Şimdi Ara

57. alay

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
23
Cevap
0
Favori
2.243
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  •  57. alay




    Yıldönümüne yaklaşırken 57. alay :

    Çanakkale’yi denizden geçemeyen İtilaf Devletleri’nin 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası’na ve Kumkale’ye asker çıkarmalarıyla Çanakkale kara savaşları başlamıştı. 25-26 Nisan 1915 tarihlerinde Arıburnu’nda karaya çıkıp Conkbayırı’nda ilerleyen çıkarma kuvvetleri, 19. Tümen K.Kur.Yb. Mustafa Kemal’in 25 Nisan günü verdiği “Ben size emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir” emrini uygulayan Türk birliklerince durduruldu. Bu birliklerden biri Yb.Hüseyin Avni Bey’in komutasındaki 57. Alay’dı. 57. Alay’ın başta komutanları olmak üzere 628 kişilik mevcudunun tamamı 25-28 Nisan 1915 tarihleri arasında şehit düşmüştü.

    Gelibolu Yarımadası’nda Kanlısırt’ta 57. Alay için yaptırılan şehitlik; Mehmetçik Anıtı (Prof. Tankut Öktem), Gazi Hüseyin Kaçmaz Anıtı (Metin Yurdanur) ile donatılmıştır. Heykeltıraş Metin Yurdanur tarafından yapılan bir rölyef de şehitliğin ihtişamını artırmıştır.
    57. Alay Şehitliği 10 Aralık 1992 tarihinde düzenlenen bir törenle halkın ziyaretine açılmış, 25 Temmuz 1994 tarihindeki orman yangınında hasar görmüş, onarılarak 11 Kasım 1994′te tekrar hizmete sunulmuştur.
    Burada yatan şehitlerin en küçüğü 9 yaşındaki Saka Çocuk’tur. Ayrıca 57.Alay’ın İstanbullu Rum Doktoru Yüzbaşı Dimitroyati, Alay İmamı Konyalı Hasan Fehmi Efendi ile beraber burada gömülüdür. Alay’ın komutanı Yarbay Manastırlı Hüseyin Avni Bey’in mezarı parmaklıkla çevrili küçük bir alanın ortasındadır. Mermerden yapılmış olan bu mezarın başındaki bir yazıtta kısaca savaş hakkında bilgiler verilmektedir.

    57.Alay Sanacağı İle İlgili Önemli Haber:
    Bir süredir Türkiye gündemini meşgul eden 57’nci Alay Sancağı ile ilgili gerçeği Hürriyet ortaya çıkardı. Çanakkale Savaşı sırasında son erine kadar şehit düşen Alay’ın sancağının Avustralya’da Melburne Müzesi’nde bulunduğu iddialarının doğru olmadığı belirlendi.


    ÇANAKKALE Savaşı’nın 90’ıncı yıldönümü nedeniyle medya ve internet sitelerinde yer alan savaş hikayelerinin belki de en ilginci 57’nci Alay ve Sancağı hakkındaydı. Yazılanlara göre 57’nci Alay Çanakkale Muharebeleri’nde kahramanca savaşmış ve son erine kadar şehit düşmüştü. Bir ağaç dalında bulunan Alay Sancağı ise Avustralyalılar tarafından Melbourne’a götürülmüştü ve müzede sergileniyordu. Altında ise şu yazı bulunuyordu: ‘Bu Alay Sancağı Gelibolu savaş alanından getirtilmiştir ama esir edilmemiştir. Türk Ordusu’nun geleneklerine göre bir alayın sancağı, alayın son eri ölmeden teslim edilemez. Bu sancak, sonuncu muhafızın da altında ölü olarak yattığı bir ağacın dalına asılı olarak bulunmuştur. Kahramanlık timsali olarak karşınızda duran bu Türk Alayı Sancağını selamlamadan geçmeyin.’

    Bir başka haberde ise aynı iddia bu kez şöyle dile getirlmişti: ‘Ey ziyaretçi! Önünden geçmekte olduğun sancak dünya müzelerinin en nadir eseridir. Çünkü bu sancak dünyadaki tek esir Türk sancağıdır. Bütün alay şehit olduktan sonra, ağaca dayalı olarak bulunmuştur.’

    Çanakkale Savaşı konusunda uzman tarihçi ve yazarlar bu iddiaları zaten yalanlarken, Avustralya’daki müzelerde ne bir Türk sancağı ne de altında böyle bir yazı bulunmadığı ortaya çıktı. Hürriyet konuya son noktayı koymak için Genelkurmay Başkanlığı’na yazılı başvuru yaparak sorularını yöneltti. Genelkurmay’ın verdiği yanıt şöyle:

    MELBOURNE’DE YOK

    57’nci Alay’a Çanakkale Muharebeleri’nden sonra, 30 Kasım 1915’te Sultan V. Reşat’ın iradesiyle altın, gümüş imtiyaz ve harp madalyaları verilmiştir. Bu madalyalar, 25 Nisan 1916 tarihinde İstanbul – Şile arasında bulunan Çelebi Köyü’nün kuzeydoğusunda toplanan Alay’ın sancağına törenle takılmıştır. Dolayısıyla Alay Sancağı’nın Çanakkale Muharebeleri sırasında Avustralyalılar tarafından ele geçirildiği iddiası doğru değildir. Bazı yayınlarda bu sancağın bugün Avustralya Melbourne Müzesi’nde sergilendiği iddia edilmektedir. Bu iddialarla ilgili Melbourne Müzesi’nin de içinde yeraldığı dört müze adına Victoria Eyalet Müzesi tarafından gönderilen cevabi yazıda, ellerinde 57’nci Alay’a ait bir sancak bulunmadığı bilgisine ulaşılmıştır.

    YOK EDİLMİŞ OLABİLİR

    Günümüze dek geçen sürede 57’nci Alay Sancağı’na ilişkin herhangi bir bilgi aydınlığa kavuşmamıştır. Ancak, Türk ordu geleneği göz önüne alındığında, Alay’ın İngilizler tarafından esir alınırken, sancağını teslim etmeyerek imha etmiş olmasının kuvvetli bir ihtimal olduğu değerlendirilmektedir.

    En son Filistin’de savaştılar

    57’nci Alay, Çanakkale Cephesi’nden sonra, önce Galiçya Cephesi’nde savaşmış, ardından bağlı olduğu 19’uncu Tümen ile birlikte Filistin Cephesi’ne intikal etmiştir. 19’uncu tümen 23 Eylül 1918 tarihinde İngilizler’e esir düşmüştür. 57’nci Alay’ın da 29 Temmuz 1917 – 23 Eylül 1918 tarihleri arasında Filistin Cephesi’nde birçok muharebeye katıldığı, son olarak Nablus Meydan Muharebesi’nde mevcudunun hemen hemen dörtte üçünden fazlasını kaybettiği

    HÜRRİYET
    Yayın Tarihi : 02 Mayıs 2005 Pazartesi 09:57:22





    57. Alay için Dünya telsizcileri Çanakkale’de toplanıyor
    TCSWAT 57. Alay sehitlerini saygi ile anmak icin uluslararası bir çalışma düzenledi


    22-25 Nisan 2010 tarihleri arasında TCSWAT bir kez daha Çanakkale Savaşları’nın başlangıcı kabul edilen Anzak çıkartmasını durdurmak amacıyla 25 Nisan 1915 sabahı harekete geçen ve çıkartmayı durduran 57. Alay sehitlerini saygi ile anmak icin TC57A çağrı işareti ile telsiz istasyonu kurarark Kocaçimen tepeden uluslararası bir çalışma yapacak.

    Ingiltere'den, Yeni Zellanda'dan ve Avustralya'dan gelen tesizciler ile yapılacak olan çalışmada dünya telsizcileri ile konuşulacak ve Çanakkale Savasları üzerine bilgiler verilecek, sabaha karşı Anzaklar tarafından yapılacak anmada da aynı çalışma devam ettirilecek...

    22-25 Nisan 2010 tarihleri arasında aralıksız devam edecek olan çalışmada TCSWAT ile Turkiye Izcilik Federasyonu'na bağlı izciler yabancı radyo amatörlerine ev sahipliği yapacaklar.

    http://ekonomi.haberturk.com/teknoloji/haber/508795-57-alay-icin-dunya-telsizcileri-canakkalede-toplaniyor







  • allah rahmet eylesin hepsini allah bir daha savaş yaşatmasın
  • Taa Avustralyadan kalkıp gelen Anzakların, sancağımıza böyle saygı göstereceklerini pek sanmıyorum; muhtemelen yok etmişlerdir gördükleri yerde.
  • quote:

    628 kişilik mevcudunun tamamı 25-28 Nisan 1915 tarihleri arasında şehit düşmüştü


    quote:

    Bu madalyalar, 25 Nisan 1916 tarihinde İstanbul – Şile arasında bulunan Çelebi Köyü’nün kuzeydoğusunda toplanan Alay’ın sancağına törenle takılmıştır.


    quote:

    YOK EDİLMİŞ OLABİLİR

    Günümüze dek geçen sürede 57’nci Alay Sancağı’na ilişkin herhangi bir bilgi aydınlığa kavuşmamıştır. Ancak, Türk ordu geleneği göz önüne alındığında, Alay’ın İngilizler tarafından esir alınırken, sancağını teslim etmeyerek imha etmiş olmasının kuvvetli bir ihtimal olduğu değerlendirilmektedir.


    Bu bilgiler çelişmiyor mu? Sancaklarını 25-28 Nisan arasında imha etmişlerse, Kasımda'ki sancak hangi sancak? Kasımda'ki sancak orjinal sancak ise daha sonra nasıl ortadan kayboluyor?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi destroyer39 -- 20 Nisan 2010; 15:53:46 >




  • Çanakkale denilince Anzakların gözü yaşlı, yas tutan torunları akıllara gelmeye başladı. Valla bazen ben bile işgalçi Türkler, Anzakları katletti diye düşünmeye başladım.
  • avustralya'da yaşayan bir akraba var.

    Türkiye-avustralya-yeni zelanda halkları arasında müsabakalar organize ediliyormuş, bu sene çanakkale'de yanlış bilmiyorsam ilk kez yapılacakmış bu. ve geleneksel bir şekilde devam ettirilecekmiş.

    sonradan 19. tugay olarak değiştirilen ve halen öyle devam etmekte olan 19. tümen'i de ziyaret etmiştik çanakkale gezisi sırasında.

    kısa süre öncesine kadar da bu şanlı birliğin komutanı, Tuğg. ömer paç idi, sonra terfi aldı.
    aynı zamanda 2003-2004 yıllarında hazırlık sınıfnda okuduğum lisenin de komutanıydı kendisi.

    19. tümen ve 57. alay tarihimizdeki yerini her zaman koruyacaktır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darkness

    Taa Avustralyadan kalkıp gelen Anzakların, sancağımıza böyle saygı göstereceklerini pek sanmıyorum; muhtemelen yok etmişlerdir gördükleri yerde.

    Anzaklar ülkemize ve askerimize saygılıdır ve ben şahsen onlara emperyalist gözüyle bakmam ama savaş esnasında,o günkü koşullar altında böyle bir olayın yaşanacağını hiç düşünmüyorum ki normal olanda budur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darkness
    Taa Avustralyadan kalkıp gelen Anzakların, sancağımıza böyle saygı göstereceklerini pek sanmıyorum; muhtemelen yok etmişlerdir gördükleri yerde.


    Sanmıyorum bu kadar sert olacaklarını Anzakların, adamların siperde yazdıkları şiirlerde dahi Türk askerine saygıları var.
  • Sayın neommy, bu şiirlere bir örnek verebilir misiniz; merak ettim doğrusu. Atatürk'ün anzaklara ve ailelerine yaptığı konuşmayı biliyordum ama onlar tarafından cephede yazılan şiirleri yeni duydum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darkness
    Sayın neommy, bu şiirlere bir örnek verebilir misiniz; merak ettim doğrusu. Atatürk'ün anzaklara ve ailelerine yaptığı konuşmayı biliyordum ama onlar tarafından cephede yazılan şiirleri yeni duydum.


    5-6 ay önce Çanakkale ile ilgili birşeyler, cinler-periler-evliyalar, kafama takılmışlar ve epeyce bir araştırma yapmıştım internette ve o sırada geçerken rastlamıştım şiire bir Avustralya veya Yeni Zelanda sitesinde ama yerini kayıt etmediğimden şu anda bulmam aylar alır, üzgünüm! Birgün bulursam buraya ilave ederim.
    Benim bahsettiğim şiir aynı zamanda şair olan bir subay tarafından Çanakkale de siperde iken, yani savaşırken yazılmıştı! Bu yüzden öyle ulvi harika bir şiir filan beklemeyin!
    " Türk askerine saygım var, iyi savaşçılardır, nerden mi biliyorum, savaştım... " gibi birşeylerdi...
    Ama genel olarak Türk askerine o zaman büyük saygı var, fakat askerin eğitim seviyesi için bu yok diyebilirim rahatlıkla.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 21 Nisan 2010; 12:01:30 >




  • Çanakkale'de bir Fransız subayın Türk askeri için yazdığı şiir


    Soranlara der ki: “Yaşlıdır hala gözlerim,
    İnsanlık dersi için okunmalı sözlerim
    Çok kanlı bir boğuşmadan sonra dolaşırken,
    Bir Türk askerine gözüm takıldı aniden
    Bana tuhaf görünen hareketleri vardı,
    Ona doğru yöneldim, beni bir merak sardı
    Bir de baktım ki, ağır yaralı bir Fransız’ın
    Yarasını sarıyordu, hiç aldırmaksızın
    Kendi elbisesini kesip, yaralı ere,
    Tampon yapıyordu, kanın fışkırdığı yere
    Durdurmuştu can düşmanının akan kanını,
    O da ağır yaralıydı, akıyordu kanı
    Kendi yarasına basmıştı bir avuç toprak,
    Düşmanına bakıyordu, merhamet duyarak
    Rüyadaydım sanki olanları görüyordum,
    Koşarak yanına kadar gidip şunu sordum:
    -O sana düşman değil mi, yarasını sardın,
    Ne yapmak istiyorsun, söyle nedir maksadın?
    O Türk askeri yarı baygın zor cevap verdi;
    -Bu asker yaşlıca bir kadın resmi gösterdi,
    Anladım ki anasına gitmek arzusudur,
    Belki anasının bir tanecik kuzusudur
    Kendim şehit olacağım, bunu biliyorum,
    O anasına kavuşsun, budur benim arzum
    Akan gözyaşlarımı silmeye çalışırken,
    Son nefeslerini vermişti ikisi birden
    Gözlerimin önünden hiç gitmez bu manzara,
    Türk’e hayran olarak gideceğim mezara.”




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    quote:

    Orijinalden alıntı: Darkness
    Sayın neommy, bu şiirlere bir örnek verebilir misiniz; merak ettim doğrusu. Atatürk'ün anzaklara ve ailelerine yaptığı konuşmayı biliyordum ama onlar tarafından cephede yazılan şiirleri yeni duydum.


    5-6 ay önce Çanakkale ile ilgili birşeyler, cinler-periler-evliyalar, kafama takılmışlar ve epeyce bir araştırma yapmıştım internette ve o sırada geçerken rastlamıştım şiire bir Avustralya veya Yeni Zelanda sitesinde ama yerini kayıt etmediğimden şu anda bulmam aylar alır, üzgünüm! Birgün bulursam buraya ilave ederim.
    Benim bahsettiğim şiir aynı zamanda şair olan bir subay tarafından Çanakkale de siperde iken, yani savaşırken yazılmıştı! Bu yüzden öyle ulvi harika bir şiir filan beklemeyin!
    " Türk askerine saygım var, iyi savaşçılardır, nerden mi biliyorum, savaştım... " gibi birşeylerdi...
    Ama genel olarak Türk askerine o zaman büyük saygı var, fakat askerin eğitim seviyesi için bu yok diyebilirim rahatlıkla.


    Türk askerine Çanakkele'ye gelmeden önceki bakışları ''Korkak Abdül'' şeklindedir. Daha sonra savaş esnasında Türk askerine saygı duymaya başlıyorlar. Bu konuda Turgut Özakman'ın ''Diriliş'' kitabını tavsiye edebilirim.




  • Teşekkürler Sayın alikuşcu

    Fransız askerin Türkçesine hayran kaldım Şaka bir yana bunların orijinal metinleri de vardır herhalde, yoksa gerçekliklerinden şüphe duyabilirim, tarihimiz hep "böyle anlıyız, şöyle şanlıyız" diye biraz mübalağalı anlatılır ya.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darkness

    Teşekkürler Sayın alikuşcu

    Fransız askerin Türkçesine hayran kaldım Şaka bir yana bunların orijinal metinleri de vardır herhalde, yoksa gerçekliklerinden şüphe duyabilirim, tarihimiz hep "böyle anlıyız, şöyle şanlıyız" diye biraz mübalağalı anlatılır ya.


    Özellikle de günlükler ve mektuplardan yola çıkılarak hazırlanmış olan Gelibolu belgeselini tavsiye edebilirim. Tarihi vesikalara dayalı ortak bir yapımdır. Savaşın dehşetini ve o dehşet içerisinde yeşeren ilginç dostlukları etkileyici bir dille aktarmışlar. Yani en azından ben etkilendim.




  • Gidip görmek nasip oldu geliboludaki kolorduya girdik bir muze vardı içinde orda savaş kalıntıları vardı bir üst katta kütüphane eski tazılar filan anzakların yazıdkları dikkatimi çekti çoğu kişi ne için savaştığını bilmiyormuş akşam olunca Türk askerleri onlara incir onlarda bizim askerlere konserve ilaç filan verirlermi tekrar sabah olunca savaşa tekrar başlarlarmış
    Allah tüm şehitlerimize rahmet eylesin
  • quote:

    Orijinalden alıntı: alikuşcu

    Çanakkale'de bir Fransız subayın Türk askeri için yazdığı şiir


    Soranlara der ki: “Yaşlıdır hala gözlerim,
    İnsanlık dersi için okunmalı sözlerim
    Çok kanlı bir boğuşmadan sonra dolaşırken,
    Bir Türk askerine gözüm takıldı aniden
    Bana tuhaf görünen hareketleri vardı,
    Ona doğru yöneldim, beni bir merak sardı
    Bir de baktım ki, ağır yaralı bir Fransız’ın
    Yarasını sarıyordu, hiç aldırmaksızın
    Kendi elbisesini kesip, yaralı ere,
    Tampon yapıyordu, kanın fışkırdığı yere
    Durdurmuştu can düşmanının akan kanını,
    O da ağır yaralıydı, akıyordu kanı
    Kendi yarasına basmıştı bir avuç toprak,
    Düşmanına bakıyordu, merhamet duyarak
    Rüyadaydım sanki olanları görüyordum,
    Koşarak yanına kadar gidip şunu sordum:
    -O sana düşman değil mi, yarasını sardın,
    Ne yapmak istiyorsun, söyle nedir maksadın?
    O Türk askeri yarı baygın zor cevap verdi;
    -Bu asker yaşlıca bir kadın resmi gösterdi,
    Anladım ki anasına gitmek arzusudur,
    Belki anasının bir tanecik kuzusudur
    Kendim şehit olacağım, bunu biliyorum,
    O anasına kavuşsun, budur benim arzum
    Akan gözyaşlarımı silmeye çalışırken,
    Son nefeslerini vermişti ikisi birden
    Gözlerimin önünden hiç gitmez bu manzara,
    Türk’e hayran olarak gideceğim mezara.”

    tüylerim diken diken oldu




  • quote:

    Orijinalden alıntı: alikuşcu

    Çanakkale'de bir Fransız subayın Türk askeri için yazdığı şiir


    Soranlara der ki: “Yaşlıdır hala gözlerim,
    İnsanlık dersi için okunmalı sözlerim
    Çok kanlı bir boğuşmadan sonra dolaşırken,
    Bir Türk askerine gözüm takıldı aniden
    Bana tuhaf görünen hareketleri vardı,
    Ona doğru yöneldim, beni bir merak sardı
    Bir de baktım ki, ağır yaralı bir Fransız’ın
    Yarasını sarıyordu, hiç aldırmaksızın
    Kendi elbisesini kesip, yaralı ere,
    Tampon yapıyordu, kanın fışkırdığı yere
    Durdurmuştu can düşmanının akan kanını,
    O da ağır yaralıydı, akıyordu kanı
    Kendi yarasına basmıştı bir avuç toprak,
    Düşmanına bakıyordu, merhamet duyarak
    Rüyadaydım sanki olanları görüyordum,
    Koşarak yanına kadar gidip şunu sordum:
    -O sana düşman değil mi, yarasını sardın,
    Ne yapmak istiyorsun, söyle nedir maksadın?
    O Türk askeri yarı baygın zor cevap verdi;
    -Bu asker yaşlıca bir kadın resmi gösterdi,
    Anladım ki anasına gitmek arzusudur,
    Belki anasının bir tanecik kuzusudur
    Kendim şehit olacağım, bunu biliyorum,
    O anasına kavuşsun, budur benim arzum
    Akan gözyaşlarımı silmeye çalışırken,
    Son nefeslerini vermişti ikisi birden
    Gözlerimin önünden hiç gitmez bu manzara,
    Türk’e hayran olarak gideceğim mezara.”


    Fransız subayı Türkçe biliyormuymuş?Neyse ama yine şiirdeki olaylar yaşanmış,Diriliş adlı kitapta anzakların Türklere savaştan önceki bakışıyla,ondan sonraki bakış açılarının baya değiştiği anlatılıyordu.
    ------------------------------
    Sanırım Yeni Zelandalılar ve Avusturalyalılar,Türkleri seviyor.Bir gezi programında izlemiştim.Zaten adamların belli başlı tek tarihi geçmişi Çanakkale Savaşı.

    Bu arada Avusturalyalılar ve Zelandalılar,o dönemki İngiltereyi hiç sevmiyor diye biliyorum,doğrumu?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hammerdown -- 22 Nisan 2010; 19:23:32 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: feylesof
    quote:

    Orijinalden alıntı: Darkness
    Teşekkürler Sayın alikuşcu
    Fransız askerin Türkçesine hayran kaldım Şaka bir yana bunların orijinal metinleri de vardır herhalde, yoksa gerçekliklerinden şüphe duyabilirim, tarihimiz hep "böyle anlıyız, şöyle şanlıyız" diye biraz mübalağalı anlatılır ya.

    Özellikle de günlükler ve mektuplardan yola çıkılarak hazırlanmış olan Gelibolu belgeselini tavsiye edebilirim. Tarihi vesikalara dayalı ortak bir yapımdır. Savaşın dehşetini ve o dehşet içerisinde yeşeren ilginç dostlukları etkileyici bir dille aktarmışlar. Yani en azından ben etkilendim.


    Bende yukardakilere katılırım kendimce!
    Bende 5-6 ay önce bir Çanakkale hikayesi okudum DH'de. Doğruluğundan kuşkulanınca araştırdım ve altından ne saçmalıklar ve budalalıklar çıktı, ne palavralar-yalanlar çıktı inanamazsınız.
    Özellikle Çanakkale savaşları bir nedenden ( ben biliyom nedenini! ) hakkında en çok palavra sıkılan savaş!
    Bu yüzden sayın Ali Kuşçu veya diğer yazı koyacak arkadaşlar lütfen dikkatli olsunlar ve ortalıkta dolaşan bu saçmalıkların bilmeden kurbanı olmasınlar!
    Çanakkale Savaşlarının kendi gerçekliği zaten her türlü palavra-yalanın çok üstünde olayların yaşandığı bir olay ve özellikle Yabancı ciddi Tarih web sitelerini dolaşmayı göze alan arkadaşlar ülkemizin geçmişi hakkında palavrasız-yalansız kaliteli bilgi sahibi olabilirler.




  • Özellikle çanakkale savaşındaki şehit sayısı konusunda inanılmaz çelişkili rakamlar var.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: feylesof


    quote:

    Orijinalden alıntı: Darkness

    Teşekkürler Sayın alikuşcu

    Fransız askerin Türkçesine hayran kaldım Şaka bir yana bunların orijinal metinleri de vardır herhalde, yoksa gerçekliklerinden şüphe duyabilirim, tarihimiz hep "böyle anlıyız, şöyle şanlıyız" diye biraz mübalağalı anlatılır ya.


    Özellikle de günlükler ve mektuplardan yola çıkılarak hazırlanmış olan Gelibolu belgeselini tavsiye edebilirim. Tarihi vesikalara dayalı ortak bir yapımdır. Savaşın dehşetini ve o dehşet içerisinde yeşeren ilginç dostlukları etkileyici bir dille aktarmışlar. Yani en azından ben etkilendim.


    Evet Gelibolu (Gallipoli) kesinlikle izlenmeli.
    Ben kamera arkasını da izlemiştim, çok emek verilmiş bir yapım.
    Orjinal fotoğraf ve videolar da var.

    Kültür Bilim belgesel arşivinde de olması lazım.

    1.Bölüm -http://video.google.com/videoplay?docid=-7680030043641346079#
    2.Bölüm -http://video.google.com/videoplay?docid=7902072214015185380#



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BARIŞA ÖZLEM -- 23 Nisan 2010; 1:04:36 >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.