Şimdi Ara

Yüksek faizi savunanlar (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
131
Cevap
1
Favori
5.130
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
11 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • bir sömürü sistemi mevcut. bunu da ekonomik ve politik olarak yürütüyor birileri.


    biz kendimizi özgür zannediyoruz ama maalesef özgür değiliz. buna tam bağımsızlık diyebiliriz.tam bağımsızlık için atılan adımlar maalesef canımızı yakıyor ve yakacak da. eğer canımız yanmıyorsa bu işte bir terslik var demektir. çünkü sistem onların sistemi. biz birer oyuncuyuz.


    tabiki canımız yanarken yapılan hamlelerle oyun kurucu pozisyonuna ulaşmamız gerekiyor.yoksa tekrar başa dönüyoruz.

    bunu Atatürkümüz başarmış.hem sahada askeri olarak kazanmış hem de sonrasında ekonomik hamlelerle başarmış.zaten savaş sonrası tam bağımsızlık görüşlerine internetten ya da bazı kitaplardan ulaşabilirsiniz.


    yüksek faizler ödenirken halkın canı yanmıyor gibi hissediyor ama gerçekte öyle değil. farenin insanı üfleyerek kemirmesi gibi bir durum söz konusu.hissettirmeden sömürülüyoruz yüksek faizlerle. yatırım yapılması gereken paralar faize gidiyor.bunun en acı tablolarına 90 lı yıllardaki grafiklere bakarak çıkarım yapabilirsiniz.


    faizlerin düşürülmesi ile döviz fırlatılıyor ve alım gücü düşüyor.bunun da sonucu bu maalesef. bakalım halkımız ne kadar direnecek bu işe.


    esasında bu işleri devletimiz anlatmalı bence. bilale anlatır gibi tv,sosyal medya vs vs her yerde anlatmalı,anlatabilmeli.

    tabi halkımızın büyük çoğunluğu anlar mı,emin değilim.





  • muammer816 M kullanıcısına yanıt

    Dediklerin çoğuna katılmak mümkün tabii ki ama MB faizini düşürerek sömürüyü azaltıyor gibi bir sonuç iktidarın propagandasının sonucu olsa gerek. Oysa MB devlet kurumu Erdoğan atadı karıda hazineye katılıyor%20de olsa %15 olsa da faiz kazancı elde ediyor yani devlet kurumu %15 faiz almakta tefecilik yapıyorsa bunu devletin kendisi yapıyor.Akbank garanti bankası ise MBden aldığı %15 faizle parayı vatandaşa %20-25e satıyor onunda önemli bir kısmı vergi ( hem kdv hemde gelir vergisi vs var) burda tefecilik varsa sömürü varsa bunları yapan devletin kendisi. Birde hazine memura emekliye maaş vermek için YİD ödemeleri için %20 faizle borçlanıyor (çünkü bütçe gelirleri vergiler harçlar yetmiyor )her sene bu borç faizi katlanıyor en son 140 milyar lira faiz ödemişti. Olmayan parayı emekliye memura YİD ödemeleri için harcamasa borçlanmasa böyle bir faiz borcu oluşmayacaktı


    Sorunlar belli ama insanlar bu sorunları çözmek istemiyor çünkü ucu kendine dokunuyor .Emeklilik memurluk asgari ücret oy kazandıran şeyler. Herkes zam istiyor zaten. Faizle borçla bu düzelir zannediyorlar ve suçu faize şuna buna atıyorlar. Devlet bütçesi yüksek açık vermese zaten böyle sorun olmayacaktı


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • muammer816 M kullanıcısına yanıt

    Atatürk'te yapamadı. Yapamazsın. Dünyada öyle tam bağımsızlık diye birşey yok. Şu an amerikada yapamaz. Faizi düşürüp ithalatı kısmakla bağımsız falan olunmuyor. Cari fazla verirsin vatandaşın ihtiyacı olan ürünleri pahalı olduğu için alamaz anca bu olur. İthal mal pahalı diye burada fabrikaları kurulmaz. Kurulsa bile aynı kalite olmaz.


    Siz 1970'lerin türkiyesini vaat ediyorsunuz. O devri görmedim ama 90'larda bugün yüzüne bakmadığınız ithal sakızı bile amerikan pazarından fahiş fiyata aldığımızı hatırlıyorum. Kaçak malların dolu olduğu amerikan pazarı denen yere girerdim bakkalda olmayan bir sürü değişik ürün orada vardı fahiş fiyata. Piyasada dandik yerli malların dolu bir ortamı ve herkesin kullandığı ama türkiyede bulunmayan ürünlerin olduğu bir devri ucundan bile tekrar görmek istemem. 2022 yılına geldik bu devirde öyle şeyler olmaz. Kimseyi ikna edemezsiniz almancı akrabalarımız milka çikolata getirirdi bizim için büyük birşeydi. Şimdi böyle şeylerin yüzüne bakmıyorsunuz çünkü alışıksınız doymuşsunuz. Biz o devirde görmemiştik yoktu bu ülkede.





  • Periah kullanıcısına yanıt

    Yazdıklarına katılmamak mümkün değil ancak şu var . ''Faizlerin bir merkez tarafından değil piyasa tarafından belirlenmesi bastırılmaması veya gereğinden çok olmaması gerekir '' demişsin. Faiz konusunda bizim Akbank garanti bankasının vd. uyguladığı faizi değil parayı basan kurumun uyguladığı faiz konusu var. Tabii ki garanti bankası istediği faizi uygulayacaktır ama FED olsun AMB olsun dolar ve euro'nun küresel rezerv para olması için veya buna sürdürmesi paralarıyla kendi ekonomilerine destek olacaktır. Bu nedenle bazen faizi düşürürler ki kolaylıkla ulaşılsın ve herkes kullansın çünkü insanlar pahalı ve faizi yüksek diye euro ve dolar kullanmak yerine yerli para, altın, yuan kullanmaya geçerse Avrupa ve Amerika ekonomisi kötü etkilenecektir. Bu nedenle FED ve AMB dünya vatandaşlarının ne dolardan vazgeçmesine neden olacak kadar kar marjını artırır ( yüksek faiz ) nede kar sağlamayacak kadar düşürür ( %0)... FED ve AMB kendi ekonomilerin güçlenmesi ve daha fazla ülkeye kazanç sağlamak için politika yürütürler oysa bizim MB hükümetin seçim kazanması için çalışma yürütür. Hükümet seçim kazansın diye TLyi suni olarak değerli yapmaya çalışır. Üretim olmaz sanayi bozulur sonra ne kadar engel olmaya çalışsa bile devalüsyon olması kaçınılmazdır çünkü ülkede üretim çok zayıflamış herkes yan gelip yatarak para getirici işlere yönelmiştir


    Yani senin dediğin faiz Akbank garanti bankasının açıkladığı faizdir ( hazinenin borçlanması da ) ve piyasa belirler hatta hazine borçlanır emekliye memura maaş vermek için bu %20-22lere kadar bu da piyasa tarafından belirlenir. Zaten hazine %14 kazançla tahvil-bono çıkartsa kimse almaz. MBnin faizi ise piyasadaki dalgalanmayı engellemek, ekonomiyi güçlü tutmak, yerli yatırımcıyı korumak gibi düşüncelerle belirlenmesi gerekir


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Mesele faiz deil hocam ülke ekonomisi bitik

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • sömürü ancak ve ancak üretimle sonlandırılabilir. bu üretim de herşeyin üretilmesidir. iğneden ipliğe,ağır sanayiden savunma sanayine, bilişim teknolojileri vs vs vs aklınıza ne geliyorsa o üretilebilmeli. ancak bu öyle kolay değil. burda yazdığımız kadar kolay değil.


    ama yapılabilir. bir yerden başlamak gerekiyor sadece.


    ps. tabiki bu yol böyle sancılıdır.öyle ha deyince olmuyor.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi muammer816 -- 7 Aralık 2021; 11:59:6 >
  • Yalnız burada bir yanılgı oldugunu düşünüyorum.

    Faizi merkez bankaları değil piyasa belirler aslında. Merkez bankalarının belirlediği faiz piyasanın faizi ile ne kadar uyumlu olursa o merkez bankasının para birimini kullanan aktörlerin tümü bu işten o kadar fayda sağlar fakat merkez bankaları birtakım çıkarlar gözeterek değişik faiz kararları alıp, değişik faiz politikaları uygulayabilirler.

    Peki bu durumda ne olur?

    O merkez bankasının parasını kullanmayı tercih eden kişilerin bir bölümü bu işten zarar görürken bir başka bölümü haksız fayda sağlamaya baslayacaktır. Ekonomide cesitli anomali ler ve problemler horul eye baslayacaktır. Yani piyasa faizi ile dayatılan faiz yani merkez bankası faizi ne kadar farklıysa bu bir sömürü düzeni ve çürümeye neden olur.

    Peki şunu söyleyebilirsin. Neden bizim merkez bankamız eksi faiz verirken bizim iflahımız kesiliyor ekonominin içinden geçiliyor fakat ABD, Avrupa veya Japonya eksi faiz vermesine karsın onlarda bizdeki gibi doğrudan zararlar ortaya cıkmıyor?


    Burada rezerv para birimine sahip ulusal merkez bankalarının paralarının uluslarası gecerliliğini suistimal etmesi olgusu var. Bizim merkez bankamız nasıl eksi faiz verdiğinde ulkede buyuk bir fakirlik ve tahribat ortaya çıktıysa aslında Fed eksi faiz verdiğinde de benzer bir tahribat ve yıkım yasandı. Fakat Fed ulusal bir merkez bankası oldugu için yani sadece Abdyi dusundugu için fakat onun parasını tüm dünya kabul ettiğinden Fed faiz politikası sayesinde ulusal sınırları içerisinde yasayanların kayrılmasını fakat ulkesindeki problemlerin cogunun yurtdışında yine onun parasına guvenen tebanın sırtına yıkılması yolunu secti. ABD içine girdiği ekonomik krizden dunya da bizim gibi ulkeleri hepsine bol miktarda para sacıp bizi ithalata bagımlı kılıp bu ithalat ile kendi ülkesini indeki durmuş ekonomileri canlandırma yolunu secti fakat ekonomisi tekrar calıstıgında doların degerinin yurtdısına yukselmesi i saglyarak tum dunya ya devasa bir borc krizi bırakarak hepimizi fakirleştirdi, dunya da gelişmekte olan uşkeşerin sırtına cok agır bir problem bıraktı. Yıkım yarattı, tahribat yarattı fakat bunu ABD sınırları dışındaki objelere yansıtarak yaptı.


    Dolayısıyla dusuk faiz politikası aynı bizde oldugu gibi Fed uygulayınca da tahribat yarattı. Fakat biz bu tahribatı paramızı bizim dışımızda kimse takmadığı için kendi halkımıza uyguladık fakat Amerika ise parası dünyada gecerli oldugu için tahribatın cogunu dünyaya uyguladı. Sonuc olarak Amerikan ekonomisi eksi faizde verseniz eksi 100 faizde verseniz aslında sorunlu bir noktaya ilerliyor. Gercek faiz ile Fed faizinin birbiri ile alakası bile yok fakat siyasetciler ve merkez bankaları gercek faizi uygulayıp ardından ortaya cıkacak tahribat ile yuzlesmek yerine faizi olması gerekenin altında yutarak sorunu sureli otelemeyi seviyorlar. Bizim gibi ülkelerin aksine bu uşkeşerin paraları tum dunya da gecer akçe oldugu için ülkelerindeki sorunları tum dunya ile paylaşıp aslında dolara veya Euro ya guvenen ama ABD ekonomisine ait olmayan kişileri kazıklayarak ulusal problemlerini oldugundan daha az hissetmeyi basarabiliyorlar.


    Ama insanlar gerizekalı değil. Bu suistimal politikası yıllardan beri paralarının geceli olmasını saglayan tek gercek olgunun yani guvenin altını oynuyor. Son donemde ABD de ortaya cıkan ve bir akıl hezeyan, curumusluk ornrgi olan Modern para teorisi ( Sjw akımının ekonomi koludur bu) adı altında gecen sol cehaletin yeni para politikası da özünde bu süreci anlayamayan bazı sol cahillerin ABD nin sınırsız para basarak kendini fonlamasını ve bastıgı paradan aldıgı vergiler ile butce acılarını kapatmak gibi aptallığın nirvanasında politikaları savunuyorlar. Fakat farketmedikleri şey Abdnin bu kotu niyetli ve zararlı para politikasının yukunu ABD içinde değil dunya da bu paraya guvenen insanların sırtına yuklrdiği ve suistimal arttıkça paraya guvenin azalacağı ve bu sol cehalet kaynaklı kotu niyetli politika uygulanıp dunyadaki tum kerizler uyanıp bu paradan kurtulmaya calıstıgında esi benzeri gorulmemiş bir ekonomik yıkım yaratacagıdır.


    Kısacası bir reel faiz birde dayatılmış faiz vardır. Merkez bankaları faizi belirlemez sadece faizi dayatırlar. Dayattıkları faiz reel faiz ile uyumlu oldugu surece ekonominin çarkları saglıklı bir biçimde döner. Fakat gercek faiz ile dayatılmış faiz arasında makas acıldıkça işte orada problemler birikmeye, anomali ler ortaya çıkmaya ve birileri haksız yere zenginleştiren birileri bedel ödemeye baslayacaktır. Uzun vadede ise o an çok kolay bir biçimde çözebileceginiz sorunların 20 yıl sonra artık geri dönülmez noktaya geldiği ve bagımlının altın vurursa ulasan kadar uyuşturucu dozunu arttırmak zorunda kalacağı bir sürece girilmiş olur.


    Not : Bir önceki yazımda faizlerle ilgili özel durumlar oldugundan bahsetmiştim. İşte aslında merkez bankalarının faize müdahale etmek zorunda oldukları nokta dışarıdaki başka merkez bankalarının sistemi suistimal ederek zararı başka noktalara aktardıkları senaryolarda bizim merkez bankamızın yurtdışında gelen yanlış faiz sonucu olan para akışları ın zararını dizginlemek için kendi faiz politikasını kullanmasıdır.


    Eger ki dünyada merkez bankalarının tekelinde olmayan uluslarası para birimleri ( Bitcoin'in ortaya çıkışının ardındaki hayal) ortaya çıkarsa aslında faiz politikasının merkezler tarafından belirlenmesini zararları çok daha berrak bir biçimde ortaya çıkacaktır.


    Bugun ise rezerv paralara bagımlı bizim gibi ulkeleri rezerv parayı basanların yaratacakları zarara karsı bir satranç oyuncusu gibi bu bozucu etkiyi neutralize edecek reel faizi vermek adına faizi kullanması zorunludur. Cunku biz iki paralı bir ulkeyi. TL faiz politikasının amacı doları yönetenlerin yanlış politikalarını TL 'yi kullanarak sönümlendirmeleridir. Fakat onun yerine Fed' in yaptığının aynısını yaparak iki katı bozucu bir etkiye neden oluyorlar...




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 7 Aralık 2021; 12:15:37 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Periah kullanıcısına yanıt

    Senin yanılgında FED'i uluslarası ,bağımsız ,dünya halkların çıkarı için olan bir kurum gibi görmen yada bu olmasa bile böyle çalışacağını varsayman. FEDin politikaları ilk önce kendi ortakların sonra Amerikan toplumun çıkarı için politika üretmektir. Bunun sonucunda dünya hakları zarar görebilir .Bu normal ve öngörülen bir şey. Eğer dünya halkları farklı yere kaymaya çalışırsa '' CAZİP FIRSAT'' önerileri pekala sunulabilir. İMF devreye girer Dünya bankası devreye girer yada başka kurum ve kuruluşlar... TC hükümeti 5li çete vasıtasıyla T.C halkından para tırtıklamak istiyor diyelim 1e 10 ihale verir ve bunun parası nerden çıkacak vergilerden ötv ,kdv, gelir vergisi artışından sağlanacaktır. Bu durumda serbest çalışanlar özel sektör çalışanları zarar görecektir çare olarak işyerini kapatmak veya seçimde farklı partiye yönelmek isteyecektir bu durumda seçime gelirken ötv ve vergiler kalkar ve bankalardan özel sektöre destek olunur böylece iktidar ''Cazip fırsat'' sunmuş olur. Bunu bankalarda yapabilir çıkmak istediğinde kartı iptal etmek istediğinde bir cazip teklif sunulabilecektir


    Tüm MB'ler faizle para satıyor FEDde öyle ayrıca karşılıksız para da basıyorlar .Bunların hepsi kar. FED bütün dünyaya satıyor parasını AB euroyu böyle yapmak istedi ama hala başaramadı çünkü ABD kontrolğündeki arabistan gibi ülkelerdeki petrolü ve silahını dolarla satmakta ama AB'nin ne ordusu ne de petrolü bulunmakta... FED doların hep tekel olmasını istiyor rakip istemiyor çünkü hep kendi kazanmak istiyor . Krizler falan olabilir sistemden çıkılmadıktan sonra FED için bu sorun değil hiç kriz olmasa ama FED para kazanamasa asıl sorun bu olur FED açısından


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Vanished Man V kullanıcısına yanıt

    Hiçbir şey üretmeden yada kalitesiz üretirken dünyadaki en iyi ürünleri nasıl sahip olacaksın veya bunu nasıl hak ettiğini düşünüyorsun... Üretmeden tüketmek ancak elinde atalardan kalan topraklar varsa bunları pazarlayarak seni belli bir süre idare edebilir ancak daha fazlası olmaz... İnsanlar bugün yaşananları tercih sanıyor oysa bu sonuç: Türkiye insanının kalitesinin sonucu üretiminin sonucu . Dandik birkaç kalem ürünle mercedes, audi ,samsung tv vs olmaz veya çok az kişi sahip olur... Bunları herkesin sahip olabilmesi için birçok sektörde lider konumda olman lazım ve yüksek fiyata satabilmen lazım bunuda kaliteli üretimle saplayabilirsin


    ithal mal pahalı diye burda fabrika kurulmayabilir veya kaliteli olmayabilir de ama ithal mal ucuzsa burda fabrika zaten kurulmaz kaliteli yada kalitesiz. Kalitesiz mal üreten yada hiçbirşey üretmeyen biri nasıl mercedes otomobil hakettiğini sorgulamamız gerekir burada. Kalitesiz malı kaliteli yapıncaya kadar bekleyecektir başka yolu yok. Kimse sana bedava mal vermeyecektir borçla verdiği mallarda gelecekte senin sermayeni yok edecektir senin fabrika kurmanı devamlı yok edecektir...


    Kapalı ekonomilerde rekabet yoktur zaten 1990 da komünizm yıkıldı 1995lerde gümrük birliğine üye olduk .Böylece gümrük engeli kalktı Türk tekstili avrupaya daha rahat gitti ordaki mallarda buraya geldi. Kimse 1970leri geri getiremez böyle bir şeyin olması mümkün değil Çin vietnam romanya polonya bulgaristan gibi ülkeler bile serbest piyasaya geçmiş




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 7 Aralık 2021; 18:25:4 >




  • Paran değer kaybederken düşük faiz savunursan batık ülkeler klasmanında ilk sirada yer alirsin. 2+2 =4 gibi basit bir matematik bu. Tersini yaparsan yüzde 50 üzerinde enflasyonun olur sahtekarlık yapıp devlet istatistik kurumunu millete yalan söylemeye zorlarsin, karara giden dışişleri bakanına gazeteci para istemeye mi geldiniz diye soru sorarak asagilar.


    Kısacası ülkenin onurunu yere serersin. 20 yıl sizin savunduklarinizla bu haldeyiz. Sonuç belli. Hala saçma sapan mantiginizdan umudunuz mu var ? Gerçekten akp liler hala nasıl doğru olanı istediğine inanabiliyor? Yoksa reisleri onların yerine düşünüp karar veriyor onların bir düşünce veya fikirleri yok mu demeliyiz. Geberecez açlıktan bu gidişler. Müthiş kafalar. Ciddi ciddi içinde bulunduğumuz duruma rağmen kendi düşüncelerine öyle inanmislar ki bir de başlık açmışlar.

    Arkadaş sen ne düşünürsen düşün. 2 + 2 asla 5 etmiycek.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Herşeyi üretmek zorunda değilsin. Çok kaliteli üretmekte zorunda değilsin. Ayrıca ben niye hak edemiyor muşum? Avrupada her ülke cari fazla mı veriyormuş?

    Türkiyenin üretip sattığı ürünler var. Enerji maliyeti olmasa doğalgaz gibi cari fazla bile verir.


    Senin gibi arkadaşlar ülkeyi muz cumhuriyetleriyle karıştırıyor. Türkiye gelişmemiş afrika ülkesi mi? O saydığın ürünleri alman için sektörlerde lider olmana gerek yok. Sırbistan neyde lidermiş? Gürcistanda neler üretiliyormuş?

    Sermaye desen artık yerli sermaye diye birşey mi var? Dünyada sermaye her yerde. Fabrika falan diyorsunuz. Burayı tercih etmiyorlarsa vardır bir sebebi. Üretim ucuzluyor diye burayı seçmek zorunda değiller. Ayrıca yerli sermayede yurtdışına yatırım yapmak isteyebilir.


    Bu ülkede çalışıyorsam bende avrupalılar gibi herşeyi almak isterim. Bana öyle eskinin masallarıyla gelmeyin. Yok üretecekmişiz yok yurtdışına döviz gitmeyecekmiş. Canı cehenneme. Şu an aklı başında her vatandaşın parasını dövize çevirmesi lazım. Devlet tlyi düşürüp beni fakirleştirecek bende salak gibi tamam diyeceğim. Hadi ya.





  • Vanished Man V kullanıcısına yanıt

    Türkiye Sırbistan ve Gürcistanı mı örnek alacak şimdi. Erdoğan sırbistana destek için et vs ithal ediyordu birkaç sene önce ama ülkeler kişi başı gelir sıralamasına baktığımızda sırbistan ensemizde ya bu yıl yada seneye geçer Gürcistanda da 5-10 seneye kalmaz bizi geçer çünkü onların 1990da bıraktıkları sistemi uzun süredir uyguluyoruz


    Herşeyi üretmek zorunda değilsin birkaç sektörde iyi kaliteli mal üretmen gerekir ki iyi ürünler alabilecek paran olsun. Hiç bir şey üretme petrolün yok,sex turizmi yada uyuşturucu turizmi de yapmıyorsan nasıl ülkedeki herkes iyi ürün kullanabilsin. O paranın kaynağı nerden gelecek


    enerji maliyeti olmasa cari fazla bile verebiliriz işte onun nedeni beğenmediğiniz 70ler yada 90larda kurulan fabrikalar. Beğenilmeyen Tofaşların başlangıcı olan ilk yerli otomobil Anadol vardı. Ford'lar toyotalar renault fiat vestel beko vs hep bu beğenilmeyen dönemlerde kuruldu


    Senin için yerli sermaye olmayabilir ama bir ingiliz fransız alman çinli israilli için vardır .Zaten o nedenle onlar zengin. .. Burada üretim maliyetli olduğu için yerli sermaye daha uygun yerlere gidiyor zaten ve o ülkeler zenginleşiyor polonya çekya slovenya slovakkya bulgaristan karadağ gibi


    Herkes herşeyi almak ister zaten ama bunun bedeli var kimse kimseye bedelsiz veya çok ucuza birşey vermez. Para getirecek şeyler yapman lazım ama günde 8-10 asgari afrikalının bangladeslinin yaptığı işi yaoarak olmaz bu. Afrikalı beden işçisinin yaptığı aynı işi yaparak mercedes alamazsın farklı işler yapman lazım isviçreli SMA hastalarından bir kutu ilaç için 15 milyon lira veya rüşvetçi bakanların da kullandığı saat için milyon lira isteyebiliyor Finlandiyali Nokia diye telefon üretti yıllarca dünya onu kullandı . Bunlarda zor geliyorsa uyuşturucu sex turizminden başka çıkar yolu yok zaten pandemi döneminde sadece turistler ülkede dolaşabildi turistlere aşılanmış çalışanlar hizmet etmişti mersin gümrüğünde de tonlarca kokain sevkiyatı oluyor




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 8 Aralık 2021; 2:11:30 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Denge gerçek enflasyon kadar faiz olmasındadır.


    Dine göre bakarsak da; eksi faiz, hakka girmektir. Bu da riba olur, yani faiz veren lehine haksız kazanç olur. Kuran'da da zaten (faiz değil) 'riba haramdır' der.

  • Olmayacak işleri konuşmak kolay. Marka çıkarma, kaliteli üretim falan lafla olmuyor. İstesen, uğraşsan bile olmuyor.

    Hiçbirşey üretilmediği nereden çıktı? Ülkede dolu fabrika var. Üretiliyor işte. Ham maddeyi dolarla alıyorsun işleyip satıyorsun. Petrol mevzusu zaten ayrı birşey illa petrol olmak zorunda değil.


    O saydığın fabrikalara gelince onlar 60-80 arası uygulanan bir sistem yüzünden kuruldu. Sen çekmedin o sıkıntıyı 90'larda bu memlekette kalitesiz tofaşları alıyorduk japon malı toyotaya fahiş vergi vardı. Bizde vardı murat 131 italyan fiat 131 taklidi ne motoru aynı ne kalitesi dökülen bir arabaydı. O toyotalara bak hala sağlam tofaşların hangisi sağlam?

    O yokluk zamanını görmediğinden konuşması kolay. O fabrikaların kurulduğu dönemde kaçakçılık yapan tanıdıklarım var sanatçılar nescafe ve amerikan sigarası için rica ederek mal alırlarmış. Tabi kaç katı fiyata satılırmış. Bir karton malboro bekçi maaşından fazlaymış.


    İlaç tesislerini kuramayacağın ortada o zaten belli şirketlerin oluşturduğu bir sektör ama test kitleri üretiliyor. O saatleri de üretemezsin üretsen almazlar. Marka değilsin. Bunları almak için öyle dediğin kadar büyük işler yapmaya gerek yok. Oraya sırbistan örneğini verdim. Hırvatistan da birşey değildi. 25 sene önce iç savaş yaşadı bu ülkeler. Romanya ve bulgaristanda açtı. Bunlar deli gibi üreterek bizi geçecek refaha ulaşmadılar.





  • Vanished Man V kullanıcısına yanıt

    lafla olmaz zaten deneyerek çalışarak olabilir . Finlandiya kimki dünyanın en büyük telefon üreticisi oldu zamanında o kadar küçük nüfusuyla . İsveç olsun Tayvan olsun kore olsun daha 10larca ülkenin tanınmış 3-5 markası vardır . Türkiye'de hep ülkeden birşey olmaz propagandası yapıldı hep batı için fındık fıstık üretelim donunu üretelim bu yeter falan


    ülke 84 milyon 6-7 miyon göçmen-mülteci var tabii ki bunlar tüketeceği bazı şeyler olacaktır ekonomi büyüklük olarak dünyada 21 sıradayız kişi başı gelir ise 7-8 bin dolar tabii ki gürcistandan moğolistandan vs ileriyiz fakat bizim dert etmemiz niye 5-6 büyük ekonomiden biri değiliz niye kişi başı gelir 40-50 bin dolar değil olmalıdır...


    Kişi başı gelir 7-8 bin dolarken vasat işler yapanların niye mercedes alamıyorum diye dertlenmesi asıl saçma olan ve bu kişilerin tofaş'a bekoya vestele devamlı kötülemesi . Kişi başı gelir 20-30-40 bin dolarlara çıkınca zaten mercedes alanda çoğalacak bmw'de


    Tofaş kötü olmuş olabilir veya şimdi de kötü olabilir. peki bunları kim üretiyor senin amcan benim dayım vs yani sen-ben. Niye iyisini üretmiyorsun ne eksikliğin var? Japonya'da iç savaş oldu mu Almanyada oldu mu 1950den sonra oysa Türkiyede 60-80 arası yoğun terör vardı 1984 sonrası da yine bir bölgede terör devam etti . 60-80 arası devamlı grev oluyormuş fabrikalar basılıyormuş. Japonyada bunlar olmadı bu nedenle insanlar işine odaklandı daha iyi ürün üretmek için daha kaliteli mal üretmek için. Daha iyi üretim daha yüksek maaş daha kaliteli yaşam sonuçta ve Almanya böyle zengin oldu ve japonya'da


    Romanya polonya Bulgaristan küçük ülkeler markaları olmaması önemli değil ama yine de Romanyanın Daciası buralara kadar satış yapıyor paşabahçeden çay bardağı aldım bulgaristan üretimli avondan şampuan aldım polonya üretimli vs bunlar büyük marka üretemeseler de sadece yabancı girişimin açtığı fabrikalar bile bizi geçmelerine yetebiliyor


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • “niye kişi başı gelir 40-50 bin dolar değil” sorusunun cevabı cok açık degil mi?

    Geliri 40+ bin dolar ülkelerin ortalama eğitimine bak, bir de bizimkine bak. Ülkenin lise mezunu bile okuduğunu anlayamıyor. Almanya’nın zengin olmasının nedeni, eğitimli nüfusu. Zaten o yüzden ikinci dünya savaşından sonra çok hızlı toparladılar.


    Bu politikalarla, akşamdan sabaha (reisin dediği gibi 6 ayda) düzlüğe çıkacağımızı düşünmek benim gözümde şuna denk:

    “kazma kürekle kuyu kazan adam, maaşi azaldı diye, 6 ay içinde, kepçeyle kuyu kazmaya başlayacak.”


    Bir insanın ederi, üretim kapasitesi, o kapasiteyi ne oranda kullandığı, bu kapasitesini taleple ne oranda buluşturabildiğiyle orantılıdır. Siz, o adamın maaşını düşürdünüz diye adamın ederi ve üretim kapasitesi artmaz. Üretebileceği maksimum katma değer bellidir. Bu ederi ancak eğitimle arttırabilirsiniz.


    Bunun tersini düşünenler, Tim Cook’un, “Apple neden amerikada üretim yapmıyor?” sorusuna cevabını araştırsın.

    Ya da, “Apple, Google vb, neden silikon vadisinde bir mühendise aylık 40-50 bin $ masraf yapıyor da, gelip Türkiye gibi ucuz bir ülkede, aynı paraya, piyasanın cok üzerinde maaş vererek, 1 mühendis yerine 4-5 mühendis çalıştırmıyor?” diye sorsun.


    Burdan, cari açığa karşı olmadığım sonucu çıkmasın. Tabi ki karşıyım. Tek katılmadığım konu, cari açığın kapanacak olmasının, insanların gelirlerini coşturacağı düşüncesi. Kapasite kullanım oranlarını arttırmak dışında bir faydası olmaz.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • mghfreud M kullanıcısına yanıt

    19 yıllık AKP politikalarını CHPlilerin sahip çıkması yıllardır AKP -sol politikalar konularındaki yazıları anlamlı kılıyor . CHPli adayın yanına ekonomi bakanı Babacan ve diğer bakanlığa da Davutoğlu uygun olabilir. Ayrıca AKP döneminde en çok üniversite açılan dönemdir Almanyadan daha fazla üniversite öğrencisi olmuştur bütçede en yüksek pay eğitime ayrılmıştır AKP döneminde


    AKpnin yaptıklarını sol kesim şimdi savunuyor 3-5 yıl geçsin Reisin dediği 6 ay sözünü de savunmaya başlar oysa yıllardır yazdık Çinin 20 senede düşük kurla kalkındığını ama bizim o kadar düşük ücretle çalıştıramayacağımızı ve gerekte olmadığını da yazdık. Zaten demokrasi var öyle parti iktidarda kalması zor olur...


    Ülkede stabil kur-faiz dengesi iktidar tarafından güvence altına alınırsa ve yatırımcıya güven verirse 2-3 yıl sonra fayda vermeye başlar ve 5-6 yıl sonra belli bir noktaya gelebilecektir


    Türkiyede çalışan sayısı 15-20 milyondur oysa ATIL İŞGÜCÜ en az bir 15-20 milyon daha vardır . Yani Türkiyede çalışmak isteyenlerin ancak yarısı çalışabilmektedir. Bunlar çalıştığı zaman zaten milli gelir direk 2 katına çıkıyor . Birde biraz katma değerli iş yaptığın zaman direk 3 kat olmakta . Bu zaten 25 bin dolar seviyesine çıkarıyor ülkeyi. işte o noktada bizde de ayda 10-15bin dolar kazanan mühendisler vs olacaktır ve o zaman Tesla arabalar yollarda bolca görülebilecektir . Şimdi afganistan pakistanlının işini yapıp niye Wolsvagen golf alamıyorum demek ve dünyanın en çok borçlanılan dönemi baz alarak (2011-2012) AKPnin ülkeyi borç batağına sürüklediği ülkenin değerli doğal güzelliklerini altın madencilerine peşkeş çekilmesinden, 5li çeteye ve Arap şeyhlerine parsel parsel dağıtılmasından dolaylı yoldan nemalanıp bir yandan da çevre katliamı yapılıyor diye yaygara koparılması ahlaki de değil mantıki de değildir. Hem doğanın katledilmesinden , ülkenin talan edilmesinden dolaylı yoldan faydalanacaksın (doların baskılanması nedeniyle) hemde sol çevreci ayaklarında bulunacaksın.Bunda hiçbir tutarlılık yok




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 8 Aralık 2021; 8:11:17 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Hocam, benim, reisin söylediği “6 ay”a referans vermem dışında, AKP ya da CHP ile ilgili ne var yazdıklarımda? İlla su ya da bu parti diye sınıflandırmaya çalışmak yerine, söylediklerime odaklansanız belki yazıldıklarımin çoğunun zaten sizin verdiğiniz cevabı yanlışladigini gorurdunuz.


    1) TL nin değeri benim umrumda degil. Akrabalarım ve arkadaşlarımı düşündüğüm icin, değerinin gereksiz yere düşmesini istemiyorum. Yoksa zaten ben uzun süreler amerikada yaşadım, simdi de uzaktan Amerika’ya, yüklü bir ücret karşılığında çalışıyorum. 1TL=1$ olsa bile umrumda olmaz.


    2) Simdi bizim mühendislerin 10-15 bin dolar maaşla (ya da silikon vadisindeki gibi 20-30 bin dolar) çalışabilmesinin önündeki engel, suan vatandaşların karin tokluğuna çalışmaması, öyle mi? Onlar karin tokluğuna çalışınca, biz birden, yüksek eğitimli mühendislere sahip olacağız öyle mi? İyi bir mühendisin yetişmesi 20 senden fazla sürüyor, (ilkokul dahil). Birden topraktan bitmiyor.


    3) karin tokluğuna çalışan 1 yerine 2 kişi olunca(bir de onların gelirleri yapay şekilde düşürüldü simdi), bu karin tokluğuna çalışanlar tesla alacak öyle mi :)

    Diyelim oldu : Peki onlar Tesla alınca tekrar cari açık olmayacak mi?


    4) parti tartışmasına girmek istemiyorum ama verildiğin örneğin (zaten dünyada borçlanma coktu 2011 civarında) mantıklı olmadığını örneklemek icin şu araştırmayı yapmanı rica ediyorum: (sonuçlarını da bizimle paylaş istersen, millete de faydan olur)

    • bizim ve dünyanın borçlandığı dönemde, bizim gibi ülkeler, ne kadar büyümüşler, biz ne kadar büyümüşüz?
    • bizim gibi ülkeler, eğitim kalitelerini(ortalama insanın eğitim düzeyi, okuduğunu anlama düzeyi, patent sayısı vs) ne kadar arttırmış aynı dönemde, biz ne kadar arttırmışız?

    Bunlari araştırdığında, bizim, sınıf arkadaşımız olan diğer akran ulkelere göre baya sınıfta kaldığımızı, başarısız olduğumuzu göreceksin.


    Bir kimsenin kalitesini/başarısını ölçerken, “eskiden 3 idi, simdi 5 yaptı” diye bakılmaz, herkes 3u 10 yaparken, bu kişi 3u kaç yapmış diye bakılır.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mghfreud -- 8 Aralık 2021; 9:38:22 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.