İki senedir düzenli felsefe okuyorum. Normalde ticaret yapıyorum insanlarla içli dışlıyım okudukça seviyenin ne kadar düşük olduğunu görüyorum toplumda Akıl almaz bir yalnızlık arzusu geliyor bana. Kimse karışmasın kimseyle uğraşmayayım salın beni modu... Çok ilginç bir evreye girdim :) Denk düşüncede daha doğrusu düşünme kapasitesinde insan bulamıyorum :) < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Türkiye şartlarında çok kitap okumanın verdiği yalnızlaşma
-
-
hiç kitap okumadım ve yalnızım.
gerçi notre dame ın kamburunu okumuştum.
-
Hocam yalnızlık farklı
Ben sosyalim ama olaydan çıkmak istiyorum...
Benim rehberimde 3000 kişi var
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Hayatta neredeyse her şey matematiksel bir algoritma gibi geliyor
Matrix gibi sokağa inince kod dökülüyor sadece
Bir çifte bakınca ipler kimin elinde görüyorum anında
Veya insanların benimle ne amaçla konuştuğunu anında seziyorum
Toplumsal sohbetler çok vasat geliyor
Oturduğum yerlerde gösteriş veya mercimek çorbası nasıl yapılır tartışması gibi vasat şeyler görüyorum
Veyatta şu kız iyi su erkek iyi şunu terk ettim şu peşimde vb
Bence bunların hepsi vasat şeyler
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Evrime göre insan zekasını geliştiren en büyük etmen sosyal ilişkiler çünkü sosyal problemleri çözmek ciddi bir zeka gerektiriyor. Kadir İnanır'ın meşhur sahnesi var ya lanet olsun atom fiziğine dediği ha işte oradaki gibi matematik problemi çözmek daha kolay kalabiliyor bu tür problemler yanına. Mesela İsrail-Filistin çatışması buna en büyük örnek. Yine filmlerden örnek vereceğim ama Sheldon Cooper Filistin meselesini çok basitçe ele alıp basit çözüm öne sürüyordu. Fakat işte matematik toplumlardaki dinamiğe yetmeyebiliyor. Toplumdan kaçmak çözüm değil. Maalesef seni daha da zeki kılmaz.
Profesör Feynman'ın dediği gibi odadaki en zeki kişiysen yanlış odadasın. Eğer bilgi birikimin etrafındakilerle uyuşmuyorsa etrafındakilerini değiştirmeye bak. Esnaf olduğun için pek mümkün olmayabilir ama internet bu yüzden var zaten. Reddit, Discord gibi ortamlarda kendine ait bir topluluk bulabilirsin.
-
Hocam değerli yorumun için teşekkürler.
Maalesef mümkün olmuyor söylediğin gibi hayatımın bir kısmında ciddi yalnızlık çektim sonra berbat bir ilişki içerisine girdim ve çıktım
Marcus aurelius ile tanıştım bu olayın bitişinde
Sonra schopenhauer hegel kierkegaard Nietzsche vb
Müşteri yokken benlik bir iş yokken sürekli okudum
Okudukça soyutlandım.
Aslında belki kendimi ifade edemedim.
Toplumdan kaçmıyorum. İşim gereği bu mümkün olmuyor zaten.
Sorunum gündelik diyaloglar insanlardan duyduklarım toplumun ahlâki çöküşü
Beni zihin olarak soyutluyor.
Herkesleyim ama hiç kimseyle kafam sarmıyor gibi bir şey...
Bu gün kitap okumak için dışarı çıkıyordum binadan çıkarken kuzenimle karşılaştım.
Arayı çok soğutmamak ve abisi olduğum için ayıp olmasın diye gelebilirsin istersen kahve içelim dedim ve geldi.
İnan hayatımdan harcanan boş zaman oldu çok basit şeyler konuşuyor şunun şu malı bunun işi
Bizi alakadar etmez ki kendi işimize bakalım...
Gün içinde bu tarz çok sohbete maruz kalıyorum.
Medyaların ne kadar manipülatif olduğu mesela
Kafamı kaldırdığımda her şey kurmaca bir şey gibi geliyor.
Hayat amacım kendime vakit ayırmak olarak güncellendi bu durumda.
Eskiden işlerimi çok daha büyütmek isterdim. Zaten şükür iyi bir durumdayım fazlası sorun getirir vaktimi götürür istemsizce.
Kaçmıyorum içindeyim ama içinde olmak haz vermiyor.
Söylediğin gibi yeni bir çevre uğraşım var...
Bunun içinde eski Çevremi biraz durdurup soyutlanmam gerekecek :)
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Senin dediğine katılıyorum. Suç ve cezayı okuduğum zaman 2 hafta hiç kimseyle görüşmek istemedim. İnsanların arasındaki ilişki tamamen çıkar ilişkisidir bana göre zaten. Bir ara tartışırız istersen hocam. Ben ağır kitaplar yerine Richard Feynmanın kitaplarını fizik bilim tarzı kitapları okumaya başladım diğerleri beni hayattan koparıyordu çünkü. Ve telefonum susmuyor ben de asosyal değilim insanlar nerede bu çocuk diye hep sorup duruyordu.
-
Sosyal problemler karmaşık problemler; her karmaşık problemin çözümü ciddi konseptsel ve pratik sorunların halledilmesini gerektirir. Üstüne sosyal dünyanın uygulamada kontrol handikabı vardır yani sosyal dünyada bilgi pratikte kontrolü pek sağlamaz. Tabiata kulak verip madde ve enerjinin tepkilerine göre eşyanın üstünde kontrol sağlayabilirsin. Ama insanların üstünde - onları manipüle etmeden - sağlayamazsın. Bu çok uzun zaman önce keşfettiğim, insanlığı madde ve enerjinin yalınlığı ve doğrudanlığı karşısında hep yüz karası yapacak bir şey. Madde ve enerji bile kuantum ölçütlerde dizginlenebilir değildir. Kuantum boyutlarda olasılık ve belirsizlik hakim olduğu için o boyutta doğayı da ancak bir yere kadar dizginleyebilirsin. Kontrol veya dizginlemek diyorum ama bunlar bile doğru kelimeler olmayabilir. Yaptığımız bir takım zaten etrafta var bulunan ve devinen unsurları veya örüntüleri - çıkarımıza göre bile değil, genelde paşa keyfimize göre - keşfedip yönlendirmekten başka bir şey değil.
-
Tam olarak yaşadığım bu.
Evet tartışalım memnun olurum
Ben ağır kitapları seviyorum çünkü en azından doğruyu görüyorsun bence.
Yani şöyle bir yere düşmüşsün (dünya) en basitinden gündelik bir kadın erkek ilişkisinden örneklendireyim müsadenle...
Şöyle bu ilişkinin içindesin karşındaki sana ne amaçla veya ne kadar arzuyla yaklaşıyor bunu kısmi insan kısmen fark edebilir ama schopenhauer okuyan biri kierkegaard ın kahkaha benden yana kitabını okuyan biri daha detaylı gözlemleyebilir. Yani bilmek acı ama gerekli bence.
Schopenhauer yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar kitabında şunu diyordu
Felsefem bana çok bir şey kazandırmadı ama bir çok sorundan ve sıkıntıdan uzak tuttu
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi farate -- 9 Aralık 2023; 1:5:18 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Anladım demek istediğini. İyi okullu çocukların hepsi bunu yaşamıştır akrabalarıyla. Prestijli bir liseden mezunum. Lisedeyken cinsiyet eşitliğini amcalarıma anlatmaya çalışıyordum, hepsi de bu çocuk bozulmuş diyorlardı :) Dediğim gibi doğru arkadaş önemli. Graph theory çalıştığım bir arkadaşım var mesela. Şu an mal gibi vücut organlarının graph'ını çıkarmaya çalışıyoruz. Şimdi kuzenime gidip desem ki graph theory var, birçok probleme uyarlanabiliyor hatta biliyor musun MIT'de bir derste hoca kadının mı erkeğimin daha çok partneri vardır sorusunu anket yapmadan buluyor ve matematiksel olarak da kanıtlıyor dersem bön bön bakar suratıma. Tabii bu çok teknik ve herkesi alakadar etmeyen bir konu ama fonksiyonel olarak böyle oluyor bilgilendikçe. Fakat ben yine de öğrendiklerimi etrafımdaki kişilerin anlayabileceği şekilde aktarıyorum. Bazen ilgilerini çekiyor.
-
Hocam ben kendi çukurumdan kendim çıktım aslında bunu pes etmeme yapıma bağlıyorum.
Kendimi yanlış tanıtmış olmak istemem ben lise terk bir adamım:) hayat gayelerim farklıydı aslında yazılım alanına çekilsem çok üst düzey yazılımcı olurdum okuyup biraz eğitim sistemi biraz ticaret hevesi okumadım birde sosyal çevrem böyleydi beni okumaya iten durumlar oluşmamıştı. :)
Ama kendimi keşfettiğimde çok okudum.
Bir süre düşünüp ben bu durumun içindeyim ailemin genel geçer kuralları bu dünyaya uymuyor herkes kendi yaşamında bana ben yardım etmeliyim demiştim.
İlişkim bitmişti berbat bir şeydi şu anki aklım olsa hiç başlamazdı bile.
Vazgeçebilmek isimli kişisel gelişim kitabını aldım öyle başladım. Okudukça ne kadar cahilmişim dedim daha çok okudum :)
Şu aralar semavi dinler ve simülasyon dünya teorisi ilgimi çekiyor podcast olarak onları dinliyorum gün içinde .
Yazım olarak vb hâlâ cehaletim var :)
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Bu arada Feynman'ın lafı çok geçmiş, adamcağız sosyal bilimlerden adeta tiksiniyordu. Hor görüyordu. Bunun sadece "sosyal bilimlere karşı epistemolojik bir tutum" olduğunu düşünmedim hiç. Feynman gayet sıcak kanlı ve insan sever bir öğretmen olarak en genel anlamıyla sosyal-politik varlık olarak insanlığa kızgınlığını bu şekilde yansıtıyordu. Feynman'ın sosyal bilimler eleştirisi aslında insanlığa - özellikle noksanlığı, cehaleti ve kabiliyetsizliği boyutlarında - edilen bir sitemdir. Ama Feynman gene de insanlara elinden gelen en iyi şekilde fizik öğretmeye devam etti. Bu konuda da doğal bir yeteneği vardı. Kitapları, anlatımları çok güzel. Ama şimdi düşünün ondaki içsel veya duygusal çelişkiyi. Vasıfsız olduğuna inandığınız bir insanoğluna sanki vasıflanacakmış gibi öğretmeye çalışıyorsunuz. Tabii fizik gibi müthiş bir alanı öğretiyor, genç dehalara insanoğlunun önünde bir abide gibi duran fiziği geliştirmeleri için öncülük ediyor, bu hiçbir şeye değişilmez, o ayrı dava ama olsun.
-
Hocam Carl jung okudunuz mu ? Galiba size hitap edebilecek bir kişilik kendisi
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Dediğine katılıyorum. Zaten algıladığımız kadar var edebiliyoruz evrendekileri. Geçen hayvanların görüşlerine dair video izliyordum. Kuşların bizden daha gördüğüne öğrenince şaşırdım. Hem morötesi ışınları algılayabiliyorlar hem de 340 derece görüşe sahipler. Morötesi görüşle kolayca birbirlerinin cinsiyetlerini ayırt edebiliyorlarmış. Şimdi kuşların algıladığı evrenle bizim algıladığımız evren aynı mı? Kuşlar bizim kadar zeki olsaydı yapacakları bilimsel çalışmalar ne denli farklı olurdu?
-
Daha çok güncel psikoloji ve nörobilim hakkında okudum, Jung'u mitoloji ve sosyoloji kanadından biliyorum daha çok. Malum arketipler. Kendisi hakkında ama öyle spesifik derin bir okumam yok.
-
Bu her kuş türü için geçerli mi hocam ?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
En azından o gözlerle belirli ekipmanları kullanmaya hatta icat etmeye ihtiyaç duymayacakları kesin.
-
Biz okullu olarak beklenen çıktıyız zaten. Asıl sen eşsiz çıktı oluyorsun bu durumda. Başarılar dilerim. Yaşın tam kaç bilmiyorum ama yazılımcı olmak istiyorsan geç değil. Sadece mesleki olarak düşünme. Sonuçta elinde saatler, günler var. Bunu bir şekilde değerlendirmek durumundasın. İster dizi izleyerek değerlendirirsin ister de zevk aldığın bir alana yönelerek. Eğer gerçekten ilgin varsa hem üniversiteyi düşünebilirsin hem de ondan bağımsız olarak kendi başına öğrenebilirsin. Çok yatırım da gerekmiyor. Bir bilgisayar, internet ve bol bol vakit.
-
Şurada daha net açıklaması var:
https://evrimagaci.org/tetrakromasi-nedir-tetrakromat-olup-olmadiginizi-nasil-anlarsiniz-15423
Bu arada fiziksel olarak görebilmek görmenin tüm süreci değil. Beyin aldığı input'ları kendi işleyerek bir nevi GPU performansı sergileyerek algıladığımızı yaratıyor. Kuşların her ne kadar iyi donanımları olsa da yazılımsal olarak bizden geride olduğu için esasında bizim kadar iyi görmüyor olabilir. Çünkü biz gördüğümüz her şeyi isimlendiriyoruz, sınıflandırıyoruz, bunlar arasında karmaşık ilişkiler kuruyoruz.
-
Hocam şu an işimi seviyorum kendi işime sahibim
Hobi olarak belki felsefeye doyunca hemde aşırı vaktim yok şöyle ki sabah 7 de dükkan açıyorum akşam 19 kapatıyorum akşam trafiği yeme içme vb 2 3 saatim kalıyor :) zamanında olsaydı olurmuş şu an buna ihtiyaç duymuyorum işimi çok seviyorum çünkü
İşimin güzel tarafı gün içinde başımda biri yok en uçtaki kişi benim kitap okuyorum ilgimi çeken şeyleri araştırıyorum
Sadece kritik alım ve satım olaylarını yönetiyorum.
Toptancıyım ben :)
Ayrıca iltifatın için teşekkür ederim
Altta attığın linke bakıyorum hemen çok merak ettim :)
Edit :27 yaşındayım
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi farate -- 9 Aralık 2023; 1:39:45 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Benzer içerikler
- keke ne demek
- en eski ırklar
- yavru kedi ısırığı kuduz yapar mı
- komi garson farkı
- suyu ısıt geliyorum ne demek
- walmart dolandırıcılığı
- bim karavan
- black friday ne zaman 2024
- penis nakli
- türk çay emojisi
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X