Şimdi Ara

YURT DIŞINDA GRAFİKER OLAN ARKADAŞLAR YADA BİLGİSİ OLANLAR

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
7.908
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhabalar,

    şuanda hali hazırda çalışıyorum fakat yurtdışında iş yapmak istiyorum daha hangi ülkelerde bu sektörde iş bulabilirim yada zorlukları nelerdir? ingilizcem baya üst seviyede 1 yıldır profesyonel olarak bir şirkette webten ziyade marka ürünlerin etiket grafikerliği üzerine çalışıyorum.



  • Şüphesiz değil. Uzaktan bakıldığında hikayenin sadece ana hatları öyle gözüküyor. Doğal olarak bu çok uzun bir koşu. Önemli olan size sunulan sınavları doğru geçmek için gösterdiğiniz efor. Bana Hollywood’dan teklif gelmeden önce NY’da 3 yıl boyunca Amerika’da yapılmış işlerden oluşan bir portfolyo oluşturabilmek için çok iş kovaladım. Bu 3 yılın ürünleri sonucunda pek çok insanı eleyip öne çıkıyorsunuz. Amerika Mendelin fasülyeleri gibi doğal seleksiyonun çok ağır olduğu bir ortam. Sanırım çok çalışmak ve hiçbir işi baştan savma yapmamak prensibi en önemlisi.
    http://bakmagazine.com/emrah-yucel/

    Amerika’da bu sektöre girmek gerçekten çok zor. Şu zaman ve şartları göz önünde bulundurursak, benim yaptığım deliliği yaparak gidip çalışmak neredeyse imkansız artık. Ancak ciddi bir gayret gerekiyor. Böyle bir işe teşebbüs ediyorsanız, bu işi nerede öğrendiğinize dair verilebilecek ciddi bir de yanıtınız olmalı. Kendi kendime öğrendim, bir ustanın yanında öğrendim, özel ders aldım cevapları kabul edilemez cevaplar sınıfına giriyor. Önceden VHS kasetlerle çalışmalarınızı göndermelisiniz ki, adamlar incelemeli, bakmalı, eğer beğenilirse zaten sizi çağırıyorlar.

    Örneğin, Amerika’ya ilk gittiğim sırada kendime o kadar güveniyordum ki, Digital Domain firmasının kapısına elimi kolumu sallaya sallaya vardım. Bilenler bilir, film efektleri, karakterler, film materyalleri hazırlayan, neredeyse bütün büyük filmlerde yer almış ciddi bir firmadır Digital Domain. Örneğin Brad Pitt’li “Benjamin Button’un Tuhaf Hikayesi” filminin görsel efektlerini yaptı. (Digitaldomain.com) Kapıdaki görevliye yarım yamalak İngilizcemle burada çalışmak için başvuru yapmak istediğimi ve yetkili biriyle görüşmek istediğimi söyledim. Görevli gayet nazik bir ifadeyle bunun mümkün olmadığını belirtti. Fakat Türkiye’den bunun için özel olarak binlerce kilometre mesafe kat ederek geldiğimi vurgulayarak o kadar ısrar ettim ki, görevli beni bir yetkiliye görüştürmeye karar verdi. Görüştüğüm yetkili, burada işlerin bu şekilde yürümediğini, bu stüdyoda çalışmak isteyenlerin çalışmalarını bir VHS kaset şeklinde ellerine ulaştırmaları gerektiğini, eğer izleyip etkileyici bulurlarsa o kişilerle ancak o şekilde temasa geçtiklerini belirtti.

    http://sanalkurs.net/roportajlar/hollywood-tan-bir-efekt-ustasi-muzaffer-korkut

    Büyük ağabeyim Amerika’ya benden 3 yıl önce gitti, ben de onun yanına gidip iş aramaya başladım. Demoreel’ımı sağa sola yolladım, sonra Manhattan’daki FDG film stüdyosu benim visama sponsor oldu ve işe başladım. New York hiç sevdiğim bir yer değil. Uçakla üstünden geçmek çok zevkli ama içinde yaşamak rahatsızlık verici. Sonra Los Angeles’taki Check Six Studio çalışmalarımı gördü ve oraya girdim. Los Angeles’ta araban ve ehliyetin yoksa tam bir kabus yaşıyorsun. Ama o işleri hallettikten sonra çok güzel bir şehir. Check Six’te Playstation 2 için yapılan oyunlarda çalıştım, ama oyun sektörü bana pek cazip gelmedi. Realtime 3D’de çok fazla kısıtlama var. Çıkan sonuç da dünyanın en iyi oyununda bile film kadar iyi değil.
    Demomu tekrar hazırlayıp Blur’a verdim. 3-5 sokak uzaklıktaydı, yürüyerek kasedi bıraktım, öbür gün cevap geldi ve iki hafta sonra çalışmaya başladım. Yaklaşık 3 senedir de orada çalışıyorum.

    http://bakmagazine.com/cemre-ozkurt/

    Merlin'in Kazanı: Tasarımcılık kariyerinize İstanbul’da devam etseydiniz, bu seviyeye gelebilir miydiniz? Los Angeles’ta yaşamanın ve çalışmanın İstanbul’a kıyasla avantajları nedir?
    Onur Şentürk: Büyük ihtimalle hayır. Diğer yandan kendimi hiç bir yere göç ediyor gibi hissetmedim. Canım sıkıldığında ve çalışacağım projelere göre bulunduğum konumu benim belirliyor olmam sevdiğim bir şey. Şu an da bunu yapıyorum. Avantajı Türkiye'deki reklam ve film endüstrisiyle sınırlı kalmayıp ve çalışacağım projeleri seçme lüksüne sahip olmak bu da bir tasarımcı, yönetmen için güzel bir şey. Sonuçta konuşulan dil ne kadar farklı olsa da farklı milletlerle çalışıp ortak payda bulmak çok zor değil.

    http://merlininkazani.com/Need_for_Speed_Rivalsta_bir_Turk_Roportaj-roportaj-69594p1.html

    En son Silikon Vadisi dizisine yaptığın giriş animasyonuyla Emmy’e kadar uzanan bir başarı yakaladın. Bu yolculuk nasıl başladı?
    Biraz çabalarımla, biraz da tesadüflerle başladı. Kardeşim Mert Kızılay‘la mesleklerimiz aynı. Kendisi Los Angeles’da yaşıyor. Kendisini ziyarete gittiğimde meslektaşlardan oluşan güzel bir güruhun içinde buldum kendimi. Türkiye’dekinin biraz aksine, orada bu işi yapan insanlar birbirileriyle arkadaş olmak için oldukça hevesli. O kısa bir ziyaret süresince yetenekli ve açık fikirli insanlarla tanışma, onlara işlerimi gösterme fırsatım oldu. Sonra bir gün, brief olarak izometrik şehir tasarımı içeren bir proje için benim eski işlerimden birinin referans olarak seçildiği Silicon Valley işiyle kapımı çaldılar.

    http://datafobik.com/eski-nerdlerden-kim-kaldi-mehmet-kizilay/

    “The New York Times, Washington Post ve Wall Street Journal’a çiziyorum. Bunu yapabilmek için ekstra bir şey yapmanıza ya da birilerini tanımanıza gerek yok. ABD’de işinizi iyi yapıyorsanız ve yaptığınızı biliyorsanız size tüm kapılar açılır. The New York Times’a portfoloyomu gösterip çizmeye başladım. Ardından, Wall Street Journal ve Washington Post, işlerimi görüp benimle iletişime geçti. Çalıştığım editörlerin çoğunun yüzünü bile görmedim. İnsanların zannettiği gibi, burada müthiş bir çevre sahibi olmanıza gerek yok. Ya da tam tersi; kimi tanırsanız tanıyın, kimin çocuğu olursanız olun, yaptığınız iş iyi değilse, size kimse iş vermez. Çünkü ABD’de her iş, adalet sahibi yöneticiler tarafından, liyakat sahibi kişilere verilir.”
    (Tempo Dergisi röportajından)
    http://mkperker.net/

    On sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
    On sene içinde emekli olmayı hayal ediyorum :) İnternet ve sosyal ağlar sayesinde çok fazla insana ulaşmak mümkün artık, dolayısıyla nerede olduğunuz ve ne yaptığınız çok önem taşımıyor. Çalıştığınız her yerde büyük işler yapmanız mümkün, ben de yeteri kadar kazanç elde edebilirsem kendime Ege’de, deniz kenarında bir arazi alıp küçük ahşap bir ev yapmak istiyorum. Orada ticari olmayan bireysel çalışmalar yapıp bu işleri sergilemek niyetindeyim :)

    http://fabilog.com/illustrator-roportajlari-aykut-aydogdu/

    https://behance.net/kerembeyit


    http://koffanimation.com/



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi okuryazarcizer -- 20 Haziran 2016; 12:21:45 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: okuryazarcizer

    “The New York Times, Washington Post ve Wall Street Journal’a çiziyorum. Bunu yapabilmek için ekstra bir şey yapmanıza ya da birilerini tanımanıza gerek yok. ABD’de işinizi iyi yapıyorsanız ve yaptığınızı biliyorsanız size tüm kapılar açılır. The New York Times’a portfoloyomu gösterip çizmeye başladım. Ardından, Wall Street Journal ve Washington Post, işlerimi görüp benimle iletişime geçti. Çalıştığım editörlerin çoğunun yüzünü bile görmedim. İnsanların zannettiği gibi, burada müthiş bir çevre sahibi olmanıza gerek yok. Ya da tam tersi; kimi tanırsanız tanıyın, kimin çocuğu olursanız olun, yaptığınız iş iyi değilse, size kimse iş vermez. Çünkü ABD’de her iş, adalet sahibi yöneticiler tarafından, liyakat sahibi kişilere verilir.”
    (Tempo Dergisi röportajından)
    http://mkperker.net/


    http://mkperker.com/





    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi okuryazarcizer -- 27 Temmuz 2016; 19:20:09 >




  • http://cagricankaya.com/

  • https://vimeo.com/user3043175

  • Keri: Eidos ve Lionhead Studios gibi dünyaca ünlü firmalarla çalıştın ve halen de Lionhead Studios’ta Senior Concept Artist olarak çalışmaya devam ediyorsun. Son olarak da Fable 3 oyunu için konsept çizimler ve illüstrasyonlar hazırladın. Oyun firması için çalışmanın farkları neler? Daha mı zor, daha mı keyifli?

    Emrah Elmaslı: Şimdi nasıl anlatsam, tabii ki de keyifli. Özellikle yurtdışında, oyunları en az 3-4 milyon tiraj yapan büyük bir stüdyoda çalışmak inanılmaz zevkli. Ama bunun getirileri olduğu kadar götürüleri de var. Tamam her gün çiziyorum, boyuyorum vesaire ama okurlar bunu güllük gülistanlık bir ortam sanmasın. Sonuçta bu da sabah 9 akşam 5 dedikleri tarzda tam zamanlı bir iş. Özellikle benim gibi her şeye elimi atayım, şunu da yapayım, bunu da yapayım düşüncesinde bir insansanız gerçekten çok zor oluyor. Kendi projelerinize ayıracak enerjiniz kalmıyor diyebilirim. Ya da iş yerinde kendinizi öyle bir iş yaparken buluyorsunuz ki, “Eeeeh! Bunun için mi geldim buraya lan!” deyip birisine kafa göz girmek isteyebileceğiniz durumlar oluyor. Veya burada “Crunch” dedikleri, oyunun piyasaya çıkmadan önceki 8-9 aylık dönemde, stüdyoda akşamlamalar bazen de sabahlamalar insana gına getirebiliyor. Yediğiniz Çin yemeğinin, pizzanın haddi hesabı olmuyor. Sonra eve gidip bayılıyorsunuz ve sabah kalkıp haydiii, tekrar işe… Bir de takım çalışmasının avantajları olduğu gibi bazı dezavantajları da var. Mesela bir illüstratörün işini yaparken muhatap olduğu en fazla bir ya da iki kişi olur ama Konsept Tasarımcı, tasarladığı şey ile ilgili takım içinden birçok kişi ile fikir alışverişi yapmak zorundadır. Sanat Yönetmeni dışında Animatörler, Teknik Sanatçılar ve Modelciler ile tasarımın uygulanabilirliği konusunda hemfikir olmak gerekir. Bazı teknik kısıtlamalar yüzünden en başta düşündüğünüz tasarımın sonuçta birebir uygulanamadığını görebiliyorsunuz.Bunların çoğu teferruat tabii ki, her tam zamanlı işte yaşanabilecek şeyler. Sonuçta, 2-3 senedir üzerinde çalıştığınız oyun piyasaya çıkıp, oyunun kutusunu elinize alıp baktığınızda tüm bunları unutuyorsunuz. 150-200 kişi aynı projede çalışıp alın teri döktükten sonra bu hazzı yaşamak çok güzel bir duygu.
    http://frpnet.net/roportajlar/emrah-elmasli-ile-roportaj




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.