Şimdi Ara

2 yıl sonra güncelleme Biraz dertleşelim. Tıp öğrencisinin penceresinden (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
60
Cevap
0
Favori
2.798
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
8 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • 07kubi07 kullanıcısına yanıt
    evet :)

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • MaDMaxiBo kullanıcısına yanıt

    hocam babam doktor 100k lık arabaya biniyor ama aylık kazancı 50k  

  • Rihtercrum54 R kullanıcısına yanıt

    Baban arabaya eşek gözüyle bakıyor demek ki. Çok tanıdığım var iki aylık kazancı kadar fiyatı olan arabaya binen. Bana saçma geliyor.


    300 binlik bir arabaya binme imkanım varken paranın banka hesabımda durması saçma. Yatırım yapıyorsa helal olsun derim ama.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 2 yıl güncellemesi up


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 2 yil once acilmis konu neler neler oldu su iki yilda ama hicbir sey degismedi benim acimdan ayni yerde sabit kalmisim. Hayat akip gidiyor ve ben tutunamiyorum bir yerden. Umarim bir seyler duzelir (bu konuyu okuyunca sorguladim bi).

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Üç yıldır birinci sınıfta kalıyorum hocam bana ne tavsiye edersin sen mis gibi bitirmişsin okulu

  • ChristoBangalter kullanıcısına yanıt

    Dersler çok zor ama muhtemelen pek sallamıyorsun. Her komite öncesi 3 hafta kapanacağını kendine kabul ettir bir kere. Bir komite bile 20-30 alsan sonra onu toparlamak çok zor oluyor. En az 50 almak lazım. Çalışan arkadaşlarla yardımlaşın. Çıkmış sorulara bak 1-2 gün, sonra 3 hafta çalışmaya başla çalışırken sorulardan hatırlamaya başlarsın. Bir de acı ama gerçek kusa kusa da olsa ezberlemek zorundasın. Dersleri sevmiyorsan da mide bulandırıyor ama başka yolu yok


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • diamante35 kullanıcısına yanıt

    Hayat sağa sola sürüklüyor. Son zamanlarda kendime sürekli hayatın ne zaman mutlu aşamasına geçeceğiz ne zaman verdiğimiz emeklerin mükafatını alacağız diye soruyorum ve işin içinden çıkamıyorum. Hayat zor, şükretmek lazım ama mutluluk ne zaman bulacak, yıllar geçiyor iyiye giden bir şey yok. Yordu artık.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • KayıtOlmayaÜsenenMisafir kullanıcısına yanıt

    Mutlu olmak zor hocam. Ben de 1 gün mutluysam 10 gün mutsuzum. Herkes böyle aslında. Belki zengin, en tepedeki %10luk kesim böyle değildir. Onlar için 10'da 6 falan olabilir. 10'da 6 dedim çünkü her şeye sahip olmak da can sıkıcı olabiliyor. Rahat batması denilen durum.

  • dsaewq D kullanıcısına yanıt

    Sırf bu sebeple yüklü bir krediye girmeyi düşünüyorum belki bu çalışma zorunluluğu bana hayat verir, hem de kendim için bir şeyler almış olurum. Kısa zamanlı yalancı bir mutluluk. Hiç hırslarım da yoktur maddi şeylerde. Çok zengin olayım diye bir hedefim olmadı. Ama hayat zenginleri yaşatıyor çalıştıkça daha bariz fark ettim. Zengin olup kendini iyi pazarlama üstüne kurulu bir düzen. Sürekli bu rekabette birbirine üstünlük kurma çabası. Kimse de demiyor huzurlu olayım sevdiğim insan yanımda olsun beraber her şeyi yaparız, dünyayı da gezeriz.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • KayıtOlmayaÜsenenMisafir kullanıcısına yanıt

    Belki de biz hata yapiyoruz, cok bir beklentiye girmememiz gerekiyordur. Cok fazla kafaya takiyoruz, her seyi planlamaya çalışıyoruzdur. Bazen de kabullenmek gerekiyordur bilmiyorum. Bu hayattaki tek dilegim emeklerimin karsiligini almak, gerisi bir sekilde gelir.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu sene, beni çok mutlu eden birisiyle tanıştım. Hayat ne kadar trajikomik bazen. Bu gün ayrılma aşamasına geldi neredeyse. Ufacık bir şeyden çok büyüdü olay. Kafayı yiyorum. Bu kadar büyümemeliydi. Acaba niye böyle büyüyor basit bir olay anlamıyorum.

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • asistanım, küçük şehirde doğdum, doğuda dhy yaptım. çeliştiğimi düşünüyorsanız, veya katılmıyorsanız belirtin. kendi öykümden çıkarımlarım bunlar.
    tıbbın en az konuşulan iyi yanı küçük şehirlerde de iş bulabilmeye imkan vermesi. ailemi çocukluğumu vs geride bırakıp şehir değiştirmek buna değecek mi emin değilim. hizmet puanı kasıp hiç sınava çalışmasam da kendi şehrimde ah geçsem veya sözleşmeliye geçseydim daha mutlu olur muydum diye düşünüyorum. mecburide kendi doğup büyüdüğüm şehirde değildim ama şu anda düşündüğümde orası bile bana çok güzel geliyor. zaman öyle yerlerde yavaş akar. samimi arkadaşlar edinirsiniz, onlarla üzerinde konuşacağınız, belki de susup öylece düşüneceğiniz bir sürü zaman fırsatı yaratabilirsiniz. hazzını tarif edemem eşsizdir. Ben uzun süre dhyde kalmadım, devam eden arkadaşlarıma kendi ayakları üzerinde durabildikleri için imreniyorum. Ben çünkü hiç bir yerde uzun süre kalmayı hayal edemiyorum. En huzurlu olduğum yer; annemin dizi.
    Bir yandan şu da var; hayatı bir kere yaşıyoruz. aile yanında kalalım desek onlara güvenilmiyor birkaç yıl sonra yanında olacağına dair kimse söz veremez bu dünyadan uçup giderler. velhasıl ömür orada geçmez. Denemedim deyip pişman olmamak lazım.
    tamam deneyelim ama neyi.? insan ne yapsın onu söyleyemem birçok şeye olabilir ancak istemeyeceği şeyi yapmamalı. diğer türlü çok büyük kumar oynamış oluruz.
    son kontenjanlarla eahlar 10ar adet plastik derma alıyorken 5 sene sonrasını ben de kestiremiyorum doğrusu. maddiyat bizi bulmayacak, mutluluk ise onda değil, anı yaşamakta saklı. bunu kabullenmeye çalışıyorum. a senaryosu olmuş, b senaryosu olmuş hayat bir şekilde akıyor işte. ben şımarık bir çocuk gibi hep en iyisi olsun, belalar benden uzak olsun istedim çünkü farklı olduğumu düşündüm. olgun bir insan gerçekleri kabullenip yolunu ona göre çizerdi. hatanın kendinde olmadığını farkedip anın keyfini çıkarırdı. böyle olduğunu kabul edince kendimi çok sert eleştirmeye başladım. birisi bana yolun çok başında olduğum için böyle hissettiğimi lütfen söylesin.

    yurtdışına şimdilik mesafeliyim, artık izleyip neye döneceğimizi göreceğiz ama sonum öyle olacak gibi gözüküyor. istedikten sonra çok rahat gidilir. 35+yaşından sonra gidersen kabrinin orada eşileceği kesin olduğu için sadece maddiyat için gitmek mantıklı olmaz. bir yandan aile de kurman lazım. ne olacak diye düşünmeden şimdiden yuva kuranlar da var. belki benim mahrum olduğum imkanlara zaten sahiplerdir ve daha fazla beklemeye gerek görmemişlerdir. belki de sadece durumu kabullenmişlerdir. en çok da onları kıskanıyorum. insanın desteği olması gibisi yok.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Avatarım Ağır Çekim kullanıcısına yanıt

    Ben de şımarıktım kimine göre belki. Bazen şu şekil saçma düşündüğüm bile olurdu. “Üniversite sınavında yüzde 2 ye girdim kendi yaş grubumda çalıştım, emek verdim. Ama hayat kalitesi olarak yüzde 20 30 da bile değilim. Lise mezunu arkadaşlarım işini düzenin kurdu hayata atıldı ve benim yakalayabileceğim standartların 2-3 katı iyiler. Ben niye istemediğim bir iş için çalıştım o zaman yıllarca.”

    Ailemi suçladım sistemi suçladım. Sorumluluğunu kendime almadım. Yanlıştı. Ama emeğimi de esirgemedim, kolay yollar aramadım. O yüzden vicdanım rahat.

    Keşke 12-13 yaşına en güzel günlere dönüp yeniden başlasam, sadece iç sesimi dinleyip kendi kararlarımı versem. Sonra akışa bıraksam.


    Destek ise belki de en önemlisi. Kıymet gördüğünü önemsendiğimi sevildiğini bilmek insana muazzam bir güç veriyor. Yok öyle kendi kendine yetme hikayeleri falan filan


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • KayıtOlmayaÜsenenMisafir kullanıcısına yanıt
    Hayat standartlarını sadece senin çaban belirlemiyor. Aileden gelen bir zenginliği olanların sayısı küçümsenmeyecek miktarda. "Çalışmaya başladı ilk yılda arabasını aldı. "Benim gibi 15bin ev kirası veren biri nasıl alacak merak ediyorum.
    En çok da ailemin eksikliğini yaşıyorum. Yazardım aile yanında eah; hem üç beş kuruş fazla cebime girerdi hem de desteğim olurdu. İdealist olmak toksik bir şey, bunu herkes bir noktada anlıyor.
    Lise mezunu arkadaşlar konusunda da; ekonominin iyi olduğu zamanlarda düz memur olarak kendi evini aldılar. İntörnlüğümde bunu da hesaplıyordum, 6 yıl cepten yemek kolay değil. Aradaki gapi kapatmak için heralde bir o kadar daha çalışmak lazım.
    Ne uzayıp ne kısalacağız, bu belli oldu. Ticarette risk alıyorsun ve iyi bir yere geliyorsun. Ama risk almamanın bedeli bu kadar mı olmalıydı anlam veremiyorum.
    O kadar ders çalışmamızın sebebi evet "durumun kötüyse hata sendedir" fikriydi. Peki hangimiz fark ettik dünyaya bu kadar sırtımızı çevirip bihaber olduğumuzu? Para kazanmanın çok daha farklı yolları var.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Avatarım Ağır Çekim kullanıcısına yanıt

    Bir de sen tıp oku sonra istediğin alana yönelirsin istediğin işi yaparsın çok geniş bir alan yalanları vardı. Bilmiyorlar ki 25 ine kadar ağır bir eğitimden geçerken sürekli cepten yiyorsun üstüne de en iyi ihtimal 32-33 yaşına kadar elin kolun bağlı istifa edemeden çalışıyorsun. Sonra da isim yapacaksın da bir yerlere geleceksin ohooo çocukların iyi yaşar en fazla.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aslında yeterli kapasiteye sahip herkesin tıp okuması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü muazzam bir güç, ve maddi olarak olmasa da karizma ve prestij olarak dönüyor. Ayrıca mental anlamda insanı çok geliştiriyor, internlükteki yoğun çalışma disiplini, sorumluluk bilinci, ölümle bu kadar aşina olmak falan. Sonrasında istemiyorsan mesleği icra etme, tus çalışacağına yks çalış git ceng meng, ekonomi vs ne istiyorsan onu oku. Ama bi tıp okumuş olmasını isterdim kendi yetiştireceğim çocukların. Hayat bir yere kaçmıyor sonuçta.

    Tıpta ilerlenecek ise şayet öncelikle herkesin iyi bir 1. Basamak hekimi olması gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle donanımlı bir aile hekimi. Hangi branşı seçersen seç, kendi sevdiklerine yetecek bilgin olsun. Sonra hafif bir acil tecrübesi. Ama bizdeki gibi 4000 nüfuslu bir aile hekimliği birimi veya danışacak bir uzmanın olmadığı bir acil değil asla. Temel acil patolojiler ve tedavileri bilecek kadar. İspanya'da mesela aile hekimliği uzmanlığı ve acil uzmanlığı birmiş. Bence mantıklı gibi ama her hekim bir süre almalı bunları. Gerekirse 6 senelik fakülte kısaltılsın.

    Son olarak TR'de majör klinik branşları icra etmeyi çok mantıklı bulmuyorum. Ben biraz mükemmeliyetçi ve işler yolunda gitmediğinde hep en kötüyü düşünen biriyim, o yüzden zaten yapamazdım ama olmasam da gerek yok ya, yaz abi temel bilimini, üstüne yazılım mazilim geliştir kendini, ne bu kadar emek üstüne bir de 3 kuruş paraya ağzına ettirecen? Bir de sanırsam 2020 ve sonrası mezunların herhangi bir birikim yapması tamamen imkansızdı. Üzgünüm gerçekten. Herkesin gönlüne göre olur umarım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi PunisherLord -- 19 Şubat 2023; 16:29:56 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Hocam bizim dişte asistanlar çok rahat takılıyor. Öğrenci bakıyorlar dolguna geç canım, bant tak canım... Çalışanlarla eğlence goy goy hocalarla sohbet.. biz öğrenci olunca mi bize öyle geliyor acaba onların da sıkıntıları var mıdır yine sizin kadar değildir illa ki. Allah kolaylık versin işiniz zor sadece tıp eğitimi değil ki çocukluktan başlıyor sorumluluk herkes top oynarken evde ödev yapıyorsun lise zaten çalışmayla geçiyor. Yıllarca birike birike yorgunluk oluyor insanda

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hocam şimdiki çalışma ve mesleki durumunuz nedir? Selamlar, saygılar.

    @KayıtOlmayaÜsenenMisafir

  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.