Şimdi Ara

[SSS] Otomotiv Kısaltmaları ve Terimleri Kaynağı [*]

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
18
Cevap
2
Favori
16.537
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Sevgili Dostlar ; En çok kullanılan ve merak edilenleri burada tartışalım istiyorum. Merak ettıklerınızı ve aklınıza takılanları linkten bulup tartışabiliriz.k






    Otomotiv Kısaltmaları Kaynağı






  • * 2V - (Two Valve) İki supap
    * 4EAT - (4 speed Electronic Automatic Transmission) 4 hızlı otomatik transmisyon
    * 4WAL - (Four Wheel Antilock) Dört tekerlek kilitlenmesiz
    * 4WD - (Four Wheel Drive) Dört tekerlekten tahrikli, dört çekerli
    * 4WS - (Four Wheel Steering) Dört tekerlekten yönlendirme
    * 4MATIC - Mercedes'in dört tekerlekten çekiş sistemi
    * 7GTRONIC- Mercedes'in 7 ileri otomatik vites sistemi





    A

    * A - (Amperes) Amper
    * AAC – (Auxiliary Air Control ) Yedek hava ünitesi
    * AAP - (Auxiliary Acceleration Pump) Yardımcı hız pompası
    * ABC – ( Active Body Control ) Otomobilin yanlara öne ve geriye doğru kasılmasını önleyen mercedes patentli hidro elktronik sistem Anlık sürüş durumuna göre değişen, bilgisayar kontrollü ve hidrolik yürüyen aksam. Mercedes CL'de kullanılan sistem ile virajlarda yana yatma ve fren anında öne eğilme önleniyor
    * AAS – (Auto Adjusting Suspension) Otomatik Ayarlı Süspansiyon
    * ABS - (Antilock Brake System) Kilitlenmeyen fren sistemi
    * ABSCM-(ABS Control Module) ABS kumanda modülü
    * ABV- (Anti-Backfire Valve)Geri Tepmeyi Önleyici Sübap
    * AC - (Alternating Current) Alternatif akım
    * A/C - (Air Conditioning) Klima
    * ACC - (Air Conditioning Clutch) Klima kavraması
    * ACC - (Automatic Climate Control) Otomatik iklimlendirme kontrolü
    * ACC - (Adaptive Cruise Control) Uyarlanabilir seyir kontrolü
    * ACCS - (Air Conditioning Cyclic Switch) Klima çevrimsel anahtarı
    * ACD - (Air Conditioning Demand) Klima ihtiyacı
    * ACL - (Air cleaner) Hava filtresi
    * ACR4 - (Air Conditioning Refrigerant, Recovery, Recycling, Recharging) Klima soğutucusu, iyileştirme, dönüşüm, şarj
    * ACON - (Air Conditioning On) Klima açık
    * ACP - (Air Conditioning Pressure) Klima kavraması
    * ACT - (Air Charge Temperature -replaced with IAT) Hava dolgu sıcaklığı
    * A/D - (Analog to Digital) Analogdan dijitale
    * ADB - (Automatische Differantial Bremse)Otomatik diferansiyel freni Standart kilitli diferansiyellerin elektronik devreli bir versiyonu.
    * ADS – Uygun tampon sistemi Sürüş tarzı, yol durumu ve yükleme durumuna göre en uygun tampon sertliği sağlanıyor.
    * ADU - (Analog-Digital Unit) Analog-dijital ünite
    * AFC - (Air Flow Control) hava akış (debi) kontrolü
    * AFR - (Air Fuel Ratio) Hava/yakıt oranı
    * AFS - ( Active Fahrwerks Stabilierung)Aktif yürüyen aksam stabilitesi Temel olarak ABC ile ayni islevi görür. Sistem Citroen Xantia Activa'da kullanılmaktadır.
    * AFV - (Alternative Fueled Vehicle) Alternatif yakıtlı taşıt
    * AIR - (Secondary air injection -formerly Thermactor air) İkinci hava enjeksiyonu
    * AIRB - (Secondary Air Injection Bypass) İkinci hava enjeksiyon baypası
    * AIRD - (Secondary Air Injection Diverter) İkinci hava enjeksiyon saptırıcı
    * AIS - (Automatic Idle Speed) Otomatik rölanti hızı
    * ALB (Anti Lock Brakes): ABS'nin ilk ve basit şekli. Kızaklayan tekerlekleri hızlı ritimde bırakıp tekrar tutan fren sistemi.
    * ALC - (Automatic Level Control) Otomatik seviye kontrolü
    * ALDL - (Assembly Line Data Link -replaced with DLC) Montaj hattı veri bağlantısı
    * ALFA ROMEO – ( Alfa : Anonima Lombarda Fabbricca di Automobili )
    * ALT - (Alternator -replaced with GEN) Alternatör
    * AMB - (Ambient) Ortam
    * AOD - (Automatic Overdrive) Otomatik aşırı hız
    * AODE - (Automatic Overdrive Electronic (transmission)) Otomatik aşırı hız elektronik (transmisyon)
    * AODE-W - (Automatic Overdrive Electronic Wide (ratio transmission)) Otomatik aşırı hız elektronik geniş(oran transmisyonu)
    * AP - (Accelerator Pedal) Gaz pedalı
    * API - (American Petroleum Institute) Amerikan Petrol Enstitüsü
    * APT - (Adjustable Part Throttle) Ayarlanabilir kısmi gaz
    * ARC - (Automatic Ride Control) Otomatik sürüş kontrolü
    * ARS - (Automatic Restraint System Otomatik sınırlama sistemi
    * ASARC - (Air Suspension Automatic Ride Control) Hava süspansiyonu otomatik sürüş kontrolü
    * ASC - (Active Stability Control) Aktif kararlılık kontrolü
    * ASC+T - (Automatic Stability Control Plus Traction) Otomatik kararlılık ve çekiş kontrolü BMW'de kullanılan elektronik çekiş kontrol sistemi olup, sürekli arka tekerleklerin durumunu gözlemleyerek bir kayma olup olmadığını denetler. Arka tekerleklerde bir kayma olursa ASC+T devreye girip frenleri ve motoru kontrol ederek otomobilin yolda kalmasını sağlar.
    * ASD - (Automatic Shutdown) Otomatik kapama
    * ASM – ( Auto Shift Manual ) Ford’ta kullanılan otomatik olarak vites değiştirmeye olanak sağlayan sıralı manuel şanzıman (Bkn: Yarı otomatik şanzuman)
    * ASR - (Acceleration Slip Regulation) İvme kayması kontrolü
    * ASR – ( Anti slip regulation ) Patinaj önleyici sistem ASR sistemi ilk kalkışta ve hızlanmada, tahrik tekerleklerinin aşırı dönmesini engelleyerek, aracın güvenli hareketini sağlar.
    * AST – ( Advanced Semisolid Technology ) Gelişmiş yarı katı teknolojisi
    * A/T - (Automatic Transmission/Transaxle) Otomatik transmisyon
    * ATF- (Automatic Transmission Fluid) Otomatik şanzuman yağı
    * ATX - (Automatic Transaxle) Otomatik transaksıl
    * ATC - (Automatic Temperature Control) Otomatik sıcaklık kontrolü
    * ATDC - (After Top Dead Center) Üst ölü noktadan sonra
    * ATM - (Actuator Test Mode) Uyartıcı deney modu
    * AQS – Hava kalite sistemi . İçerdki havayı kontrol ederek iç hava sirkülasyonunu otomatik devreye sokar.
    * AWD - (All Wheel Drive) Tüm tekerleklerden tahrikli
    * AWG - (American Wire Gage) Amerikan tel ölçeği
    * AWS – ( All Wheel Stering ) Tüm tekerlerden yönlendirmeli örneğin Volvo V70 AWD
    * AXOD - (Automatic Overdrive Transaxle) Otomatik aşırı hız transaksılı
    * AXOD-E - (Automatic Overdrive Transaxle - (Electronically Controlled( Otomatik aşırı hız transaksılı - (elektronik kontrollü
    * AYC - (Active Yaw Control) Aktif sapma kontrolü





    B

    * B+ - (Battery voltage) Akü voltajı
    * BARO - (Barometric (pressure)) barometrik basınç
    * BAS – ( Brake Assist System ) Ani frenlemede fren hidroliği içindeki basıncı arttıran ve her tekerde eşit fren gücünün oluşmasını sağlayan sistem.
    * BCM - (Body Control Module) Gövde kontrol modülü
    * BHP - (Brake Horsepower) Fren beygir gücü Tekerlekler veya kardan mili yerine "genellikle" krank milinden ölçülen ve motor tarafından üretilen gerçek gücü gösteren ölçüdür. Bu ölçümde vites kutusu, alternatör, difransiyel, su pompası gibi parçalar bağlı değildir. "Brake Horsepower" denmesinin sebebi mildeki gücün bir frenleme mekanizması tarafından absorbe edilmesiyle ölçülür.
    * BLM - (Block Learn Multiplier -replaced with LT FUEL TRIM)) Blok öğrenme çarpanı
    * B-LVL - (Bilevel) Aynı seviyede
    * BMAP - (Barometric and Manifold Absolute Pressure) Barometrik ve manifold mutlak basıncı
    * BMW – ( almanca ) ( bayerische motoren werke ) bavyera köylüsünün makine işi, el emeği göz nuru anlamında
    * BOO - (Brake On/Off) Fren açık/kapalı
    * BP - (Back Pressure) geri basınç
    * BPA - (Bypass Air) Kısa devre havası
    * BPS- (Barometric Pressure Sensör) Barometrik basınç sensörü
    * BPW - (Base Pulse Width) ana sinyal genişliği
    * BTDC - (Before Top Dead Center) Üst ölü noktadan önce
    * BTSI - (Brake Transmission Shift Interlock) Fren vites değiştirme ortak kilidi
    * Btu - (British thermal units) British ısı birimi





    C

    * CAC - (Charge Air Cooler) Dolgu hava soğutucusu
    * CAC - (Customer Assistance Center) Aracınızla ilgili bütün sorunlarınız için danışmanlık yapan ve arıza durumlarında destek sunan Mercedes-Benz Müşteri Hizmetleri Merkezi (Hollanda - Call Center)
    * Calif - (California) Kaliforniya
    * CAN - (Controller Area Network) Araçlarda bulunan modüller arasındaki iletişimi sağlayan haberleşme sistemidir.
    * CANP - (Canister Purge) Kanister buharı
    * CARB- (california air resources board) kaliforniya hava kaynakları koruma(chrysler)
    * CB (Carburator) Karbüratör
    * CBC-(Cornering Brake Control) Arka akstaki frenlerin optimal kullanımını sağlayan yardımcı fren sistemi. Fren sisteminin içinde hidroliğin en doğru şekilde dağılımını sağlar.
    * CC - (Cruise Control) Seyir kontrolü-Sabit hız kumandası
    * CC - (Cubic Centimeter) Santimetreküp
    * CCD - (Chrysler Collision Detection) Chrysler çarpışma belirlemesi
    * CCD - (Computer Controlled Dwell) Bilgisayar kontrollü dwell
    * CCDIC - (Climate Control Driver Information Center) İklim kontrol sürücü bilgi merkezi
    * CCM - (Central Control Module) Merkezi kontrol modülü
    * CCM- (Cruise control module ECU) Sabit hız kumandası modülü
    * CCOT - (Cycling Clutch Orifice Tube) Cevrim yapan kavrama orifis borusu
    * CCP - (Climate Control Panel) İklim kontrol paneli
    * CCRM - (Constant Control Relay Module) Sabit kontrol röle modülü
    * CCS - (Coast Clutch Solenoid) Kavrama boşlama solenoidi
    * CD - Hava direnci katsayısı. Bir otomobilin ne kadar hava direnciyle karşılaşacağını gösterir. Hava sürtünmesi azaldıkca otomobilin yakıt tüketimi de azalır
    * CDI – ( Common rail Direkt Injektion )( capacitive discharge ignition ) Ortak yakıt hatlı dizel’in Mercedeste kullanılan ismi. Kısaca ne kadar ekmek o kadar köfte diyeceğimiz bir yöntemle çalışan enjeksyon sistemi. Aracın tork istediği sırlar mazot püskürtmesi fazlalaşırken düz yolda püskürtme basıncı azalır. Aracın performansını düşürmeden yakıt tasarrufu da sağlar.
    * CDR - (Chrysler Diagnostic Readout) Chrysler Arıza belirleme kılavuzu
    * CDRV - (Crankcase Depression Regulator Valve) Karter basınç düşürme düzenleme valfi
    * CDTİ – ( Common rail Diesel Turbo İnjeksiyon ) Opel firmasının common railli ecotec motoru
    * CE - (Commutator End) Komütatör ucu
    * CEL - (Check Engine Lamp -replaced with MIL) Motor lamba kontrolü
    * CELO- (Colt engine lock out switch)Soğuk motor çalıştırma anahtarı
    * CEAB - (Cold Engine Air Bleed) Soğuk motor hava sızdırması
    * CFI - (Central Fuel Injection -replaced with TBI) Merkezi yakıt enjeksiyonu
    * CFI - (Cross Fire Injection) Çapraz ateşleme enjeksiyonu
    * CI - (Cubic Inch) İnçküp
    * CID - (Cubic Inch Displacement) inçküp yer değiştirme
    * CID - (Cylinder Identification) Silindir tanımlama
    * CKP - (Crankshaft Position) Krank mili konumu
    * CKT - (Circuit) Devre
    * CL - (Closed Loop) kapalı devre
    * CLC - (Converter Lockup Clutch -replaced with TCC) Konvertör kilitleme kavraması
    * CLCC - (Closed Loop Carburetor Control) Kapalı devre karbüratör kontrolü
    * CLNT - (Coolant) Soğutucu
    * CMFI - (Central Multi-port Fuel Injection) Merkezi çok portlu yakıt enjeksiyonu
    * CMP - (Camshaft Position) Kam mili konumu
    * CO - (Carbon Monoxide) Karbonmonoksit
    * CO2 - (Carbon Dioxide) Karbondioksit
    * COMAND - (Cockpit Management and Data System) Yeni nesil otomobillerde navigasyon sistemi, telefon, saat, TV alicısı, radyo, kaset ve CD çalardan oluşan müzik sisteminin hepsine kumanda eden sistem
    * COP - (Coil On Plug) Fiş üstü bobin
    * CPA - (Connector Position Assurance) Bağlantı elemanı konum güvenliği
    * CPI - (Central Port Fuel Injection) Merkezi port yakıt enjeksiyonu
    * CPP - (Clutch Pedal Position) Kavrama pedalı konumu-Debriyaj pedalı konum svici
    * CPS - (Central Power Supply) Merkezi güç sağlama
    * CPU - (Central Processing Unit) Merkezi işlemci ünitesi
    * CRDI- ( Common rail Direkt Injektion ) Ortak yakıt hatlı dizel’in hyundai ve kiadaki ismi
    * CRT - (Cathode Ray Tube) katot ışınlı tüp
    * CRV – ( Compatc Recreational Vehicle ) Sıkı eğlenceli araç honda modeli
    * CS - (Charging System) Şarj sistemi
    * CUV- (Crossower utility vehicle)
    * CTP - (Closed Throttle Position (switch)) Kapalı gaz konumu anahtarı-Kapalı gaz kelebeği
    * CTS - (Coolant Temperature Sensor) Soğutucu sıcaklık sensörü
    * CV - (Constant Velocity) Soğutucu hızı
    * CVT - (Continuously Variable Transmission) Sürekli değişken transmisyon . Bu sistemde dişli çemberleri birbirlerine bir çelik bantla bağlı bulunurlar böylece kademesiz bir vites kontrolü sağlanır. Konvensiyonel şanzımanlarda geçişler dişlilerle sağlanır.
    * CVVT-Elektronik olarak değişken supap zamanlaması ile çalışan motor.





    D

    * D - (Diesel) Dizel
    * DAB - (Delayed Accessory Bus) Geciktirilmiş aksesuar büsü
    * dB - (Decibels) desibel
    * dBA - (decibels on A-weighted scale) A ağırlıklı skalada desibel
    * DBC - (Dinamik fren kontrolü)BAS ile aynı görevi yapıyor, sadece BMW'deki adı farklı.
    * DVC – ( Dynamische Bremsen Control ) Ani frenlemede fren hidroliği içindeki basıncı arttıran ve her tekerde eşit fren gücünün oluşmasını sağlayan sistem . BMW
    * DC - (Direct Current) Doğru akım
    * DCCSV- (Damper clutch control solenoid valfe) Damper kavrama kontrol selenoid valfi
    * d / d – devir / dakika . Motorun 1 dakikadaki devir sayısısı
    * DE - (Drive End) Tahrik sonu
    * DEC - (Digital Electronic Controller) Dijital Elektronik Kontrolörü
    * DERM - (Diagnostic Energy Reserve Module) Arızacılık enerji rezerv modülü
    * DFI - (Direct Fuel Injection) Direkt yakıt enjeksiyonu
    * DI - (Distributor Ignition) Distribütörlü ateşleme
    * DIA - (Diameter) Çap
    * DIC - (Driver Information Center) Sürücü danışma merkezi
    * DIN – (deutsche industrie norm ) Alman endüstri normu 1 DIN = 1,12 SAE
    * DIS - (Direct (distributorless) Ignition System -replaced with EI) Direkt distribütörsüz ateşleme
    * DIST - (Distributor) Distribütör
    * DLC - (Data Link Connector) Veri hattı bağlantısı-Veri bağlantı soketi
    * DLI- (Distributorless ıgnition) Distribütörsüz ateşleme
    * DOE - (The Department of Energy) Enerji Bölümü
    * DOHC - (Double Overhead Camshaft) Üstten çift kam mili
    * DOL - (Data Output Line) Veri çıkış hattı
    * DPFE - (Differential Pressure Feedback EGR) Diferansiyel basınç geri besleme
    * DRİVE BY WİRE – Elektronik gaz kontrol sistemi ( TOFAŞ )
    * DPI - (Dual Plug Inhibit) Çift fişli önleyici
    * DRB - (Diagnostic Readout Box) Teşhis okuma kutusu
    * DRL - (Daytime Running Lamps) Gün ışığında çalışan lamba
    * DSA- (Dynamic stability assistance) Dinamik denge desteği
    * DSC - ( Dynamic stability Control )ESP ile aynı prensipte, dört tekerleğin yola en güvenli şekilde basmasını sağlayan sistem. Elektronik stabilite sistemi ağırlıklı olarak BMW'de kullanılır. viraj dışındaki kritik fren anında karşı moment uygulayarak arka tarafın savrulmasını önler.
    * DSG – BMW’de kullanılan otomatik olarak vites değiştirmeye olanak sağlayan sıralı manuel şanzuman (Bkn: Yarı otomatik şanzuman)
    * DSP – ( Dynamic Shift Program ) Ayarlarını sürücünün kullanım tarzına göre değiştiren gelişmiş otomatik şanzuman
    * DSS - (Downshift Solenoid) Aşağı kaydırma solenoidi
    * DTC - (Diagnostic Trouble Code) Teşhis güçlük kodu
    * DTI – Opel ‘in kullandığı direk enjeksiyonlu yakıt sistemi
    * DTM - (Diagnostic Test Mode) Teşhis deney modu
    * DTR - (DISTRONIC) Otoyol ve benzeri yollarda, aracı belli bir hızda tutmak için sürücüye destek sunan sistem: Eğer önde başka bir araç yoksa tempomat gibi çalışır. Önde başka araç olması durumunda ise öndeki araçla olması gereken asgari mesafeyi korumanız için hızı düşürür.
    * DVOM - (Digital Volt-Ohmmeter) Dijital volt-ohm metre
    * DynAPS - (Dinamik trafik yönlendirmesi) Navigasyon sistemi tarafından hesaplanan hedefe yönlendirme planını, mevcut trafik durumuna uygun hale getiren sistem.






    E

    * E4OD - (Electronic 4-Speed Overdrive) Elektronik 4 hızlı aşırı hız
    * EAC - (Electronic Air Control -replaced with AIR) Elektronik hava kontrolü
    * EAIR - (Electronic Secondary Air Injection) Elektronik ikinci hava enjeksiyonu
    * EAS – ( Electronic Active Steering ) Ön tekerleklerin ani direksiyon hareketleri sebebiyle yol tutuşu bozmasını engellemeye çalışan aktif direksiyon sistemi.
    * EASY GO – Anahtarsız sürüş sistemi ( TOFAŞ )
    * EBCM - (Electronic Brake Control Module) Elektronik fren kontrol modülü
    * EBD – (Electronic brake distribütör ) Elektronik fren dağılımı. Fren gücünün 4 tekerlekte eşit olmasını sağlayan hidrolik dağılımlı destek sistemi.
    * EBTCM - (Electronic Brake and Traction Control Module) Elektronik fren ve çekiş kontrol modülü
    * EBP - (Exhaust Back Pressure) Egzoz geri basıncı
    * EBV: Fren hidroliğinin basıncını ve dağılımını kontrol eden supap sistemi.
    * E&C - (Entertainment and Comfort) Eğlence ve konfor
    * ECA - (Electronic Control Assembly -replaced with PCM) Elektronik kontrol grubu
    * ECAT - (Electronically Controlled Automatic Transmission) Elektronik kontrollü otomatik transmisyon
    * ECC - (Electronic Climate Control) Elektronik iklimlendirme kontrolü
    * ECE - (Economic Comission for Europe) Avrupa Ekonomik Komisyonu
    * ECE - (Electrical and Computer Engineering) Elektrik ve bilgisayar mühendisliği
    * ECFI- (Electronıc controled fuel injection) Elektronik kontrollü yakıt enjeksiyonu
    * ECI - (Extended Compressor at Idle) Rölantide uzatılmış kompresör
    * ECL- (Engıne coolant level) Soğutma suyu seviyesi
    * ECM - (Electronic Control Module) Elektronik kontrol modülü
    * ECM - (Engine Control Module) Motor kontrol modülü
    * ECOTEC: GM'in gelistirdigi çevreci ve ekonomik özelliklerde teknoloji saglayan motor.
    * ECS - (Emission Control System) Emisyon kontrol sistemi
    * ECS – ( Early Crash System ) Ön tamponda bulunan ve çarpışmanın şiddetini ölçen sensör sistemi ( TOFAŞ )
    * ECT - (Engine Coolant Temperature (Switch, Sensor) Soğutma suyu sıcaklığı
    * ECU - (Electronic Control Unit) Elektronik kontrol ünitesi
    * EDC - (Elektronik diferansiyal kontrolü)EDS'nin BMW'deki adıdır
    * EDIS - (Electronic Direct Ignition System -replaced with EI) Elektronik direkt enjeksiyon sistemi
    * EDLS-Özellikle arkadan itişli otomobillerde, tekerleklerin eşit güçte dönmesini sağlayan elektro-mekanik diferansiyel kilit sistemi.
    * EDS (Elektronik diferansiyel kilidi)Çekiş sağlayan tekerleklerden biri boşa dönerse, EDS diğer tekere daha fazla tutuş veriyor.
    * EEC - (Electronic Engine Control) Elektronik motor kontrolü
    * EEPROM- (Electronically Erasable Programmable Read Only Memeory)Elektronik olarak silinebilir programlanabilir ROM
    * EEVIR - (Evaporator Equalized Values In Receiver
    * EFE - (Early Fuel Evaporation) Erken yakıt buharlaşması
    * EFI - (Electronic Fuel Injection) Elektronik yakıt enjeksiyonu
    * EGO - (Exhaust Gas Oxygen -replaced with O2S) Egzoz gazı oksijeni
    * EGOG - (EGO Ground) EGO topraklama
    * EGR - (Exhaust Gas Recirculation) Egzoz gazı çevrimi;Egzoz gazındaki zararlı gazların tekrar silindirlere gönderilerek azaltılmasını sağlayan ek bir sistemdir.
    * EGRC - (Exhaust Gas Recirculation Control) Egzoz gazı devridaim kontrolü
    * EGRT - (Exhaust Gas Recirculation Temperature (switch)) Egzoz gazı devridaim sıcaklık anahtarı
    * EGRTV- (Exhaust Gas Recirculation Thermal Vacuum Valve) Egzoz gazı devridaim ısıl vakum valfi
    * EGRV - (Exhaust Gas Recirculation Vent) Egzoz gazı devridaim havalandırma
    * EGTS - (Exhaust Gas Temperature Switch -replaced with EGRT) Egzoz gazı sıcaklık anahtarı
    * EHB : Elektro Hidrolik Fren Sistemleri
    * EI - (Electronic Ignition -includes Distributorless Ignition System, formerly DIS) Elektronik ateşleme distribütörsüz dahil
    * ELC - (Electronic Level Control) Elektronik seviye kontrolü
    * ELC – (Electronic locked clutch) Elektronik kilitli kavrama
    * ELR - (Emergency Locking Retractor) Güvenlik kilit geri çekicisi
    * EMB - (Electromagnetic Brakes) Elektro mekanik frenler
    * EMF - (Electromotive Force (voltage)) Elektromotiv kuvvet
    * EMI - (Electromagnetic Interference) Elektromanyetik karışma
    * EMR - (Electronic Module Retard) Elektronik modül gecikimi
    * EOT - (Engine Oil Temperature) Motor yağ sıcaklığı
    * EPA - (Environmental Protection Agency) Çevre koruma örgütü
    * EPC - (Electronic Pressure Control) Elektronik basınç kontrolü
    * EPR - (Exhaust Pressure Regulator) Egzoz baısnç regülatörü
    * EPT - (EGR Pressure Transducer (replaced with PFE)
    * EPROM - (Erasable Programmable Read Only Memory) Silinebilir programlanabilir ROM
    * EPS – (Electronic power steering) Elektronik kumandalı hidrolik direksiyon Hidrolik destekli ve hıza duyarlı elektrik motorlu direksiyon sistemi.
    * ESC - (Electronic Spark Control) Elektronik kıvılcım kontrolü
    * ESD - (Electrostatic Discharge) Elektrostatik deşarj
    * ESP – ( Electronic stabilty program ) Elektronik denge programı . Savrulma , ani direksiyon kırma gibi dengesizlik durumlarında devreye girerek dört tekerleğin her birine farklılaşmış halde frenleyici bir tork uygulayarak aracın hareketini düzeltir. gerektiğinde tek bir tekerleğe bile fren yaptıran ve amortisörlerin hareketini de kontrol eden sistem.
    * EST - (Electronic Spark Timing) Elektronik kıvılcım zamanlaması
    * ETACS- (Electronic tıme , alarm control system ) Elektronik zaman alarm kontrol sistemi
    * ETBE - (Ethyl Tertiary Butyl Ether ) Etil tertiari bütil eter
    * ETC - (Electronic Temperature Control) Elektronik sıcaklık kontrolü
    * ETC: (Electronic Traction Control) Elektronik çekis kontrol ve düzeltme sistemi.
    * ETCC - (Electronic Touch Climate Control) Elektronik dokun matik klima kontrol
    * ETR - (Electronically Tuned Receiver) Elektronik ayarlı alıcı
    * ETRTO- ( European Tire and Rim Technical Organization) Avrupa Lastik ve Jant Teknik Organizasyonu
    * Euro NCAP – ( European New Car Assesment Programme ) Avrupa yeni araç değerlendirme programı . Otomotiv sektörünün güvenlik konusundaki tüm testlerinin yapıldığı bağımsız bir kuruluş. Yarış otomobillerindn binek otomobillere kadar her tür otomobilin önden , yandan çarpışma testlerinin yanı sıra yayaya çarpma ve çocuk güvenliğide Euro NCAP laboratuvarlarında yapılan çarpma testlerinde değerlendirmeye alınıyor. Yapılan değerlendirmelerin tamamı kamu oyuna açıklanıyor . Bir otomobilin Euro NCAP testlerinden alabileceği en yüksek puan 5 yıldız . Bu bağımsız testlerden en yüksek puanı almak otomotiv firmaları için önemli bir prestij öğesi . Testlerden elde edilen veriler otomobillerin daha güvenli hale getirilmesi için kullanılıyor. Böylece her yeni çıkan model bir öncekinden daha güvenli hale geliyor.
    * EV – (Electric Vehicle ) Elektrikli araç
    * EVAP VALVE- ( Evaporatör purge control solenoid valve) Buhar kontrol solenoid valfi
    * EVAP - (Evaporative Emission) Evaporatif emisyon
    * EVAP Canister Purge - (Evaporative Emmision Canister Purge
    * EVIC - (Electronic Vehicle Information Center) Elektronik taşıt danışma merkezi
    * EVO - (Electronic Vehicle Orifice) Elektronik taşıt orifisi
    * EVP - (EGR Valve Position) EGR valf konumu
    * EVR - (EGR Vacuum Regulator) EGR vakum regülatörü
    * EXH - (Exhaust) Egzoz






    F

    * FATC- (Full automatic Temperature control) Otomatik klima
    * FAV – (Fun activity vehicle)
    * FC - (Fan Control) Vantilatör kontrolü
    * FBC - (Feedback Carburetor) Geribesleme karbüratörü
    * FDBK - (Feedback) Geribesleme
    * FDC - (Fuel Data Center) Yakıt veri merkezi
    * FDR : Araç Dinamik Kontrolü Özellikle virajlarda ve ani yol değişikliklerinde FDR sistemi, yıldırım hızı ile motor, şanzıman ve frene müdahale ederek aracın savrulmasını önler. FDR sisteminin can noktası olan devir sensörü havacılıktan alınmış ve Bosch tarafından otomobiller için modernize edilmiştir.
    * FED - (Federal (except California)) Federal, kalifornya hariç
    * FF - (Flexible Fuel) Esnek yakıt
    * FI - (Fuel Injection) Yakıt enjeksiyonu
    * FIPL - (Fuel Injection Pump Lever) Yakıt enjeksiyon pompası kolu
    * FİAT – ( Fabbrico İtaliano Automobili Torino )
    * FMEM - (Failure Mode Effects Management) başarısız modu etki yönetimi
    * FMVSS - (Federal Motor Vehicle Safety Standards) Federal motorlu taşıt güvenlik standartları
    * FP - (Fuel Pump) Yakıt pompası
    * FPM - (Fuel Pump Monitor) Yakıt pompası monitörü
    * FPS – Yangın önleme sistemi ( tofaş ) Birçok otomobilde sadece küçük bir yangın tüpü şeklinde, yarış otomobillerinde ise çesitli noktalara çelik borular içinden söndürücü gaz püskürten yangın önleme sistemi.
    * FPRC - (Fuel Pressure Regulator Circuit) Yakıt basıncı regülatör devresi
    * FRC - (Forced) zorlanmış
    * FR-V – ( Family Recreation Vehicle ) Aile dinlence aracı hondanın modeli
    * FSI – (Fuel stratified injection)Doğrudan enjeksiyon gerçekleştiren, fakat yüksek oktanlı benzinlerle çalışan motor (Vw Grubu'nda sıkça kullanılmaktadır). Kademeli benzin enjeksiyonu. VW tarafından geliştirilen sistemde yakıt, ateşlemeden hemen önce direkt olarak yanma odasına iletiliyor. Katmanlı direk benzin enjeksiyonu
    * FT - (Fuel Trim) Yakıt kesme
    * FTP - (Federal Test Method) Federal test metodu
    * FTP - (Federal Test Procedure) Federal test yöntemi
    * FWD - (Front Wheel Drive) Önden çekişli






    G

    * GA - (Gage) Gösterge
    * GCW - (Gross Combination Weight) Yalın birleşik ağırlık
    * GDI - (Gasoline Direct Injection)Direkt benzin enjeksiyonlu mitsubishinin kullandığı sistemdir.
    * GEN - (Generator) Jeneratör
    * GTİ- (grand touring injection)(peugeot,golf)
    * GHGs - (Greenhouse gases) Sera gazları
    * GND - (Ground) Zemin, toprak, şase
    * GPS (Global Positioning System) Uydu sinyalleri ile uygun alıcılar üzerinden coğrafi olarak nerede olduğunuzu gösteren sistem. Navigasyon uygulamalarında kullanılır.
    * GTC – ( Gran turismo compact ) ( opel astra modeli )
    * GVWR - (Gross Vehicle Weight Rating) Yalın taşıt ağırlığı derecelendirmesi





    H

    * H - (Hydrogen) Hidrojen
    * H2O - (Water) Su
    * HBA – ( Hydraulic Brake Assist ) Hidrolik Fren destek sistemi ( tofaş ) ESP sisteminin çalıştığı durumlarda elektronik olarak devreye giren bir sistemdir.
    * HC - (Hydrocarbons) Hidrokarbonlar
    * HD - (Heavy Duty) Ağır hizmet
    * H/CMPR - (High Compression) Yüksek sıkıştırma
    * HCV - (Heavy Commercial Vehicle) Ağır ticari taşıt
    * HD - (Heavy Duty) Ağır hizmet
    * HDC - (Heavy Duty Cooling) Ağır hizmet soğutma
    * HDC (Hill descent control)Arazi araçlarında kullanılan yararlı bir sistem. Elektronik ayarlı fren ile kontrollü tırmanma sağlanıyor.
    * HDI - (High Pressure Diesel Injection) Yüksek basınçlı diesel yakıtı enjeksiyonu peugeot firması tarafından geliştirilmiştir
    * HEGO - (Heated EGO -replaced with HO2S) Isıtılmış EGO
    * HFC - (High Fan Control) Yüksek vantilatör kontrolü
    * HFP - (High Fuel Pump) Yüksek yakıt pompası
    * Hg - (Mercury) Civa
    * Hi Alt - (High Altitude) Yüksek irtifa
    * Hill Holder Sistemi – Yokuş yukarı kalkışlar sırasında aracın kaymasını engelleyen bu sistem geri ve ileri viteste fren pedalından gaz pedalına geçerken 2 sn. süreyle ek bir fren etkisi yapar . Bu etki yokuş aşağı kaymayı önlerken aracın daha güvenli ve konforlu olarak harekete geçmesini sağlar.( TOFAŞ )
    * HLA- (Hydraulic lash adjuster ) Hidrolik subap ayarlayıcısı
    * HLC - (Hydraulic Lash Compensator) Hidrolik dalga dengeleyici
    * HLOS - (Hardware Limited Operating Strategy) Donanım sınırlı çalıştırma stratejisi
    * HMMWV (High mobility multipurpose wheeled vehicle) çok hareketli çok amaçlı bir tekerli araç. (Hummer)
    * HO - (High Output) Yüksek çıkış
    * HO2S - (Heated Oxygen Sensor) Sıcak oksijen sensörü
    * hp - (Horsepower) Beygir gücü 0,7457 kw'a eş değer güç birimidir.
    * HPL - (High Pressure Liquid) Yüksek basınçlı sıvı
    * HPS - (High Performance System) Yüksek performans sistemi
    * HPV - (High Pressure Vapour) Yüksek basınçlı buhar
    * HSC - (High Swirl Combustion) Yüksek türbülanslı yanma
    * HUD - (Heads Up Display) Baş yukarı göstergesi
    * HVAC - (Heater-Vent-Air Conditioning) Isıtıcı- havalandırma- iklimlendirme
    * HVACM - (Heater-Vent-Air Conditioning Module) Isıtıcı- havalandırma- iklimlendirme modülü
    * HVM - (Heater Vent Mondule) Isıtıcı havalandırma modülü
    * Hz - (Hertz) Hertz





    I

    * IAC - (Idle Air Control) Rölanti hava kontrolü
    * IAT - (Intake Air Temperature) Emme havası sıcaklığı
    * iATN - (International Automotive Technicians Network) Uluslararası otomotiv teknisyenleri ağı
    * IC - (Ignition Control) Ateşleme kontrolü
    * IC - (Integrated Circuit) Tümleşik devre
    * ICM - (Ignition Control Module) Ateşleme kontrol modülü
    * ICP - (Injection Control Pressure) Enjeksiyon kontrol basıncı
    * ID - (Identification) Tanımlama
    * ID - (Inside Diameter) İç çap
    * IDE (Injection directe essence)Renault'nun benzinli direkt enjeksiyon sisteminin adıdır.
    * IDI - (Integrated Direct Ignition) Tümleşik direkt ateşleme
    * IDM - (Injector Driver Module) Enjektör çalıştırma modülü
    * IFS - (Inertia Fuel Shutoff) Atalet yakıt kesici
    * IGN - (Ignition) Ateşleme
    * IIHS- Otoban güvenliği sigorta enstitüsü
    * ILC - (Idle Load Compensator) Rölanti yükü dengeleyici
    * IMRC - (Intake Manifold Runner Control) Emme manifoldu akış kontrolü
    * INJ - (Injector) Enjektör
    * INP - (Input) Giriş
    * INT - (Intake valve) Emme supabı
    * INT - (Integrator -replaced with ST FUEL TRIM) Tümleştirici
    * I/P - (Instrument Panel) Gösterge panosu
    * IPC - (Instrument Panel Cluster) Gösterge panosu grubu
    * IPR - (Injector Pressure Regulator) Enjektör basınç regülatörü
    * IRS (Araç içi koruma sistemi) Çalınma ve hırsızlık durumlarına karşı emniyet sistemi. Kilitli durumdaki aracın camının kırılarak içine müdahale edilmesi durumunda alarmı devreye sokarMERCEDES
    * ISC - (Idle Speed Control) Rölanti hız kontrolü
    * ISO - (International Standards Organization) Uluslararası standartlar organizasyonu
    * ISS - (Input Shaft Speed) Giriş mili hızı
    * ITS - (Idle Tracking Switch) Rölanti izleme anahtarı
    * ITS (Inflatable tubular structure)Şişirilebilir hortum formlu yapı. BMW'nin hava yastıklarının işleyişi ve formu ile ilgili terimidir. Hayat kurtaran hava yastıkları, hortum görünümünde ve A-sütununa monte edilmiş. Yandan çarpışma anında bir gaz jeneratörü yardımı ile şişiriliyor
    * İVECO – ( İndustrial vehicle corporation )
    * IVS - (Idle Validation Switch) Rölanti geçerlilik anahtarı
    * IVSC - (Integrated Vehicle Speed Control) Tümleşik taşıt hızı kontrolü







    J

    * JIS - (Japanese Industrial Standart) DIN ile aynı seviyedeki Japon endüstri normu.
    * JTD – (Unijet turbo dizel)Fiat ve alfa romeonun dizel araçlar için kullandığı direkt enjeksiyonlu yakıt sistemi






    K

    * KAM - (Keep Alive Memory) Canlı hafıza
    * KAPWR - (Keep Alive power) Canlı güç
    * kHz - (Kilohertz) Kilohertz
    * KOEO - (Key On Engine Off) Düğme açık motor kapalı
    * KOER - (Key On Engine Running) Düğme açık morot çalışıyor
    * kPa - (Kilopascals) Kilopaskal
    * KS - (Knock Sensor) Vuruntu sensörü






    L

    * L- (Leaded) Kurşunlu
    * L4 - (Four Cylinder Inline Engine) Sıra dört silindirli motor
    * LV8 - (Load Variable) Yük değişken
    * LCD - (Liquid Crystal Display) Sıvı kristal gösterge
    * LCR VALVE- (Load conscious reducing valve) Yük algılayıcı indirgeme valfi
    * LCV - (Light Commercial Vehicle) Hafif ticari taşıt
    * LDT - (Light Duty Trucks) Hafif hizmet kamyonu, kamyonet
    * LDV - (Light Duty Vehicle) Hafif hizmet taşıtı
    * LED - (Light Emitting Diode) Işık soğurmalı diyot
    * LEV - (Low Emission Vehicle) Düşük emisyonlu taşıt
    * LFC - (Low Fan Control) Düşük vantilatör kontrolü
    * LFP - (Low Fuel pump) Düşük yakıt pompası
    * LH- (Left hand) Sol taraf
    * LMP : Lityum metal polimer batarya
    * LSD- (Limited slip diferantial) Sınırlı kaymalı diferansiyel
    * LSP VALVE- (Load sensing proportioning valve) Yük algılamalı dağıtım valfi
    * LT - (Long Term (Fuel Trim)) Uzun dönem yakıt kesme
    * LTPWS - (Low Tire Pressure Warning System) Düşük basınç uyarı sistemi







    M

    * MAF - (Mass Air Flow) Kütle hava akışı, debi , hava akış sensörü
    * MAN – ( Maschinenfabrik augsburg-nürnberg )
    * MAP - (Manifold Absolute Pressure) Manifold mutlak basıncı
    * MAT - (Manifold Air Temperature -replaced with IAT) Manifold hava sıcaklığı
    * MC - (Measuring Core) Ölçme özü
    * MC - (Mixture Control) Karışım kontrolü
    * MCU - (Microprocessor Control unit -replaced with PCM) Mikroişlemcili kontrol ünitesi
    * MD - (Modulated Displacement) Değiştirilmiş strok hacmi
    * MDP - (Manifold Differential Pressure) Manifold diferansiyel basıncı
    * MECS - (Mazda Electronic Control System) Mazda Elektronik kontrol Sistemi
    * MEMCAL - (Memory Calibration) Hafıza ayarı
    * MFI - (Multiport Fuel Injection) Çok delikli yakıt enjeksiyonu
    * MIC - (Mechanical Instrument Cluster) Mekanik gösterge grubu
    * MIL - (Malfunction Indicator Lamp) arıza gösterge lambası
    * MLP - (Manual Lever Position) El levyesi konumu
    * MP- (Motor position) Motor pozisyon sensörü
    * MPI - (Multiport Fuel Injection) Çok delikli yakıt enjeksiyonu
    * MPV (Multi Purpose Vehicle): Ticari kullanima da dönüstürülebilen çok amaçli binek araç. Van sinifi araçlarin tümüne MPV denilebilir. Micro MPV'den macro MPV'ye kadar birçok çesidi vardi. Bu kategoride yer alan araçlardan bazıları Opel Zafira ve Toyota Yarış Verso.
    * ms - (Millisecond) Milisaniye
    * MSFF - (Miles Since First Fail) İlk arızadan bu yana gidilen mil
    * MSLF - (Miles Since Last Fail) Son arızadan bu yana gidilen mil
    * MSR (Motor tork düzenleyici)MSR, debriyaja basılmadan motorun torkunun çekiş sağlayan tekerlere iletilmesini engelliyor. Bu sırada motor devri kısa süreli olarak artıyor
    * MST - (Manifold Surface Temperature) Manifold yüzey sıcaklığı
    * M / T – (Manuel transaxle) Düz şanzuman
    * MTBE - (Methyl Tertiary Butyl Ether ) metil tertiari bütil eter
    * MTV - (Manifold Tuning Valve) Manifold ayarlama valfi
    * MV - (Megavolt) Megavolt
    * mV - (Millivolt) Milivolt
    * MVLPS - (Manual Valve Lever Position Sensor) El levyesi konum sensörü
    * MVZ SWİTCH- (Manifold vacum zone switch) Manifolt vakum bölgesi sviçi





    N

    * NAAO - (North American Automotive Operations) Kuzey Amerika otomotive işlemleri
    * NC - (Normally Closed) Normalde kapalı
    * NEG - (Negative) Negatif, eksi
    * NGV – ( Natural Gas Vehicle ) Doğal gazlı araç
    * NLGI - (National Lubricating Grease Institute) Milli yağlama gresi Enstitüsü
    * N-m - (Newton Meters) Newton Metre
    * NO - (Normally Open) Normalde açık
    * NOx - (Nitrogen Oxides) Azot oksitleri







    O

    * O2 - (Oxygen) Oksijen
    * O2S - (Oxygen Sensor) Oksijen sensörü
    * OBD - (On Board Diagnostics) Göstergeden arıza teşhisi
    * OBD II - (On Board Diagnostics, Generation 2)
    * OC - (Oxidation Catalytic Converter) Oksidasyon katalitik konvertörü
    * OD - (Outside Diameter) Dış çap
    * O / D - (Over drive) Aşırı hız veya hız aşımı
    * OE - (Original Equipment) Orijinal ekipman
    * OEM - (Original Equipment Manufacturer) Orijinal ekipman imalatçısı
    * OH- (Over hall) Onarım
    * OHC - (Overhead Camshaft) Üstten kam mili
    * OL - (Open Loop) açık devre
    * ORC - (Oxidation Reduction Converter) Oksidasyon azaltma konvertörü
    * OTIS - (Overhead Travel Information System) Baş yukarısı seyahat bilgi sistemi







    P

    * PAG - (Polyalkylene Glycol) Polialkilen Glikol
    * PAIR - (Pulsed Secondary Air Injection) Darbeli ikinci hava enjeksiyonu
    * PASS - (Personalized Automotive Security System) Kişiselleştirilmiş otomotiv güvenlik sistemi
    * PCM - (Powertrain Control Module) Güç aktarma organları kontrol modülü
    * PCS - (Pressure Control Solenoid) Basınç kontrol solenoidi
    * PCV - (Positive Crankcase Ventilation) Pozitif karter havalandırma, üst karter havalandırması
    * PDC (Parktronic; Park Distance Control): Otomobilin tampon hizasinda ses dalgalari ile bosluk kontrolü yaparak çalisan park yardim sistemi.Arka tampondaki sensörler, sürücüye otomobil ile engel arasındaki mesafeyi tonlarla uyararak belirtir (echolot-prensibi). Engel ne kadar yaklaşırsa ton kadar hızlanıyor
    * PFE - (Pressure Feedback EGR) Basınç geri besleme EGR
    * PFI - (Port Fuel Injection) Port yakıt enjeksiyonu
    * PG- (Pulse Generatör) Sinyal üretici
    * PID - (Parameter Identification) Parametre tanımlama
    * PIP - (Profile Ignition Pickup -replaced with CKP) Profil ateşleme alıcısı
    * PKE - (Passive Keyless Entry) Pasif anahtarsız giriş
    * PM - (Permanent Magnet) Sabit mıknatıs
    * PMD - (Pump Mounted Driver) Pompa montajlı sürücü
    * P/N - (Part Number) Parça numarası
    * PNP - (Park/Neutral Position) Park/nötr durumu
    * POM - (Polycyclic Organic Matter) Polisayklik organik madde
    * POS - (Positive) Pozitif
    * POT - (Potentiometer) Potansiyometre
    * PROM - (Programmable Read Only Memory) Programlanabilir ROM
    * PRV- (Pressure relief valve) Basınç tahliye valfi
    * PS - (Power Steering) Güç direksiyonu, hidrolik direksiyon
    * PS- ( Pferde Starke ) Beygir gücü
    * PSM – ( Porsche stabilty menagement ) porshce patentindeki ESP sistemi
    * PSOM - (Programmable Speedometer/Odometer Module) Programlanabilir hız metresi modulü
    * PSP - (Power Steering Pressure) Güç direksiyonu basıncı, hidrolik direksiyon basıncı
    * PTC - (Pending Trouble Code) Belirsiz arıza kodu
    * PTO - (Power take off shaft)) Güç çıkışı, kuyruk mili
    * PTU - (Part Throttle Unlock) Kısmi gaz açma
    * PWM - (Pulse Width Modulation) Darbe genişliği modülasyonu





    Q
    * QDM - (Quad Driver Module) Dörtlü sürücü modülü






    R

    * RABS - (Rear Antilock Brake System) Arka ABS
    * RAM - (Random Access Memory)Rastgele erişimli bellek
    * RAP - (Retained Access Power)
    * RDC (Lastik basınç kontrolü)Dört teker içindeki basınç ve sıcaklığı denetler. Sistem, basınç azalmasını sürücüye iletir (kokpitteki gösterge) ve lastiklerin zarar görmesini önler
    * RE- (Replace) Değiştirme
    * REDOX - (Reduction Oxidation Catalytic Converter)
    * REF - (Reference) Referans
    * RF - (Radio Frequency) Radyo Frekansı
    * RFI - (Radio Frequency Interference) Radyo Frekans paraziti
    * RFG - (ReFormulated Gasoline) Yeniden formüle edilmiş benzin
    * RH- (Right hand) Sağ taraf
    * RKE - (Remote Keyless Entry) Uzaktan kumandalı anahtarsız giriş
    * RM - (Relay Module) Röle modülü
    * ROM - (Read Only Memory)Yalnızca okunabilir bellek
    * ROPS (Roll over protection sistem)Volvo C70 cabrio'da kullanılan takla koruma sistemi. Aracın takla atması durumunda arka başlıkların arkasında iki adet koruma çıtası, arkadaki yolcuların ağır baş yaralanmalarından korunmasını sağlar.
    * RPM - (Revolutions Per Minute) dakikadaki devir sayısı
    * RPO - (Regular Production Option) Noral üretim seçeneği
    * RTD - (Real Time Dampening) Gerçek zaman nemlendirmesi
    * RTN - (Return) Dönüş
    * RTV - (Room Temperature Vulcanizing) Oda sıcaklığında sertleştirme
    * RVP - (Reid Vapour Pressure) Reid buhar basıncı
    * RWAL - (Rear Wheel Anti-lock) Arka ABS
    * RWD - (Rear Wheel Drive) Arka tekerleklerden tahrikli







    S

    * SAE - (Society of Automotive Engineers) Amerikan Otomotiv mühendisleri birliği
    * SAW - (Spark Angle Word) Kıvılcım açısı işareti
    * SAV (Sports Activity Vehicle): Sportif özellikleri çok öne çikarilmis, iri, arazi tipli binek araç. Sportif aktivite aracı. Bu terim BMW tarafından arazi aracı X5 için özel olarak kullanılmış. Nedeni ise, X5'in gerçek bir arazi aracı ile konforlu bir otomobil karışımı olması
    * SBDS - (Service Bay Diagnostic System) Servis bölümü teşhis sistemi
    * SBEC - (Single Board Engine Controller -replaced with PCM) tek bordlu motor kontrolörü
    * SBS - (Supercharger Bypass Solenoid) Süperşarjer kısa devre solenoidi
    * SBT - (Serial Bus Traveller) Seri büs esyahat edici
    * SC - (Supercharger) Süperşarjer
    * SCB - (Supercharger Bypass Süperşarjer kısa devresi
    * SCSV- (Shift control solenoid valve) Vites kontrol selenoid valfi
    * SDM - (Sensing and Diagnostic Module) algılama ve teşhis modülü
    * SDI (Saugdiesel Direct Injection): VW'nin turbo olmayan direkt enjeksiyonlu dizel motorlarinda kullanilan bir sistemin ismi. SDI (Emmeli dizel direct enjeksiyon
    * SDV - (Spark Delay Valve) Kıvılcım geciktirme valfi
    * SEFI - (Sequential Electronic Fuel Injection -replaced with SFI) Sıralı elektronik yakıt enjeksiyonu
    * SEO - (Special Equipment Option) Özel ekipman seçeneği
    * SES - (Service Engine Soon -replaced with MIL) Servis motoru bozukluk göstergesi
    * SFI - (Sequential Multiport Fuel Injection) Sıralı çok portlu yakıt enjeksiyonu
    * SHO - (Super High Output) Süper yüksek güç
    * SIG RTN - (Signal Return) Sinyal dönüşü
    * SIL - (Shift Indicator Lamp) Vites değiştirme gösterge lambası
    * SIPS – ( Side impact protection system ) Volvo yan darbe korma sistemi Ön koltukların altında enlemesine ve B direklerinde diklemesine bulunan yüksek dayanıklığı olan çelik barlar ile yan havayastıklarının oluşturduğu sistem.
    * SIR - (Supplemental Inflatable Restraint) İlave şişirilebilir trtucu
    * SLS: Lüks otomobillerde ve Off-road araçlarinda kullanilan, aracin yüksekligini otomatik olarak ayarlayan sistem.
    * SL SWITCH- (Stop lamp Switch) Stop lambası svici , Fren müşürü
    * SMEC - (Single Module Engine Controller -replaced with PCM) tek modüllü motor kontrolörü
    * SNSR - (Sensor) Sensör, algılayıcı, duyar eleman
    * SO2 - (Sulphur Dioxide) kükürt dioksit
    * SOHC - (Single Over Head Camshaft) Üstten tek kam mili
    * SPD - (Speed) Hız
    * SPOUT - (Spark Output) Kıvılcım çıkışı
    * SRC - (Selective Ride Control) Seçilebilir sürüş kontrolü
    * SRS - (Supplemental Restraint System) Tamamlayıcı sınırlayıcı sistem, Yardımcı emniyet Sistemi Olası bir kazada havayastığı ve aktif gergili emniyet kemerlerinin birlikte çalışmasını, gaz pedallarının ileriye doğru katlanmasını sağlayan tüm ek güvenlik sisteminin ismi. Bahsedilen, emniyet kemeri yerine değil onunla birlikte kullanılması gereken ve yolcuları koruyan hava yastıklarıdır.
    * SRSCM- (Aır bag Control modülü) Hava yastığı kumanda modülü
    * SRI- (Servıce Reminder Indıcator) Servis ikaz lambası
    * SS - (Shift Solenoid) Vites değiştirme solenoidi
    * ST - (Scan Tool)Test cihazı, (arıza) Tarama takımı
    * STI - (Self Test Input) Kendi kendine test girişi
    * STO - (Self Test Output) Kendi kendine test çıkışı
    * STS - (Service Technicians Society) Servis teknisyenleri birliği
    * SULEV - (Super Ultra Low Emission Vehicle)Süper ötesi düşük emisyonlu taşıt
    * SUV (Sport utility vehicle) Sportif zevk aracı. SAV ile benzer amacı taşıyor. Bu kategoride yer alanlardan bazıları: Honda HR-V, Toyota RAV4 veya Subaru Forester
    * SW - (Station Wagon) Kombinasyonlu araç






    T

    * T - (Turbo) Turbo
    * T / A (Transaxle) Şanzuman
    * TAB - (Thermactor Air Bypass -replaced with AIRB) Termeaktör hava kısa devresi
    * TAC - (Throttle Actuator Control) Ventüri uyartım kontrolü
    * TAD - (Thermactor Air Divert -replaced with AIRD) Termeaktör hava saptırıcı
    * TACH - (Tachometer) Takometre
    * TAP - (Transmission Adaptive Pressure) Transmisyon uyumlu basınç
    * TAS (Travel Assist System): Bu sistem bağlı olduğu GSM hattı sayesinde kaza ve arıza hallerinde markanın merkezine GPS'te belirlediği koordinatlarla birlikte yardım mesaji gönderiyor.
    * TB - (Throttle Body) Ventüri boğazı,Gaz kelebeği gövdesi
    * TBA - (Tertiary Butyl Alcohol) Tertiari bütil alkol
    * TBI - (Throttle Body Fuel Injection) Ventüri boğazı yakıt enjeksiyonu
    * TC - (Turbocharger) Türboşarjer, aşırı doldurucu
    * TC (Traction Control): ASR ile ayni görevi yapan bir sistem. ABS yardimi ile yeri geldiginde fren uygulayarak çekisin basarisini artiriri. Opel'in ASR sisteminin adıdır.
    * TCC - (Torque Converter Clutch) Tork konverter kavraması
    * TCIL - (Transmission Control Indicator Lamp) Transmisyon kontrol gösteresi lambası
    * TCL - (Traction Control) Çekiş kontrolü
    * TCM - (Transmission Control Module) Transmisyon kontrol modülü
    * TCS - (Traction Control System) Çekiş kontrol sistemi veya itişin olduğu herhangi bir tekerleğin boşa dönmesini engelleyen kontrol sistemi.
    * TCS - (Transmission Control Switch) Transmisyon kontrol anahtarı
    * TDC - (Top Dead Center) Üst ölü nokta
    * TDCI – (turbo diesel common rail injection)Fordun kullandığı common rail sistemi
    * TDI - (Turbo Direct Injection) Direkt enjeksiyonlu turbo ( audi , vw , seat skodanın kullandığı crdi sistemi )
    * TEMP - (Temperature) Sıcaklık
    * TFI - (Thick Film Integrated -replaced with DI) kalın film ile tümleşik
    * TFT - (Transmission Fluid Temperature) Transmisyon sıvısı sıcaklığı
    * THM - (Turbo Hydra-Matic) Turbo Hidra-Matik
    * TIR – ( Transport İnternational Routiel ) Uluslar arası karayolu taşımacılığı
    * TLEV - (Transitional Low Emission Vehicle) Geçiş süreci düşük emisyonlu taşıtı
    * TOT - (Transmission Oil Temperature) Transmisyon yağı sıcaklığı
    * TP - (Throttle Position) Gaz konumu, Gaz kelebeği pozisyonu
    * TPS- (Throttle position sensor) Gaz kelebeği pozisyon sensörü
    * TPI - (Tuned Port Injection) ayarlı port enjeksiyonu
    * TPM - (Tire Pressure Monitor) Lastik basıncı monitörü
    * TR - (Transmission Range) Transmiston aralığı,Vites seçici
    * TRUST (Traktion und stabilitaet) TRUST, ESP'nin Smart'ta kullanılan adıdır.
    * TS (Twin Spark): Alfa Romeo'nun silindir basina 2 buji kullanilan modellerine verilen ad.
    * TSS - (Transmission Speed Sensor) Transmisyon hız sensörü
    * TV - (Throttle Valve) Gaz kelebeği
    * TVS - (Thermal Vacuum Switch) Isıl vakum anahtarı
    * TVV - (Thermal Vacuum Valve) Isıl akum valfi
    * TWC - (Three Way Catalytic Converter) Üç yollu katalitik konvertör
    * TXV - (Thermal Expansion Valve) Isıl genleşme valfi






    U

    * UART - (Universal Asynchronous Receiver-Transmitter) Üniversal asenkron alıcı-aktarıcı
    * UCC- (Under floor catalytic onvertor) Alt katalitik konvektör
    * UD - (Underdrive) Sürüş altı
    * UL- (Unleaded) Kurşunsuz
    * ULEV - (Ultra Low Emission Vehicle) Çok düşük emisyonlu taşıt
    * ussp Amerika yeni araç değerlendirme programı






    V

    * V - (Volts) Volt
    * VAC - (Vacuum) Vakum
    * VAF - (Volume (or Vane) Air Flow) Hacimsel veya kanatçık hava akışı
    * VANOS (Variable Nockenwellen Steuerung): BMW tarafindan gerçeklestirilmis degisken zamanli supap, supap iticileri ve eksantrik kontrol sistemi. BMW'nin teknolojik bir diğer özelliği. Sübapların açılma ve kapanma anları değişkendir. Düşük devirlerde daha fazla tork ve yüksek devirlerde daha fazla güç sağlanıyor Bu sistem, emme ve egzoz manifoldlarindaki gaz akisini da kontrol ediyor. (Değişken eksantrik ateşlemesi)
    * VAT - (Vane Air Temperature -replaced with IAT) Kanatçık hava sıcaklığı
    * VATS - (Vehicle AntiTheft System) Taşıt hırsız önleme sistemi
    * VCC - (Viscous Converter Clutch) Viskoz konvertör kavraması
    * VCM - (Vehicle Control Module) Taşıt kontrol modülü
    * VCRM - (Variable Control Relay Module) Değişken kontrol rölesi modülü
    * VDC (Vehicle dynamics control)Subaru'nun dört çeker araçları için sürüş dinamiği düzenleyicisinin adıdır FDR sistemi ile aynıdır, yıldırım hızı ile motor, şanzıman ve frene müdahale ederek aracın savrulmasını önler
    * VDOT - (Variable Displacement Orifice Tube) Değişken yer değiştirme orifis tüpü
    * VDV - (Vacuum Delay Valve) vakum geciktirme valfi
    * VECI - (Vehicle Emission Control Information (label) Taşıt emisyon kontrol bilgi etiketi
    * VF - (Vacuum Flourescent) Vakum floresant
    * VGT – Değişken geometrili turbo
    * VIN - (Vehicle Identification Number) taşıt kimlik numarası
    * VMV - (Vacuum Modulator Valve) Vakum modülatör valfi
    * VNT - (Variable Nozzle Turbocharger) Değşken lüleli türboşarjer
    * VOTM - (Vacuum Operated Throttle Modulator) Vakumla çalışan gaz kelebek modülatörü
    * VPWR - (Vehicle Power) Taşıt gücü
    * VR - (Vacuum Regulator) Vakum regülatörü , Voltaj regülatörü
    * VREF - (Voltage Reference) voltaj referansı
    * VRV - (Vacuum Reducer Valve) Vakum azaltma valfi
    * VRIS - (Variable Resonance Induction System) değişken rezonanslı indüksiyon sistemi
    * VSA – Araç denge kontrol sistemi ( HONDA )
    * VSC – ( Vehicle stability control system ) Toyota'nın ESP için kullandığı isim
    * VSS - (Vehicle Speed Sensor) Taşıt hız sensörü
    * VTA - (Vehicle Theft Alarm ) Taşıt hırsız alarmı
    * VTEC - (Variable-valve timing and electronic-lift control) Değişken Zamanlamalı Supap Kontrol SistemiHONDA
    * VTG (Variable turbin geometrie)Değişken türbin geometrisi. Turbo yükleyicisinin türbin kanatları ayarlanabiliyor. Düşük devirlerde daha yüksek tork üretiliyor. Yüksek devirlerde kanatlar, akıma paralel durumda bulunuyor. Atık gaza karşı gelen basınç azaltılır ve yakıt tüketimine olumlu bir etki sağlanır.AUDİ
    * VTSS - (Vehicle Theft Security System) Taşıt hırsız güvenlik sistemi
    * VVC (Variable valve control) Rover'in VANOS versiyonudur.
    * VVT - (Variable Valve Timing) Değişken supap zamanlaması
    * VVT-i - (continuously Variable intake Valve Timing) Sürekli değişken emme supabı zamanlaması Toyota'nın VANOS versiyonudur.





    W

    * WAC - (Wide Open Throttle A/C Cutoff) Tam gaz klima kapatma
    * W/B - (Wheelbase) Dingiller arası mesafe
    * WHIPS – ( Whiplash protection safety seats ) Volvo boyun zedelenmesini önleme sistemi Arkadan gelecek kaza darbelerinde ön koltukları alttan ön yukarıya doğru kaydırarak, sürücü ve yanındakinin boynundan omuruna zedelenme ortaya çıkarmayan, salıncak hareketi içeren bir sistem Beyin travmalarına karşı koruyucu sistem. Özel olarak üretilen ön koltuklar ile arkadan çarpmalarda omurgaya binen yük absorbe edilir ve yaralanma riski azaltılır.
    * WOT - (Wide Open Throttle) Tam gaz, Tam açık gaz kelebeği
    * WSS - (Wheel Speed Sensor) Tekerlek hız sensörü
    * WTS- (Water temperature sensor) Su sıcaklık sensörü
    * WU-OC - (Warmup Oxidation Catalytic Converter) Isınma oksidasyon katalitik konvertörü
    * WU-TWC - (Warmup Three Way Catalytic Converter) Isınma üç yollu katalitik konvertörü






    XZ

    * X - (Experimental (vehicle)) Deneysel (taşıt)
    * ZEV - (Zero Emission Vehicle) Sıfır emisyonlu taşıt
    * ZTECH - (Zero Emission Technology) Sıfır emisyon teknolojisi






    Otomobil Terimleri Kaynağı


  • A

    * A SÜTÜNU : Otomobilin orta gövdesinin önünde yükselen, tavanı taşıyan sağ ve sol köşede bulunan ve içinde pasif güvenlik unsuru destekleri olan sütun.
    * ABAT VENT : Speedster otomobillerde kullanılan alçak ön cam veya rüzgar kesici çıkıntı
    * ABAXIAL: Dingil harici yapı.
    * ADEZYON: Sıvıların veya madenlerin birbirlerine yapışmasını sağlayan kuvvete adezyon denir.
    * Aerodinamik (otomobil)
    * AKICILIK DERECESİ (Viskozite): Bir sıvının akışkanlığa karşı gösterdiği direnç. Genellikle belli bir hacimdeki sıvının belli bir çaptaki delikten akma zamanının belirlenmesi ile ölçümlenir.
    * AKS: Otomobil eksenine dik, tekerleri taşıyan bir veya birden fazla tekerleği barındıran bir mildir
    * AKSELERASYON: İvmelenme, otomobilin hızlanması.
    * AKTARMA ORGANLARI: Motor gücünü tekerleklere aktaran organlardır. Pek çok parçadan oluşur ve motor gücünü tekerleklere şanzıman üzerinden aktarır. Şanzıman, şaft, diferansiyel, aks temel unsurlardır.
    * AKTİF GÜVENLiK:Otomobilin kaza durumuna girmesini engellemeye çalışan ve güvenliği arttıran elemanların tümü. ABS ve BAS sistemlerine sahip frenler, yol tutuşu düzenleyen ESP, gelişmiş süspansiyon sistemi, iyi durumdaki lastikler gibi etkenler.
    * AKÜMÜLATÖR: Akümülatörler elektrik enerjisini kimyasal enerji halinde depo eden, devrelerine elektrikli alıcılar bağlandığı zaman bu kimyasal enerjiyi tekrar elektrik enerjisine dönüştüren araçlardır. Motorun hareketinden elektrik üreten parça olan alternatör, motor çalışmazken elektrik üretemez. Bu nedenle akümülatöre ihtiyaç duyulur.
    * AKÜMÜLATÖR KAPASİTESİ : Akümülatörün 20 saat sürede verebileceği akım miktarı.
    * ALTERNATÖR: Alternatif akım üreten ve düşük motor hızlarında bir dinamodan daha yüksek enerji üreten jeneratör.
    * ALT ÖLÜ NOKTA (A.Ö.N): Pistonun silindir içinde inebildiği en alt noktada, yön değistirmek için bir an durakladığı yerdir. Kısaca A.Ö.N. olarak belirtilir.
    * AMPERMETRE: Aküye girip çıkan akım miktarını ölçen ve gösterge tablosunda bulunan bir ölçü aleti.
    * AMORTİSÖR: Otomobilde yayları frenleyerek ani yaylanmaları önleyen ve sarsıntıları azaltan düzenek.
    * ANA YATAKLAR: Motorda krank milini taşıyan yataklardır.
    * ANTİFRİZ: 0 derece ve altında radyatör suyuna katılarak suyun donmasını önleyen kimyasal madde. Antifriz ayrıca radyatörü ve soğutma sistemini pas ve korozyondan korumak amacıyla da kullanılır. Donma noktası -12 derece olan saf antifriz, su ile karıştırıldığında karışımın donma noktası -65 dereceye kadar düşürülebilir. Antifriz - su karışımında antifriz oranı arttıkça donma noktası bir dereceye kadar düşer, daha sonra tekrar yükselir. Bu nedenle doğru miktarda su ile karıştırılması önemlidir. Su oranı yüzde 70'i aşarsa donma yüzde 30'un altına düşmekte ve hararet tehlikesi başgöstermektedir.

    Türkiye iklim koşullarında maksimum koruma için yüzde 33 ila yüzde 50 arasında antifriz kullanımı tavsiye edilmektedir. Karışım yaparken sert sulardan kaçınılması gerekir. Çünkü sert sular antifrizin içindeki koruyucu katkıların etkisini azaltır. Bu nedenle soğutucu karışımlarında musluk suyu yerine yumuşatılmış veya arıtılmış su kullanılır. "Antifriz eklenmesi veya değiştirilmesine bomemetre ile ölçüm yapıldıktan sonra karar verilmelidir" düşüncesi de antifriz kullanımında yanlış bir bilgidir. Bomemetre cihazı, sadece karışımdaki etilen glikol miktarını ölçer. Formülündeki koruyucuların durumu hakkında bilgi vermez. Dolayısıyla, antifrizin soğutma sistemini koruma gücünü ölçemez.

    * AQUAPLANING: Su birikintilerinden geçerken lastiklerin profilinden suyun kenara çıkamamasından kaynaklanan aracın lastiklerinin yerle ile temasının kalmaması sonucunda suya girdiği yönde veya tam olarak savrularak hareket etmesi.
    * ATALET: Bir cismin herhangi bir hareket yönüne veya hız değişikliğine karşı gösterdiği dirençtir.
    * ATESLEME AVANSI: Silindirde sıkıştırılan yakıt-hava karışımının ateşlendikten sonra tamamen tutuşabilmesi için gereken süredir.
    * ATESLEME BOBINI: Atesleme sisteminde transformatör gibi görev yaparak batarya voltajını binlerce voltaja yükseltir. Bu yüksek voltaj bujinin tırnakları arasında kıvılcım meydana getirir.
    * ATESLEME NOKTASI: Motorinin sıkıştırılma sonucunda silindir kafasındaki sıcak gazların içine püskürtüldüğü anda kendiliğinden ve hemen ateş alma sıcaklık noktasına ateşleme noktası denir.
    * ATESLEME SIÇRAMASI: Yanlış bujinin karısımı tutuşturmasına atesleme sıçraması denir. Ateşleme sıçraması genellikle buji veya distribütör kapağının ya da tevzi makarasının hatalı oluşundan meydana gelir.
    * ATESLEME SIRASI: Motor silindirlerinin ateşlenme sırası veya silindirlerde güç zamanının meydana geliş sırasıdır.
    * ATESLEME SISTEMI: Silindirlerde sıkışan hava-yakıt karışımının yakılabilmesi için bujilere yüksek voltajlı kıvılcım sağlayan sistem. Batarya, ateşleme bobini, distribütör, kontak anahtarı, kablolar ve bujiler bu sistemin parçalarıdır.
    * ATMOSFERIK BASINÇ: Dış hava ağırlığının aşağıya doğru basma kuvvetine atmosferik basınç denir
    * AUTODIMMING: Dikiz aynalarında kullanılan duyarlı aynanın ışığı daha yoğun kırarak, kararması.
    * AYARLAMA: Motorun en iyi sekilde çalışabilmesi için yapılan motor ayarları






    B

    * BAKIR KURSUN YATAKLAR: Genellikle dizel motorlarında yaygın bir şekilde kullanılan yatak çeşididir.
    * BALANST REZİSTÖR DEĞERLERİ: Elektronik ateşleme sistemi iki rezistör ile korunur. Bunlar, 0,55 ohm olan normal devre direnci ile 5.ohm olan yardımcı devre direncidir.
    * BALATA (FREN PABUÇLARI): Yarım daire şeklinde kavis verilmiş metal bir parça. Üzerine ısıya karşı oldukça dayanıklı olan balata perçinlenmiştir. Frene basıldığı zaman bu balata kampanaya sürterek frenleme etkisi gösterir.
    * BASINÇLI KAPAK: Suyun kaynamasını ve kaybını önleyen, soğutma sistemini basınç altında çalıştıran supaplı bir kapaktır.
    * BASKI YATAĞI: Debriyaj pedalına basıldığında, baskı parmaklarını bastırarak motor ile güç aktarma organlarini birbirinden ayıran mekanizmadır.
    * BATARYA: Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depo eden ve akım kaynağı olarak kullanan düzenek.( Akümülatör )
    * BENZİN: Ham petrolden elde edilen ve otomobillerde yakıt olarak kullanılan bir hidrokarbondur.
    * Benzin motoru
    * BENZIN YANMASI: Benzin-hava karışımı silindir içinde sıkıştırma zamanı sonunda, bujinin meydana getirdiği kıvılcım neticesinde düzenli olarak yanmaya basşar. Hiçbir zaman patlamaz. Normal yanma bujide başlar ve sonra bir alev dalgası halinde ateşleme odasını kat eder.
    * BERABER ÇALISMA: Çok silindirli motorlarda genellikle silindirlerin ikişer ikişer beraber çalısmasıdır. Örnek olarak dört silindirli bir motorda, birinci silindir ile dördüncü silindir pistonları ikisi beraber ve üçüncü silindir ile ikinci silindir de beraber çalışır.
    * Beygir gücü
    * BILESIK YAGLAR: Bu tip yağlar genellikle ince yağlar olup, SAE numarası yüksek yağların özelliklerini karşılamak için içlerine bazıkalınlaştırıcı katıklar katılmış yağlardır.
    * BI-XENON: Bi-Xenon farlar, günümüzün en gelişmiş ve en güçlü far teknolojilerinden biridir. B-xenon ismi, uzun ve kısa farlar için iki ayrı xenon ampul kullanılmasından gelmektedir. Xenon farın dalgaboyu ve dolayısıyla maviye yakın olan rengi güneş ışığına çok yakın olduğu için, gece sürüşünde karşıdan gelen sürücünün gözünü almaz ve yansımayı en aza indirir. Xenon gazının içinden geçen ışık, 70 mm çapındaki hareketli lensten yansıyarak geniş ve uzun mesafeli "uzun far" etkisini yaratır. Takılan araçlarda far yıkama sistemi de olması gerekir çünkü farın önündeki cam kirlenince farın ışınları kirlenmiş yüzeyden dolayı halojen farlara göre daha fazla kırıldığından kötü bir aydınlatma yaratmaktadırlar. Florasan lamba prensibiyle çalışmaktadır. Isınana kadar halojen fardan daha fazla akım çekmektedir fakat ısındıktan sonra elektrik tüktimleri düşer. Isınma gereksinimlerinden dolayı selektör yapma zorluğu da vardır. Xenon gazlı lambaların çalışabilmeleri için yüksek gerilime ihtiyaç vardır. Bu yüzden yükseltici trafoyla birlikte takılmalıdır. Arızalandığı zaman komple far sistemiyle değiştirilmesi gerekir. Klasik sistemlerde ise sadece ampulü değiştirmek yeterlidir.
    * BIYEL CIVATALARI: Biyel civataları, biyel kepini biyel başına bağlayan civatalardır.
    * BIYEL KEPI: Biyel ile biyel muylusu arasındaki bağlantıyı sağlayan parçadır.
    * BIYEL MUYLUSU: Biyelin krankta bağlandığı yüzeydir.
    * BIYEL YATAGI: Biyel başında bulunan, içinde krank mili biyel muylusunun döndüğü yataktır.
    * BIYELLER: Piston ile krank mili biyel muylularını birleştiren parçalardır.
    * BOGAZLI KARTEL: Yanlardan üst kartele, önden ve arkadan kavis biçiminde, ön ve arka ana yatak kepine oturan kartellere boğazlı kartel denir.
    * BOŞ AĞIRLIK : Kullanıma hazır bir otomobilin %90 dolu yakıt deposu ve 75 kg’lık bir sürücünün toplam ağırlığı
    * Boksör motor : Silindirlerin aynı, genellikle tam yatay, düzlemde (180 derece) karşılıklı olarak çalıştığı, otomobile ekstra denge sağlayan motor.
    * BUHAR TAMPONU: Karbüratöre doğru olan benzin akışının, yakıt sistemindeki benzinin buharlasması nedeniyle gecikmesi veya durmasıdır.
    * Buji : Iki elektrod ve porselenden oluşan parça. Silindir içindeki sıkışmış hava-yakıt karışımı, bujinin elektrotları arasında oluşan yüksek voltajla ateslenir.
    * BUJI ARIZALARI: Buji arızaları genellikle motora göre uygun sıcaklıkta buji kullanmamaktan, bujinin yanlış yerleştirilmesinden veya motordaki ateşleme sistemi ya da yakıt sistemi arızasından meydana gelir. Genellikle görülen buji arızaları, üst porselenin çatlamış veya kırılmış olması ve burun porseleninin çatlak veya kırık olmasıdır.
    * BUJI SICAKLIGI: Silindir içine emilen benzin-hava karışımının yanma zamanında meydana getirdiği ısı enerjisi yaklaşık olarak 2000 – 2500 derece arasındadır.
    * BUJI TIRNAK ARALIGI: Bataryalı ateşleme sisteminde buji tırnak aralığı genellikle 0,6 - 0,8 mm arasındadır.
    * BURÇ: Yatak görevi gören silindir bir parçadır.






    C

    * CALL BACK : Otomobillerde oluşan sorunlar nedeniyle firmalar tarafından yapılan geri çağırma işlemi
    * CAMBİOCORSA : Maserati’de kullanılan yarı otomatik şanzıman ( Bkz.Yarı Otomatik Şanzıman )
    * COMMON RAİL : Yeni nesil dizel motorlarda kullanılan bir yakıt enjeksiyon sistemi.Bir yüksek basınçlı yakıt pompası, buradan silindirlere giden metal yakıt boruları ve yanma odalarına bağlı, zaten yüksek basınçla püskürtülmeyi bekleyen yakıtın yanma odasına girişine izin veren elektromanyetik kontrollü ( en son versiyonunda piezoelektrik kontrollü) enjektörlerden ve bu enjektörlere komuta eden kontrol bilgisayarından oluşan bir sistemdir. sistemin ortak yol olarak adlandırılmasının sebebi ise şudur: yakıt, pompadan silindirlere kadar, ortak yakıt borusu içinde,her zaman yüksek basınç altında beklemektedir (1500 bar civarlarında). yakıtı silindirlere püskürten enjektörler elektronik kontrollü oldukları için, motor kontrol programlarıyla, değişik yük durumlarında farklı miktarlarda yakıtı kolayca sağlayabilirler. püskürtülen yakıtın yüksek basınçlı olması, daha kolay yanması ve yanmamış atık bırakmaması sebebiyle istenen bir şeydir: ne kadar yüksek basınç olursa o kadar iyi.böylece daha verimli ve daha temiz dizel motorların onu açılmıştır. bu sistemin, daha önce dizellerde kullanılmayan kontrol elektronikleri ile çalışması başka faydalar da sağlamıştır : düzensiz yanmayı tesbit eden sensörlerden gelen bilgiler doğrultusunda yakıt püskürtme zamanlamasıyla oynanıp daha sessiz çalışma sağlanabilmiştir. ilk olarak alfa romeo ve bosch işbirliğiyle geliştirilip kullanılmıştır, delphi ve bosch automotive gibi üreticiler tarafindan üretilmektedir, şu an dizel motorlardaki en yaygın yakıt sistemidir, dizel motorların bugünkü populerliğinde en önemli rolü oynamıştır, ve dizelin geleceğidir. benzer bir sistem için (bkz: pumpe duse)
    * CONTA: Motorda, birleştirilen parçaların arasına sızdırmazlık sağlaması için konulan, çesitli malzemelerden yapılan plakalar
    * CRUISE CONTROL (Otomatik hiz kontrol): Sürücünün ayağını gazdan çekmesine olanak tanıyarak, otomobili belli bir hızda tutabilen bir sistemdir. Bu sistemde, araç ayarlanmak istenilen hıza ulaştığında ilgili sistem ile ilgili bir düğmeye basılır ve ayak gaz pedalından çekilir. Sistem devreden çıkarılmak istendiğinde tekrar gaza basmak ya da ilgili düğmeye tekrar basmak yeterlidir.






    Ç

    * ÇARPMALI YAGLAMA SISTEMI: Çarpmalı yağlama sistemi, yağ pompasının karterdeki motor yağını yağ çanağına basarak, çanağı daima dolu bulundurması şeklinde çalışır.
    * ÇEVRIM: Bir motorda iş elde etmek için tekrarlanmadan meydana gelen olayların toplamına bir çevrim denir. Dört zamanlı motorlarda bir çevrimin tamamlanabilmesi için pistonun dört hareketine (krank milinin iki tam devir yapmasına) gerek vardır. Dört zamanlı motorlarda bir çevrim, Krank milinin 720 derecelik dönüşü ile tamamlanır.






    D

    * DEGISKEN SUPAP ZAMANLAMASI: Değişken supap zamanlaması, motor işletim sisteminin hangi devire göre hangi supap zamanlamasının kullanılacağını belirlenmesi ve her devirde en verimli çalışmayı sağlamasıdır. Böylece motor düşük devirlerde az yakıt tüketirken yüksek devirlerde de iyi bir performans sunuyor.
    * DESELERASYON: Araçların duruncaya kadar yavaşlaması.
    * DETONASYON: Karışımın buji tarafından ateşlenmesinden sonra yanmanın düzensiz olarak gerçekleşmesine detenasyon denir. Karışımın ani yanması sonucu yükselen basıncın oluşturduğu vuruntu çok şiddetli olursa, motor parçaları yıpranır
    * DISTRONIC: Radar destekli bilgisayarlı cruise control sistemi. Önde yaklaşılan aracın hızının kendi hızından az olduğunu belli bir mesafede algılayan sistem, motoru sıkıştırarak veya fren yaparak otomobili yavaşlatıyor. Önü boşalınca da otomobili programlı hızına tekrar çıkarıyor.
    * DIYAGRAM VERIMI: Endikatör diyagramından ölçülen işin, teorik çevrim diyagramından ölçülen iş oranına diyagram verimi denir






    E

    * EASYTRONİC : Opel marka araçlarda kullanılan yarı otomatik şanzımana verilen isim. ( Bkz.Yarı Otomatik Şanzıman)
    * ELEKTRONİK ATEŞLEME SİSTEMİ: Bataryalı ateşleme sistemi parçalarına ek olarak, distribütörde manyetik ünite ve kontrol ünitesi ile donatılmış sistemdir. Elektronik atesleme sistemi, manyetik alandaki değişmelerin meydana getirdiği elektrik akımı prensibine dayanır. Bu sistemde birbirine temas eden hiçbir parça yoktur. Klasik ateşleme sisteminde görülen platin ve meksefe, ateşleme sisteminde yer almaz. Bu sistemde motor ateşleme zamanı fabrikada ayarlanır ve bu ayar hiçbir sekilde aracın yaptığı kilometre arttıkça değişmez, sabit kalır.






    F

    * FADİNG : Isı etkisiyle fren gücünün düşmesi. Otomobil fren sistemindeki en büyük problem frenlerin sürekli kullanımında ısınması ve belli bir sıcaklığın üzerinde fading olarak adlandırılan fren balatalarının aşırı ısı nedeni ile kaydırmaya başlamasıdır. Bu ısınma problemini ortadan kaldırmak için üreticiler soğutmalı fren diskleri üretmektedirler






    G

    * GASOLİN DİRECT ENJECTİON (GDI) : Bu sistem mitsubişi motor ve toyata tarafından kullanılıyor ve şu an ın en gelişmiş motor sistemi olduğu bilinior malzemenin ısıya dayanamaması nedeni ile daha fzla geliştirilemiyor .Sistem dizel motorları nın taklit edior fakat yakıt olarak benzin kullanılıyor bu motor mpı multi point enjeksionun gelişmişi olarak supap arakasına değilde dizel motorlarda olduğu gibi yakıtı direk silindirin içine püskürtüyor enjektör basıncı çok yüksek ve içerde ki yakıtın homojenize si çok kaliteli oluyor bu sayede yanma iyileşiyor ve verim çok yüksek değerlere taşınıor egzoz emisyonlarıda onemli oranda düşüyor. Çok verimli ve çok ekonomik bir motor tipi.






    H

    * HAVA YASTIĞI : Çarpışmalara karşı yolcuyu koruma derecesi son derece yüksek olan bir ek koruma sistemidir. Hava yastığı bir çarpışma sırasında algılayıcılardan gelen uyarı sonunda şişerek, çarpışma yönünde yolcuyu karşılayan koruyucu bir kalkan oluşturur.






    İ

    * İNTERCOOLER : Turbo motorlarda havanın soğutulması için kullanılan ek soğutucu. Hava soğukken molekülleri daha küçük olduğu için silindire verilen hava soğuk olduğunda silindirin içine daha fazla hava sığabilir ve bu şekilde daha iyi yanma sağlanır.Çalışması soğutma sistemindeki radyatör gibidir radyatörden farkı suyun değil havanın soğutulmasıdır.






    K

    * KAROSER: Şasiye monte edilen, aracın saçtan yapılmış kısmı. Bu kısımda pencereler, kapılar, koltuklar, yolcu ve motoru koruyan kısımlar bulunur.


    Otomobillerde karoseri yapı çeşitleri

    Sedan | Roadster | Cabriolet | Coupe | Station Wagon | Hatchback | Grand tourer

    * KOKPIT: Otomobillerde sürücünün oturduğu kısma kokpit denir.






    M

    * MULTİ JET : GM ile FİAT’ ın beraber geliştirdiği common rail’in ticari ismi






    O

    * OVERSTEER : Aracin, direksiyon araciligiyla verilen dönme acisina fazla tepki vermesi durumudur. Sözgelimi; ideal nötral kosullarda kendi cevresinde 60 derece dönerek bir viraji almasi gereken aracin, arka ucunun disari dogru ötelenmesiyle kendi cevresinde 60 dereceden fazla dönerek yoldan cikmasi "oversteer" durumudur. Cesitli nedenleri olabilir. Biri, viraja girdikten sonra yapilan frendir. Manevra sirasinda fren yapilmasi, arka tekerleklerdeki yükü azaltacak ve bu tekerleklerin yanal kuvvet kapasitesini düsürecektir. Azalan yanal kuvvet, aracin arka tekerleklerinin dönme cemberinin disina dogru ötelenmesine, ve aracin gerekenden fazla dönmesine neden olacaktir. Arka lastiklerin, ön lastiklerden ince lmasi da benzer bir sonucu doguracak, aracin ön lastikler cevresinde dönmesine neden olacaktir.






    P

    * PUMPE DUSE : Şu an icin sadece vw nin yeni nesil dizel motorlarında kullandığı, bosch automotive tarafından üretilen yeni nesil dizel yakıt enjeksiyon sistemi.sistemin türkçedeki karşılığı pompa meme. sistemde silindir başına, egsantrikten güç alan yüksek basınçlı birer pompa, bunlara bağlı elektromanyetik kontollü birer enjektör, ve enjektörlerin zamanlamasını motordan topladığı bilgilerle ayarlayan bir motor kontrol bilgisayarından oluşur sistem, motorini yanma odalarına 1800 bara varan basınçlarla gönderip atık bırakmadan temiz ve verimli yanmasını sağlar.şu an için, bu temiz ve verimli yanmayla doğrudan ilgisi olan en yüksek basıncı sağlayan dizel enjeksiyon sistemidir. yeni nesil başka bir dizel yakıt enjeksiyon sistemi olan common rail e göre avantajı daha yüksek basınçlar üretebilmesi, çok az bir farkla daha az tüketim ve temizlik, dezavantajları ise, daha gürültülü calışma, üretiminin daha pahalı ve karmaşık olmasıdır. Diger bir dezavantaji ise common rail sistemlerle bir cevrimde 5 e kadar ayri püskürtme yapilabilirken bu sistemde yapilamamasidir. Cünkü bu sistem bir kam vasitasiyla calistirilir ve kamin sekine göre bir püskürtme davranisi vardir. Common Rail sistemlerinde ana püskürtmeden sonra yapilan püskürtme dizel partikel filtresininde biriken parcaciklarin yakilarak temizlenmesine yararken bu sistemde böyle bir püskürtme yapma imkani yoktur. Bu nedenle egzoz emisyonlarinin giderek önem kazandigi günümüzde cok tercih edilmemektedir. Avantajlarının daha gözardı edilebilecek nitelikte olmasından dolayı muhtemelen vw de bu sistemi bırakıp common rail e geçecektir.






    R

    * RAGTOP : Katlanır sürgülü tavan
    * RETARDER : Ağır vasıtaların yavaşlatılmasında kullanılan frenleme sistemidir. Hidrodinamik sistemle çalışmaktadır. Şanzıman kaynaklı hareketi hareketi kontrol altına alır teker frenlerine yük bindirmez. Şanzıman ile arka aks ünitesi arasına yerleştirilmiştir. Böylece vites değişimi yapılmış dahi olsa frenleme momentinin aynı kalması sağlanır. Genelde aracın aktarma organları üzerindeki bir mile bağlanan pevane ve ve bu pervanenin içinde bulunduğu kapalı bir kutudan oluşur.Eğer bu kutuya vizikositesi düşük bir akışkan verilirse pervanelerle arasındaki sürtünme dolayısı ile ortaya çıkan ısı enerjisi yağa geçer ve böylece araç yavaşlar. Normal frene göre daha sarsıntısız ve konforlu bir yavaşlama şekli olduğundan yolcu otobüslerinde daha sık kullanılır.Türkiyede en sık kullanılan retarder markaları voith ve telma marka olanlarıdır.Voith olanlarda direksiyondaki retarder kolunun dört kademesi vardır. Kolu birinci kademeye çekince o andaki hızı sabitler kol çekilmeye devam edilirse araç frenlenmeye başlar.







    S

    * SELESPEED : Alfa Romeo 156 modellerinde tam ve yarı otomatik çalışabilen ve vites artırma/düşürme işlemlerinin direksiyondaki düğmelerle de yapılabildiği sistem. F1 Ferrari'lerde de benzeri bir sistem bulunur fakat düğmeler direksiyonun gerisindedir, oysa selespeed'de direksiyonun ön yüzünde yer alırlar. ( Bkz.Yarı Otomatik Şanzıman)
    * SEQUENTRONİC : Mercedes'lerde kullanılan yarı otomatik şanzıman (Bkz.Yarı Otomatik Şanzıman)
    * STEPTRONİC : BMW otomobillerindeki yarı otomatik transmisyonun ticari adı. Vites artırmak veya azaltmak için vites kolu hafifçe ittirilen sistem. (Bkz.Yarı Otomatik Şanzıman)
    * SUİCİDE DOORS : Eski otomobillerde iniş ve binişlerde rahatlık yaşattığı için kullanılmış olan kapı çeşidi. Temel olarak arkaya doğru açılan kapı ve arka kapılara verilen isimdir. Zamanla trafiğin akışına ters olarak açılmaları nedeni ile teşkil ettikleri tehlike görmemezlikten gelinmeyecek kadar büyük olmuş ve yavaş yavaş kullanılmalarına son verilmiştir. Konsept araçlarda bolca kullanılmakta olup Honda Element ve Rolls Royce Phantom gibi seri üretim araçlarda tekrar hayat bulmuştur.
    * SUPERCHARGER : Yüksek basınçlı havayı motorun yanma odasına iten, krank milinden tahrikli hava kompresörüdür. Turbodan farklı olarak güç üreten bir türbin yoktur. Amaç düşük devirlerde yüksek tork sağlamaktır. Turboya göre en büyük avantajı motor çalıştığı andan itibaren çalışarak turbo bekleme hadisesinin önüne geçmesidir. Gücünü motordan aldığı için turbo sistemlere göre daha çok yakıt tüketimine yol açar.






    T

    * TİPTRONİC : VW ve AUDİ’nin kullandığı yarı otmatik şanzımanın ismi ( Bkz.Yarı Otomatik Şanzıman)
    * TURBO : Motora atmosferik basıncın üzerinde hava vererek küçük hacimlerden büyük güçler alınmasını sağlayan, gücünü egzoz gazının fiziksel etkilerinden alan bir çeşit pompa.Motorun silindir hacmini değiştirmeden daha fazla güç etmek için motora turbo aracılığıyla daha fazla hava basılmaktadır. Turbo içinde genelde bir kompresör ve bir türbin bulunmaktadır. Türbin motorun egzoz çıkışında yer almaktadır ve yüksek basınç ve sıcaklıktakı egzoz gazını kullanarak enerji elde eder. Elde ettigi enerjiyle emme manifoldundaki kompresörü besler. Kompresör de dışardan aldığı havanın basıncını arttırarak silindirlere gönderir ve motorun torkunun ve gücünün artmasını sağlar.
    * TURBO LAG : Gaz pedalına basıldığı andan itibaren turbo devreye girene kadar geçen zamandır. Gaz pedalina basilir basilmaz arabanin hizlanmasi mümkün olmamaktadir. Cünkü turbo egsoz gazlarini kullanarak calisir. Gaz pedsalina basinca önce motor daha cok egzoz gazi üretir, sonra turbo daha hizli calisir ve kompresör daha yüksek basinc üreterek motorun torkunu arttirir. Turbo lag etkisini azaltabilmek için bazı sistemler geliştirilmiştir. Bunlardan birisi de asimetrik turbo sistemidir. Bu sistemde iki farklı turbo birbirine yükleme yapmaktadır , turbolardan biri yüksek debili ama düşük basınçlı diğeri, düşük debili fakat yüksek basınçlıdır.






    U

    * UNDERSTEER : Aracin, direksiyon araciligiyla verilen dönme acisina az tepki vermesi durumudur. Sözgelimi; ideal nötral kosullarda kendi cevresinde 60 derece dönerek bir viraji almasi gereken aracin, ön ucunun (arkasina göre) disari dogru daha cok ötelenmesiyle kendi cevresinde 60 dereceden az dönerek burnunun virajin disina dogru yönelmesi "understeer" durumudur. Cesitli nedenleri olabilir. Biri, viraja girdikten sonra hizlanmaktir. Manevra sirasinda hizlanmak, arka tekerleklerdeki yükü arttiracak ve bu tekerleklerin yanal kuvvet kapasitesini yükseltecektir. Artan yanal kuvvet, aracin arka tekerleklerinin ön tekerleklere göre yola daha iyi tutunmasina, ve aracin istenenden az dönmesine neden olacaktir. Ancak hizlanma sirasinda arka tekerleklerin patinaj yapmasi, oversteer durumuna neden olur. Arka lastiklerin ön lastiklerden kalin olmasi (Smart'lardaki gibi) da understeer davranisi doguracak, aracin arkasinin (önüne göre) yola daha siki tutunmasina neden olacaktir. Understeer durumu, seri üretimle ortalama sürücülere sunulan araclarda istenen bir özelliktir. Cünkü bir virajin asiri his, kaygan yol gibi nedenlere alinamamasi durumunda understeer davranisi nedeniyle arac virajin disina dogru ötelenecek (hiv v sabitken dönme yaricapi R'yi arttiracak), bu durum merkezkac kuvvetin (m * v2 / R) azalmasina neden olarak sürücünün kontrolü saglamasina olanak verecektir.






    Y


    * YAĞMUR SENSÖRÜ : Araçlarda kullanılan bütün yağmur sensörleri aynı prensiple çalışmaktadırlar. Bu sensörler camın içinden ışık ışınları göndermektedirler ve yağmur damlalarının bu ışında neden olduğu düzensizlikleri yakalarlar. Tipik bir yağmur sensörü camın içine bir lensle birlikte yerleştirilmiş ve periyodik olarak ışık ışınları gönderen bir ışık kaynağına sahiptir. Bu ışınlar yağmur sensörünün tasarımına bağlı olarak camın içinde 45 derecelik açılarl yansıyarak hareket eder. Bir çok sistemde bu ışınlar infrareddir. Bu ışınlar camın dış yüzeyi tarafından içe doğru yansıtılarak sensöre doğru gönderilir. Bir dedektör ışınları yakalayarak ölçer.Camın dış yüzeyinde yağmur damlaları mevcutsa bazı ışınlar kaçar. Böylece ışınların yoğunluğu azalır. Dedektör bu azalmayı tespit eder ve devre yoğunluktaki azalmayı hesaplayarak yağmur yağdığını anlar. Kontrol sistemi bunun üzerine silecekleri çalıştırır.
    * YARI OTOMATİK ŞANZIMAN : vites geçişlerinin manuel şanzımandaki gibi sürücüye bırakıldığı fakat debriyaj olmayan, gaz kesmedende viteslerin geçirilebileceği, senkron olayını kendi halleden şanzıman . Elektro hidrolik olarak olarak tanımlanan bu sistemlerde tamamen manuel şanzıman yer almaktadır. Bu sistemde vites değişimleri bir elektronik ünite ile yönetilen hidrolik mekanizma ile gerçekleştiriliyor. Hidrolik sistemin yaptığı debriyaja basmaktan başka bir şey değil. Sistemin temel avantajı üretici açısından düşük üretim maliyetidir. Çünkü otomatik şanzıman bundan çok daha pahalı bir sistemdir. Ayrıca manuel şanzımanla elde edilen performans otomatik şanzımana göre daha fazladır. Otomatik modda kullanıldığında bile vites değişimleri marka ve modele göre değişmkle birlikte hızlı olan bu sistemlerde elktronik yönetim ünitesi sayesinde vitesler doğru zamanlarda hassas bir şekilde değiştiği için yakıt tüketimleri de otomatik şanumanlara göre düşük gerçekleşmektedir. Kullanıcı için en önemli dezavantaj yokuşlarda yapılan kalkışlarda ortaya çıkıyor. Sistem manuel şanzıman olduğu ve yapısında tork konvektörü olmadığından arcın geri kaymasına meydan verebiliyor. Fiat ve Opel’de Bosch’un geliştirdiği Hillholder adlı yeni bir sistem kullanılarak geri kayma dezavantajı kontrol altına alınıyor. Ford’ta ASM , Ferraride F1 , Maseratide Cambiocorsa , Alfa Romeo’da Selespeed , Opel’de Easytronic , BMW’de DSG , Mercedes’te Sequentronic ismini almaktadır.








    Saygılarımla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yusuf -- 25 Mart 2007; 17:31:30 >







  • İlginç artık Teknik konulara pek rağbet yok .

    Sağlıcakla
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ozdamar

    İlginç artık Teknik konulara pek rağbet yok .

    Sağlıcakla

    evet

    sağolasın özdamar hocam
  • faydalı bir çalışma olmuş



  • SÜPER
  • Onemlı degıl dostlar gezınırken takıldı gozume dedım bunu bızım foruma koymakta yarar var.

    Multijetinden ESP sine kadar herey adan z ye acıklamalı olarak verilmiş mutlaka tavsıye ederım. Ama bazı kişilerde bu tip kaynakları ezberlıyorlar sonrada gelıp işgüzarlık yapıyorlar cok ıyı bılıyorum dıye

    Herneyse Güle Güle Faydalanın .
  • iyiydi
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • eline sağlık
  • bende yararlı şeyler gördümmü dh a yazıyorum ama bizim insanımız gerekli şeylere olan itibarı göstermiyor nerede laklak orada bizim halkımız(sözüm meclisten dışarı , yarası olan gocunsun...)

    bakın bu kadar önemli konuya kaç kişi yorum yapmış bir bakın


    http://forum.donanimhaber.com/m_10631845/mpage_1/key_//tm.htm#10631845



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kürsad -- 16 Aralık 2006; 11:28:51 >
  • Üst Konu Olsa Güzel Olur Aslında.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: hasok

    />



    SÜPER

    Saol Paylaşım içi
  • Araba Sözlüğü







    A
    A-SÜTUNU: Otomobilin orta gövdesinin önünde yükselen, tavani tasiyan sag ve sol kösede bulunan ve içinde pasif güvenlik unsuru destekleri olan sütun.

    ABAT-VENT: Speedster otomobillerde kullanilan alçak ön cam veya rüzgar kesici çikinti.

    ABAXIAL: Dingil harici yapi.

    ABC (Active Body Control): Otomobilin yanlara, öne ve geriye dogru kasilmasini engelleyen Mercedes patentli hidro-elektronik sistem.

    ABS (Anti Block System): Sert frenajda veya kaygan zemin üzerinde tekerleklerin kilitlendigini sensörler yardimi ile algilayan, milisaniyeler içinde fren disklerinin tekerleklerin tutunma islemi baslayincaya kadar sikilip bosaltilmalarini ve bu sayede sürücünün en zorlu sartlarda bile direksiyon hakimiyetini korumasini saglayan elektronik sistem. Ani frenajlarda cisimden kurtulmaya olanak saglayan ABS birçok otomobil markasi tarafindan standart ve istege bagli olarak kullaniliyor.

    AC (Air Conditioner): Klima sisteminin kisaltmasidir.

    ADB (Automatische Differantial Bremse): Standart kilitli diferansiyellerin elektronik devreli bir versiyonu.

    ADEZYON: Sivilarin veya madenlerin birbirlerine yapismasini saglayan kuvvete adezyon denir.

    AERODINAMIK: Hareketli bir cismin hava akimi içindeki davranisinin incelenmesine aerodinamik denir. Ilk olarak uçaklari incelemek için gelistirilmistir. Modern otomobillerin sekilleri yuvarlaklastirilarak hava otomobilin çevresinden kolayca geçebilmektedir. Bu da havadan kaynaklanan sürtünmeyi azaltir. Bu sayede otomobilin dengeli yol almasi ve yakit tüketiminin azalmasi saglanir.

    AFS (Active Fahrwerks Stabilierung): Temel olarak ABC ile ayni islevi görür. Sistem Citroen Xantia Activa´da kullanilmaktadir.

    AKICILIK DERECESI (Vizkozite): Bir sivinin dar bir bogazdan akabilmesine o sivinin akicilik derecesi denir. Bu, belli bir hacimdeki sivinin belli bir çaptaki delikten akma zamanidir.

    AKS: Otomobil eksenine dik, tekerleri tasiyan bir veya birden fazla tekerlegi barindiran bir mildir.

    AKSELERASYON: Otomobilin hizlanmasi.

    AKTARMA ORGANLARI: Motor gücünü tekerleklere aktaran organlardir. Pek çok parçadan olusur ve motor gücünü tekerleklere sanziman üzerinden aktarir.

    AKTIF GÜVENLIK: Otomobilin kaza pozisyonuna girmesini engellemeye çalisan ve güvenligi arttiran elemanlarin tümü. ABS ve BAS sistemlerine sahip frenler, yol tutusu maksimize eden ESP, gelismis süspansiyon sistemi, iyi durumdaki lastikler gibi faktörler.

    AKÜMÜLATÖR: Akümülatörler elektrik enerjisini kimyasal enerji halinde depo eder, devrelerine elektrikli alicilar baglandigi zaman bu kimyasal enerjiyi tekrar elektrik enerjisine dönüstüren araçlardir. Motorun hareketinden elektrik üreten parça olan alternatör, motor çalismazken elektrik üretemez. Bu nedenle akümülatöre ihtiyaç duyulur. Motor çalismadigi zamanlar kullanilmak üzere elektrik enerjisi depolar.

    ALB (Anti Lock Brakes): ABS´nin ilk ve basit sekli. Kizaklayan tekerlekleri hizli ritimde birakip tekrar tutan fren sistemi.

    ALTERNATÖR: Alternatif akim üreten ve düsük motor hizlarinda bir dinamodan daha yüksek enerji üreten jeneratör. Sarj dinamolarinin aksine dalgali (alternatif) akim meydana getir. Bisiklet dinamolarina benzer bir biçimde çalisarak elektrik üretir.

    ALT ÖLÜ NOKTA (A.Ö.N): Pistonun silindir içinde inebildigi en alt noktada, yön degistirmek için bir an durakladigi yerdir. Kisaca A.Ö.N. olarak belirtilir.

    AMPERMETRE: Aküye girip çikan akim miktarini ölçen ve gösterge tablosunda bulunan bir ölçü aleti.

    AMORTISÖR: Otomobilde yaylari frenleyerek ani yaylanmalari önleyen ve sarsintilari azaltan düzenek.

    ANA YATAKLAR: Ana yataklar, motorda krank milini tasiyan yataklardir.

    ANTIFRIZ: 0 derece ve altinda radyatör suyuna katilarak suyun donmasini önleyen kimyasal madde. Antifriz ayrica radyatörü ve sogutma sistemini pas ve korozyondan korumak amaciyla da kullanilir.

    AQUAPLANING: Su birikintilerinden geçerken lastiklerin profilinden suyun kenara çikamamasindan kaynaklanan aracin lastiklerinin yerle ile temasinin kalmamasi sonucunda suya girdigi yönde veya tam olarak savrularak hareket etmesi.

    ASC+T (Automatische Stabilitäts Control+Traktion): BMW´de kullanilan elektronik çekis kontrol sistemi olup, sürekli arka tekerleklerin durumunu gözlemleyerek bir kayma olup olmadigini denetler. Arka tekerleklerde bir kayma olursa ASC+T devreye girip frenleri ve motoru kontrol ederek otomobilin yolda kalmasini saglar.

    ASR (Anti Schlupf Regelung): Kaygan yol kosullarinda özellikle kalkis aninda otomobilin patinaj yapmasini engelleyen sistem.

    ATALET: Bir cismin herhangi bir hareket yönüne veya hiz degisikligine karsi gösterdigi dirençtir.

    ATESLEME AVANSI: Silindirde sikistirilan yakit-hava karisiminin ateslendikten sonra tamamen tutusabilmesi için gereken süredir.

    ATESLEME BOBINI: Atesleme sisteminde transformatör gibi görev yaparak batarya voltajini binlerce voltaja yükseltir. Bu yüksek voltaj bujinin tirnaklari arasinda kivilcim meydana getirir.

    ATESLEME NOKTASI: Motorinin sikistirilma sonucunda silindir kafasindaki sicak gazlarin içine püskürtüldügü anda kendiliginden ve hemen ates alma sicaklik noktasina atesleme noktasi denir.

    ATESLEME SIÇRAMASI: Yanlis bujinin karisimi tutusturmasina atesleme siçramasi denir. Atesleme siçramasi genellikle buji veya distribütör kapaginin ya da tevzi makarasinin hatali olusundan meydana gelir.

    ATESLEME SIRASI: Motor silindirlerinin ateslenme sirasi veya silindirlerde güç zamaninin meydana gelis sirasidir.

    ATESLEME SISTEMI: Silindirlerde sikisan hava-yakit karisiminin yakilabilmesi için bujilere yüksek voltajli kivilcim saglayan sistem. Batarya, atesleme bobini, distribütör, kontak anahtari, kablolar ve bujiler bu sistemin parçalaridir.

    ATMOSFERIK BASINÇ: Dis hava agirliginin asagiya dogru basma kuvvetine atmosferik basinç denir.

    AWD (All Wheel Drive): 4 tekerlekten çekis sistemi. Bu tip otomobillerde motor gücü dört tekerlege birden aktarilir.

    AWS (All Wheel Steering): Direksiyonun dört tekerlegi birden yönlendirebildigi sistem.

    AUTODIMMING: Dikiz aynalarinda kullanilan duyarli aynanin isigi daha yogun kirarak, kararmasi.

    AYARLAMA: Motorun en iyi sekilde çalisabilmesi için yapilan motor ayarlari.





    B

    BAKIR KURSUN YATAKLAR: Genellikle dizel motorlarinda yaygin bir sekilde kullanilan yatak çesididir.

    BALANST REZISTÖR DEGERLERI: Elektronik atesleme sistemi iki rezistör ile korunur. Bunlar, 0,55 ohm olan normal devre direnci ile 5.ohm olan yardimci devre direncidir.

    BALATA (FREN PABUÇLARI): Yarim daire seklinde kavis verilmis metal bir parça. Üzerine isiya karsi oldukça dayanikli olan balata perçinlenmistir. Frene basildigi zaman bu balata kampanaya sürterek frenleme etkisi gösterir.

    BAS (Brake Assist System): Panik frenlemede fren hidroligi içindeki basinci arttiran ve her tekerde esit fren gücünün olusmasini saglayan sistem.

    BASINÇLI KAPAK: Suyun kaynamasini ve kaybini önleyen, sogutma sistemini basinç altinda çalistiran supapli bir kapaktir.

    BASKI YATAGI: Debriyaj pedalina basildiginda, baski parmaklarini bastirarak motor ile güç aktarma organlarini birbirinden ayiran mekanizmadir.

    BATARYA: Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depo eden ve akim kaynagi olarak kullanan düzenek.

    BENZIN: Ham petrolden elde edilen ve otomobillerde yakit olarak kullanilan bir hidrokarbondur.

    BENZIN MOTORLARI: Buji ile ateslenen, benzin veya benzin türevi yakit kullanan motorlara benzin motorlari denir.

    BENZIN YANMASI: Benzin-hava karisimi silindir içinde sikistirma zamani sonunda, bujinin meydana getirdigi kivilcim neticesinde düzenli olarak yanmaya baslar. Hiçbir zaman patlamaz. Normal yanma bujide baslar ve sonra bir alev dalgasi halinde atesleme odasini kat eder.

    BERABER ÇALISMA: Çok silindirli motorlarda genellikle silindirlerin ikiser ikiser beraber çalismasidir. Örnek olarak dört silindirli bir motorda, birinci silindir ile dördüncü silindir pistonlari ikisi beraber ve üçüncü silindir ile ikinci silindir de beraber çalisir.

    BEYGIRGÜCÜ: Motor tarafindan üretilen gücün birimi. 0, 7457 kw´a es degerdir.

    BILESIK YAGLAR: Bu tip yaglar genellikle ince yaglar olup, SAE numarasi yüksek yaglarin özelliklerini karsilamak için içlerine bazi kalinlastirici katiklar katilmis yaglardir.

    BI-XENON: Bi-Xenon farlar, günümüzün en gelismis ve en güçlü far teknolojilerinden biridir. B-xenon ismi, uzun ve kisa farlar için iki ayri xenon ampul kullanilmasindan gelmektedir. Xenon farin dalgaboyu ve dolayisiyla maviye yakin olan rengi günes isigina çok yakin oldugu için, gece sürüsünde karsidan gelen sürücünün gözünü almaz ve yansimayi en aza indirir.

    Xenon gazinin içinden geçen isik, 70 mm çapindaki hareketli lensten yansiyarak genis ve uzun mesafeli "uzun far" etkisini yaratir. Bu farlar günümüzde bir çok otomobilde standart ve istege bagli olarak sunulur.

    BIYEL CIVATALARI: Biyel civatalari, biyel kepini biyel basina baglayan civatalardir.

    BIYEL KEPI: Biyel ile biyel muylusu arasindaki baglantiyi saglayan parçadir.

    BIYEL MUYLUSU: Biyelin krankta baglandigi yüzeydir.

    BIYEL YATAGI: Biyel basinda bulunan, içinde krank mili biyel muylusunun döndügü yataktir.

    BIYELLER: Piston ile krank mili biyel muylularini birlestiren parçalardir.

    BOGAZLI KARTEL: Yanlardan üst kartele, önden ve arkadan kavis biçiminde, ön ve arka ana yatak kepine oturan kartellere bogazli kartel denir.

    BOXER MOTOR: Silindirlerin ayni, genellikle tam yatay, düzlemde (180 derece) karsilikli olarak çalistigi, otomobile ekstra denge saglayan motor.

    BUHAR TAMPONU: Karbüratöre dogru olan benzin akisinin, yakit sistemindeki benzinin buharlasmasi nedeniyle gecikmesi veya durmasidir.

    BUJI: Iki elektrod ve porselenden olusan parça. Silindir içindeki sikismis hava-yakit karisimi, bujinin elektrotlari arasinda olusan yüksek voltajla ateslenir.

    BUJI ARIZALARI: Buji arizalari genellikle motora göre uygun sicaklikta buji kullanmamaktan, bujinin yanlis yerlestirilmesinden veya motordaki atesleme sistemi ya da yakit sistemi arizasindan meydana gelir. Genellikle görülen buji arizalari, üst porselenin çatlamis veya kirilmis olmasi ve burun porseleninin çatlak veya kirik olmasidir.

    BUJI SICAKLIGI: Silindir içine emilen benzin-hava karisiminin yanma zamaninda meydana getirdigi isi enerjisi yaklasik olarak 2000 - 2500 derece arasindadir.

    BUJI TIRNAK ARALIGI: Bataryali atesleme sisteminde buji tirnak araligi genellikle 0,6 - 0,8 mm arasindadir.

    BURÇ: Yatak görevi gören silindir bir parçadir.

    BURÇ AÇICI ZIMBA: Burçlari bulunduklari yerde sikistirmak için kullanilan alettir.





    C-Ç

    CABRIOLET (Cabrio): Normal dört kisilik binek otomobillerin üstü tümüyle açilabilen karoser tipi.

    CBC (Cornering Brake Control): Arka akstaki frenlerin optimal kullanimini saglayan yardimci fren sistemi. Fren sisteminin içinde hidroligin en dogru sekilde dagilimini saglar.

    CD: Hava direnci katsayisi. Bir otomobilin ne kadar hava direnciyle karsilasacagini gösterir. Hava sürtünmesi azaldikça otomobilin yakit tüketimi de azalir. Otomobil firmalari bu katsayiyi azaltmak için yeni tasarimlar gelistiriyor.

    CDI (Common-rail Direkt Injection): Bosch tarafindan gelistirilen dizel yakitin yaklasik 1350 bar basinç ile yanma odasina püskürtülmesini saglayan sistem. Mercedes´in kullandigi bu sistem diger markalar tarafindan TDI (Audi, VW, Seat, Skoda), JTD (Fiat), veya DTI (Opel) olarak adlandirilir.

    COMAND: Yeni nesil otomobillerde navigasyon sistemi, telefon, saat, TV alicisi, radyo, kaset ve CD çalardan olusan müzik sisteminin hepsine kumanda eden sistem.

    COMBI: Insan tasimaciliginda kullanilan ticari araçlara verilen ad.

    COMMON RAIL: Dizel motorlarda daha yüksek basinç saglayan ve performans/ekonomi oranini ideale yaklastiran enjeksiyon sistemi.
    Common-rail sisteminde "kütük" adi altindaki bir dagiticidan silindirlere yakit gönderiliyor. Common-rail sisteminde her enjektörden silindirin o anlik ihtiyaci kadar motorin geçiyor. Böylece yakit tüketimi azaliyor ve performans artiyor.

    COMPACT: Orta sinif otomobillerin karoser biçimi için kullanilir.

    CONTA: Motorda, birlestirilen parçalarin arasina sizdirmazlik saglamasi için konulan, çesitli malzemelerden yapilan plakalar.

    CONTA YAPISTIRICISI: Contalara sürülen yapistirici bir maddedir.

    COUPE: Yaninda tek kapisi olan otomobil tipi.

    CRUISE CONTROL (Otomatik hiz kontrol): Sürücünün ayagini gazdan çekmesine olanak taniyarak, otomobili belli bir hizda tutabilen bir sistemdir. Bu sistemde, araç ayarlanmak istenilen hiza ulastiginda ilgili sistem ile ilgili bir dügmeye basilir ve ayak gaz pedalindan çekilir. Sistem devreden çikarilmak istendiginde tekrar gaza basmak ya da ilgili dügmeye tekrar basmak yeterlidir.

    CVT (Continuosly Varible Transmission): Sürekli degisken sanziman olarak adlandirilan bu sistemde disli çemberleri birbirlerine bir çelik bantla bagli bulunur. Böylece kademesiz bir vites kontrolü saglanir.

    CVVT: Elektronik olarak degisken supap zamanlamasi ile çalisan motor.


    ÇAMUR PERDELERI (TOZLUKLAR): Oynak parçalara toz ve pislik girmesini önleyen, kauçuktan yapilmis koruyucular.

    ÇAMURLU TORTU: Karterin içinde zamanla biriken toz, pislik, yag ve su karisimi olan oldukça yapiskan bir tortudur.

    ÇAN AGZI: Asinmis olan silindirik bir parçanin daha fazla asinmis olan tarafidir.

    ÇAP KUMPASI: Mil çapini, delik iç çaplarini ve parça kalinliklarini ölçebilen bir ölçü aletidir.

    ÇAPAK: Madeni bir yüzeyden kesici aletle kesilen küçük metal zerreciklerdir.

    ÇAPRAZ KUSAKLI LASTIK: Katlardaki iplikler diyagonal olarak yerlestirilmis lastik.

    ÇAPRAZ TIP KARDAN MAFSALI: Bu mafsallar esas olarak birbirleri ile 90 derecelik açi yapacak sekilde bir istavrozla tutturulmus olan ve ana safta bitisik olan iki kelepçeden meydana gelmistir. Çapraz tip mafsalin yaglama islemi mafsalin yapimina baglidir.

    ÇARPMALI YAGLAMA SISTEMI: Çarpmali yaglama sistemi, yag pompasinin karterdeki motor yagini yag çanagina basarak, çanagi daima dolu bulundurmasi seklinde çalisir.

    ÇEKIS MILI: Gücü dogrudan tekerleklere aktarir.

    ÇEKTIRME: Bir paçanin digerinden hasar yapmadan çikarilmasinda kullanilan bir tamir takimidir.

    ÇEVRIM: Bir motorda is elde etmek için tekrarlanmadan meydana gelen olaylarin toplamina bir çevrim denir. Dört zamanli motorlarda bir çevrimin tamamlanabilmesi için pistonun dört hareketine (krank milinin iki tam devir yapmasina) gerek vardir. Dört zamanli motorlarda bir çevrim, Krank milinin 720 derecelik dönüsü ile tamamlanir.

    ÇIKIS MILI: Gücü tekerleklere aktarir. En büyük viteste giris miliyle çikis mili ayni hizda döner, böylece otomobil hizli gider.

    ÇIVILI LASTIK: Karli ve buzlu yolda kullanim içindir. Ayrica yaris otomobillerinde kullanilir.

    ÇIZILMIS YÜZEY: Çizilmis ya da kanal açilmis yüzey. Silindir yüzeylerinin pistonla beraber asagi yukari hareket eden atiklarla veya zimpara taneleri yardimiyla çizilmesi gibi.

    ÇOK AMAÇLI GRESLER: Lityum sabunlu greslerdir. Orta kivamda, suya dayanikli oldugundan aracin her yerinde kullanilabilir özellige sahiptir.

    ÇOK LEVHALI KAVRAMA: Bir tür debriyaj kavrama seklidir. Bu tür debriyajda, degisik isleten ve isleyen diskler kullanilmaktadir. Önemli olan her isleten diskin uygun yük miktarini isleyen disklere aktarmasi ve bütün isleyen disklerin dönüslerine aksettirilmesidir. Bu tür debriyaj, binek otomobilleri mekanik vites mekanizmalarinda görülmemekle beraber otomatik vites mekanizmalarinda ana unsuru olustururlar.






    D

    DBC (Dynamische Bremsen Control): BAS´in (Brake Assist System) -yani panik frenlemede fren hidroligi içindeki basinci arttiran ve her tekerde esit fren gücünün olusmasini saglayan sistemin- BMW´de kullanilan versiyonu.

    DEBRIYAJ: Pedalla harekete geçirilen ve motorla vites kutusunun baglantisini keserek vites degistirilmesini saglayan sistem.

    DEGISKEN SUPAP ZAMANLAMASI: Degisken supap zamanlamasi, motor isletim sisteminin hangi devire göre hangi supap zamanlamasinin kullanilacagini belirlenmesi ve her devirde en verimli çalismayi saglamasidir. Böylece motor düsük devirlerde az yakit tüketirken yüksek devirlerde de iyi bir performans sunuyor.

    DESELERASYON: Araçlarin duruncaya kadar yavaslamasi.

    DETERJAN KATIKLAR: Bu katiklar yagin yikayici ve temizleyici özelligini saglar. Motor içindeki pislikler genellikle yakit ve yaglarin biraktiklari kül, karbon, kurum ve is gibi kalintilari içerir. Deterjan katiklari gerek sogukta, gerek sicakta bu kurumlarin ve birikintilerin olusumuna engel olarak motoru temiz tutar.

    DETONASYON: Karisimin buji tarafindan ateslenmesinden sonra yanmanin düzensiz olarak gerçeklesmesine detenasyon denir. Karisimin ani yanmasi sonucu yükselen basincin olusturdugu vuruntu çok siddetli olursa, motor parçalari yipranir.

    DEVIR GÖSTERGESI: Sürücüye motorun krank milinin dakikada kaç devir yaptigini bildirir.

    DIN (Deutsches Institut für Normung): Tüm ölçümlerde kullanilan Alman endüstri normu, 1 DIN= 1.12 SAE

    DISTAN YANMALI MOTORLAR: Distan yanmali motorlar otomobillerde kullanilmayan bir motor çesidi olup, yakitin disarida bir yerde yakilmasi ile üretilen isi enerjisini mekanik enerjiye dönüstüren makinalardir.

    DIFERANSIYEL: Otomobil viraj alirken iç ve dis tekerleklerin farkli hizlarda dönmesini saglayan disli çark sistemi.

    DIFERANSIYEL DISLISI: Tekerleklerin degisik hizlarda dönüsünü saglayan diferansiyel kutusundaki disli düzenegi.

    DINAMO: Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirerek bataryayi sarj eden elektrik sisteminin bir parçasi.

    DINAMOMETRE: Motorun çikis gücünü ölçen cihaz.

    DINGIL: Tekerleklerin üzerinde döndügü çubuk.

    DINGIL UZAKLIGI: Direksiyonun düz tutuldugu durumda, ön ve arka aks arasindaki uzaklik.

    DIOD: Transistörlü atesleme sisteminde kullanilan parçalardir. Diodlar, bir voltaj rölesi gibi görev yaparak, transistörü asiri voltajin etkisinden korur.

    DIREKSIYON: Bir araci istenilen tarafa yöneltmek için ön tekerleklerin saga veya sola istikametlerini degistiren mekanizmaya direksiyon sistemi denir.

    DIREKSIYON DISLILERI: Direksiyon dislileri, direksiyon simidinin dönme hareketini dogrusal harekete çevirerek aracin ön tekerleklerine ileten, direksiyon milinin ucuna yerlestirilmis olan dislilerdir.

    DIREKSIYON SIMIDI: Araci istenilen yöne çevirmeye yarayan, direksiyon milinin ucunda bulunan yuvarlak bir parçadir. Güvenli bir sürüs için direksiyonu iki elle ve saat 9:15 pozisyonunda tutunuz.

    DISKLI FREN: Bisiklet frenine benzer. Frene basilinca pistonun hareketiyle bataryalar tekerlege bagli diske sürtünür ve tekerlek yavaslar.

    DISPERSAN KATIKLAR: Bu katiklar, deterjan sayesinde motorun içinden çözülen pisliklerin etrafini sararak atesleme odasina, supap odalarina, yag kanallarina, filtre elemanlarina ve motor çeperine yapismasini önler. Çok küçük parçalar halindeki pisligin yag bünyesinde askida kalmasi özelligi dispersan katigi sayesinde saglanir.

    DISTRIBÜTÖR: Bujilerin dogru zamanda ateslemelerini saglamak için onlara elektrik dagitimi yapan sistem.

    DISTRIBÜTÖR KAPAGI: Genellikle bakalitten imal edilen bir kapaktir. Kapak içinde, atesleme bobininden gelen yüksek voltajin bujilere iletilebilmesi için motor silindir sayisi kadar esit aralikli madeni uçlar bulunmaktadir.

    DISTRIBÜTÖR TABLASI: Platin takimi ve kondansatörü üzerinde tasir. Mekanik avansli distribütörde sabit olarak gövdeye baglanmistir.

    DISTRONIC: Radar destekli bilgisayarli cruise control sistemi. Önde yaklasilan aracin hizinin kendi hizindan az oldugunu belli bir mesafede algilayan sistem, motoru sikistirarak veya fren yaparak otomobili yavaslatiyor. Önü bosalinca da otomobili programli hizina tekrar çikariyor.

    DISLI ÇARKLAR (DISLI): Disleri olan ve birbirini harekete geçiren, yuvarlak makine parçalari.

    DISLI ORANI: Birbirlerinin dönmesini saglayan iki di? slinin veya milin dönme oranlaridir.

    DISLI YAGLARI: Hassas olarak islenmis disli yüzeylerinde kullanilan yaglardir. Bu tür dis yüzeylerinde korozyona ve yagin kalinlasmasina neden olacak maddelerin meydana gelmemesi için disli yaglarinin kimyasal stabiliteye sahip olmalari gerekmektedir.

    DIYAGRAM VERIMI: Endikatör diyagramindan ölçülen isin, teorik çevrim diyagramindan ölçülen is oranina diyagram verimi denir.

    DIZEL ÇEVRIMI: Dizel motorlarda motorin, silindire emilerek sikistirilmasinin ardindan püskürtülür ve daha sonra sikistirilan havanin sicakligi ile tutusur. Dizel motorlarda bu sekilde gerçeklesen çalisma düzenine dizel çevrimi denir.

    DIZEL MOTORU: Dizel motoru, dizel çevrimine göre çalisan bir motordur.

    DOHC (Double Over Head Camshaft): Her silindir sirasinin üstünde bulunan çift eksantrik mili.

    DONMA NOKTASI (YAKIT): Yakitin katilastigi veya dondugu isi derecesine donma noktasi denir. Bu ise yakitin soguk havada kullanilabilme oranini gösterir. Özellikle motorin soguk havalarda kristalleserek donabilir.

    DÖNER PISTONLU MOTOR (ROTARY-WANKEL MOTOR): 1954 senesinde Felix Wankel tarafindan gelistirilmis bir motor türüdür. Bu motorda silindir geometrik elips biçimi seklindedir. Bu motorun çalisma prensibi kisaca, yakit odasina sahip blok içinde üçgen seklinde bir döner pistonun dönerek, silindir içinde degisik yakit hacimleri ve sikistirma oranlari meydana getirmesidir.

    DÖNÜS DAIRESI ÇAPI: Aracin dönebilecegi en küçük dairenin dis çapidir. Küçük otomobiller için bu çap daha küçük olur.

    DÖRTLÜ KARBÜRATÖR: Dört bogazli karbüratöre dörtlü karbüratör denir.

    DÖRT ZAMANLI MOTORLAR: Dört zamanli Otto motoru prensiplerine göre gelistirilmis olan dört zamanli çalisma sistemi olan motorlardir. Bu dört çalisma zamani emme, sikistirma, is (güç, yanma, genisleme) ve egzoz olarak siralanir.

    DÜZ SILINDIR KAPAKLI MOTOR: L tipindeki motor, düz silindir kapakli motordur.

    DRIVE-BY-WIRE: Otomobildeki direksiyon simidi ile fren ve gaz pedallari hareketlerini bilgisayar kontrollü elektronik sistem üzerinden inanilmaz bir hizda mekanige ve hidrolige aktaran sistem.

    DSC (Dynamic Stability Control): ESP ile ayni prensipte, dört tekerlegin yola en güvenli sekilde basmasini saglayan sistem. Elektronik stabilite sistemi agirlikli olarak BMW´de kullanilir.

    DSP (Dynamic Shift Program): Sanziman ayarlarini sürücünün kullanim tarzina göre degistiren gelismis otomatik sanziman.





    E

    EAS (Elektronik Active Steering): Ön tekerleklerin ani direksiyon hareketleri sebebiyle yol tutusu bozmasini engellemeye çalisan aktif direksiyon sistemi.

    EBD (Electronic Brake Distributor): Fren gücünün dört tekerlekte esit olmasini saglayan hidrolik dagilim destek sistemi.

    EBV: Fren hidroliginin basincini ve dagilimini kontrol eden supap sistemi.

    ECE (Economic Commission for Europe): Avrupa Birligi ülkelerinde kullanilan yeni norm.

    ECOTEC: GM´in gelistirdigi çevreci ve ekonomik özelliklerde teknoloji saglayan motor.

    EDLS: Özellikle arkadan itisli otomobillerde, tekerleklerin esit güçte dönmesini saglayan elektro-mekanik diferansiyel kilit sistemi.

    EGZOZ GAZI DEVIRDAIMI SISTEMI (EGR): Dizel araçlarda bulunan ve egzoz gazindaki is parçaciklarini yakalamak için ek bir sistemdir.

    EGZOZ BORUSU: Motordan çikan yanmis gazlari disari atar.

    EGZOZ MANIFOLDU: Motor silindirlerinde yanmis olan gazlarin disariya atilmasini saglayan, bir seri borudan yapilmis motor parçasi.

    EGZOZ PATLAMASI: Sistemdeki bir kaçak, ateslemenin rötarda olmasi ya da düsük oktanli yakit nedeniyle egzozdan gazlarin patlayarak çikmasi.

    EGZOZ SUBABI: Egzoz zamaninda açilarak yanmis egzoz gazlarinin silindirden disari atilmasini saglayan supap.

    EGZOZ ZAMANI: Egzoz supabinin pistonun alt ölü noktadan üst ölü noktaya dogru yaptigi strok sirasinda açilarak, yanmis gazlarin silindirlerden disariya atilmasidir.

    EGRILIK AÇISI: Oto tekerleginin yerden yükselis açisi.

    EKSENEL GEZINTI: Bir milin iki ucuna dogru yapmis oldugu harekete eksenel gezinti denir.

    ELASTISITE: Araçlarin ara hizlanmasi, performanslarindaki esneklik.

    ELCODE: Otomobile binerken veya indikten sonra, çok degisken formüllerle uzaktan kumanda sifresi (data-check) yaratan "kontak anahtari", ayni zamanda motoru da "kilitleyebiliyor".

    ELEKTRIK SISTEMI: Otomobillerin elektrik sistemlerinde atesleme bobini, distribütör, regülatör, batarya, sarj dinamosu, mars motoru ve kablolar yer alir.

    ELEKTRIKLI YAKIT POMPASI: Kamyon, otobüs gibi genellikle agir hizmet tipi araçlarda bulunan elektrikli yakit pompasi, aracin bataryasindan veya sarj dinamosundan aldigi akimla çalisarak, yakit deposundan karbüratöre yakit aktarir.

    ELEKTROLIT: Bataryadaki asit ve saf su karisimi.

    ELEKTRONIK ATESLEME SISTEMI: Bataryali atesleme sistemi parçalarina ek olarak, distribütörde manyetik ünite ve kontrol ünitesi ile donatilmis sistemdir. Elektronik atesleme sistemi, manyetik alandaki degismelerin meydana getirdigi elektrik akimi prensibine dayanir. Bu sistemde birbirine temas eden hiçbir parça yoktur. Klasik atesleme sisteminde görülen platin ve meksefe, atesleme sisteminde yer almaz. Bu sistemde motor atesleme zamani fabrikada ayarlanir ve bu ayar hiçbir sekilde aracin yaptigi kilometre arttikça degismez, sabit kalir.

    ELEKTRONIK YAKIT ENJEKTÖRÜ: Emme borularina, motorun devrine, isisina ve gaz verme durumlarina göre yakit iletimini kontrol eden aygit.

    ELEKTROT ARALIGI KARBON ILE KISA DEVRE: Atesleme odasinda meydana gelen karbon depozitlerinin, buji elektrotlari arasinda kisa devre meydana getirmesidir.

    ELEKTROT GÖBEGINDE KISA DEVRE: Atesleme odasinda meydana gelen depozitlerin, porselen göbek ile bujinin madeni kismi arasinda kisa devreye neden olmasidir.

    EL FRENI: El ile çalistirilan, otomobil park edildiginde hareket etmesini önleyen, genellikle arka frenlere bagli fren sistemi.

    EMME MANIFOLDU: Karbüratörden motorun silindirlerine yakit-hava karisiminin akisini saglayan, bir seri borudan yapilmis motor parçasi.

    EMME MANIFOLDU AYARI: Emme manifoldunun iyi bir performans gösterebilmesi için gerekli olan ayardir. Emme manifoldu belli bir hacim ve uzunlukta yapilmalidir.

    EMME STROKU: Emme zamaninda, üst ölü noktadan alt ölü noktaya dogru olan piston stroku sirasinda silindire hava-yakit karisiminin girmesidir.

    EMME SUBABI: Emme zamaninda açilarak silindirlere hava-yakit karisiminin girmesini saglayan supap.

    EMME ZAMANI: Pistonun üst ölü noktaya yaklasmasiyla birlikte emme supabinin açilmasina, emme zamani denir.

    EMNIYET KEMERI: Araçlarda sürüs aninda sürücü ve yolcularin güvenliklerini saglamaya yönelik bir sistemdir. Emniyet kemerinin görevini en iyi sekilde yapabilmesi için, alt bölümünün iki tarafta legen kemiginin üzerinden ve üstte de omuzun üzerinden geçmelidir.

    EMNIYET KEMERI ÇESITLERI: Aktif gergili emniyet kemeri sistemlerinde Emniyet kemerindeki boslugu almak için (özellikle kisin kalin giysiler giyildiginde) bir algilayiciya bagli bir gergi sistemi, devreye girerek yolcu emniyet kemeri üzerine yüklenmeden önce kemeri gerer. Böylece yolcunun hareketi en aza indirgenir. Iki tip gergi sistemi vardir; yayli ve ateslemeli. Yayli tip; algilayicidan gelen uyari sonucunda bir yay tetiklenir ve emniyet kemeri gerilir. Ikinci tipte ise hava yastiginda oldugu gibi bir atesleme mekanizmasi kullanilir. Darbe uyarisi geldiginde bir gaz ateslenerek emniyet kemeri gerilir. Bu sisteme "piroteknik" de deniliyor.

    EMNIYET KEMERI YÜKSEKLIK AYARI: Emniyet kemerinin farkli boylardaki insanlara göre ayarlanabilmesini saglar.

    ENDÜKSIYON BOBINI: Endüksiyon bobini, 6-12 voltluk batarya voltajini bujide tirnak araligini atlayacak kadar yüksek voltaja çikaran oto transformatörüdür.

    EPS (Elektro Power Steering): Hidrolik destekli ve hiza duyarli elektrik motorlu direksiyon sistemi.

    ERKEN ATESLEME: Yanma odasina sikistirilmis olan karsimin buji kivilcimi ile yakilmadan, kendi kendine yanmaya baslamasina erken atesleme denir. Erken ateslemenin baslica nedeni, yanma odalarinda fazla karbon birikintilerinin olusmus olmasidir.

    ESP (Electronic Stability Program): Otomobilin savrulma ihtimaline karsi dört tekerlegin dönüsünü sürekli kontrol eden sensörler ile gerektiginde tek bir tekerlege bile fren yaptiran ve amortisörlerin hareketini de kontrol eden sistem.

    EZILEBILIR BÖLÜM: Aracin kaza aninda ezilebilecek bölümlerine verilen ad. Bu bölümler kaza aninda açiga çikan enerjinin büyük bölümünü yutar, kalan enerjiyi ise otomobilin gövdesinde yolculara zarar vermeyecek biçimde yönlendirir.

    ETC: Elektronik çekis kontrol ve düzeltme sistemi.





    F

    FAKIR KARISIM: Motorlarin çesitli yük ve hizlarindaki yakit-hava karisiminin fakir karisim halinde bulunmasidir. Fakir karisim, benzinin birim agirliginin havaya nazaran daha az oranlarda olmasi ve yanma islemi için gerekli oranda oksijen ile birlesememesidir.

    FILTRE: Hava filtresi, motora giren havayi süzerek toz ve pisliklerden arindirir. Yag filtresi genellikle motor karterinin altinda olan ve motor yagini süzerek toz, pislik ve artiklarin yaglama sistemine karismasini önleyici bir filtredir.

    FILTRE YAG DOLASIM SISTEMLERI: Basinç ayar supabi ile düzenlenen yag dolasim sistemleri, kisa devreli sistem ve tam akisli sistem olarak ikiye ayrilir.

    FOSIL YAKITLAR: Milyonlarca yil önce ölen hayvan ve bitkilerin çürümesiyle olusan kömür, petrol gibi yakitlara genel olarak verilen ad.

    FPS: Birçok otomobilde sadece küçük bir yangin tüpü seklinde, yaris otomobillerinde ise çesitli noktalara çelik borular içinden söndürücü gaz püskürten yangin önleme sistemi.

    FREN: Hareketli aracin hizini azaltan veya tamamen durduran düzenek.

    FREN AYARI: Periyodik olarak fren balatalarina ve genel fren sistemine yapilan ayarlardir.

    FREN BALATALARI: Fren pedalina basildigi anda fren kampanasina sürterek yavaslama ve durma etkisi yaratan parçalardir. Fren balatalari yarim daire seklinde kavis verilmis metal parçalaridir.

    FREN BOSALMASI: Balatalarin asiri isinmasindan dolayi frenlerin tutmamasi.

    FREN DISKI: Hidrolik fren sistemlerinde tekerlerdeki fren tablasina takilir. Merkez pompasindan gelen hidrolik basinç, fren diskindeki pistonlari etkileyerek fren pabuçlarini açar ve frenleme için kampana iç yüzeyine temas ettirir.

    FREN KAMPANASI: Araç tekerlerine takilan madeni parça. Dönen tekerleri frenlemek için fren pabuçlari kampana iç yüzeylerine etki yaparak kampanalari yavaslatir veya durdurur.

    FREN PABUÇLARI (BALATA): Yarim daire seklinde kavis verilmis metal bir parça. Üzerine isiya karsi oldukça dayanikli olan balata perçinlenmistir. Frene basildigi zaman bu balata kampanaya sürterek frenleme etkisi gösterir.

    FSI: Dogrudan enjeksiyon gerçeklestiren, fakat yüksek oktanli benzinlerle çalisan motor (WV Grubu´nda sikça kullanilmaktadir).

    F TIPI MOTOR: Bazi supaplari silindir kapaginda, bazilari silindir blogunda bulunan bir tip motor.





    G-H

    GAZ BASINÇLI ISI GÖSTERGELERI: Gaz basinçli isi göstergesi bir isi tüpü, gösterge kadrani ve bunlari birbirine baglayan ince borulardan olusur.

    GAZ KELEBEGI: Karbüratör karisim bogazinin alt kisminda bulunan yuvarlak bir disk. Ekseni etrafinda dönerek silindirlere giden karisim miktarini arttirir veya azaltir.

    GAZ PEDALI: Motorun ve dolayisiyla otomobilin hizini denetleyen pedal.

    GAZ TÜRBÜNÜ: Bir tür içten yanmali motor. Yanma sonucu meydana gelen basinç, türbün kanatlarina etki ederek türbün milini döndürür.

    GDI (Gasoline Direkt Injektion): Mitsubishi Motors tarafindan gelistirilen sistem direkt olarak benzini yanma odasina püskürtür. Bu sistem düsük yakit tüketimi ve yüksek performans saglar.

    GEÇ ENJEKSIYON: Egzozdan kara duman çikmasina neden olan, yakitin geç gelmesi durumudur. Üst ölü noktanin 12 derece sonrasinda gerçeklesen enjeksiyon, geç enjeksiyon olarak kabul edilir.

    GENLESME TAPASI: Genlestikten sonra istenilen ölçüde yerine oturan bir tapadir.

    GERI TEPME: Karisimin erken tutusmasi durumunda yanmanin karbüratörden geri çikmasina, geri tepme denir.

    GERI VITES DISLISI: Geri viteste giris mili ile çikis milinin arasina geri vites dislisi olarak adlandirilan ek bir disli çark girer. Çikis mili ve tekerlekler ters yöne döner.

    GERILIM REGÜLATÖRÜ: Alternatör ile elde edilen dogru akimin ayarlanmasi isleminde kullanilan bir parçadir.

    GRES YAGI: Akiskan bir yag ile kalinlastirici bir maddenin, kati ile yari akiskan arasinda yapi degisikligi gösterdigi bir yagdir. Gres yaglarinda akiskan kisim genellikle petrol esasli mineral bir yag veya sentetik bir akiskan olup, kalinlastirici kisim ise metalik bir sabundur.

    GRIP: Yol tutus. Kaymama.

    GRUP DISLISI: Vites kutusu içinde bütün vites dislilerinin baglantili oldugu disli grubu.

    GÜÇ: Yapilan isin birim zamana olan oranina denir.

    GÜÇ STROKU: Güç strokunda hava-yakit karisimi yanarak pistonu asagiya dogru iter ve motor güç üretir.





    H

    HACIMSEL (VOLÜMETRIK) VERIM: Emme zamaninda silindirlere normal sicaklik ve normal basinç altinda girmis olan karisim hacminin, silindire olan oranina hacimsel verim denir. Bu verimin artmasi, motor gücünün artmasini saglar.

    HAREKET NAKIL SISTEMI: Hareket nakil sistemi saft, kardan mafsali ve kayici mafsal gibi parçalardan olusur. Bu sistemler, motor gücünün sanzimandan (vites kutusu) diferansiyele nakledilmesinde kullanilir.

    HAVA BASINCI: Havanin bir cisim üzerine uyguladigi kuvvet. Basinç havanin küçük bir hacme sikistirilmasiyla artar.

    HAVA BOGAZI: Karbüratörde motora giren havanin geçtigi boru seklindeki kisim.

    HAVA FILTRESI: Motora giren havayi süzmek için karbüratör hava bogazinin baslangicina takilan bir çesit süzgeç.

    HAVA SOGUTMALI MOTOR: Silindirlerin ve silindir kapaginin hava ile sogutuldugu motor tipi. Silindirlerin ve silindir kapaginin disina, daha iyi sogutma saglamak için ince hava kanatçiklari yapilmistir.

    HAVALI SÜSPANSIYON: Range Rover´in süspansiyonunda güçlü amortisörler ve yalpa çubuklari vardir. Ancak yaylar yerine basinçli havayla dolu pnömatik silindirler kullanilir. Bu silindirler bozuk yollarin neden oldugu titresimlerin çogunu yutar.

    HAVASINI ALMA: Kapali bir hidrolik ya da sogutma sistemindeki havanin çikartilmasi islemi.

    HB (HatchBack): Bagaj çikintisi olmayan arkasi yere dik inen 3 veya 5 kapili otomobil.

    HDI: Çok yüksek basinçla enjeksiyon gerçeklestiren dizel motor teknolojisi (Peugeot ve Citroen marka dizel otomobillerde kullanilan kisaltmadir)

    HEAD-UP-DISPLAY: Gösterge tablosundaki hiz ve devir datasini ön cama rakamlar ile yansitma sistemi.

    HELEZON YAY: Çelik telden yapilmis olan, yaylanabilen bir yaydir.

    HESSELMAN MOTORU: Dizel esasina göre çalisir. Fakat sikistirma orani düsüktür. Atesleme, benzin motorlarinda oldugu gibidir.

    HIBRID MOTOR: Iki farkli enerji sisteminin birbirini destekledigi, genellikle yakit ile çalisanin asil çekisteki elektrikli motorun bataryalarini sarj ettigi çift motor sistemi.

    HIDROLIK: Güç aktariminda sivi kullanan sistemlere verilen genel ad. Otomobillerin fren sistemlerinde kullanilir. Ilk hidrolik sistemlerde su kullaniliyordu. Bugün ise su kadar çabuk donmayan sivilar ve yag kullanilmaktadir.

    HIDROLIK BASINÇ: Fren balatalarini çalistirmak için tekerlek silindirleri içinde olusan basinca, hidrolik basinç denir.

    HIDROLIK FREN: Fren pedalina basildigi zaman, fren pabuçlarinin hidrolik basinçla fren kampanasina sürtmesini saglar.

    HIDROLIK SUPAP ITICISI: Supap boslugunu sifira indirerek supap sesini azaltan, yag basinciyla çalisan bir supap iticisi.

    G-H

    GAZ BASINÇLI ISI GÖSTERGELERI: Gaz basinçli isi göstergesi bir isi tüpü, gösterge kadrani ve bunlari birbirine baglayan ince borulardan olusur.

    GAZ KELEBEGI: Karbüratör karisim bogazinin alt kisminda bulunan yuvarlak bir disk. Ekseni etrafinda dönerek silindirlere giden karisim miktarini arttirir veya azaltir.

    GAZ PEDALI: Motorun ve dolayisiyla otomobilin hizini denetleyen pedal.

    GAZ TÜRBÜNÜ: Bir tür içten yanmali motor. Yanma sonucu meydana gelen basinç, türbün kanatlarina etki ederek türbün milini döndürür.

    GDI (Gasoline Direkt Injektion): Mitsubishi Motors tarafindan gelistirilen sistem direkt olarak benzini yanma odasina püskürtür. Bu sistem düsük yakit tüketimi ve yüksek performans saglar.

    GEÇ ENJEKSIYON: Egzozdan kara duman çikmasina neden olan, yakitin geç gelmesi durumudur. Üst ölü noktanin 12 derece sonrasinda gerçeklesen enjeksiyon, geç enjeksiyon olarak kabul edilir.

    GENLESME TAPASI: Genlestikten sonra istenilen ölçüde yerine oturan bir tapadir.

    GERI TEPME: Karisimin erken tutusmasi durumunda yanmanin karbüratörden geri çikmasina, geri tepme denir.

    GERI VITES DISLISI: Geri viteste giris mili ile çikis milinin arasina geri vites dislisi olarak adlandirilan ek bir disli çark girer. Çikis mili ve tekerlekler ters yöne döner.

    GERILIM REGÜLATÖRÜ: Alternatör ile elde edilen dogru akimin ayarlanmasi isleminde kullanilan bir parçadir.

    GRES YAGI: Akiskan bir yag ile kalinlastirici bir maddenin, kati ile yari akiskan arasinda yapi degisikligi gösterdigi bir yagdir. Gres yaglarinda akiskan kisim genellikle petrol esasli mineral bir yag veya sentetik bir akiskan olup, kalinlastirici kisim ise metalik bir sabundur.

    GRIP: Yol tutus. Kaymama.

    GRUP DISLISI: Vites kutusu içinde bütün vites dislilerinin baglantili oldugu disli grubu.

    GÜÇ: Yapilan isin birim zamana olan oranina denir.

    GÜÇ STROKU: Güç strokunda hava-yakit karisimi yanarak pistonu asagiya dogru iter ve motor güç üretir.

    HACIMSEL (VOLÜMETRIK) VERIM: Emme zamaninda silindirlere normal sicaklik ve normal basinç altinda girmis olan karisim hacminin, silindire olan oranina hacimsel verim denir. Bu verimin artmasi, motor gücünün artmasini saglar.

    HAREKET NAKIL SISTEMI: Hareket nakil sistemi saft, kardan mafsali ve kayici mafsal gibi parçalardan olusur. Bu sistemler, motor gücünün sanzimandan (vites kutusu) diferansiyele nakledilmesinde kullanilir.

    HAVA BASINCI: Havanin bir cisim üzerine uyguladigi kuvvet. Basinç havanin küçük bir hacme sikistirilmasiyla artar.

    HAVA BOGAZI: Karbüratörde motora giren havanin geçtigi boru seklindeki kisim.

    HAVA FILTRESI: Motora giren havayi süzmek için karbüratör hava bogazinin baslangicina takilan bir çesit süzgeç.

    HAVA SOGUTMALI MOTOR: Silindirlerin ve silindir kapaginin hava ile sogutuldugu motor tipi. Silindirlerin ve silindir kapaginin disina, daha iyi sogutma saglamak için ince hava kanatçiklari yapilmistir.

    HAVALI SÜSPANSIYON: Range Rover´in süspansiyonunda güçlü amortisörler ve yalpa çubuklari vardir. Ancak yaylar yerine basinçli havayla dolu pnömatik silindirler kullanilir. Bu silindirler bozuk yollarin neden oldugu titresimlerin çogunu yutar.

    HAVASINI ALMA: Kapali bir hidrolik ya da sogutma sistemindeki havanin çikartilmasi islemi.

    HB (HatchBack): Bagaj çikintisi olmayan arkasi yere dik inen 3 veya 5 kapili otomobil.

    HDI: Çok yüksek basinçla enjeksiyon gerçeklestiren dizel motor teknolojisi (Peugeot ve Citroen marka dizel otomobillerde kullanilan kisaltmadir)

    HEAD-UP-DISPLAY: Gösterge tablosundaki hiz ve devir datasini ön cama rakamlar ile yansitma sistemi.

    HELEZON YAY: Çelik telden yapilmis olan, yaylanabilen bir yaydir.

    HESSELMAN MOTORU: Dizel esasina göre çalisir. Fakat sikistirma orani düsüktür. Atesleme, benzin motorlarinda oldugu gibidir.

    HIBRID MOTOR: Iki farkli enerji sisteminin birbirini destekledigi, genellikle yakit ile çalisanin asil çekisteki elektrikli motorun bataryalarini sarj ettigi çift motor sistemi.

    HIDROLIK: Güç aktariminda sivi kullanan sistemlere verilen genel ad. Otomobillerin fren sistemlerinde kullanilir. Ilk hidrolik sistemlerde su kullaniliyordu. Bugün ise su kadar çabuk donmayan sivilar ve yag kullanilmaktadir.

    HIDROLIK BASINÇ: Fren balatalarini çalistirmak için tekerlek silindirleri içinde olusan basinca, hidrolik basinç denir.

    HIDROLIK FREN: Fren pedalina basildigi zaman, fren pabuçlarinin hidrolik basinçla fren kampanasina sürtmesini saglar.

    HIDROLIK SUPAP ITICISI: Supap boslugunu sifira indirerek supap sesini azaltan, yag basinciyla çalisan bir supap iticisi.





    I

    ISI GÖSTERGELERI: Otomobillerde bulunan isi göstergeleri, gaz basinçli ve elektrikli isi göstergeleri olmak üzere ikiye ayrilir. Isi göstergeleri, motor ve radyatör içindeki sicaklik derecelerini veren göstergelerdir.

    ISI KONTROL SUPABI: Isi kontrol supabi, motor soguk iken açilarak sicak egzoz gazlarini emme manifoldu etrafindaki isitma odasina gönderir. Bu supaplar, emme manifoldlarinda bulunur.

    ISI TRANSFERI: Içten yanmali motorlarda meydana gelen isinin motor parçalari üzerinde toplanmasidir. Bu istenmeyen isinin bir kismi, su kanallarinda bulunan su tarafindan havaya iletilir.





    İ

    IÇTEN YANMALI MOTOR: Distan yanmali motorlarin aksine, yakiti dogrudan dogruya silindirler içinde yakan ve üretilen isi enerjisini piston biyel mekanizmasi ile krank miline ileten motorlara, içten yanmali motorlar denir. Içten yanmali motorlar yakit cinsine göre dört çesittir. Bunlar ise benzin, dizel, gaz-türbin ve L.P.G. gaz motorlaridir.

    IÇTEN KISA DEVRE: Termostatin kapali oldugu zamanlarda, suyun silindir kapagi ve silindir blogu arasinda dolasimini saglayan bir sistemdir.

    IKI DEVRELI FREN: Iki devreli fren sisteminde ön ve arka tekerlekler birbirinden ayri iki fren devresine baglidir. Bu sistemde fren merkez silindiri tek olmasina ragmen, içinde ön ve arka tekerleklere etki eden iki ayri fren silindiri vardir. Frene basildiginda merkez fren silindir pistonu tek hareket yapmasina ragmen, ön ve arka tekerleklere birbirinden ayri iki piston ile etki eder. Ön ya da arka tekerleklerden birinin devresinde ariza olmasi durumunda, saglam fren devresi aracin frenlemesini saglar. Bu sistem tek devreli fren sistemine göre daha güvenlidir.

    IKI SILINDIRLI MOTORLAR: Silindirleri karsilikli yatay bir düzlem üzerinde bulunan motorlardir. Bu motorlar otomobillerde çok az kullanilir.

    IKI ZAMANLI ÇEVRIM: Isin, iki piston strokunda meydana geldigi motor çevrimidir.

    IKI ZAMANLI MOTORLAR: Bu motorlara ayni zamanda karterden doldurmali motorlar denir. Iki zamanli motorlarda esas olan iki zaman, sikistirma ve is zamanidir. Bu sistemde piston her üst ölü noktaya çikisinda sikistirma, her alt ölü noktaya dogru hareketinde ise is (genisleme) yapar.

    IMMOBILISER: Hirsizliga karsi motorun elektronik isletim sistemini kilitleyerek aracin çalismasini engelleyen bir sifreli koruma sistemi.

    INTEGRAL (MONOKOK) GÖVDE: Otomobilin ana parçalarini bir arada tutmaya yarayan çerçeveye sasi denir. Modern otomobillerde genellikle sasi araç gövdesiyle birliktedir. Buna integral ya da monokok gövde denir.

    INTERCOOLER: Turbonun kullanildigi motorlarda, emme manifolduna pompalanan havanin sicakligi, hem turbonun egzoz sistemi ile iç içe olmasindan hem de basinç uygulanan gazlarin isinmasindan dolayi artar. Isinarak yogunlugu azalan ve verimi düsen bu sicak havayi sogutarak motora veren sisteme intercooler adi verilir. Intercooler çalisma prensibi aslinda bir çesit radyatördür. Aralarindaki fark; radyatörde suyun, intercoolerda ise havanin sogutulmasidir.

    IRTIFA ETKISI: Irtifa, deniz seviyesinden daha yukari yüksekliklerde suyun kaynama noktasinin degismesidir. Bulunulan yükseklige göre radyatör suyunun kaynama sicakliginin degismesine, irtifa etkisi denir.

    ISTIKAMET ÇUBUGU: Istikamet çubuklari tekerlek sarsintilarinin direksiyon kutusuna intikalini önleyen araçlar olup, boru veya çubuk seklinde yapilmislardir.

    IS ZAMANI: Motorda yanma sonunda meydana gelen basinç ile pistonun üst ölü noktadan alt ölü noktaya dogru itilmesine is zamani denir.

    IVMELENME: Ivmelenme bir otomobilin hizini ne kadar çabuk artirabildigini gösterir. Ivmelenme, duran bir otomobilin saatte 0´dan 100 km hiza kaç saniyede çiktigi ile ölçülür.





    K
    KAM MILI: Bir disli ya da zincir yardimiyla hareketini krank milinden alan, her silindirin emme ve egzoz supaplarini çalistiran mil.

    KAPALI TIP HAVALANDIRMA SISTEMI: Genellikle agir hizmet tipi araçlarda kullanilan bir havalandirma sistemidir.

    KAPI EMNIYET KILIDI: Çarpisma sirasinda kapinin açilmasini önleyen mekanizma.

    KAPI EMNIYET MANDALI: Kapinin içerden ve disardan açilmasini önleyen tertibat.

    KAPI IÇI GÜVENLIK ÇUBUKLARI: Yan çarpmalarda yolculari korumak için kapilarin içine yerlestirilen saglam çelik çubuklar.

    KAPIS POMPASI: Karbüratörde kapis devresinin gaz kelebegine baglanmis parça. Gaz kelebegine ani olarak basildigi zaman karisimi zenginlestirir.

    KARBÜRATÖR: Hava-yakit karisimini motorun ihtiyacina göre muhtelif oranlarda ayarlayan ve yakiti atomize eden bir düzenektir.

    KARDAN MAFSALLARI: Bu parçalar, sanziman ile diferansiyelin ayni eksende bulunmamasindan dolayi degisik açi altinda devir nakletmekte kullanilirlar.

    KARDAN MILI: Güç aktarma organlarinda hareketi, vites kutusundan diferansiyele ileten mil.

    KARE MOTOR: Piston strogu ve silindir çapi esit motor.

    KAROSER: Sasiye monte edilen, aracin saçtan yapilmis kismi. Bu kisimda pencereler, kapilar, koltuklar, yolcu ve motoru koruyan kisimlar bulunur.

    KARTER: Genellikle çelik saçtan yapilan, motorun alt tarafinda bulunan, krank muhafazasinin altini kapatan ve yaga depoluk eden parça.

    KATALITIK ÇEVIRICI: Egzozdan çikan zararli gazlari azaltir. Örnegin nitrik oksitleri azot ve suya çevirerek zararsiz hale getirir.

    KATALITIK KONVERTÖR: Motordan çikan zararli maddeleri zararsiz maddelere dönüstürmek için araçlara takilir. Seramikten yapilan ve gözenekleri katalitik etki saglayan maddelerle (katalizör) kapli katalitik dönüstürücünün içinden geçen egzoz gazlari reaksiyona girerek zararsiz maddelere dönüsür. Dönüstürücüye NOx (Azot Oksit), CO (Karbon monoksit) ve HC (Hidrokarbonlar) olarak giren maddeler reaksiyon sonucunda canlilara zararsiz N2 (Azot), CO2 (Karbon dioksit) ve H2O (su) olarak egzozdan disari verilir. Bazen performans artirmak için katalitik dönüstürücünün iptali gündeme gelmektedir. Bu islem araca ek güç saglasa da çevreyi kirletmesine neden oldugu için kaçinilmasi gerekir.

    KATALIZÖR: Kimyasal reaksiyonlari hizlandiran ya da olus biçimlerini degistiren madde. Otomobillerin egzoz sistemlerinde kirliligi azaltmak için kullanilir.

    KATALIZÖR VE KATALIZATÖR ARASINDAKI FARK: Katalizör, katalitik etki saglayan maddeye, katalizatör ise katalitik etki saglayan cihaza verilen addir. Katalitik konvertör yerine katalitik dönüstürücü kelimesi kullanildiginda aralarindaki fark daha kolay anlasilir.

    KATIK: Katiklar genelde benzin ve yag katiklari olarak ikiye ayrilirlar. Benzine katilan katiklar, genelde benzinin oktan sayisini yükseltmek ve yakit deposundaki pas, tortu ve korozyonu önlemek amaciyla kullanilir. Madeni yaglara katilan katiklar ise, yagin dayaniklilik özelligini ve performansini arttirmaya yöneliktir.

    KAVRAMA: Krank mili ve güç aktarma organlarini birlestiren ve ayiran düzenek.

    KAVRAMA MILI: Üzerinde kavrama balatali diskinin geçmesi için açilmis kama oluklari ve uç tarafinda vites kutusu grup dislilerini çeviren bir mil.

    KITLESEL GÜÇ (GÜÇ AGIRLIGI): Motorun bir beygir gücü basina düsen agirligina, o motorun kitlesel gücü veya güç agirligi denir. Motorun ürettigi gücün bir kismi, kendi agirligini tasimak için harcanir.

    KOKPIT: Otomobillerde sürücünün oturdugu kisma kokpit denir.

    KOMPRESÖR (TURBO): Turbo sistemlerine bazi üreticiler tarafindan verilen ad. Bu sistemde dogrudan krank miline bagli olarak çalisan basinçli hava sistemi sayesinde motorda rölantiden itibaren daha yüksek güç ve tork elde edilir.

    KOMPRESYON KAÇAGI: Yanma odasinda sikisan hava-yakit karisiminin veya yanmis gazlarin, segmanlarin arasindan kartere sizmasi.

    KOMPRESYON FRENI: Motorun kompresyon gücünden yararlanilarak yapilan frendir. Bu fren çesidi özellikle agir tasitlarda kullanilmaktadir. Bu sistemde egzoz manifoldu içinde bulunan bir valf mekanik bir kol araciligi ile kapatilarak, egzoz gazlarinin silindir atesleme odasindan basinçla atmosfere çikmasina engel olunur. Silindir içinde kalan bu yanmis gazlar, kompresyon freni yaparak aracin yavaslamasini saglar.

    KOMPRESYON SEGMANLARI: Pistonun üst tarafinda bulunan segmanlar. Silindirdeki kompresyonu tutacak ve kaçaklari önleyecek sekilde yapilmistir.

    KONTAK ANAHTARI: Kontak anahtari, çevrildigi zaman atesleme ve mars devresine elektrik akimi göndererek aracin çalismasini saglar. Ayni sekilde araç çalisir durumda iken kontak anahtari çevrildiginde, atesleme ve mars sistemine giden akim kesilerek, araç durdurulur.

    KONTROL PANELI: Sürücünün önünde bulunan ve üzerinde otomobille ilgili çesitli bilgiler içeren göstergeler olan panele verilen ad.

    KONTROL RÖLESI: Alternatör ile elde edilen dogru akimin ayarlanmasi görevini gören regülatörün bir parçasidir.

    KORUYUCU KILAVUZ: Krank muylusunun çizilmesini önlemek için biyel civatalarina takilan bir parçadir.

    KÖPÜK FILTRE: Köpük filtre, sünger tipinde delikli köpükten yapilmistir. Yagli yapisi sayesinde hava içindeki tozlari tutar.

    KRANK MILI: Pistonlarin ileri geri hareketini dönme hareketine çeviren mil.

    KRANK MUHAFAZASI: Üst kartel de denir. Krank milinin içinde döndügü motorun alt kismi. Üstünde silindir blogunun alt tarafi, altinda kartel bulunur.

    KURS (PISTON YOLU): Pistonun alt ölü nokta ile üst ölü nokta arasinda aldigi yola denir.

    KURS HACMI: Pistonun alt ölü noktadan üst ölü noktaya kadar silindir içinde yaladigi hacme, kurs hacmi denir.

    KURSUN TETRA-ETIL: Yanmanin verimini arttirmak ve benzinin oktan sayisini yükseltmek için benzine katilan bir maddedir.

    KURU GÖMLEK: Silindir blogunda bulunan silindirik yuvalarina siki bir sekilde geçirilen, ince çeperli çelik veya dökme demir gömleklerdir.

    KUTUP BASLARI: Akümülatörün dis tarafinda üzerinde ( + ) ve ( - ) isaretleri bulunan, akümülatörden pozitif ve negatif elektrik akimlarinin verildigi güç noktalaridir.

    KUSAK: Lastigin degisik katmanlarina kusak ya da kat adi verilir.

    KÜLBÜTÖR MANIVELASI: Kam hareketinin yönünü degistirerek, supaba ileten maniveladir.

    KÜLBÜTÖR MILI: Külbütör mili çelik alasimdan yapilmis, içi bosaltilmis ve iki basina özel tapalar takilmis düz bir mildir.

    KW: Kilowatt, motorun güç degerini elektrik gücü olarak gösterir. 1 kW= 1.34 ECE= 1.35 PS (DIN)





    L-M
    LAMINE CAM: Ön cam saydam bir plastik tabakasinin iki yüzüne cam kaplanmasiyla yapilmistir. Bu tip camlara lamine cam adi verilir. Lamine cam bir darbe aldiginda küçük parçalar halinde kirilip dagilmaz.

    LAYER: Bakir ve çelik gibi metallerden yapilmis, ince madeni levhalardir. Yatak keplerinde yatak bosluklarini artirmak için kullanilir.

    LASTIK: Otomobil lastikleri, otomobilin yol üzerinde gidisini saglayan temel parçalardir.

    LASTIK YANAGI: Otomobil lastiginin yan yüzüne, lastik yanagi denir.

    LENZ KANUNU (TRANSFORMATÖR): Siddeti degisen bir manyetik alan içinde hareket ettirilen iletkende elektrik akimi meydana gelir.

    LIFTBACK: Arkasindaki belli belirsiz bagaj çikintisina dogru egilen arka cama sahip olan ve bagaj kapagi arka cam ile birlikte yukari açilan otomobil tipi.

    LPG: Sivilastirilmis halde bulunan petrol gazina LPG denir.

    L TIPI SUPAP MEKANIZMASI: L tipi supap mekanizmasi olan motorlarda supaplar yanma odasi ve silindirlere ters dönmüs sekildedir. Bu tip supap mekanizmasi, bütün supaplarin bir tek kam mili ile çalistirilmasini mümkün kilar. Supap iticileri, kam milinden aldigi hareketi dogrudan dogruya supap saplarina iletecegi için supaplarin daha sessiz çalismalari saglanir.

    L TIPI MOTOR: Motor supaplarinin silindir blogunda oldugu bir motor çesididir.


    MALAFA: Bir eksen üzerinde bulunan parçalari, ayni eksende tutan bir mildir.

    MANIFOLD: Üzerinde çesitli açikliklar bulunan kapali bir boru ya da kanal sistemi.

    MANTAR TIPI SUPAP: Mantar tipi supap, otomobil motorlarinda kullanilan mantar seklinde bir supaptir.

    MAYI KAVRAMA: Mayi debriyaj veya mayi volan olarak da adlandirilabilen mayi kavrama, hidrolikle çalisan bir mekanizmadir ve mekanik debriyajin gördügü görevi görür.

    MARS MOTORU: Motora ilk hareketi verebilmek için gereken enerjiyi saglayan elektrik motoru.

    MEKANIK AVANS SISTEMI: Mekanik olarak isleyen avans sistemidir. Bu sistemde görev yapan iki agirlik vardir. Bu agirliklar, motor dönme hizi çogaldikça santrifüj kuvveti yardimiyla açilirlar.

    MEKANIK VERIM: Motorda esas güç olan faydali gücün, iç güce oranidir.

    MERKEZ POMPASI: Hidrolik fren sisteminde fren pedalina basildigi zaman hidrolik basincinin gelistigi hidrolik yagi ile dolu silindir.

    MEKSEFE: Platinlerin yanmasini önleyen distribütör içindeki bobin.

    METAL YORULMASI: Bir metalin çatlamasi ya da karincalanmasi durumudur. Bu sekildeki bir ariza, birçok kereler tekrarlanan etki sonucunda meydana gelir.

    MIKROMETRE: Hassas ölçüm yapabilen bir ölçü aletidir. Genellikle parçalarin iç ve dis çaplarini ölçme isleminde kullanilir.

    MINIVAN: Minibüslerin en küçük ve lüks sekli, van tipi iri otomobil.

    MONOKOK (INTEGRAL) GÖVDE: Otomobilin ana parçalarini bir arada tutmaya yarayan çerçeveye sasi denir. Modern otomobillerde genellikle sasi araç gövdesiyle birliktedir. Buna monokok ya da integral gövde denir.

    MOTOR: Aracin hareketi için gerekli gücü saglayan makinadir. Hareket için gerekli güç, motorda yakitin yanmasi sonucunda ortaya çikar. Motorlar bu sekilde, isi enerjisini mekanik enerjiye çevirirler.

    MOTOR AYARI: Bir araç üzerindeki motora, belli araliklar dahilinde yaptirilmasi gerekli olan ayarlamalardir.

    MOTOR ÇESITLERI: Içten yanmali motorlarda sekiz adet motor çesidi vardir. Bu motorlar; sira silindir, v-silindir, karsilikli silindir, bas asagi silindir, bas asagi v-silindir, x-silindir, çift v-silindir ve yildiz motor olarak adlandirilmaktadir.

    MOTOR DURDURULDUTAN SONRA ATESLEME: Kontak anahtarinin kapatilmasindan sonra, motorun çalismaya devam etmesi durumudur. Bu sekilde buji ile atesleme olmadigi halde, araç çalismaya devam eder. Bunun baslica nedeni ise, yanma odasinda fazla karbon birikintisinin olmasidir. Bunun disinda sogutma sisteminin arizali olusu, sicakligin yüksek olmasi, yakit kalitesinin düsük olmasi (oktan sayisinin az olmasi) gibi nedenler, kontak kapatildigi halde motorun çalismaya devam etmesine neden olur.

    MOTOR YAGI: Motor içine konan, gerek petrol hammaddesinden gerekse de sentetik olarak üretilen yagdir. Motorun islev görüp, tam bir performans göstermesi ancak teknik ve rasyonel bir yaglama ile mümkündür.

    MOTOR YAGININ GÖREVLERI: Motor yaginin baslica görevleri motoru yaglamak, kompresyonu tutmak, motoru sogutmak ve motoru temizlemektir.

    MOTOR YATAGI: Motor yatagi, dönerek hareket eden motor parçalarini gerekli durumda tutar. Motor yatagi ayrica, motorda meydana gelen mekanik kuvvetler oraninda yüzeyine binen yükleri bozulmadan tasir.

    MOTOR GÜÇLERI: Motorlarda iç güç (indike güç) ve faydali güç olmak üzere iki çesit güç bulunmaktadir.

    MOTOR IÇ GÜCÜ: Silindirlere girmis olan karisimin yanmasi ile meydana gelen isi enerjisinin mekanik enerjiye dönüsmesi, motorun silindirleri içinde olmaktadir. Motorun silindirleri içinden veya piston üzerinden alinan güce iç (indike güç) denir.

    MOTOR FAYDALI GÜCÜ: Faydali güce ayni zamanda efektif güç ve fren gücü de denir. Bu güç, motorun gerçek gücüdür. Silindirler içinde elde edilen iç güçten, motorun çalismasi için harcanan gücün çikarilmasindan sonra, motorun volanindan veya kasnagindan ölçülen bir güçtür.

    MOTOR SUPAPLARI: Motordaki çalisma zamaninin sirasini ve devam süresini ayarlayan parçalardir.

    MOTOR YAGI SAE SINIFLANDIRMASI: SAE rumuzu "Society of Automotive Engineers", (Otomotiv Mühendisleri Dernegi) kelimelerinin bas harflerinden meydana gelmistir. SAE siniflandirmasinda yaglar, kalinliklarina göre en çok yedi sinifta toplanir. Bu siniflandirmanin yaglarin kalitesi ile ilgisi yoktur.

    MOTOR VURUNTUSU: Motorda, ana ve biyel yataklari vuruntusu olmak üzere iki çesit yatak vuruntusu görülür. Yatak vuruntusu ana yataklarda, rölanti ve rölantinin üzerindeki devirlerde derinden gelen boguk bir vuruntu seklinde gerçeklesir.

    MOTORIN: Motorin, dizel motoru yakitidir. Ham petrolün birinci kuledeki damitilmasi sirasinda, 200 - 380 derece arasinda kaynama araligindan alinan üçüncü ana ürün, motorindir.

    MPV (Multi Purpose Vehicle): Ticari kullanima da dönüstürülebilen çok amaçli binek araç. Van sinifi araçlarin tümüne MPV denilebilir. Micro MPV´den macro MPV´ye kadar bir çok çesidi vardi.





    L-M
    LAMINE CAM: Ön cam saydam bir plastik tabakasinin iki yüzüne cam kaplanmasiyla yapilmistir. Bu tip camlara lamine cam adi verilir. Lamine cam bir darbe aldiginda küçük parçalar halinde kirilip dagilmaz.

    LAYER: Bakir ve çelik gibi metallerden yapilmis, ince madeni levhalardir. Yatak keplerinde yatak bosluklarini artirmak için kullanilir.

    LASTIK: Otomobil lastikleri, otomobilin yol üzerinde gidisini saglayan temel parçalardir.

    LASTIK YANAGI: Otomobil lastiginin yan yüzüne, lastik yanagi denir.

    LENZ KANUNU (TRANSFORMATÖR): Siddeti degisen bir manyetik alan içinde hareket ettirilen iletkende elektrik akimi meydana gelir.

    LIFTBACK: Arkasindaki belli belirsiz bagaj çikintisina dogru egilen arka cama sahip olan ve bagaj kapagi arka cam ile birlikte yukari açilan otomobil tipi.

    LPG: Sivilastirilmis halde bulunan petrol gazina LPG denir.

    L TIPI SUPAP MEKANIZMASI: L tipi supap mekanizmasi olan motorlarda supaplar yanma odasi ve silindirlere ters dönmüs sekildedir. Bu tip supap mekanizmasi, bütün supaplarin bir tek kam mili ile çalistirilmasini mümkün kilar. Supap iticileri, kam milinden aldigi hareketi dogrudan dogruya supap saplarina iletecegi için supaplarin daha sessiz çalismalari saglanir.

    L TIPI MOTOR: Motor supaplarinin silindir blogunda oldugu bir motor çesididir.

    MALAFA: Bir eksen üzerinde bulunan parçalari, ayni eksende tutan bir mildir.

    MANIFOLD: Üzerinde çesitli açikliklar bulunan kapali bir boru ya da kanal sistemi.

    MANTAR TIPI SUPAP: Mantar tipi supap, otomobil motorlarinda kullanilan mantar seklinde bir supaptir.

    MAYI KAVRAMA: Mayi debriyaj veya mayi volan olarak da adlandirilabilen mayi kavrama, hidrolikle çalisan bir mekanizmadir ve mekanik debriyajin gördügü görevi görür.

    MARS MOTORU: Motora ilk hareketi verebilmek için gereken enerjiyi saglayan elektrik motoru.

    MEKANIK AVANS SISTEMI: Mekanik olarak isleyen avans sistemidir. Bu sistemde görev yapan iki agirlik vardir. Bu agirliklar, motor dönme hizi çogaldikça santrifüj kuvveti yardimiyla açilirlar.

    MEKANIK VERIM: Motorda esas güç olan faydali gücün, iç güce oranidir.

    MERKEZ POMPASI: Hidrolik fren sisteminde fren pedalina basildigi zaman hidrolik basincinin gelistigi hidrolik yagi ile dolu silindir.

    MEKSEFE: Platinlerin yanmasini önleyen distribütör içindeki bobin.

    METAL YORULMASI: Bir metalin çatlamasi ya da karincalanmasi durumudur. Bu sekildeki bir ariza, birçok kereler tekrarlanan etki sonucunda meydana gelir.

    MIKROMETRE: Hassas ölçüm yapabilen bir ölçü aletidir. Genellikle parçalarin iç ve dis çaplarini ölçme isleminde kullanilir.

    MINIVAN: Minibüslerin en küçük ve lüks sekli, van tipi iri otomobil.

    MONOKOK (INTEGRAL) GÖVDE: Otomobilin ana parçalarini bir arada tutmaya yarayan çerçeveye sasi denir. Modern otomobillerde genellikle sasi araç gövdesiyle birliktedir. Buna monokok ya da integral gövde denir.

    MOTOR: Aracin hareketi için gerekli gücü saglayan makinadir. Hareket için gerekli güç, motorda yakitin yanmasi sonucunda ortaya çikar. Motorlar bu sekilde, isi enerjisini mekanik enerjiye çevirirler.

    MOTOR AYARI: Bir araç üzerindeki motora, belli araliklar dahilinde yaptirilmasi gerekli olan ayarlamalardir.

    MOTOR ÇESITLERI: Içten yanmali motorlarda sekiz adet motor çesidi vardir. Bu motorlar; sira silindir, v-silindir, karsilikli silindir, bas asagi silindir, bas asagi v-silindir, x-silindir, çift v-silindir ve yildiz motor olarak adlandirilmaktadir.

    MOTOR DURDURULDUTAN SONRA ATESLEME: Kontak anahtarinin kapatilmasindan sonra, motorun çalismaya devam etmesi durumudur. Bu sekilde buji ile atesleme olmadigi halde, araç çalismaya devam eder. Bunun baslica nedeni ise, yanma odasinda fazla karbon birikintisinin olmasidir. Bunun disinda sogutma sisteminin arizali olusu, sicakligin yüksek olmasi, yakit kalitesinin düsük olmasi (oktan sayisinin az olmasi) gibi nedenler, kontak kapatildigi halde motorun çalismaya devam etmesine neden olur.

    MOTOR YAGI: Motor içine konan, gerek petrol hammaddesinden gerekse de sentetik olarak üretilen yagdir. Motorun islev görüp, tam bir performans göstermesi ancak teknik ve rasyonel bir yaglama ile mümkündür.

    MOTOR YAGININ GÖREVLERI: Motor yaginin baslica görevleri motoru yaglamak, kompresyonu tutmak, motoru sogutmak ve motoru temizlemektir.

    MOTOR YATAGI: Motor yatagi, dönerek hareket eden motor parçalarini gerekli durumda tutar. Motor yatagi ayrica, motorda meydana gelen mekanik kuvvetler oraninda yüzeyine binen yükleri bozulmadan tasir.

    MOTOR GÜÇLERI: Motorlarda iç güç (indike güç) ve faydali güç olmak üzere iki çesit güç bulunmaktadir.

    MOTOR IÇ GÜCÜ: Silindirlere girmis olan karisimin yanmasi ile meydana gelen isi enerjisinin mekanik enerjiye dönüsmesi, motorun silindirleri içinde olmaktadir. Motorun silindirleri içinden veya piston üzerinden alinan güce iç (indike güç) denir.

    MOTOR FAYDALI GÜCÜ: Faydali güce ayni zamanda efektif güç ve fren gücü de denir. Bu güç, motorun gerçek gücüdür. Silindirler içinde elde edilen iç güçten, motorun çalismasi için harcanan gücün çikarilmasindan sonra, motorun volanindan veya kasnagindan ölçülen bir güçtür.

    MOTOR SUPAPLARI: Motordaki çalisma zamaninin sirasini ve devam süresini ayarlayan parçalardir.

    MOTOR YAGI SAE SINIFLANDIRMASI: SAE rumuzu "Society of Automotive Engineers", (Otomotiv Mühendisleri Dernegi) kelimelerinin bas harflerinden meydana gelmistir. SAE siniflandirmasinda yaglar, kalinliklarina göre en çok yedi sinifta toplanir. Bu siniflandirmanin yaglarin kalitesi ile ilgisi yoktur.

    MOTOR VURUNTUSU: Motorda, ana ve biyel yataklari vuruntusu olmak üzere iki çesit yatak vuruntusu görülür. Yatak vuruntusu ana yataklarda, rölanti ve rölantinin üzerindeki devirlerde derinden gelen boguk bir vuruntu seklinde gerçeklesir.

    MOTORIN: Motorin, dizel motoru yakitidir. Ham petrolün birinci kuledeki damitilmasi sirasinda, 200 - 380 derece arasinda kaynama araligindan alinan üçüncü ana ürün, motorindir.

    MPV (Multi Purpose Vehicle): Ticari kullanima da dönüstürülebilen çok amaçli binek araç. Van sinifi araçlarin tümüne MPV denilebilir. Micro MPV´den macro MPV´ye kadar bir çok çesidi vardi.





    L-M
    LAMINE CAM: Ön cam saydam bir plastik tabakasinin iki yüzüne cam kaplanmasiyla yapilmistir. Bu tip camlara lamine cam adi verilir. Lamine cam bir darbe aldiginda küçük parçalar halinde kirilip dagilmaz.

    LAYER: Bakir ve çelik gibi metallerden yapilmis, ince madeni levhalardir. Yatak keplerinde yatak bosluklarini artirmak için kullanilir.

    LASTIK: Otomobil lastikleri, otomobilin yol üzerinde gidisini saglayan temel parçalardir.

    LASTIK YANAGI: Otomobil lastiginin yan yüzüne, lastik yanagi denir.

    LENZ KANUNU (TRANSFORMATÖR): Siddeti degisen bir manyetik alan içinde hareket ettirilen iletkende elektrik akimi meydana gelir.

    LIFTBACK: Arkasindaki belli belirsiz bagaj çikintisina dogru egilen arka cama sahip olan ve bagaj kapagi arka cam ile birlikte yukari açilan otomobil tipi.

    LPG: Sivilastirilmis halde bulunan petrol gazina LPG denir.

    L TIPI SUPAP MEKANIZMASI: L tipi supap mekanizmasi olan motorlarda supaplar yanma odasi ve silindirlere ters dönmüs sekildedir. Bu tip supap mekanizmasi, bütün supaplarin bir tek kam mili ile çalistirilmasini mümkün kilar. Supap iticileri, kam milinden aldigi hareketi dogrudan dogruya supap saplarina iletecegi için supaplarin daha sessiz çalismalari saglanir.

    L TIPI MOTOR: Motor supaplarinin silindir blogunda oldugu bir motor çesididir.

    MALAFA: Bir eksen üzerinde bulunan parçalari, ayni eksende tutan bir mildir.

    MANIFOLD: Üzerinde çesitli açikliklar bulunan kapali bir boru ya da kanal sistemi.

    MANTAR TIPI SUPAP: Mantar tipi supap, otomobil motorlarinda kullanilan mantar seklinde bir supaptir.

    MAYI KAVRAMA: Mayi debriyaj veya mayi volan olarak da adlandirilabilen mayi kavrama, hidrolikle çalisan bir mekanizmadir ve mekanik debriyajin gördügü görevi görür.

    MARS MOTORU: Motora ilk hareketi verebilmek için gereken enerjiyi saglayan elektrik motoru.

    MEKANIK AVANS SISTEMI: Mekanik olarak isleyen avans sistemidir. Bu sistemde görev yapan iki agirlik vardir. Bu agirliklar, motor dönme hizi çogaldikça santrifüj kuvveti yardimiyla açilirlar.

    MEKANIK VERIM: Motorda esas güç olan faydali gücün, iç güce oranidir.

    MERKEZ POMPASI: Hidrolik fren sisteminde fren pedalina basildigi zaman hidrolik basincinin gelistigi hidrolik yagi ile dolu silindir.

    MEKSEFE: Platinlerin yanmasini önleyen distribütör içindeki bobin.

    METAL YORULMASI: Bir metalin çatlamasi ya da karincalanmasi durumudur. Bu sekildeki bir ariza, birçok kereler tekrarlanan etki sonucunda meydana gelir.

    MIKROMETRE: Hassas ölçü

    NAVİGASYON: Uydulardan gelen konumlandırma sinyallerini, içindeki bölge ve yol haritası ile birlikte değerlendirerek sürücüye yön bulma konusunda yardım eden sistem.

    NIGHTVISION: Ön cama yansıtılan infrarot kamera görüntüsü ile farlarınız kapalıyken bile karanlıkta gidebildiğiniz GM'in yeni enfraruj gece görüş sistemi.





    O

    OHC: Silindir sırasına dik yer alan eksantrik mili.

    OKTAN: Motor yakıtının vuruntuya dayanma yeteneğinin ölçüsü.

    OTOMATİK VİTES (TRANSMİSYON): Vites değiştirme işlemine gerek olmayan otomatik sistemdir. Otomatik vitesin sadece ileri, geri, boş ve park gibi seçenekleri vardır. Araç hareket ettirilmek istendiğinde, sadece sürüş (drive) vitesine almak yeterlidir. Bu aşamadan sonra otomatik vites, gidilen hıza göre vites değiştirme işlemlerini otomatik olarak ayarlar. P araç park edildiğinde tekerlekleri kilitlemek içindir. R geri vitestir. D normal sürüş vitesidir.

    OTO TERMİK PİSTON: Oto termik piston, motor soğuk iken piston vuruntusu olmasını engeller. Motor ısındığı zaman piston pim yuvasında bulunan çelik parçalar, pistonun pime dik yönde genleşmesini sınırlandırır. Piston bu yönde ancak çeliğin genleşme katsayısına uygun biçimde genleşir. Bu şekilde motor soğuk iken, piston vuruntusu önlenmiş olur.

    OVAL PİSTON: Genellikle alüminyum alaşımından yapılan bu pistonlarda piston başı silindirik olup, piston eteğinden 0,50 - 0,70 mm küçüktürler. Oval pistonlar, motorun rejim sıcaklığında yüksek performans sağlar.

    OVAL TAŞLANMIŞ PİSTON: Isı ile etkileşiminde tam bir dairesel şekil alan, oval bir pistondur.

    OVERDRİVE (EKONOMİ VİTESİ): Düşük yakıt tüketimi sağlayan vites. Bazı araçların beşinci vitesi (ya da varsa altıncı vitesi) aracın hızını artırmak için değil yakıt tüketimini düşürmek için tasarlanmıştır. Örneğin, 4. viteste 100 km/s hızda giderken araç 4000 d/devirde ise, 5. viteste 300 devire iner. Normal beşinci vitesten farkı, son hıza dördüncü viteste ulaşılmasıdır. Örneğin, 94 model Şahin'de kullanım kitapçığındaki bilgilere göre 4. viteste son hız 160 km/s. Ama beşinci viteste araç ancak 155 km/s son hıza ulaşabiliyor. Bu beşinci vitese "overdrive" denir.





    P R S T X V Y Z

    PANELVAN: Mal taşımacılığında kullanılan ticari araçlara verilen ad.

    PANHARD KOLU: Arka dingilin sağı sola hareket etmesini önler.

    PASİF GÜVENLİK: Bir kaza gerçekleştiği anda ve sonrasında, yaşam kabini içindeki yolcuların en az yara ve darbe ile kurtulmalarını amaçlayan araç güvenlik sistemlerine verilen ad. Sürücü ve yolcuların el ve kafalarını çarpabileceği bölgelerde yumuşak malzeme, aktif kafalıklar, omur koruma sistemi WHIPS, aktif gergili emniyet kemerleri, airbag, sidebag'ler, yan cam hava yastıkları IC, kapı içi çelik barlar, gövdenin darbe emici katlanma bölgeleri...

    PATİNAJ: Tekerlekler yolu iyi tutamadığı zaman, özellikle kaygan ve buzlu yollarda oluşan kayma.

    PATS: Amerikan otomobillerindeki immobilizer içeren alarm sistemi.

    PDC (Parktronic; Park Distance Control): Otomobilin tampon hizasında ses dalgaları ile boşluk kontrolü yaparak çalışan park yardım sistemi.

    PİNYON: Çoğu otomobilde düz dişli - pinyon sistemi kullanılır. Direksiyon milinin ucundaki küçük dişli çarka pinyon denir. Pinyon, ileri geri hareket edebilen düş dişliyi hareket ettirir. Düz dişli tekerlekleri sağa, sola çeviren rotlara bağlıdır.

    PİSTON KOLU YATAĞI: Piston kolunun krank miline bağlanan ucundaki yatak.

    PİSTON PİMİ: Piston ile biyel kolunu birleştirir.

    PİSTON SEGMANI: Piston üstündeki yuvalara oturan ve silindir gömleği ile piston arasında geçirmez bir tabaka oluşturan bir ucu açık yaylı halka.

    PİSTON VURUNTUSU: Silindire göre fazla aşınmış pistonun, silindir yuvalarına çarpmasıyla meydana gelen boğuk vuruntu.

    PİTMAN KOLU: Sektör dişli mili ile tekerleklere hareket ileten yön çubuğunu birleştiren koldur. Direksiyon hareketini tekerleklere iletirken ileri-geri hareket eder.

    PLATİNLER: Distribütör içinde yer alan, krank milinin dönüşü ile açılıp kapanan ve bujilere kıvılcım veren ateşleme devresini açıp kapayan kontak plakaları.

    PNÖMATİK: Basınçlı gazla çalışan sistemlere verilen genel ad. Örneğin günümüzde kullanılan lastikler basınçlı hava ile dolu olduklarından pnömatik lastik olarak anılır.

    PORT: Supaplarda, hava-yakıt karışımının ve yanmış gazların geçtiği delik.

    PREM-AIR: Radyatörden gelen hava içindeki zararlı ozon gazlarını filtre eden ve oksijen oranını arttıran sistem.

    PSM (Porsche Stability Management): Porsche patentindeki bir tür ESP.

    QUATTRO: Audi patentli otomobillerdeki elektronik destekli 4 tekerlekten çekişi sistemi.

    RADYATÖR: Motordaki sıcak suyu soğutarak motora geri gönderir.

    RADYAL LASTİK: Katlarındaki iplikler bir yanaktan diğerine janta dik olarak giden lastik.

    REAL-TIME ÇEKİŞ SİSTEMİ: Normalde ön tekerleklerde olan çekiş, bir patinaj durumunda çekiş gücünü otomatik olarak arka tekerleklere de ileten sistem.

    REGÜLATÖR: Elektrik sisteminde dinamonun çıkış voltajını ve akımını kontrol ederek dış devreyi aşırı voltajdan ve dinamoyu aşırı akımdan koruyan düzen.

    ROADSTER: Küçük üstü açık (fakat tente ile kapatılabilir) iki veya 2+2 kişilik otomobil.

    ROLL-OVER-BAR: Cabrio, Roadster ve Speedster otomobillerde olası bir "takla" kazası anında arka taraftan yükselen koruma barları.

    ROLANTİ DEVRİ: Gaz kelebeği serbest durumda iken motorun yüksüz ve boş viteste çalışma devri.

    ROT: Direksiyon sisteminde pitman kolunu tekerlere birleştirir.

    RPM: Motorun 1 dakikadaki devri.

    RULMAN: İçinde çelik bilyeler bulunan ve şaftın sarsılmadan dönmesini sağlayan yuvarlak parça.

    RÜZGAR TÜNELİ: Aerodinamik çalışmalarında yararlanılan bir tünel. Bu sayede bilim adamları değişik hızlardaki havanın otomobilin çevresinde nasıl yol aldığını izleyebilir. Modern rüzgar tünellerinde değişik hava koşulları da yaratılabilir. Örneğin tünele basınçlı su verilerek otomobilin sağanak yağmurda su alıp almadığına bakılır. Tüneldeki rüzgarın hızı saatte 150 km'ye çıkabilir.

    SAE: Society of Automotive Engineers (Amerikan normu)

    SAV (Sports Activity Vehicle): Sportif özellikleri çok öne çıkarılmış, iri, arazi tipli binek araç.

    SDI (Saugdiesel Direct Injection): VW'nin turbo olmayan direkt enjeksiyonlu dizel motorlarında kullanılan bir sistemin ismi.

    SEDAN: Dört kapılı, bagaj uzantısı çok belirgin, binek otomobil tipi.

    SEGMAN: Piston üzerindeki yuvalara oturan ve silindir gömleği ile piston arasında geçirmez bir tabaka oluşturan bir ucu açık yaylı halka. İki çeşidi vardır. Kompresyon segmanları yanma odasındaki kompresyonun kaçmasını önler, yağ segmanları silindir duvarındaki fazla yağı sıyırarak yanma odasına çıkıp yanmasını önler.

    SEGMAN AĞIZ ARALIĞI: Segman silindire takıldığı zaman ağızları arasında kalan kısım.

    SELESPEED: Manuel şanzımanı elektro-hidrolik bir düzen ile yarı otomatiğe çeviren ve direksiyon üstünden kumanda da sağlayan sistem.

    SENKROMEÇ: Vites değiştirilmesini kolaylaştıran, iki dişlinin hareketini ayarlayan vites kutusundaki parça.

    SERVO: Emme manifoldunun emme gücünden yararlanarak ayak freninin çalışması sırasında fren pedalının gücünü kontrol eden aygıt.

    SETAN SAYISI: Benzinlerdeki oktan sayısının dizel karşılığı.

    SIA HACMİ: Santimetreküp (cc) olarak belirtilen, yanma odasının tavanına doğru, pistonun silindir içinde hareket ettiği hacim.

    SIDEBAG: Yan kapıların içinden veya koltuk omuzlarından açılan havayastıkları.

    SIPS: Yandan gelecek darbelere karşı koruma sistemi (Volvo patentli). Ön koltukların altında enlemesine ve B direklerinde diklemesine bulunan yüksek dayanıklığı olan çelik barlar ile yan havayastıklarının oluşturduğu sistem.

    SIKIŞTIRMA ORANI: Pistonun silindir içinde en aşağıdayken üstünde kalan hacmin, en üst konumdayken üstünde kalan hacme oranı.

    SIKIŞTIRMA ZAMANI: Pistonun silindir içindeki en alt konumundan en üst konumuna ulaşıncaya kadar geçen zaman. Bu sırada supaplar kapalı ve hava-yakıt karışımı sıkışmaktadır.

    SİLİNDİR: Motorda pistonun içinde aşağı yukarı hareket ettiği boru şeklindeki yapı.

    SİLİNDİR BLOĞU: Motorun esas gövdesi. İçine ve dışına diğer motor parçaları takılır. Motorun silindirleri ve krank muhafazasının üst kısmı burada bulunur.

    SİLİNDİR ÇAPI: Bir silindirin standart çapı.

    SİLİNDİR HACMİ (CC): Silindirin hacmi cc yani, santilitre (santimetreküp) olarak belirtilir. Bir motorun silindir hacmi 1.6 litre denildiğinde aslında bu yuvarlak bir rakamdır. Gerçek rakam 1598 cc ya da 1580 cc olabilir. Örneğin 4 silindirli bir motorda dört silindirin hacimleri toplamını gösterir. Silindirin taban alanı ile strokunun, yani bir silindirin taban alanı ile yüksekliğinin çarpılmasıyla bulunur. Daha fazla tork elde etmek ya da daha yüksek devirli yapmak gibi amaçlarla hacim aynı kalarak, motordaki silindirin çapı ve stroku daha büyük ya da daha küçük yapılmaktadır.

    SİLİNDİR KAPAĞI: Silindirlerin üstünü örten parça. Su gömlekleri ve l tipi motorlarda supaplar burada bulunur.

    SİLİNDİR GÖMLEKLERİ: Silindir duvarlarını oluşturacak şekilde silindir bloğuna takılan silindirik parçalar.

    SİLKELEME: Zayıf yakıt karışımı nedeniyle motorun yaptığı silkeleme hareketi.

    SİNYAL LAMBASI: Diğer sürücülere otomobilin ne tarafa döneceğini bildirir.

    SİS LAMBASI: Sisli ve yağışlı havalarda aracın diğer sürücüler tarafından görülmesini sağlar.

    SLS: Lüks otomobillerde ve Off-road araçlarında kullanılan, aracın yüksekliğini otomatik olarak ayarlayan sistem.

    SOHC: Silindir sırası başına üstte tek egzantrik milinin kullanıldığı düzen.

    SOLENOID: Marş motorunu çalıştıran bir elektrik anahtarıdır. Kontak anahtarının çevrilmesiyle akümülatördeki elektrik solenoid üzerinden marş motoruna gider.

    SPACEFRAME: Uzay modüllerinin inşasında kullanılmış, hafif alüminyum alaşım gövde ve şasi yapısı.

    SPEEDSTER: Bütünüyle sportif kullanım için tasarlanmış, A-sütunları ve ön camı tam olarak bulunmayan, iki kişilik küçük üstü açık otomobil.

    SPORTSWAGON: Tavan çizgisi arkaya doğru biraz alçalarak devam eden, uzun Hatchback tarzı, sportif vagon otomobil tipi.

    SRS: Olası bir kazada havayastığı ve aktif gergili emniyet kemerlerinin birlikte çalışmasını, gaz pedallarının ileriye doğru katlanmasını sağlayan tüm ek güvenlik sisteminin ismi.

    STATIONWAGON: (SW; Break; Avant, Kombi) Tavan çizgisi en arka noktaya kadar yatay devam eden, çok geniş bagaj imkanı sunan vagonet tarzı araç tipi.

    STEPTRONIC: Otomatik şanzımandaki ileri viteslerin kademelerinin manuel olarak belirlenmesini sağlayan sportif otomatik sistem.

    STOP LAMBASI: Arkadaki sürücüye fren yaptığını bildirir. Bazı otomobillerde arka camın içinde ek bir stop lambası bulunur.

    STROK: Pistonun silindir içindeki en alt konumundan en üst konumuna kadar aldığı yol.

    SU DAĞITIM BORUSU: Motor soğutma sisteminde egzoz supapları ve fazla ısınan kısımların etrafında sürekli su akışını sağlayan boru.

    SU GÖMLEĞİ: Silindirin aşırı ısınmasını önler.

    SU POMPASI: Motor soğutma sisteminde radyatörle su ceketleri arasında su devir-daimini sağlar.

    SU YASTIĞI: Lastikle yol arasında kalan su, ince ve kaygan bir tabaka oluturur. Bu olaya su yastığı (kaması) denir. Bu durumda otomobil yolu tutamaz ve denetimden çıkar. Modern lastikler su yastığı oluşumunu önleyecek biçimde tasarlanmıştır.

    SUPAP: Motora hava yakıt karışımının girişini ve yanmış gazların motordan çıkışını denetleyen parça.

    SUPAP İTİCİLERİ: Motor bloğunun üst kısmında yer alan, motor supaplarını açıp kapayan, hareketini krank milinden alan kam miline bağlı silindirik kol. Kam mili dönerken, kam çıkıntısı supap iticisinin altına geldiği zaman supaplar açılır.

    SUPAP KILAVUZU: Supapın takıldığı ve içinde aşağı-yukarı hareket ettiği, silindir kapağına veya silindir bloğuna takılan silindirik parça.

    SUNROOF: Otomobilin tavanındaki genelde cam veya şeffaf materyallerden üretilen açılabilir parça, açılır tavan.

    SUPERSELECT: Japon ve Amerikan "truck"larında kullanılan en gelişmiş 4x4 kontrol sistemi. Çekiş gücünü değişik kombinasyonlarda dağıtan sistemde sadece; arka tekerleklere veya ön ile arka tekerlekler arasında belli oranda veya ön ile arka tekerlekler arasında eşit veya arazi vitesiyle birlikte ideal dört çekişli orana güç dağılımı gerçekleşiyor.

    SUSTURUCU: Egzoz sisteminde, içinden egzoz gazları geçen ve gazların sesini azaltan sistem.

    SUV (Sport Utulity Vehicle): Sportif hobi amaçlı araçlar için kullanılan genel tanımlama, hafif arazi aracı. Örneğin, Honda HR-V veya Toyota RAV4.

    SÜPERŞARJÖR: Motora daha çok hava yakıt karışımı pompalayarak otmoobilin daha hızlı gitmesini sağlar. Sürücü tarafından çalıştırılıp durdurulabilir.

    SÜSPANSİYON: Otomobil süspansiyonları yolculuğu daha konforlu hale getirir. Tekerlekler yollardaki çukur ve tümseklerden geçerken yukarı aşağı hareket eder. Süspansiyon sistemi, tekerleklerdeki titreşimlerin otomobilin gövdesine ulaşmasına ve gövdenin kontrolsüz olarak hareket etmesine engel olur. Ayrıca tekerleklerin yolla temasını sağlamaya da yardımcı olur. Modern süspansiyonlarda yay ve amortisör yerine hidrolik silindirler kullanılır. Bütün tekerleklerin yüksekliği otomobildeki merkezi bir bilgisiyara bağlı olarak silindirler tarafından denetlenir. Aktif süspansiyon otomobilin doğrultu kontrolünü önemli ölçüde iyileştirir.

    ŞAMANDIRA KABI: Karbüratörde benzine depoluk eden kap.

    ŞASİ: Otomobilin motor, gövde panelleri gibi ana parçalarını taşıyan, genellikle çelikten yapılmış iskelet.

    ŞARJ: Dinamo ya da alternatör tarafından üretilen ve aküde depolanan akım verimi.

    TABAN DİŞ DESENİ: Yolla lastik arasındaki su, toz, kir ve karı dışarı atar ve yolu daha iyi tutmaya yardımcı olur.

    TAKOMETRE (Motor devir göstergesi): Krank milinin dakikada yaptığı devir sayısını sürücüye bildiren gösterge.

    TAMBURLU FRENLER: Tamburlu frenlerde disk yerine metal bir tambur bulunur. Fren balataları tamburun içindeki eğimli fren pabuçları üzerine oturur. Tamburla pabuç arasında bir boşluk vardır. Sürücü fren yapınca pabuçlar hidrolik sistem tarafından dışarı itilir ve tambura değer. Böylece tekerlekler yavaşlar.

    TARGA: A- ve B-direkleri arasındaki tavanı çıkarılabilen ve yarı üstü açık olabilen otomobil tipi.

    TAS (Travel Assist System): Bu sistem bağlı olduğu GSM hattı sayesinde kaza ve arıza hallerinde markanın merkezine GPS'te belirlediği koordinatlarla birlikte yardım mesajı gönderiyor.

    TEKLEME: Motorun bir veya birkaç silindirindeki ateşlemenin kusurlu olması ya da hiç olmamasından kaynaklanır.

    TERMOSTAT: Körüklü bir aygıttır. Soğuk havalarda ve motorun ilk çalışması sırasında soğutma suyuna kısa devre yaptırarak motorun erken ısınmasını sağlar.

    TOZLUKLAR (ÇAMUR PERDELERİ): Oynak parçalara toz ve pislik girmesini önleyen, kauçuktan yapılmış koruyucular.

    TC (Traction Control): ASR ile aynı görevi yapan bir sistem. ABS yardımı ile yeri geldiğinde fren uygulayarak çekişin başarısını artırırı.

    TCS: Çekişin veya itişin olduğu herhangi bir tekerleğin boşa dönmesini engelleyen kontrol sistemi.

    TDI: Turbo beslemeli dizel enjeksiyon sistemi.

    TIPTRONIC: Vites geçişlerine manuel olarak da kumanda edilmesini sağlayan elektronik kontrollü şanzıman sistemi.

    TİTREŞİM DAMPERİ: Krank milinin burulma titreşimlerini önlemek için krank miline takılan parça.

    TORK: Döndürme kuvveti, kuvvet ile döndürme kolu uzunluğunun çarpımına eşittir.

    TPC: Jant içlerindeki gelişmiş sensörler ile çalışan elektronik lastik basınç kontrol sistemi.

    TRANSİSTÖR: Elektrik anahtarı gibi kullanılan elektrik düzeni. Bazı ateşleme sistemlerinde platinlerin ömrünü artırmak için kullanılır.

    TS (Twin Spark): Alfa Romeo'nun silindir başına 2 buji kullanılan modellerine verilen ad.

    TURBO: Motora atmosferik basıncın üzerinde hava vererek küçük hacimlerden büyük güçler alınmasını sağlayan, gücünü egzoz gazının fiziksel etkilerinden alan bir çeşit pompa.

    TÜRBÜLANS: Hava-yakıt karışımının silindirdeki hızlı dönüş hareketi.

    TWIN SPARK: Daha etkili patlama için ateşleme odasının tepesinde iki bujinin bulunma prensibi.

    V MOTOR: Silindirleri V şeklinde iki eğik düzlem üzerinde bulunan motorlar.

    V-8 MOTOR: Silindirleri V şeklinde, iki eğik düzlem üzerinde dörder dörder sıralanmış motorlar.

    VALF: Silindir başındaki gaz geçiş supaplarına verilen isim. Diğer adı supaptır. 8V ve 16V gibi işaretler otomobilin kaç supaplı (valf) olduğunu gösterir. 8V dört silindirli bir motorda 8 supap bulunduğunu yani her silindire iki supap düştüğünü (1 emme, 1 egzoz supabı) gösterir. Dört silindirli motor için kullanılan 16V (ya da 16 supap) ifadesi ise o motorda silindir başına 4 supap (2 emme, 2 egzoz) bulunduğunu gösterir. 24V ise altı silindirli bir motorda silindir başına 4 supap bulunduğunu gösterir.

    VANOS (Variable Nockenwellen Steuerung): BMW tarafından gerçekleştirilmiş değişken zamanlı supap, supap iticileri ve eksantrik kontrol sistemi. Bu sistem, emme ve egzoz manifoldlarındaki gaz akışını da kontrol ediyor.

    VARIO-DACH: Tavanın A-sütunları arkasındaki parçaları değiştirilerek, bir Cabrio, bir Coupe, bir Sedan ve hatta bir StationWagon olarak kullanım amacı ve tipi değiştirilen araç konsepti.

    VENTURİ: Karbüratör hava boğazındaki daraltılmış kısım. Havanın hızını artırarak vakum meydana getirir ve havanın içine benzin karışmasını sağlar.

    VİTES KUTUSU: Sürücüye değişik hız seçenekleri sunar. Vites kutusunda birçok dişli çark bulunur. Bunların birbirleriyle değişik şekillerde çalışmaları sonucu, beş hatta bazen altı değişik hız elde edilir. Değişik yol koşullarında değişik kuvvet ve hızlar kullanıldığından bir otomobilde farklı viteslerin olması gerekir.

    VİSKOZİTE: Sıvıların akmaya karşı gösterdikleri direnci anlatan terim. Örneğin kalın bir yağın viskozitesi ince bir yağın viskozitesinden daha fazladır.

    VOLAN: Hareketini krank milinden alan düzenek

    VTEC: Honda'nın Formula 1 teknolojisinden normal motorlara yansıttığı değişken zamanlı eksantrik mili kontrol sistemi, ki bu sistem motor hacmi başına güç oranlamasında rekora sahip.

    VVT-I (Varible Valve Timing-Intelligent): Değişken zamanlı supap kontrol sisteminin Toyota patentli şekli. Motorun performansını artırır ve gereksiz yere yakıt tüketimini engeller.

    WANKEL (ROTARY): Yaklaştığı duvarlarda patlama yaparak dev silindir bloğu içinde dönen yuvarlak kenarlı tek bir üçgen piston sisteminden oluşur.

    WANKEL MOTOR: Rotorlu bir motor çeşidi. Üç kanatlı rotoru oval bir gövdede merkezden kaçık (eksantrik) olarak döner.

    WHIPS: Arkadan gelecek kaza darbelerinde ön koltukları alttan ön yukarıya doğru kaydırarak, sürücü ve yanındakinin boynundan omuruna zedelenme ortaya çıkarmayan, salıncak hareketi içeren bir sistem.

    XENON: Yüksek basinçli ksenon gaziyla ve küçük lensler ile çok güçlü isik veren far teknolojisi










    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yusuf -- 25 Mart 2007; 17:15:06 >




  • b]Güncel[
  • Çok yararli bir konu ,teşekkürler.
  • Ufak bir yardimim olursa ne mutlu bana , bende biraz motorlarla ilgili bilgi vermek isterim merak eden arkadaşlar için

    Benzinli Motorlar
    1. Emme: Temiz hava + benzin karışımı üstte sol taraftaki emme kanalındaki sübapın açılmasıyla ve pistonun aşağıya doğru hareketinden oluşan vakum etkisiyle silindir içerisine alınıyor.
    2. Sıkıştırma: Silindir içerisine alınan hava + yakıt karışımı pistonun yukarı hareketiyle sıkıştırılarak hen sıcaklığı hem de basıncı yükseltilip çok ufak bir hacme hapsediliyor. Bu esnada her iki sübap ta tam kapalı konumda olup, yalıtım sağlanmaktadır.
    3. Yanma: Sıkıştırılan benzin + hava karışımı sübapların tam ortasında yer alan buji(kıvılcım üreten eleman) ile ateşlenerek yanma gerçekleşir. Aracın hareketini sağlayan güç bu anda üretilir.
    4. Egsoz: Yanma sonrasında piston yukarı geri gelirken, yanmış artık gazlar üst sağ tarafta yer alan egsoz sübabının açılmasıyla dışarıya atılır. Ardından pistonun aşağıya tekrar gelmesi esnasında 1. çevrim yani emme safhası tekrar başlar.

    Benzinli bir motorun çalışmasını en basit haliyle şöyle ifade edebiliriz; motorun emme kanalına dışarıdan alınan temiz hava, yine emme kanalının bitiminde bulunan enjeksiyon ucundan yakıtın püskürtülmesiyle silindir içerisine yakıt + hava karışımı olarak alınır. Silindirde yanmanın gerçekleştiği ve yanma odası olarak adlandırılan pistonun silindirin en üst kısmındaki alanında homojene yakın bir hava + yakıt karışımı sıkıştırılarak buji ile ateşlenir. Ateşlemenin etkisiyle hızla genişleyen silindir hacmi ve buna bağlı olarak pistonun aşağıya itilmesi, pistona bağlı olan krank-biyel mekanizmasını harekete geçirir
    Biyel --->piston kolu demektir.
    Krank---> Aracın hareketi için gerekli momentumu sağlayan bir mildir. Pistona bağlı biyel mekanizması, pistondan aldığı doğrusal hareketi krank mili üzerine dairesel harekete çevirerek iletir.
    V Tipi Motorlar
    V tipi olarak bilinen bu motorlar ise birbirine genellikle 90 derece ile konumlandırılmış simetrik ve aynı sayıdaki silindirlerden oluşur.Bu motorlar sıra tipli motorlardan çok daha sarsıntısız ve pürüzsüz çalışırlar. Çünkü pistonların hareketiyle oluşan merkezkaç ve atalet kuvvetleri karşılıklı olarak birbirlerini sönümler. Çekişin yani torkun güçlü ve sürekli olduğu bu tip motorlar yakıt ekonomisi yönünden sınıfta kalırlar.

    Sıra tipi Silindir
    Sıra tipi silindirleri olan bu motorlar genellikle önden çekişli ekonomi sınıfı araçlarda kullanılır. Dört silindirli olan bu motor tipinin kullanımı çok yaygındır. Fazla yer kaplamaz, buna karşılık istenilen gücü fazlasıyla karşılayabilir.

    Boxer Motor
    Silindirlerin yatay olarak konumlandırıldığı bu tip motorların kullanım alanı azdır. Sadece birkaç marjinal otomobil firması tarafından(örneğin Subaru,Alfa Romeo, Porsche) kullanılır. Bu motorların şu avantajı vardır; dikey duran silindirler içerisinde piston hareket ederken pistonun kendi ağırlığından kaynaklanan büyük bir atalet kuvveti oluşur. Pistonlar yatay olduğunda yerçekimi etkisi altında oluşan piston ağırlıkları motora değil silindir yüzeylerine biner. Bu da oluşan ataleti azalttığı gibi pistonun ağırlığı neredeyse yokmuş gibi çalışarak daha yüksek devirle ve rahat hareket ettirilmesi sağlanır.Yüksek yakit tüketimi oluşturmaktadir.

    Dizel Motor
    Benzinli motorlarla temelde birçok özelliği aynıdır. Tek farkı piston içerisinde sıkıştırılanın yakıt + hava karışımı değil sadece hava olmasıdır. Sıkıştırılan hava belirli bir basınç ve sıçaklığa ulaştığında yüksek basınçlı enjektörden yakıt püskürtülür ve sıkışan sıcak havanın içerisinde yakıtın patlaması ile piston aşağı doğru itilir. Benzin motoruyla olan temel fark budur fakat bunun avantajları ve dezavantajları vardır. Dizel motorunun en büyük avantajı, yanmanın hava içerisine enjekte edilen yakıt ile sağlanması sonucunda daha kusursuz gerçekleşmesi ve buna bağlı olarak daha verimli olmasıdır. Benzin motorlarının %20 seviyesinde olan motor verimlerinden bahsetmiştik, dizel motorlarda ise bu verim %40′ın üzerindedir. Bu sayede dizel motorla benzinli motora göre aynı miktar yakıtla daha fazla yol katedilebilir. Yanma kuvvetli gerçekleştiğinden çekiş yani tork daha fazladır ve ara hızlanmaları daha iyi gerçekleştirirler fakat fazla devir yapamadıklarından çabuk kesilirler. Fazla devir yapamamalarının sebebi, dizel motorlarının daha kuvvetli bir motor bloğuna ve yine daha dayanıklı piston ve silindirlerden oluşmasındandır. Daha dayanıklı malzeme daha ağır metal anlamına geldiğinden pistonları 4000 devirden daha hızlı çevirmeleri pek mümkün değildir. Benzinli motorları ise, 6000 devire rahatlıkla çıkabilirler. Dizel motorlarındaki yüksek basınçlı yanma olayı neticesinde daha kaliteli malzemelerden üretilen motor parçaları motorun maliyetini de arttırmaktadır. Bunun yanında bakım sıklığı ve bir arıza durumunda daha ciddi sorunların oluşması da dezavantajlarındandır. Sonuçta dizel motorlar sağladıkları iyi yanma ve güçlü çekiş ile kamyon ve otobüs gibi fazla güç değil çekiş gereken alanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.
     [SSS] Otomotiv Kısaltmaları ve Terimleri Kaynağı [*]

    Wankel Motor
    Wankel motorunun iç yapısı sanılanın aksine normal bir motordan çok daha basittir. Oval bir gövde içerisinde merkezden kaçık olarak dönen bir rotor (döner piston) (tasarımına göre 2-3-4 rotor da olabilir) ve ekzantrik milidir ( ekzantirk mili 4 zamanlı motorlarda bulunan krank milinin işini yapmaktadır ). 4 silindirli , 16 subaplı , 2 ekzantirikli modern bir motora göre karmaşık hareketli parçalardan yoksundur. Rotor bir iç v bir dış dişli yardımı ile motorun ana miline bağlıdır. Motor çalıştığı sürece emme , sıkıştırma , iş ve egzoz zamanları rotorun çevresinde oluşur. Motorun en büyük zorluğu da buradan kaynaklanır. Rotorun etrafının çok çabuk aşınmasından dolayı sıklıkla değiştirilmesi gerekmektedir. Genellikle polimerik malzemeden yapılan rotor kenarları aşınması zor bir madde tarafından henüz üretilememiştir.

    Wankel motorları dört zaman ilkesine göre çalışmaktadır. Rotorun her bir tam devrinde her haznede dört zamanlı motora göre bir iş meydana gelir. Ekzantrik mili bu sırada üç devir dönmüş olur. Çalışması şu şekildedir. Motorun kumandası muhafaza gövdesindeki kanal üzerinden sağlanır. Rotor ekzantrik milinin bir kamına yataklandırılmıştır. Muhafaza gövdesinin içinde sabitlendirilen pinyon dişli rotorun iç tarafına açılmış dişli ile kavraşmış durumdadır. Rotor sabit pinyon dişli üzerinde yuvarlanır. Yuvarlanırken ekzantrik mili üzerinde bir döndürme kuvveti oluşturur. Ekzantirik milinde oluşan bu dönme hareketi şanzumana iletilir. Su ile soğutmalı motor gövdesinin bir yanında emme ve eksoz kanalları karşı tarafında ateşleme bujileri yer alır.


    WANKEL MOTORU KULLANILAN OTOMOBİL MODELLERİ

    NSU Spider
    NSU Ro-80
    Mazda R-100
    Mazda RX-7
    Mazda RX-8




  • Bunları baştan sona okuyan araba kurdu olur çıkar.Güzel konu.
  • Yararlı konu
  • Birşey dikkatimi çektide

    DSG: BMW’de kullanılan otomatik olarak vites değiştirmeye olanak sağlayan sıralı manuel şanzuman (Bkn: Yarı otomatik şanzuman)

    demişsiniz ancak bu benim bildiğim VW nin kullandığı bir isimlendirme. yanlışım varsa düzeltirsiniz..
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.