Tarikat lar kapatılmalı!!! (18. sayfa)

www.gercekgundem.com

Orduda Menzil örgütlenmesi: Yıldırmak için kurulan şok mangaları ve porno iddiası

https://www.gercekgundem.com/guncel/298229/orduda-menzil-orgutlenmesi-yildirmak-icin-kurulan-sok-mangalari-ve-porno-iddiasi

"Sabah vakti evinin kapısını açtığında karşısında polisler vardı. Avukat istemedi, kendi başına ifadesini verdi: 

'JSGA’nın öğrenci temini sözlü mülakatlarında torpil yapıldığına ve Menzil başta olmak üzere çeşitli tarikatların FETÖ’de olduğu gibi ordumuza sızmaya çalıştığına dair bilgiler edindim. Bu bilgileri her sorumlu ve vicdan sahibi vatandaşın yapması gerektiği gibi devletin gerçek sahibi milletimizle paylaştım.'

Bu sözler genç bir gazi üsteğmene, Erhan Kaleli’ye aitti. Askerlik hayatı boyunca Fethullahçıların hedefi olmuş, örgütün şok mangalarında işkence görmüş bir isimdi. Ve şimdi emekli olduğu Jandarma’da “METÖ” dediği Menzil tarikatının örgütlendiğini duyuyor, görüyor, bunu herkese anlatmak için sosyal medyada çırpınıyordu. 

Gelin görün ki... 

Uyarılarına kulak asılmadı. Jandarma’nın şikâyetiyle kendisini karakolda buldu. 

Sahi, haksız mıydı şunları söylerken: 

'Yazdıklarımın tümüyle arkasındayım. Jandarma Genel Komutanlığı’nın içerisindeki yapılanmalarla ilgili iddialardan dolayı, bu yapılanmanın failleri hakkında suç duyurusunda bulunması gerekir. Devlet Övünç Madalyası verdiği ve ülkesi için savaşmış, devletini, milletini seven gazisi hakkında suç duyurusunda bulunması abesle iştigaldir.'

JSGA, dediği Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’nin kısaltmasıydı. Kurum, iki teşkilata da subay ve astsubay yetiştiriyordu. İşte gazi üsteğmen Kaleli, Menzilcilerin buraya öğrenci sokarak Jandarma’ya sızdığını ileri sürüyordu. 

Tarikatın Jandarma’da örgütlendiği uzun süredir konuşuluyordu ama şimdi bunu dile getirmek bir dava konusuydu. Ve kuşkusuz, bu önemli bir eşikti."

Zamanında Fetö içinde böyle çok uyarılar yapıldı ama kimsenin umurunda olmadı.Şimdi de korkarım aynı durumla karşı karşıyayız.Geçen aylarda da 'sarıklı' bir amiral ortaya çıkmıştı.

Ordu giderek içerden çeşitli tarikatların,cemaatlerin yuvalandığı bir yer haline gelmeye başladı.Milli ordu vasfını böyle giderse kaybedecek.Ordu içindeki bölünmelerin nasıl bir felakete yol açabileceği 15 Temmuzda yaşanılanlar bizlere göstermişken hala daha hiçbir şey olmamış gibi devam edilmesi rezil bir durum.Bakalım gelecekte hangi cemaat/tarikat karşısında ''bizi kandırmışlar'' diyecekler çok merak ediyorum.

tevbe suresi 119 / "Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun."

buradaki doğrular kelimesi, sıddık anlamındadır. "Pek doğru, çok doğru sözlü, çok samimi, sözü ile özü bir olan, sözünün eri, hakikati kabul ve te'yid eden kişi anlamlarına gelir." yani sadıklarla beraber olun. sadık kimdir? Allah'a sadık olan. "dostluğu ve bağlılığı içten olan, birine ya da bir şeye içtenlikle bağlı bulunan."

hangi sünnetde var derken, peygamberin kendisi örnektir zaten. kurban kesmek, hazret ibrahim as'den gelir. kuran'da peygambere uyulmasına yönelik bir çok ayette atıf bulunabilir. sünnetin varlığı ise ulul emre itaattir. ulul emr demek nedir? boşta sürüklenmeyeceksin. kendine bir sıddık bulacaksın. bunu da ölümüne kadar, her devirde devam ett,receksin. bunu tarikatler, cemaatler yapıyor güzel ama parçalı yapıyor. bölünmüşlük var.

bu da diğer arkadaşa gelsin. sünneti terk etmek ile sadece kuran'a uymak birbiriyle zaten yanyana gelemez. böyle bir şey mümkün olabilir mi? sünnet ile ilgilenmiyorum diyen birini zaten konuşmaya gerek yok. ama sünnete uymayan dedik mi? bunu açmak gerekiyor. mesela namazı bitirdikten sonra sağa sola selam vermeden de namazı tamamlayan oluyor. bu bir sünnet. abdest alıyorsun örneğin. tarifi kuran'da yok. bu da bir sünnet. örneğin cübbeli hocamız ne diyor videoları var. anlatıyor: ben daha diyor abdest almaya başlamadım ama adam abdest almayı tamamladı diye bir anısını anlattığını biliyorum. aldığı abdest oldu mu? olmadı diyor. nerden biliyorsun olmadığını? abdest demek temizlik demek. Allah'ın evine gireceksin namaz kılacaksın. kuran okurken de abdest alıyoruz. islam dinine mensup olmayan birine kuran okutmak için ona da mı abdest aldırmaya çalışacağız? nice pislik içerisinde çalışan insan var, ellerindeki kir yıka yıka çıkmaz. ama namazına gatret gösteriyor. buradaki yaklaşım şöyle olmalı bence. bakara 185: "Allah sizin için kolaylık diler, zorluk çekmenizi istemez." bu ayet her şeye örnektir. o zaman islam dinini seçen birinin sadece kuran'a riayet edip onu uygulayarak da, Allah'ın rızasına kavuşması ümit edilebilir. uyduğunu söyleyen için de ümit edilir. garantisi yok. o kişinin kuran'a göre hareket edecek olması, sünnete veya peygamberlere veya sadık kabul edilebilecek kişilere uymayacağı anlamına gelmeyecek. Kuran'daki ayetler, insanoğlunun anlayabileceği şekilde gayet açık ve net. kuran tek başına yetmeyecek olsaydı eğer, zaten sünnet olarak uyguladığımız her şey de farz olurdu. peygaberimiz örnek insandır. sünnet ile kuranı birbirinden ayırmaya çalışan var ise ona zaten kimse bakmaz. ama islam'a davet ederken karşındakine ne vereceksin kuran. iman eden, edecek olan birine herşeyin yol göstericisi kuran'dır. kuran olmadan sünnet olmaz. şimdi tek başına kuran yeter mi? sorusunu soralım. her şartta yetmez diyecek olan var ise bence hataya düşüyor, günaha da giriyor derim. "vekil olarak Allah yeter" diyoruz, ayette geçer. yine zuhruf suresi 44 var. siz kuran'dan sorulacaksınız diyor. örneğin, samimi olmak lazım. sünnete kuran'a bakmaksızın samimi olmayan da cenneti unutsun. tek başına kuran yeter cümlesi, neden söylendi, ne zaman söylendi, kim tarafından söylendi, hangi amaçla söylendi? örneğin kime ne için söylendi diyerek, bunun kavgasını yapmanın anlamı yok. iman etmiş olanlar için zaman kaybı olur sadece. biz tabi en alt mevkideyiz. en üstteki mevkileri sorgulamaya başlarsak eğer, ne sünnetin ne de kuran'ın emirlerinin altından kalkabilecek olan, sadıkların sayısının ne kadar az olduğunu herkes kabul edecektir. bu açıdan tarikatleri, cemaatleri değerlendirdiğimizde de kendi içinde sorunların yaşanmıyor olduğu söylenemez. kesinlikle sorun var. bu sorun da öyle, kapatalım felan demekle çözülecek bir sorun değildir. dışarıdan da kimse çözemez. siyasetle de çözülmez. ancak yasak getirirsin, zarar verirsin. bu sorunu sadece bir kişi çözer. bunun için de herkes, sürünerek ona gidecek ve kapısını çalacak. o günleri de görürüz inşaallah. yoksa her kafadan ses çıkmaya devam edecekse, sesleri de kısmaya çalışanlar, niyetlenenler olacak ise fayda getirmesi mümkün değil. zarar getirir, nitekim getiriyor da. huzur yok çünkü.

Toplum ahlakını zehirleyen TARİKATLER KAPATILMALI.

Bu kaçıncı sapıklık???

Askeriyenin içinde oluşumlarının olduğunu düşünüyorum.

Bunların hepsini kapatacaksın sonra şeriat ile yönetilen bir ülkeye postalayacaksın

Peygamberlerinin izinden gitmişler.Tabii onun gibi 9 yaşına kadar bekler mi bilemeyiz.

Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur ...Medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.

nasıl olacak? Depremi, seli, rüzgarı dine bağlayanların, cine ,muskaya, doktor yerine hocaya gidenlerin çoğunluk olduğu bir ülkede gerçekten nasıl olacak?

Tarikatler ve cemaatler toplumun tümörüdür. Hepsi kapatılmalı ve liderleri tutuklanmalı. Zaten araştırılsa neler neler çıkar da dokunulmuyor.

birini kapatsan kanalizasyondan bir diğeri fışkırıyor. asıl besleyen su hattını kapatmak gerek. bunun içinde devlet lazım.

Hemi de acilen.

Bugün filistin filistin diye yaygara koparan çığrtkanlık yapan Halil konakcıları İhsan Şenocakları Erdem Özverenleri,

Cübbeliyi, Yusuf Kaplanı, Ebubekir Sofuoğlunu, gawsları, jawslar, menzil şeyhini, nurcuları, süleymancıları, mahmutcuları gönderin bakalım Filistine , İsraille savaşmaya gidiyorlar mı?

Dünyada bir tane Müslüman yok ki ‘dünyada nerede yaşamak istersin?’ sorusuna bir Müslüman Ülkenin ismini versin!

Yaşar Nuri Öztürk (Rabbim rahmet eylesin. Amin)