Türkiye'den Paris İklim Anlaşmasına tepki

Gezegenimizin küresel sıcaklığının artışı devam ediyor. Küresel sıcaklık artışının azaltılması için aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkeler harekete geçti ve 2015 yılında Paris İklim Anlaşması imzalandı.

Paris İklim Anlaşması ile emisyonun azaltılması, karbon salınımın azaltılması ve iklimi olumsuz etkileyen eylemlerden kaçınılması amaçlanıyor. Anlaşmanın uzun dönemli hedefi şöyle ifade ediliyor:

"Küresel ortalama sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre 2°C altında tutulması; ilave olarak ise bu artışın 1,5°C’nin altında tutulmasına yönelik küresel çabaların sürdürülmesi" olarak ifade etmektedir.

Ayrıca Bkz.Çin, Ay'da tarih yazmaya gidiyor: Chang'e 5 görevi resmen başladı

Türkiye, Paris İklim Anlaşması’na dahil ülkeler arasında "gelişmiş ülkeler" arasında sınıflandırılıyor. Bu nedenle “gelişmekte olan ülkeler” sınıfındaki yardımlardan faydalanamıyor. Türkiye, gelişmiş ülkeler sınıfından çıkartılıp gelişmekte olan ülkeler sınıfına dahil edilmek istiyor.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, bu konu hakkında yazılı açıklama yayınladı:

“Ülkemiz küresel bir sorun olan iklim değişikliği ile mücadeleye büyük önem vermekte ve bu bağlamda küresel iklim eylemine aktif şekilde katkı sağlamaktadır. Bununla birlikte, küresel sera gazı emisyonlarında tarihsel sorumluluğu %1'den az ve 'gelişmekte olan' bir ülke olan Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Sözleşme'nin uygulama aracını teşkil eden Paris Anlaşması kapsamındaki konumu hakkaniyetten uzaktır. Ülkemizin bu çerçevedeki tutumu, 21-22 Kasım 2020 tarihlerinde Suudi Arabistan’ın başkanlığında düzenlenen G20 Liderler Zirvesi Bildirisi’nin Eki’nde yer alan bir açıklamayla kayda geçirilmiştir. Daha önce Enerji Bakanları Bildirgesi’nde de yer alan bu konu bu kez de bütün ülkelerin mutabakatıyla G20 Liderler Zirvesi Bildirgesi’nde kayda geçirilmiştir. Böylece ülkemizin uluslararası iklim eylemine daha fazla katkıda bulunabilmesini teminen uluslararası iklim rejiminde eşit ve adil bir konum elde etme yönündeki kararlılığı bir kez daha vurgulanmıştır.”