Her halinle her halimin gözünden düştün Zaten hiç benim olmadın hatta ödünçtün
Benle seviştin onun yanında uyandın Gerçekler farklıydı sen hep ona inandın Ben çoktan uyandım aşkım sana günaydın
Ayrılığın düğünü bu gece Hem gidiyor hem ağlıyorum Ahh yine de toz kondurmam sana Olanları kadere bağlıyorum
Sana bu mektubu uzaklardan yazıyorum Adresini çoktan unuttum Bir şiirin şişesine kalbimi koyup Sulara bırakıyorum... Ah benim eski türküm Ah benim hazin öyküm Yanılışım, yenilişim Ne yaptıysam seni mutlu edemedim Oysa, bir kemanım vardı bir de sen Acımadın, ezdin beni, üzdün Hiç anlamadın Yavrusuna yanan bir anne gibi İçime gömdüm depremlerimi Ceketimi alıp gittiim Derin derin iç çekişim, bu yüzden İnadına suskundum oysa İnadına vurgun Geç uslandım Sen görmedin amaa Altı mosmor gözlerimde ıslandım..
En çok en çok istavriti severdin Sıkıp limonu maydanoza, Şaraba vururdun hani Eski bir kasette bizim şarkımız Alıp götürürdü seni Salaş meyhanelerde Ve kumsaldaki ayak izlerinde Kırılan hayallerim ümitlerim Ve seni bekleyişlerim Her yağmur akşamında
Daha bir mutluyduk o günler Herşeye rağmen özgürdük Kitap alacak paramız olmasa da Ucuz tütün içsek de Pahalıydı düşlerimiz Ne kadar çok isterdim şimdi Bu şarkımı duymanı Kanayan bir gül misali Saçlarına taktığım Suskun çığlıklarıyla inleyen şu kemanı Ki, her notası ödeşmenin Ve hayatla yüzleşmenin katranı
Hatırlar mısın Parasız kalmıştık da bir gün Kardeşinin kumbarasını boşaltıp Konsere gitmiştik İmzasını almıştık sevdiğimiz şarkıcının Birlikte fotoğraf çektirmiştik Bir şişe gazozu Ve kaşarlı tostu bölüşmüştük Hey gidi hey.. Az mı şiir yazdık ders kitaplarına Otobüse biletsiz mi binmedik Komaya mı girmedik Her beşiktaş maçında.. Şimdi bir hastane akşamının yorgun penceresinde Maziye dalıp dalıp gitmelerimsin artık Ne kemanım var yanımda Ne de sen varsın
Mevsimlerden hüzün Aylardan pişmanlık ve karanlık Sen ki bu mektubu saklayacaksın Öpüp öpüp koklayacaksın belki Ve artık gelmeyeceğimi bile bile Bekleyeceksin...
Ah benim eski türküm Ah benim hazin öyküm Yanlışım, yanılışım Seni hiç üzer miyim Ben bu mektubu defalarca yazmış, Defalarca yakmışım!
Bir masaldı aşkımız sisler bulutlar ardında Bir akşam bitiverdi her şey yokoldu bir anda Beyhude geçti yıllar silindi hatıralar Geride bir avuç yalan Hüzün dolu geceler buğulu pencereler İşte hepsi bu senden kalan
Nasıl içim yanıyor öylesine sevdim seni Hep saklamak istedim altın kafeslerde seni Beyhude geçti yıllar silindi hatıralar Geride bir avuç yalan Hüzün dolu geceler buğulu pencereler İşte hepsi bu senden kalan
Sanki gizli bir el kopardı seni benden Savurdu bir kar tanesi gibi Boş yere arıyorum sımsıcacık sevgini Bu ıslak boş sokaklarda elinden oyuncağı Alınmış çocuk gibi yalnızım sokaklarda
Bir masaldı aşkımız sisler bulutlar ardında Bir akşam bitiverdi her şey yokoldu bir anda Beyhude geçti yıllar silindi hatıralar Geride bir avuç yalan Hüzün dolu geceler buğulu pencereler İşte hepsi bu senden kalan
ben olmayınca hemen bulmuşsun birini
yol ayrımın da unuttun yeminlerini
sen bitirdin hem kendini hem de beni
şimdi git artık dönme geri
kime gidersen git
beni unut artık
bir gün aşklar biter
hatıralar kalır
kimi seversen sev hep hatırlatır
sanma bir başkası yerimi alır
gelenler gideni elbet aratır......
BU KONUYU BULAMAYANLAR İMZAMA TIKLAYARAK ULAŞABİLİRLER
Aşk yasaklandı artık Halka açık yerlerde El tutmak yol açıyor diye hesapsız susmalara Kaldırdık tüm tutuşmaları Yasak kelime oyunu yapmak Yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak Artık yağmur sonraları toprak kokmak yok Tomurcuklanmak günah ve bir insan gözü yüzünden yüz gün ardarda uyumamak Kimse ölmesin diye kimsenin aklında Her sevdalı verdiği sözü geri alacak Güneşi ayı hatta hiçbir tabiat olayı şahit gösterilmeyecek hiçbir sevdaya Ne deniyorsa onu atacak kalp Ve süresi yirmidört saate çıkarılacak meskun mahallerde ağlamanın
DERİN BİR YALNIZLIK BU
YAŞADIĞIM ŞİMDİLERDE
BİR BAŞIMAYIM KOSKOCA EVRENDE
BİRİ OLSUN İSTİYORUM HEM DOST
HEM SEVGİLİ HEMDE DEVA DERTLERİME
SENDİN DOĞACAK GÜNÜME
GÜNEŞ YERİNE
YALNIZLIGIMI UNUTACAK YANINDA UÇACAKTIM
BELKİ UZAKLARDAN DUYARSIN DİYE SANA BİR ŞARKI BİR ŞİİR
iki bıçak seç kendine Biri yaralamak için Biri öldürmek Pusu kur gözlerinin Karanlık gölgesine Biri sevmek için Biri ihanet İki yürek seç kendine Biri yaşamak için Biri gizlenmek Bir korkak,bir kaçak,bir firar Kaç kişisin sen sevdiğim çocuk İçimdeki bıçak iki kere daha dönüyor Olduğu yerde Kalırsan sel basar yataklarımı Gidersen uçurum çiçekleri açar kalbimde Kimi zamanlar olur sevgilim İki bıçak bile yetmez bir tek ölüme
Zaman değil geçen ömürmüş anlamadık Tükendik bizde yıllar gibi yaralandık Bana bıraktığınyüzümdeki bu çizgiler Alıp götürdüğün ömrümün baharları
Suçumuz neydi bizim feryadım tanrıya Sana son sözüm gülüm elveda
Herşey biter herkez unutulur Ben seni kaç kere sevdiğimi unuttum Haram olsun yıllarım olmuş ziyan Sende unut beni yokyere sevdiğini
Zaman değil geçen ömürmüş anlamadık Tükendik bizde aşklar gibi karalandık Bana bıraktığın yüzümdeki bu çizgiler Alıp götürdüğün ömrümün baharları
Bir sabah boş evinde üşüyerek uyanacaksın Titrek kalbini eski mektuplara saracaksın Ben senle bir günü bir ömre kıyaslarken Sen benden bir haber başka kollarda uyuyormuşsun Olsun avuçlarında ben boynunda benim kokum Ben seni çoktan unuttum.. Sen beni unutamayacaksın....!!!
Görmesem daha iyiydi seni orada o gece Aradan yıllar geçti silinmedin hafızamdan Her gece gibi bir geceydi seni görene kadar Birer birer çıktılar yerlerinden hatıralar.. hatıralar..unutulmaz..
Duygularıma esir oluyorum seni görünce İnsan bin kere mi yanıyor bir kere sevince Ruh bedenden ayrılıyor çekimine girdim Bir kere daha yandım ama canım gördüğüme sevindim
Yalnızlık Bırakmadı Ki
Kalbimi hep açmak isterdim
Bırakmadı ki yalnızlık yanına geleyim
Sen beni yanlız beni sev isterdim
Ne yazık bir daha seni göremedim
Niye gittin,bir başkasının yanındasın
Yüreğimdeki isyanları bir türlü bastıramadım
Yazılırsın aklımın duvarlarına
Tutamadım bir türlü aklımı başımda Benim ilk ve son aşkım olduğunu sakın unutma
bi saattir msj atmak için can çekişiyorum burda
neyse Geride Kalan
o tren gitti ben kaldım bir güz yaprağıydı hüzün döne döne indi önüme
yerde ezik bir karanfil gözlerimde son gülüşün ve belki hâlâ sallanan elin
o tren gitti ıpıssız kaldım yaslandığım ağaç gövdesi nasıl anlasın beni?
gittikçe daha uzaksın ses yok kulak dayadığım raylarda kim duyacak içimde kopan çığlığı kim görecek beni kör karanlığında gecenin?
gökte akan bulut varır mı senin gittiğin topraklara benden sana taşır mı bu yağmuru?
rüzgara bıraktım kendimi sürüklenip gidiyorum bir şiir seni fısıldıyor boşluğa düşüyor adımlarım sigaram söndü ateşim yok meyhaneler çoktan kapanmış kendime çekilsem limanım belirsiz pusulam kayıp
o tren gitti ben kaldım bir güz yaprağıydı hüzün döne döne indi önüme
Gül, Sonbahar, Sonra Bir alev-gül baygın dudaklarında Düş düş... Yalnızlık ormanları kuytu Bütün masallar büyümüş...
Bir damla yaş gibi sıcacık Bakışlarında eylül bahçeleri... Bir gül gibi topluyorum usulca Uykusuz geceleri...
Bir gül yaprağısın uzakta Hayal gibi yok musun, var mısın? Yalnızım, dertliyim, çaresizim Duyar mısın?
Seni sevdiğimi kimseye söylemedim Saatlerce kaldırımlarda tur attığımı Şehrin üzerime çöktüğünü Koca şehrin yorganımda yattığını Seni sevdiğimi kimseye söylemedim Sabahlar bitirmedi gecelerimi Akşamlar getirmedi Doğmayan güneşim sendin Düşmeyen ateşim Şakaklarıma yağarcasına Güvendiğim dağlara kar yağdı
Seni sevdiğimi kimseye söylemedim Kalabalıklara attım kendimi Kim, nereden bilecekmiş ki?!
Seni sevdiğimi kimseye söylemedim Gölgeye sığmadım Gölgem sığmadı Gün gelir söylerim sandım Güneş doğmadı Rüyalarıma girseydin keşke Olmadı işte olmadı
Seni sevdiğimi kimseye söylemedim İçin için ağladığımı görmediler Yalnızlık yorgunuydum Ne elimi tutan oldu Ne halime yanan Görmedim duymadım neler dediler Hiç biri senin yerini tutmadılar Senin gibi sevmediler
Seni sevdiğimi kimseye söylemedim Mevsimlere yıllara inat Üstümden çığ gibi geçti zaman Çiçekler açtı, yapraklar döktü Göçmen kuşlar havalandı yüreğimde Bana mısın demedim
Seni sevdiğimi kimseye söylemedim Dalıp gittim üçsüz bucaksız göklere Sanki ufuktan gelecekmişsin gibi Şişelere mektup koydum Dalgalardan dilek tuttum Bildin, bileceksin gibi
Seni sevdiğimi kimseye söylemedim Var mıydın yok muydun bilmiyorum Bu ne biçim tutku Allah'ım Hani bir yürek yansa bir gemi dolusu yürek Yürek dayanmaz, dayansa Hani sevenleri korur Hani bir liman olurdun
Seni sevdiğimi sana söylemedim Kimselere söylemedim seni sevdiğimi Şehri baştan başa dolaştım Yüreğimi baştan başa Dere tepe düz gittim Kendi kendime ağladım Ağladığımı kimseye söylemedim Kendimden sakladım seni sevdiğimi Rüzgara, buluta söyledim Yokluğunda yandım Sigara gibi Ateş kırkbir Yanık üç Duman oldum Duman oldun Benim oldun Dumanını ciğerime üfledim Seni sevdim işte Daha ne olsun Seni sevdim Seni sevdiğimi kimseye söylemedim
Yalnızlığım benim kimsesizliğim umarsızlığım ıssız kentlerde kederli sürgünlüğüm sabahsızlığım benim korkunç depresyonum kalabalıklar ortasında üryan kalmışlığım horlanmışlığım dışlanmışlığım örselenmişliğim dağ başlarında umarsızca ağlamışlığım yalnızlığım benim tükenmişliğim korkunç celladım her gün yıkılmışlığım yavan gündüzlerim cinnet gecelerim aniden yaşlanmışlığım her gün yeniden yavaş yavaş ölmüşlüğüm tüketen ve kan ağlatan yalnızlığım ürkek celladım dalgınlığım daralmışlığım çıkmaz sokaklarım melankolim devleşen azgınlaşan korkunç yalnızlığım benim kanserim habis urum hüzünlü yalnızlığım korkunç celladım ölümüm benim yalnızlığım.... yalnızlığım benim.
Sanadır yar sanadır yar Bu sitem söz sanadır yar Aklıma gelir birden İçimi kanatır yar
Yaradır yar yaradır yar İçimde derin yaradır yar Artık elin varmaz dilin İçimi derin kanatır yar
Neyleyim sensiz bu canı İçimde feryat figanı Neyleyim sensiz baharı Yok. Yoksun artık
Yaradır yar yaradır yar İçimde derin yaradır yar Artık elin varmaz dilin İçimi derin kanatır yar
Yastayım...
yoksun yine; varlığım sürünüyor... sensizliğim bilinmiyor.... sen gittin gideli ellerim hep titriyor, kalbim bu acıyı saklıyor....
yıllar sonra bile hiç kimseye söyleyemedim; bu sevdayı kalbime gömdüm ve sen öldün! şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyor; yastayım; ama kimse bilmiyor...
seni son gördüğüm yerde yıllar sonra; o gün geldi yine aklıma... bu kez; bir elimde kızım, içimde fırtına; göçüp gittiğin o yolda........
sen varmışsın gibi her gece ışığı kapatmadım.... gel gör ki, ben hala yokluğuna alışamadım... şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyor; yastayım hiç kimse bilmiyor....
bugün doğum günün, yanında değilim... bu yüzden hiç iyi değilim.. yaşlandım artık bıraktığın gibi değilim; üstelik bir kızım var evliyim...
yıllar sonra bile hiç kimseye söyleyemedim; bu sevdayı kalbime gömdüm, ve sen öldün... şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyor; yastayım; ama kimse bilmiyor...
çok zor o kadar yıl sonra itiraf etmek; bu aşkı bertaraf etmek... bu kez sana söyleyecek ne çok şey vardı; isterdim "bak unutmadım" demek...
yıllar sonra bile hiç kimseye söyleyemedim; sen öldün; ben bu sevdayı kalbime gömdüm... şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyor; yastayım; ama kimse bilmiyor...
sen varmışsın gibi her gece ışığı kapatmadım...
hastayım; hiç kimse bilmiyor....
Beni biraz anlasaydın ne olurdu.. Gecelerim gündüzlerim kayboldu.. Oysa düşlerim vardı içimde yarım kaldı.. Benliğimi benden aldı.. Yaşanacak çok şey vardı aşkına esir kaldı.. Artık sana dönemem ki..
Senin o gözlerin var ya, herşeyi bitirdi.. Yazık ettin geçen günleri.. Hani o verdiğin sözler, yalanmıydı birer birer.. Artık seni sevemem ki..
Aslında seni hiç tanımamışım.. Seni kendime hep yakın sanmıştım.. Zamanla alıştım ben yanlızlığa.. Geceleri uykusuz kalmaya..
Senin o gözlerin var ya, herşeyi bitirdi.. Yazık ettin geçen günleri.. Hani o verdiğin sözler, yalanmıydı birer birer.. Artık seni sevemem ki..
Sen dört mevsim vakti yaşadığım.. (?) Sen koca bir of çekip hasretle yandığım.. Sokakta gezip haykırdığım biricik sevgilim.. Boşa mı geçirdik bir ömrü İstanbul kıyılarında.. Sen gittin ben gidemedim.. Sen unuttun ben unutamadım.. Ben unutamadım..
Senin o gözlerin var ya, herşeyi bitirdi.. Yazık ettin geçen günleri.. Hani o verdiğin sözler, yalanmıydı birer birer.. Artık seni sevemem ki..