha doğrusu gişe filmi seviyorlar
  • quote:

    Orijinalden alıntı: diminishedtriad

    quote:

    Orijinalden alıntı: Dönüşüm

    Theo Angelopoulos'un en beğendiği yönetmendi sanırsam.Theo Angelopoulos'ta benim en beğendiğim yönetmenlerden biri.O zaman Carl Dreyer'i beğenirim.Uzaktan bir akrabalığımız var anlayacağın.Dıdısının dıdısının dıdısı oluyorum.Teşekkürler paylaşım için.

    Yalnızca o beğeniyor diye izleme adamın filmlerini Beğenir misin bilmiyorum, biraz sıkılabilirsin, çok durağandı Ordet, sahneler uzundu ki bu benim en sevdiğim şeydir filmde, ve dikkatin dağılırsa iki saatlik filmin geri kalanına odaklanamayabilirsin. Filmin anlattığı şeyler de biraz uğraştırıcı. Hepsini geçtim filmin yapım yılı '55 Tabii karar senin, sonra filme küfretme bak Önemli değil bu arada.

    Hangi tavsiyenden sonra sana küfrettim?Sonuçta adı üstünde sadece tavsiye.Beğenirim ya da beğenmem orası ayrı mevzu ama en azından denerim.Bu arada filmi izlemeyeyim diye bütün olumsuzlukları(bu kelime yanlış olabilir) dizmişsin.Ama o yönetmen en sonunda izlenecek.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dönüşüm

    Hangi tavsiyenden sonra sana küfrettim?Sonuçta adı üstünde sadece tavsiye.Beğenirim ya da beğenmem orası ayrı mevzu ama en azından denerim.Bu arada filmi izlemeyeyim diye bütün olumsuzlukları(bu kelime yanlış olabilir) dizmişsin.Ama o yönetmen en sonunda izlenecek.

    Yok bana küfretsen yine bir şey demem de filme küfretme yani O özellikler kimine göre olumsuzluk kimine göre olumluluk olabilir. O zaman umarım beğenirsin diyeyim, hiç olmadı Angelopoulos etkeni var işin içinde




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Domates Kızartması

    oo banada öğretsene o siteleri

    şundan iki film bundan üç film,bir kaçta kısa film izlerim şahane olur

    valla bi tek isimleri anlıyordum ben,fazlada dikkat etmedim gerçi bi ara macarcayada el atalım hacı belki kolaydır

    yok yok değiller,daha doğrusu gişe filmi seviyorlar

    O siteleri öğrenmek için bazı aşama ve testlerden geçmen gerekiyor Artık ben de kullanamıyorum o siteleri, malum sitelerden devam yani de nereye kadar bilg. patlayacak

    Yok kısa filme vakit ayıramam film dediğin uzun olur, önemli olan işlevi şakası gelmez umarım

    Kullandıkları harfler bile tuhaf, aman bulaşmayalım, filmde duyduğumuz anlamsız sesler olarak kalsın Macarca ama sen asıl Fince'ye bak, adamlar yemek yerken konuşma denen iletişim aracını bulmuşlar herhalde

    Olsun gişe filmi de olur, en azından film seyrediyorlar Hem tüm sinemaseverler işe gişe filmlerini seyrederek başlamazlar mı




  • seni bazen anlayamıyorum hacı,inan ikinci cümlende ne demek istediğini anlamadım

    önemli olan işlevi

    ingilizce yeter

    seni gişe filmi izlerken düşünemiyorum,bak kendimi bile düşünüyorum ama 1-2 yıldır takip ettiğim seni düşünemiyorum,şaka maka sana özelden bi kaç bieşy yazıcam bunla ilgili




  • Çok fazla indirme yapıyorum, bilg. dayanmıyor artık demek istemiştim Bir de o bizim popüler sitelerden indirme yaptığımı söylemiştim

    İzliyorum da beğenemiyorum ki, bunu bir farkım varmış gibi göstermek için yazmıyorum gerçekten beğenemiyorum. Ama bu sadece Amerika sineması için geçerli, zaten bir tek ordan gişe filmi çıkıyor sayılır
  • Filmi bulamayanlar bana ulaşsınlar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Far-Cry

    Filmi bulamayanlar bana ulaşsınlar.

    Bırak kendileri arasın. Emek olmadan yemek olmaz. Ben izleme hevesiyle aradım da buldum, kimse bu filmleri aramazsa başka güzel filmlere de ulaşamaz.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.