Şimdi Ara

++ tahlil

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
397
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Ahmet Altan: Ezan

    Arada bir öğlenleri Kadıköy'deki Osmanağa Camii'nin yanına gidiyorum.

    Oradaki müezzinin sesini seviyorum.

    Ezanı kendine has bir tarzda, araları biraz uzatarak ve çok güzel okuyor.

    Cumaları söyleyişi sanki daha da tatlılaşıyor.

    Güzel söylenen ezanı seviyorum.

    Benim her öğlen gidip ezan dinlememin bir hediyesi gibi biraz önce gelen bir paketten Ahmet Özhan'ın söylediği ilahilerin başında ezan çıktı.

    Şimdi onu dinliyorum.

    Bir ney taksiminin ardından ezan başlıyor.

    Çocukluğumu hatırlatıyor biraz bana.

    Akşam ezanından sonra boşalan kömür kokulu sokaklarda, iyice gölgelenen alacakaranlık kaldırımlarda ağır ağır yürüyerek eve giderdim.

    Hep benimle kalacak bir yalnızlığın kokularını, seslerini ve kurşuni rengini içime sindirirdim.

    O seslerin içinde ezan da vardı.

    Hep de orada kaldı sanırım.

    Din, benim gibi mahcup bir sevgiyle uzaktan bakanlara bile huzur verici, insana hem yalnızlığını hem sonsuzluğunu anlatan bir tesirle dokunuyor yaklaştığınızda.

    Çok sık olmasa da bazen geceleyin camiye giderim.

    Işıklarının çoğu sönmüş, kandil misali birkaç lambayla aydınlanmış o büyük kubbenin altında yalnız başıma otururum.

    Öyle otururum.

    Her şey sonsuzluğun kuvvetli ışığı altında solgunlaşana kadar halıların üstünde bağdaş kurup beklerim.

    Ve, o sonsuzluğu bir yalnızlık içinde hissetmekten hoşlanırım.

    Tanrı, evinin kapılarını bazen açar, bazen açmaz bana.

    O saatte camiye giremeyeceğimi bana bir hoca efendi ya da bir bekçi söylese de, ben onu tanrının söylediğini düşünürüm.

    Kapılar açılmadıysa, "bir kırgınlık var" diye geçiririm içimden.

    "Onu kıracak bir şey yaptım, onun için açmıyor kapısını."

    Hiç zorlamam.

    "Peki" der ayrılırım.

    Bilirim ki o kapılar yeniden açılacaktır.

    Bir gece gittiğimde beni buyur edecektir.

    Şefkatli bir ses "hadi açayım kapıları" diyecektir.

    Bundan hiç kuşkulanmam.

    Kendimden kuşkulanırım.

    Bir dindar gibi gitmem oraya, ibadete, dua etmeye gitmem.

    "Sana inanıyorum" demeye de gitmem.

    Bir şey istemeye de gitmem.

    O'ndan korkmam, ölümden korkmam, korktuğumdan gitmem oraya.

    Hiçbir nedeni yoktur gitmemin.

    Giderim sadece.

    Kokusunu, ışığını, huzurunu, sonsuzluğunu sevdiğim için giderim.

    Söylenmeyen bir ezan duyarım o sessizliğin içinde.

    Kömür kokulu sokaklarda dolaşan bir hayali görürüm.

    Hayatla ölüm iki küçük çocuk gibi oturur karşıma.

    Ben onların başını okşarım.

    O benim başımı okşar, öyle hissederim.

    Öyle otururum.

    Bir şey söylemem O'na.

    Ne söyleyeyim?

    Kim olduğumu biliyor, günahlarımı biliyor, her şeyi biliyor.

    "Sen inançsız birisin, niye geldin evime" demiyor.

    O demez.

    Bazen kapılarını açıyor.

    Bazen onu kıracak bir şey yaptıysam eğer kapılarını açmıyor bana.

    Sessizce uzaklaşıyorum.

    "Bir dahaki sefere" diyorum, "açacak kapılarını".

    Açmasa da açana kadar gideceğim.

    İnançsız biri için tuhaf inançlarım var benim, en açılmayacak gibi görünen kapıların bile çok istersen, samimiyetle istersen, dürüstlükle istersen açılacağına inanırım.

    Ve, ne dindarlara yapılan zulmü anlarım, ne de dindarların yaptığı zulmü.

    Dinin yanında, çevresinde, içinde bir zulüm olmasın isterim.

    İnan ya da inanma ama dine dokun.

    Korkulacak bir şey yok.

    Türbanlı çocukta da, oruç yiyende de korkulacak bir yan yok.

    Korku dinden uzak bence.

    Geceleri camiye gittiğimde, o loş ışıkta, sonsuz bir aydınlığın bütün hayatı solgunlaştırdığını gördüğümde korkmam ben.

    Kimse korkmaz.

    Hayat ve ölüm iki küçük çocuk gibi oturur yanıma.

    Onlara gülümserim.

    Belli belirsiz bir hüzün, neye olduğunu bilmediğim bir özlem, derin bir şefkat hissederim.

    Bir şey söylemem.

    Bir şey istemem.

    "İnançsız" olduğumu içimden bile geçirmem, yapmam böyle bir kabalık, O da hatırlatmaz zaten.

    Öyle otururum.

    Bir konuğum ben orada.

    Bazen kapısını açar, bazen açmaz.

    Yakında gene gideceğim.

    Bakalım açacak mı kapılarını.

    Yoksa bir "kırgınlık" mı var aramızda...

    (TARAF- 23.9.2008)







  • bana enteresan gelen bir yazıyı paylaşmak istedim.

    yazı üzerine düşünceler ve yazarın ruh hali hakkındaki yorumlarınızı merak ediyorum ...

    bu arada yazarın bir tespiti var ki ben de onu yeni farkettim. bazan bana da olur, iyi bir işe niyetlensem de bir şekilde başaramam o işi. engeller maniler çıkar önüme. sonra kendimi yoklarım ve kendimde o işi yapacak liyakati göremem. tıpkı altana kapıların sürmeli olduğu söylenmesi gibi ...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact
    bazan bana da olur, iyi bir işe niyetlensem de bir şekilde başaramam o işi. engeller maniler çıkar önüme. sonra kendimi yoklarım ve kendimde o işi yapacak liyakati göremem. tıpkı altana kapıların sürmeli olduğu söylenmesi gibi ...


    bazen bende başlar ,beceremez boyumun ölçüsünü alıp bırakırım.
  • İlginç...Bir iki yerde kendisinden inançsız bir insan olarak bahsetmiş ama aslında mangal gibi imanı var,yalnızca o bunun farkında değil..İnşallah bir gün farkına vardırırlar.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: farukaan

    İlginç...Bir iki yerde kendisinden inançsız bir insan olarak bahsetmiş ama aslında mangal gibi imanı var,yalnızca o bunun farkında değil..İnşallah bir gün farkına vardırırlar.


    senin mangal gibi iman dediğin onun inanmasa da inanca duyduğu saygı...

    yazı çok güzelmiş. paylaşım için teşekkürler...
  • İşte Mümin olamıyan Müslümanlar ve işte Mümin olan gayr-ı müslimler...
  • her kalpte bir pusula vardır ... her zaman tek istikamet gösterir ...
  • Tanrının evi bütün evrendir.
    Eğer kişiye kapıyı kapatacak olsaydı, bu evrende kişinin işi biterdi.
    Yazıda bir ayrıntı var; "İnan ya da inanma ama dine dokun.
    Korkulacak bir şey yok.
    Türbanlı çocukta da, oruç yiyende de korkulacak bir yan yok."


    Yazar çaktırmadan dini türbana indirgiyor!
    'türbanlı dindar, türbansız dinsiz' demek istiyor.

    Akıllı! yazar çok güzel ve masum görünen yazıya truva atı yerleştirmiş:)
  • quote:

    Orjinalden alıntı: metalok

    Tanrının evi bütün evrendir.
    Eğer kişiye kapıyı kapatacak olsaydı, bu evrende kişinin işi biterdi.
    Yazıda bir ayrıntı var; "İnan ya da inanma ama dine dokun.
    Korkulacak bir şey yok.
    Türbanlı çocukta da, oruç yiyende de korkulacak bir yan yok."


    Yazar çaktırmadan dini türbana indirgiyor!
    'türbanlı dindar, türbansız dinsiz' demek istiyor.

    Akıllı! yazar çok güzel ve masum görünen yazıya truva atı yerleştirmiş:)


    bu fikrinize katılmıyorum. gündemdeki tartışma konularına atıfta bulunuyor yazar. biri diğerini oruç yiyen, diğeri de birini türban takan olarak gördüğü için ... aslında düşünsel bazda radikal farklılıkların bulunmadığını vurgulamak istiyor ...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    her kalpte bir pusula vardır ... her zaman tek istikamet gösterir ...


    Bu zamana kadar bekledim. Ne zaman bir genelleme yapıp konyu "tüm ateistler böyle" demeye getirecek diye. Sonunda beklediğim çıktı.

    Dünyada çok çeşitli insanlar vardır. Ateist var, teist var deist var budist var...Her bir inanç gurubundaki kişilerin de birbirlerinden birbirinden farkları var. Ahmet Altan böyle düşünüyormuş. Başkalarını bağlamaz. Ahmet altan deist olabilir, hatta müslüman olabilir. İçinde inanç kırıntıları da olabilir. O da hiç kimseyi bağlamaz. Örneğin ben kendimi bilirim. Ben diyaletik materyalistim. Ahmet Altan'ın düşündükleri aklımın ucundan bile geçmez. Caminin kapılarını Tanrı açıyormuş. Tanrı öyle söyletiyormuş. Bir materyalistin aklından geçmeyecek fikirler bunlar. Bunları söyleyen kişi "ben inançsızım" diyorsa gülerim. Kalplerde pusula varmış, tek istikameti gösterirmiş. Siz böyle kendinizi avutuyorsunz. Bütün insanların sizin gibi olması gerektiği aklınıza öyle yerleşmiş ki başka türlü insanlar olabileceğini kabullenemiyorsunuz.

    Ayrıca dini konu açmak yasak olduğu için ve üst konu da kilitli olduğu için konuyu şikayet ettim. Bilginize.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika
    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact
    her kalpte bir pusula vardır ... her zaman tek istikamet gösterir ...

    Bu zamana kadar bekledim. Ne zaman bir genelleme yapıp konyu "tüm ateistler böyle" demeye getirecek diye. Sonunda beklediğim çıktı.
    Dünyada çok çeşitli insanlar vardır. Ateist var, teist var deist var budist var...Her bir inanç gurubundaki kişilerin de birbirlerinden birbirinden farkları var. Ahmet Altan böyle düşünüyormuş. Başkalarını bağlamaz. Ahmet altan deist olabilir, hatta müslüman olabilir. İçinde inanç kırıntıları da olabilir. O da hiç kimseyi bağlamaz. Örneğin ben kendimi bilirim. Ben diyaletik materyalistim. Ahmet Altan'ın düşündükleri aklımın ucundan bile geçmez. Caminin kapılarını Tanrı açıyormuş. Tanrı öyle söyletiyormuş. Bir materyalistin aklından geçmeyecek fikirler bunlar. Bunları söyleyen kişi "ben inançsızım" diyorsa gülerim. Kalplerde pusula varmış, tek istikameti gösterirmiş. Siz böyle kendinizi avutuyorsunz. Bütün insanların sizin gibi olması gerektiği aklınıza öyle yerleşmiş ki başka türlü insanlar olabileceğini kabullenemiyorsunuz.
    Ayrıca dini konu açmak yasak olduğu için ve üst konu da kilitli olduğu için konuyu şikayet ettim. Bilginize.


    Konunun,senin kendine has inançlarınla hiçbir ilgisi yok..

    Hiçbir zaman değişmeyeceksin,değişemeyeceksin,değişemezsin!!





  • kommodor
    Şimdi seni tuttum işte gerçekten.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    kommodor
    Şimdi seni tuttum işte gerçekten.

  • Evet @el-Cezerî ne kadar yerinde bir hatırlatma.

    Kalpler ancak Allah'ı zikretmekle mutmain olurlar...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika


    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    her kalpte bir pusula vardır ... her zaman tek istikamet gösterir ...


    Bu zamana kadar bekledim. Ne zaman bir genelleme yapıp konyu "tüm ateistler böyle" demeye getirecek diye. Sonunda beklediğim çıktı.

    Dünyada çok çeşitli insanlar vardır. Ateist var, teist var deist var budist var...Her bir inanç gurubundaki kişilerin de birbirlerinden birbirinden farkları var. Ahmet Altan böyle düşünüyormuş. Başkalarını bağlamaz. Ahmet altan deist olabilir, hatta müslüman olabilir. İçinde inanç kırıntıları da olabilir. O da hiç kimseyi bağlamaz. Örneğin ben kendimi bilirim. Ben diyaletik materyalistim. Ahmet Altan'ın düşündükleri aklımın ucundan bile geçmez. Caminin kapılarını Tanrı açıyormuş. Tanrı öyle söyletiyormuş. Bir materyalistin aklından geçmeyecek fikirler bunlar. Bunları söyleyen kişi "ben inançsızım" diyorsa gülerim. Kalplerde pusula varmış, tek istikameti gösterirmiş. Siz böyle kendinizi avutuyorsunz. Bütün insanların sizin gibi olması gerektiği aklınıza öyle yerleşmiş ki başka türlü insanlar olabileceğini kabullenemiyorsunuz.

    Ayrıca dini konu açmak yasak olduğu için ve üst konu da kilitli olduğu için konuyu şikayet ettim. Bilginize.


    ben de o mesajı attıktan sonra tartışma çıkarabilir diye düşündüm, hatta o mesajı silecektim. ama yanılmadığımı gösterdiniz. o benim şahsi düşüncem. benim öyle düşünmemde bir sakınca olmadığı gibi düşüncemi de açıklamada bir sakınca olmasa gerek. siz de öyle birşeyin olmadığını düşünüyorsunuz ki böyle düşünemde de bir sakınca yok.

    dolayısı ile ortada bir problem yok. varmış gibi göstermenin de anlamı yok.

    her türlü insan vardır, elinde silahla 10 kişiyi vuran da var, intihar eden de var, benimle 180 derece zıt fikirli olan da. benim kabulenip kabullenmemem neyi değiştirecek ki. hem ben neden kabullenmeyeyim onu da anlamış değilim ... insan inanmıyorsa inanmıyordur, kendi bileceği iş. sonuna kadar da saygı gösteririm düşüncesine.

    tüm bunlar yukarıda ki ifademdeki düşüncelerime zıt değildir. yukarıdaki ifadeler de kendimin düşünerek ürettiği düşünceler değildir. muhtelif kaynaklarda benzer düşünceler vardır.

    sadede gelecek olursak;

    isteyen istediği gibi düşünsün, saygıda kusur etmemeye çalışırım.

    konuyu niye aççtığıma gelince;

    yazar hem inançsız olduğunu ifade ediyor hem de "Tanrı" ile diyalog halinde. bana enteresan geldi paylaştım ... var mı bir mahzuru ?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika


    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    her kalpte bir pusula vardır ... her zaman tek istikamet gösterir ...


    Bu zamana kadar bekledim. Ne zaman bir genelleme yapıp konyu "tüm ateistler böyle" demeye getirecek diye. Sonunda beklediğim çıktı.

    Dünyada çok çeşitli insanlar vardır. Ateist var, teist var deist var budist var...Her bir inanç gurubundaki kişilerin de birbirlerinden birbirinden farkları var. Ahmet Altan böyle düşünüyormuş. Başkalarını bağlamaz. Ahmet altan deist olabilir, hatta müslüman olabilir. İçinde inanç kırıntıları da olabilir. O da hiç kimseyi bağlamaz. Örneğin ben kendimi bilirim. Ben diyaletik materyalistim. Ahmet Altan'ın düşündükleri aklımın ucundan bile geçmez. Caminin kapılarını Tanrı açıyormuş. Tanrı öyle söyletiyormuş. Bir materyalistin aklından geçmeyecek fikirler bunlar. Bunları söyleyen kişi "ben inançsızım" diyorsa gülerim. Kalplerde pusula varmış, tek istikameti gösterirmiş. Siz böyle kendinizi avutuyorsunz. Bütün insanların sizin gibi olması gerektiği aklınıza öyle yerleşmiş ki başka türlü insanlar olabileceğini kabullenemiyorsunuz.

    Ayrıca dini konu açmak yasak olduğu için ve üst konu da kilitli olduğu için konuyu şikayet ettim. Bilginize.

    sizin inancınıza göre nasıl tanrı kavramı insan aklı tarafından üretilmişse bizimde inancımıza göre yaratılan her canlı allahı zikreder.bize empatiden bahsetmek yerine siz empati yapsanız çok güzel olur.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.