Şimdi Ara

Tesadüflere inanıyor musunuz?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
26
Cevap
0
Favori
619
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Tesadüflere inanıyor musunuz? Sizce tesadüf diye birşey var mı?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Evet neden olmasın. Senaryoya inanan bi kimse için tesaduf senaryonun vurucu repliğidir.



    Bence olmalıdır. Fakir ama onurlu genç zengin kızı alırken bahçıvanın her zaman katil olamayacağı bi alem tesaduflerle mumkun değil midir?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 25 Mart 2017; 23:21:45 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • inanmaktan öte var olan bir şey tesadüf. örneğin sinemaya gidesin geldi bir akşam; salonda yıllardır görmediğin ilkokul arkadaşına rastladın. vay be tesadüfe bak dediniz.

    gelgelelim zorunlu, teorik olarak hesaplanabilir bir tesadüftü bu. şimdiye kadarki tüm hayatın neticesinde o akşam, o sinemaya gidesin gelecekti. aynı şekilde arkadaşının da.




  • Konuya gelecek olursak arkadaşlar. Örneğin cosmos belgeselinin ilk bölümünde göktaşının bir başka göktaşı 2.5 cm sola ittiği için dinozorların neslinin tükendiğini ve bunun sonucu olarak insanlığın var olduğunu söyledi. Varoluşumuzun tesadüf olduğunu söyledi. Ben o göktaşının dünyaya çarpmasının tesadüf olduğuna inanmıyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cowboy12 -- 25 Mart 2017; 23:21:7 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • cowboy12 kullanıcısına yanıt
    geçenlerde arabanın el freni çekilmediğinden yukarıdan aşağıya düşüşü esnasında aşağıdaki yoldan geçen aracın üzerine düşüşünü seyrettim. burada bi özür dilerim pardon gibi bi durum oluşacaksa meydana gelen olay ne kadar tesadüfi kabul edilmiş olmalıdır?

    tesadüfen bi suçluyla konuşan polis memurunun o esnada karşıdakinin suçlu olduğunu anlaması sırasında oluşamayan özür dilerim kelimesini düşünün. tesadüf dediğiniz şeyin gerçekten tesadüf olarak nitelenebilecek durumda olması gerekir.

    göktaşı düştüğünde bu bi yere çarpacaksa çarptığı yer açısından oluşacak ihtimal hesabının çeşitliliği, düşecek taşın bi yere isabet etme kesinliği konusunda tesadüfe yer vermeyecek şekilde baştan bellidir.

    ben A filminin salonunda iken B şahsı olan arkadaşımın aynı salonda bulunmasında tesadüf nerede? onu görmüş olduğum esnada oluşan şey aslında bi karşılaşma halidir. planlar yapıldığında veya plansız da olsa karşılaşıldığında tesadüf eden şey plana ya da plansız bulunma haline değil karşılaşmaya verilir ve bu kaçınılmazdır. kaçınılmaz olan şeyin idrakine varılır.

    tevafuk derler eskiler yani vukufiyet vakıf olma idrakine varma hali.

    tesadüf etti senin idrakine vardım seni hatırladım gibi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    inanmaktan öte var olan bir şey tesadüf. örneğin sinemaya gidesin geldi bir akşam; salonda yıllardır görmediğin ilkokul arkadaşına rastladın. vay be tesadüfe bak dediniz.

    gelgelelim zorunlu, teorik olarak hesaplanabilir bir tesadüftü bu. şimdiye kadarki tüm hayatın neticesinde o akşam, o sinemaya gidesin gelecekti. aynı şekilde arkadaşının da.

    Determinist Müslüman mı olur ln, mürted oldun çıq
  • Evrende tesadüf diye bir şey yoktur.
  • determinizm islamla ters mi düşüyo? "o'nun katında her şey bir ölçü iledir" ayeti var, rad-8. islama göre her şey sebeplerle yaratılmış. ha eğer madde dışı bir ruhaniyet de bu sebeplerle etkileşim içindeyse, o da madde dışı ruhani prensipler dahilinde işliyor olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-73A8A7D1E -- 26 Mart 2017; 8:7:1 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    determinizm islamla ters mi düşüyo? "o'nun katında her şey bir ölçü iledir" ayeti var, rad-8. islama göre her şey sebeplerle yaratılmış. ha eğer madde dışı bir ruhaniyet de bu sebeplerle etkileşim içindeyse, o da madde dışı ruhani prensipler dahilinde işliyor olur.

    Düşüyo tabi, her şeyden önce determinizme göre özgür irade yok. Değil determinizm, sadece determinizmin temelinde olan nedensellik ilkesi bile özgür irade ve özgür iradeden doğan ahlâk gibi tüm kavramları ortadan kaldırıyor.

    Allâhu ya’lemu mâ tahmilu kullu unsâ ve mâ tegîdul erhâmu ve mâ tezdâd(tezdâdu), ve kullu şey’in indehu bi mıkdâr(mıkdârin).

    Her şey bi ölçü iledir nerede her şey sebeplerle yaratılmış nerede la Kullu şey'in indehu bi mıkdâr kısmı nedensellik ilkesini mi anlatıyo şimdi

    Bi de bunu soracaktım ayetlerin arapçalarını okuyo musun? Özellikle önemli ayetlerde mealler arasında dağlar kadar fark oluyo, ben ilk farklı mealleri okuyorum sonra bi de arapçasını. Kelimelerin anlamlarına bakıyorum. Bunu yapmazsan kandırabiliyolar. Mesela nur 31'de yalnızca hımarın çoğu olan "humur" kelimesi kullanılır, baş(res) ile ilgili hiçbi şey geçmezken, humur'u baş örtüsü diye çevirebiliyolar. Kaynaklara baktığın zaman, hatta gelenekçilerin kendi kaynaklarına baktığın zaman bile humur kelimesinin sadece örtü anlamına geldiğini görüyosun.

    Her neyse konu dağıldı

    Determinizme göre "madde dışı bir ruhaniyet" falan yok işte, baktığın zaman determinizmle materyalizm arasında çok ciddi bi ilişki var. Wiki sayfasında da yazıyo bu

    "Materialism typically contrasts with dualism, phenomenalism, idealism, vitalism, and dual-aspect monism. Its materiality can, in some ways, be linked to the concept of determinism, as espoused by Enlightenment thinkers."

    "Maddeciler, varoluşun insan bilinci gibi maddi olmayan kavramlarla temellendirilmesine karşı çıkarlar. Onlara göre dış dünyanın gerçekliği sorgulanamaz ve insan da bu maddi dünyaya bağlıdır. Örneğin, antik maddeciler, insan ruhunun beden dışı ve ölümsüz bir varlık olarak düşünülmesini kabul etmezler. İnsanı dış dünyanın bir parçası olarak görmesi ve insan bilincinin doğa üzerindeki egemenliğini kabul etmemesi yönüyle determinizm düşüncesiyle paralellik gösterir."

    Determinizm'in wikisini bi daha okusana, Türkçesini değil ama onda pek bi şey yazmıyo, yazanlar arasında da tonla yanlış vardır muhtemelen




  • baktım qnq. seni biliyom eyw sağlam araştırmaların var. burda ama farklı bişey, aslında daha detaylı yazmam gerekirdi. determinizm derken bilimsel otoritelerce tescillenmiş tanımdan söz etmiyom. belki akademik determinizm tanımıyla islam çakışıyor olabilir. materyalizm, kübizm falan bir yana, esas dediğim çok daha basit: her şeyin, sahip olduğu çalışma prensibine göre işlediği. maddeler için maddesel, varsa diğer şeyler için de diğersel prensipler geçerli.. islam da der bunu: "her şey bir sebep üzeredir." diye.

    özgür irade nedir diye soracak olursan şu üç kelimelik bir cevaptan fazlasını veremem: "budur özgür irade." şu an tecrübe ediyor olduğumuz, var olan şey. kırmızı yerine siyahı seçmemize yol açan fonksiyon. bu nasıl çalışır dersen, elbette kendi işleyiş prensipleri doğrultusunda hareket ediyordur ya ne olacağdı?. ve bunun nesi kötü?

    farz et ki nedensellik ilkesi yok, ideal özgür irade diye bir şey olacak mı ki sanki? neye bağlı olacak seçimlerimiz? boşlukta parlayan büyülü rastlantılara mı? bu durumda tamamen o boşluğa bağımlı olmaz mıydık? peki o boşluk neye göre parıldıyo? kendi işleyiş mekanizmasının gereğine göre değil mi? aynı şey işte.

    özgür iradenin yokluğu ahlakı ortadan kaldırmaz. ahlak ve hür irade gibi şeyler zaten biraz gerçek dışı, romantikleşmiş isimler. vardırlar ama sanıldığı gibi değiller.

    toplum bireylere aşılanan bir ahlak mekanizması geliştirmiştir. aykırı insanlar kınanır, dışlanır, şiddet görür ya da hapse falan atılır
    adamın biri özgür irade yok diyerek 2 kişiye bomba atar çünkü bunu yapacak şekilde koşullanmıştır
    bu davranışı cezalandıracak şekilde koşullanmış toplum da o insanı cezalandırır ki kendi çıkarlarını korumuş olsun, hepsi bu. al sana ahlak. bunun içine tonlarca gözyaşı ve nefret sıkışabilir. bunlar da olayın makyajı, olayı "insanca" yapan diğer koşullandırıcı unsurlar. ve bunların tümü de gerçektir, dibine kadar yaşanan, var olan duygulardır ve ciddi şeylerdir




  • Tesadufler bi konu hakkında hukum bildiren şeyden sonraki zaman dilimine ait olabilir mi?



    Bi hanım en mahir haliyle bi yemek yaptı ve tam servis ederken normalde yemeğe koymadığı bi baharat turu yemeğe bi şekilde karıştı. Ancak bu karışım yemeğe anormal Bi lezzet kattı.



    Tesadüf varsa bence bu şekilde bi oluşumda kaza denen unsurun determinist yapısını zedeleyebilir. Aracın tesadüfen duşerken yoldan geçen araca şu şu sebebten oturu duşmesi- çarpması bi sebebe bağlanabilir. Zira aracın hareket hali esastır. Ancak hukum bildiren Bi hal mesela hareket dahi edemeyecek aracın bunu yapması tesadufi bi durum olacak gibidir.



    Yemek tam manasıyla hazırdır ve her turlu ekleme yapılmıştır araç ise perttir ve hareket kabiliyeti yoktur. Yani nedensellik denen sureç esasen son bulmuş halde olmalıdır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    baktım qnq. seni biliyom eyw sağlam araştırmaların var. burda ama farklı bişey, aslında daha detaylı yazmam gerekirdi. determinizm derken bilimsel otoritelerce tescillenmiş tanımdan söz etmiyom. belki akademik determinizm tanımıyla islam çakışıyor olabilir. materyalizm, kübizm falan bir yana, esas dediğim çok daha basit: her şeyin, sahip olduğu çalışma prensibine göre işlediği. maddeler için maddesel, varsa diğer şeyler için de diğersel prensipler geçerli.. islam da der bunu: "her şey bir sebep üzeredir." diye.

    özgür irade nedir diye soracak olursan şu üç kelimelik bir cevaptan fazlasını veremem: "budur özgür irade." şu an tecrübe ediyor olduğumuz, var olan şey. kırmızı yerine siyahı seçmemize yol açan fonksiyon. bu nasıl çalışır dersen, elbette kendi işleyiş prensipleri doğrultusunda hareket ediyordur ya ne olacağdı?. ve bunun nesi kötü?

    farz et ki nedensellik ilkesi yok, ideal özgür irade diye bir şey olacak mı ki sanki? neye bağlı olacak seçimlerimiz? boşlukta parlayan büyülü rastlantılara mı? bu durumda tamamen o boşluğa bağımlı olmaz mıydık? peki o boşluk neye göre parıldıyo? kendi işleyiş mekanizmasının gereğine göre değil mi? aynı şey işte.

    özgür iradenin yokluğu ahlakı ortadan kaldırmaz. ahlak ve hür irade gibi şeyler zaten biraz gerçek dışı, romantikleşmiş isimler. vardırlar ama sanıldığı gibi değiller.

    toplum bireylere aşılanan bir ahlak mekanizması geliştirmiştir. aykırı insanlar kınanır, dışlanır, şiddet görür ya da hapse falan atılır
    adamın biri özgür irade yok diyerek 2 kişiye bomba atar çünkü bunu yapacak şekilde koşullanmıştır
    bu davranışı cezalandıracak şekilde koşullanmış toplum da o insanı cezalandırır ki kendi çıkarlarını korumuş olsun, hepsi bu. al sana ahlak. bunun içine tonlarca gözyaşı ve nefret sıkışabilir. bunlar da olayın makyajı, olayı "insanca" yapan diğer koşullandırıcı unsurlar. ve bunların tümü de gerçektir, dibine kadar yaşanan, var olan duygulardır ve ciddi şeylerdir

    Fark et ki nedensellik ilkesi yok ne demek? Bulunduğumuz evrende var, ve bulunduğumuz evrende mantık kurallarına göre özgür iradenin var olması hiçbir şekilde mümkün değil.

    Olum ananın gözlerini oyarım ne demek özgür iradenin yokluğu ahlâkı ortadan kaldırmaz? Bunu da ilk defa senden duydum. Ortada bi karar mekanizması yok? Bizi biz yapan faktörlerde hiçbir yetkimiz yoksa, iyiyi kötüyü seçen biz değilsek, niye yargılanalım?

    Determinizm direkt bu anlama gelir zaten, kelime köküne bak "determine", karar vermek. Her şeyin kararının önceden verilmiş olması.

    Biraz gerçek dışı değil, illüzyon bunlar. Evrimsel illüzyonlar. Diğer evrimsel miraslarımız gibi neslimizi sürdürme şansımızı arttırmak için var olan sahte algılar.


    "ve bunların tümü de gerçektir, dibine kadar yaşanan, var olan duygulardır ve ciddi şeylerdir"

    Ne ciddisi? Bunların "ciddi" olduklarını ispatlayabilir misin? Ciddi kelimesinin de bu illüzyonlardan geldiğinin farkında değilsin galiba?

    TDK'ya baktığımızda "ciddi" kelimesinin "önemli" anlamına geldiğini görüyoruz. Bakalım önem neymiş, "Bir şeyin nitelik veya nicelik bakımından değeri olma durumu"

    Gördün mü? Değere geldik yine. Bunlar hiçbir gerçekliğe dayanmaz, ya içgüdüsel, ya edinimsellerdir. Bunları detaylı olarak milyar kere anlattım konularımda zaten, tekrar tekrar anlatmaktan ciğerim soldu

    Ahlâkın ne olduğunu, özgür irade ile olan ilişkisini ve işlevini konularımda anlatmıştım al bak

    https://forum.donanimhaber.com/neden-ahl-kli-yahut-vicdanli-olmamaliyiz--122567217

    https://forum.donanimhaber.com/vicdan--119961846

    https://forum.donanimhaber.com/evrim-surecinde-ahlakin-yeri-nedir--119727257

    https://forum.donanimhaber.com/kotuluk-hakkinda--124064231

    https://forum.donanimhaber.com/bi-insanin-genetiginin-iyi-olmasinin-o-insani-degerli-yapmasi-ne-kadar-ahl-ki--119876799

    https://forum.donanimhaber.com/cinsellik--119961121

    https://forum.donanimhaber.com/kotu-ve-iyinin-en-iyi-tanimi--123157809

    daha bir sürü konu açmıştım ama sağ kalanlar sadece bunlar




  • senle kelimelere yüklediğimiz anlamlar farklı bizim

    quote:

    Ne ciddisi? Bunların "ciddi" olduklarını ispatlayabilir misin? Ciddi kelimesinin de bu illüzyonlardan geldiğinin farkında değilsin galiba?


    illüzyon olarak nitelemek hatalı olur. çünkü illüzyonlar gerçekte olmaz fakat olmuş gibi gözükür. oysa sevgilisi kendini aldatmış bir adam gerçekten bir iç burukluğu yaşar, ağlar, acı çeker. çektiği bu acı istediğin evrimsel fonksiyonun ya da başka bir şeyin sonucu açığa çıkıyor olsun, vardır ve gerçekten yaşanır. yadsımamalıyız bu gerçeği.

    quote:

    Bizi biz yapan faktörlerde hiçbir yetkimiz yoksa, iyiyi kötüyü seçen biz değilsek, niye yargılanalım?


    insanı, doğadan ayrıştırırsak hataya düşeriz. doğanın bir parçasıyız hepimiz. bilincimiz de tamamen doğal. bizler, bizi biz yapan faktörlerin ve iradenin, seçimin kendisi oluyoruz aynı zamanda.

    edit: konularını okumadım sanma hocam severek okuyoruz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-73A8A7D1E -- 26 Mart 2017; 14:39:34 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    senle kelimelere yüklediğimiz anlamlar farklı bizim

    quote:

    Ne ciddisi? Bunların "ciddi" olduklarını ispatlayabilir misin? Ciddi kelimesinin de bu illüzyonlardan geldiğinin farkında değilsin galiba?


    illüzyon olarak nitelemek hatalı olur. çünkü illüzyonlar gerçekte olmaz fakat olmuş gibi gözükür. oysa sevgilisi kendini aldatmış bir adam gerçekten bir iç burukluğu yaşar, ağlar, acı çeker. çektiği bu acı istediğin evrimsel fonksiyonun ya da başka bir şeyin sonucu açığa çıkıyor olsun, vardır ve gerçekten yaşanır. yadsımamalıyız bu gerçeği.

    quote:

    Bizi biz yapan faktörlerde hiçbir yetkimiz yoksa, iyiyi kötüyü seçen biz değilsek, niye yargılanalım?


    insanı, doğadan ayrıştırırsak hataya düşeriz. doğanın bir parçasıyız hepimiz. bilincimiz de tamamen doğal. bizler, bizi biz yapan faktörlerin ve iradenin, seçimin kendisi oluyoruz aynı zamanda.

    edit: konularını okumadım sanma hocam severek okuyoruz

    Bak illüzyon olan duygular/x'ler değil, duygulara/x'lere yüklenilen ANLAM.

    "insanı, doğadan ayrıştırırsak hataya düşeriz. doğanın bir parçasıyız hepimiz. bilincimiz de tamamen doğal. "

    Doğaya dahiliz zaten ona aykırı bi şey söylemedim ki?

    "bizler, bizi biz yapan faktörlerin ve iradenin, seçimin kendisi oluyoruz aynı zamanda. "

    İşte bunu söylüyorum, "biz/ben" dediğimiz kavram evrenin dişlilerinden ibaret. Dolayısıyla ortada bir "seçenek" söz konusu olmadığı için, yargılama/sınav konsepti ortadan kalkmış oluyor. Keza Allah'ın x yapacak insanları yaratıp, x yaptıkları için yargılaması tutarsız olur.

    Konularımı okuduğunu söylüyosun ama okumamış gibi yazıyorsun




  • duygulara yüklenen anlam da gerçektir. o anlam yüklenmiştir çünkü gerekmiş olan odur. bilinçaltı bazen insanı yanıltarak, başka bir problemi çözer kendi içinde. buna illüzyon dersen de, gerçek ve gerekli bir illüzyondan söz edersin. şizofren bir insanın gördükleri de beyin diziliminin gerçek ve gerekli bir sonucu ne de olsa.

    quote:

    işte bunu söylüyorum, "biz/ben" dediğimiz kavram evrenin dişlilerinden ibaret. Dolayısıyla ortada bir "seçenek" söz konusu olmadığı için, yargılama/sınav konsepti ortadan kalkmış oluyor. Keza Allah'ın x yapacak insanları yaratıp, x yaptıkları için yargılaması tutarsız olur.


    sana bunu izah edebilirim. ama öncesinde, yeteri basınç altındaki bir tahtanın, kırılmak isteyerek kırılacağını idrak etmek gerekiyor. istek, fiziksel bir zorunluluktur zira. biliyorsun, bizlerin yemek yeme isteği de pek çok hücresel, atomik zorunluluğun bütünsel bir algısı oluyor

    pimi çekilen bir bomba, patlamak isteyip patlar. pimin çekilmesi de, patlama isteği de, patlaması da doğaldır. aynı şekilde haksız cinayet işleyecek bir insan yaratılır, o an, o cinayeti işlemek ister ve kurbanı öldürür. bombanın infilak sonucu dağılmasının normal olması gibi, cinayet gibi bir edim arzulamış ruhun, çeşitli ruhani prensipler uyarınca, ceza gibi bir sonuca varması normal olabilir.

    üstte söylediklerimin kesin bir gerçek olduğunu iddia etmiyorum. sadece mantıklı bir açıklamanın olası oluşunu göstermek istedim. bunların dışında henüz düşünülmemiş farklı ve anlamlı bir başka durum da söz konusu olabilir, bilemeyiz




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    duygulara yüklenen anlam da gerçektir. o anlam yüklenmiştir çünkü gerekmiş olan odur. bilinçaltı bazen insanı yanıltarak, başka bir problemi çözer kendi içinde. buna illüzyon dersen de, gerçek ve gerekli bir illüzyondan söz edersin. şizofren bir insanın gördükleri de beyin diziliminin gerçek ve gerekli bir sonucu ne de olsa.

    quote:

    işte bunu söylüyorum, "biz/ben" dediğimiz kavram evrenin dişlilerinden ibaret. Dolayısıyla ortada bir "seçenek" söz konusu olmadığı için, yargılama/sınav konsepti ortadan kalkmış oluyor. Keza Allah'ın x yapacak insanları yaratıp, x yaptıkları için yargılaması tutarsız olur.


    sana bunu izah edebilirim. ama öncesinde, yeteri basınç altındaki bir tahtanın, kırılmak isteyerek kırılacağını idrak etmek gerekiyor. istek, fiziksel bir zorunluluktur zira. biliyorsun, bizlerin yemek yeme isteği de pek çok hücresel, atomik zorunluluğun bütünsel bir algısı oluyor

    pimi çekilen bir bomba, patlamak isteyip patlar. pimin çekilmesi de, patlama isteği de, patlaması da doğaldır. aynı şekilde haksız cinayet işleyecek bir insan yaratılır, o an, o cinayeti işlemek ister ve kurbanı öldürür. bombanın infilak sonucu dağılmasının normal olması gibi, cinayet gibi bir edim arzulamış ruhun, çeşitli ruhani prensipler uyarınca, ceza gibi bir sonuca varması normal olabilir.

    üstte söylediklerimin kesin bir gerçek olduğunu iddia etmiyorum. sadece mantıklı bir açıklamanın olası oluşunu göstermek istedim. bunların dışında henüz düşünülmemiş farklı ve anlamlı bir başka durum da söz konusu olabilir, bilemeyiz

    Olum sırf cevap vermiş olmak için cevap veriyosun ya




  • quote:

    Orijinalden alıntı: John Wick


    quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    duygulara yüklenen anlam da gerçektir. o anlam yüklenmiştir çünkü gerekmiş olan odur. bilinçaltı bazen insanı yanıltarak, başka bir problemi çözer kendi içinde. buna illüzyon dersen de, gerçek ve gerekli bir illüzyondan söz edersin. şizofren bir insanın gördükleri de beyin diziliminin gerçek ve gerekli bir sonucu ne de olsa.

    quote:

    işte bunu söylüyorum, "biz/ben" dediğimiz kavram evrenin dişlilerinden ibaret. Dolayısıyla ortada bir "seçenek" söz konusu olmadığı için, yargılama/sınav konsepti ortadan kalkmış oluyor. Keza Allah'ın x yapacak insanları yaratıp, x yaptıkları için yargılaması tutarsız olur.


    sana bunu izah edebilirim. ama öncesinde, yeteri basınç altındaki bir tahtanın, kırılmak isteyerek kırılacağını idrak etmek gerekiyor. istek, fiziksel bir zorunluluktur zira. biliyorsun, bizlerin yemek yeme isteği de pek çok hücresel, atomik zorunluluğun bütünsel bir algısı oluyor

    pimi çekilen bir bomba, patlamak isteyip patlar. pimin çekilmesi de, patlama isteği de, patlaması da doğaldır. aynı şekilde haksız cinayet işleyecek bir insan yaratılır, o an, o cinayeti işlemek ister ve kurbanı öldürür. bombanın infilak sonucu dağılmasının normal olması gibi, cinayet gibi bir edim arzulamış ruhun, çeşitli ruhani prensipler uyarınca, ceza gibi bir sonuca varması normal olabilir.

    üstte söylediklerimin kesin bir gerçek olduğunu iddia etmiyorum. sadece mantıklı bir açıklamanın olası oluşunu göstermek istedim. bunların dışında henüz düşünülmemiş farklı ve anlamlı bir başka durum da söz konusu olabilir, bilemeyiz

    Olum sırf cevap vermiş olmak için cevap veriyosun ya

    haydaaa




  • Kainatta tesadüf yoktur.

    "Bir eczahanede, gayet muhtelif maddelerle dolu, yüzer kavanoz şişeler bulunuyor. O edviyelerden, zîhayat bir macun istenildi. Hem hayattar, harika bir tiryak, onlardan yapılmak icap etti. Geldik, o eczahanede, o zîhayat macunun ve hayattar tiryakın çoklukla efradını gördük. O macunlardan herbirisini tetkik ettik.



    Görüyoruz ki, o kavanoz şişelerden herbirisinden, bir mizan-ı mahsusla, bir iki dirhem bundan, üç dört dirhem ötekinden, altı yedi dirhem başkasından, ve hâkezâ, muhtelif miktarlarda eczalar alınmış. Eğer birinden, bir dirhem ya noksan veya fazla alınsa, o macun zîhayat olamaz, hâsiyetini gösteremez. Hem o hayattar tiryakı da tetkik ettik. Herbir kavanozdan bir mizan-ı mahsusla bir madde alınmış ki, zerre miktarı noksan veya ziyade olsa, tiryak hassasını kaybeder. O kavanozlar elliden ziyade iken, herbirisinden ayrı bir mizanla alınmış gibi, ayrı ayrı miktarda eczaları alınmış.



    Acaba hiçbir cihette imkân ve ihtimal var mı ki, o şişelerden alınan muhtelif miktarlar, şişelerin garip bir tesadüf veya fırtınalı bir havanın çarpmasıyla devrilmesinden, herbirisinden alınan miktar kadar, yalnız o miktar aksın, beraber gitsinler ve toplanıp o macunu teşkil etsinler? Acaba bundan daha hurafe, muhal, bâtıl bir şey var mı? Eşek muzaaf bir eşekliğe girse, sonra insan olsa, "Bu fikri kabul etmem" diye kaçacaktır.



    İşte bu misal gibi, herbir zîhayat, elbette zîhayat bir macundur. Ve herbir nebat, hayattar bir tiryak gibidir ki, çok müteaddit eczalardan, çok muhtelif maddelerden, gayet hassas bir ölçüyle alınan maddelerden terkip edilmiştir. Eğer esbaba, anâsıra isnad edilse ve "Esbab icad etti" denilse, aynen eczahanedeki macunun, şişelerin devrilmesinden vücut bulması gibi, yüz derece akıldan uzak, muhal ve bâtıldır."

    Bediîüzzaman Sain Nursi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cochari -- 26 Mart 2017; 18:36:55 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Birbiri ile iliskisi olmayan iki ya da daha fazla olayin ayni anda rastlantisal bir sekilde meydana gelmesi. Aaa, tesadufe bak.

    Biz, altinda yatan sebebi cozemedigimiz, sebebini bilmedigimiz her seyden korkuyoruz. Kim aksini soylerse soylesin, bu boyledir.

    Halbuki tesaduf diye bir sey yok. Birbiri ile tamamen baglantisi olmayan hic bir sey yok evrende. Yeterince derinine inersen, meydana gelen her olay birbiri ile baglantili. Milyarlarca bozuk para atarsan bir tanesi dik dusecek onlarin. Tesadufe bak, para dik dusmus yahu degil olay. Yeterince buyuk iki ordu birbirine kursun sikarsa en az iki tanesi havada carpisacak.

    Tesaduflere inanip, evrenin ya da tanrinin ya da herhangi baska bir "ust etkenin" yasantim uzerinde etki ettigini iddia etmek, her olayin altinda bir "anlam" oldugunu dusunmek bana cok seytani bir aciklama gibi geliyor. Hic bir seyi aslinda aciklamadigi halde aciklamis gibi yapiyor ve ben nasil calistigini hic anlamadigim bir ust etkenin beni de icerisine alan bir plani olduguna inanmis oluyorum.

    Hayat boyle degil, sonsuza yakin olay, sonsuza yakin yeni olayin meydana gelmesini saglayan yeni ihtimallere imkan sagliyor ve bunlarin bir kismi bizim normalde olmasini bekledigimiz ihtimal havuzu disindaki sekilde davraniyor, bozuk paranin dik dusmesi gibi. Biz de bu beklentinin disindaki olaylarin altinda spiritual bir sekilde alt anlamlar, yuce kavramlar icat edip gercekte olan seyi golgelemekten baska bir sey yapmiyoruz "tesaduf" kavramini hayatimiza dahil ederek. Yeterince tekrarlanirsa, olusma ihtimali 0'in uzerinde olan her olay meydana gelecektir ve bu bir tesaduf degildir.

    Insan, hayati boyunca hic bir bozuk para atilmasinda dik dusmesine denk gelmezse, boyle bir ihtimalin varligini sorgulayamamis, dusunememis olabilir. Yani o insan icin para hic bir zaman dik dusmez. Cunku adam 70 yasina gelmistir ve kendi bilgi birikimi cercevesinde bu olaya hic sahit olmamistir. Bu sebeple yaptigi yorumlarda kendince hakli olarak "Para her zaman yazi ya da tura gelecek sekilde yere dusen bir objedir ve evrendeki para atislarinin tamami bu sekildedir" diye iddia edebilir. Bu insan icin paranin dik dusmesi, tesaduften baska bir sey degildir. Ama aslinda gercek, o ihtimali gozardi etmesinden ibarettir. Eger tum insanligi, yani ilk insandan son insana kadar var olan tum insani bilinci tek bir varlik gibi dusunursek, bizim yazili ya da sozlu kaynaklarimizda tartistigimiz, hayalgucumuz ile tasarladigimiz tum ihtimal havuzlarini inceleyecek olursak; sizce "paranin dik dusmesi" gibi gozardi ettigimiz milyarlarca ihtimal yok mudur ? Kesinlikle vardir. Bazi seyleri bilmiyor, tahayyul edemiyor, sebebini algilayamiyoruz. Bu durumda yapilmasi gereken "evet bu kesinlikle bir tesaduftur" yaklasimindan ziyade dusunce bicimimizi degistirip parcalari birlestirmektir. Aksi durumda kendi zihnimizde yarattigimiz kafese kisilmis oluyoruz.

    Dunyanin insan yasami icin mukemmel dizayn edilmis, hassas dengelerle ayarlanmis, Jupiterin ve Gunes'in arasinda cok guzel bir yere konumlanmis korunakli ve iliman bir gezegen olarak tasarlanmis oldugunu dusunup " Tesadufe bak, tam da bizim icin boyle mukemmel olusturulmus" iluzyonuna kapilmaktansa; bizi bu zihinsel kafese kapatan dusunceyi yaratan seyi yani kendi aklimizi modifiye etmemiz gerekiyor. Yani, dunyada oldugumuz icin, boyle dusundugumuz gercegini irdelememiz gerekiyor.

    Yani , bu ornegi cok seviyorum, sonsuz tane camasir makinesinden en az bir tanesinde camasirlar yikandiktan sonra mukemmel sekilde katlanmis sekilde karsimiza cikacaktir. Cunku bu ihtimal 0 degil ve sonsuz tane camasir makinesi var. Bizler, o camasir makinesindeki kiyafetleriz. Ne biz ozeliz, ne de bizim camasir makinemiz ozel. Sadece bir rastlanti. Fakat bizim acimizdan bakip camasir makinemizi ilahlastirmayi, diger camasirlari asagilamayi cok seviyoruz. Evrende bizim gibi baska camasir makinesinin asla olamayacagini iddia etmekten keyif aliyoruz, cunku ozeliz.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Said Nursi'nin temelsiz ve bilim dışı argümanları ile hiç bir şey ispatlanamaz.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.