Şimdi Ara

Tarih bilim değil midir?

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
12
Cevap
0
Favori
288
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Evrim teorisi hakkında halk bilgisiz olsa da bu işin uzmanları, yani bilim insanları bu teoriyi biliyor ve kullanıyorlar.
    Ama mesela sözde ermeni soykırım hakkında uzmanlar da bilgisiz geliyor bana, bu yüzden de doğa bilimlerinin çok daha sağlam temele oturtulmuş olduğunu düşünüyorum.



  • Ermeni meselesi tarihi bir mesele değildir, siyasi bir meseledir. Türkiye Ermenistan'a çokça kez ortak tarihi konsorsiyum kurup, başka ülkelerden de uzmanları davet edip Tarih çalışması yapmak için resmi teklifte bulundu ama cevap alamadı.
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Perinçek davasında verdiği kararlardan birisi de Ermeni meselesinin araştırılıp sonuca bağlanmasıdır ama Türk tarafından başka buna yanaşan yok. AİHM bile Türkiye'nin tezini mahkemede karar olarak verirken biz bunu uluslararası arenada duyurmuyoruz.
    Ermeni meselesi sizin de dediğiniz gibi tarihçiler tarafından ivedilikle araştırılması gereken bir meseledir, Türk tarafı Teşkilat-ı Mahsusa arşivleri ve İttiat ve Terakki arşivleri de dahil olmak üzere bütün devlet ve askeri arşivlerini açmıştır büyük kısmını cüzi miktarlara internetten herkes alıp bakabilir, isteyen gidip yerinde inceleyebilir ama Ermenistan devlet arşivi ve olayla bağlantılı Ermeni kiliselerinin arşivleri kapalıdır dışarıdan kimse çalışma yapamaz.

    Başta da belirttiğim gibi Ermeni meselesi tarihi bir mesele değildir, siyasi bir meseledir. Bu sözde soykırımı tanıyan ülkeler tarih araştırmalarına bakıp da karar vermez, ya ülkelerinde Ermeni nüfus vardır ve etkilidir yada uluslararası arenada Türkiye'ye bir tepki/ceza verme eğilimindedir. Ermeni tarafı da arşiv çalışması yapıp tazminat talep etmez, anılara ve fotoğraflara göre sözde kaynak oluşturup kamuoyunda algı çalışması yapar.

    Dediğiniz gibi bir tarihçinin soykırım vardır veya yoktur diyebilmesi için devlet arşivleri seviyesinde araştırıp çalışma yapması gerekir çünkü işi budur ama işin magazinsel ve siyasi boyutu çoğuna daha cazip gelmektedir.
  • Ermeni meselesi tarihi bir mesele değildir, siyasi bir meseledir. Türkiye Ermenistan'a çokça kez ortak tarihi konsorsiyum kurup, başka ülkelerden de uzmanları davet edip Tarih çalışması yapmak için resmi teklifte bulundu ama cevap alamadı.
    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Perinçek davasında verdiği kararlardan birisi de Ermeni meselesinin araştırılıp sonuca bağlanmasıdır ama Türk tarafından başka buna yanaşan yok. AİHM bile Türkiye'nin tezini mahkemede karar olarak verirken biz bunu uluslararası arenada duyurmuyoruz.
    Ermeni meselesi sizin de dediğiniz gibi tarihçiler tarafından ivedilikle araştırılması gereken bir meseledir, Türk tarafı Teşkilat-ı Mahsusa arşivleri ve İttiat ve Terakki arşivleri de dahil olmak üzere bütün devlet ve askeri arşivlerini açmıştır büyük kısmını cüzi miktarlara internetten herkes alıp bakabilir, isteyen gidip yerinde inceleyebilir ama Ermenistan devlet arşivi ve olayla bağlantılı Ermeni kiliselerinin arşivleri kapalıdır dışarıdan kimse çalışma yapamaz.

    Başta da belirttiğim gibi Ermeni meselesi tarihi bir mesele değildir, siyasi bir meseledir. Bu sözde soykırımı tanıyan ülkeler tarih araştırmalarına bakıp da karar vermez, ya ülkelerinde Ermeni nüfus vardır ve etkilidir yada uluslararası arenada Türkiye'ye bir tepki/ceza verme eğilimindedir. Ermeni tarafı da arşiv çalışması yapıp tazminat talep etmez, anılara ve fotoğraflara göre sözde kaynak oluşturup kamuoyunda algı çalışması yapar.

    Dediğiniz gibi bir tarihçinin soykırım vardır veya yoktur diyebilmesi için devlet arşivleri seviyesinde araştırıp çalışma yapması gerekir çünkü işi budur ama işin magazinsel ve siyasi boyutu çoğuna daha cazip gelmektedir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Elbette doğabilimleri gibi olamaz. Doğabilimleri çalışan yasalar ve hipotezler geliştirmiş konsensuslu bir alan. Doğabilimleri test edilebilir yani tekrarlanabilir ve yeniden üretilebilir nitelikte, öne sürülenin yanlışlanabileceği veya kabul edilebileceği bir nitelikte. Sosyal - insani bilimler bu konularda çok sorunlu. Yalnız tarih veya tarihsel bilimler doğabilimlerine en yakın insani bilim alanlarından. Tarihin alt dalları veya etkileştiği tarihsel bilimler şöyle: Uygarlıklar tarihi, kültür tarihi, diplomasi tarihi veya siyasi tarih, bilim tarihi, arkeoloji, tarihsel fiziki antropoloji zaten ötesinde primatolojiye, jeolojiye, biyoloji ve evrimsel biyolojiye, kimyaya, fiziğe, astrofiziğe bir geçiş yapıyorsunuz. Dünyanın ekseni eğikliği birazcık değişiyor, kuşaklar oynuyor, çevresi verimleleşen Nil etrafında bir Mısır uygarlığı elde ediliyor ya da bir Maya uygarlığı kıtlık, salgın ve göç yaşayıp harabeye dönüyor. Thukidides Atina'da bir salgından ve semptomlarından söz ediyor bizim için belge oluyor insan faktörü giren belgesinin tanıklığını o dönemden kalma bazı kafataslarına bakarak ve tifo hastalığının izlerini görerek onaylayabiliyorsunuz. Prokopios İstanbul'daki vebadan söz ediyor ama o denli abartılı bir rakam veriyor ki - ortada bu kadar mezar ve ölü yok - belgesinin kusurunu fark ediyorsunuz. Salgın var ama insan faktörü bunu olduğundan biraz daha abartmış. Kimisi tamamen karalamak için uydurmuş. V.Konstantinos, eski bir Rum imparatoru. Kendisine ikona düşmanı ve manastırlara karşı hoşnutsuz olduğu için b*k yiyen demişler ama cephelerde büyük başarı göstermiş, maliyeyi ve devletini düzene sokmuş. Değişik kaynaklar, farklı izlerden yola çıkmak vs başarılarını ya da niyetlerini gösteriyor. Tarihin avantajı ve doğabilimlere benzerliği burada yatıyor. Belgeye yani somut bir kanıta veya bulgulara dayanıyor ve doğabilimleriyle özellikle de tarihsel bilimler olan arkeoloji ve tarihsel antropoloji hemen işbirliği içine giriyor. Bir yandan <objektif veya subjektif> tarih insana her halükarda geniş perspektifiyle kozmolojik bir bakış kazandırıyor ve kozmolojik bir bakış kazanmakta oldukça önemli bir alan olan doğa tarihiyle eklemlenebiliyor veya birleştirilebiliyor. Bu anlamda tarihin kozmoloji ve doğa tarihiyle de derin bir bağı bulunuyor zamansal bilimler olarak. Geçmişi bilen, geleceği görme (prediction) yetileri geliştirmeye başlıyor. Zira geçmiş devasa bir laboratuvar. Esasında bir laboratuvar veya deney sonuçlarının raporu da geçmişin daha kontrollü, daha spesifik ve daha bilimsel bir temelde kaydıdır. :) Bir belgelemedir. :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • sosyal bilimdir
  • Eski Açık Sarı Desene kullanıcısına yanıt
    Bir gün bir karar çıkıyor, aynı gece zabitler kapıları çalıyor, sabah yola çıkacaklarını söylüyor. Bu şekilde Talat Paşa'nın Evrak-ı Metruke'sine göre Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden 985.000 kişi sırf Ermeni oldukları gerekçesiyle evlerinden, yurtlarından sürülüyor. Bunların bir kısmına yaya yolculuk sırasında eziyetler ediliyor, öldürülüyor. Ermeniler bu sayının 1,5 milyon olduğunu iddia ediyor. Olayın özeti budur.

    Bu drama siyasi bir durum demek cahillikle eşanlamlıdır.

    Ayrıca Hınçak, Taşnak Sütyun çetelerinin Ruslar ve Fransızlarla birlikte Türklere yaptığı katliamlar bu olayın dışındadır, ayrıca değerlendirilmelidir. Osmanlı'nın Ermenilerin üzerlerine sürdüğü Hamidiye alaylarını, yine ordu içerisinde bulunan radikal, şiddete meyilli birliklerin yaptığı katliamların da ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    Böylesine büyük bir felakete duyarsız kalmanın insanlık dışı olduğunu da düşünüyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • tarih tarihtir. bilim degildir.

    tarih deftere yazilan nottur. hatiradir.

    ermeni meselesinde ise tarih bilimden yararlanarak gecmiste yasananlari ortaya cikartabilir. ama ermeni meselesi daha once yazildigi gibi siyasi yonu daha baskin oldugundan bilimsel olarak arasitirilip tarihe gecirilmesine pek yanasilmamistir.
  • El Fuego kullanıcısına yanıt
    Ben Ermeniler hiç acılar çekmemiş, tehcir kanunu sorunsuz bir şekilde uygulanmış demedim. Ermeniler de tıpkı diğerleri gibi çok acı çektiler, onların başına kötü olaylar geldi bunu kimse inkar edemez. Her insan diğer milletlerin başına gelenler gibi Ermenilerin başına gelenlere de üzülür, insanız sonuçta neden birisinin acı çekmesini isteyelim ki ? 19. yüzyıldan Kurtuluş Savaşı'na kadar 5.5 milyon büyük çoğunluğu Türk olan Müslüman nüfus soykırıma maruz kalarak öldürüldü veya yerlerinde edildi türlü acılar çekerek sadece Ermeniler değil acıyı herkes çekmiş tıpkı Ermeniler gibi.

    Fakat o zaman devletin almış olduğu bu tehcir kararı bir soykırım olarak nitelendirilemez, bunun soykırım olduğunu iddia edenlerin amaçları da siyasi çıkardır tarih bilimi değil. Devlet tehcir kararından başka ne yapabilirdi? Rus destekli Ermeni çeteleri Türk ve Kürt köylerini yakıp yıkarken Doğu cephesinden askerler köyünün haberini alıp cephelerden köylerini savunmak için kaçarken devlet ne yapabilirdi bunu açıklayabilir misin ?

    Ermeni çetelerinin yaptığı katliamlar ayrıca değerlendirilemez çünkü bilakis olayın özü onlardır, NY Times'e göre 200.000 Ermeni 1. Dünya Savaşı boyunda İtilaf devletleri safında Osmanlı'ya karşı savaşmıştır, Bogus Nubar sadece doğu cephesinde 50.000 Ermeni milisinin Ruslar tarafında Osmanlı'ya karşı savaştığını Paris Barış Konferansı'na yazmıştır.

    Sizin çete dediğiniz, ayrıca değerlendirilmelidir dediğiniz kuvvetin büyüklüğü ortalama 50.000 silahlı kişi. 50.000 kişinin Doğu Anadolu için nasıl bir kuvvet olduğunu düşünün. Sonra bu kuvvetin Rus desteğiyle Anadolu'da Türk ve Kürt nüfusunu azaltmak için Türk soykırımı ve Kürt soykırımı yaptığını düşünün. Sonra kendinizi devlet olarak düşünün, savaşın tam ortasında bir sürü cephede düşmanla savaşırken erkeksiz kalan köylerin basılıp çoluk çocuk demeden katledildiğini, cephelerdeki askerlerin köylerini savunmak için firar ettiklerini haber alırsanız ne yaparsınız ?

    Ayrıca Ermeni çetelerinin neden olaydan ayrı değerlendirilmeyeceğini şöyle de açıklayabiliriz, neden Anadolu ve İstanbul'daki bütün Ermeniler tehcire tabi tutulmadı? En başında Katolik ve Protesten Ermenilerinin isyanlara katılmayan hemen hepsi burada kaldı, Osmanlı ordusunda asker olanların aileleri burada kaldı, Düyun-ı Umumiye, Osmanlı Bankası, Reji idaresi ve bazı konsolosluklarda çalışanlara da dokunulmadı, bölge halkı tarafından tanınan ticaretle uğraşanlara dokunulmadı, Alman şirketlerinde ve kuruluşlarında çalışanlara da dokunulmadı. Hasta olanlar da tehcirden hariç tutuldu. Bu dediğim kararların hepsi Dahiliye ve Hariciye yazışmalarında geçen şifreli/şifresiz mesajlardır. Hepsi de devlet arşivindedir gidip bakabilirsiniz.

    Kaldı ki tehcir kanunun uygulanması zaafı olan Osmanlı askerlerinden ceza alıp idam edilenler oldu, kafilelere saldırıp sonradan yakalanıp cezalandırılanlar oldu size soruyorum Ermeni çetelerinden soykırım suçunu gerçekten işleyip de ceza alan kaç kişi var?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: El Fuego

    Bir gün bir karar çıkıyor, aynı gece zabitler kapıları çalıyor, sabah yola çıkacaklarını söylüyor. Bu şekilde Talat Paşa'nın Evrak-ı Metruke'sine göre Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden 985.000 kişi sırf Ermeni oldukları gerekçesiyle evlerinden, yurtlarından sürülüyor. Bunların bir kısmına yaya yolculuk sırasında eziyetler ediliyor, öldürülüyor. Ermeniler bu sayının 1,5 milyon olduğunu iddia ediyor. Olayın özeti budur.

    Bu drama siyasi bir durum demek cahillikle eşanlamlıdır.

    Ayrıca Hınçak, Taşnak Sütyun çetelerinin Ruslar ve Fransızlarla birlikte Türklere yaptığı katliamlar bu olayın dışındadır, ayrıca değerlendirilmelidir. Osmanlı'nın Ermenilerin üzerlerine sürdüğü Hamidiye alaylarını, yine ordu içerisinde bulunan radikal, şiddete meyilli birliklerin yaptığı katliamların da ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    Böylesine büyük bir felakete duyarsız kalmanın insanlık dışı olduğunu da düşünüyorum.
    Tam tersi Ermeniler Türkleri katlediyor, taşkınlık yapıyorlar.

    https://www.youtube.com/watch?v=CGE7BKMn9dc




  • HIGHER kullanıcısına yanıt
    Halihazırda Türk toplumu içinde de şiddet taraftarı uç gruplar var, elinden gelse karşı taraftan olanı gözünü kırpmadan öldürebilecek kadar canı tipler. Ben Ermeniler masumdurlar diye bir savda bulunmadım. Aşırı Ermeni halkının bir kısmı kışkırtılarak Anadolu'daki komşuları üzerinde şiddet uygulamasını da söylemedim. Ben sadece, bu işlere bulaşmayan gariban Ermeni vatandaşların; üstelik onlar biz buralara gelmeden önce de bu topraklarda yaşadıklarını gözönüne alarak; verilen bu kararın 1000 yıllık birlikte yaşama kültürünün yerle yeksan edildiğini söyledim.

    Tehcir kararı savaşa bağlanarak aklanamaz. Sen, 600 yıl geriden gelen bir devletsin, kendi halkını bir yerden, başka bir yere, üstelik savaş ortamında yaya olarak süremezsin, böyle bir şey yok. Ki daha 3 yıl önce tüm ordularını uzak nokta vatan toprakları savunulsun diye Kuzey. Afrika'ya yollayıp, dibindeki Balkan hezimetini gözden gelemezsin.

    Fatih'in haznedarı bir Ermeniydi. Aynı sülale Osmanlı batıncaya kadar maliyenin başında kaldı. ll. Abdülhamid'in döneminde Ziraat Bankası genel müdürü Berç Keresteciyan bu ailedendi, padişahın kasası. Mustafa Kemal Atatürk İlk Samsun'a fikri çıktığı zaman sponsor olan adam da o idi.

    Biz bu insanlara haksızlık ettik. Malları ve varlıkları talan edildi. Burada kalan bir avuç Ermeni yurttaşa da hala haksızlık ediliyor. Ortada karşılıklı bir sorun var, kabul, ama devlet bizimdi, sahip olan da bedel ödemeli.

    Ben müslümanım, ama kökten CHP'liyim. Akp hepimizi fişlese, sabah defolup gidin dese ve aynı şeyleri bizlere yaşatsa... Zihniyet çarpık olduktan sonra her eylem aynı sonucu verir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Novagate

    sosyal bilimdir
    +1. Sosyal ve beşeri(insani) bilimdir.Aynı Türk Dili, Sosyoloji, İktisat, Coğrafya gibi.
  • Öncelikle Ermeni meselesi yalnız tarihi bir mesele değil. Yukarıda yazan arkadaşın dediği gibi aynı zamanda siyasi fakat bir de üstüne iktisadi, hukuki ve sosyolojik bir mesele. Tarih bilimine haddinden fazla yük biniyor, tarih komisyonları kurup bu olayı çözelim deniyor. Ermeni soykırımının ne olduğunu yalnız tarihçiler değil, çeşitli sosyal bilim alanlarından interdisipliner bir ekip yapar, başak türlüsü mümkün değil. Fakat burada temel sorun şu: Ermenilerin soykırım iddiasını dayandırdığı şey BM'nin 5 maddelik soykırım tanımında 3. maddedir, ki o madde diyor ki "Grup üyelerini bilerek tamamen ya da kısmen fiziksel yok oluşa götürecek yaşam şartlarına tabi tutmak." Bu maddenin buraya ekleniş hikayesi dahi Ermeni olayına dayanıyor, maddeleri hazırlayan hukukçunun 3. madde için emsal aldığı olay direk zaten Ermeni olayının kendisi. Dolayısıyla BM tanımında zaten Ermeni soykırımının emsal alındığı bir madde varken parlamentolarda soykırımın kabul edilmesi şaşırtıcı değil.

    Siz bu durumu ancak ve ancak "güç" ile engellersiniz, siyasi ve iktisadi güçten bahsediyorum. Sizle iyi geçinmeyenler dezavantajlı olacağını bilirse bu olayın üzerine gitmez, gidemez. Kimse küçücük, kurak, verimsiz ve az nüfuslu Ermenistan'ın yasını tutma derdinde değil. Bu soykırım meselesinin dile getirilmesinin ilk sebebi Türkiye'yi uluslararası arenada zor duruma düşürmek, diğeriyse elinde ekonomik güç bulunan diaspora Ermenilerine Batı'nın tarafında saf tutturmak.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.