Yaşanan nükleer felaketten sonra insanlık tam bir kaosa sürüklenmiştir. Açlık ve salgın hastalığın yanında silahlı çeteler birer tehdit haline gelmiştir. Bir baba oğlunu tehlikelerden korumak için güneye gitmeye çalışmaktadır. Soğuk hava ve açlık daha yavaş ilerlemelerine neden olmaktadır. Bununla birlikte kendilerini haydutlardan korumak için, yalnızca üç kurşun barındıran bir tüfekten başka bir savunma araçları yoktur. Yolculuk sırasında kaybettiği karısının hayalleri ile zorlu yola devam eden baba ve korumak zorunda olduğu çocuğu kendilerini güneyde neyin beklediğini bilmemektedirler.