Şimdi Ara

Bir hayalimi gerçekleştirdim: Amerika’da Staj

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
6
Cevap
2
Favori
2.561
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar öncelikle hepinize merhabalar,

    Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği öğrencisiyim. Geçtiğimiz yazın 2.5-3 aylığına Amerika'da yaptığım staj hakkında ufak bir yazı yazmak istedim. Yazımın amacı okuduğunuz üniversite ne olursa olsun hala şansımızın var olduğunu gösterebilmektir.

    Yazıyı Medium sitesinin formatına göre yazdığımdan ötürü daha rahat okumanız için linki bırakıyorum: https://medium.com/@semsmustafaturgut/birhayalamerikadastaj-b1fbc8e51773

    Birazcık kendimden bahsedecek olursam;

    Merhabalar herkese, ben kendimi bildim bileli fiziğe ve bilime ilgi duyan, her zaman bu alanda bir şeyler yapmayı hedefleyen biriyim. Ve şuanda Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde 5. yılında halen 3. sınıfı okuyan bir elektrik-elektronik mühendisliği öğrencisiyim.

    Üniversitede neler yapıyorum ve Umut Yıldız ile Nasıl Tanıştım?

    Bir hayalimi gerçekleştirdim: Amerika’da Staj

    Üniversite hayatım boyunca ne yaz tatili, ne de şubat tatili görmedim diyebilirim. Günlerim çok yoğun geçiyor, geçmek de zorunda. Ama yoğunluğumun sebebi maalesef derslerim değil. Hatta ortalamam hatırı sayılır derecede düşük. Bana göre mühendislik okumak, çoğu öğrenci gibi sınavlardan bir hafta önce ders çalışmaya başlayıp, sınavlardan sonra bölüme dair hiçbir şey yapmamak değildir. Ancak elbette ben de sınavlara 1 hafta kala çalışan tiplerdenim, ama benim boş zamanlarım kesinlikle bahsettiğim öğrenciler gibi geçmiyor. Teknoloji ve bilim haberlerini yakından takip eden birisi olarak, aldığım derslerin bana yetmeyeceğini hatta hemen bir şeyler yapmaya başlamazsam çağı yakalayamayacağımı fark ettiğimde 1. sınıfın yaz tatilindeydim. O gün bugündür hala bir şeyler öğrenmeye, kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
    İki yıl önce okulumda, NASA’da çalışan bir Türk’ün telekonferans vereceğini öğrendim. O etkinliğe katılıp, kendisine soru sorarak, Umut Yıldız’la tanışmak istedim. Umut Yıldız hocamız o gün uzay misyonlarını anlatmıştı ama en sondaki soru-cevap kısmında bahsettiği konulardan en önemlisini sizlerle paylaşmak isterim:
    “Yurt dışında pek de kimse ODTÜ’yü, İTÜ’yü, Hacettepe’yi bilmez, hatta çoğu zaman Türkiye’yi bile bilmez. O nedenle eğer bu üniversiteler mezunu değilseniz Türkiye’deki gibi iş başvurularında hemen elenmezsiniz, yeteneğinize bakarlar. Fakat yurt dışına çıkabilmenizde mezuniyet ortalamanız çok kritik bir rol oynar.”

    Bir hayalimi gerçekleştirdim: Amerika’da Staj

    Benim kafam biraz geç basıyor olmalı ki, bu kısmı daha yeni anlayabildim. Ama bir diğer sözü de var ki can kulağıyla dinlediğime emin olabilirsiniz; “Ortalamanızı yükseltin derken, 4 yılınızı 4.0 ortalama yaparak geçirmeniz de bir şey ifade etmiyor, ortalamanızı yükseltirken sosyal olarak dalınızla alakalı proje gruplarına katılıp, projeler geliştirin. Türkiye’de ve yurtdışında düzenlenen yarışmalara katılın. Önerim örneğin Amerika’da her yıl düzenlenen, NASA’nın da sponsorlar arasında olduğu CANSAT model uydu yarışmasına katılın.” Açıkçası ben de aynı şekilde düşünüyordum ki, o konferansa gittiğim zaman bir elektrikli araç projesinde yer alırken, aynı zamanda üniversitenin bilgi işlem departmanında yarı zamanlı çalışıyor; resmi mobil uygulamasını geliştiriyordum.

    Nasıl başladık?

    Yarışmayı duymayanlar için özetlemem gerekirse; siz bir model uydu geliştiriyorsunuz. Belirli ölçülere ve görevi esasen belirli sensörlere sahip, bu model uydu, bir model roketin içerisine koyuluyor. 800 metre yukarıya kadar çıktıktan sonra roketten model uydunuz ayrılıyor ve düşüşü sırasında görev bazında bazı verileri analiz edip, bazılarını da ham olarak yer istasyonuna gönderiyor.

    Bir hayalimi gerçekleştirdim: Amerika’da Staj

    Geçen yazın başlangıcında Umut Hocamızın sözüne kulak vererek, 8 kişilik bir ekip kurarak uzay yolculuğumuza biz de başlamış bulunduk. İlk başlarda Amerika deyince kulağa hoş ama uzak geliyordu ancak benim bu yarışmadan bir beklentim vardı ve sırf bu beklenti için daha önce hiç çalışmadığım kadar çalışmaya kararlıydım. İlk toplantılardan beri takım arkadaşlarımla aramda geçen diyaloglarda bizim dünyanın en iyi üniversitelerinde okuyan öğrencilerden hiç bir farkımız olmadığını kanıtlamamız ve dünyanın en prestijli model uydu yarışmasında adımızı duyurmamız gerektiğinden bahsettim. Ve ayrıca benim Amerika’da staj yapmak gibi bir hayalim olduğundan da sık sık bahsediyordum. Hatta hayatında daha önce hiç yurt dışına çıkmamış biri olarak yarışmadan sonraki boş zamanımızda Amerika’da gezmek gibi planım da yoktu. Bütün planlarım Amerika’da yakınlarda bulunan yazılım şirketleriyle yapacağım görüşmelerle ilgiliydi sadece. Ve bir kez daha, sevgili hocalarımdan ve bazı arkadaşlarımdan “Sen o stajı unut, yapamazsın öyle şeyler” gibi sözler işittim. Öyle ki, bu yarışmadan bir derece alır ve elimde şirketlere gösterecek bir uluslararası proje bulundururum diye kendimi zorluyordum.

    Hayalimi nasıl gerçekleştirdim?

    Yarışmaya hazırlanma süreci de hiç kolay geçmedi, süreç boyunca birçok zorluklarla karşılaştık. Örneğin, Zonguldak’ta bulunamayan çoğu mekanik parçaların siparişlerinin elimize geç ulaşması (not: öyle ki bazı önemli parçalar, biz yarışmadan döndükten sonra elimize ulaştı) ve üstüne bir de yarışmaya kalan son haftanın final haftamız ile çakışması sonucunda, uydumuzu Amerika’da birleştirmek zorunda kaldık. Amerika’ya indiğimiz zaman, Umut Yıldız ile buluştuk. O da yarışmayı izlemek için Houston’a gelmiş, ancak Houston ile yarışmanın yapılacağı yer olan Stephenville şehri arasında yaklaşık 5 saatlik bir kara yolculuğu gerektirdiğinden, Türkiye’den gelen takımlardan biriyle bu yolu gitmek istemiş. Uçağa tam binecekken ondan gelen mesajı görünce bize katılma isteği bizi çok mutlu etmişti ama uydumuzun durumundan dolayı da biraz utanıyorduk. Çünkü bitmemiş bir uydumuz vardı ve NASA’da çalışan bir Türk hocamız bizimle zaman geçirmek istemişti. On Türk takımından sadece bizi seçmesi gerçekten de şaşırtıcıydı. Yarışma boyunca hocamızın yanına sayısız yerli/yabancı öğrenci geldi, hatta yarışmayı organize edenler bile gelip hocamızla konuşmak istiyordu. Herkes staj imkanlarını sorup duruyor, biz ise 7/24 birlikte olmamıza rağmen, bir tanemiz çıkıp öyle bir istekte bulunamıyorduk. Neden mi? Nedeni belliydi, uydumuzu yarışmaya gelmeden tamamlamamış olması disiplinsiz olduğumuzu gösteriyordu. Bu nedenle kimse cesaret edemiyordu.

    Bir hayalimi gerçekleştirdim: Amerika’da Staj

    Başarılı geçen fırlatmadan sonra, yemek yediğimiz bir vakitte Umut Yıldız bizim takıma “Neden siz de diğerleri gibi staj imkanlarını veya çalışma imkanlarını sormuyorsunuz?” diye sordu. Ben ise projeyi layıkıyla yapamamış olmanın verdiği üzüntüyle, bunu hak etmediğimi düşünüyordum.
    Halbuki yarışmadan çok sonra bir telefon görüşmesinde Umut Hocanın “Sizler aslında çok değerlisiniz, kendinize değer vermelisiniz, o değeri siz farketmezseniz yoksa kimse size değer vermez.” sözleri de bana güven vermişti.

    Bir hayalimi gerçekleştirdim: Amerika’da Staj

    CANSAT’a ev sahipliği yapan Tarleton State University’de görevli yapan bir hocadan daha bahsetmem gerekiyor. Steve; gerek kendi projeleri gerekse CANSAT’da yarışmayı organize eden kurulda olması ile son derece önemli bir insandı. Kendisi matematik alanında çalışıyor olsa da yazılıma çok önem veren bir hocaydı. Son gün hep birlikte sohbet ederken konu yazılımdan açılınca, ben de kendimi tutamadım Umut hocamızın sohbetine dalıverdim. Yaptığım projeleri anlattım. Hangi alanlara merak saldığımdan bahsettim. Konuşma biraz ilerledikten sonra Steve hoca, TSU dekanının bu yarışmadan sonra yazılımla uğraşan bir yabancı stajyer almak istediğini söyledi. O sırada dondum kaldım ama beni asıl şok eden; o kadar eksiğimizi görüp de hala bize inanan Umut Yıldız oldu. Çünkü bir yazılımcı ihtiyacı olduğunu duyunca direkt beni önerdi. Zaten Umut hocamla yarışma boyunca yaptığım konuşmaların %80’i yazılım üzerineydi. Benim ilgimin farkındaydı ve gerçekleştirdiğim projelerden yeteri kadar haberdar olmuştu. Bana güvenip beni önermesinin yanı sıra; teklifi kabul ettikten sonra da beni hiç yalnız bırakmadı ve sık sık arayarak stajımın nasıl geçtiğini takip etti.

    Bir hayalimi gerçekleştirdim: Amerika’da Staj

    Yarışmanın ardından planladığımız gibi Türkiye’ye geri döndük ve Steve Hoca ile yazışmalarımız devam etti. 3 hafta sonra yeniden Amerika’ya geri dönüp 3 ay sürecek stajıma başladım. Yaptığım staj, robotik ve havacılık yazılımları üzerine oldu ve 2 tane projede yer aldım. Bir tanesi kickstarter olarak düşünülen bir proje ve şu anda kickstarter üzerine aktif bir şekilde hala geliştirilen bir robot kol. Bir diğeri “Roket Takip Sistemi” olarak adlandırdığımız roketi fırlatıldığı andan itibaren 1 Hz aralıklarla 30 mil çapında bulunan yer istasyonuna konum verilerini yollayabilen ve yer istasyonuna kablosuz bir şekilde akıllı telefonunuz yardımıyla roketin yerini ve bulunduğunuz yeri haritada görebildiğiniz bir proje.
    Bu arada çevremdeki arkadaşlarımın bana hep söylediği gibi “şanslı” olduğumu düşünüyorsanız, bir de şöyle düşünün. Ben 1. sınıfın yazında kendimi geliştirme kararı almasaydım, şimdi belki de Amerika’daki yarışmaya katılmış bile olamayacaktım.

    Kaçırdığım en büyük fırsat

    Stajın başlamasına sayılı günler kala, Umut Hoca ile ‘Stajla aynı zamanda üniversiteye geçiş imkanlarını neden araştırmayalım’ diye düşündük. Çünkü eğer çalışmalarım beğenilirse dekan tarafından eğitim bursu alma şansı elde edebilirdim. Bir de üstüne yarı zamanlı öğrenci olarak stajıma devam edip harçlığımı çıkarma şansım vardı. Kulağa mükemmel geliyor değil mi? Evet bunlar dekanın kendi düşünceleriydi. Ama işte bu fırsatta, diğer fırsatlardaki kadar “şanslı” olamadım. Umut hocamızın telekonferansta bahsettiği ve en önemli dediğim kısmı sizlere hatırlatmak isterim: “Yurt dışına çıkabilmenizde ortalamanız çok kritik bir rol oynar.” Evet doğru, ortalamam o kadar düşüktü ki sınıra yakın bile olsam düşünebileceklerini ama bu kadar düşük ortalamayla ellerinden bir şey gelmeyeceğini söylediler. Yani ellerimle büyük bir fırsatı tepmiş oldum. Belki soranınız olur okul çok mu iyiydi diye? Bazı açılardan evet, bazı açılardan hayır. Ama mezun olduktan sonra çalışma izni için şansım artacak ve Amerika’da bir teknoloji şirketinde çalışmak artık hayal olmayacaktı.

    Bir hayalimi gerçekleştirdim: Amerika’da Staj

    Amerika’da bulunduğum sürede IT sektöründe çalışan birkaç kişi ile de tanışma şansım oldu. Hayat şartlarının çok iyi olduğunu ve yapılan işlerin ciddiyetini görünce, bu hedefe daha çok bağlandım. Ayrıca Amerika’da havacılık sempozyumuna katılma fırsatı yakaladım. Orada SpaceX’de çalışan insanlarla konuştum. Dediklerine göre Amerikan vatandaşı olmayanları işe almak için çalışmaları sürüyormuş. Düşünsenize, Mars’a indirilecek ve içerisinde Mars’a ayak basacak ilk insanların olacağı uzay gemisinin kodlarını siz yazıyorsunuz. Yani insanlığın uzaydaki macerasında büyük bir adımın atılmasında siz de görev alıyorsunuz. Bundan daha güzel bir şey düşünemiyorum. Fakat bu güzel hayali gerçekleştirmek ve Amerika’ya geri dönmek için ortalamamı yükseltmem gerekiyor. Bu yüzden tüm zamanımı ayırdığım, çalışma yükü ağır olan projelerden artık uzak durma kararı aldım. Ve 3.0 ortalama sınırını geçmek için gerekirse bilinçli bir şekilde okulumu daha da uzatmak istiyorum. Çünkü o Mars kodları bensiz yazılırsa hayal kırıklığına uğrayacağımı biliyorum. Eğer bu fırsatı kaçırırsam ben de yıldızlararası seyahat için insanlığı zorlarım, kim bilir?

    Bir hayalimi gerçekleştirdim: Amerika’da Staj

    Not: Umut hocamın yurtdışı staj bulmak için merak edilenlerle alakalı bir videosu mevcut. Aşağıdan izleyebilirsiniz. İyi seyirler!




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CooL_ROMEO -- 30 Eylül 2017; 12:37:16 >







  • Çok güzel bir yazı olmuş. Senin adına çok sevindim. Umarım istediğine hayırlısıyla kavuşursun. Hak eden ve isteyen diğer insanlarımıza da bu nasip olur.





    Şimdilik ne yapıyorsun tam olarak? Oradan şartlı kabul mu aldın? Yazılıma ilgiliyim demişsin peki EE yerine neden BM yada YM okumadın?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • BeyazZenci01 kullanıcısına yanıt
    Cevabınız için teşekkür ederim. Şimdilik oradaki çalıştığım hoca gelmemi istiyor, fakat üniversitenin şartlarını yerine getirmem gerekiyor. Önümüzdeki dönemlerde şartları yerine getirmeye çalışacağım. Eğer şartlar istediğim kadar iyi olursa daha iyi yerlere başvurabilirim tabii ki. EE robotik ve gömülü sistem üzerine yazılım geliştiriyorum, bu zaten benim alanıma giren bir bölüm. EE'cilerin alana göre işleri %70-80 e kadar yazılıma girebilir. Hatta genelleme yapmak istemem ama SpaceX'in yaptığı gibi roket teknolojileri ve savunma sistemleri EE ciler, Fizikçiler ve Havacılar tarafından geliştirilir. Ayni zamanda Tesla gibi otonom elektrikli araç teknolojileri de EE cilerin yoğun olduğu alanlardır. Tabii ki bu konular alana yönelmek ile alakalı BM okuyan birisi de bu alanları seçebilir.
  • CooL_ROMEO kullanıcısına yanıt
    Çok iyi. İnşallah şartları yerine getirip gidebilirsin.



    Gideceğin üniversite sana burs mu verecek? Normal şartlarda orada okumak paralı ve yüksek seviyelerde.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • BeyazZenci01 kullanıcısına yanıt
    Evet hocam erken başvuru süreçlerinde şartları yerine getirip bir de ekstradan projeler yaptığınızı gösterip + güzel bir referans bulursanız burslu okuyabilirsiniz. Kuzenim geçen yılın ortalarında başvurdu 250 bin dolarlık burs kazandı. İmkansız değil yani.
  • Merhaba şuan ne yapıyorsunuz acaba başardınız mı?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.