Şimdi Ara

Şu An Ne Dinliyorsunuz? [ANA KONU] (749. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
20.262
Cevap
91
Favori
255.164
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
19 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 747748749750751
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj



  • < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yusufir -- 15 Mayıs 2020; 21:17:12 >
  • Pet Shop Boys - Always On My Mind (FLASH BACK*1987*)
    9.617.378 görüntüleme • 7 Şub 2017

  • Pet Shop Boys - It's A Sin

    78.578.739 görüntüleme • 2 Mar 2009

  • Elton John - Lady Diana Funeral - Arrival + Candle in the wind

    11.639.068 görüntüleme • 30 Haz 2010



  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • yoktur benim pulum param olan da evlenirem

    inşallah ben bir maşın alan da evlenirem

    olsa pullu bir dayım bir anda evlenirem

    https://www.youtube.com/watch?v=l9T6bK8h-Ac




  • Trans etkisi


    Favlardan


    Lorn - Anvil [2016]




    Lorn - Unfolding [2017]




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr. Cheritto -- 17 Mayıs 2020; 16:36:8 >




  • Bu defa müzik yok. ÜSTBİLİNÇ, gelişmiş alğı ve bireysel aydınlanma var.


    Maddenin Ardındaki Gerçek


    Kendi yazımdan alıntıdır. İyi okumalar.


    Belirli psikedelik deneyimler inanılmaz algısal şeyler yaşatır ve bunun büyük bir önemi var, çünkü bu deneyimlerden sonra gerçek hayata bakış açınız asla eskisi gibi olmayacak. Bir süre sonra büyük bir aydınlık yaşadığınızı fark edeceksiniz ve gerçek hayattaki algılarınız çok daha gelişmiş olacaktır. Hayatınızı etkileyecek olaylara daha kontrollü bir şekilde karar vermeye başlayacaksınız. Yaşamın, canlıların ve kahinatın değerini çok daha iyi anlayacaksınız. Daha mütevazi ve insancıl bir bünyeye bürüneceksiniz.


    Hayattaki en zor şey kendimizi, kendi öz benligimizi tanıyıp kabullenmektir. DMT (dimetiltriptamin) hormonun etkisi vücuttan ayrılmış bilincin mümkün olduğunu açıkça göstermektedir. O egoları parçalayıp gereksiz korkularımızı sonsuza dek yok eder.

    DMT hormonu insanların çok derin bir gerçeklik hissine sahip olmasına, gerçeği daha temel bir düzeyden anlamalarında kalıcı bir etki sağlar. Yaşamın nasıl işlediğiyle ve bir insan olarak bu yaşam sisteminin neresinde olduklarına ilişkin büyük ilham sahibi olmalarında büyük bir rol oynar. Daha fazla bilgiyi (özveriyi) araştırmamızda yetenek kazandırır.


    Beynimizdeki epifiz bezi bilincin birkaç kilidini elinde tutar. Kilitleri açmak için DMT transı (bol miktarda DMT hormon salınımı) gereklidir. Trans sırasında binlerce bilginin beyni doldurması ve senelerce deneyim yaşatmasının nedeni budur. Algı o derece açılır ki insan bazı çözülmeyen sorularına cevaplar alabilir. Bunu sakın hafife almayın.


    DMT etkisi bir kez yaşandığında, dünyanın tüm maddiyatı o eski değerini kaybeder.


    Epifiz, düşünce evreninden gelen düşüncenin beyine gelmesini sağlayan organdır. Epifiz bezi aynı zamanda ölüm anında dmt'nin salgılandığı yerdir. Dimetiltriptamin salgını hayatınızı gözünüzün önünden film şeridi gibi geçiren hormondur.



    Yıllar önce ben de benzer bir deneyim yaşadım, ölüme çok yakın olduğum anlardı (gerçek ölümden söz ediyorum). Büyük yaşam arzum sayesinde hayata kalmayı başarmıştım.



    DMT belgeseli (Türkçe altyazılı).


    İyi seyirler

    Not: Dakika 33:50 - 35:00 arası, yaşadığım olayın birebir aynısını anlatıyor.






    Ünlü şair William Blake'in sözü.





    Bahsettiğim gibi bazı şeyleri anlamak kolay olmuyor, o yüzden açtığım bir konudan ÖNEMLİ bir alıntı daha paylaşacağım.


    Gerçeklik nedir ve onu nasıl tanımlayabiliriz ?


    Biz olmadan bu mümkün olamaz çünkü rolümüz etraftaki dünyayı gözlemlemektir ki bu içinde yaşadığımız algıladığımız evreni yaratmaktadır. Evrenin neye benzediğini araştırmamıza rağmen hiç bir zaman evrenin sınırlarını bulamayacağız, hiç bir zaman en küçük parçacığı bulamayacağız. Çünkü baktığımız her yerde bilinç bir şeyin orada olacağı ümidiyle keşif yapmaktadır. Bu keşif bakma gözlemleme hareketi, görmek için yapılan baskıyla bir şeyler yaratma rolüdür ve yaşadığımız her an evreni var ediyoruz.

    Bilinç evrenin programlama dilidir. Bilinç bizden ortaya çıkanla başlar. Biz oluşturucularız, bu gezegende hedeflenen tekliğiz, çünkü sadece diğer herkesin yaptığı gibi, biz realiteyi amaçlayan tekliğiz. Eğer beyninizi kapatırsanız medya ilüzyonunun ana görüşüne çekilirsiniz.


    REALİTEYİ BİZ OLUŞTURUYORUZ onu biz kontrol ediyoruz.


    Bunun en basit kanıtı > atom altı boyutlardaki gerçekliğin onu gözleyenin beklentisi yönünde hareket etmesidir. <

    Yani bilinç gözlemlemekle beraberinde realiteyi oluşturma fonksiyonlarını belirler.


    Dakika 15:44 - 25:05 arası bakınız




    Evreni bir bütün olarak birleştiren en temel şey bilinçtir. Bizler evrenin düşüncleri ve duygularıyız.









    Bu da farklı bir kaynaktan alıntı 


    Vücudumuzun (ve tüm evrenin / evrenlerin) %99,99999999’luk kısmı tamamen boşluktan oluşuyor. Bu tanım için bilimin cevabı ise şu şekilde: 

    Bir atomun boyutu, çevresinde bulunan elektronların konumuna göre değişkenlik gösteriyor. Atomun büyüklüğü, çekirdekle elektronlar arasında boşluktan ibaret. Bu boşluk ise %99,99999999’luk kısma tekabül ediyor. Yani çekirdekler, bu boş alanın yalnızca 100 binde birine denk gelen bir boyuta sahip. Mesela çekirdeğin boyutunu fındık tanesi kadar ele alırsak, atomun kendisi bir stadyum kadar büyük olurdu. Biz de eğer atomlar arasındaki boşluklar olmadan yalnızca çekirdek ve elektronlardan ibaret olsaydık, bir toz tanesinden dahi daha küçük olurduk. Bunun anlamı, tüm insanlığın bir küp şekerin kapladığı alana sığması demek. 

    Peki kütlemiz ? 

    Madem atomla ilgili gerçek bu, peki kütlemiz nereden geliyor? Bunun da cevabı enerji. Temel olarak hepimiz proton, nötron ve elektronlardan oluşuyoruz. Proton ve nötronlar ise kuark adı verilen küçük parçacıklardan meydana geliyor. Kuarklar da gluon adı verilen başka bir madde sayesinde bir arada tutunabiliyorlar. 

    Başka bir soru daha. Madem atomlar tamamen boşluktan meydana geliyor, neden bir şeye dokunduğumuzda hissediyoruz ? Ya da bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi maddelerin içinden geçemiyoruz ? 

    Boşluk, sandığınız gibi tamamen boşluktan oluşmuyor. Boş olarak gözlemleyebildiğimiz bu alanlar, gerçekte dalga fonksiyonları ve görünmez kuantum alanlarıyla dolu. 

    Dokunduğunuzu sandığınız hiçbir şeye aslında hiç dokunmadınız. Bir maddeye dokunduğunuzda (insan, masa, duvar, at vb) aslında atomların çekirdeği ya da elektronlar birbirine dokunmuyor. Dokunmaya çalıştığınız maddenin elektronları etrafındaki elektromanyetik alan, sizin atomlarınızdaki elektromanyetik alanı itiyor. Yani dokunarak hissetmenizi sandığınız şey, tamamen bu itme durumuyla alakalı.


    Gerçeklik aslında yoktur onu bilincimiz var ediyor.

    Unutmayın bu dünyayı bu yaşamı biz seçmedik. Biz sadece diğer canlılar gibi yaşamın ve farkındalığın bir parçası olarak var olduk. Gerçeklik sadece bilincimizde oluşan bir kavram.

    Neye inanıp inanmadığınızın önemi yoktur, asıl önemli olan umutlarımızın ve beklentilerimizin neye (ve nelere) göre sekillendiğidir. Her şey tüm bu olan bitenleri nasıl kavradığımızla alakalı. Farkındalık ve anlama yetisi.




  • 
Sayfa: önceki 747748749750751
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.