Şimdi Ara

__ -- İNGİLİZCE ÖĞRENME PORTALI-- __ (kaliteli bedava içerik siteleri) (15. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
568
Cevap
239
Favori
220.527
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1314151617
Sayfaya Git
Git
sonraki

__ -- İNGİLİZCE ÖĞRENME PORTALI-- __ (kaliteli bedava içerik siteleri)


(En Son Oy Tarihi: 18.7.2023)
Giriş
Mesaj
  • http://www.youtube.com/user/duncaninchina

    youtube da böyle bir kanala rasgeldim. abimiz işin içine renkli kişiliğini de katarak ingilizce öğretiyor. her seviyeden öğrenciye yararlı geleceğini düşünüyorum. ayrıca ingilizce alt yazı var. bana oldukça yararlı geldi. arama kutusuna sırayla ders numaralarını yazıp seviye seviye devam edebilirsiniz.

    birde netten ingilizce öğrenmek isteyenler için olmazsa olmaz bir sözlük programı önermek istiyorum. ismi "babylon". oldukça ünlüdür ve gördüğüm en pratik ve zamandan en fazla kazandıran sözlüktür. kelime üzerine mouse la tek tık yaptığınızda anında anlamı karşınıza gelmekte.
    http://www.babylon.com/index.html buradan deneme sürümünü indirebilirsiniz.




  • arkadaşlar kpds için kurs mu yoksa özel ders mi ne dersiniz?
  • açıkçası hem dershanede çalışan hem de özel ders veren bir ingilizce öğretmeni olarak sana tavsiyem uygun ücrete sana eğitim verebileek bir özel öğretmeni tercih etmen.Hem sana daha az zaman kaybına sebep olur. Çünkü genelde kurslar öğrenci bulamaz buldukları zamanda azlığından dolayı uygun seviyelerde bunları ayrıştıramaz.Senden çok daha iyilerin yada çok daha kötülerin olduğu bir sınıfta olmak canını sıkabilir...

    ama işin şu boyutu da var özel ders alanlar genelde ders dışı bu konuya ekstra süreler harcamalıdır. Eğer ki ders dışında ben öyle aklıma gelir ders çalışırım planlı programlı olurum diyemiyorsan kursu tercih et en azından seni düzene sokar..

    Özel ders pahalı gelirse 2 3 kişi bir araya gelip özel ders almayı da tercih edebilirsiniz.
  • konu çok yararlı up
  • önerebileceğiniz dil kursu varmı arkadaşlar???(ist avrupa)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ahmet_faruk_yücel


    quote:

    Orijinalden alıntı: ahmet_faruk_yücel


    quote:

    Orijinalden alıntı: dh_experience

    Ülkemizde kişisel gayretleriyle bu işi yapan kişi ve kurumlar haricinde bu konuda tam bir fiyasko yaşıyoruz. Bir yandan sistem içinde eli kolu bağlı ingilizce öğretmenleri (sistemin çarkları onlarıda geriye götürüyor), diğer bir yandan var olan siteme karşı alternatif sunan eğitimciler (bunlarda ingilizce öğretemeyen sistemde yani okulda veya üniversitede öğrenciyi başarılı kılmak adına gramerde saplanıyorlar)

    Peki bu kadar profesör, dil bilimci sizce aptal mı? hayır kesinlikle değiller. değiller ama "kolaya kaçıyorlar" dersek yalan söylemiş olmayız. İngilizce bilgisini ölçme yöntemi olarak en basit, en ucuz, en ekonomik yöntem gramer üzerinden soru üretmektir (bana göre değil, onlara göre öyle) . Bu tamamen kolaycılıktır ve kesinlikle dil becerisini ölçmez. okullarda da öğretmenler bu kolaycılığı seçiyorlar. Sonra "ingilizce" öğrenmekle "matematik" öğrenmek aynı yöntemlerle yapılıyor. Artık bu noktadan sonra amaç ingilizce öğrenmenin dışında öğrenci için o' dilin matematiğini öğrenmek oluyor ve bu iş matematik problemi yazar gibi gramer problemi yazan öğretmene kadar gidiyor. Bu sistemde en fazla başarılı olan çok iyi bir "kitap tercumanı " olur. olup olacağı sadece bu kadar. Formal yapı onu o kadar esir alır ki; artık öğrendiği "ingilizce"den başka birşeydir. O dilin matematiğini öğrenmiştir sadece ve dilin kendisi kesinlikle bu değildir. (ingilizce öğretmenleri eğitilirken dilin matemetiği derinlemesine verilmelidir. Bu ayrı bir konu fakat öğretmenler bile eğitilirken diğer dil becerilerinden yoksun kalıyorlar. işte öğrenenin neyi nasıl öğreteceğini bilmemesi noktasında sorun başlıyor. unutmamak gerekir ki "dil" öğrenimi sürecinde bir futbolcu; kondisyonunu devamlı nasıl zirvede tutması gerekiyorsa bir eğitmeninde bu kondisyonu zirvede tutmak adına kendi eğitimini sonlandırmaması gerekir. İngilizce öğretmeni yetiştirmedeki sorunlar daha derin fakat son olarak yapılması gereken bir eğitimci; görevinin sadece öğrenciye "rehberlik etmek" olduğunu bilmesi gerekir. daha ötesi değil.)

    Dediğim gibi herkez bunu çok iyi biliyor fakat ülkemizde yabancı dil eğitim politikası oluşturulurken kolaycılığa kaçılıyor. Peki bu kolaya kaçmanın bedeli ne biliyor musunuz:

    ben söyleyeyim; milyarlarca lira hiç olmuş bir yatırım.

    O zaman kolaycılığın ekonomik olduğunu düşünenler "verimli eğitim" kavramını es geçiyorlar. "Kolaycılık adına yapılan gramer tabanlı ölçüm sistemi tam ir verimsizlik örneğidir. Bu düşüncede olanlar için ingilizce öğretip - öğretmemek sorun değil, maalesef böyle.. Grameri iyi olanın ingilizceside iyidir mantığının bizi getirdiği nokta bu işte. Ülkemizde komik olan bir noktada ne biliyor musunuz? Maalesef bir çok kursun bile öğrenci alırken yaptığı seviye tesbit sınavlarının grameri sorguluyor oluşu :)



    ingilizce öğretimi için (türkiye için) bir öğrenim ve öğretim politikası geliştirilmeli (ingilizce öğreten ve bunu kullandıran bir sistem) ve bunun dışına çıkan özel kurs, birebir eğitim ve devlet okulları bir amaç için aynı yöntemleri kullanmalı. Ölçme sistemi kolaya kaçılarak sadece gramer ağırlıklı bir ölçme sistemi olmamalı.

    her aklına esen benim sistemim en iyisi diyor ama sonuçta gramerle ingilizce bilgisinin ölçüldüğü sınavlara hazırlıyor öğrencilerini. ( türk dilinin tüm gramer özelliklerini birebir bilmek gerekmez türkçe öğrenebilmek için mesela)

    sonuçta gramere saplanan eğitimci ve öğrenci haliyle bataklıkta batıyor. kafasında ingilizceyi o kadar büyütüyor ki; sonunda yaptığı çoğumuz gibi pes etmek oluyor.

    ben türkçeyle karşılaştırarak yapılan öğretim sistemine karşıyım. bu arabadan yola çıkarak uçakla nasıl uçulur onu öğretmeye benziyor. ingilizce ve türkçe nin tek benzer noktaları ikisinde dil olması. karşılaştırmalı öğretim ancak sınavlara hazırlanan öğrencilere faydalı olur.

    Düşünün ingilizce konuşmak isteyen birisi:

    Duyduğu ingilizce cümleyi önce zihninden türkçeye çevirip sonra türkçe düşündüğü bir cümleyi tekrar ingilizceye çevirip karşıya iletmesi.

    işlemler:

    1) karşıdaki ingilizce soru sordu.
    2) biz zihnimizden bunu önce türkçeye çevirdik
    3) türkçeye çevirdiğimiz cümleyi anladık
    4) anladığımız bu soruya türkçe bir cevap hazırladık.
    5) türkçe hazırladığımız bu cevabı tekrar zihnimizden ingilizceye çevirip karşı tarafa ilettik

    sonra yine;

    1 ,2,3,4 ve 5. adım....



    Böyle bir mantıkla ingilizce konuşmak isteyen birisi hem beynini fazlaca yormuş hemde çoğunlukla tek kelime edemeden öylece donakalmış olur. Bu imkansızı başarmak gibi birşey. Konuşmanın reflex haline gelmesinin tek çaresi türkçeyi devreden çıkarmaktan geçiyor ( bu işlemin beginner seviyesinden sonra yapılmasını savunanlarda olduğu gibi başlangıçta böyle başlanılmalı diyenlerde var)


    sonuçta belirli bir metoda sığdırmanın güçlüğü içinde yapılması gereken "esnek öğretme sisteminin" benimsenmesi. kurallarla çevrili bir sistemin en büyük eksisi yine kendi koyduğu kurallar oluyor. (sistemin kendisini tıkayan yine sistemin koyduğu kurallar oluyor) sınav mı? konuşma mı? okuma- yazma mı? (bilimsel makale vs) bunlar nasıl farklı ihtiyaçlarsa kişinin ihtiyacı neye uygunsa ona ağırlık verilecek bir öğretme sistemi ( öğrenci merkezli) en başarılı öğretme sistemi olur. ben bu görüşteyim.


    İngilizce bilgisini nasıl mı ölçeceğiz peki: merak etmeyin siz ingilizceyi, ingilizce öğretir gibi öğretirseniz bunun karşılığı ölçümü gerektirmez. İlla ölçmek mi istiyorsunuz:


    -- Ölçme tekniği ingilizce yeterliliğini ölçmeli gramer bilgisini değil.
    -- "Durum" ve "durum analizi" yaptırılmalı yani öğrencinin ingilizce ile verdiği tepkiler ölçülmeli.
    -- telaffuz ölçümü yapılmalı. Doğru olmayan telaffuz dil öğrenimindeki en büyük engellerden biridir.
    -- Sınavlarda sözlük kullanımı serbest bırakılmalı. böylece öğrenci sınav olurken bile bir öğrenim gerçekleşir. sınavların sayısı quizler şeklinde uzun tutulursa bu etki artırılmış olur.
    -- dil öğrenimi severek yapılır. Zorla ingilizce öğretilmez. En önemlisi bu dili sevdirmelidir. Hiçbir zaman not korkusuyla dil öğretilmez. Bu öğretmenin doğasına aykırı.




    Bu güzel analizi bir kez daha alayım dedim.


    tekrar up.

    Bu yazıyı herkes okumalı.



    Türkler olarak bizler acaba yanlış yöntem uygulandığı için mi? yoksa toplum olarak kabiliyetimiz olmadığı için mi dil öğrenemiyoruz?

    Dünya üzerindeki ülkelere baktığımızda nüfusuna göre yabancı dil bilme oranı en düşük ülkeyiz. Bu nedenle izole bir toplumuz. Dünyadan kopuk yaşıyoruz.

    Nedir sizce gerçekten bunun sebebi.?

    Tartışalım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi m.t.y. -- 28 Mayıs 2010; 0:58:05 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ahmet_faruk_yücel


    quote:

    Orijinalden alıntı: ahmet_faruk_yücel


    quote:

    Orijinalden alıntı: dh_experience

    Ülkemizde kişisel gayretleriyle bu işi yapan kişi ve kurumlar haricinde bu konuda tam bir fiyasko yaşıyoruz. Bir yandan sistem içinde eli kolu bağlı ingilizce öğretmenleri (sistemin çarkları onlarıda geriye götürüyor), diğer bir yandan var olan siteme karşı alternatif sunan eğitimciler (bunlarda ingilizce öğretemeyen sistemde yani okulda veya üniversitede öğrenciyi başarılı kılmak adına gramerde saplanıyorlar)

    Peki bu kadar profesör, dil bilimci sizce aptal mı? hayır kesinlikle değiller. değiller ama "kolaya kaçıyorlar" dersek yalan söylemiş olmayız. İngilizce bilgisini ölçme yöntemi olarak en basit, en ucuz, en ekonomik yöntem gramer üzerinden soru üretmektir (bana göre değil, onlara göre öyle) . Bu tamamen kolaycılıktır ve kesinlikle dil becerisini ölçmez. okullarda da öğretmenler bu kolaycılığı seçiyorlar. Sonra "ingilizce" öğrenmekle "matematik" öğrenmek aynı yöntemlerle yapılıyor. Artık bu noktadan sonra amaç ingilizce öğrenmenin dışında öğrenci için o' dilin matematiğini öğrenmek oluyor ve bu iş matematik problemi yazar gibi gramer problemi yazan öğretmene kadar gidiyor. Bu sistemde en fazla başarılı olan çok iyi bir "kitap tercumanı " olur. olup olacağı sadece bu kadar. Formal yapı onu o kadar esir alır ki; artık öğrendiği "ingilizce"den başka birşeydir. O dilin matematiğini öğrenmiştir sadece ve dilin kendisi kesinlikle bu değildir. (ingilizce öğretmenleri eğitilirken dilin matemetiği derinlemesine verilmelidir. Bu ayrı bir konu fakat öğretmenler bile eğitilirken diğer dil becerilerinden yoksun kalıyorlar. işte öğrenenin neyi nasıl öğreteceğini bilmemesi noktasında sorun başlıyor. unutmamak gerekir ki "dil" öğrenimi sürecinde bir futbolcu; kondisyonunu devamlı nasıl zirvede tutması gerekiyorsa bir eğitmeninde bu kondisyonu zirvede tutmak adına kendi eğitimini sonlandırmaması gerekir. İngilizce öğretmeni yetiştirmedeki sorunlar daha derin fakat son olarak yapılması gereken bir eğitimci; görevinin sadece öğrenciye "rehberlik etmek" olduğunu bilmesi gerekir. daha ötesi değil.)

    Dediğim gibi herkez bunu çok iyi biliyor fakat ülkemizde yabancı dil eğitim politikası oluşturulurken kolaycılığa kaçılıyor. Peki bu kolaya kaçmanın bedeli ne biliyor musunuz:

    ben söyleyeyim; milyarlarca lira hiç olmuş bir yatırım.

    O zaman kolaycılığın ekonomik olduğunu düşünenler "verimli eğitim" kavramını es geçiyorlar. "Kolaycılık adına yapılan gramer tabanlı ölçüm sistemi tam ir verimsizlik örneğidir. Bu düşüncede olanlar için ingilizce öğretip - öğretmemek sorun değil, maalesef böyle.. Grameri iyi olanın ingilizceside iyidir mantığının bizi getirdiği nokta bu işte. Ülkemizde komik olan bir noktada ne biliyor musunuz? Maalesef bir çok kursun bile öğrenci alırken yaptığı seviye tesbit sınavlarının grameri sorguluyor oluşu :)



    ingilizce öğretimi için (türkiye için) bir öğrenim ve öğretim politikası geliştirilmeli (ingilizce öğreten ve bunu kullandıran bir sistem) ve bunun dışına çıkan özel kurs, birebir eğitim ve devlet okulları bir amaç için aynı yöntemleri kullanmalı. Ölçme sistemi kolaya kaçılarak sadece gramer ağırlıklı bir ölçme sistemi olmamalı.

    her aklına esen benim sistemim en iyisi diyor ama sonuçta gramerle ingilizce bilgisinin ölçüldüğü sınavlara hazırlıyor öğrencilerini. ( türk dilinin tüm gramer özelliklerini birebir bilmek gerekmez türkçe öğrenebilmek için mesela)

    sonuçta gramere saplanan eğitimci ve öğrenci haliyle bataklıkta batıyor. kafasında ingilizceyi o kadar büyütüyor ki; sonunda yaptığı çoğumuz gibi pes etmek oluyor.

    ben türkçeyle karşılaştırarak yapılan öğretim sistemine karşıyım. bu arabadan yola çıkarak uçakla nasıl uçulur onu öğretmeye benziyor. ingilizce ve türkçe nin tek benzer noktaları ikisinde dil olması. karşılaştırmalı öğretim ancak sınavlara hazırlanan öğrencilere faydalı olur.

    Düşünün ingilizce konuşmak isteyen birisi:

    Duyduğu ingilizce cümleyi önce zihninden türkçeye çevirip sonra türkçe düşündüğü bir cümleyi tekrar ingilizceye çevirip karşıya iletmesi.

    işlemler:

    1) karşıdaki ingilizce soru sordu.
    2) biz zihnimizden bunu önce türkçeye çevirdik
    3) türkçeye çevirdiğimiz cümleyi anladık
    4) anladığımız bu soruya türkçe bir cevap hazırladık.
    5) türkçe hazırladığımız bu cevabı tekrar zihnimizden ingilizceye çevirip karşı tarafa ilettik

    sonra yine;

    1 ,2,3,4 ve 5. adım....



    Böyle bir mantıkla ingilizce konuşmak isteyen birisi hem beynini fazlaca yormuş hemde çoğunlukla tek kelime edemeden öylece donakalmış olur. Bu imkansızı başarmak gibi birşey. Konuşmanın reflex haline gelmesinin tek çaresi türkçeyi devreden çıkarmaktan geçiyor ( bu işlemin beginner seviyesinden sonra yapılmasını savunanlarda olduğu gibi başlangıçta böyle başlanılmalı diyenlerde var)


    sonuçta belirli bir metoda sığdırmanın güçlüğü içinde yapılması gereken "esnek öğretme sisteminin" benimsenmesi. kurallarla çevrili bir sistemin en büyük eksisi yine kendi koyduğu kurallar oluyor. (sistemin kendisini tıkayan yine sistemin koyduğu kurallar oluyor) sınav mı? konuşma mı? okuma- yazma mı? (bilimsel makale vs) bunlar nasıl farklı ihtiyaçlarsa kişinin ihtiyacı neye uygunsa ona ağırlık verilecek bir öğretme sistemi ( öğrenci merkezli) en başarılı öğretme sistemi olur. ben bu görüşteyim.


    İngilizce bilgisini nasıl mı ölçeceğiz peki: merak etmeyin siz ingilizceyi, ingilizce öğretir gibi öğretirseniz bunun karşılığı ölçümü gerektirmez. İlla ölçmek mi istiyorsunuz:


    -- Ölçme tekniği ingilizce yeterliliğini ölçmeli gramer bilgisini değil.
    -- "Durum" ve "durum analizi" yaptırılmalı yani öğrencinin ingilizce ile verdiği tepkiler ölçülmeli.
    -- telaffuz ölçümü yapılmalı. Doğru olmayan telaffuz dil öğrenimindeki en büyük engellerden biridir.
    -- Sınavlarda sözlük kullanımı serbest bırakılmalı. böylece öğrenci sınav olurken bile bir öğrenim gerçekleşir. sınavların sayısı quizler şeklinde uzun tutulursa bu etki artırılmış olur.
    -- dil öğrenimi severek yapılır. Zorla ingilizce öğretilmez. En önemlisi bu dili sevdirmelidir. Hiçbir zaman not korkusuyla dil öğretilmez. Bu öğretmenin doğasına aykırı.




    Bu güzel analizi bir kez daha alayım dedim.


    tekrar up.

    Bu yazıyı herkes okumalı.




  • uplayın arkadaşlar konu önemli.
  • Konu Gerçekten Çok Önemli...

    Ben Sadece Birşey Sormak İstiyorum Ayrı Yetten...Ben İngilizce'yi Öğrenmek İçin Tam Olarak Nası Başlamalıyım Tam Bilmiyorum. Şuan İçin Alfabe'yi Öğrendim Gibi.Ama Şimdi Tam Olarak Neyle Devam Etmem Gerektiğini Bilemiyorum Yani Kelime Telafuzumu veya Diğerlerimi Daha Doğru Olur Bilemiyorum Başlangıç İçin Bi Önerisi Olan Olursa Çok Sevinirim
  • Önce grammer sonra kelimeler ama devamlı pratik yapmak çok önemli. Türkçemeizdeki gibi resmi ve günlük dil ayrımı var tabiki :)

    Pratik yapmak için sultanahmet son günlerde kadıköyde inglizce prtaik için gayet uygun :D Turistler sanki halktan biri gibi geziyor. Günümüz yaz aylarında özellikle akşam saatlerinde kadıköydeler.
  • birebir almak kadar iyisi yok ya. Eğer istanbulda arıyorsanız birebir için şu site var.http://www.ingilizce-ozel-ders.com/ boğaziçi mezunuymuş. güzel bi siteye benzio
  • kendi kendime öğrendim,ve buralı olmayan arkadaşlarımla rahatça konuşabiliyorum

    (bana uygun şık yok)

    anlamıyorum 5 yaşından beri eğitim gören arkadaşım nasıl benden daha kötü bir aksana ve ingilizceye sahip?


    Sahiden de yetenek olabilir dil.
  • diğer konudaki bağlantıdan gördüm burayı. mesajım bulunsun. güzel konu için teşekkürler
  • cok saolasın tam aradıgım konu
  • Güzel konu olmuş, emeği geçenlere teşekkürler
  • up
  • quote:

    Orijinalden alıntı: stigmata_



    Güzel konu olmuş, emeği geçenlere teşekkürler


    Up
  • quote:

    Orijinalden alıntı: _hasta_


    quote:

    Orijinalden alıntı: stigmata_



    Güzel konu olmuş, emeği geçenlere teşekkürler


    Up


    bencede
  • http://forum.donanimhaber.com/forumid_669/p_/tmode_1/smode_1/tt.htm

    Yabancı diller forumu açılmış durumda arkadaşlar, bilginize.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Historia Calamitatum

    http://forum.donanimhaber.com/forumid_669/p_/tmode_1/smode_1/tt.htm

    Yabancı diller forumu açılmış durumda arkadaşlar, bilginize.



    evet,

    bu konuda taşındı buraya.

    yeni bir güncelleme gerekli artık.

    Bizi izlemeye devam edin.


    Site önerilerine açığım arkadaşlar.

    Beraberce geliştirelim bu konuyu.
  • 
Sayfa: önceki 1314151617
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.