Şimdi Ara

Yeni Dünya Düzeni (İllumunati,HAARP,Müzik Endüstrisi ve dahası)Ana Konu (437. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
10.295
Cevap
412
Favori
902.044
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
32 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 435436437438439
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oturan adam


    quote:

    Orijinalden alıntı: TuRKKuRT

    KAYNAK:http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1825
    İnternet İsyan Raporu

    (İnternet Ağı Şemsiyesi)




    Bugün sizlere ilginç bir çalışmadan bahsedeceğim. Konu biraz karışık ama meramımı anlatacağımı ümit ediyorum.

    ABD’nin özellikle internet medyasını kullanarak yaptığı bir planı deşifre edeceğim:

    Bu planın ana beyni yani merkezi Pentagon. Plan bu merkezden yürütülmekte ve kontrol edilmektedir. Ancak bu merkezle bağlantılı bazı özel birimlerle de işbirliği yapılmaktadır.

    Bunun için kullanılan ara birimlerden biri Kanada’da bir üniversite.(Başka iki ülke üniversitesi daha var.) Pentagon tüm dünyanın internet ağını izlenmekte. Bu izlemeyi basit bir takip olarak ele almayın.Yani şöyle düşünmeyin; nereye giriliyor nereler tıklanıyor vs.

    Benim burada anlatacağım şey işin “basit izleme kısmı” ile ilgili değil. Bu birim, özellikle sosyal medyayı ve internet kullanıcılarının girdikleri sitelerdeki yorumları takip ediyor.

    Neden özellikle bu iki alan seçilmiş? Bu alanlardan toplanılan bilgiler ortak bir havuzda bir araya getirilerek çeşitli analizler için kullanılıyor.(İşte üniversiteler burada devreye giriyor.) Mesela ABD, operasyon yapacağı ülkelerdeki kişilerin ruh halini ölçüyor. Bir anlamda toplumun ruhsal durumu inceleniyor. Yani kişilerin neye tepki verdikleri, neleri beğendikleri, öfkeleri, sevinçleri vs. Bu analizler kullanılarak, o ülke insanının ayaklanma tepkisi ortaya çıkarılıyor. Buna göre de raporlar hazırlanıyor.Burada önemli olan, kişilerin ruh hali ölçülürken, özellikle isyana olan eğilimlerine azami dikkat ediliyor.

    Konunun bazılarına çok saçma geleceğini tahmin edebiliyorum. “Biz ne ile uğraşırken, millet nelerle uğraşıyor,” diyebilirsiniz ama ben de gerçekleri yazdığıma inanıyorum. Bu bilgiyi özellikle iki nedenle paylaşıyorum: Birincisi bu çalışmadan “bizim ilgili birimlerimizi” haberdar etmek, ikincisi ise ABD’nin bu çalışmasından haberdar olduğumuzu ortaya koymak.

    Biraz sonra vereceğim örneklerle konu kafanızda daha da şekillenecek.

    Ortak havuzda toplanan bu bilgilere dayanarak analizler yapılıyor ve buna göre de senaryolar yazılıyor. Analizlerde; toplumların neye tepki verdiği, bu tepkisini ne kadar sürdürdüğü, ne zaman tepki verdiği raporlanıyor. Bu iş için çok ciddi bir ekip çalışıyor ve çalışanlar da konusunun önde gelen uzmanları. İçi boş bir toplumsal mühendislik değil bu yapılanlar.

    Toplumların tepkileri ölçülürken olaya bir de ticari açıdan yaklaşıyorlar. Yani bu işin bir kısmını da “ekonomik analiz” olarak ele alıyorlar. Toplumların tüketim eğilimlerini ve ihtiyaçlarını tespit ederek yeni pazarlar oluşturuyorlar. Yapılan bu analizlerin etki sahası oldukça geniş.

    İçinde bulundukları ruh hali tespit edilen ülkelerin tepki alanları ayrı numaralandırılmış. Mesela ekonomik olarak değerlendirilen alanlarla ilgili şöyle bir raporlama yapılıyor: Falan ülkenin batısı şu ürünü tüketir, şuna kızar, şu hoşuna gider vs.

    Şimdi gelelim bu işin Pentagon ayağına. Pentagon bu teknikleri nerede ve nasıl kullandı?

    Pentagon, bu metodu Ortadoğu’da meydana gelen ayaklanmalarda kullanmıştır. Bu metodun diğer bir ayağı olan “İnternet Ağı Şemsiyesi” aracılığı ile bu ayaklanmalar organize edildi. Arap Baharı bilindiği üzere internet üzerinden organize edilerek halklar yönlendirildi. Arap Baharı ayaklanmalarında kimsenin aklına gelmeyecek psikolojik harp teknikleri kullanıldı. Örneğin, Mısır’daki Tahrir Meydanı, bu iş için seçilmişti. Bu meydana halkı çekebilmek için işte Pentagon bu İnternet Ağı Şemsiyesi’ni kullanmıştır.

    Nasıl mı? Bu iş için Mısır’ın en etkili gazetelerinden biri olan Al Ahram Gazetesi’nin internet sayfası paravan olarak kullanıldı. Güya Al Ahram Gazetesi Tahrir Meydanı’na toplanma çağrısı yapmıştı. Aslında böyle bir şey yoktu. Yani Al Ahram Gazetesi çağrı falan yapmamıştı. Ama internette o gazetenin sayfası öyle sunuldu. Ancak burada bir detay daha vardı: İnternete giren tüm Mısırlılar bu çağrıyı gazetenin o sayfasında göremediler. Tahrir Meydanı’nda toplanma çağrısı sadece ilgili alanlardaki internet ağı kullanıcılarına servis edilmişti.

    --------------------------------------------------------------------------------





    --------------------------------------------------------------------------------



    İş sadece bununla da kalmadı; bunun yanında cihad çağrıları, tüm dünya haberleri farklı bir şekilde sunuldu belirlenmiş olan bu ağı kullananlara. Mesela bu ağı kullananlara; “tüm dünyada İslami seferberlik başlatıldı” haberleri yayınlandı. Oysa gerçekte böyle bir haber yoktu. Bu seferberlik haberi sadece internetten Mısır’ın belli bölgelerine gösterildi. Bu haberleri görenler sanıyorlardı ki, tüm dünya aynı haberleri görüp, okuyor. Gerçek elbette böyle değildi. Bu internet ağını kullananları, ajanlar ve özel birimler, ellerindeki bond çantalardan yönlendiriyordu.

    Daha açık bir örnek vermek gerekirse; Diyelim ki bir Mısırlı, bölgesindeki internet ağını kullanarak, uluslar arası bir yayın kuruluşu olan CNN’nin ana sayfasına giriyor. Ancak bu Mısırlının girdiği CNN sayfası, CNN’nin gerçek sayfası değildi. Bu Mısırlının girdiği sayfalar, önceden Pentagon tarafından hazırlanan, sahte sayfalardı. O topluma göre hazırlanmış, toplumu yönlendirmek üzere kurgulanmış sayfalardı.

    (Tahrir Meydan’ı ile ilgili Facebook sayfası üzerinden örgütlenme ve iPhone, Blackberry kullanıcılarının yönlendirilmeleri artık bilinen şeyler olduğu için fazla üzerinde durmadım.)

    --------------------------------------------------------------------------------





    --------------------------------------------------------------------------------

    Bütün bu çalışmalar için çok önceden müthiş bir ön hazırlık aşaması vardır. Bunun için önceden toplanılan bilgiler analiz edilmiş, isyan edebilme kapasitesi olan toplumun tüm bireyleri internet ağı kullanılarak yönlendirilmişti.

    Pentagon’un bu yeni tekniği bugün Ortadoğu’da yaygın olarak kullanılmaktadır. Ortadoğu’da seçilmiş bazı bölgelerde internete girenler kolayca manipüle edilebilmektedir.

    Nasıl mı? Bir örnek vereyim: Diyelim ki, bu sahte internet ağı kullanılarak, meşhur bir sitede şöyle yayın yapılıyor:

    “Türk askerlerini; Suriye’de, Afganistan’da vs. ABD ile birlikte Ebu Garib hapishanesindeki görüntülere benzer görüntüler yayınlayarak gösteriyorlar.” İşte Türk askerlerinin de içinde bulunduğu bu yalan olan görüntüleri bu internet ağı kullanıcıları hiç şüphelenmeden izliyor ve gerçek sanıyor. Oysa kullandıkları internet ağı onları yanıltıyor. Bu görüntüleri izleyenler hiçbir şeyden şüphelenmiyor ve yayınlanan görüntüleri herkesin gördüğünü sanarak, gerçek kabul ediyorlar.

    Şimdi bir düşünün bakalım; bu İnternet Ağı Şemsiyesi kullanılarak tüm dünya nasıl kandırılır? Tüm dünya iletişim araçları, onların tasarladığı, fakat bizim normal günlük girdiğimiz internet ağına toplanıp yönlendirme yapabilirler.

    Bir örnek verelim; interneti açıyorsun, her zaman girdiğin haber sitelerine giriyorsun. Bu haber sitelerinin hepsi “İsa’nın gökten indiğini” yazıyor. Başka siteye giriyorsun yine aynı haber… Bu haber ve görüntüleri, komşuların, mahalledeki kişiler, ilçedekiler vs. hepsi görüyor. Bütün bu insanlar aynı tepkiyi veriyor. İnterneti bırakıp, Tv’yi açıyorsun aynı haberler orada da var. Demek ki, aynı sistemi burada (tv’de) da uyguluyorlar. (Bunun için internette kullanılan görüntüleri, spikerlerin dublörlerini kullanarak, sahte tv programları hazırlıyorlar.)

    İşte bu aşamada 36 saatlik kaos planı devreye giriyor. Bu süre, yapılacak şeyler önceden tasarlandığı için yeterli bir süre.

    Mısır’da uygulanan bu taktik 28 saat üzerine kuruluydu. Şehre gelen gazeteler bile planlanmıştı. (Gazetelerin bile sahtesini basmışlardı.)

    İşte Pentagon’un yeni çalışma alanı bu. Ancak bizim bu yazımızdan sonra değişiklikler olur mu, bekleyip göreceğiz.

    (Bu konuyla ilgili yurtdışında bir iki kitap çalışması da yapılıyor/yaptırılıyor. Sanırım 3-4 aya kadar piyasaya çıkar. Bu yazımızdan sonra onlar da çıkar mı bilmiyorum.

    Benzer konu için: http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=14



    Erol Elmas

    KAYNAK:http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1825


    Hani su aralar dis medyada Turk Bahari diyorlar ya ne olur ne olmaz diye koyayim dedim makalenin yayin tarihi 7 Eylul 2012



    emek ki, aynı sistemi burada (tv’de) da uyguluyorlar. (Bunun için internette kullanılan görüntüleri, spikerlerin dublörlerini kullanarak, sahte tv programları hazırlıyorlar.)

    Buraya kadar iyi gidiyordu da çok abartı değil mi bu. Pek inandırıcı gelmedi bana.

    Birader daha ne planlar var bir anlatilsa... bunlar bisey degil

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Olaylar hakkinda bu konu ile ilgili oldugu icin buraya yazacagim bikac sey:

    Olaylar bilerek hukumet polis ve orgut militanlari tarafindan kopurtuldu. Duygulara halk aydinlanmasi seklinde hitap ettirildi ve durum ortada.

    Ancak dikkatini ceken varmi? Konusma yapan, halkin arasina karisan unlulerden hepsi oyuncu. Hic sarkici veya baska meslek grubundan unlu yok. Hepsi profesyonel oyuncu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Biri oyuncu mu dedi? Nasıl bir oyun, nasıl bir tezgâh. Burdan okuyun lütfen.


    * * *

    Olayların aslı nereye yönlendirilmek isteniyor? Bilinçlenmek isteyen ve Kürdistan'ın kurulmasına alet olmak istemeyenler buyrun okusun. İki yazı da önemli.

    Ne Oluyor? Ne Yapmalı?
    Banu Avar'ın 1 Haziran 2013 tarihli yazısı
  • Kusura bakmayın ama bence yanlış düşünüyorsunuz.

    Soru 1- İç savaş çıkacak diye ortaya bir bahane atıldı diyelim. Ve bu hükümet eli ile yapılmış olsun. Sizce bunu kendilerine karşı gösteri yapmasınlar diye ortaya atmış olamazlar mı ? Sonuçta burada bütün olasılıkları değerlendiriyoruz.
    Soru 2- Diyelim ki iç savaş çıkacak. İyide iç savaş çıksada çıkmasada bu adamların onların adamı değil mi?. Yani ha bölünmek için protesto yapmışsın ha bu adamın ülkeyi bölmesini beklemişsin.
    Soru 3-Diyelim ki hiç protesto,eylem yapılmadı. O zaman hükümetin yaptırımlarına boyun eğmemiz anlamına gelmez mi ? Yani diyelim ki Suriye'deki teröristler asker kılığına girip ülkemizde asker öldürdü diyelim. Ne yapacağız ? Bunlar hep Amerika'nın oyunu deyip onlara saldırmayıp Askerleri öldürmesini mi izleyeceğiz ? Yoksa Suriye'ye girip müdahale mi edicez. O zaman şu problemler çıkacak ülkeyi bölen hükümet amerikaya yardım yapıyor denecek. Eğer Suriye'ye girmezsen bu sefer sana Askerini koruyamıyor diyip dış ülkelere karşı mal gibi ortada kalacaksın.

    Arada ince bir çizgi var. Lütfen iyi bakın.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kırarım Boynuzunu İblis

    Kusura bakmayın ama bence yanlış düşünüyorsunuz.

    Soru 1- İç savaş çıkacak diye ortaya bir bahane atıldı diyelim. Ve bu hükümet eli ile yapılmış olsun. Sizce bunu kendilerine karşı gösteri yapmasınlar diye ortaya atmış olamazlar mı ? Sonuçta burada bütün olasılıkları değerlendiriyoruz.
    Soru 2- Diyelim ki iç savaş çıkacak. İyide iç savaş çıksada çıkmasada bu adamların onların adamı değil mi?. Yani ha bölünmek için protesto yapmışsın ha bu adamın ülkeyi bölmesini beklemişsin.
    Soru 3-Diyelim ki hiç protesto,eylem yapılmadı. O zaman hükümetin yaptırımlarına boyun eğmemiz anlamına gelmez mi ? Yani diyelim ki Suriye'deki teröristler asker kılığına girip ülkemizde asker öldürdü diyelim. Ne yapacağız ? Bunlar hep Amerika'nın oyunu deyip onlara saldırmayıp Askerleri öldürmesini mi izleyeceğiz ? Yoksa Suriye'ye girip müdahale mi edicez. O zaman şu problemler çıkacak ülkeyi bölen hükümet amerikaya yardım yapıyor denecek. Eğer Suriye'ye girmezsen bu sefer sana Askerini koruyamıyor diyip dış ülkelere karşı mal gibi ortada kalacaksın.

    Arada ince bir çizgi var. Lütfen iyi bakın.

    1- Bu gösteri yürüyüş ne dersen de bunlar da hükümet ve onun emir aldıkları eliyle çıkartıldı. Bu aşikar neden? ''Şimdiye kadar çok olay oldu bu patlama noktası oldu'' deniyor. Bu o kadar büyük ve koftiden bi bahane ki. Bir gün içinde 36 şehit verdik. Reyhanlı oldu. Ve daha yüzlercesini yaşadık patlamak aklımıza şimdi gelmemesi lazım. Ve ayrıca gösteri yapılmasını takan veya korkan bir hükümet de göremiyorum.

    2-Biz beklemeyeceğiz tabiki. Amaç kaos ve başarıyorlar. Sadece kaos. Ha sen yapmışsın ha başkasının kumanda etmesiyle.

    3- Hükümetin hangi yaptırımını kırdık? Hangi yasayı geri çekti? Yada herhangi bir konuda geri adım atacak gibi duruyormu? Soruyu değiştiriyim şimdiye kadarki hangi hükümetin hangi yaptırımına karşı çıkılmış?

    Asker ve suriye örneğin çok ütopik ve başka bir konu. bununla arasında nitelik farkı var. Askeri müdehaleye savaşla karşılık verilir kardeşim sloganla taşla değil.

    Arada ince çizgi yok. Türk milletinin silahlı savaş dışında başarısı ve çıkışı yok. Aradaki dağlar kadar fark bu. Bunu bildikleri için bu tarz ''devrim-mücadele-haklar-özgürlükler'' safsatalarıyla mücadele ediyormuş hissi yaratıyorlar.. Ağzına bir parmak bal çalmak yani.
  • ‘’Ne oldum?’’ değil. ‘’Ne olacağım?’’ demeli..

    Ülkede şenlik havası.. ‘’Halk artık kendi haklarını arıyor!, Türk milleti ayakta!, Bir millet uyanıyor!’’
    60’larda da 80’lerde de aynı cümleleri söylediler. Hep aynı taktik..

    Aklı ve bileği kuvvetli olan savaşta kazanır. Bileği kuvvetli olmayan ise savaşa yanaşmaz, derinden gider.
    Sun Tzu (Çinli Komutan)

    İşte bu derinleri yaşıyoruz yine. Dış güçler tarafından beslenen pkklı kürtler silahla devletleşemeyince taktik değişti. Silahlı mücadele hem maliyetli, hem zaman alıcı, hem de bize çok etkili bir yöntem değildi.

    ‘’İlk dağa çıktığımda karşımda 20 yaşında bir asker vardı. Ben 40 yaşıma geldim hala 20 yaşında asker var.’’

    Terörist atasözü

    Eylemin ilk günlerinde sıradan birkaç doğaseverin mücadelesiydi bu olay. Olay bile değildi. O kadar ufak tefek bişeydi. Bir-iki gün sonra bdp milletvekili sıtkı süreyya önder kalabalığın ve gazetecilerin arasından sıyrılıp ‘’durun ben kahramanım’’ edasıyla kepçenin önüne kendini attı. Ve herkesin gönlünü kazandı.

    ‘’Durup dururken nereden çıktı bu pkk dan bozma milletvekili?’’ ‘’Biz bu adama g.vat demiyormuyduk? Bdp ilk kurulduğunda dağdan geldi siyaset yapıyor demedikmi? Neden şimdi yaptığı hoşumuza gitti?’’ demeden, hiç sorgulamadan +1 like verdi millet.
    Sonraki günlerde güya koluna yediği gaz kapsülüyle hastaneye kaldırıldı burnunda emaneten takılmış solunum hortumuyla sırıtarak –acılar içindeki ibrahim tatlıses- bakışını da yapınca gönüllerde taht kurdu.

    Ve biz aylardır ‘’terörist de candır canandır’’ propogandası ile beslenmiş bir toplum olarak yüreğimizin yağları eridi. Ve ‘’alanlarda ter atanlar arasında kürtü de, bdp lisi de, osu da busu da var’’ dendiğinde iyice bir ‘’kardeşlik türküsü’’ kıvamına geliyoruz. (Kürtleri toptan kesip atmıyorum pkk’lı teröristler bağlamında gidiyorum farkındasın dimi?)



    Taktik artık değişti. Daha nitelikli ve daha derinden bir taktik var. Yıllardır bizi içerden ve dışardan izleyen düşman (kısaca gavur) bizim huyumuzu biliyor. ‘’terörist silah bıraktı ve kuzey ırak’a gidip patates-domates yetiştiriyor ve birbirlerine şakalar yaparak günlerini geçiriyorlar’’ şeklinde hava estirilen tipler asla biryere gitmedi.

    Üniformayı çıkardılar. Keleşleri bıraktılar. Psikolojik harbe geçtiler.

    Eğer haklı ve bağımsız bir şekilde yapılırsa ‘’Halk ayaklanması’’ iyidir. Güzeldir. Kuvvetlerin en büyüğü ve durdurulamazı’dır. Ancak;
    Halkın önüne; bdp –ödp - halk evleri- komünist parti - dev-lis - dev-genç v.b. gibi ‘’sivil örgüt’’ maskesi altındaki pkknın sivil şehir yapılanmaları geçiyorsa onun adı ‘’halk ayaklanması’’ değil halkın ‘’ayağa gelmesi’’ dir.



    Kalabalık içinde dikkatli bakınıp dolaşırsanız ağzını yüzünü manyak gibi puşi ile sarıp samalayan tipler görebilirsiniz. Kalabalığın içinde düzensiz ve dağınık dururlar. Suratlarını bu kadar sıkı kapatmalarının nedeni biraz sonra yürüyüş başlayınca sağı solu parçalayacakları, ateşe verecekleri, arabaları ters çevirecekleri için görünmemek ve kameralar tarafından yüzü tespit edilmemesi içindir.

    Bu emekli pkk lı arkadaşlar çok yüzsüz bir biçimde ‘’hadi şu mağazayı yakalım, polisi linç edelim, toplanın canlar bilmemne meydanına!’’ diye bağırır ve milletin etrafında dört dönerek planı gerçekleştirmek için gazlarlar.
    Plan; halkın komutalı bir biçimde istenilen seviyede anarşi ortamına gelmesidir. Zira halk, sadece halk olsa ne otobüs parçalar, ne banka patlatır, nede polise bişey yapar..

    Halk, dini veya milli değerleriyle duygu sömürüsü yapılarak ateşe çekilir. Pkklılar bu uğurda Türk bayrağı da sallıyor, gaz yiyen bir vatandaşa yardım da ediyor. Sevimli görünmek zorundalar. Ve bu sayede halkın içine karışıyorlar.
    Başbakanda son açıklamasında ‘’evlerinde zorla tuttuğum bir %50 var.’’ Diyerek ekmeğe yağı sürmüştür. %50 den kasıt elbette onu seçen, ona yakın kesimdir. Peki neden evlerinde zorla tutuluyorlar?

    Halka dalmak istiyorlar da ondan. İç savaş çıkması planlanıyor da ondan. Şimdi sen de ‘’dalsınlar bakalım, gelsinler görsünler..’’ tarzında bişey diyip atarlandıysan sen de bu planda bir piyon oldun demektir. İç savaşı istiyorsun demektir.
    E peki ne yapacaz? Hiç mi bişey yapmayalım?

    Vatan hiçbir zaman, özellikle de biz Türkler’de hiçbir zaman sokağa çıkıp bağırıp çağırıp bayrak sallayarak kurtarılmadı. Veya savaşılmadı. Bunun örneği yok.
    Mısır, suriye, lübnan v.b. devletler de böyle parçalandı. Havaya sıkılmış yumruklar ve ‘’direniş’’ sesleri ile.
    Haklar-özgürlük-kardeşlik-insanlık-direniş.. Ne kadar ikna edici değilmi? Gaza getirici.. Parçalanan ve iç savaşa sürüklenen her devlete bunların aynını söylediler.

    Direniş kelimesi çok sihirli bir sözcük. Neden? Her kesim, fikir ayrılığı, ırk, din v.b. insanı birbirinden ayıran ne varsa birbirlerine karşı ‘’direniş’’i simgeler de ondan. Direniş dediğiniz an birşeye karşı direniyor olmanız lazım.
    Biz parklardaki ağaçların yok olmaması için direnmiyor muyduk? Birden polise direnir olduk.
    Ünlüler.. Sağolsun baya bi ünlü gördük ‘’direnen’’ . Yav bu adamlar daha dün hükümetten yana değilmiydi? Hükümetin toplantılarına, yemeklerine gitmiyormuydu bunlar? Yöneticilerin suratına yılışık yılışık sırıtmıyorlarmıydı? Neden hükümetin karşında bir harekette ‘’direniyorlar’’??



    Devlet yöneticileri, polis, yabancı basın, ünlüler… Dörtbir yandan provakasyonu yapar, gazı verir. Ve herkes sokakta nereye gittiğini bilmediği bir şey için mücadele veriyor (!)
    Kimse de demiyor ‘’aga en zor durumlarımızda bizi iplemeyen, daha dün Reyhanlı patlamalarında haber bile yapmayan, sallamayan yabancı basın niye bize ‘’Türkler şöyle aslan, Türkler isterse ortamın a.na koyar, taşı sıksalar ayran fışkırır.’’ diyor?

    İngiliz polisi bile niye gaz veriyor lan?

    Bayram değil seyran değil elin gavuru niye benimle ilgilendi?

    Sosyal medyada örgütlenen gruplar insanlara yalan yanlış haberler yoluyla gaz verir, hatta gösteriler daha çok sürsün diye ‘’48 saat daha sürse şapa oturdular.’’ ‘’az daha iteleyin de vurduralım’’ diye diye fişeklediler.

    Bunun ötesi iç savaşa kadar gider ki, Suriye oluruz.
    Bunun adı kaos düzeni. Yani düzensizlik, anarşi. Ve adamların lafı var bildin mi?;

    Kaostan gelen düzen.

    Kaostan sonra yeni bir düzen kurulur. Kimse bişey diyemez. Ve emin ol o düzen bizim yararımıza olmaz. Biz hariç herkesin yararına olur.
    Silahlı savaşı bekle atarlı liseli. Adam gibi olacak olan savaşı bekle. Elindeki bayrakla olmaz o iş. G.tünü yırtmayla da olmaz. Sen sokakta gaz soluyup jop yedikçe ekranlarından izleyen ‘’plancılar’’ ‘’tuzakçılar’’ bi taraflarıyla gülüyorlar.
  • Bazıları diyor ki: "Ordaki anarşistler sadece küçük bir grup" Bakın bakalım küçük bir grup mu, yoksa sürü mü?

    Hadi o an can havliyle camiye ayakkabıyla girdin? Sonradan neden çıkarmadın. Hadi çıkarmadın; hangi hakla orda içki içersiniz? Hadi yediniz, içtiniz, kendinizi tedavi ettirdiniz vs. vs. Neden çıkarken temizlemediniz? Neden camiye ait bazı eşyaları tahrip ettiniz?

    Neden, neden, neden? Nedeni açık: Bunlar, tahripten başka birşey bilmezler çünkü. Kendilerine faydası olmayanların vatana, millete, halka faydası olması düşünülemez. Bunlar halkın mikropları. Nasıl ki vücudumuza giren mikropların yaşama hakkından söz etmiyorsak, bu mikropların da yaşama hakkından söz edilmemesi gerek. Bu insan kılıklı yaratıklara yaşama hakkı verirsen, işte olacağı budur.

    Bunları yapan müslüman olamaz. Bir müslüman, camiye, mukaddes mekâna, Allah'ın evine bunu yapamaz. Bırakın Allah'ın evini, birisi onun evini bu hale getirse, tepkisi ne olurdu acaba?






    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bocekgrafik -- 4 Haziran 2013; 9:38:21 >
  • Koyduğun videoya bak adam yaralılara bakılmış diye kızıyor
  • quote:

    Orijinalden alıntı: rockonur

    Aynen oyle bocek. Cok genis capli bir oyuna dogru gidiyoruz. Halka gaz veriliyor. Kalabaliktan birinin polise ates ettigini dusunun..

    Öyle bir niyet olsa ilk günden yaparlardı. O çok sevdiğiniz zat çıkıp iki kelime söylese bitecek bu öfke. Büyüklük bunu gerektirir, ama KİBİR öyle bir mikrop ki bünyeyi ele geçirmişse göz hiç bir şeyi görmez. Görmüyor işte görüyoruz. %50 arkamda deniyor bu ikide bir dillendiriliyor, ne %50 si arkadaş, seçim barajını indir bakalım %5 lere göreceğiz senin %50 ni. Baraja giremeyen oyların barajı geçenlere aktarılması ile elde edilmiş bir rakam birileri bunu hayal dünyasında canlandırıp gerçek olduğunu düşünüyor. Akp nin bu Ülke de olsa olsa %17 destekçisi olur bunların çoğuda radikal kesim. O kesimi de görüyoruz zaten polisin arkasında ellerinde çivili sopalarla insan avına çıkmış bir şekilde.
  • Sen okuma özürlüsün sanırım ben videoya dedim farkındaysan Senin yorumunu da sonuna kadar okumak zorunda değilim kimsin ki sen? Yanlış videoysa koymayacaksın git sadece yazı yaz.
  • O mesaj bir bütün. Adam gibi anlamak için içindeki yazıyı da okuman lazım, videoyu da seyretmen lazım, varsa resme de bakman lazım. Yaşın bunları idrak etmek için de henüz çok ufak. 23 yaşına geldin diye dünyayı keşfettiğini sandın galiba.

    Ben de farkındayım oranın ne olarak kullanıldığını. Caminin talan edilmesini görme, sadece yaralıların tedavi edildiğini gör. Senin yaptığın, namaz hakkındaki ayetin içinden sadece "Namaza yanaşmayın" kısmını almaktan farkı yok.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Baloncesto

    Sen okuma özürlüsün sanırım ben videoya dedim farkındaysan Senin yorumunu da sonuna kadar okumak zorunda değilim kimsin ki sen? Yanlış videoysa koymayacaksın git sadece yazı yaz.

    Bizim milletimiz böyle işte. Gazeteyide sadece resimlerine bakarak bitiren bir milletiz. Sonra niye bize koyun diyorlar. Gördüğünü sorgulamıyor, altındaki yoruma bakmıyorsunuz çünkü. Kafanızda " bu resim ne anlatıyor" diye yığınla düşünce varken altındaki açıklamayı sallamıyorsunuz. Cehaletin en kötüsü de bu zaten. Gördüğüne koşulsuz inanmak.


    Gerçi gazetedeki kim ki yazısını okuyacaksın değil mi?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Piêr Dé Sans

    quote:

    Orijinalden alıntı: Baloncesto

    Sen okuma özürlüsün sanırım ben videoya dedim farkındaysan Senin yorumunu da sonuna kadar okumak zorunda değilim kimsin ki sen? Yanlış videoysa koymayacaksın git sadece yazı yaz.

    Bizim milletimiz böyle işte. Gazeteyide sadece resimlerine bakarak bitiren bir milletiz. Sonra niye bize koyun diyorlar. Gördüğünü sorgulamıyor, altındaki yoruma bakmıyorsunuz çünkü. Kafanızda " bu resim ne anlatıyor" diye yığınla düşünce varken altındaki açıklamayı sallamıyorsunuz. Cehaletin en kötüsü de bu zaten. Gördüğüne koşulsuz inanmak.


    Gerçi gazetedeki kim ki yazısını okuyacaksın değil mi?

    Ayakta alkışlıyorum.
    />
  • quote:

    Orijinalden alıntı: rockonur

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kırarım Boynuzunu İblis

    Kusura bakmayın ama bence yanlış düşünüyorsunuz.

    Soru 1- İç savaş çıkacak diye ortaya bir bahane atıldı diyelim. Ve bu hükümet eli ile yapılmış olsun. Sizce bunu kendilerine karşı gösteri yapmasınlar diye ortaya atmış olamazlar mı ? Sonuçta burada bütün olasılıkları değerlendiriyoruz.
    Soru 2- Diyelim ki iç savaş çıkacak. İyide iç savaş çıksada çıkmasada bu adamların onların adamı değil mi?. Yani ha bölünmek için protesto yapmışsın ha bu adamın ülkeyi bölmesini beklemişsin.
    Soru 3-Diyelim ki hiç protesto,eylem yapılmadı. O zaman hükümetin yaptırımlarına boyun eğmemiz anlamına gelmez mi ? Yani diyelim ki Suriye'deki teröristler asker kılığına girip ülkemizde asker öldürdü diyelim. Ne yapacağız ? Bunlar hep Amerika'nın oyunu deyip onlara saldırmayıp Askerleri öldürmesini mi izleyeceğiz ? Yoksa Suriye'ye girip müdahale mi edicez. O zaman şu problemler çıkacak ülkeyi bölen hükümet amerikaya yardım yapıyor denecek. Eğer Suriye'ye girmezsen bu sefer sana Askerini koruyamıyor diyip dış ülkelere karşı mal gibi ortada kalacaksın.

    Arada ince bir çizgi var. Lütfen iyi bakın.

    1- Bu gösteri yürüyüş ne dersen de bunlar da hükümet ve onun emir aldıkları eliyle çıkartıldı. Bu aşikar neden? ''Şimdiye kadar çok olay oldu bu patlama noktası oldu'' deniyor. Bu o kadar büyük ve koftiden bi bahane ki. Bir gün içinde 36 şehit verdik. Reyhanlı oldu. Ve daha yüzlercesini yaşadık patlamak aklımıza şimdi gelmemesi lazım. Ve ayrıca gösteri yapılmasını takan veya korkan bir hükümet de göremiyorum.

    2-Biz beklemeyeceğiz tabiki. Amaç kaos ve başarıyorlar. Sadece kaos. Ha sen yapmışsın ha başkasının kumanda etmesiyle.

    3- Hükümetin hangi yaptırımını kırdık? Hangi yasayı geri çekti? Yada herhangi bir konuda geri adım atacak gibi duruyormu? Soruyu değiştiriyim şimdiye kadarki hangi hükümetin hangi yaptırımına karşı çıkılmış?

    Asker ve suriye örneğin çok ütopik ve başka bir konu. bununla arasında nitelik farkı var. Askeri müdehaleye savaşla karşılık verilir kardeşim sloganla taşla değil.

    Arada ince çizgi yok. Türk milletinin silahlı savaş dışında başarısı ve çıkışı yok. Aradaki dağlar kadar fark bu. Bunu bildikleri için bu tarz ''devrim-mücadele-haklar-özgürlükler'' safsatalarıyla mücadele ediyormuş hissi yaratıyorlar.. Ağzına bir parmak bal çalmak yani.

    Yine katılmıyorum sana. Kusura bakma ama.
    Eylemlerin asıl amacı gerçektende hükümete karşıydı. Eylemleri hükümet başlatmadı. Aksine size iç savaş çıkacak diye bahane uyduranlar onlar. Ve aynı şekilde o gün orada olay çıkaranlar ve halkı kışkırtanlarda AKP'li değilse bende en adiyim.

    Dün AKP'nin kalesi denilen yerde Esenlerde eylem vardı. 15 kişi başadık her geçilen sokaktan evden sonra gösteriyi 1000'e yakın kişi ile bitirdik. 1 tane polis gelmedi. En küçük yere zarar verilmedi. Olaysız meydan da sloganlar atıldı. Taki AKP'li bir kaç kişi gelene kadar. Adım gibi eminim onlar AKP'li. MHP'li ve BDP'li olması imkansız. Pankartlar zaten onlara aitti.Meydanlarda Ülkü ocaklarının pankartları vardı. Olay tamamen size bunlar polis'le çatışıyor, yok iç savaş çıkaracaklar diye hükümete karşı gelinmesin diye uydurulmuş palavradan başka bir şey değildir. O gün Taksim'de Polise o emirler verilmeseydi, ne olaylar olacaktı, nede bu düşünceye sahip olacaktınız. Eylem tamamı ile Hükümet karşıtı bir eylemdi. Saolsunlar kendi elleriyle iç şavaşmış gibi gösterdiler.

    He Erdoğan saolsun yine karışıklık çıkartmak için elinden geleni yapıyor %50 zor tutuyorum falan diye ama bahane işte. Yine Reyhanlı'da olduğu gibi bu seferde Afrikaya kaçtı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: proteo

    quote:

    Orijinalden alıntı: rockonur

    Aynen oyle bocek. Cok genis capli bir oyuna dogru gidiyoruz. Halka gaz veriliyor. Kalabaliktan birinin polise ates ettigini dusunun..

    Öyle bir niyet olsa ilk günden yaparlardı. O çok sevdiğiniz zat çıkıp iki kelime söylese bitecek bu öfke. Büyüklük bunu gerektirir, ama KİBİR öyle bir mikrop ki bünyeyi ele geçirmişse göz hiç bir şeyi görmez. Görmüyor işte görüyoruz. %50 arkamda deniyor bu ikide bir dillendiriliyor, ne %50 si arkadaş, seçim barajını indir bakalım %5 lere göreceğiz senin %50 ni. Baraja giremeyen oyların barajı geçenlere aktarılması ile elde edilmiş bir rakam birileri bunu hayal dünyasında canlandırıp gerçek olduğunu düşünüyor. Akp nin bu Ülke de olsa olsa %17 destekçisi olur bunların çoğuda radikal kesim. O kesimi de görüyoruz zaten polisin arkasında ellerinde çivili sopalarla insan avına çıkmış bir şekilde.

    Aynen. Abdullah Gül'ün yaptığı açıklamayı yapsaydı hatta bırak onu biz sadece yaya genişletilmesi falan yapacaz dese yine kâfi idi. Ama sırf orada eylem yapanlar milletin gözünde bölücü terörist gözüksün diye polisleri üstüne saldı. Üstüne eylemcilerin arasına provokatörleri saldı. Birde üstüne padişah gibi 'O ağaçlar kesilecek' diye millete ahkam kesti. Şu an tüm AKP'lilerin gözünde oradaki eylemcilerin hepsi iç savaş çıkaracak terörist gibi gözüküyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Piêr Dé Sans

    quote:

    Orijinalden alıntı: Baloncesto

    Sen okuma özürlüsün sanırım ben videoya dedim farkındaysan Senin yorumunu da sonuna kadar okumak zorunda değilim kimsin ki sen? Yanlış videoysa koymayacaksın git sadece yazı yaz.

    Bizim milletimiz böyle işte. Gazeteyide sadece resimlerine bakarak bitiren bir milletiz. Sonra niye bize koyun diyorlar. Gördüğünü sorgulamıyor, altındaki yoruma bakmıyorsunuz çünkü. Kafanızda " bu resim ne anlatıyor" diye yığınla düşünce varken altındaki açıklamayı sallamıyorsunuz. Cehaletin en kötüsü de bu zaten. Gördüğüne koşulsuz inanmak.


    Gerçi gazetedeki kim ki yazısını okuyacaksın değil mi?

    ya daha bir şey demiyorum.Ben diyorum ki sazan kardeşim o vidyo açık açık taraflı bir video.Eğer adam gibi bir şeyler yapmaya çalışıyorsa öyle videolar koymayacak.Doğru şeyler yazması o videonun yanlışlığını değiştirmez."Gördüğüne koşulsuz inanmak." lafın da saçmalıktan başka bir şey değil alakası yok.Her gün size söylenen lafları alakası olmayan kişilere söylemeyin.Böyle süslenip püslenmiş cümlelerle kimseyi kandıramazsın.Bu arada bize değil size koyun diyorlar o lakap size ait lütfen...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hound Dog -- 4 Haziran 2013; 12:39:06 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bocekgrafik

    Bazıları diyor ki: "Ordaki anarşistler sadece küçük bir grup" Bakın bakalım küçük bir grup mu, yoksa sürü mü?

    Hadi o an can havliyle camiye ayakkabıyla girdin? Sonradan neden çıkarmadın. Hadi çıkarmadın; hangi hakla orda içki içersiniz? Hadi yediniz, içtiniz, kendinizi tedavi ettirdiniz vs. vs. Neden çıkarken temizlemediniz? Neden camiye ait bazı eşyaları tahrip ettiniz?

    Neden, neden, neden? Nedeni açık: Bunlar, tahripten başka birşey bilmezler çünkü. Kendilerine faydası olmayanların vatana, millete, halka faydası olması düşünülemez. Bunlar halkın mikropları. Nasıl ki vücudumuza giren mikropların yaşama hakkından söz etmiyorsak, bu mikropların da yaşama hakkından söz edilmemesi gerek. Bu insan kılıklı yaratıklara yaşama hakkı verirsen, işte olacağı budur.

    Bunları yapan müslüman olamaz. Bir müslüman, camiye, mukaddes mekâna, Allah'ın evine bunu yapamaz. Bırakın Allah'ın evini, birisi onun evini bu hale getirse, tepkisi ne olurdu acaba?






    Senin partin de cami yıkıp satıyor. Neden onlara bir şey demiyorsun?

    quote:

    Denizli'de Çaybaşı ve İbadullah camileri

    2004 yılında AKP’li Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi, kente büyük meydanlar kazandırma projesi bağlamında Çaybaşı ve İbadullah camilerini yıkma kararı almıştı.

    Cami kiliseye çevirme kararı

    2004 yılında AKP’li Honaz Belediye Başkanı Turgut Devecioğlu, 1924 mübadelesinde terk edilen ve daha sonra camiye çevrilen eski kiliseyi restore edip inanç turizminin hizmetine açmayı planladığını açıklıyordu. Hisar Mahallesi’ndeki vatandaşlar için yeni bir cami yapıp, eski kiliseden camiye çevrilen mekânı yeniden kilise yapmayı düşündüğünü belirten Devecioğlu, “Bu bölgenin eski adı Collesae’dır. Yani Hıristiyanlığın önemli merkezlerinden birisi burada kurulmuş. Hisar Camisi de eski bir kiliseymiş. Mübadeleden sonra camiye çevrilmiş” diyordu.

    AKP’li belediye başkanı Hisar Camisini kiliseye çevirmenin “tarihsel gerekçelerini de!” göğsünü gere gere açıklıyordu.

    Piyalepaşa Kuran Kursu

    15 Temmuz 2007’de İstanbul Piyalepaşa’daki Kuran Kursunun yıkım emrini yine AKP’li belediye Başkanı Kadir Topbaş verdi. İBB'ye ait dozerler Kuran Kursunu birkaç saat içinde yerle bir etti. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinin yıkamadığı Kuran Kursu AKP'li Belediye tarafından halkın tepkisine rağmen yıkıldı.

    Yıkım emri Erdoğan’dan

    Bu arada, vatandaşların büyük direnişine ve Mahkeme kararına rağmen yıkılan tarihi Kur’an Kursu için yıkım emrinin Başbakan Recep Tayip Erdoğan’dan geldiği öğrenildi. Çocukluğunun geçtiği Kaptan Paşa Mahallesi’nde bulunan Kasımpaşa Büyük Piyale Paşa Kur’an Kursu’nun siyasete tarafsız kalması yüzünden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cephe aldığı ve yaşanan soğukluğun bugüne kadar giderilemediği öne sürüldü.

    Silivri Ortaköy Camii

    AKP’nin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Silivri Ortaköy’de uzun yıllar cami olarak kullanılan metruk haldeki mabedin restore edilmesine karşı çıkarak “Burası eskiden Aziz Dimitrios Kilisesi idi, cami olarak değil kilise olarak restore edilmeli, zaten yeterince cami var” diye tepki gösterdi.

    Camiler elektrik ve su faturası ödemeye başladı

    8 yıllık AKP iktidarı döneminde bir ilk daha gerçekleşti ve İbadethanelerden elektrik ve su faturalarını ödemeleri istendi. AKP iktidarı döneminde Camilerden elektrik ve su parası alınmaya başlandı. İbadethanelerden alınacak olan Elektrik ve Su parası Kiliselerden alınmıyor. Önceki hükümetlerin çekindiği bu uygulamaya AKP 2005 yılında başladı. Derneği olan camiler, faturalarını ödemeye çalışıyor. Ama aynı zorunluluk kliselerde yok.

    Topbaş'ın Ayasofya tutumu

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Fatih'in İstanbul'u fethetmesinin sembolü olan Ayafosya'nın Cami olarak ibadete açılmasını ilginç bir şekilde değerlendirerek, 29 Şubat 2004'te yaptığı açıklamada, “Ayasofya turizme açılmış, tekrar camiye çevirelim demek gereksiz bir polemik.” dedi.

    Okullarda İslami kelimeler yasaklandı

    Akparti İktidarı döneminde yapılanlar bununla da kalmadı Milli Eğitimde bazı İslami kelimeler de yasaklandı. 2005 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullara gönderilen bir genelgeyle 45 kelime okullarda yasaklandı.

    İŞTE YASAKLANAN KELİMELER:

    Batı, bel'am, beyt'ül mal, biat, cemaat, cihad, dar'ül erkan, dar'ül harp, dar'ül İslam, emir (lider anlamında) emir'ül müminin, fetva, firavun, halife, hicret, hilafet'ül müminin, Hizbullah, hizbuşeytan, imam, imamet, infak, kafir, karun, kışla, laikler, laikçiler, Medine dönemi, medrese, Mekke dönemi, melle, mücahid, mümin, münafık, müstaz'af, müstekbir, seyda, şehadet, şehit, şeriat, şeyh, şeyh'ül İslam, şirk, şura, tağut, tebliğ, tekke ve tevhid.


    EDIT: Yazım hatası



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Reid Rider -- 4 Haziran 2013; 13:01:24 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Reid Rider

    Senin partin de cami yıkıp satıyor. Neden onlara bir şey demiyorsun?

    Bir daha beni AKP'li olarak itham edenin yedi geçmişine döşenirim; herkesin haberi olsun. Ne kadar AKP'li olduğumu anladın sanırım artık...
  • http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=84761
    Bunlari da aradan hallettiler,kimbilir baska neleri de hallediyorlar
  • Arkadaşlar. Ben burada ''bişeyler anlatayım da gençler bilgilensin'' havasında olan bir cemmat lideri değilim. İster birbirimize katılırız ister katılmayız. Hepimiz insanız aynı kafada olmamız zaten olanaksız. Ancak aklın yolu bir. ''Birisi size patlak lastikle daha fazla gidemezsin.'' Diyorsa ''yok ben jant üstünde uzun yol bile yaparım.'' Derseniz bu akıllıca olmaz.

    Bir kere ''Aha hükümete karşı bişey yazmadı! eylemcilerin yanlış yolda olduğunu yazdı! Halkın bu haklı direnişine nasıl yanlış dersin? Eşittir: sen akp'lisin'' diyen, bunu ima eden, veya düşünen biri Allah aşkına ne benim yazılarımı okusun nede bana benzer yazanları. Çünkü onları ne yapsak kurtaramayız. Hatta bu konuyu da takip etmesin çok sevmiyorlarsa bizi. (Aslında olay siz-biz bile değil bir akıl edilse..)

    Bu kafatasçı düşünceye sahip insanları savaşta bile düşman elinden kurtarmak içimden gelmez. Çünkü kurtarsak ne olacak? Bu kafa yapısında birinin kime ne yararı olur?

    Allah dedin o zaman akplisin, Atatürk dedin o zaman chplisin, Türklüğün şanı, şerefi dedin o zaman mhplisin, kürtlere kardeş dedin ahanda pkklısın.

    Size kim olduğumu söyliyeyim. Türküm, Müslümanım. Başka da bir özelliğe ihtiyacım yok. Ne bir gruba, ne bir topluluğa.. Ha anlamadıysanız ''ille de somut bir gruptan olmalısın'' yada o iğrenç söylemdeki gibi ''rengini belli et!'' diyorsanız: Güvendiğim ve benimsediğim tek bir kurum var.

    Türk Silahlı Kuvvetleri. Benim rengim haki. Oldumu? Şimdi de darbe savunucusu diyeceksen de ne diyeyim..

    Alın bakın bu ayaklanma neyin ayaklanması daha çok göreceğiz bu gibi görüntüleri. Artarak devam edecek. :






    Yayıncı kurululun trt olması görüntülerin yalan yanlış olduğu anlamına gelmez. Zira ben Hakkaride askerlik yaptıysam o yüzlerini puşi ile tamamen sarıp sarmalayanlar teröristtir. Sen evinde oturduğun yerden ''vatan kurtariliyür'' demeye devam et. Demekki bu konuyu boşuna takip etmişsin. Taktiklerinin hiçbirini öğrenememişsin. Havadaki kokuyu hissedemiyorsun.


    Halk hakkını savunur, ayaklanır. Ama bu o değil. Bu olay o olay değil.

    Biz üniversitede bu ödp - halk evleri - komünist parti - dev bilmemne lerin ne olduklarını da gördük. Hepsi pkk yandaşı kürt. Ünv. de bahar gelince toplanır çimlerde halay çekerek kürtçe bişeyler söyler bunlar. Milletin sinirini bozmak için sözde kürdistan bayrağının renkleriyle balonlar asarlar sağa sola bez parçaları asarlar. Hepsi gösterilerde önlerde yürüyenlerin bayrakları ve bayraklardaki harfler ne olursa olsun hepsi pkk nın sivil yapılanmaları. Sözde sivil toplum kuruluşları.

    Biz en kötü zamanlardayken iplemeyen abancı basın ve ünlüler (yerli yabancı) neden şimdi bize dost oldular? Sırtımızı sıvazlıyorlar ''hadi koçum hadi oğlum'' diyorlar. Saksıyı çalıştır. Her zaman böyle yaptılar 80 lerde de bunu yaptılar..

    Roj tv face'den ''istermisin olayları büyütelim ülke çöksün? '' diyip zil takıp oynuyor ama benim cahil liselim v for vandettayı izlemiş, oradan öğrenmiş nasıl vatan kurtarılır. ''Maskeyi de taktım tamamdır!'' edasıyla kürtlerin emrinde asker olarak ne derlerse yapıyor..

    Ne hükümettenim nede kim nereye çekerse gidecek bir köle.

    Hiç değilse şu yazıyı oku da occupturkey olayı neymiş gör:

    http://www.guncelmeydan.com/pano/ne-oluyor-ne-yapmali-erhan-sandikci-t34634.html

    (Bu arada sikko çok heyecan yaptı. Ya bilerek galeyana getirmemek için böyle yazdı. Yada gerçekten gaza geldi. Ben ikinci ihtimali daha baskın buldum çünkü o her zamanki üslubu yoktu. Gayetlede ilk defa okula başlayan ürkek ilkokul çocuğu tavrı var yazıda. Yakışmadı bu yazı. Olayın derinini görmemiş daha. İlerleyen zamanlarda görmesini bekliyorum)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-BFCEFA2F8 -- 4 Haziran 2013; 22:14:13 >
  • 
Sayfa: önceki 435436437438439
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.