Şimdi Ara

BU RICA CANAK KURTLARINA ELMA DEIL....

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
293
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • YENI TASINDIGIM SITEDE ORTAK CANAK VAR. DOLAYISI İLE RECEIVER ALACAZ.BANA PROG GUNCELLIGI COK OLAN, PROBLEMSIZ BI CANAK ONERIRMISINIZ ARKADASLAR. BEN BURDA SORDUM SUNNY 8020 DCI AL 195 YTL DIYOLAR.. NOT FORUMDA BU KONU ILE ILGILI COOOOOK ACILMIS HEPSINI OKUDUM KAFAM KARISTI DA COK . "BENDE BU VAR MEMNUNUM. BENIM KI BU BENDE MEMNUNUM" GİBİ OLMAZSA IYI OLUR.



  • arkadaşım herşeyden önce alacağın receıverin bazı
    özelliklerinin bulunması ve sizin bazı isteklerinizi
    karşılıyor olması gerekir.(Ne gibi yani şifreli yayın
    izlemek istersen CI-CIM özelliği olan ve çakılı modül
    bulunan bir receıver tercih et.yok izlemem derseniz
    fta modeli al.

    ama bunun haricinde kısaca,

    1-görüntü kalitesi ve menü dizaynı iyi
    2-kanal geçişleri hızlı
    3-sürekli güncel versiyon ve yazılım veriliyor olması
    4-servis desteği olun bir receıver olmasına dikkat et.

    şu an bir kaç marka olarak, sunny, next&nextstar,
    Goldmaster,kaon favori uydu alıcılarıdır. içlerinden
    senin isteklerine uygun olanı seçmelisin.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tonyu_kuk -- 28 Eylül 2005, 19:55:34 >




  • BI KERE KARTLI OLMALI DIGITURK ALABILIRIM+ COK HIZLI KANAL GECISI OLMALI + BILG.+ADSL+RS232 VAR (HER NEKADAR CANAK OLMASADA) HER TUR KANALI KIRABILMEYI BASARDIM DEMEK ICIN GUNCEL PROGRAMI BULABILECEGIM BISEY. BIDE D DC DCI BUNLAR NEDIR HOCAM..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: 34 FB 93 21

    BI KERE KARTLI OLMALI DIGITURK ALABILIRIM+ COK HIZLI KANAL GECISI OLMALI + BILG.+ADSL+RS232 VAR (HER NEKADAR CANAK OLMASADA) HER TUR KANALI KIRABILMEYI BASARDIM DEMEK ICIN GUNCEL PROGRAMI BULABILECEGIM BISEY. BIDE D DC DCI BUNLAR NEDIR HOCAM..


    tamam işte sana bir kaç receıver ismi verdim bunlardan birini seç
    ayrıca şu sorun için de "BIDE D DC DCI BUNLAR NEDIR"

    şurayı da bir oku
    http://forum.donanimhaber.com/m_3061422/tm.htm

    Uydu Sistemleri Terimleri (Sözlük)

    --------------------------------------------------------------------------------

    Actuator: Hareketli bir anteni döndürmeye yarayan
    motor ve aksamından oluşan parça.

    ADC - Analog to Digital Conversion: Analog sinyalleri
    sayısal gösterimine dönüştürme işlemi.

    AFC- Automatic Frequency Control: Alıcıyı seçilen
    frekansa kenetleyen ve istasyonun zamanla kaymasını
    önleyen kontrol sistemi.

    Aperture: Antenin uydu sinyaline açık kalan kesiti.

    AGC - Automatic Gain Control: Devrenin çıkış seviyesini
    belli bir değerde sabit tutan kontrol sistemi. Bu devre,
    giriş sinyal seviyeleri değiştiği halde yükselticinin
    etkileme düzeyini otomatik olarak değiştirdiğinden
    çıkış seviyesi hep aynı kalır. Amplifier: Bir elektronik
    sinyalin kuvvetini arttırmak için kullanılır.

    Analog(ue): Halen AM radyo ve çoğu telefon
    sistemlerinde kullanılan bilgi aktarımın elektromanyetik
    akımdaki dalga şeklinin değişmesi ile gerçekleştiği,
    sinyal iletişimi metodu. Dijital aktarımının aksine bu
    bilgi gönderme şeklinde sürekli değişken miktarlar
    söz konusudur. Ayrıca analog sinyal ışık, ses, ısı ve
    basınçtaki değişikliklerden etkilenir.

    Antenna: Uydulardan gelen mikrodalga sinyalleri
    alıp uydu alıcısına gönderilmek üzere toplayan
    herhangi alet.

    Antenna efficiency: Antene gelen elektromanyetik
    enerjinin anten tarafından toplanan kısmının yüzde
    olarak değeri.

    Aperture: Parabolik antenin elektromanyetik enerjiyi
    toplayan kısmı.

    Apex: Hareketli antenin dönerken çizdiği yayın
    en üst noktası.

    Attenuator: Sinyali zayıflatan pasif eleman.

    Attitude control: Uydunun güneşe ve yere göre
    duruş konumunun kumandası.

    AV - Audio Visual: TV ve sesin tüm yönleriyle
    ilgili görsel-işitsel cihazlar.

    Band: Spektrumda belli bir frekans aralığını içine
    alan bölge.

    Bandwidth: Elektromanyetik spektrumdaki bir frekans
    sahasıdır. Bir devrenin veya sistemin çalıştığı veya
    geçirdiği frekans bölgesinin genişliğini gösterir.
    Örneğin bir telefon hattında konuşma sesinin taşınabilmesi
    yaklaşık 3KHz bir bant genişliği gerektirir. Oysa yerel
    bir TV kanalı 6 MHz kullanır. Uydularda ise karışımın
    engellenebilmesi için daha geniş 17.5-72 MHz arası
    bir bant kullanılır.

    Bandpass filter: Sadece belli bir frekans bölgesini
    geçiren, onun altında ve üstündeki frekansları zayıflatan
    süzgeç devresi.

    Beam: Uydu yayın alanı.

    Bit: En küçük dijital bilgi birimi.

    Bit rate: Dijital aktarımın hızı, Mbit/s olarak ifade
    edilir. Bir PAL resmin gönderimi için yaklaşık 5Mbit/s
    gerekirken, VHS için sadece 2.5 Mbit/s yeterlidir.

    Boresight: Çanağın baktığı yer.

    Broad beam: Geniş bir coğrafi bölgeyi kapsayan
    geniş dairesel hüzme.

    Broadcasting: Geniş bir alandaki izleyiciye ulaşabilmek
    üzere elektronik medya kullanımı.

    CATV - Cable TV: Ortak bir santral yardımı ile
    birden fazla daireye TV işaretlerini dağıtan kablolu
    sistem.

    CAM - Conditional Access Module: Yayının alımını
    belirli bir grup kullanıcıyla sınırlamaya yarayan koşullu
    erişim modülü.

    Carrier: Bilgi sinyalini aktarmakta kullanılan, tek frekans
    işgal eden temel radyo sinyali. Analog sinyalde taşıyıcı
    gelen sinyale uyumlu olarak genliğiyle veya frekansıyla
    oynanarak modüle edilir. Analog çalışan uydu taşıyıcıları
    genellikle frekans modülasyonludur.

    Carrier Frequency: Ses, data ve görüntü sinyallerinin
    gönderildiği ana frekans.

    Channel : Bir yayının işgal ettiği toplam frekans bölgesi
    veya bu bölgenin özel numarası.

    Clarke Belt/Orbit: Doğrudan ekvatorun 36.000 km
    üstündeki yörüngede uydular yere göre sabit konumda kalabilmektedirler. Bu yörüngeye Arthur Clarke anısına
    bu isim verilmiş ve radyo, televizyon data yayınları yapan
    tüm haberleşme uyduları yerleştirilmiştir.

    C/N - Carrier-to-Noise ratio: Alınan işaretteki taşıyıcı
    gücünün gürültü gücüne oranının dB cinsinden ifadesi.
    Bir video sinyalinde C/N ne kadar büyük olursa resim de
    o kadar iyi olur. Codec coder: Dijital yayınlarda kodlama
    sistemi.

    Combiner: İki veya daha fazla sinyali birleştirmek
    için kullanılan alet veya sistem.

    Compressed Digital TV: Aynı transpozerde 8-10
    TV kanalının birlikte bulunabilmesini sağlayacak
    şekilde, tekrarlanan bilgilerin ayıklanıp çıkartılarak
    hacmi küçültülen sayısallaştırılmış TV sinyali.

    Compression: Ses ve görüntü sinyallerinin aktarılması
    için gereken band genişliğinin azaltılmasını, böylece bir
    uydu transpozerinin kapasitesini arttırmayı amaçlayan
    uygulamaları işaret eder. Contrast: Bir resimde beyaz
    ile siyah arasındaki ışık şiddet oranı.

    DAB - Digital Audio Broadcasting: Dijital ses yayını.

    Db - Decibel: Volüm veya direnç yüzünden sinyal
    zayıflama miktarının logaritmik ifadesi olan, sinyalin
    şiddetini gösteren bir analog ölçü birimi.

    DBS - Direct Broadcast Satellite: Ses ve görüntü
    sinyallerini uydu üzerinden, 11-13 GHz arasında
    yayınla doğrudan son kullanıcıya aktaran TV uydusu.

    Decoder: Şifreli TV yayınını çözmeye yarayan set
    üstü, kod çözücü cihaz. Dijital yayınlarla ilgili olarak
    kullanılan ve "codec" olarak bilinen digital coder,
    decoder ile karıştırılmamalıdır.

    Despun: Uydudaki antenin yeryüzüne dönük durmasını
    sağlayan yönlendirme.

    Digital: Bilgilerin ikili sayılara dönüştürülüp depolanması,
    gönderilmesine ilişkin yöntem. Sadece iki seviye
    kullanıldığından bu devrelerin gürültüye karşı duyarlılığı
    son derece azdır ve işaretler kalitelerinden hiçbir şey
    kaybetmeden saklanabilir ve çok uzaklara iletilebilir.

    D/A - Digital-to-Analog Converter: Sayısal bir işareti
    sürekli analog bir işarete dönüştüren devre veya sistem.

    DiSEqC: Uydu alıcılarının dışarıda bulunan antenleri
    seçme ve hareket motoru, şalter gibi cihazlara kumanda
    etmek için kullandığı işaretleşme sistemi.

    Dish: Mikrodalga sinyalleri yakalamakta kullanılan
    parabolik reflektörlü uydu anteni için kullanılan argo.

    Distortion: İşaretteki bozulma.

    Downconverter: Alçak frekansa dönüştüren frekans
    değiştirici.

    DSS - Digital Satellite System: Dijital uydu sistemi.

    DTH - Direct-to-Home: "Amerikan Federal Haberleşme
    Komisyonu" tarafından uydu televizyon ve yayın
    endüstrilerine ilişkin, uydudan eve yayını ifade eden r
    esmi terim.

    DVB - Digital Video Broadcasting: Dijital görüntü
    yayını standardı.

    Earth Station: Bir uydudan gönderilen sinyalleri almak
    üzere kullanılan; anten, düşük gürültü yükselticisi, aşağı
    dönüştürücü ve alıcı elektroniğinden oluşan istasyondur.
    TV yayını almak için kullanılan yer istasyonu antenlerinin
    çapları 65-370cm olurken, uluslararası haberleşmede
    kullanılanların çapları bazen 30 metreye ulaşmaktadır.

    Echo Canceller: Uydu telefon hatlarında yansıma etkisini
    azaltan veya yok eden elektronik devre.

    Echo Effect: Bir hoparlörden çıkan sesin zaman
    gecikmeli olarak elektronik yansıması. Günümüzde
    dijital eko gidericilerle bu yansıma büyük ölçüde yok
    edilebilmektedir.

    Encoder: Bir sinyali alıcı tarafından sadece özel bir çözücü
    kullanarak izlenebilecek şekilde, elektronik olarak değiştirme
    işlemi için kullanılan cihaz.

    f/D Ratio: Bir parabolik antenin odak uzaklığının çapına
    oranı. Antenin derinliğini gösteren bir ölçü. Bu değer
    büyüdükçe çanak daha düz, küçüldükçe daha çukur olur.

    Footprint: Bir uyduya ait verici antenin yeterli güçte yayın
    yaptığı yeryüzü alanı.

    Frequency: Periyodik bir işaretin bir saniyedeki
    tekrarlanma sayısını ifade eder ve birimi hertz Hz'dir.
    Katlarını belirtmek için kilohertz, megahertz ve
    gigahertz terimleri kullanılmaktadır.

    HDTV - High Definition Television: Standart televizyona
    göre daha geniş, iki misli satır sayısı olan, 1152x2048
    pixel yüksek tanımlı televizyondur.

    HF - High Frequency: 3,000-30,000 kilohertz arasındaki
    radyo frekans sinyalleri. HF radyo "kısa dalga" olarak bilinir.

    INTELSAT - International Telecommunications Satellite
    Organisation: Uluslararası haberleşme amaçlı uydu
    şebekesini işleten kuruluş.

    ISL - Inter Satellite Link: Uyduların birlikte çalışmasını
    sağlamak için uydular arasında radyo dalgaları veya
    optik bağlantı kurularak gerçekleştirilen haberleşme
    sistemi.

    LAN - Local Area Network: Genellikle bilgisayarlar
    arası haberleşmeler için kullanılan, yerel ağı ifade
    eden standart haberleşme mimarisi.

    LNA - Low Noise Amplifier: Yer istasyonunun alıcısı ile
    anten arasında bir ön yükseltici olarak kullanılan cihaz.
    Etkili olabilmesi için antene olabildiğince yakın olması gerekir.

    LNB - Low Noise Blocker: Çanağın topladığı uydu
    sinyallerini güçlendirip alıcı tünerinin işleyebileceği
    daha düşük frekans bandına indirir.

    LNC - Low Noise Converter: LNA ile DC alt dönüştürücünün
    antene takılmak üzere bir araya gelmesinden oluşur.

    Low Power Satellite: Genellikle 30 watt'dan az güçte
    RF sinyal yayınlayan uydular için kullanılır. Microwave:
    Frekansı 1-30 GHz arasında olan RF sinyali. Mikrodalga
    data, ses veya hemen her çeşit sinyal aktarımı için
    kullanılabilir.

    MPEG - The Moving Pictures Experts Group: 1988'de
    uydudan, yerden veya kabloyla gönderilecek görüntü,
    ses ve data sinyallerinin soysal kaynak kodlarını
    oluşturmak ve standartlaştırmak üzere kurulan ekip.

    MPEG-1: Hızı 1.5 Mbit/s'a kadar olan multimedya
    uygulamaları için bir sıkıştırma standardıdır.

    MPEG-2 : Dijital görüntü yayıncılığında kullanılan veri
    sıkıştırma standardı.

    MPEG-2 MP@HL - Main Profile at High Level: Yüksek
    tanımlı geniş ekran televizyon için benimsenen çok
    daha yüksek bit hızına sahip sistem.

    Multicast: Broadcast sözcüğünün bir alt grubudur ve
    belirli bir kullanıcı kitlesindeki birçok kişiye yapılan
    yayınlar için kullanılır.

    Narrowcasting: Sadece belirli bir kitleye ulaşmak
    üzere elektronik medya kullanılması.

    NTSC - National Television Standards Committee:
    Kuzey Amerika ve Japonya'da geçerli, 525 çizgi ve 30
    görüntü/saniye özelliği taşıyan TV yayın standardını
    oluşturan komite. Open TV: Televizyon ve internet
    dünyasını birbirine yaklaştıran lisanslı yazılım.

    PAL - Phase Alternate Line: Yerel televizyonda ve
    Avrupa uydu kanallarının çoğunda kullanılan, 625 çizgi,
    25 görüntü/saniye özelliğinde renkli TV yayın sistemi.

    Pay-Cable/Pay-TV: Ekstra abone ücretleriyle desteklenen
    yayın hizmetleri.

    PCM - Pulse Code Modulation: Darbe kodu kiplemesi.
    Phase: Bir işaretin başka bir referansa göre kaymasını
    gösteren açı.

    PIN - Personal Identification Number: Kişisel tanımlama
    kodu.

    Pixel: Görüntünün elemanıdır, tek bir oynanabilir noktadır.

    Positioner: Anten motoruna kumanda ederek önceden
    programlanan uydu konumlarına hareketi sağlayan
    elektronik cihaz.

    Receiver: Antenden aldığı uydu yayınlarını televizyonun
    gösterebileceği sinyallere dönüştüren ev içi cihaz.

    Reflector: Antenin sinyal toplayan çanak şekilli yüzeyi
    için kullanılır.

    Satellite: Ekvatorun 22,237 mil yukarısında sabit yörüngede,
    dünyayla eşit hız ve aynı yönde dönen sofistike bir
    elektronik haberleşme istasyonu.

    Scrambling: TV yayınlarının izinsiz kişilerce alınmaması
    için şifreli olarak karıştırılması.

    SECAM - Séquence Couleur à memoire: Fransa'da
    geliştirilmiş, 625 çizgi, 50 görüntü/saniye özelliğinde
    renkli televizyon sistemidir.

    Smartcard: Dekoder cihazının içine kullanıcının kendi
    takabileceği kredi kartı boyutunda, elektronik anahtar
    ve yeni bilgisayar güvenlik sistemini kullanarak şifre
    güvenliğinin arttırılmasına imkan veren teknoloji.

    Spectrum: Ses, data ve televizyon aktarımında
    kullanılan elektromanyetik radyo dalgalarının frekans
    alanı.

    Threshold: Uydu alıcısının hassasiyetini gösteren ölçüdür.
    Değer ne kadar düşükse o kadar iyidir.

    Transponder-Transmitter: Uyduda bulunan ve bir TV
    sinyalini veya dar banttaki birçok data, ses kanallarını
    alıp yeryüzüne yayınlamaya yarayan cihaz. Bir
    haberleşme uydusunda 12-24 kadar transponder bulunur.

    UHF - Ultra High Frequency: 500 ile 900 MHz aralığındaki
    ultra yüksek frekans sahası.




    />



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tonyu_kuk -- 28 Eylül 2005, 21:38:51 >




  • next 8000 nin cok guncel oldugunu soylediler bide 2000 yinede iyi arastir
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.