Ülkemizde faz-3 çalışmaları yapılan koronavirüs aşısına büyük talep: Gün bitmeden 20 bin başvuru

Bencil ve benmerkezci insanların anlamadığı insanlardır onlar. Bazı insanlar hayata fedakar ve vefakar gelir. Savaşta ilk öne çıkan, cepheye koşan kendini feda eden, askere gitmekten imtina etmeyen, depremde ilk yardım peşinde koşan, hasta kurtaran sağlıkta çalışan, afetlerde kurtarma ekiplerinde bulunan bu tür vefakar insanlardır. Bazı tipler evlerinde oturup yeni oyunlarına veya dizilerine başlar iken yeni konsollarını siparişini veya yeni satın alacakları arabanın modelini seçer, yeni model ayakkabılarının siparişi verir iken ölümsüz olduklarını sanırlar. Ama hayatlarını ve rahatlarını bu fedakar gönüllülere borçlu olduklarını algılamazlar. Onlara göre bu gönüllüler enayidir. Herkes kendileri gibi bencil olduğunda yaşama şanslarının hiç olmadığını bilemeyecek kadar da salaktırlar.

Az zekanızı kullanın kardeşim, bu yüzden hayvanlardan farklıyız: Virüs Çin'de yayılmaya başladı ve Çin ilacı buldu ve ülkesini kurtardı(ilk yapılan Korona ilacıydı) ve biz de o ilacı sipariş ettik; daha virüsün ilk ortaya çıktığında yapılan bir ilacı satın aldık ve kullandık , hala hiçbir ülke %100 Koronayı tedavi eder bu ilaç diyemiyorken sen neden bu kadar eminsin onu anlamadım. Ayrıca tedavi için sipariş edilen ilaçların isimlerini de ileride olacakları bilerek vermedikleri aşikar. Daha önce ölüm döşeğinde olanlara ve zenginlere verilen ilaçların şimdi bedava verilmesinin ülkemizde başka açıklaması olamaz. Yani biraz düşünmelisiniz bu adamlar maskeyi bile bedava veremedi o zaman bir sürü para verilen bu ilaçları niye bedava versinler!

Dahası ülkemizdeki adalet sistemine bile güvenmiyorum: Simitçiyi gördünüz geçenlerde gençler evine çağırıp evire çevire dövdüler ; benzerini ben de yaşadım, park etme dediler ettim; 4 kişi tarafından dövüldüm, kırıklarım vardı ,hatta et bıçağıyla da bıçaklandım(masraf olmasın diye aynı gün hastaneden çıktım sadece dikiş attırdım ve alçıya aldırdım. Hastane de bir gün dünya kadar para. Ayrıca yalandan masraflarda cabası: Bir adet serum kullandım bunun sebebi ise doktorun zorlaması idi ''Çıkmak istiyorsan o şişe bitecek'' demişti. Ama sahtekarlık diz boyu; yalana bak, iki tüp kan vermişler bana 2 tüp de serum, bilincim hep açıktı. Hatta hemşirelerle ve doktorla sohbet ettim, yarayı temizletip elle kontrol ettirip diktirdim. Röntgen bile istemedim masraf olmasın diye, kırık içinde alçıya aldırdım. Karşıdakiler zengin olduğu için bir gün bile hapis yatmadılar. çünkü adaletin kusurlarına tam vakıf ülkenin en etkili iki avukatına sahiplerdi. Dahası benim geleceğimi mahvetti daha yeni yeni mezun olmuştum üniversiteden: Birden hastane masrafları , avukat masrafları(dinleme ücreti asgari ücret/taminat için de talep ettiğinin bilmem kaçta biri kadar yatırman lazım) , gss, ha bir de askerden davetiye gelmişti ama uzun süre kaçmıştım bir de onun cezasını ödedim ve gittim, ödeyemediğimiz kira borçları, KYK bursu , sabıka kaydı(Kişi başına 2400 TLx4(yani 10 kişi olsa bittik) =9600 TL kavga ettin para ver dedi devlet; para cezasını taksite bağladım şaka gibi karşılık vermişim, siz siz olun karşıdaki zenginse ölümüzü bekleyin sadece, karşılık vermeyin sakın, karşı tarafta kırık bile yoktu ama birini iyi dövmüştüm her yerden yumruk geliyorken tek kişiye odaklandım), bulaşıkçılık dışında iş bulamıyorsunuz ODTÜ elektronik mezunuyum desem de kimse inanmaz zaten. Ben gönüllü işleri sevmesem de defalarca Kızılay'a kan verdim , hatta Kan bağışı madalyası almam lazım ama gitmeye eriniyorum. Zekilerin ön cephede kendini feda etmesi israftır , vefa değildir.(Araç tamircisinin eline silah verip piyade mi yapmak lazım, ha beni tankçı yapmışlardı gerçi üstün zekalı yetkililer)

Eskiden ülkemin her şeyine sonsuz saygım vardı artık bu duyguların %1'ine sahibim : Hepsini hak ettim diyelim ; yani bu duygularla ömrümü tamamlayacağım ama bu sadece benim kaybım mı! Belki ülkenin aradığı sıradaki gelecek vaat eden kişiydim(mecazi anlamda) Yani ülkede kendi hayalini gerçekleştirebilecek kaç genç var ki , daha kendi mesleğini bile yapamıyor ülkenin yüzde 90'ı. Ne insanlar gördüm bu ülkede, Kitabı ve sayfa numarasını ver sana bütün sayfayı ezberden okusun. Eski bir albümden herhangi bir araç plakasını sor nerede gördüğünü söylesin , böyle insanlar vardı ve mesleği ev hanımı idi!

Her iyi niyet, iyi değildir.

Bencil ve kötülerin kendilerine sunduğu mazeret, ki böylece hiç bir konuda vicdan azabı veya sorumluluk hissi hissetmesinler, sürekli iyiler enayidir, iyilik sorun getirir ne mutlu bencil ve kötüyüm, diye dolanırlar ortada. Her ucuz ve kalitesiz şey gibi toplumlarda bolca bulunur. Uzak durulası tip.

Arkasına sığındığınız kelimeler sizi haklı çıkarmıyor ne yazık ki.

Sürekli olumsuzluk ve kötülük düşünen ve kendi iyiliği için bencilliği ön plana çıkaranlar tipler genelde psikopatlardır. Empati duygusundan yoksundur. Oysa empati değerli bir duygudur ve benim sana veya birinin sana söylemesi ile değil doğuştan gelen bir özellik olarak senin ile beraber doğar. Sende doğmamış, yok. Üzüldüm. Keşke arkasına sığınacağın bir kelimen olsaydı.

Hala kelimelerin arkasına sığınarak haklı çıkmaya çalışıyorsun. Gerçi "Fe" kullanıcısının çoğunlukta olduğu bir toplumdan ne bekliyorum ki 

Fe kullanıcısı ney ise artık, bilemedim düşündüm bulamadım. Arkandan uydurduğun elementlerin kokusu rahatsız etmiyor demek ki seni, valla bravo. Depremde Akut gönüllülerine bakıp "ne enayiler var otur evinde kahveni iç" diyen tipi ciddiye alıp mesaj yazmak bile bir lütuf sana. Haydi bencilliğin ile yaşa sen. Yaşayabilirsen.

Ne de güzel iftira atıyorsun öyle. Söylediğim şeylerden böyle çıkarımlar yapabilmek büyük cesaret ister.

Hangi hakla bana iftira atabiliyorsun onu söyle öncelikle?