Şimdi Ara

Türk Dış Politikası Gündemi - OCAK 2021 (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2.714
Cevap
33
Favori
124.143
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
11 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki

Türk Dış Politikası Gündemi - OCAK 2021


(En Son Oy Tarihi: 22.8.2023)
Giriş
Mesaj
  • UMH yetkilisi: "Türk güçlerinin, Libya'ya gönderilme anlaşması kademeli olarak yürürlüğe girdi ve önümüzdeki saatlerde güç dengesindeki değişime şahit olacaksınız."
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vommel

    Zamanında,Katarı bir kaşık suda boğacaklardı.O zamanlar abisi Türkiye'ye sığınınca,katar yüzünden Arabistan ve BAE düşman belledi bizi.

    Şimdi,Türkiye lehine ne varsa Arabistan ve BAE + Mısır çıkıyor.Bence acilen arabistan ve bae'ye notadan başlayarak diş göstermeli.

    Trump planlayan,diğerleri de uygulayan.Araplar neden böyle???



    Alıntıları Göster
    Cevabı basit...

    Bu ülkelerin tarihine baktığınızda asıl cevapları görürsünüz..

    Suud Araplar osmanlı zamanında bölgede huzur ve istikrar varken bile ayaklanmalar yapan bir kabile idi.Arabistanı komple suçlayamayız zira arabistan "tamamen suud kabilesi insanları" değildir,ancak 1. dünya savaşı sırasında suud kabilesi ingiltere ve kapitalist ülke bloğu ile yaptığı anlaşma ile osmanlının varlığını ortadoğudan sildiler.

    Suud kabilesi 1.dünya savaşında yardımcı olmasaydı ingilizler şuan ortadoğuda hakimiyet kuramayacaklardı zira osmanlı o bölgede o dönem güçlüydü ancak gerek balkanlarda gerek ege ve rusyada savaş osmanlıyı o kadar zorlamıştıki ortadoğudaki güçler yanlız kalmıştı ve suudların hainliği ile ortadoğu komple elimizden gitti.Karşılığında da petrol rezervleri paylaşıldı.

    Şuanki ortadoğu ülkeleri yapısı zaten 1.dünya savaşı sonrası ingiltere-abd ve fransa kurulmuş,buradaki ülkelerin yapısı ve yönetimleri kontrol altına alınmış.Biat etmeyen her ülke ya karıştırılmış ya da yaptırımlar ile yıldırılmış.100 yılı aşkındır kapitalist bir düşünce olan "parçala-böl-yönet" doktirini ortadoğuda işletildi ve israil kurduruldu..
    Hal böyleyken israil'in ortadoğudaki güvenliğinide mecburen abd üstlendi zira abd'nin ekonomisi ve silah lobosinin çoğunu yahudi firmalar yönetiyor,yani israil kurulmadan önce altyapısı abd'de ve avrupa'da kurulmuştu. 2.dünya savaşı sonrası global ekonomide doların rezev para yapılması operasyonunda da yahudi lobisinin desteği vardı,böylece kapitalist global sermaye sistemide kurulmuş oldu.

    ABD ortadoğudaki petrolünü alır,israil kendi inançlarına göre "vaad edilmiş toprakları ele geçirmek adına" ortadoğudaki arap ülkelerini "sopa" ile hizaya getirmeye çalışır ve istikrarsız devletler oluşturulup bölgede "ikinci abd ülkesi" kıvamında hareket eder.

    Zaman içinde arap ülkelerinin sahipleri kapitalist sistemin getirdiği rahatlığı görüp zenginlik,şan ve şöhret içinde yaşamayı sevince kendi koltuklarını ve hanedanlarını korumak için abd-ingiltere ve israil ile hep iyi ilişkiler kurdu.Sırtlarını petrole dayadılar ve kendi halklarını hiç düşünmediler.Suudi arabistan adından anlışılacağı gibi "suud kavmi" arapları tarafından yönetilir ve kendi kavimleri haricinde olanları adam yerine koymaz.En ufak karşıt düşünce ve hareket ölüm cezası getirir.Keza BAE ve şuanki mısır rejimide bu şekildedir.

    Ancak son 10-15 yıldır ortadoğudaki bu düzene diğer arap halkları karşı gelmeye ve "kendi kendilerini yönetme haklarını" istemeye başladı.Sesler yükselipde değişim sinyalleri görülmeye başlandığı zaman "arap baharı" diye yapay ve dış destekli operasyonlar yapılmaya başlandı.Mısırdan suriyeye kadar bütün bölgenin yönetimleri ve halkları karıştırıldı.İç savaşlar ve politik operayonlar ile işte şuan bahsettiğiniz suudi arabistan,BAE ve mısır tamamen abd'nin kontrolüne geçti.
    Bu ülkelerin başında olan kişiler güçlerini kaybetmemek ve kendi hanedanlarını devam ettirmek için abd ile mecbur aynı şekilde hareket etme zorunda.Halkları ölmüş-ezilmiş umurlarındada değil.Petrol ve diğer askeri avantajları abd aldığı sürece abd için sorun yok,sonuçta bu ülkelerin başındaki liderleri abd getirdi.

    Şİmdi böylesi bir tabloda bu ülkelerin yönetimlerine ne kadar saygı gösterilir?,ne kadar anlaşma edilir?, veya ortadoğuda ne kadar sağlıklı politika yapılabilir?
    Siyaset elbette bir "anlaşma" sanatı şekli ancak bir ülkenin yönetimini dış destekli operasyonlar ve darbelerle başa gelmiş yöneticileriyle aynı masaya oturmakda siyaseten o kişinin arkasındaki gücüde kabul etmiş görünürsünüz,yani darbeyle gelen lideri masasına oturursan darbeyi meşru görmüş ve darbeyi arkaplanda gerçekleştirenlerede onay vermiş olursun.Monarşik veya dikta rejimli bir ülke isen bunu yapman çok sorun görülmez ancak demokratik bir ülke isen bu şekilde başa geçmiş insanların masasına oturman siyasi olarak farklı manalar ve peşin kabuller ifade eder.

    Siyasette yanlış insana yanlış,doğru insanada doğru denilmesi gerekir sağlıklı bir politika ilerletmek için.Yanlış insanlara doğru denildiği zaman kendi ülke politikalarınızıda sağlıklı üretemessiniz.Mısırdaki sisi,arabistandaki kral selman,suriyedeki esat gibi lideler 100 yılı aşkın işletilen kapitalist ortadoğu doktirininin eserleridir.Bu ülke liderleri ile kendi istediğiniz çıkarlar doğurltusunda anlaşma sağlayamassınız zira bu liderlerin tasması başkalarındadaır.Bir laf vardır "itin hatrı yoksa sahibinin hatrı vardır" diye...Türkiye devlet olarak "itlerle" muhatap olmadı,o itlerin sahipleri ile muhatap olmak zorunda kaldı..Bulunduğumuz bölge maalesef dünyanın en hararetli ve tehlikeli bölgesi,burada abd-rusya-iran ekseninde politikalar üretmediğimiz sürece siyasi mecrada çözüm bulamayız.Ortadoğuda her ülkenin tasmasını tutan bir ülke var,suudi arabistanla görüşmeyiz tasması abd'de çünkü..mısır keza öyle..suriye rusların hakimiyetinde...yani şuan esatla görüşülsün,sisi ile anlaşılsın diyenler arkaplanda nelerin döndüğünü ve geçmiş tarihin izlerini göremiyor ne yazıkki..




  • Oraya libyalıları korumak için değil kendi menfaatlerin için gidiyorsun.Daha doğrusu birilerinin çıkarları için çünkü bu gerginlikler sebebi ile yandaş bazı şirketlerin işide sekteye uğradı orada.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DARTH_BLACK

    Cevabı basit...

    Bu ülkelerin tarihine baktığınızda asıl cevapları görürsünüz..

    Suud Araplar osmanlı zamanında bölgede huzur ve istikrar varken bile ayaklanmalar yapan bir kabile idi.Arabistanı komple suçlayamayız zira arabistan "tamamen suud kabilesi insanları" değildir,ancak 1. dünya savaşı sırasında suud kabilesi ingiltere ve kapitalist ülke bloğu ile yaptığı anlaşma ile osmanlının varlığını ortadoğudan sildiler.

    Suud kabilesi 1.dünya savaşında yardımcı olmasaydı ingilizler şuan ortadoğuda hakimiyet kuramayacaklardı zira osmanlı o bölgede o dönem güçlüydü ancak gerek balkanlarda gerek ege ve rusyada savaş osmanlıyı o kadar zorlamıştıki ortadoğudaki güçler yanlız kalmıştı ve suudların hainliği ile ortadoğu komple elimizden gitti.Karşılığında da petrol rezervleri paylaşıldı.

    Şuanki ortadoğu ülkeleri yapısı zaten 1.dünya savaşı sonrası ingiltere-abd ve fransa kurulmuş,buradaki ülkelerin yapısı ve yönetimleri kontrol altına alınmış.Biat etmeyen her ülke ya karıştırılmış ya da yaptırımlar ile yıldırılmış.100 yılı aşkındır kapitalist bir düşünce olan "parçala-böl-yönet" doktirini ortadoğuda işletildi ve israil kurduruldu..
    Hal böyleyken israil'in ortadoğudaki güvenliğinide mecburen abd üstlendi zira abd'nin ekonomisi ve silah lobosinin çoğunu yahudi firmalar yönetiyor,yani israil kurulmadan önce altyapısı abd'de ve avrupa'da kurulmuştu. 2.dünya savaşı sonrası global ekonomide doların rezev para yapılması operasyonunda da yahudi lobisinin desteği vardı,böylece kapitalist global sermaye sistemide kurulmuş oldu.

    ABD ortadoğudaki petrolünü alır,israil kendi inançlarına göre "vaad edilmiş toprakları ele geçirmek adına" ortadoğudaki arap ülkelerini "sopa" ile hizaya getirmeye çalışır ve istikrarsız devletler oluşturulup bölgede "ikinci abd ülkesi" kıvamında hareket eder.

    Zaman içinde arap ülkelerinin sahipleri kapitalist sistemin getirdiği rahatlığı görüp zenginlik,şan ve şöhret içinde yaşamayı sevince kendi koltuklarını ve hanedanlarını korumak için abd-ingiltere ve israil ile hep iyi ilişkiler kurdu.Sırtlarını petrole dayadılar ve kendi halklarını hiç düşünmediler.Suudi arabistan adından anlışılacağı gibi "suud kavmi" arapları tarafından yönetilir ve kendi kavimleri haricinde olanları adam yerine koymaz.En ufak karşıt düşünce ve hareket ölüm cezası getirir.Keza BAE ve şuanki mısır rejimide bu şekildedir.

    Ancak son 10-15 yıldır ortadoğudaki bu düzene diğer arap halkları karşı gelmeye ve "kendi kendilerini yönetme haklarını" istemeye başladı.Sesler yükselipde değişim sinyalleri görülmeye başlandığı zaman "arap baharı" diye yapay ve dış destekli operasyonlar yapılmaya başlandı.Mısırdan suriyeye kadar bütün bölgenin yönetimleri ve halkları karıştırıldı.İç savaşlar ve politik operayonlar ile işte şuan bahsettiğiniz suudi arabistan,BAE ve mısır tamamen abd'nin kontrolüne geçti.
    Bu ülkelerin başında olan kişiler güçlerini kaybetmemek ve kendi hanedanlarını devam ettirmek için abd ile mecbur aynı şekilde hareket etme zorunda.Halkları ölmüş-ezilmiş umurlarındada değil.Petrol ve diğer askeri avantajları abd aldığı sürece abd için sorun yok,sonuçta bu ülkelerin başındaki liderleri abd getirdi.

    Şİmdi böylesi bir tabloda bu ülkelerin yönetimlerine ne kadar saygı gösterilir?,ne kadar anlaşma edilir?, veya ortadoğuda ne kadar sağlıklı politika yapılabilir?
    Siyaset elbette bir "anlaşma" sanatı şekli ancak bir ülkenin yönetimini dış destekli operasyonlar ve darbelerle başa gelmiş yöneticileriyle aynı masaya oturmakda siyaseten o kişinin arkasındaki gücüde kabul etmiş görünürsünüz,yani darbeyle gelen lideri masasına oturursan darbeyi meşru görmüş ve darbeyi arkaplanda gerçekleştirenlerede onay vermiş olursun.Monarşik veya dikta rejimli bir ülke isen bunu yapman çok sorun görülmez ancak demokratik bir ülke isen bu şekilde başa geçmiş insanların masasına oturman siyasi olarak farklı manalar ve peşin kabuller ifade eder.

    Siyasette yanlış insana yanlış,doğru insanada doğru denilmesi gerekir sağlıklı bir politika ilerletmek için.Yanlış insanlara doğru denildiği zaman kendi ülke politikalarınızıda sağlıklı üretemessiniz.Mısırdaki sisi,arabistandaki kral selman,suriyedeki esat gibi lideler 100 yılı aşkın işletilen kapitalist ortadoğu doktirininin eserleridir.Bu ülke liderleri ile kendi istediğiniz çıkarlar doğurltusunda anlaşma sağlayamassınız zira bu liderlerin tasması başkalarındadaır.Bir laf vardır "itin hatrı yoksa sahibinin hatrı vardır" diye...Türkiye devlet olarak "itlerle" muhatap olmadı,o itlerin sahipleri ile muhatap olmak zorunda kaldı..Bulunduğumuz bölge maalesef dünyanın en hararetli ve tehlikeli bölgesi,burada abd-rusya-iran ekseninde politikalar üretmediğimiz sürece siyasi mecrada çözüm bulamayız.Ortadoğuda her ülkenin tasmasını tutan bir ülke var,suudi arabistanla görüşmeyiz tasması abd'de çünkü..mısır keza öyle..suriye rusların hakimiyetinde...yani şuan esatla görüşülsün,sisi ile anlaşılsın diyenler arkaplanda nelerin döndüğünü ve geçmiş tarihin izlerini göremiyor ne yazıkki..

    Alıntıları Göster
    Osmanlı varken huzur mu vardı kardeşim sen hiç tarih okuduğun mu osmanlı zamanı olan isyanların çoğu bu arap kaynaklı ve bu coğrafyada osmanlı ve öncesinde bile burada rahat yoktu olası ele başları istanbulda cellatlar tarafından kelleri alınırdı tabi bu osmanlı güçlü olduğu zamanlardı hatta para ile ajan tutup olası hır gür çıkaranları anında infaz ederlerdi yani bu lanet olası pislik coğrafyada huzurlu geçen bir gün bile olmadı devamlı bir asayiş ve kontrol vardı.Tarih okuyun tarih.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kortekes

    Şu hafteri pataklama vakti geldi.
    Seni gönderelim sen patakla aslanım
  • Libya denince.

    Türk Dış Politikası Gündemi - OCAK 2021
  • Hafter ve destekçisi ülkeler bizim askerimizi şehit ederse veya Allah korusun generalimize saldırırlarsa İran yanımızda olacak mı, Bakalım İran'da HepimizinŞehidi TT olacak mı ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi asau -- 6 Ocak 2020; 15:9:15 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M3lank0lik

    Osmanlı varken huzur mu vardı kardeşim sen hiç tarih okuduğun mu osmanlı zamanı olan isyanların çoğu bu arap kaynaklı ve bu coğrafyada osmanlı ve öncesinde bile burada rahat yoktu olası ele başları istanbulda cellatlar tarafından kelleri alınırdı tabi bu osmanlı güçlü olduğu zamanlardı hatta para ile ajan tutup olası hır gür çıkaranları anında infaz ederlerdi yani bu lanet olası pislik coğrafyada huzurlu geçen bir gün bile olmadı devamlı bir asayiş ve kontrol vardı.Tarih okuyun tarih.

    Alıntıları Göster
    osmanlı tarihinde %100 huzur ve sukünet olduğu iddiasında olmadım ancak şuanki mevcut ortadoğu kaosunun olmadığı terihde görülmektedir.
    Ben örneği ortadoğudaki genel durumu özetlemek için yazdım.Osmanlı döneminde birçok isyan ve ayaklanma olmuştur ancak genel yapı itibariyle osmanlı tebaası ortadoğuda bugünle kıyasla daha huzurlu bir dönem geçirmiştir.O dönemim sosyokültürel ve konjektürel avantajları da osmanlı devleti tarafında olduğundan 1. dünya savaşı sürecine kadar bir şekilde arap kabileler kontrol altında tutulmuştur.

    Günümüz dünyasında ajan sıfatı ile hareket eden her kişi zaten infaz edilmiyormu hala? misal geçen aylarda istanbulda öldürülen ingiliz ajan gibi? Bu örnekler halen var dünyada,o mantalite değişmedi.

    Siz tarihden bahsediyorsunuz ama tarihin derinlerindeki ayrıntılara hakim değilsiniz yada işinize gelmiyor?
    Bu noktada ne siz nede ben tartışamayız zira gerçek tarih yalan söylemiyor.Bazı ülke doktirinlerini,stratejilerini okumadan ve bilmeden bu forumdaki fikirlerini söyleyen kişileri "emir kipi" ile küçük görüp demogoji yapmaya çalışmayın.Dünya var olduğundan bu yana ırksal yada dinsel çatışmalar yaşandı ve yaşanmayada devam edecek.Önemli olan geçmiş tarihimize hakim olup gelecekte buna istinaden yeni stratejiler geliştirmektir.Bunu geçmişi yok sayarak veya yaşanmış tarihi gözden gelerek farklı bir persfektifde planlar isek stratejilerini ve doktirinlerini yüzyıllardır yapan egemen güç devletlerin altında ezilir kalırız dolayısıyla "tarih okuyun tarih" lügatınız sadece hayata tek pencereden bakan insanlar içindir,kendi adıma alınmam ve burdanda sizle tartışmam.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: DARTH_BLACK

    osmanlı tarihinde %100 huzur ve sukünet olduğu iddiasında olmadım ancak şuanki mevcut ortadoğu kaosunun olmadığı terihde görülmektedir.
    Ben örneği ortadoğudaki genel durumu özetlemek için yazdım.Osmanlı döneminde birçok isyan ve ayaklanma olmuştur ancak genel yapı itibariyle osmanlı tebaası ortadoğuda bugünle kıyasla daha huzurlu bir dönem geçirmiştir.O dönemim sosyokültürel ve konjektürel avantajları da osmanlı devleti tarafında olduğundan 1. dünya savaşı sürecine kadar bir şekilde arap kabileler kontrol altında tutulmuştur.

    Günümüz dünyasında ajan sıfatı ile hareket eden her kişi zaten infaz edilmiyormu hala? misal geçen aylarda istanbulda öldürülen ingiliz ajan gibi? Bu örnekler halen var dünyada,o mantalite değişmedi.

    Siz tarihden bahsediyorsunuz ama tarihin derinlerindeki ayrıntılara hakim değilsiniz yada işinize gelmiyor?
    Bu noktada ne siz nede ben tartışamayız zira gerçek tarih yalan söylemiyor.Bazı ülke doktirinlerini,stratejilerini okumadan ve bilmeden bu forumdaki fikirlerini söyleyen kişileri "emir kipi" ile küçük görüp demogoji yapmaya çalışmayın.Dünya var olduğundan bu yana ırksal yada dinsel çatışmalar yaşandı ve yaşanmayada devam edecek.Önemli olan geçmiş tarihimize hakim olup gelecekte buna istinaden yeni stratejiler geliştirmektir.Bunu geçmişi yok sayarak veya yaşanmış tarihi gözden gelerek farklı bir persfektifde planlar isek stratejilerini ve doktirinlerini yüzyıllardır yapan egemen güç devletlerin altında ezilir kalırız dolayısıyla "tarih okuyun tarih" lügatınız sadece hayata tek pencereden bakan insanlar içindir,kendi adıma alınmam ve burdanda sizle tartışmam.

    Alıntıları Göster
    Şuanki durum vardı ama işte anında infaz ediliyordu olaya sebebiyet veren ve o zamanlar sultanlık gibi idi mısır o zamanki işte libya cezayir adları ne ise ona göre sultanlık verilir bir sıkıntı olunca gerek halk içinde gezenler gerekse kurallar olarak acımazsızdı sonuçta halktan vergi alınıyor ticaret akışı olmalı buna engel olan çalan çırpan varsa direk ölüm yada ağır cezalar şuanki durumda ise ülkelerin tepelerine geçenler kukla ve iç meselerle pek ilgilenmediğinden böyle sorunlar oluyor.Bura hep kamburdu ve buradaki bu kamburluk zaten osmanlınında sonu oldu buranın osmanlıya hiç yararı yoktu baştan hakimiyet altın alması bile hata idi.Zaten en büyük zararıda buradan gördü yıkılırken.

    Hatta şuan bile Türkiyenin güneydoğu ve doğu şeridi zorlama olarak topraklarımız içinde neden mi çünkü osmanlı zamanı yapılan yanlış yerleşim artık bilerek mi isteyerek mi bilmem bu bölgelerin türkleşmekten çok arap ve diğer azınlıklarla dolmasına sebebiyet verdi misal şuan doğuda türkten çok kürt kökenli yaşayanlar var ve bunların çoğuda gelenek mi deyim artık ona bağlı güneydoğu sınırı ise araplardan pek farkı yok aslında bakılırsa Türkiyenin kendine yetebilen ve kaynak gelir olarak ele aldığımızda doğu sırtına kambur yani ülkenin ne türlü geliri varsa belli oranında burada yok oluyor.Buraya cumhuriyet zamanı atılım yapılmış ama onunda önünü kesmişler şuan bakılırsa gözden ırak olan gönüldende ırak olur hesabı kötü bir durumda bunu neden mi dedim osmanlıda da böyle idi kendine ne kadar uzak yerleri hakimiyet altında tutarsa gün gelir bu seni maddi olarak ve diğer yönlerden zorlar.Şuanki Türkiye'de bundan farksız.


    Ayrıca şuada var osmanlı bu arap bögesindeki bu korumacı üslubunu 1800lere kadar ancak sürdürebilmiş ardından buradaki toprakları ve hakimiyetini hızla kaybetmiştir.Avrupada hasta adam imajı zaten zamanında görevlendirdiği mısır sultanlığının başındaki kişinin kendilerine diklenmesi ve olası rus ve ingilizlerden yardım isteme talebi ile takılmıştır.Osmanlı mağrip bölgesi ve hicazda etkisini kaybetmiştir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi M3lank0lik -- 6 Ocak 2020; 15:56:1 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Razor Crest

    Libya denince.

    Her ne kadar bir nazi subayı olsada "güneşteki general" Erwin Rommel aslen nazi politilarının çoğuna karşı bir subaydı.

    Rommel ülkesi adına sadece cephede mücadele eden ve zırhlı birlikler tarihinde adını altın harflerle yazdırmış müstesna bir komutandı.Özellikle tank muhabere stratejilerinde özgün ve etkili saldırıları ile nam yapan rommel libya ve mısır sınırında müttefik güçlere tek başına savaşmış,büyük başarı sağlamış ancak libayada olduğu dönemde nazilerin rusya ile yaptığı savaşın başlaması sebebiyle lojistik desteğin kesilmesi handikapından ötürü daha ileri gidememiş ve hitlerin kuzey afrika politikalarını küçümsemesi sebebiylede yanlız kalarak kuzey afrika hattını kaybetmek durumund kalmıştır.

    Hitler daha sonra aynı kasım süleymani gibi ünü ve popülerliği çok artan bu komutanı öldürecek ancak halk tepkisini almamak için rommel adına büyük bir cenaze töreni tertip edip onu kahraman gibi mezara gönderecekti.

    Gerçekten libya tarihi denilince ilk akla gelen Erwin Rommel ve ömer muhtar isimleridir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: M3lank0lik

    Şuanki durum vardı ama işte anında infaz ediliyordu olaya sebebiyet veren ve o zamanlar sultanlık gibi idi mısır o zamanki işte libya cezayir adları ne ise ona göre sultanlık verilir bir sıkıntı olunca gerek halk içinde gezenler gerekse kurallar olarak acımazsızdı sonuçta halktan vergi alınıyor ticaret akışı olmalı buna engel olan çalan çırpan varsa direk ölüm yada ağır cezalar şuanki durumda ise ülkelerin tepelerine geçenler kukla ve iç meselerle pek ilgilenmediğinden böyle sorunlar oluyor.Bura hep kamburdu ve buradaki bu kamburluk zaten osmanlınında sonu oldu buranın osmanlıya hiç yararı yoktu baştan hakimiyet altın alması bile hata idi.Zaten en büyük zararıda buradan gördü yıkılırken.

    Hatta şuan bile Türkiyenin güneydoğu ve doğu şeridi zorlama olarak topraklarımız içinde neden mi çünkü osmanlı zamanı yapılan yanlış yerleşim artık bilerek mi isteyerek mi bilmem bu bölgelerin türkleşmekten çok arap ve diğer azınlıklarla dolmasına sebebiyet verdi misal şuan doğuda türkten çok kürt kökenli yaşayanlar var ve bunların çoğuda gelenek mi deyim artık ona bağlı güneydoğu sınırı ise araplardan pek farkı yok aslında bakılırsa Türkiyenin kendine yetebilen ve kaynak gelir olarak ele aldığımızda doğu sırtına kambur yani ülkenin ne türlü geliri varsa belli oranında burada yok oluyor.Buraya cumhuriyet zamanı atılım yapılmış ama onunda önünü kesmişler şuan bakılırsa gözden ırak olan gönüldende ırak olur hesabı kötü bir durumda bunu neden mi dedim osmanlıda da böyle idi kendine ne kadar uzak yerleri hakimiyet altında tutarsa gün gelir bu seni maddi olarak ve diğer yönlerden zorlar.Şuanki Türkiye'de bundan farksız.


    Ayrıca şuada var osmanlı bu arap bögesindeki bu korumacı üslubunu 1800lere kadar ancak sürdürebilmiş ardından buradaki toprakları ve hakimiyetini hızla kaybetmiştir.Avrupada hasta adam imajı zaten zamanında görevlendirdiği mısır sultanlığının başındaki kişinin kendilerine diklenmesi ve olası rus ve ingilizlerden yardım isteme talebi ile takılmıştır.Osmanlı mağrip bölgesi ve hicazda etkisini kaybetmiştir.

    Alıntıları Göster
    Burada en önemli bağlantı eksilkiği eğitimden geliyor.

    Osmanlı devleti yapısı itibariyle eğitim sistemini geliştiremedi.Kanuni sonrası zaten bu yapının gerilemeye ve erezyona uğratıldığını görüyoruz.
    Osmanlı zamanında haritacılık alanında dahi 1800 lere değin ciddi bir araştırma yapılması uygun görülmemiş,bu yüzden amerika ve diğer kıtaların keşfedilmesi ile osmanlı devletinin genel politikalarını oluşturan "deniz kıyıları hakimiyeti" stratejisi çökertilmiş oldu.Şurası bir gerçektirki amerika kıtasının keşfi ile avrupa kıtası osmanlı ve diğer düşman unsurlarından kurtuluş yolunu açmış oldu.Oysaki osmanlı zamanında haritacılık ilminin üstünde bir politika izlemiş olsaydı devlet stratejileride kökten değişim gösterecek ve değişim yaşaycaklardı,bu olmadı,olmasıda mümkün değildi zaten.Uzaklık-yakınlık sorununun temelide eğitimdir osmanlı döneminde.

    Bu minvalde osmanlının ortadoğu politikaları o bölgedeki topluluklar üzerinden stratejiler geliştirme yönünde oldu hep.Aslında bu durumun temel kaynağıda devletin sistematik bir eğitim politikası olmayışından kaynaklıdır.Oysaki okuma-yazma oranını artıracak ve her bireyin kendi öz yeteneklerini ortaya koyacak bir eğitim sistemi oluşturulabilseydi devlet otoritesi anlamında da büyük bir adım atılmış olacakdı ancak bölge halklarını kendi hayat şekillerinde bırakıp devlet kanunlarına göre yönetmeye kalkınca elbette bir takım olayların yaşanmasıda kaçınılmazdı.

    Söyediğiniz cezai uygulamalarda osmanlı devleti şuan bile hassasiyet gösterilen suçlarda asla acımıyordu.Cinayet,ülkeye zarar getiren ajanlık,hırslık vb gibi bir çok olayda ölüm cezası yaptırımı vardı ancak bu uygulamaları sadece osmanlı üzerinden değerlendirmekde yanlıştır zira avrupa ve yeni kıta amerikada toplu soykırımlar,aşırı dinsel oluşumların engizisyon mahkemeleri zorla kölelik sistemini devam ettirmeleri ile osmanlıdan öncede ve şimdide yapılan "sömürgecilik" stratejisi içinde hareket eden ülkeler osmanlılardan daha vahşi ve kötüdür.Osmanlı devleti temelde toprak hakimiyeti ile bir bölgeyi ele geçirir,kanunlarını deklare eder ve uyulmasını ister ancak halklar tepki koyup kanun dışı hareket ettiğinde kaçınılmaz olarak cezalarla karşı karşıya kalırdı zira yaşadıkları bölge osmanlının topraklarıydı.Osmanlı hiçbir zaman sömürgecilik sistemini uygulamadı.

    Şimdi ise ortadoğu ülkeleri sınırları belirlenmiş ülkeler olsada başka kapitalist ülkelerin üstü örtülü sömürgesi halindedir.Şurası görülüyorki ortadoğu ülkelerinin gelişim ve eğitim oranları çok çok düşük buda ister istemez altyapısı oluşturulan "sömürge ülke doktirin"lerine uygun şekilde aşırı dinsel yapılara veya terör oluşumlarına zemin hazırladı böylece temel kapitalist stratejisi olan "parçala-böl-yönet" biçimi hayat buldu ve bu böylece devam ediyor.

    Güneydoğu ile ilgili düşüncenize bir noktada katılmakla birlikte bir taraftanda katılmıyorum zira şuan eğitim sistemimizde en iyi ve en başarılı öğrencilerin çoğu güneydoğu bölgemizdeki şehirlerden çıkıyor.Mesela kitap okuma oranı konusunda en yüksek ilimiz tuncelidir.Böylesi örneklerimiz çok çünkü ortadoğudaki bölge insanı artık öğrenmek,,okumak ve eğitilmek istiyor ama basma kalıp adetler,terör ve savaş baskısı insanları kendi bölgelerinde sadece hayatta kalmaya yönelttiği için bu durum sorun oluşturmaya başlıyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: DARTH_BLACK

    Burada en önemli bağlantı eksilkiği eğitimden geliyor.

    Osmanlı devleti yapısı itibariyle eğitim sistemini geliştiremedi.Kanuni sonrası zaten bu yapının gerilemeye ve erezyona uğratıldığını görüyoruz.
    Osmanlı zamanında haritacılık alanında dahi 1800 lere değin ciddi bir araştırma yapılması uygun görülmemiş,bu yüzden amerika ve diğer kıtaların keşfedilmesi ile osmanlı devletinin genel politikalarını oluşturan "deniz kıyıları hakimiyeti" stratejisi çökertilmiş oldu.Şurası bir gerçektirki amerika kıtasının keşfi ile avrupa kıtası osmanlı ve diğer düşman unsurlarından kurtuluş yolunu açmış oldu.Oysaki osmanlı zamanında haritacılık ilminin üstünde bir politika izlemiş olsaydı devlet stratejileride kökten değişim gösterecek ve değişim yaşaycaklardı,bu olmadı,olmasıda mümkün değildi zaten.Uzaklık-yakınlık sorununun temelide eğitimdir osmanlı döneminde.

    Bu minvalde osmanlının ortadoğu politikaları o bölgedeki topluluklar üzerinden stratejiler geliştirme yönünde oldu hep.Aslında bu durumun temel kaynağıda devletin sistematik bir eğitim politikası olmayışından kaynaklıdır.Oysaki okuma-yazma oranını artıracak ve her bireyin kendi öz yeteneklerini ortaya koyacak bir eğitim sistemi oluşturulabilseydi devlet otoritesi anlamında da büyük bir adım atılmış olacakdı ancak bölge halklarını kendi hayat şekillerinde bırakıp devlet kanunlarına göre yönetmeye kalkınca elbette bir takım olayların yaşanmasıda kaçınılmazdı.

    Söyediğiniz cezai uygulamalarda osmanlı devleti şuan bile hassasiyet gösterilen suçlarda asla acımıyordu.Cinayet,ülkeye zarar getiren ajanlık,hırslık vb gibi bir çok olayda ölüm cezası yaptırımı vardı ancak bu uygulamaları sadece osmanlı üzerinden değerlendirmekde yanlıştır zira avrupa ve yeni kıta amerikada toplu soykırımlar,aşırı dinsel oluşumların engizisyon mahkemeleri zorla kölelik sistemini devam ettirmeleri ile osmanlıdan öncede ve şimdide yapılan "sömürgecilik" stratejisi içinde hareket eden ülkeler osmanlılardan daha vahşi ve kötüdür.Osmanlı devleti temelde toprak hakimiyeti ile bir bölgeyi ele geçirir,kanunlarını deklare eder ve uyulmasını ister ancak halklar tepki koyup kanun dışı hareket ettiğinde kaçınılmaz olarak cezalarla karşı karşıya kalırdı zira yaşadıkları bölge osmanlının topraklarıydı.Osmanlı hiçbir zaman sömürgecilik sistemini uygulamadı.

    Şimdi ise ortadoğu ülkeleri sınırları belirlenmiş ülkeler olsada başka kapitalist ülkelerin üstü örtülü sömürgesi halindedir.Şurası görülüyorki ortadoğu ülkelerinin gelişim ve eğitim oranları çok çok düşük buda ister istemez altyapısı oluşturulan "sömürge ülke doktirin"lerine uygun şekilde aşırı dinsel yapılara veya terör oluşumlarına zemin hazırladı böylece temel kapitalist stratejisi olan "parçala-böl-yönet" biçimi hayat buldu ve bu böylece devam ediyor.

    Güneydoğu ile ilgili düşüncenize bir noktada katılmakla birlikte bir taraftanda katılmıyorum zira şuan eğitim sistemimizde en iyi ve en başarılı öğrencilerin çoğu güneydoğu bölgemizdeki şehirlerden çıkıyor.Mesela kitap okuma oranı konusunda en yüksek ilimiz tuncelidir.Böylesi örneklerimiz çok çünkü ortadoğudaki bölge insanı artık öğrenmek,,okumak ve eğitilmek istiyor ama basma kalıp adetler,terör ve savaş baskısı insanları kendi bölgelerinde sadece hayatta kalmaya yönelttiği için bu durum sorun oluşturmaya başlıyor.

    Alıntıları Göster
    Osmanlı bir hanedanlıktı eğitim belirli zümrelerde vardı ve iyiydi eğitimin tüm kesime yayılmamasının sebebi olaki bellli zümrelerin güç kazanmış kendilerini tahtan etmelerindn korktukları için yapmadıkları birşey maatbaada bu nedenle gelmedi fikir ve milliyetçi akımlar özgür düşünce insanları sorgulamaya ve olası fuzuli bilgiden çok yazılı kaynaklara yönelteceğinden olası isyan ve yine tahtan olmalarında korktukları için gelmemiş birşeydi geç geldi ama iş işten geçti.Zaten osmanlının batılılaşma süreci yıkım dönemine geliyor.

    Tarih benim hobim tarihi bilgileri araştırır okur gerekirse notta ederim tek ilgim olmayan nokta osmanlıdaki edebi olaylar padişahların ve diğer kişilerin edebi yazıtları maniler bilmem neler filan.Bunlarla alakam yok.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: DARTH_BLACK

    Her ne kadar bir nazi subayı olsada "güneşteki general" Erwin Rommel aslen nazi politilarının çoğuna karşı bir subaydı.

    Rommel ülkesi adına sadece cephede mücadele eden ve zırhlı birlikler tarihinde adını altın harflerle yazdırmış müstesna bir komutandı.Özellikle tank muhabere stratejilerinde özgün ve etkili saldırıları ile nam yapan rommel libya ve mısır sınırında müttefik güçlere tek başına savaşmış,büyük başarı sağlamış ancak libayada olduğu dönemde nazilerin rusya ile yaptığı savaşın başlaması sebebiyle lojistik desteğin kesilmesi handikapından ötürü daha ileri gidememiş ve hitlerin kuzey afrika politikalarını küçümsemesi sebebiylede yanlız kalarak kuzey afrika hattını kaybetmek durumund kalmıştır.

    Hitler daha sonra aynı kasım süleymani gibi ünü ve popülerliği çok artan bu komutanı öldürecek ancak halk tepkisini almamak için rommel adına büyük bir cenaze töreni tertip edip onu kahraman gibi mezara gönderecekti.

    Gerçekten libya tarihi denilince ilk akla gelen Erwin Rommel ve ömer muhtar isimleridir.

    Alıntıları Göster
    Çöl tilkisi mi ne deniyordu buna.

    Birde ingilizlerin ajanı getura bell mi ne o vardı oda çöl prensesi miydi çölün gülü müydü neydi bunlar tarihte yer etmiş şeyler ama işte bir hiç uğruna yaşamışlar adları yazılı fakat harcamışlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi M3lank0lik -- 6 Ocak 2020; 16:25:20 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: M3lank0lik

    Çöl tilkisi mi ne deniyordu buna.

    Birde ingilizlerin ajanı getura bell mi ne o vardı oda çöl prensesi miydi çölün gülü müydü neydi bunlar tarihte yer etmiş şeyler ama işte bir hiç uğruna yaşamışlar adları yazılı fakat harcamışlar.

    Alıntıları Göster
    Aynen..

    Öldükten sonra alman halkı (halende öyledir) kendisine "güneşteki general" ünvanı vermiştir.

    Erwin Rommel ile ilginç bir anektodda,almanların sovyet işgali sırasında yaşanan ve tarihe "en büyük tank savaşı" olarak geçen 1943 yılındaki kursk muhaberesinde sovyet komutan mareşal jukov bu tank muhaberelerinde Erwin Rommel'in savaş taktiklerini uygulamış ve nazi almanyasının ordusunu perişan etmişti.

    Hala tank muhabereleri noktasındaki kritik saldırı tekniklerinin temelindeki uygulamalar Erwin Rommel'in savaş stratejilerine dayanmaktadır. (eski bir tankçı asker olduğum için iyi biliyorum :) )




  • Yine komandoya iş çıktı desene suriyede rus duvarına takıl libyada hangisine takılcaz yazık amaçsızca

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M3lank0lik

    Osmanlı bir hanedanlıktı eğitim belirli zümrelerde vardı ve iyiydi eğitimin tüm kesime yayılmamasının sebebi olaki bellli zümrelerin güç kazanmış kendilerini tahtan etmelerindn korktukları için yapmadıkları birşey maatbaada bu nedenle gelmedi fikir ve milliyetçi akımlar özgür düşünce insanları sorgulamaya ve olası fuzuli bilgiden çok yazılı kaynaklara yönelteceğinden olası isyan ve yine tahtan olmalarında korktukları için gelmemiş birşeydi geç geldi ama iş işten geçti.Zaten osmanlının batılılaşma süreci yıkım dönemine geliyor.

    Tarih benim hobim tarihi bilgileri araştırır okur gerekirse notta ederim tek ilgim olmayan nokta osmanlıdaki edebi olaylar padişahların ve diğer kişilerin edebi yazıtları maniler bilmem neler filan.Bunlarla alakam yok.

    Alıntıları Göster
    Aslında osmanlıda eğitimin devlet geneline yayılmamasının ve merkezi yerlerde ksııtlı kalmasının sebebi art niyetli olan ve çıkar amacı güden molla gürühundan kaynaklıdır.
    İslam ile yakından uzaktan alakası olmayan,çoğunun ajanlık yaptığı (bugün bile bunları görebiliyoruz) mollalarla güvenerek dışa kapalı bir eğitim sisteminde osmanlı uzun süre yönetilmeye çalışıldı.İlim ve bilim hor görülünce eğitiminde alınma sebebleri ortadan kaldırıldı.Osmanlı devletinde çok az padişah şeyhülislam ve diğer mollaların etkisi dışında bir devlet yönetimi icra etti.

    Misal kanuni döneminde kanuniden sonra devleti en iyi şekilde yönetebilcek kpasitede olan ve her kesimin takdir edip saygı duyduğu şehzade mustafayı gerek kanuninin yanındakiler gerekse şehzade mustafanın yanında bulununanlar çeşitli olaylar neticesinde kışkırttı ve böylece kanuni bile kendi döneminin adalet ve güç simgesi olan bir padişah çeiştli entrika ve oyunlar sebebiyle kendi oğlunu öldürdü ve kendi devletinin dahada güçlenmesinin önüne engel koymuş oldu.Tarihin bu arka sayfaları maalesef karanlık ve ders çıkarılacak örneklerle doludur.

    Her dönemin bir başlangıcı ve sonu vardır ancak her yeni başlangıç noktasıda geçmişten örnekler alıp,yaşanan olumsuzlukları ve olaylarıda göz önüne alarak yeni stratejiler ile başlar.Osmanlı dönemininde tartışmaları olan yada olmayan yanları vardır ancak topyekün yok saymak veya herşeyi ile olumsuz bakmakda yanlıştır.Cumhuriyet kurulduğu zaman dahi osmanlıdan bize miras kalan bir çok şey vardır,bu millet olarak bizim özümü oluşturan bir şey.Zaten bizi biz yapan temel olguda diğer ülkeler gibi geçmişimizi iyisiyle kötüsüyle kabul etmiş olmamızdır,misal almanlar nazi almanyası dönemini yok sayarlar ancak bu onların gerçeklerini değiştirmez,fakat başka bir persfektiften baktığımız zamanda da şuanki almanyada bile hala nazi almanyasının bazı politikaları uygulanır..Dediğim gibi bu halkların tarihi ile irintilidir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DARTH_BLACK -- 6 Ocak 2020; 16:45:4 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: DARTH_BLACK

    Aslında osmanlıda eğitimin devlet geneline yayılmamasının ve merkezi yerlerde ksııtlı kalmasının sebebi art niyetli olan ve çıkar amacı güden molla gürühundan kaynaklıdır.
    İslam ile yakından uzaktan alakası olmayan,çoğunun ajanlık yaptığı (bugün bile bunları görebiliyoruz) mollalarla güvenerek dışa kapalı bir eğitim sisteminde osmanlı uzun süre yönetilmeye çalışıldı.İlim ve bilim hor görülünce eğitiminde alınma sebebleri ortadan kaldırıldı.Osmanlı devletinde çok az padişah şeyhülislam ve diğer mollaların etkisi dışında bir devlet yönetimi icra etti.

    Misal kanuni döneminde kanuniden sonra devleti en iyi şekilde yönetebilcek kpasitede olan ve her kesimin takdir edip saygı duyduğu şehzade mustafayı gerek kanuninin yanındakiler gerekse şehzade mustafanın yanında bulununanlar çeşitli olaylar neticesinde kışkırttı ve böylece kanuni bile kendi döneminin adalet ve güç simgesi olan bir padişah çeiştli entrika ve oyunlar sebebiyle kendi oğlunu öldürdü ve kendi devletinin dahada güçlenmesinin önüne engel koymuş oldu.Tarihin bu arka sayfaları maalesef karanlık ve ders çıkarılacak örneklerle doludur.

    Her dönemin bir başlangıcı ve sonu vardır ancak her yeni başlangıç noktasıda geçmişten örnekler alıp,yaşanan olumsuzlukları ve olaylarıda göz önüne alarak yeni stratejiler ile başlar.Osmanlı dönemininde tartışmaları olan yada olmayan yanları vardır ancak topyekün yok saymak veya herşeyi ile olumsuz bakmakda yanlıştır.Cumhuriyet kurulduğu zaman dahi osmanlıdan bize miras kalan bir çok şey vardır,bu millet olarak bizim özümü oluşturan bir şey.Zaten bizi biz yapan temel olguda diğer ülkeler gibi geçmişimizi iyisiyle kötüsüyle kabul etmiş olmamızdır,misal almanlar nazi almanyası dönemini yok sayarlar ancak bu onların gerçeklerini değiştirmez,fakat başka bir persfektiften baktığımız zamanda da şuanki almanyada bile hala nazi almanyasının bazı politikaları uygulanır..Dediğim gibi bu halkların tarihi ile irintilidir.

    Alıntıları Göster
    Nazi Almanyasını yaptıklarından dolayı yok sayıyorlar ha neden mi çünkü başarısız olundu da ondan eğer olaki hitler akıllı br lider olsa idi şuan tüm avrupa almca konuşuyor olurdu hatta belki şuan Türkiye bile diken üstünde olurdu.

    Nazi Almanyasında kurulan ve şuan faal olan pek çok alman firma var bunu yok sayamazlar wolkswagen bunun başlıcası binek aile otomobili olarak çıkan firma şuan global piyasada nam salan bir değer bunun beraberinde pek çok ilaç kimya endüstrisi firması gıda sanayi odaklı firmalar endüstri ve askeri techizat firmaları da var araştırma ile hepsi bulunur.Almanlar sonuçlar müessib nedeni le yok sayıyor.Misal bizdede osmanlıyı maalesef yok sayanlar var tarih tarihtir bu bir gerçek ama ucunuda kaçırmamak lazım geçmiş geçmişte kaldı tarihi olayalrın şuan tek yararı yapılan yanlışların nasıl sonuçlandığından olası ticari ve başka yönlü ilişkilerin neye yol açtıından ibret alınması için var heleki 16 devlet kurmuş ve bunun hepsi bir şekilde yıkılmış olduğunu ele alırsak bizim şuanda içinde bulunduğumuz ülkede bile ders çıkarman gereken çok şey olduğunu üstüne basa basa gösteriyor.


    Şaşadan bahsediyorlar osmanlıda ama batışını çöküşünü neden çöktüğünü hiç söylemiyorlar işte sıkıntı bu.Aynı zamanda diğer devletlerinde öyle tarih boyunca kurulan ama bu devletler yıkıldı ve artık yok peki nasıl oldu yanıt yok ancak yükseliş dönemi şaşası.

    İşte bu senin toplum anlayışınında bir özeti yani makam ve mevkiye önem verip kişiyi bulunduğu makamla tartıyorsun bak şuna doktor olmuş mühendis olmuş o koskoca bir kaymakam misal ama işini düzgün yapıyormu yok yahu bir temizlik görevlisi bile olsan asıl durum nedir işini gerektiği gibi yapmak ama işte bu lanet olasıca toplum buna bakmıyor tarihtede böyle toplum anlayışında da böyle neden geriyiz dersen işte bundan dolayı.Batı ile aramızdaki fark bu.En saçma şeylerle gurur duymak.Lanet ettiğin kişilerin birde utanmadan icadını kullanmak.Yüzüne ayrı arkasından ayrı konuşmak bizim toplumumuz kokuşmuş etik denen olgu yok.

    En geniş tarihe sahip bir ırkın müessibisin ama ders almak var mı yok anasını satayım.Sal başını gitsin su akar yolunu bulur hesabı.Geleceği değil anı yaşıyor insanlar.Planlama var mı yok.Oysaki en çok data ve veriye sahip ülkeyiz yazık cidden çok yazık.Otlakçılar geçiyor ülkeninbaşına halk ise maalesef osmanlının bu noktasına en çok sitem ettiğim şey işte bu halkın cahilleştirilmesi ha halk cahilleşmese zaten hanedan anlayışı olmazdı.Osmanlıda gelişim yanlısı 3-4 padişah ancak var oda adı bilinenler zaten ötesi zaten çöküşe giden yol.Sovyet neden yıkıldı yada türki devletler atılım yapan önderin yaptıklarını devam ettirecek kişiler çıkmadığı için işte.Lider esaslı toplumların halk bilinci olmayan toplumların acı sonu.




  • Ne kadar asker, techizat vs gönderiyoruz ozet geçecek var mi

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Olası bir çıkartma, yerleşme durumundan çok önce özel birlikler bölgeye gider gerekli temizliği yaparlar. Ondan sonra asıl birlikler giriş yapar. Zaten yapılan hazırlık haberlerinin açıklaması budur .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.