Şimdi Ara

Su Arıtma Sistemleri Hakkında Bilmedikleriniz. (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
159
Cevap
12
Favori
164.962
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • arkadaşlar çok uzun olmadı filtereleri değiştireli bir kaç gündür suda sanki hafif yosun tadı ve kokusu var dediğim gibi hafif hissediliyor neden olabilir?
  • Nestle su dağıtıcısıydı dayım. Şişelerde n birinde tüm sinek mi böcek mi ne gormus. O ikinci önerdiğin marka tadı o kadar iyi olmasa da daha hijyenik. Maalesef cok lezzetli nestle hayat vs

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • OZGURCEL77 O kullanıcısına yanıt
    alkali filtreyi bu cihazın neresine takıyoruz ki? filrelerden birini çıkarıp öyle mi takılacak?
    bundan belki 10 yıl önce aldığım ihlasın arıtma cihazını kullanıyorum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dgo_cr7 -- 20 Eylül 2016; 10:35:14 >
  • Kendi evimde su arıtma cihazı 6yildir kullanıyorum ve çok memnunum. Şu anda da Ankara da ihlas aura su arıtma cihazı pazarlama işini yapıyorum. İlgilenen arkadaşlara yardımcı olabilirim. Tel:0506 237 0412

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Turkiye de urunu nsf 58 belgesi sahip (urunun her hangi parcasi degil tamami oldugu icin 58) tek firmada calisiyorum bu konuda mesaj yoluyla ulasabilirsiniz. Marka belirtmeyeyim reklam olmasinn

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şimdi öncelikle ben bütün yazılanların çoğunu okudum ve zaten internette de önceden araştırma yapmış biri olarak bir özet geçip konuyu toparlayayım istedim.

    Öncelikle Neden damacana veya çeşme suyu değil:

    - Plastik ürünlerdeki kanserojen maddeler.

    - Plastik ürünlerin tırlarda ve dağıtım merkezlerinde güneş altında beklemesi

    - Şebeke suyunun belki ilk çıkışı mükemmel olabilir; ama şehir altyapısı apartman ve ev borularının düzgünlüğü de önemli bir etken. Hele ki eski metal boruları değişmemış bir ev ise paslı bir şebeke suyu elde edersiniz. Bizim evinkini değiştirdiğimiz zaman borunun %80-90'ı kapanmış içinden baktığınız zaman dürbün gibi gözükmeyecek haldeydi.

    - Ayrıca bir arkadaş sudaki Radon gazından bahsetmiş, ama bence evlerdeki yapı malzemelerinden kaynaklı aldığımız Radon daha fazladır.

    - Ayrıca Damacanaların temizliği ve geri dönüşümü de ayrı bir muamma. Onlara türlü eşşeklikler yapanlardan tutun da turşu kuranlara, içine Tang karıştıranlara, afet/sel dönemlerinde su boşaltmak için kullanmalar vs. İçine sadece basınçlı su fışkırtmak ne kadar yeterse, hadi diyelim kimyasal ürün de kullanıyorlar. Sanki onu arıtmak için yeteri kadar su kullanırlar da...

    - Zaten bence bazı bakterilerden /mikroplardan kurtulmak için ve muhtemelen su kaynakları eskisi gibi olmadığından büyük firmalar da elbet bir filtrasyon uyguluyorlardır.

    Şimdi arıtmaların artı ve eksilerine ve ters ozmos'a gelirsek:

    +/- Ters ozmos işlemi nedir, normalde yoğunluğu çok olan su(mineral, tuz vs. içeren) yoğunluğu az olan su tarafından su çeker. Bu çekme işlemi ozmos'dur, işte bunun tersine ters ozmos deniyor. Yani, sudaki mineral, tuzlar vs. ayıklanıyor. Bunu da filtrelerdeki minik gözenekler elek görevi görüyor; ama elbet o boşluklar gözle görülemeyecek kadar küçük boyutlarda aynen çeşme suyuyla arıtma arasındaki farkı görememek gibi(hem iyi arıtma yaptığından hem de mineralleri de arıttığından +/- verdim).

    + Öncelikle hem ağır metallerden hem de mikroplardan %99-90 oranında arıtılmış bir su elde ediyorsunuz ve sistemden geçen suyun sadece 1/3'ü kanalizasyona gidiyor(sonuçta pisliklerin bir yere gitmesi gerek).

    + Ayrıca %100 saf su elde etmiyorsunuz, ama yine içinize sinmezse satan firmalar ek seçenek olarak mineral, alkali(PH filtre), Detox(yani suyun moleküler yapısını küçülterek hücre emilimini hızlandırma yaparak) ve UV-Işınlı anti-mikrop filtre sunuyorlar. Tabii eğer şebekedeki suyun klorlu olup da mikrop içermiyor diye düşünebilirsiniz de, ama apartmanın deposu varsa bir daha düşünün derim.

    + Vücudumuzun alkali suya neden ihtiyacı var derseniz, hep yediğimiz yiyeceklerden ister istemez asidik değerler alıyoruz ve vücudumuz bu açığı kapatmaya çalışıyor. Özellikle Fast Food tüketim bunu daha da arttırıyor. İşte bu yüzden yemekten 30dk önce(gastrit, dumping sendromu, mide ekşimesi, ülser, kolit hazımsızlık veya gaz sorunu olanların sindirim sistemini sürece hazırladığı için önem kazanır) ve/veya yemekten 2 saat sonra içilecek alkali su yada olmadı bir mineralli su sağlığınıza yararlı olacaktır. Midemiz yemek sırasında asidik durumdadır çünkü mide asidi ancak yemek mideye ulaştığında salgılanır, o yüzden yemek sırasında su içmek mantıklı değildir ve de sindirim sürecini geciktirir ve midede şişkinlik yapar; ama yaklaşık 2 saat sonra alkali su içmek besinlerin yıkımıyla oluşan dehidrasyona da iyi gelecektir. Ayrıca yemek üstüne içilen türklerin "yok mu ikram çayınız" hem sindirime zararı olurken bir de demir emilimini de azaltmaktadır.
    Şunu da eklemek isterim ki başka bir yerde okuduğum yoruma göre havadaki CO2 suda çözünerek onu asidik yapmaya başlıyormuş(aynı yağmur suları gibi AKA asit yağmuru XD). Bunu önlemek için işin içine mineraller(yani yoğunluğu arttırmak ve alkali yapmak), kapaklı cam sürahiler (havayla temasını önlemek) ve suyun soğukluğu önemli faktörler arasında. Chemistry major here! Diye başlayan yorumdan alıntı.

    + Ewt çoğu arıtma sistemi plastik ambalaj kullanıyor, şimdi diyeceksiniz ki damacanadan ne farkı var? Öncelikle bu size özel, gidipte başkalarının kullandığını temizleyip size satmıyorlar, ve ayrıca plastik yapıları da farklıdır aynı PET-1-2-3-4-5... gibi ki 5 numara(gıda temasına uygun) genelde hep yoğurtlara kullanılırken su için PET 1, ve damacanalarda PP 7(diğer plastikler) kullanılıyor.

    - Eğer SİZİN tarafınınızdan gerekli bakımlar yapılmazsa o alet içinde bakteri de oluşur suyunuzun temizliği de elbet bir miktar azalır. Sonuçta illaki 6-12 ayda bir filtre değiştirmelisiniz dediler diye herkes için aynı süre geçerli midir? 6 kişilik bir aile ile 3 kişilik aynı suyu tüketebilir mi? Ayrıca bir de şebeke suyunun kirlilik oranı her yer için de aynı değildir. Bunun için internetten 15-20 TL'ye TDS ölçüm cihazı almanızı tavsiye ederim. Bu suda çözünmüş katı maddelerin miktarını saptamanıza yardımcı olur(Aşağıda daha detaylı açıklayacağım).

    - Kimi sistemler cidden maliyetli kimileriyse ucuz, 300 TL'ye de var 1000-2000 TL'ye de var. Hangisine güveneceksiniz ben şu dersem arkamdan saydırmayacağınızın garantisini veremem. Bunu siz iyice araştırıp, kullanıcı yorumlarına bakıp ve şikayet var'dan da karşılaştırarak yapabilirsiniz(Gerçi şikayet var'da en iyi markaların bile elbet 2-3 tane şikayeti vardır.)

    TDS, PPM ve Elektroliz Dolandırıcılığının Gerçek Yüzü:
    Şimdi diyeceksiniz ki demin sen TDS ile ölçüm yapabilirsiniz de burada dolandırıcılık diyorsun?

    - TDS: Toplam Çözünmüş Katılar(Total Dissolved Solids) adı altında ölçüm yapan bir cihazdır ve PPM yani Milyonda Bir Konsantrasyon (Past Part Million) birimi üzerinden ölçüm yapar. Bu ne demek sudaki çözünmüş mineral, ağır metal vs. katıların toplam rakamını ölçer ve ne kadarı zararlıdır ne kadarı değildir ölçemez. Ayrıca mikropları ve organik maddelerin ne kadarını saptayabilir orası ayrı bir muamma. Yani sonuç olarak TDS oranı yüksek diye illaki o su içilmez diye bir şey yokken TDS 0 çıkan bir suda mineral bile olmadığı söylenebilir(bkz: Zero water).

    - Peki bizim arıtmanın kalitesini ölçmede nasıl kullanabilirim derseniz, öncelikle ilk suyunuzda aldığınız TDS aleti ile bir ölçüm yapın. Sonraki ölçümlerde bu alette çıkan sayıyı referans alabilirsiniz. Alıntı"Çeşme suyundan numune alınarak TDS miktarı saptanır, cihazın çeşmesinden alınan su ile de ikinci TDS değeri tesbit edilir. Çeşme suyu TDS değerinden cihaz çeşmesindeki TDS değerini çıkarıp çeşme suyundaki TDS değerine böldüğümüz vakit cihazın verimini bulmuş oluruz. Bu verim ilk başlarda %90-99 oranlarında iken zamanla düşmeye başlayacaktır. Suyunuzda ağır metaller, toksik meteryaller gibi kirletici maddeler yoksa membran değişimini %50 verim kaybı gerçekleşene kadar bekletebilirsiniz."

    - Elektroliz ilizyonuyla kandırmaya çalışanlar sudaki iletkenlik sayesinde bunu yapabiliyorlar, çünkü arıtmadan elde ettikleri saf suya YAKIN bir su olduğu için iletken olmayan bir suyla ilizyon yapıp öteki sudaki bütün iyi ve kötü maddeleri yakarak suyun kahverengimsi bir hal almasını sağlıyorlar. Peki sonradan takılan mineral filtreleriyle elde edilmiş sularda da sıkıysa yapsınlar?

    Sonuç olarak hem fiyat hem de bütçe açısından yüksekten alçağa bir sıralama yaparsam:

    1- AMWAY Arıtmanın mantıklı gelen tarafı sadece karbon filtreyle sudaki minerallere dokunmadan arıtma yapması ve UV ışınlarıyla anti-mikrop özelliği ile filtre değişim zamanı ile uyarması ve de direkt suyu depoda bekletmeden vermesi de birinci sıraya koydum. Tabiki pahallı olması da birinci sırayı hakketmesinin başlıca sebebi XD.

    2- 5(filtre) + 1~3 (mineral, PH, detox filtreler) içeren bir ters ozmos sistemi 400-1200 TL civarı bir maliyeti olacağını varsayıyorum, tercih ettiğiniz markaya göre değişebilir.

    3- 5(Filtre) içeren ters ozmos sistemi. Mineral içeriği az olabilir, ama günde 1-2 maden suyu(normalde 600-1000 ml filan tavsiye edilebiliyor bu da en az 2-3 şişe eder) ve öğünlerden karşılarım diyorsanız tercih edebilirsiniz.

    4- Ben bu filtre takibiyle vs. ile uğraşamam diyorsanız, cam damacana ile satan firmaları tercih edebilirsiniz şimdi 15-19 Lt içeren damacanalar da çıktı. Ayrıca hiç olmadı normal pet damacanayla iyi markalardan alacağım derseniz BURADAN firmaların güncel su incelemelerine de bakabilirsiniz.

    5- Şebeke suyu, ama bence öncelikle onu gözden çıkaracağınız bir tencerede kaynatmak lazım. Hem kireçlerin çoğunun dibe çökmesini sağlarız hem de sudaki klor uçar ve birazda dezenfekte etmiş oluruz. Sonra o suyu cam bir sürahiye boşaltabilirsiniz. Tencere elbet bir süre sonra tanınmayacak hale gelecektir, ya temizlik malzemeleriyle başka bir şekilde kirleteceksiniz ya sürterek çıkartmaya çalışacaksınız yada yenisine bakacaksınız...





    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sykoman -- 2 Nisan 2017; 3:58:20 >




  • Florür tamamen sağlığa zararlıdır

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Akşam evimize bir firmanın su arıtma cihazını pazarlayan bir kadın geldi. Firma ismini vermiyorum, çünkü anlatacaklarım tüm firmaları ilgilendiren bir nevi dolandırıcılık yöntemi.

    Önce yakın, içten ve samimi görünmek adına biraz sohbet edildi, “Hangi köydensin?” sorusu en önemli olanı. Oradan tutturup gidiyor.

    Sonra cihazın özelliklerinden, çeşme suyu veya hazır suyun zararlarından konuşuldu. Biz “Paramız yok, borcumuz çok!” desek bile, pazarlamacı, “Bir telefon alıyoruz, en az bin-bin beş yüz liraya, sağlımız için neden vermeyelim?” diyerek baskı uyguluyor. Daha sonra taksitlerde ödeme kolaylığı yapmaya çalışıyor.

    Pazarlamacının en önemli özelliği çok konuşması. Çene neredeyse hiç kapanmıyor, bu kadar çok konuşunca, müşteri düşünecek zaman bulamıyor. İlk başta, “Biz düşünelim, iki-üç gün sonra haber verelim.” diyoruz. Ancak, “Bu gün kampanyanın son günü ve cihaz bin lira ise, ertesi gün bin beş yüz lira olacak!” diyerek baskı oluşturmaya devam ediyor.

    Daha sonra su test aşamasına geçiliyor. Bir çay bardağına çeşme suyu, bir çay bardağına yanında getirdiği arıtılmış suyu dolduruyor. Su içerisindeki mineralleri ölçen cihaz ile arıtılmış suyu ölçüyor. 18 sonucu çıkıyor ve tabloya bakarak suyun rahatlıkla içilebilir olduğunu söylüyor. Aynı işlemi çeşme suyuna da yapıyor ve 218 sonucu çıkıyor ki, tabloda “Bu su içilemez!” sonucu çıkıyor. Hâlbuki yıllardır o suyu içiyoruz! Son olarak (Bu da pazarlamacının şanssızlığı) Afyon Gazlıgöle tatile gidip, dönüşte yanımızda getirmiş olduğumuz termal suyu da ölçtürmek istiyoruz. Sonuç 618! Yani ona göre termal su zehirli, içildiği an öldürür. Hâlbuki 4 yıldır kaplıcaya tatile gidiyoruz, yılda 10 gün sadece termal su içiyoruz. Aklımıza, termal tesis yetkililerinin suyun içinde en az 500 mineral olduğuna dair verdiği bilgi geliyor ve pazarlamacının o kadar konuşmasına rağmen düşünmeye başlıyoruz. (İnanılmaz bir baş ağrısı var bu arada.)

    Çay bardaklarının içine Elektroliz adı verilen bir cihaz koyarak su içindeki mikropların yanarak ortaya çıkacağını söylüyor. Cihazın iki bakır, iki demir olmak üzere 4 metal çubuğu var. Bakır ve demir çubuklar aynı bardakta olacak şekilde bardağa koyuyor. Yaklaşık bir dakika içinde yanında getirdiği su sadece sararırken, (arıtılmış suyun sararmasının nedeni, faydalı olan bakterilermiş!) çeşme suyu sararmakla kalmayıp, kararmaya başlıyor ve su üzerinde bir tabaka oluşuyor ve mikroplar yanıyor.
    Bu suyu görünce, tamamen ikna oluyoruz. Pazarlamacı, biz iyice rahat edelim diye, şehirde tanınmış, özellikle doktorlardan birkaç kişinin de adını veriyor. Sonraki ikna taktiği ise, “Elektroliz cihazımızı söküp bakabilirsiniz, hiçbir hilesi yok!” diyerek güven artırmaya çalışmak. Evin meraklısı olarak ben işe koyuluyorum. Demir çubuğu kokladığımda pas, bakırı kokladığımda farklı bir koku geliyor. Demir çubuğu peçete ile siliyorum, peçeteye pas bulaşıyor.

    O an daha fazla araştırma fırsatı bulamıyorum. İmza atmaya geliyor sıra. Sözleşmenin en altında kocaman harflerle, “Müşteri 15 gün içinde, hiçbir neden belirtmeden, sözleşmeden cayabilir.” yazıyor. Pazarlamacı, kendi kaynanasının da bir pazarlamacı tarafından dolandırıldığını, 100 liralık ürün için, 500 liralık senet imzalatıldığını söylüyor. “Bizimki tamamen resmi ve biz büyük bir firmayız, adımızın lekelenmesini istemeyiz!” diyerek güven vermeye devam ediyor ve imzalar atılıyor. Ertesi gün kurulum yapılmak üzere, cihazı teslim alıyoruz.

    Pazarlamacı gidince, önce Elektroliz cihazının ne olduğunu araştırıp öğreniyorum.
    Bilimsel açıklama;
    Elektrik akımı yardımıyla, bir sıvı içinde çözünmüş kimyasal bileşiklerin ayrıştırılması işlemine Elektroliz denir. Bu değişiklik, maddenin elektron vermesinden (yükseltgenme); veya almasından (indirgenme) kaynaklanır.

    Yani bu yapılan adeta bir çeşit illüzyon. Suyun elektrolize edilmesi; ‘elektrik akımı’ verilerek su içerisindeki doğal minerallerin ‘ayrıştırılması’ anlamına geliyor. Suya verilen elektrik akımı sayesinde sudaki sağlığa yararlı ve gerekli doğal mineraller, tabiattaki doğal renklerine geri dönüşüyor. Böylece suyun rengi bir anda değişiyor. Ayrıca işlem sırasında suya, demir ve bakır da karışıyor. Suyun bu denli kirlenmesinin nedeni bu. Arıtılmış su o kadar kirlenmiyor çünkü elektriği daha az ilettiğinden demir elektrotun çözünmesi daha yavaş oluyor ve suda daha az renklenme oluyor.

    Bu kişiler, bilimi kullanarak insanları kandırmaktadır. Kendi evlerinde dahi kullandıklarını iddia etmektedirler. Ya arıtılmış suya gerçekten inanmış, ya da müşterilerini inandırmak için yalan söylemektedir!
    Duygu sömürüsü de yapılıyor. Ailede herhangi bir rahatsızlığı olan var ise, (ne olduğu fark etmiyor) bu su kesin onlara da faydalı. “onların iyileşmesini istemiyor musun, ya ilerde daha çok rahatsızlanırsa?” gibi sorularla baskı yapılıyor.
    Bu kişilerle herhangi bir şekilde karşılaşırsanız, hemen ve kesin olarak reddedin. “Bir konuşsun, sonra almayız!” demeyin sakın, almak zorunda kalabilirsiniz. "İstemek zorunda değilsiniz" diyor, "İstemiyorum." diyorum, bu defa ikna etmeye çalışıyor.
    Bu işi yapanlar kusura bakmasın ama, bu şekilde satış yapanların kazancı helal değil! Müşteri "istemiyorum!" diyorsa, ısrar etmenin, yalan söylemenin anlamı yok. Bebeğinin fotoğrafını gösteriyor, "Evladıma haram yedirmem!" diyor bir de!

    Bende aldım, ertesi gün iade etmek istedim. 15 gün koşulsuz iade garantisi olduğunu, deneyince iade etmekten vazgeçeceğimi iddia etti. Kullanalım birkaç gün, beğenmedik diyerek iade edeceğiz.

    Sırf insanlara kabalık olmasın, kırılmasınlar diye bu gibi durumlarda kibarca reddetmeye çalışıyorum. Ben kibar oldukça, onlar ısrarcı oluyor. Siz sakın bu oyunlara gelmeyin.

    Saygılar, iyi günler.




  • Bende arıtma alayım diyorum eve kireç çok fazla suda 3,5 güne ısıtıcının dibini kireç sarıyor. Tat koku fena değil de kireç aşırı fazla Bursa nın suları iyice bozuldu artık kireci görüyoruz kim bilir daha neler var görmediğimiz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • arıtma cihazı tavsiyesidir. Dünya genelinde Daha üst seviyesi olmayan en kaliteli filtre grubu
    https://www.rosuaritma.com/royal-green-serisi/ro-lux-plus-su-aritma
  • http://www.hurriyet.com.tr/gundem/damacanaya-tecavuz-davasinda-karar-12328208

    Bu olayı gördükten sonra damacana almayı bıraktım yıllardır arıtılmış su içiyorum.
  • bu site ciddi anlamda faydalı bilgiler içeriyor.. çok değerli faydalı bilgiye ulaştım. tamda ihtiyaç varken.. konuyu açan ve yazanlara teşekkür

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Merhaba su arıtma cihazı düşünürseniz her şekilde yardımcı olabilirim, pm'den veya gönderi altından ulaşabilirsiniz.

    Ev Tipi Su Arıtma Cihazları

    Su Arıtma Nedir?

    Şirket Referansları



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi raveme -- 16 Aralık 2018; 4:26:0 >




  • Sırf 2008'de bu yazıyı yazan arkadaş için bu siteye hesap açtım yıllardır arıtma sektörü içerisindeyim ağabeyim de 10 yıldır bu işin içerisinde. insanlara 1000-1200-1500 lira paraya satıyor diyor fakat bir telefon ekranını özel servisler 100-150 lira toplu alımlarda ise 50 100 lira aralığına rahatlıkla alıp en adisini 300'den başlayıp 1000 liraya kadar takarken sıkıntı yok ömründe bir defa reverse osmoz cihaz alıp 1200 lira verince sıkıntı öyle mi? Herkes takmış bir mineral davasına siz tüm mineralleri sudan aldığınızı falan mı düşünüyorsunuz? Günlük alınan minerallerin çoğunu tükettiğimiz gıdalardan alırız sudan alınan mineral yüzde 5'i geçmez. Elektroliz cihazı bizde de mevcut TDS metremiz de var fakat elektroliz cihazı su arıtmacılar arasında zaten alay konusudur. Elektroliz ile cihaz satanla dalga dahi geçildiği olur. Damacana olayına gelince o damacanalar temiz mi zannediyorsunuz? Nasıl temizlendiğini nereden biliyorsunuz? Şuan kaynak suyunu 10 15 liraya alabileceğinizi mi düşünüyorsunuz evinize gelen damacanalar da arıtma işleminden geçtikten sonra size geliyor. Araştırıp öğrenebilirsiniz. Hâlâ arıtma sudaki minerallerini öldürüyor diyorsanız ve içiniz rahat değilse arada bir maden suyu içersiniz olur biter. Ayrıca filtrelerin üzerinde technology derived from USA yazar bu ABD tarafından türetilen teknoloji anlamına gelir. APPLE'ın Designed by Apple in California Assembled in China yazması ile aynı şey. Bu sistem evimize takıldığında sene 2007 veya 2008'di biz o zamanlar arıtmacı dahi değildik. şuan 2019 hâlâ arıtma suyu içiyorum ne bende bir sıkıntı mevcut ne de küçük kardeşimde ne de ailemden herhangi bir kimsede. Damacanacılar sizin beyninizi yıkamış. Gidin damacana suyu ile çay demleyin haftada bir demliğin dibindeki kireci sökmeye çalışın :)




  • konu güzel aslında ama anlaşmazlık çıkmış.. her şey "ph" için.

    vücudun ph değerinin düşmesi vücud sıvısının asidik, ph değerinin yükselmesi ise alkali olmasına sebep olur. su arıtma cihazlarının amacı sonuçta içilmesi mümkün olmayan suyu içilebilir hale getirmektir. diyeceğim şey ph' ı düşük olan sudan kaçınmak lazım. tahlil yaptırıldığında nasıl kan ve idrar ph değerlerine bakılıyorsa, su arıtma cihazı kullanan da ph değerini mutlaka takip etmeli. sudaki minerallerin azlığı veya çokluğu ise suyun kalitesi olarak ifade edilebilir. yani sonuçta suda da kalori var ve besleyicidir. vücud ihtiyaç duyduğu mineralleri su ile temin edebilir. daha gelişmiş su arıtma sistemleri de var. özellikle kuyu suyunun (genellikle kireçlidir) içilebilir hale getirilmesinde kullanılması kaçınılmazdır. periyodik olarak da filtre bakımları yapılır.

    sonuç: suyunuzda problem var ise arıtma cihazı kullanmak bir çözümdür. cihazın da periyodik bakımını yapmak bir gerekliliktir. içilebilir olduğu halde ekstra su arıtma cihazını kullanılması bir gereklilik midir? ben bilmem. bildiğim tek şey vücudun içilebilir suya ihtiyacı olduğudur.




  • itina ile konu hortlatılır

    yok öyle birşey. çok eski konuya hala yorumlar bilgiler gelmesi güzel. araştırma yaparken buralara bakmadan olmaz. NSF belgesi önemli arkadaşlar. onu öğrendim araştırmalarımda. ve birçok firma sadece bir parçaya NSF belgesi alarak bunu sanki bütü parçalarda bu özellik varmış gibi satıyorlar dikkat.

    NSF nedir?

    ürünlerin plastik parçalarının kanserojen etkiye sahip olmadığını, ona göre üretim yapıldığının garntisini veren ABD mneşeli belge. bu belge bütün parçalar ya da birkaç parça için alınabliyor. nasıl olduğunu bilmiyorum. hangisi neyi kapsıyor bilmiyorum. yeterli ingilizcem olmadığı için sitesindende bulamadım.

    link atıyorum. marka model sorgulaması filan yapın. çıkıyor.


    info.nsf.org




  • arıtma kullanan arkadaşlar tds değerlerini yazabilir mi

    yeni aldığım cihazda tds 9 çıktı. şebeke suyu 280'di
    yani 280 giriyor 9 çıkıyor.

    ben içmek için kullanmayacağım. çay kahve çorba yemek gibi şeylerde kullanacağım.

    yinede aşırı düşük tds değer kafamı karıştırdı.

    bu suda olmayan mineral ve diğer sağlıklı besleyici şeyleri maden suyundan edinemez miyiz ?
  • Kurt Başlı Sancak kullanıcısına yanıt

    BPA plastikte uzun süre bekleyen suda bisfenol b maddesi oranı artıyor. Özellikle hormonal düzensizliğe ve en sık da meme kanserine sebep olur.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.