.

quote:

Orijinalden alıntı: fuckulteli

Mülakatla personel alımı yaparken, işi yapabilme kabiliyetine, aldığı eğitime, referanslarına bakmak yerine, bu bizim gibi mi düşünüyor, verdiği oyun rengi nedir diye düşünerek personel almakla en büyük hata başlıyor.



Bir kuruma tek tip düşünceyi doldur, misal MEB.

Bir veli, öğretmenin çocukları ideolojik olarak yönlendirdiği gerekçesiyle şikayette bulunsa MEB kadroları bunu ne kadar soruşturur. Kendi düşüncesiyle çelişiyorsa öğretmenin vay haline, yok aynı düşüncelere sahiplerse olay kapanır gider.

Diyelim RTÜK'e şikayet geldi, gelen şikayetler RTÜK'te kadrolaşmış insanları da rahatsız ediyorsa en yüksek cezayı verirler ama onları rahatsız etmiyorsa yayına ceza bile vermeyebilirler. (yaşanıyor)



Aynı şey yargı da oluyor işte... Hakim, savcı kendi gibi düşüneni aklamayı görev biliyor. Zaten o aklamazsa, bir üst mahkeme o işi yapar. O da yapmazsa hakime savcıya meslekten el çektirirler.

Savcıları göreve çağırıyorum diyorsun, ertesi gün hedef gösterdiğin insanları alıp götürüyorlar. Başka bir dava için bir şey çıkmaz, yargımıza güveniyoruz diyorsunuz. Dava aleyhinize sonuçlanıyor.



Birde yargıya intikal eden her olayı teröre bağlıyorlar, hoşuna gitmeyen herkes terörist oldu. Kim gerçek terörist onlar bile belli değil. Terörist dersen kamuoyu onun zaten suçlu olduğuna inanır. Bankadan para çalan hırsızı hapiste tutman lazım ama hırsız olunca çok kalmıyor, gerçekten suçlu da, buna birde terörist diyelim bari hapiste kalsına dönüştü olay.

Trafikte ölüme sebebiyet veren insanlar dışarıda, sıra gelmiyor bunları yargılamaya. Kim bilir adalet için davanın açılmasını bekleyenlerden ne kadar insan vardır.



Toplum değişmeden, bu düzen değişmez. (ama bugüne göre iyileşebilir)

80 milyon bu ülkede yaşıyorsa, 80 milyon farklı düşünce olabilir.