Şimdi Ara

taksirle yaralama 89/4 nasıl bir sonuç çıkar ? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
42
Cevap
1
Favori
5.113
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mr.big


    quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    Hiddetlenmenize gerek yok,. Bunları yazdınız mı? yazdınız. neden yazdınız o halde? Kask takmadığı için ona ceza keserler ama bu sizin suçu hafifletmez ki! Onun kaskının olup olmamasının sizin cürmünüzle ne ilgisi var? Kask takmıyorsa bu onun problemi. Takmalı mıydı? Takmalıydı ama bu gereklilik sizin durumunuzdan bağımsız. Siz sonuçta ona ait olan yol hakkını gasp ederek yaralanmasına yol açtınız. Olayın odak noktası burası, diğerleri tali unsurlar.

    Sigortası olmayan birine arkadan çarpsanız, inip, "ama senin sigortan yok, sen suçlusun" mu diyeceksiniz?

    Benim demek istediğim şu: Mahkemede savunmanızı bunlar üzerine kurmayın, bir işe yaramaz. Çünkü o vatandaşın kaskı ya da sigortası vs. kazaya yol açan etmen değil. Ben avukat değilim ancak anladığım kadarıyla burada ceza davası da açılabilir görünüyor ki, esas sıkıntı bence burada. Bence bu hususa odaklanın.

    Adam kalçasından değil de başından yaralansaydı mahkeme tabi ki adamın kask takmamasını dikkate alacaktı.Hem de büyük oranda.

    Emniyet kemeri takılmaması bile ölümlü kazalarda ceza hafifletiyor.

    Sanmam. Öyle durumda açılacak tazminat davasında kask durumu etkili olur, tazminat oranı buna göre belirlenir. Ceza davasında ise ne gibi bir etkisi olacak ki?




  • merhaba hocam,

    öncelikle geçmiş olsun kazada ki kusur oranlarını kask,ehliyet,sigorta etkilemez onlar olsaydı da yine kaza olacaktı araçların onarım masraflarını kim ne oranda karşılayacak çıkan kusurlara göre belirlenecek.

    Yaralanması ile alakalı giderlerin tamamı size yüklenmez, takılması gerekli olan kaskı taksalardı ne kadar daha az darbe alırlardı bunun hesaplaması bilir kişi tarafından yapılır arada ki fark düşülür.
  • lifeblood6 L kullanıcısına yanıt
    Hocam ne kasten yaralaması? Siz adama saçmalıyorsunuz demişsiniz, kusura bakmayın sizde saçmalamışsınız. Kast nerede burada? Burada olsa olsa en kötü bilinçli taksir olur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Brskcr

    Hocam ne kasten yaralaması? Siz adama saçmalıyorsunuz demişsiniz, kusura bakmayın sizde saçmalamışsınız. Kast nerede burada? Burada olsa olsa en kötü bilinçli taksir olur.

    Yorumun tamamını okur musun?

    Dur zahmet etme peşin hükümcü arkadaş;

    quote:

    Konuyu soran arkadaşa; kastınızı olası kast seviyesine veya bilinçli taksir seviyesine çekecek bir savunma yapmak lazım kovuşturma başlarsa...


    Ardından ceza muhakemesi uygulamalarına ne kadar hakim olduğunu belirtirsen sevinirim...

    Daha sonrada TCK87'yi de değerlendirerek olaya ilk mesajdaki 'kalça protezi' vurgusu açısından bir yorum yapar mısın?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi lifeblood6 -- 26 Ocak 2017; 18:36:56 >




  • lifeblood6 L kullanıcısına yanıt
    Her ay bu ve benzeri onlarca duruşmaya giriyorum yeter mi hakimiyetim sana? Hatta bu duruşmalar girdiklerim arasında en basitleri. 2 madde okuyup ceza profu moduna giriyorsunuz ya hasta oluyorum. Genelde yeni mezunlar ve 1. sınıflar yapıyor bunu. Hukuk okuduğundan da şüpheliyim ya neyse.

    Yorumunun tamamını okudum, burada olabilecek en kötü şey bilinçli taksirdir demişim. Sen ne demişsin? Kastınızı olası kast seviyesine çekmek için savunma yapılması gerek demişsin, böyle bir ihtimal bile yok diyorum.

    TCK md. 87'yi neden değerlendireyim? Burada kast yok arkadaşım anlamıyor musun? TCK md 89 yani taksir var. Trafik kazasında gidip kasten yaralama maddesi üzerinden konuşmak nasıl bir saçmalıktır? Kasten yaralama mı var burada Allah aşkına söyler misin? Sana sıfırdan ceza hukuku mu anlatayım burada anlamadım ki:)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zerathull -- 26 Ocak 2017; 19:23:52 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Brskcr

    Her ay bu ve benzeri onlarca duruşmaya giriyorum yeter mi hakimiyetim sana? Hatta bu duruşmalar girdiklerim arasında en basitleri. 2 madde okuyup ceza profu moduna giriyorsunuz ya hasta oluyorum. Genelde yeni mezunlar ve 1. sınıflar yapıyor bunu. Hukuk okuduğundan da şüpheliyim ya neyse.

    Yorumunun tamamını okudum, burada olabilecek en kötü şey bilinçli taksirdir demişim. Sen ne demişsin? Kastınızı olası kast seviyesine çekmek için savunma yapılması gerek demişsin, böyle bir ihtimal bile yok diyorum.

    TCK md. 87'yi neden değerlendireyim? Burada kast yok arkadaşım anlamıyor musun? TCK md 89 yani taksir var. Trafik kazasında gidip kasten yaralama maddesi üzerinden konuşmak nasıl bir saçmalıktır? Kasten yaralama mı var burada Allah aşkına söyler misin? Sana sıfırdan ceza hukuku mu anlatayım burada anlamadım ki:)

    Bu kadar niteliksiz avukatların piyasada dolandığına inanamıyorum.

    nintendo wi oynamaya devam edin...

    TCK 87'nin TCK 89 içinde eridiğini ve bu nedenle TCK 87'yi de göz önünde bulundurarak yorum yapın dediğimi anlayacak niteliğe haiz olmayışınız, somut olayda bilinçli taksirin bir tık önde olduğunu kavrayamamış olmanız, mesleğin -meslekten de ziyade yargının 3 ayağından biri olan savunmanın- geldiği hale acımamıza sebep oluyor...

    ayrıca sert tavrınız beni haksız kılmıyor, bilakis yeterli olmayışınıza rağmen haklı olma arzunuzun çaresizce dışavurumu...




  • lifeblood6 L kullanıcısına yanıt
    Kusura bakma ama acınacak bir şey varsa, senin gibi cehalet denizinde yüzen hukuk öğrencileridir.Piyasayı çok iyi biliyorsun ya bir de yorum yapmışsın, daha o piyasanın içinde bile değilsin.Avukatlıkla ilgili en ufak fikrin yokken benim niteliğime laf etmen absürt olmuş. Daha staja bile başlamamış bir insanın böyle yorumlar yapması akıl almaz. Mesleğe başlayınca akıllanıyor senin gibi tipler işte, tabi bazılarınız hiç akıllanmıyor, CMK ile geçinmeye çalışıyor sonra.

    Öncelikle senin gibi bir cahil ve seviyesize bunları anlatmaya çalıştığıma inanamıyorum.Okumak her zaman cehaleti gideremiyor maalesef işte. Bir anda kuduz gibi şahsıma saldırmaya başlayarak konuya ilişkin cehaletini göstermişsin yeterince. Yok niteliksiz avukat, yok acıyorum falan, çapsız çapsız konuşmuşsun. Şurada efendi gibi tartışıyoruz, seviyesizleşmenin ne manası var? Bu şekilde karşındakine saldırmak yerine, iddianı destekleyecek bilgiler yazsaydın keşke. Ama destekleyemezsin, çünkü yanlışta ısrar ediyorsun.

    Çoluk çocuk gelmiş niteliksiz avukat diyor, vekili olduğum şirketleri duysan dilin tutulur, uzatmayayım diyorum ama saygısızlık boyutuna çıkarıyorsun konuyu. Neyse burada senin gibi bir saygısıza nasıl bir avukat olduğumu anlatmama gerek yok. Ama 23 yaşında bir ergenin "niteliksiz", "yetersiz" gibi dayanaksız ithamlarının altında kalacak değilim. Ağzını topla önce!

    Zira avukattan önce insan olacaksın, karşındakine saygın olacak. Tanımadığın insana saçma sapan ithamlarda bulunmayacaksın. Daha kast ile taksiri ayıramıyorsun, hangi cüretle karşındakine niteliksiz diyebiliyorsun?

    Nintendo'yu mu bulabildin saldıracak?Ergenliğini göstermiş bu cümle onuda söylemeden geçemeyeceğim. Az olan boş zamanlarımda Nintendo oynuyorum bu seni niye rahatsız etti çocuk? Senin gibi PS mi oynamam lazım illa?

    Bilinçli taksir olması için bile kişinin ehliyeti olmaması veya alkol alması gibi durumların olması gerekiyor. Burada olsa olsa en kötü ihtimal bilinçli taksir olur yani, kast ne alaka Allah aşkına?Hukuk senin okuduğun 2 kitaptan ibaret değil. Öğrencilikte bu kadar küstah isen avukat olunca nasıl bir şeye dönüşürsün tahmin bile edemiyorum.


    TCK 87'nin md 89 içerisinde erimesi ne demek? Kendin bile biliyor musun ne demek istediğini?Okulda duyduğun, fakat anlamını bilmediğin 2 cümleyle burada bilmişlik taslıyorsun. Taksir var burada diyorum anlamıyorsun inatla, git hocana sor, cahil cahil konuşup canımı sıkma benim.Hayatında bir tane ceza duruşması görmemiş adam, gelmiş burada ahkam kesiyor. Şu olaya kasten yaralama demek gerçekten sorunlu bir zihnin ürünü. Burada taksir var diyorum hala kasti bir suçun cezasını gösteriyorsun, bunu nasıl anlayamazsın aklım almıyor. Suçun manevi unsuru ne demek biliyorsundur mutlaka. Burada TCK md 87'nin uygulanabilmesi için için "manevi unsurun" yani "kastın" olması gerekli. Olayda taksirle oluşmuş bir yaralanma var, hala kasten yaralama maddesine atıf yapıyorsun.Birbiriyle alakası olmayan 2 maddeyi iç içe sokuyorsun. Suçun manevi unsuru nedir yaz internete bir oku. Konuyu daha ne kadar basite indirgeyebilirim bilmiyorum. Hala anlayamıyorsan, bırak o okulu boşuna zamanını kaybetme.

    Hayatında kaç tane somut olay gördün bir söylesene? Konu sahibi arkadaş iddianame hazırlanınca burada paylaşsın da hayatındaki ilk iddianameni görmüş olursun. Hangi suçtan cezalandırılması istenmiş onu da görürsün. Sana yargıtay kararı ya da kendi davalarımdan örnek göndereceğim ancak anlayacağından şüpheliyim.

    Hiç bir gerekçe göstermeden burada bilinçli taksirin bir tık ötesi var demişsin, bir tık ötesi ne demek arkadaşım? Bu sokak ağızlı cümlenin gerekçesini söyler misin? Gerekçe göstermeden bu böyledir diyemezsin, hukukta gerekçe esastır. Haklı olma arzum falan yok, buradaki olay 2+2=4 kadar basit. Ama senin haklı olma arzun var anladığım kadarıyla, hiç bir gerekçe göstermeksizin, edebiyat yaparak haklı çıkmaya çalışıyorsun sadece, mesajının içerisinde bilgi kırıntısı bile yok. Bizim meslekte sizin gibilere internet avukatı deniyor, ama sana ne denir bilmiyorum. Mesleğe başlayınca göreceğim senin gibi bilmiş öğrencileri.

    Edit: Yazdıklarını 2 ortağıma da gösterdim, beraber gülüyoruz. Soruyorlar arkadaş böyle bir trafik kazasından nasıl kasten yaralamayı çıkarmış diye. Bende merak ediyorum dedim:) "Kast"'ın sözlük anlamına bakmanı tavsiye ediyorum. Yeni öğrencilerin hali senin gibiyse, vay halimize. Son olarak, konuyu ceza hocana sorup doğruyu öğren. Bir de TCK md. 21'in gerekçesini oku, bundan sonrada bilmediğin konularda insanlara saldırma "niteliksiz" arkadaş. Umarım sonraki mesajın, önceki gibi içi boş olmaz. Bu gereksiz tartışmayı da öğrenci olmanın verdiği heyecana veriyorum, ama keşke tartışmayı bu boyuta taşımasaydın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zerathull -- 27 Ocak 2017; 21:59:9 >




  • Hocam sizden ricam iddianameniz hazır olduğunda burada paylaşmanız, hem size yardımcı olurum, hemde buradaki küstah hukuk öğrencilerine ders niteliğinde olur:)

    Burada asıl yaşayacağınız sıkıntı hukuk davası açısından olur. Ama üzerinize kayıtlı herhangi bir mal
    varlığı ve maaşınız olmadığı için, tazminattan da kurtulabilirsiniz:) Ama işte yıllarca sigortasız çalışmak zorunda kalırsınız:)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zerathull -- 27 Ocak 2017; 21:1:24 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Brskcr

    Hocam sizden ricam iddianameniz hazır olduğunda burada paylaşmanız, hem size yardımcı olurum, hemde buradaki küstah hukuk öğrencilerine ders niteliğinde olur:)

    Burada asıl yaşayacağınız sıkıntı hukuk davası açısından olur. Ama üzerinize kayıtlı herhangi bir mal
    varlığı ve maaşınız olmadığı için, tazminattan da kurtulabilirsiniz:) Ama işte yıllarca sigortasız çalışmak zorunda kalırsınız:)

    adam nasıl trafik kazasından kasten yaralamayı çıkarmış anlamak mümkün değil bir de bilmiş bilmiş konuşuyor burda sizi cahil olmak suçluyor




  • fatihkahve1234 F kullanıcısına yanıt
    Maalesef bir kısım hukuk öğrencileri bu tarz semptomlar yaşıyor. Bir anda hukuk profesörü olduklarını zannediyorlar, ama görüldüğü gibi daha kast ile taksiri ayıramıyorlar. Sonrada karşılarındaki kişiye saldırmaya başlıyorlar. Yarım sayfa açıkladım, inşAllah bu sefer anlar. Anlasa da saldırmaya devam edeceğinden şüphem yok ama.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zerathull -- 28 Ocak 2017; 1:22:10 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Brskcr

    Maalesef bir kısım hukuk öğrencileri bu tarz semptomlar yaşıyor. Bir anda hukuk profesörü olduklarını zannediyorlar, ama görüldüğü gibi daha kast ile taksiri ayıramıyorlar. Sonrada karşılarındaki kişiye saldırmaya başlıyorlar. Yarım sayfa açıkladım, inşAllah bu sefer anlar. Anlasa da saldırmaya devam edeceğinden şüphem yok ama.

    Ya sen gerçekten çok komiksin, öncelikle muazzam bir tepki gösterdiğin için üzgünüm aşağılamak istememiştim bu kadar alınacağını bilemezdim...

    Bak okuduğunu tekrar tekrar okumanı rica ediyorum, her yazımda ihtimallerden söz ediyorum ama sen ısrarla tek ihtimal üzerinde duruyorsun ve benim dediğim -taksir- olacak diyorsun...


    somut olaya ilişkin bilgin muhtemelen vardır ancak hakimiyetin yok... senin konuya hakim olduğunu varsayarak kısaca konuştuğum için kendimden özür dileyek başlıyorum... hadi gel birlikte bakalım;

    bunu yapmadan şu hatırlatmayla başlayalım çünkü yakaladığın tek yer orası ve oraya sıkı sıkıya sarılıyorsun; ben kast var demedim, savunmayı olası kast veya bilinçli taksir seviyesinde yapmak gerekir, kast iddiasıyla gelirlerse bu seviyeye çekmek gerekir dedim... Ki bunu sana da söylemedim ancak yakalamışsın neyse çok önemli değil...


    -KTK'da arkadaşın ihlali 2918 s. kanun 57/1a; bu ihlalde sınırlı sayma yoluyla ihlalin nasıl gerçekleşeceğini kanun koyucu belirtmiş yani hareket söz konusu netice değil. nedir bu ihlaller; yavaşlamamak, dikkatli olmamak, geçiş hakkı olana geçiş önceliği tanımamak.

    -karşı tarafın ihlali nedir? 52/1a; kısaca yol durumunun gerektirdiği hız kurallarına riayet etmemek...

    Geçiş hakkını ihlalde, nasıl olası kastla yaralamaya gidilebilir?

    -suçun yasal sınırlar içinde belirtilen tanımının gerçekleşmesi muhtemel olması olası kasta gitmek için tek başına yeterlidir çünkü olası kastı kasttan ayıran zaten bu muhtemelliktir.

    -taksirle olası kast yarışırsa; failin suçun oluşmasını isteyip istememesine bakmak yerine, objektif değerlendirme yapmak gerekir, trafikte olan her insan kavşakta ne yapması gerektiğini bilir. Neticenin meydana gelmesini istemese de, neticenin meydana gelmesini umursamamış olmasa da, bir önceki cümledeki ön kabulü açık olarak çiğnemekte olduğuna göre bilinçli taksire değil olası kasta gidilir... (Sokak ağzıyla 1 tık önde demişsin o ne demek? işte bu demek.)

    --Özellikle olası kast ile bilinçli taksirin yarışması halinde senin gibilere ders niyetine okutulacak bir YCGK kararı da var. (bulup ekleyebilirim) ne diyor biliyor musun kararda? bu durumda mağdurun kusuruna bakılmaz... Peki neden? zaten bilinçli taksir varsa fiilin sonuçlarını öngörmüştür, öyleyse sonuçları engellemek için objektif özen sorumluluğuna uygun davranmalıdır, yani kavşağa hızlı girmemesi gerektiğini biliyor, herhangi birşey yapmasına gerek kalmadan bilinçli taksir alanında bu alandan çıkmak için üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmesi gerekiyor, hızını azaltmıyor objektif özen sorumluluğunu ihlal etti geçmiş olsun bilinçli taksiri aştı ve olası kasta geldi belki de kasta... Umarım şimdi anladın...

    Şu konuda haklısın; erimek ifadesini kesinlikle yanlış kullandım, daha da ziyade kendimi ifade etmek için yanlış kelimeyi seçtim. Kastım; kanunun lafzının -yani sayılan neticelerin- aynı oluşuydu...

    ayrıca kesinlikle henüz 23 değil 22 ve tabiki de Playstation

    @fatihkahve1234?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi lifeblood6 -- 28 Ocak 2017; 2:33:41 >




  • lifeblood6 L kullanıcısına yanıt
    Öncelikle ben komik değilim, sen bilgisizsin, daha doğrusu tecrübesizsin diyelim. Bilgin var, ama nasıl kullanacağını bilmiyorsun. O yüzden söylediklerim sana komik geliyor olabilir.

    Bulunduğum noktayı düşününce forumun birinde daha mezun bile olmayan biri tarafından böyle aşağılanmaya çalışılınca insan ister istemez geriliyor, ama sen yine güzel bir giriş yapmışsın:) Neyse zaten beni tanısaydın veya bir süredir pratiğin içinde olsaydın bu yorumları yapmayacağından şüphem yok.

    İşte bahsettiğim semptomları yaşayarak yazmaya devam etmişsin, "bilgin vardır, ama hakimiyetin yok", en iyisini ben bilirim mantığında, baştan beri saplantı derecesinde takılmışsın bir "hakimiyet" kelimesine. Yazının tamamı küstahlık kokuyor. "yakaladığın tek yer orası ve oraya sıkı sıkıya sarılıyorsun", böyle ucuz cümlelerle amaçladığın ne onu bilemiyorum. Ancak yakaladığım tek yer orası değil, olayın merkezi orası. Tüm yargılamayı ve cezayı değiştirecek kısım orası. Ben senin açığını aramıyorum, doğruyu anlatmaya çalışıyorum.

    Şurada 2 cümle konuştuğun bir insana karşı bu tarz çıkarımları nasıl yapabiliyorsun? Bana peşin hükümlü diyorsun, fakat baştan beri kendin öyle davranıyorsun. Dediğim gibi bunu yaşına ve öğrenci olmana veriyorum.

    Genç kardeşim, şunu anlayamıyorsun pratik ile senin bahsettiklerin arasında dağlar kadar fark var. Bak tam okul cümleleriyle konuşuyorsun, heyecanını anlıyorum. Ancak durumu şöyle özetleyeyim, arkadaşın davasına yeni mezun bir avukat, mesela sen girdin. Olabilecek en kötü sonuç bilinçli taksirdir diyorum, bunu sağlamak için iyi bir savunmaya falanda ihtiyacın yok. Burada savunmayı "basit taksir" üzerine kurmalısın, zaten dediğim gibi olabilecek en kötü şey "bilinçli taksir" olacaktır. Avukat olarak senin görevin müvekkilinin alabileceği en az cezayı alacağı şekilde bir savunma yapmaktır. Dediğim gibi hakim zaten sen olmasan bile burada "bilinçli taksir" üzerinden bir hüküm kuracaktır zaten. Ki ceza davalarına girmeye başladığın zaman göreceksin ki bir kısım davalarda etkileyebileceğin sonuç çok kısıtlı olacak. Yeri gelecek hakimi etkileyemeyeceğini bileceksin, müvekkillerini etkilemek için savunma yapacaksın. Bu bilgileri okulda öğretmiyorlar maalesef, o 1 yıl stajında her şeyi öğrenmek zorundasın.

    Sen kast var demedin, ancak sürekli md 87'nin uygulanabileceğinden bahsettin. TCK md. 87'nin uygulanabilmesi için kastın varlığı gerekli, şu halde dolaylı yoldan kast var demiş oluyorsun.

    Bu tarz trafik kazalarında kasıt üzerinden ceza verildiğini daha görmedim(bir tek kırmızı ışık ihlali dışında), muhtemelen sende görmeyeceksin, bu sebeple TCK 89 üzerinden bir kovuşturma yapılacağından şüphem yok.Konu sahibi arkadaş iddianameyi paylaştığı zaman birlikte görürüz zaten:)

    Ben baştan beri diyorum ki burada TCK md 87'den bahsedemeyiz, bu olayda olabilecek en kötü durum bilinçli taksir olur. Ama sen konuyu öğreti üzerinden tartışmaya devam ediyorsun.Gerçekten yoruldum tartışmaktan, zaten ilk defa bu kadar uzun birine yazı yazdım. Şunu da belirteyim daha fazla uzatmadan, TCK md. 22/(2) "Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir." Kişinin objektif özen sorumluluğunu ihlal etmesinden bahisle kasta ulaşman mümkün değildir. Senin kurduğun mantık üzerinden "taksir" olan bir çok suçta kasta ulaşabilirsin. Ama kastın oluşması pratikte o kadar kolay değildir. "Objektif özen sorumluluğunu ihlal etmekten" bahisle zaten "bilinçli taksire" ulaşırsın. Yargıtay kararlarıyla da bu sabittir.Yani burada olası kastın üzerine bir de belkide "doğrudan kast" dedin ya inanamıyorum.

    Rica ettiğim gibi md 21'in gerekçesini okudun mu? Yoksa okumadan saldırmaya mı başladın yine?:)

    Mezun olup stajını bitirince tekrar yaz bana, burada olacağım. O zaman bana hak vereceksin. Ama şimdi bu kadar teori ile doluyken bunları net bir şekilde anlamanı beklemiyorum. Hala "senin gibilere ders niteliğinde" vs. gibi cümleler kullanıyorsun, "benim gibilere" senin ders verebilmen için(benim gibiler nasıl kişiler?) en az bir 6-7 yıl çalışman gerek.Zira bizim meslekte başarılı olmak için mektepli olmak yetmiyor, alaylı olmakta gerekiyor. Bu yüzden okuduğun 3-4 kitap buna yetmeyecek.Hırsını görüyorum, bizim meslekte bu gerekli bir şey. Ancak bunu doğru tarafa doğru yöneltmeni rica ediyorum. Ben hiç bir meslektaşımla senin konuştuğun gibi konuşmam, umarım sende ileride konuşmazsın.

    Şunu da belirteyim şu anda "Ceza" alanında yüksek lisans yapıyorum, FETÖ davalarının yoğunluğundan dolayı tez dönemine başlayamadım. Orada seninle yaptığımız gibi bolca öğreti tartışması yapıyoruz.(Daha seviyeli bir şekilde tabi) Ancak pratikte bir çok tartışmamızın bir anlamı olmuyor. Fakat maalesef biz burada pratiğe ve somut bir olaya ilişkin tartışma yapıyoruz ve bu konuda yetersiz, ama ısrarcısın.

    Şimdi sonuca gelelim, öncelikle salt trafik kazası olan hiç bir olayda "doğrudan kast" olamaz, bununla ilgili bir kararda bulamazsın. Bu kısmı söylememişsin bile sayabiliriz hatta. Kırmızı ışık ihlalleri dışında ben Yargıtay'ın "olası kastı" kabul ettiğini de görmedim. Seninde böyle bir karar bulabileceğini sanmıyorum. Yani pratikte, yukarıda uzun uzun anlatarak "olası kasta" ulaştığın kısım masaldan öteye gidemez. Burada Yargıtay'ın görüşü açık, trafik kazalarının %90'ında tartışılan konu "basit taksir" ve "bilinçli taksirdir." Yani bende ihtimaller üzerinde duruyorum, ancak bu ihtimaller üzerinde kast yok. Gerçekten bu kadar uzayacak bir konu değildi, arkadaş geçiş hakkı ihlalinde bulunmuş, burada basit taksir ve bilinçli taksir tartışma konusu olacaktır. Alacağı en kötü ceza da HAGB olacaktır. Bu somut olaya "olası kast" diyebilecek bir tane avukat, savcı veya hakim bulamazsın. Kitaplardan okuduğunda "olası kast" ile "bilinçli taksir" birbiriyle çok rahat karışabilen kavramlardır, ancak pratikte daha net bir şekilde ayrılırlar. Burada onlarca kararda paylaşabilirim istersen, ama kendinde araştırıp okuyabilirsin. Zira benim paylaştıklarımı okuyacağını düşünmüyorum, haklı olma hırsı bürümüş gözünü. Ama tekrar ediyorum, daha meslek ile en ufak bir fikrin yok iken böyle tartışmalara girme, en azından ben en doğrusunu bilirim edasıyla girme. Bir de sayılan neticelerin aynı oluşu sadece maddi unsuru oluşturur, ancak manevi unsur oluşmayacağı için, yine md 87'yi konuşmak manasız ve gereksizdir. Yani erimek derken gerçekten ne dediğini bilmiyormuşsun. Neticenin aynı olması maddenin uygulanabilmesi için yeterli midir tek başına sence? Argümanın mantık dışı olmuş. Pratikte neredeyse hiç uygulama alanı bulamayan bir konuda baya bir edebiyat yapmışsın.

    Bak çalışkan bir öğrencisin muhtemelen, teorik bilgin çok olabilir.Ama hala şunu anlamıyorsun, daha eline iddianame bile almadan pratik hakkında böyle konuşamazsın. Senin bilgilerin ancak akademik alanda işe yarar, bu bilgilerin seni inanılmaz bir avukat falanda yapmaz. O yüzden iddia etmeyi bırak artık, çevrende sana göre konuya "hakim" tanıdığın bir avukat(tabi konuya hakim olabilmek için seninle aynı fikirde olmak gerekmiyorsa) varsa git ona danış, ben ne dersem diyeyim senin için bir şey ifade etmeyecek biliyorum. İleride böyle bir olayda olası kasta ilişkin bir savunma yaparsan gerçekten komik bir duruma düşersin. Daha hiç bir ceza davasına katılmadan(ki arkadaşın davası gerçekten basit bir dava olurdu) bir avukatın ceza hukukuna ilişkin hakimiyetini değerlendiremezsin, ancak şu an yaptığın gibi kendi çapında dayanaksız ve desteksiz bir şekilde saldırabilirsin. Ben hakim değilsem, sen ne oluyorsun bilmiyorum gerçekten. Tekrar söylüyorum okulda çok başarılı bir öğrenci olman, iyi bir avukat olacağın anlamına gelmez, bu yanılgıya düşme sakın. Bunların dışında "avukat" dediğin kişinin iyi bir iletişime sahip olması gerekir, ama maalesef görüyorum ki o sende yok, zira karşındakine saldırmadan bir tartışmayı bile sürdüremiyorsun.

    Haklı çıkma hırsıyla konuyu iyice teorik bir seviyeye taşıdın, ancak çırpınışların gerçeği değiştiremiyor maalesef. Zira ne yerel mahkeme ne yargıtay böyle bir somut olayda "olası kastın" varlığından söz edemez.

    Daha oyun konsolu gibi basit bir konuda açık fikirli olamayan bir kişiyle bunları tartışmak manasız, bu da bir gerçek.

    PS veya Nintendo oynamak kişinin zevkleriyle alakalıdır, senin yaşın yetmez ancak bu konsollar bizi çocukluğumuza götürür:) Evimde ps4'de var ancak sadece blu-ray player olarak kullanıyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zerathull -- 28 Ocak 2017; 14:12:1 >




  • İlk yorumlarda cehalet akıyor bari bilmiyorsanız susun insanları yanlış yönlendirmeyin.
    Ceza davasında senin veya karşı tarafın belgelerine bakılmaz, ceza hakimi olayla ilgilenir evveliyatına aralarında illiyet bağı yoksa bakmaz, kimde ne şekilde kusur var ve kusur oranına bakılır.

    Taksirle yaralama
    (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

    (2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

    a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

    b) Vücudunda kemik kırılmasına,

    c) Konuşmasında sürekli zorluğa,

    d) Yüzünde sabit ize,

    e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

    f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

    Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.

    (3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

    a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

    b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

    c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

    d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

    e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,

    Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.

    (4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

    (5) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz




  • burası mahkemeye dönmüş yav. .
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Brskcr

    Öncelikle ben komik değilim, sen bilgisizsin, daha doğrusu tecrübesizsin diyelim. Bilgin var, ama nasıl kullanacağını bilmiyorsun. O yüzden söylediklerim sana komik geliyor olabilir.

    Bulunduğum noktayı düşününce forumun birinde daha mezun bile olmayan biri tarafından böyle aşağılanmaya çalışılınca insan ister istemez geriliyor, ama sen yine güzel bir giriş yapmışsın:) Neyse zaten beni tanısaydın veya bir süredir pratiğin içinde olsaydın bu yorumları yapmayacağından şüphem yok.

    İşte bahsettiğim semptomları yaşayarak yazmaya devam etmişsin, "bilgin vardır, ama hakimiyetin yok", en iyisini ben bilirim mantığında, baştan beri saplantı derecesinde takılmışsın bir "hakimiyet" kelimesine. Yazının tamamı küstahlık kokuyor. "yakaladığın tek yer orası ve oraya sıkı sıkıya sarılıyorsun", böyle ucuz cümlelerle amaçladığın ne onu bilemiyorum. Ancak yakaladığım tek yer orası değil, olayın merkezi orası. Tüm yargılamayı ve cezayı değiştirecek kısım orası. Ben senin açığını aramıyorum, doğruyu anlatmaya çalışıyorum.

    Şurada 2 cümle konuştuğun bir insana karşı bu tarz çıkarımları nasıl yapabiliyorsun? Bana peşin hükümlü diyorsun, fakat baştan beri kendin öyle davranıyorsun. Dediğim gibi bunu yaşına ve öğrenci olmana veriyorum.

    Genç kardeşim, şunu anlayamıyorsun pratik ile senin bahsettiklerin arasında dağlar kadar fark var. Bak tam okul cümleleriyle konuşuyorsun, heyecanını anlıyorum. Ancak durumu şöyle özetleyeyim, arkadaşın davasına yeni mezun bir avukat, mesela sen girdin. Olabilecek en kötü sonuç bilinçli taksirdir diyorum, bunu sağlamak için iyi bir savunmaya falanda ihtiyacın yok. Burada savunmayı "basit taksir" üzerine kurmalısın, zaten dediğim gibi olabilecek en kötü şey "bilinçli taksir" olacaktır. Avukat olarak senin görevin müvekkilinin alabileceği en az cezayı alacağı şekilde bir savunma yapmaktır. Dediğim gibi hakim zaten sen olmasan bile burada "bilinçli taksir" üzerinden bir hüküm kuracaktır zaten. Ki ceza davalarına girmeye başladığın zaman göreceksin ki bir kısım davalarda etkileyebileceğin sonuç çok kısıtlı olacak. Yeri gelecek hakimi etkileyemeyeceğini bileceksin, müvekkillerini etkilemek için savunma yapacaksın. Bu bilgileri okulda öğretmiyorlar maalesef, o 1 yıl stajında her şeyi öğrenmek zorundasın.

    Sen kast var demedin, ancak sürekli md 87'nin uygulanabileceğinden bahsettin. TCK md. 87'nin uygulanabilmesi için kastın varlığı gerekli, şu halde dolaylı yoldan kast var demiş oluyorsun.

    Bu tarz trafik kazalarında kasıt üzerinden ceza verildiğini daha görmedim(bir tek kırmızı ışık ihlali dışında), muhtemelen sende görmeyeceksin, bu sebeple TCK 89 üzerinden bir kovuşturma yapılacağından şüphem yok.Konu sahibi arkadaş iddianameyi paylaştığı zaman birlikte görürüz zaten:)

    Ben baştan beri diyorum ki burada TCK md 87'den bahsedemeyiz, bu olayda olabilecek en kötü durum bilinçli taksir olur. Ama sen konuyu öğreti üzerinden tartışmaya devam ediyorsun.Gerçekten yoruldum tartışmaktan, zaten ilk defa bu kadar uzun birine yazı yazdım. Şunu da belirteyim daha fazla uzatmadan, TCK md. 22/(2) "Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir." Kişinin objektif özen sorumluluğunu ihlal etmesinden bahisle kasta ulaşman mümkün değildir. Senin kurduğun mantık üzerinden "taksir" olan bir çok suçta kasta ulaşabilirsin. Ama kastın oluşması pratikte o kadar kolay değildir. "Objektif özen sorumluluğunu ihlal etmekten" bahisle zaten "bilinçli taksire" ulaşırsın. Yargıtay kararlarıyla da bu sabittir.Yani burada olası kastın üzerine bir de belkide "doğrudan kast" dedin ya inanamıyorum.

    Rica ettiğim gibi md 21'in gerekçesini okudun mu? Yoksa okumadan saldırmaya mı başladın yine?:)

    Mezun olup stajını bitirince tekrar yaz bana, burada olacağım. O zaman bana hak vereceksin. Ama şimdi bu kadar teori ile doluyken bunları net bir şekilde anlamanı beklemiyorum. Hala "senin gibilere ders niteliğinde" vs. gibi cümleler kullanıyorsun, "benim gibilere" senin ders verebilmen için(benim gibiler nasıl kişiler?) en az bir 6-7 yıl çalışman gerek.Zira bizim meslekte başarılı olmak için mektepli olmak yetmiyor, alaylı olmakta gerekiyor. Bu yüzden okuduğun 3-4 kitap buna yetmeyecek.Hırsını görüyorum, bizim meslekte bu gerekli bir şey. Ancak bunu doğru tarafa doğru yöneltmeni rica ediyorum. Ben hiç bir meslektaşımla senin konuştuğun gibi konuşmam, umarım sende ileride konuşmazsın.

    Şunu da belirteyim şu anda "Ceza" alanında yüksek lisans yapıyorum, FETÖ davalarının yoğunluğundan dolayı tez dönemine başlayamadım. Orada seninle yaptığımız gibi bolca öğreti tartışması yapıyoruz.(Daha seviyeli bir şekilde tabi) Ancak pratikte bir çok tartışmamızın bir anlamı olmuyor. Fakat maalesef biz burada pratiğe ve somut bir olaya ilişkin tartışma yapıyoruz ve bu konuda yetersiz, ama ısrarcısın.

    Şimdi sonuca gelelim, öncelikle salt trafik kazası olan hiç bir olayda "doğrudan kast" olamaz, bununla ilgili bir kararda bulamazsın. Bu kısmı söylememişsin bile sayabiliriz hatta. Kırmızı ışık ihlalleri dışında ben Yargıtay'ın "olası kastı" kabul ettiğini de görmedim. Seninde böyle bir karar bulabileceğini sanmıyorum. Yani pratikte, yukarıda uzun uzun anlatarak "olası kasta" ulaştığın kısım masaldan öteye gidemez. Burada Yargıtay'ın görüşü açık, trafik kazalarının %90'ında tartışılan konu "basit taksir" ve "bilinçli taksirdir." Yani bende ihtimaller üzerinde duruyorum, ancak bu ihtimaller üzerinde kast yok. Gerçekten bu kadar uzayacak bir konu değildi, arkadaş geçiş hakkı ihlalinde bulunmuş, burada basit taksir ve bilinçli taksir tartışma konusu olacaktır. Alacağı en kötü ceza da HAGB olacaktır. Bu somut olaya "olası kast" diyebilecek bir tane avukat, savcı veya hakim bulamazsın. Kitaplardan okuduğunda "olası kast" ile "bilinçli taksir" birbiriyle çok rahat karışabilen kavramlardır, ancak pratikte daha net bir şekilde ayrılırlar. Burada onlarca kararda paylaşabilirim istersen, ama kendinde araştırıp okuyabilirsin. Zira benim paylaştıklarımı okuyacağını düşünmüyorum, haklı olma hırsı bürümüş gözünü. Ama tekrar ediyorum, daha meslek ile en ufak bir fikrin yok iken böyle tartışmalara girme, en azından ben en doğrusunu bilirim edasıyla girme. Bir de sayılan neticelerin aynı oluşu sadece maddi unsuru oluşturur, ancak manevi unsur oluşmayacağı için, yine md 87'yi konuşmak manasız ve gereksizdir. Yani erimek derken gerçekten ne dediğini bilmiyormuşsun. Neticenin aynı olması maddenin uygulanabilmesi için yeterli midir tek başına sence? Argümanın mantık dışı olmuş. Pratikte neredeyse hiç uygulama alanı bulamayan bir konuda baya bir edebiyat yapmışsın.

    Bak çalışkan bir öğrencisin muhtemelen, teorik bilgin çok olabilir.Ama hala şunu anlamıyorsun, daha eline iddianame bile almadan pratik hakkında böyle konuşamazsın. Senin bilgilerin ancak akademik alanda işe yarar, bu bilgilerin seni inanılmaz bir avukat falanda yapmaz. O yüzden iddia etmeyi bırak artık, çevrende sana göre konuya "hakim" tanıdığın bir avukat(tabi konuya hakim olabilmek için seninle aynı fikirde olmak gerekmiyorsa) varsa git ona danış, ben ne dersem diyeyim senin için bir şey ifade etmeyecek biliyorum. İleride böyle bir olayda olası kasta ilişkin bir savunma yaparsan gerçekten komik bir duruma düşersin. Daha hiç bir ceza davasına katılmadan(ki arkadaşın davası gerçekten basit bir dava olurdu) bir avukatın ceza hukukuna ilişkin hakimiyetini değerlendiremezsin, ancak şu an yaptığın gibi kendi çapında dayanaksız ve desteksiz bir şekilde saldırabilirsin. Ben hakim değilsem, sen ne oluyorsun bilmiyorum gerçekten. Tekrar söylüyorum okulda çok başarılı bir öğrenci olman, iyi bir avukat olacağın anlamına gelmez, bu yanılgıya düşme sakın. Bunların dışında "avukat" dediğin kişinin iyi bir iletişime sahip olması gerekir, ama maalesef görüyorum ki o sende yok, zira karşındakine saldırmadan bir tartışmayı bile sürdüremiyorsun.

    Haklı çıkma hırsıyla konuyu iyice teorik bir seviyeye taşıdın, ancak çırpınışların gerçeği değiştiremiyor maalesef. Zira ne yerel mahkeme ne yargıtay böyle bir somut olayda "olası kastın" varlığından söz edemez.

    Daha oyun konsolu gibi basit bir konuda açık fikirli olamayan bir kişiyle bunları tartışmak manasız, bu da bir gerçek.

    PS veya Nintendo oynamak kişinin zevkleriyle alakalıdır, senin yaşın yetmez ancak bu konsollar bizi çocukluğumuza götürür:) Evimde ps4'de var ancak sadece blu-ray player olarak kullanıyorum.


    Sana inandığım tüm değerler üzerine yemin ediyorum şu cümleden sonrasını okumadım.

    'Genç kardeşim, şunu anlayamıyorsun pratik ile senin bahsettiklerin arasında dağlar kadar fark var.'

    Okumayacağım, bunu burada 'bitirmek için' de senin haklılığını kabul ediyorum.

    Daha fazla uzatmaya gerek yok; teoriye küsen, Teoriden kopan veya kopacak olan bir insan değilim. Şu an maddi anlamda uyguladığımız tüm kurallar bu teorilerden doğuyor ve eğer yargılamada bir değişiklik olacaksa/yaratılacaksa bu teorilere dayanılmadan bu yapılamaz. Ezcümle başarılı olmak isteyen bir hukukçu tam manasıyla teoriye hakim olmalı, sense teoriden koptuğu için hukuk eğitiminin belli kısımlarını hor görüyorsun ve pratik diye kastettiğin(benim pratik kelimesiyle kastım daha farklı bunu da anladım) malesef ki temelsiz en azından bilinçli bir temeli olmayan / tesadüfi bir temele dayanan bilgilere sarılıyorsun.

    Saygıyla karşılıyorum bu hareketini, ama malesef asla yapmayacağım haliyle bunun üzerine seninle asla tartışmayacağım. Hicive gelince sadece biraz eğlence...




  • lifeblood6 L kullanıcısına yanıt
    Bu cümlemi mesleğe başlayınca anlayacaksın, yazının tamamını okusaydın "Ceza Hukuku" alanında yüksek lisans yaptığımı, teoriden kopmadığımı görürdün. Sadece senin aksine ikisini birbirinden ayırabiliyorum. Teoriyi biliyorum, ancak bunun buradaki uygulama alanını sana anlatmaya çalışıyorum, öğreti tartışmıyoruz burada, bir kişinin somut bir davasını tartışıyoruz. Sen bu alanı daha bilmediğin için bana teoriyle kopmuş olmam gibi saçma sapan ithamlarda bulunuyorsun, ancak teori ile pratiğin kesişmediği mutlaka noktalar var. Ama benim kastım bu bile değildi, daha kastımı anlayamamışsın, çünkü okumamışsın. Bizim toplumun tipik hareketidir, şaşırmadım.

    Şu forumda en nefret ettiğim tabirdir "şuradan sonrasını okumadım", en azından bu ergen, yozlaşmış forum cümlesini kurmasaydın keşke.Niye okumuyorsun, neden senin görüşüne aykırı görüşlere karşı bu kadar tahammülsüzsün? Oku, sonrasında mantıksız de, şurası şöyle de, ama oku.

    Senin pratikten kastın derste gördüğünüz pratiklerdi muhtemelen. Ancak o pratikler kadar net olmuyor yargılamalar. Neyse son hareketinle tartışılmayacak bir insan olduğunu gösterdin.

    Kastımı ben özetleyeyim de anlarsın belki, kitap üzerinde bilinçli taksir ile olası kast karıştırılabiliyor seninde yaptığın gibi. Pratikte gerek yargıtay, gerek yerel mahkemenin ayrımı çok daha net. Keşke okusaydın yazdıklarımı, okumadan hala bana saldırman yazık olmuş. Teorinin uygulamasını bilmen gerek dedim. Ama sen bana saldırmak için konuyu yine absürt yerlere çekerek yine benim bir şeylere hakim olmadığımı, bir şeylerden koptuğumu, temelsiz bilgilere dayandığımı iddia ettin, şaşırtmadın yani, yeniden. Sana tavsiyem saygıyla tartışmayı öğren, bunun ötesi yok, karşındakine saldırmadan tartışmayı öğren. Toplumumuzun bu halde olmasının en büyük sebebi, birbirimizi dinlemememiz.

    Benim haklılığımı senin kabul etmene gerek yok, zira bu benim haklılığım değil. Yargıtay'ın görüşü, ama sen, bu kibirle onuda kabul etmezsin. Senin böyle bir davada müvekkilinin kastını(doğrudan kastını) "olası kast" seviyesine getirmek için savunma yapacağın günü bekliyorum.Duruşma salonu boş ise yap ama, meslektaşların olmasın.:)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zerathull -- 28 Ocak 2017; 17:56:35 >




  • Hocam okuyan olmaz muhtemelen ama, olursa "trafik kazası" veya taksirli herhangi bir yaralamada ne olacağı konusunda bilgi sahibi olur, emek var burada:)
  • Valla ben kendi payıma bir sürü değerli bilgi aldım...İnşallah kullanmak zorunda kalmam...
  • Mısırımı aldım izliyorum.
  • hukukla bağlantım olmasa da güzel bilgiler paylaşılmış. kazaya karışan arkadaşa geçmiş olsun. bahsettiği gibi karşı taraf işi para koparmaya getiriyor olabilir.
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.