Şimdi Ara

Züleyha'nın İlk Duası

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
9.646
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  •  Züleyha'nın İlk Duası


    Rabbini bilen Züleyha ilk dua olarak hemen oracıkta;

    Rabbim, gözlerimden bu acıyı kim silecek benim?

    Kim yıkayacak gözlerimin içini?

    Kim yıkayacak acılarla dolan kalbimi?

    Hemen arkasından da;

    olsun, dedi.

    Rabbim, her şeye razıyım. Hepsine razıyım.

    Yeter ki aşktan azad etme kalbimi.

    Yeter ki göz yaşlarımın serininde yıka içimi.

    Göz yaşlarımı ve aşkımı alma, onlar bende kalsın.

    Bedel olsun.

    Ödül olsun.

    Bağış olsun.

    Yoksulluğum, zenginliğim olsun.

    Aşkım yeter, muhabbet denizinin kıyıları ne denli sınırsızmış göreyim.

    Aşkım yeter, varlığımın anlamı neymiş, çözeyim.

    Yeter aşkım,

    Yeter ki aşkımın kalbime düştüğü yere kadar yükseleyim.

    Aşkım yeter, tenimin kafesiyle düştüğüm kuyudan aşkımın tüyleriyle yükseleyim.

    Aşkım yeter,tenimin beni hapsettiği zindandan aşkımın kanatlarıyla geçip gideyim.

    Aşkla var olduğum yerde yine aşkla yok olayım.

    Rabbim,acıya razıyım ama gözyaşım bende kalsın.Razıyım yoklukta var olayım.

    Yitirdikçe bulayım. Öldükçe doğayım.

    Canım çekildikçe aradan saf aşktan ibaret kalayım.

    Rabbim, çıkar aradan takılıp kaldığım tenimi,kaldır aradan saf aşkla aramdaki perdeleri...





    Allah'ın Yahudi, Hıristiyan ve İslam inancına bağlı insanlara nasihat vermek için kaydettiği marazi aşkın örneği Yusuf ile Züleyha hikâyesi... Ve Züleyha'nın ilk duası...







  • Hiç olmadığı kadar karanlık ve hiç olmadığı kadar yağmurlu bir gecede Yûsuf’u hatırlayan Züleyha, çöle ve ırmağa baktı. Buhur yakma saati çoktan geçmişti tapınakların.Züleyha geçmiş zamanlara ve gelecek zamanlara baktı. Dudağının ucunda kendi hikayesine tanıdık acı bir gülümseme vardı.
    Duy, dedi Züleyha, duy beni ey gelecek zaman,
    duy beni yazılmış ve yazılacak olan bütün hikayelerin kadın kahramanları.
    Bütün o yaşanmış ve yazılmış olan,
    bütün o yaşanmamış ve yazılmamış olan
    hikâyelerin kadın kahramanları.
    Kadınlar ve kızlar,
    dişil ve doğurgan,
    duygusal ve duyarlı olan.
    Eril olmayan yani,
    fethetmeyi değil fethedilmeyi bekleyen kale, daima.



    Gecenin karanlık koynunda kapılarını açan kent,en fazla
    en fazla bir sandalı koynuna alan deniz.
    Durağan
    ve çaresiz
    ve lekesiz
    ve temiz tertemiz.
    Adı tarihe geçmiş ve geçecek
    dişil ve doğurgan,
    kadın ve kız olan yani ki
    yani ki bütün hikâyelerin baş kahramanı olan.
    Dünyanın çevresinde döndüğü asıl güneş, çağların gerçek sahibi, gerçek yazıcısı tarihin,
    bir anda en güçlü hükümdarları yerle bir kılan
    en güçlü kumandanları köle, en zelil köleleri hükümdar kılan,
    tutsakları en derin aydınlıkta hür, hür olanı en koyu karanlıkta tutsak kılan,
    hükümsüzü birden bire hükümlüye çeviren,
    hükümlüyü birden hükümsüz eden.

    Geçer akçeleri geçmeze, geçmez akçeleri geçere dönüştüren saklı ve gizli el.
    Ama güçsüz,
    çünkü daima ödeyen ve ödenen bedel.
    Duyun beni geçmiş ve gelecek zamanların bütün hikâye kahramanı kadınları
    ve hikâye kahramanı olmayan kadınları.

    Bir ben gibisi olmayacak aranızda,
    hiçbirinize benzemediğim kadar hiçbiriniz benzemeyeceksiniz bana.
    Hepiniz düz yollarda, sakin ve güvenli bir yaşamın kollarındasınız,
    bense derin ve karanlık bir kuyunun başındayım.

    Fethedilen değil fethe kalkışan olarak kalacak geçmiş ve gelecek zamanlara adım.
    Acım acınızdan,
    gücüm gücünüzden çünkü çok daha fazla
    aşk benim hakkım,
    aşkın, hakkımız olmayanı istemek anlamına geldiğini bildiğimden bu hak ediş,
    çünkü bu aşk benim yazgım,
    çünkü kutsal kitaplarda zikredilecek benim adım.
    Yükselmek için düşmek ,arınmak için kirlenmek,
    çıkmak için batmak lâzım.
    Yeniden doğmak için ölmeli insan bir kere,
    ruh olmak için teni yakmalı kadın
    ve suyun serinliğini bilmek için ateşe düşmeli kadın.
    Vurucu ,kavrayıcı ve kuşatan,
    durmayan, koşan,
    böyle yazılmış benim yazgım,
    kutsal kitaplarda böyle geçecek adım,
    yazgıma ben nasıl baş kaldırırım?

    Hanım hanımcık ol, böyle denecek Leylâ’ya .Ve oda öyle olacak.Çöle düşen Mecnun, Leylâ değil.Leylâ ağlamak için bile bahane bulmak zorunda. Ben öyle miyim ya?

    Şirin’in bahtına düşen, uğrunda dağlar delinen olmak olacak, dağları delen değil.Suyu bulmak Ferhâd’ın bahtı.

    Aslı, en fazla bir âh, felekleri tutuştursa da. Açılıp kapanan düğme Aslı boyundan ayağa.Yanıp küle dönmek Kerem’in hakkı olacak.

    Ben Aslı gibi miyim ya?
    Evli evinde, yerli yerinde,
    bana yazılansa, benim alnıma, Yûsuf’un gömleğini yırtmak boydan boya,
    nasıl karşı çıkarım yazgıma?
    Adım,
    ey geçmiş ve gelecek zamanların
    dişil ve doğurgan, duygusal ve duyarlı,
    hanım hanımcık, durağan,
    ve çaresiz
    ve lekesiz
    bütün hikâye kahramanları.
    Adım adınızla birlikte anılsa da,
    dağlar ve ırmaklar arasında,
    gökler ve yer arasında olduğu kadar mesafe olacak adımla adınız arasında.

    Siz, yazgınızla iffetli,
    çaba harcamayacaksınız eteğinizdeki çamuru akıtmaya.
    Ben yazgımı yükleneceğim önce
    sonra yazgımdan iffet çıkaracağım.
    Bu yüzden Yûsuf’un arka tarafından yırtılan gömleğinden
    Züleyha’nın önden yırtılan eteğine kadar uzanacak yolum,
    Adım adım,

    aşk benim hakkım.


    NAZAN BEKİROĞLU - Züleyha'nın Gelecek Zamanlara Seslenmesi




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.