Şimdi Ara

Şiirler,güzel sözler (3. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5.331
Cevap
42
Favori
629.925
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Gulshen83

    Sainteagle,seni şiirler arasında görmek ne güzel


    hayatım şiir olmuş zaten şiirleri okudum hepsi çok güzel,iyi konu olmuş bu da
    imzama bakarsan hayatımın şiir olduğunu anlarsın
  • Bazı şeyler için İyi olmak yetmiyormuş! Sevilmek için, aşk için. İyi olmak yetmiyormuş! :::...
    ...::: Aşk sevmek değil yalan, yalan dolan her şey, yalan, yalan dolan :::..


    güzelmiş..
  • Yüreğime kör düğümler atıldı,
    Çözemedim, çözülmüyor Sultanım,
    Yıllar yılı kaderimin hükmünü,
    Bozamadım, bozulmuyor Sultanım.

    Yollarıma tuzak konmuş bir kere,
    Güvenim yok haftalara günlere,
    Zamanın tesbihi saçıldı yere,
    Dizemedim dizilmiyor Sultanım.

    Bu bendeki çölün suya çağrısı,
    Fecir vakti yıldızların ağrısı,
    Bu diyarlar güzel ama doğrusu,
    Gezemedim, gezilmiyor Sultanım.

    Barış umdum şu yılların kaçından,
    Kan döküldü bulutların saçından.
    Gök mâviyi, gün ışığı içinden,
    Süzemedim, süzülmüyor Sultanım.

    Sana dert dökmeye yetmiyor bir gün.
    Kâğıt bile mısralardan tedirgin.
    Vakit gece, kalem hasta, göz yorgun,
    Yazamadım, yazılmıyor Sultanım
  • Unutmak kolay mı? deme
    Unutursun Mihriban'ım
    Oğlun kızın olsun hele
    Unutursun Mihriban'ım

    Zaman erir kelep kelep
    Meyva dalında kalmaz hep
    Unutturur bir çok sebep
    Unutursun Mihriban'ım

    Yıllar sineye yaslanır
    Hatıraların paslanır
    Bu deli gönlün uslanır
    Unutursun Mihriban'ım

    Süt emerdin gündüz gece
    Unuttun ya büyüyünce
    Ha işte tıpkı öylece
    Unutursun Mihriban'ım

    Gün geçer azalır sevgi
    Değişir her şeyin rengi
    Bugün değil yarın belki
    Unutursun Mihriban'ım

    Düzen böyle bu gemide
    Eskiler yiter yenide
    Beni değil, sen seni de
    Unutursun Mihriban'ım
  • Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum
    Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar
    Zühre bir aşkı tutturmuş Bâbil’ de kalan
    Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır
    Bir Hârût’la Marut bir de ben dinliyorum
    Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi
    Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına
    Senin namına yıldızları kıskanıyorum.
    Kim bilir kaç ışık yılı uzakta
    Öfkeyle kollarını çeviriyor yalancı fecir
    İmanım gibi biliyorum vakit asılmak vaktidir
    Ve taksim gazinolarında trahomlu şairler
    Mısra arıyorlar masaların altında
    Kanını içiyorlar bilmeden “Cennet atları” nın
    Ben yurdumun en sert tütününden bir sigara sarıyorum
    Dumanı ciğerlerime değil iliklerime çekiyorum
    Ne kadar ürkek ceylan varsa Asya çöllerinde
    Domaniç yaylasında ne kadar dizginsiz at
    Başlıyorlar koşmaya kılcal damarlarımda
    Sıcak solukları yalarken alnımı
    Toynaklarını hissediyorum alyuvarlarımda.

    Sana bu mektubu evimin balkonunda yazıyorum
    Sağ elimi koyuyorum tam yüreğimin üstüne
    Çankaya yokuşunda söylediğimiz marşı duyuyorum
    Ulu kayalar parçalanıyor beynimin bir yerinde
    Bir yerinde demirden dağlar eriyor
    Atlas yelkenli gemileri unutmuş birkaç levent
    Viski kokulu bulvarlarda yavaş yavaş ölüyor
    İstediğin o seccadeyi hemen gönderiyorum
    Üstünde Kabe resmi ve anamın duaları var
    Ve bildiğin sebeplerden ben gelemiyorum.
    Yine biliyorsun ki , Sevmedim ülküden başkasını
    Başı dumanlı dağları, dolunayı, ufukları
    Bir de Çankaya yokuşunda rüzgara tutulmuş saçlarını
    Önce Allah, sonra genlerim şahit.
    Sevgimi üç bin yıl sonra doğacak torunuma yolluyorum
    Trahomlu şairler doğruluyorlar masaların altından
    Elleri fahişelerin karanlık saçlarında
    Benim kalemimden kan değil süt damlıyor
    Geceler boyu böyle geleceği emziriyorum
    Kahrolayım sevmedim ülküden başkasını
    Bir de seni çok seviyorum


  • her şey yapılabilir
    bir beyaz kağıtla
    uçak örneğin uçurtma mesela
    altına konulabilir
    bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
    sallanan bir masanın
    veya şiir yazılabilir
    süresi ötekilerden kısa
    bir ömür üzerine.

    bir beyaz kağıda
    her şey yazılabilir
    senin dışında
    güzelliğine benzetme bulmak zor
    sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
    her şeyden
    bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
    belki tabiattadır çaresi
    senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
    ve benim
    bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
    anlarım bitkiden filan
    ama anlatamam
    toprağın güneşle konuşmasını
    sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla

    sen bana ışık ver yeter
    bende filiz çok
    köklerim içimde gizlidir
    gelen giden açan soran bere budak yok
    bir şiir istersin
    “içinde benzetmeler olan”
    kusura bakma sevgilim
    heybemde sana benzeyecek kadar
    güzel bir şey yok

    uzun bir yoldan gelen
    tedariksiz katıksız bir yolcuyum
    yaralı yarasız sevdalardan geçtim
    koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
    her şeyi anlattım
    olan olmayan acıtan sancıtan
    bilsem ki sana varmak içindi
    bütün mola sancıları
    bütün stabilize arkadaşlıklar
    daha hızlı koşardım
    severadım gelirdim
    gözlerinin mercan maviliğine

    sana bakmak
    suya bakmaktır
    sana bakmak
    bir mucizeyi anlamaktır

    sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
    aşk sorgusunda şahanem
    yalnız kelepçeler sanıktır
    ne yazsam olmuyor
    çünkü bilenler hatırlar
    hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
    bahçıvanlar değil tüccarlardır
    sen öyle göz
    sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
    sen teninde cennet kayganlığı iken
    sana şiir yazmak ahmaklıktır

    bir tek söz kalır
    dişlerimin arasından
    ben sana gülüm derim
    gülün ömrü uzamaya başlar

    verdiğim bütün sözler
    sende kalsın isterim
    ben sana gülüm derim
    gül sana benzediği için ölümsüz
    yazdığım bütün şiirler
    sana başlayan bir kitap için önsöz

    sana bakmak
    bir beyaz kağıda bakmaktır
    her şey olmaya hazır
    sana bakmak
    suya bakmaktır
    gördüğün suretten utanmak
    sana bakmak
    bütün rastlantıları reddedip
    bir mucizeyi anlamaktır
    sana bakmak
    allah’a inanmaktır''
  • Ne zaman sen gelsen aklıma,
    Kaldıramayacağım bir ağırlık
    Çöküyor yapraklarıma.
    Umutlara taş basıyor yokluğun,
    Kar düşüyor
    Henüz tomurcuk umutlarıma...
  • "Gönlüm uçma isterken semavi ülkelere,
    Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere..."

    ........................................ÜSTAD
  • Çok güzelmiş yaa
    quote:

    Orjinalden alıntı: Kür-Şad

    "Gönlüm uçma isterken semavi ülkelere,
    Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere..."

    ........................................ÜSTAD
  • BEKLEYENLER İÇİN
    Sen, gelinceye kadar;
    Pencerem kapalı duracak,
    Rüzgâr gelmesin diye.

    Artık, perdeleri açmayacağım
    Gün ışığı girmesin diye.

    Sonra, kahrolacağım.
    Bu karanlıkta,
    bu derin yalnızlıkta...

    Ve günlerce,
    gecelerce haykıracağım
    Nerdesin diye...


    Ümit Yaşar Oğuzcan
  • Şehir,üşütüyor yokluğunda...
    Kalbimde yanan aşkın olmasa
    İnan,donardım uzaklığında...
  • DENİZ

    "Beyaz Güller Hastanesi'nde yaşamın elini ilk kez tuttuğun zaman
    Tanrı oyuncaklarını yüzünde unuttu senin
    ve mavi bir uçurum ekledi gözlerine
    günü gelince düşmem için"

    bu dizeleri yazmıştım
    8.30 vapurunda unuttuğun
    anı defterine
    sana geri vermeden önce

    ama neylersin sevgili Deniz
    tüylerini fırtınanın döktüğü bir martı gibi
    herkese yakışmıyor aşk
    ve
    gözlerine gitmiyor artık
    bindiğim hiçbir vapur
    hay allah

    Akgün AKOVA
  • Önü kapalı çarşı,
    Arkası mısır çarşısı
    CEMAL SÜREYA
  • Bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların
    Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur
    Bunlar da saçların işte akşamdan çözülü
    Bak bu sensin çocuğum enine boyuna
    Bu da yatak olduğuna göre altımızdaki
    Sabahlara kadar koynumda yatmışsın
    Bak bende yalan yok vallahi billahi
    Sen o kadar güzelsin ki artık o kadar olur
    ......
    CEMAL SÜREYA
  • Terör yoksulların savaşıdır
    Svaş zenginlerin terörüdür...




    (bunu bizim fakültenin tuvaletinde okumuştum )
  • quote:

    Orjinalden alıntı: 57.ALAY

    Terör yoksulların savaşıdır
    Svaş zenginlerin terörüdür...




    (bunu bizim fakültenin tuvaletinde okumuştum )


    Nerden de bulursunuz
    Güzel ama
  • Aşkınla sararıp solacak kadar
    Sevginle bahtiyar olacak kadar
    Uğruna canımı verecek kadar
    Seviyorum desem inanırmısın?..

    Ü.Y.O
  • SANA KALAN SAZ



    sana

    yaralarımdan çiçekler,

    ilk yardım geceler biraz da

    ve yangında kurtarılması imkansız acılar

    bırakıyorum...


    seni özümün gizinde saklıyorum...

    bütün aşklarımın izlerini sayıklayarak

    ve aldatarak tüm sevdiklerimi,


    sana

    cinayetimin ipuçlarını bırakıyorum...

    vasiyeti olmayan ölüler ülkesinden

    (türkülerin sırtındaki muamma!)

    yazık bir nakarat bırakıyorum sana


    "ben sana gülüm demem

    gülün ömrü az olur"



    öç biter,

    biter şarkı,


    yaz olur...

    Ben sana gülüm derim, gülün ömrü uzamaya başlar
  • Müthiş şiir
  • Bazen kar, nasıl hazin yağar bilirsin
    Kurşuni bir gökyüzünden, ağlamaklı...
    İşte öyleyim. Kapkarayım, bu gün gel.

    Ümit Yaşar OĞUZCAN
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.