Türkiye'de AKP, CHP, MHP, İYİ ortaktır. Alternatif bir parti yoktur. Tek parti siyaseti vardır. Şimdi medyada gördüklerinizi bırakın. Pür gerçekliği sadece tarih görebilir. 20 yıldır olan olayları tarihçi bir bakış açısıyla görürsek bunların aslında tamamının ortak olduğunu görüyoruz. Herkes bunu görebilecek kadar geniş ve detaylı bir bakış açısına sahip değil. Ama görebilecek olanlar için söylüyorum. Bu ülkede her zaman sorunlar vardı ve bu sorunlara Atatürk'ün bakış açısında bakıldığında yapılacak olan çok net bir şekilde belliydi. Bu partilerden hiçbiri bu çözümlerden birini önermediler bile, üstüne düşmana yarayacak hareketler yaptılar. Türkiye Cumhuriyeti 90'larda gelişmiş bir medeniyet olmanın hevesindeyken bugün devletin kalıcılığı tehdit altına alınmış durumda. Yani düşman dediğim doğrudan ana faktör olarak İngiltere, Amerika ve İsraildir. Devlet bu durumdayken halkın oy verdiği taraftar gibi tuttuğu siyasi partilerden hiçbiri medyada görünen söylemlerinde samimi değildir, aksine Türkiye'nin 3. dünya savaşına oldukça hazırlıksız bir şekilde girmesi, Türkiye'nin kaybedilmesi için çalışmaktadır. Bunların kendileri de farkında olup ceplerini doldurmak uğruna vatanı haince takas etmektedirler. Kurtuluş savaşında bu halk bir olabildi çünkü iş işten geçmişti, devlet kaybedilmişti ve kafalara dank etti, toplu azmin savunmaya etkisi oldu. Tekrar bir kurtuluş savaşı veremeyeceğiz çünkü yenilgi diplomatik imzalarla biz farkında olmadan gerçekleşecek ve piyade askerlerinin/gönüllülerin bu teknolojik şartlarda sonucu değiştirme şansı olmayacak. Dünya'daki vekil savaşları ve manupülasyon tarihin zirve seviyesinde. Terör örgütleri PKK/YPG/IŞID düzenli ordu denebilecek seviyede birlikler kurmuş, milyar dolarlık ekonomilere sahip olmuş, şeyh said isyanı yüzünden musul ve kerkükü kaybettiğimiz gibi bunların çıkaracağı yeni isyanlarla israil, ingiltere güneydoğu anadoludan toprak koparacak. Ülkenin bütün gündemi bu terör örgütlerini bitirmek olmalıyken, nadir birkaçı hariç bütün belediyeler hırsızlığın yolsuzluğun peşinde, ülkenin hiçbir kurumunda liyakat kalmamış, ekonomi çökmüştür. HDP/DEM/Hüdapar gibi Kürt halkının demokratik temsilcisi olması gereken partilerin, ama bu parti yöneticilerinin açık bir şekilde teröristlerle güncel fotoğraflarının olması, bunların görüşmeler yaptıkları bilinmesine rağmen, dokunulmazlıkları kaldırıp terörle ilişkili partilerin sonsuza kadar kapatılmasına ne AKP, ne CHP ne başka parti niyet göstermemekte, sadece medyada lanet okumakta, halkın zekasıyla dalga geçmektedir. Hiçbir parti terörü yok etme konusunda samimi değil, zaten ülkeye saf bir zihniyetle hizmet etmek için makam talep eden olmadığı gibi! 20 yıldır zaten anayasanın çiğnendiği bir ortamda milletvekillerinin yasalarla korunduğunu söylemek, vatana ihanettir. Halkın içinde terör sempatizanları olabilir ancak bunlar bu teknolojide kolayla fişlenip tutuklanabileceği halde, serbest gezmektedirler, hatta bazıları TV'lere konuk olmaktadırlar. Ancak bu medyada popüler görünen bazı terör sempatizanları yüzünden %99.9'unun terörle ilişkisi bulunmadığı kürt halkı, türk halkı tarafından nefretle anılmakta, halk kutuplaştırılmaktadır. Kürt halkı da kendilerini temsil edecek ve terörle ilişkisi olmayan bir seçeneğe sahip değildir, bu devletin gerçekten zayıflığıdır. Ayrıca şeyh saitin adını bulvara vermek hdp ile aynı tavırda olmaktır. Cumhuriyet düşmanlığıdır. Ayrıca tarikatlara hükümet tarafından servet aktarılması, bölgede ileride çıkacak olan isyanlar ve İngiltenin bu isyanları bahane göstererek toprak pazarlığının önünü hazırlamaktadır. AKP'nin kutuplaştırmaya öncülük ettiği bu orta doğu arap siyasetinde diğer partiler de adeta AKP'nin işini kolaylaştırmıştır. Buraya CHP'nin de İYİ'nin de muhalefet olarak yanlış tavır aldığı, bizzat seçilmemek, oy alalamak, kutuplaşmaya bal çalmak nihayetinde hareketi olan 200 madde yazabilirim, çoğunuz da zaten bunları biliyor, hatırlıyor, bunlar hata değil ihanettir çünkü kasıtlı yapılmış olmalarından başka hiçbir mantıklı açıklama yoktur. Türkiye'de halk ne yazık ki yolsuzluk ile adı karışmamış, çelişkili tutumlar içine girmemiş, vatansever ve vatanın çıkarları konusunda Atatürk gibi hızlı düşünen partileri fark edememekte ve oy vermemektedir. Maalesef halkın bu partilerin çekişkili tutumlarını ayırt eden bir hafızası olmadığı anlaşılmıştır. Cahillik ve popülarizm oyların nereye gittiğini belirlemektedir. AKP her türlü vatana ihanetine rağmen kazanmakta, CHP Atatürk'ün kemiklerini sızlatmasına rağmen ana muhalefet, İYİ idelojisizliğine ve etkisiz eleman olmasına rağmen 3. en yüksek oyu alan durumdadır. Şimdi yeni çıkan ümit özdağ artisti için de uyarmak istiyorum, bu adam yeni devlet bahçelinin etkisinin kaybolması nedeniyle onun yerine geçecek olan projedir, söylemlerinin hiçbir samimiyeti yoktur, bütün muhafeleti de iktidarı da eleştirip günün sonunda iktidarla ortak hareket edecektir. Bunu zaten sinan oğan skandalı ile gösterdi, yine de halk içinde popülerliği hala artıyor. Demokrasinin 20 yıldır 4 elden kötüye kullanılmasına şahit olduk. Neden sağ kesim her din diyene oy atıyor ve neden herkes chpden başkası kazanamaz diyerek oy atıyor? Bu gidişat Türkiye'de demokrasi zaafiyeti doğurmuş, demokrasinin suistimal edilmesine yol açmış, vatana gerçekten hizmet edecek ve güvenliği sağlayacak partilerin iktidar olmasını ebediyen imkansız kılmıştır. Böylece Türkiye'de çok ortaklı bir diktatörlük kurulmuştur. Üstelik bu ülkeyi yıkıma sürükleyen hain bir yapıdır. Eğer vatanın güvenliğini sağlayacak bir parti kurarsanız yeterli tanıtımı yapacak bütçeyi bulamazsınız, tam tersi vatanı parsel parsel satacak bir parti kurarsanız İngiltere, Amerika, Fransa, Yunanistan, Katar size tırla para yollayabilir. Bu durum medyanın tamamen seçmeni yönlendirdiği bir ortamda demokrasiyi tamamen kuklacılık yani manda ve himaye devleti haline getirmiştir. Zayıflığın ana kaynağı da halkın cahilliği, ahlaksızlığı, taraftarlığı, hırsızlığıdır. Maalesef artık halkın azımsanamayacak kadar büyük bölümü artık namuslu yaşamaya çalışmıyor. Yine de bu bütün halkın vatansız kalacak kadar bir uçuruma sürüklenmesine layık olduğu anlamına gelmemektedir. Gelelim beka sorunumuza, bu büyük orta doğu ve israil projesinden ve İstanbul'da olacak depremden dolayı hem boğazları hem güneydoğu anadolu kaybedilebilir, çeşitli manipülasyonlarla Türkiye vekil savaşları vasıtasıyla ön planda Irakla, Suriyeyle, Iranla arka planda İngiltere ve Amerika ile ekonomisinin kaldıramayacağı bir savaşa girebilir. Zaten terör örgütlerinin profesyonel eğitilmesiyle, teçhizat kazanmasıyla bu başladı. İç tarafta sayısı 2030'da 20 milyona ulaşacak mülteci nüfus, yabancıların satın aldığı topraklar, hükümetin gizlice araplara sattığı devlet değerleri, ülkeden tonla geçen uyuşturucu ve kara para, eğitimin ve ekonominin çok kötü oluşu, ahlakın çökmüş olması içeride güvenli bir ortamı imkansız hale, iç karışıklıklara müsait hale getirmektedir. 20 yılda bu kadar kötüye giden Türkiye Cumhuriyeti, 50 60 sene içerisinde varlığından büyük kayıplar vermiş, hatta 3. dünya savaşı sonunda varlığını yitirmiş olabilir. Yapılması gereken devletimizin derhal saray siyasetini sonlandırması, partilerin mecliste feshinin ve meclisin tamamen alanında uzman teknik kişilerden yeniden oluşturulması, partilerin sadece belediye faaliyetlerinde kalmaları, cumhurbaşkanlığının feshi ve hainliği engelleyecek asgari bir yönetim biçimine geçmesi, tek gündemin ülkenin bekası olması, milli seferberlik ile dışa bağımlılığın azaltılarak bitirilmesi, tarım ve sanayi için toprak, kredi, makinenin devlet tarafından verilmesi, binlerce yeni fabrika kurulması, asker sayısının 3 katına çıkarılması, silah, uçak, tank, gemi üretiminin yüksek kapasitede sağlanması, nükleer silah edinilmesi, suriye, ırak, iran bölgelerinden terörün hızlıca temizlenmesi, bu devletlerin kendi içlerinde terörü önleyecek biçimde güçlendirilmesi gerekmektedir. Sadece bunla bitmemektedir, iç isyanlar ve iç güvenlik, mültecilerin tahliyesi, yabancıların satın aldığı toprakların geri alınması, tarikatların kapatılması, anayasa ve eğitimin modern bir şekilde faal olması gerekmektedir. Eğer bunlar başarılabilirse daha özgür ve demokratik bir devlet için halkın farklı görüşlerini ve yaşam biçimlerini temsil edecek siyasi partilerin sonradan yeniden faal edilebilir, ancak bu halk bu kadar hata yaptıktan sonra toparlanmak için en az 30 sene bu gergin ve sıkı ortamın bedelini ödemek zorunda kalacaktır, bu da tek kurtuluş formülüdür. Aksi taktirde 50 yıl sonra ortada belediye seçimleri yapılacak toprak kalmayacağını düşünüyorum. Türk halkı birazcık akıllı olup da bu seçimde popüler olana değil de vatana hizmet için tutarlı davranan partilere oy vereyim, göz göre göre hırsızlara, liyakatsizlere, terör destekçilerine oy vermeyeyim deseydi bu halde olmazdık. Demokrasi gayet faal bir şekilde işliyor olurdu ve mahkemelerle geçmişte suç işlemiş siyasiler cezalandırılırdı. Askerine, şehidine bile saygı duymayacak kadar duyarsızlaşmış bu millet bir vatanı hak etmiyor, onların konforlu yaşaması için evlatlarımız öleceğine sıkı yönetim altında yaşayalım, böylesine bitap düşmüş bir devlet içinde normal bir yaşam beklentisi olması olmak gayet şımarıklıktır. Artık devletin AKP'ye de CHP'ye de her ne ise bütün siyasete elveda diyip milli güvenliğimize odaklanması gerekmektedir. Türkiye Cumhuriye'nin beka sorunu ortadan kalkarsa insanca yaşamayı yeniden değerlendirebiliriz. < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi design.code -- 14 Ocak 2024; 22:30:55 > |
Türkiye Cumhuriyet'imizin kalıcılığı meselesi





-
-
3. Dünya savaşına Türkiye bu hükümetle girerse ayvayı yedik.
-
Ümit Özdağ'In samimi olmadığı fikrine katılmıyorum.
Şu an tüm partiler el ele vermiş ülkede etnik ve dini fay hatları oluşturmak, kutuplaştırıcı bölücü söylemlere oy için destek vermek, koltugunu ülkenin güvenliğinin önüne koymak ve her gün vatandaslık verilen Suriyeli oyları için yarın yasanacak felaketin taslarını döşüyorlar.
Bu ortamda Ümit Özdağ dışında odadaki filden bahseden kimse yok. Ben niyet okuyamam elimde, gördüğüm adım adım yaklaşan krize tek karsı çıkan bu adam o nedenle onu destekliyorum. Gerisi aynısının laciverdi.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 13 Şubat 2024; 20:42:49 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
hangi hükümet ile girmesini istersin? uçak yapmayın gemiye ne gerek var iha lar insan öldürüyor savunma sanayine para harcamayın diyenlerle mi girelim? asıl soru şu vatanımız savaşa girerse sen ne yaparsın?
-
Ben ne için savaşacağımızı anlamadım ki? Sınırdan her önüne gelen giriyor, herkese vatandaslık veriliyor, biri bir Türkiyeli partiyiz diyor diğeri bu sehir 50 etnik köken 29 mezhebin şehridir diyor.
Ne için savaiışacak ben onu anlamadım zaten pazar yerine dönmüş ülke giren çıkan belli değil...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 13 Şubat 2024; 21:13:20 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Hocam yazınızı baştan sona okudum. Çok detaylı bir açıklama yapmışsınız. Yazdıklarınız birçoğuna katılıyorum. Hatta bende Türkiye ve Türk siyaseti konusunda sizinle aynı düşünüyorum ama Ümit Özdağ hakkında ki söylemlerinize katılmıyorum. Sizin yazıda belirttiğiniz terör ile mücadele, güvenlik ve Türk devletinin bağımsızlığı konusunda şuan teminat verebilecek tek siyasetçi Ümit Özdağ. Ümit Özdağ dediğimiz kişi, diğer siyasetçiler gibi sıradan birisi adam. Özdağ'ın akademisyen bir kimliği var. 1990'lı yıllarda Harp akademisi ile polis akademisinde güvenlik ve İstihbarat dersi vermiş birisi. Yani kendisi birçok polis, asker yetiştirmiş birisi. Yetiştirdiği öğrencilerin birçoğu Türk devletinde önemli mecralarda çalışıyor.
Ümit Özdağ birçok alanda, özellikle terör ile mücadele konusunda tezler yazarak Türk devletinin ne yapması gerektiğini ortaya koymuş bir akademisyen. Güvenlik ve istihbarat konusu hakkında birçok makale ve kitap yazmış birisi. Şimdi hocam şuan ki şartlar için konuşuyorum, çizgisini bozmayan tek siyasetçi Ümit Özdağ. Sizin dediğiniz gibi CHP, Atatürk çizgisinde değil. İyi parti desen Türk milletinin sorunları ile ilgilenmiyor, halktan kopuk bir siyaset izliyor. AKP ile MHP'de zaten CHP ile İyi partinin tamamlayıcısı.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaan1840 -- 13 Şubat 2024; 21:30:16 >
-
yazdıklarına harfiyen katılıyorum. çevremdekilere bu durumu defalarca anlattım fakat kimse ciddiye almıyor veya inanası gelmiyor. forumda defalarca konuda açtım ama boşa. fakat halkın seçim şansı olduğunuda düşünmüyorum. bütün siyasiler satılık. yapabilecek birşey yok gibi.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-8B4F802DB -- 14 Şubat 2024; 14:18:21 >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X