Şimdi Ara

Donanım Satıcılarının Yasal Sorumluluklarına Dair...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
4
Cevap
0
Favori
276
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhabalar, bir farkındalık çalışması adına uğradım ve hem bilgileneceğinizi hem de yardımlarınızla daha çok insanın yardıma ulaşmasını sağlayacağınızı düşündüğüm bir konu var.


    Bu konu ile ilgili Ekşi Sözlük'te de bir başlığım mevcut.

    https://eksisozluk.com/entry/147331914  adresinden meselenin tamamına ulaşabilirsiniz fakat forum üyelerine saygının bir gereği olarak konuyu kısaca da olsa açıklamak istiyorum;

    "6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun" ve "Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği" adında iki adet güçlü regülasyon var internet üzerinden yaptığımız donanım alışverişlerinde hakkımızı korumak için.

    Hepimizin ürün arızası ya da iade isteği gibi durumlarda başını ağrıtan bir satıcı olmuştur mutlaka. Satıcıların bunu neden ve nasıl yaptığına dair konuşacağım aslında; daha fazla ayrıntı isterseniz Ekşi Sözlük'teki içerikten bilgi alabilir, daha fazla bilgi ve materyal arzu ederseniz bana ulaşabilirsiniz. Bu materyaller yalnızca yasal mevzuat değil yakın zamanda Sinerji Bilgisayar ile yaşadığım sorunda kendilerinin takındığı uzun soluklu tavır neticesinde elde ettiğim yığınla yasaya aykırı ifadenin ve niyetin kayıt altına alınmış hâlleridir.


    İlk soru: Yeni aldığımız ve ilk denememizde arıza ile karşılaştığımız ya da memnun kalmadığımız ürünler üzerindeki inisiyatifimizin sınırları nereye kadar uzanır?

    Neredeyse sınırsızdır, 23 Ağustos 2022'de yayınlanan değişiklikle ilân edilmiş birkaç ürün grubu hariç bütün ürünlerde çok geniş bir manevra alanımız var, bilgisayar temel bileşenleri bahsi geçen ürün gruplarına dahil değil zaten. Sinerji Bilgisayar ile yaşadığım sorunu belgeleriyle uzun uzun anlattığım bir başka Ekşi Sözlük başlığında (https://eksisozluk.com/29-aralik-2022-sinerji-bilgisayar-rezaleti--7517162) ekran kartına "sarf malzemesi" demeye çalışan tipler çıktı, sakın ha firmaların bu iddiasına pabuç bırakmayın. Sarf malzemesinin tanımı bellidir. Neyse, yasa diyor ki; mesafeli sözleşme ile satın aldığın ürünü 14 gün içerisinde hiçbir gerekçe göstermeden iade edebilir ve satıştan cayabilirsin. Ürün arızalıysa bu arızayı gerekçe göstermenize lüzum bile yok. Üründeki herhangi bir ayıptan bahsetmek için tek nedeniniz, o hasarı ürüne sizin vermediğinize ve kutudan o şekilde çıktığına dair bilgi vermek olabilir.


    Pekiyi satıcılar ne yapıyor?

    Kutusundan çıkarılmış, jelatini sökülmüş, montajı yapılmış, vidayla bir yerlere tutturulmuş ve sarf malzemelerinin paketlendiği ambalajı yırtılarak açılmış ürünü iade almıyor satıcılar.

    Gerekçe olarak da "biz bu ürünü tekrar satamayız, siz olsanız bu şekilde iade edilmiş bir ürünü size sıfır gibi satmamızı kabul eder misiniz?" gibi bana kalırsa aşağılıkça bir ifadeye sığınıyorlar.

    Neden aşağılıkça diyebiliyorum rahatlıkla, hakaret soruşturmasından korkmadan? Bu ortaya sürülen argümanın zaten yasal mevzuatta yeri yok, iade edilen ürün zaten yasa gereği artık sıfır olarak yeniden ambalajlanıp satılamaz. Bu satıcının etik insafına bırakılmış bir durum değildir; satıcı ürünü iade alır, parayı öder, ürünü artık refurbished olarak satar ve fiyat farkını kendi zarar hanesine yazmakla yükümlüdür. Tüccar bu tür ticari riskleri aldığı için maaşlıdan daha fazla kazanır zaten.


    Neyse, yasa bu durumlar için ne diyor pekiyi?

    6502 - 48/4'te ürünün mutat kullanımı nedeniyle meydana gelen değişikliklerden ve bozulmalardan tüketicinin sorumlu tutulamayacağı cümlesi olanca açıklığıyla yer alıyor.


    Bu durum mesafeli satış sözleşmeleri için geçerlidir tabii, elden aldığınız bir ürünü kontrol etmek, teste tabi tutmak, satıcıdan ürüne dair sunum talep etmek en doğal hakkınız olduğunuz için ürünü direkt aldığınızda bu haklarınızdan feragat etmiş sayılıyorsunuz. Mesafeli satışlarda böyle bir imkân söz konusu olmadığı için bu haklarınızı ürünü aldığınız tarihten itibaren 14 gün içerisinde doya doya kullanma imkânını devlet ellerinize tutuşturuyor.


    Yeni soru: Satıcı yasayı ve mevcut durumdaki haksızlığını bal gibi bildiği hâlde neden ısrarla müşterinin talebini reddediyor?

    Yanıt: Haksızlığının yasal yollardan tespiti hâlinde uğrayacağı hiçbir ekstra yaptırım yok. İadeyi bugün kabul ederse anakartın 4 bin liralık ücretini ya da ekran kartının 21 bin liralık ücretini ödeyecek, aylar sonra çıkacak bir Tüketici Hakem Heyeti kararı ile kabul ederse yine aynı parayı ödeyecek. Süre 3 ay sürerse tüketici parasını ödediği bir üründen 3 ay hizmet alamamış olacak ve bu durumun satıcı açısından hiçbir yaptırımı yok. Satıcı da bu durumu bildiği için işi yokuşa sürüp tüketicinin yasal süreci işletirkenki nefesinin tükenmesini, "lânet olsun, uğraşmıyorum artık!" demesini bekliyor ellerini ovuşturarak. 10 uyuşmazlığın 2 tanesinde tüketicinin nefesi tükense ve şirket iadeden tamam yırtsa, kalanların 2 tanesinde müşteriye aklınca güzellik yapıp değişim önerse ve yazacağı refurbished zararına karşı satamadığı bir ürün grubundan bir şeyleri müşteriye itelese, kalan 6 tanede de 4 ay boyunca değer kaybetmiş para birimi üzerinden ödeme yapsa onun için fazla fazla kâr zaten.


    Öyle de pişkinler ki; Sinerji Bilgisayar beni arayıp "biz süreçte sorumluluk sahibi diiliz ama yine de bir seferlik bir uygulama yapıyoruz memnuniyetiniz için, ürününüzün iadesini kabul edeceğiz ama bize mail yoluyla Hakem Heyeti ve Asliye Ceza Mahkemesi başvurularınızı geri çektiğinize dair belgeleri ulaştırmanız gerekiyor" dedi geçenlerde. Ben gerekçe sorduğumda Hakem Heyeti kararı çıkmadan cayma prosedürünün zaten başlatılamayacağı gibi yalanlar sıraladılar ki ben süreç boyunca iki avukat arkadaşımla sürekli temas hâlinde olduğum için işledikleri 20'ye yakın suçun arasına bir yenisini daha eklediklerini bilerek karşı çıktım yalnızca. Başvurumu geri çekmediğim için kendilerine destek arayüzünden ulaşırken üründe sorunla karşılaştığıma dair yazdığım cümleleri editleyip sonuna değişim ya da onarım talep ettiğim bir cümleyi benim ağzımdan ekleyerek sahte bir evrak yaratmak suretiyle ürünümü garanti servisine teslim ettiler zorla. Çok rahatlar bu süreç boyunca, öyle rahatlar ki... Mail ile bile iletebiliyorlar başvurumu geri çekmem talebini, yazılı olarak kayıt altında olacağını bile bile. Onun ekran görüntüsünü koyayım şuraya da... Sonra atıp tutamasın kimse.





    Donanım Satıcılarının Yasal Sorumluluklarına Dair...



    Pekiyi bugün ne oldu? Kendilerine yaptığım arıza bildirimi üzerinden 12 gün geçti ve garanti süresi içindeki onarım süreçleri arıza bildirimi ile başlar. Yine aynı yasal mevzuat, onarım süresi 10 iş gününü geçen ürünler için müşteriye bir muadil ürün tahsis edilmelidir onarım sonuçlanana kadar diye satıcıye bir yeni sorumluluk yükler. Ben bu sorumluluklarını 3 gün önce yazılı yoldan hatırlattım ki yine aynı yasada tüketicinin talep etmemesi durumunda satıcıya verilen sorumluluktan kaçınma hakkına sığınamasınlar. 3 gündür yanıt yok diye telefonla ulaştım kendilerine, umurlarında bile olmadı. "Yardımcı olamayacaklarını" söylemekle yetindiler 3-4 defa kendilerine kanun metnini okumama rağmen. Hatta teknik servis yetkilisi onarımların genelde 25 gün kadar sürdüğünü söyledi, kendisine azami onarım süresinin yasada 20 gün olduğunu hatırlatıp süreyi tekrarlamasını rica ettiğimde hiç çekinmeden "25 gün, evet" diye kestirip attı. fazlasıyla rahattı!



    Bakın bunu yalnızca gizli gizli, müşteriyle bire bir kaldıkları alanlarda yapmıyorlar; paylaştığım ilk Ekşi Sözlük linkine tıklayıp bir göz gezdirirseniz piyasadaki bütün büyük donanım mağazalarının web sitelerinde kendi kafalarına göre yazdıkları iptal/iade koşullarına ve mesafeli satış mevzuatına ulaşabilirsiniz. 14 günlük süreyi 7 güne kafasına göre indiren mi dersiniz, cayma hakkının kullanılamayacağı durumlara "gerekçenin X Bilgisayar tarafından uygun bulunmaması" gibi bir madde ekleyen mi dersiniz, 23 Ağustos değişikliğinde eklenen cayma hakkı istisnalı ürün gruplarına depolama birimlerini ve işlemcileri kafasına göre ekleyen mi dersiniz...


    - - - - - - - -


    Pekiyi biz ne yapmalıyız?


    Elimde Sinerji Bilgisayar ile yaptığım bütün yazışmaların dökümleri var, en geç bir ay sonra Hakem Heyeti eliyle yazılacak haklılık kararım cebimde olacak, işledikleri suçların devlet tarafından tanınır ortamda kayıt altına alınması için Hakem Heyeti sonucu için elzem olmasalar dahi çoğunu Hakem Heyeti başvuru dosyasına elden bile eklettim.

    Birkaç gündür herkes tarafından görünür bir hâlde, Ekşi Sözlük başlığımda bütün meşhur donanım satıcılarının web sitelerine koydukları o koşulların ekran görüntüleri mevcut.

    Satıcılar ile bu problemi yaşayan çok sayıda forum sakini olduğuna inanıyorum, onların da ellerinde nedensiz cayma hakkını kullandırtmama sürecine dair yazılı materyal vardır muhakkak.

    Bunları toplayıp önce CİMER aracılığıyla Ticaret Bakanlığı'na şikâyette bulunmak, durumun yaptırımsızlık ve denetimsizlik nedeniyle sistematik bir yıldırma politikası hâlinde bütün satıcılar tarafından benimsenen bir uygulamaya dönüştüğünü anlatmak mühim tabii. Sonrasında örnek bir olay ve firma seçerek o firmayı nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla dava etmek ki bunun için aynı satış sezonu içinde 5-10 müşteriye aynı zorluğu çıkarmış olduklarına dair materyal edinmemiz gerekecek, oradan alınacak bir emsal karar ile bundan sonra yapılacak her mesafeli satış sözleşmesinde satıcının kötü niyet girişimlerinin önünü tek bir gerekçeli karar kâğıdıyla kesmek işin nihai ve "emeğin yemeği" kısmı olacak.


    Bu hareket için desteklerinizi bekliyorum, hepinize keyifli akşamlar dilerim.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emre sönmez -- 9 Ocak 2023; 19:48:32 >







  • Sorunun temeli, devletin bu konuya gerekli özveriyi göstermemesinden kaynaklı aslında. İki tarafında haklarına zarar vermeyen, dengeli bir bir şekilde düzenlense bu olaylar aslında olmayacak. Bir firma, THH'den haksız bulunması sonucu yeterli cezayı almıyorsa buna devam eder zaten. Karar sonucunda haksızsa, tüketicinin parasının iki katını vermeye mecbur bırakılmaları lazım. Ek olarak yasaya uymadıkları için ayrı bir ceza daha yemeleri lazım. Diğer türlü, zaten kimse uğraşmaz, istediğimizi alırız anlayışına sahip oluyorlar. İşinde birde diğer yüzü var, misal 21klık bir iade var diyelim. Bir şekilde thh kaldı 6 ay sonra karar çıktı diyelim. Satıcı bu parayı 6 aylığına bedavadan değerlendirmiş oluyor.Bunun gibi 10 kişiyle thhlik olsa 210 bintllik bir sermaye demek bu. thh sonucu haksız bulunan satıcı ne kadar ceza yiyor bilmiyorum ama sırf son örnek için bile thh gitmesini isteyenler olabilir. :)

  • Hiçbir şekilde ceza yemiyorlar, uyuşmazlık tutarını aynı hâliyle ödüyorlar. Bununla ilgili bir hareket başlatmak için açtım zaten başlığı. Sistematik şekilde yapıyor bunu artık firmalar, bunu müşteriyle yazışırken yanlış yasal bilgilendirmeler yaparak, web sitelerine yasaya aykırı mesafeli sözleşme koşulları ekleyerek bayağı nitelikli dolandırıcılık yapmış oluyorlar aslında.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.