Şimdi Ara

Styraporla Mantolamanin Zararlari (9. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
483
Cevap
14
Favori
59.218
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Yardımınız için teşekkür ederim.
  • cengiz bey, merhaba ben tüm arkadaşlarla birlikte sizin ve yüksel beyin öenrilerinide önemsiyorum. burd akimsenin birbirini kırmamasını istiyorum. ben farkındayım mühendiler birbirlerine kızyor klimacılarda birbielerine kızıyor:)) ben sizide oldukça sakin bir sanıyordum ama son yazılarınıza baya sertleştiğinizide gördüm bu konu için demiyorum genelde. bu konudada hep aranızda çekişiyorsunuz:)) bende elimden geldiğince haddim olmadan sizleri sakinleştirmeye çalışıyorum:)) ama kesinmlikle taraf tutmak durumunda değilim umarım yanlış anlamzsınız siz ve tüm arkadaşlar. yüksel beyde bazen kırıcı gibi gözüküyor ama türkçe durumununda etken olduğunu açıklıyor. belli bir süre ikame durumu değiştimi bu durumlar yazıya kadar dökülebiliyor. ben tabi starfor satıcısı vb durumları onaylamıyorum. dün yeni gelen hocamızda yanlış anlamış bazı şeyleri sonra daha çok alınmış. biz kocaman insanlarız sonuçta. birbirinizi ve mizi kırmamıza hiç gerek yok.

    ben şahsen nasıl sizin inverter klima durumunuza katılıyorsam özelliklede ısıtma konusunda. yüksel beyinde strafor konusuna katılıyorum. ve deneyimimle sabit diyorum. ama 2gün sonra deneyimlerimde yanlışlık görürüsem oınuda yazarım. nasıl daha evvel sizin inverter konunuzda hem soğutma konusuna hemde ısıtma konusuna aynı anda katılıyordum. ama bu yaz testlerim sonucunda soğutmadaki tasarruf konusunda daha başarılı gördüm inverter klimayı. ısıtmada ise tasarruf durumu okadar değil. hala deniyorum. tamir konusunda dah yüksek paraya tamir edilebileceğinede katılıyorum. bunlar sizin için olumlu benzetme olur veya olmaz. ama ben gerçekten sizlerin tartışmalarından sıkıldım. kendimi hep yüksel beyi savunur gibi zannediyorum.

    ben biraz daha açıklamada bulunmak istiyorum sizin ve tüm arkadaşların izniyle. ben, defalarca açıkladım içten ve dıştan straforlu benim yaşam alanım dedim. küflenme olmuyor dedim ama evde sıcaktan dolayı yoğuşamayıp küf yapamayarak kuruyan nemden dolayı rahatszsılığımı hep belirttim. bu konuyu tam açıklayamıyorum uzmanlığım yok siz ne sim takarsınız bilmem. ama havalandırma sistemide şart. inkar edilecek bir durum olamaz. yapılabilirmi? keşke, ama bence hemde eski binalara yapılmalı. yapılırmı? bence yapılmaz çok pahalı. peki yeni binalara yapılırmı? bence onlarada yapmazlar pahalılığından dolayı. peki devlet buna el koyarmı? bence hayır.

    peki şimdi bunlara dayanarak size sorsam. yüksel beyin önerisini strafor zararlıdır demeden değerlendirseniz. bana cevap verseniz. çokmu kötüdür 40cm delikli tuğla ile normal ölçütlerde yeni binalar yapmak. bu konuda fikrinizi almak istiyorum. vey aşöyle diyim biz küçük bir ev yapıcaz ve duvarlarını 40cm tuğla kullanarak örücez tavanınada asmolin sistem gibi bu malzemeyle veya kalıp yapıp üstünede saman doldurcaz. öyle beton atıcaz. dışınıda normal sıva ile sıvayıp su itici boya kullanıcaz çokmu kötü olur bu yapı küflenem çokmu olur.


    cengiz bey, bir kez bile benim sorularıma cevap vermediniz ne siz nede diğer arkadaşlar:)) bu takılmamdan sonra ek olarak şunuda tekrar sormuş olsam. 16cm strafor veya bu kalınlıkta yalıtım malzemesi kullanılmasını devletimiz onaylamamış avrupada varken bu şart. sizce devletimiz bu maddelerin kalınlık değerlerini mecbur etmelimi etmemelimi? çok sordum size ve diğer arkadaşlara ama net cevap alamadım. dün yazdığınız kalın strafor konusunu onaylamışsınız gerçide. benim öğrenmek istediğim devletimizin bir bildiğimi varda en fazla 5-6cm şeklinde bir yasa çıkartmış.ben bu yüzden diyorum işi yapıcaksak tam yapalım devlet olarak yapmıycaksakta oyama boyama ile vatandaşı şu kanunun çıkardık şunu yaptık bunu yaptık diye kandırmanın alemi yok. diye düşünüyorum. istandbulu yıkıcaz diyorlar işte nekadar doğru yapılanma olacak acaba. neyse ben çok uzattım selamlarımla herkeze.

    bir ara bir foto basıcam. aynen sizin balkonunuzu kapattıramadım dediğiniz gibi bende sırf kuzey cephemin komşu dahil çatı saçaklarının parasınıda ben ödeyip yalıttırdım. hatta bir bölüm fotosunu basınca görceksiniz poliüretanlı köpük aldım nalburdan oraya. genede tam dodurulamadı. çünkü akşam saatiydi ve nalburdaki son köpüğü ben aldım. ustayıda zor tuttum orada. poliürertanlı olmayan köpüğüde uygulatmak istemedim. çok zayıf çünkü. ertesi günde boyaya geçileceği için ne yapsam kar dedim:(( zaten kendi çatı zeminim içinde tek kuruş destek almadan sıcak poliüretan uygulatmıştım:(( binadaki haramı helal bilenlerden kuruş alamamıştım:(( çok yolumuz var haksızlık yapanın kafasını anında taşla ezecek gibi yasalarımız olması lazım.




  • 9köy,

    Elimden geldigi kadar bildigim her seyi cevapliyorum. Ben oyle oturup takir takir her aklima geleni yazmiyorum. Yazdigima degsin istiyorum. 30 saniyede okunan 5 satir yazimi yazmak icin bazen saatlerce ders calisip referans arastirmasi yapiyorum. Benimde colugum cocugum var ve para kazanmam gerekiyor, harcadigim vakitte onlarinda hakki var. Birde devamli kuyudan tas cikaran rolu oynamak, cikarilan taslar tekrar geri kuyuya atildikca bikkinlik yaratiyor.

    mimaryuksel beyin hesapsiz kitapsiz bir sekilde tavsiye ettigi duvarlari 30 cm (niye 40 veya 50 degil ?) delikli tugladan yapalim fikrini degerlendirmemi istiyorsunuz. Bu analizi tavsiye sahibi yapsa daha dogru olur ama boyle bir beklentim yok. aktuz bey yukarida tuglada dahil olmak uzere sayisal bir degerlendirme yapmis, bu sayilari nereden aldiginida belirtmis, zannederim onun yazdiklari dikkatinizden kacmis.

    Haydi yeniden baslayalim;

    Oncelikle mimaryuksel beyin nefes alan duvar olayinin 30 santim tugla ile gerceklesmeyecegini soyleyerek baslayayim, 30 santim tugladan butun kis boyunca bekleseniz gram hava ve miligram nem gecmez nokta!

    Iskembeden yazmis olmayalim, biraz referans alalim;

    http://www.kudret.com/products.php?cat=1

    Bu verdigim linkte bu adamlarin urettigi siradan delikli tuglalarin ozellikleri sayisal olarak verilmis. Verilmiski bu tuglalar ile orulecek duvarlarin ozellikleri ne olur boyle niyeti olan insanlar, muhendisler, mimarlar bu sayilari kullanarak net sonuclara ulassinlar.

    Bu sayfada goruldugu gibi, bu tuglalarin nem gecirgenligi ile ilgili (mu) katsayisi yok cunku tuglanin hesaba degecek bir nem gecirgenligi yok, mesela azda olsa boncuklari arasindan hava ve nem geciren Styroporda oldugu gibi.

    Isi iletkenlik hesap degeri (boyle isimlendirmisler, gunahlari kendi boyunlarina, bende degistirmeyecegim) olarak verilen degere dikkatinizi cekerim. Bu deger 0.32 W/mK olarak verilmis.

    Simdi eger cok sikici olmayacaksa bu sayiyi anlamak icin bir degerlendirme yapalim;

    0.32 olan bu deger daha ilk anda hicbir formul kullanmadan bu malzeme ile diger malzemelerin arasinda bir yalitim performans karsilastirmasi yapmamizi saglar.

    Mesela su anda ulkemizde en cok kullanilan EPS veya mimarkemal beyin genellemesiyle Styropor ile delikli tuglayi isi yalitimi acisindan karsilastiralim. Styropor turevleri icin bu deger 0.03 civarinda veriliyor.

    Styropor = 0.03

    Delikli tugla = 0.32

    (noktadan sonraki sayilari degerlendirmekte zorlananlar icin soyleyeyim, styropor'un isi gecirgenlik katsayisi delikli tuglaya gore yaklasik on kat daha kucuk, kucuk olan daha iyi)

    Formuller sevilmiyor onun icin formul bende kalsin siz bana guvenin, karsilastirmanin sonucu sudur;

    Katsayilar isi transfer formullerde yerine koyulunca Styropor'un, birim kalinlikta, delikli tuglaya gore 10 kat daha iyi isi yalitimi sagladigi sonucu cikiyor.

    Yani mimaryukselbey'in isi yalitimi icin tavsiye ettigi 30 santim kalinlikta delikli tugla ancak mimaryuksel beyin yerden yere vurdugu 3 santim kalinlikta Styropor panel kadar isi yalitimi sagliyor.

    Ustelik Styropor delikli tuglanin aksine mimaryuksel beyin istedigi gibi bir miktar hava ve nem gecisinede izin veriyor.

    Daha devam edip formulleride ortaya koyup, mesela bir metrekare duvardan belli ic dis hava sicaklik farkinda ne kadar watt isi kaybedildigini filanda hesaplariz ama bu kadar yetsin.

    9köy,

    Bana inanmaniz veya fikir birligi icinde olmaniz gerekmez, problem degil, kisiler onemli degil, bunun icin ben anonim kalmaya calisiyorum, karsimdakide oyle olunca daha rahat yaziyorum, onemli olan fikir alisverisi, sosyal boyut benim pesinde oldugum birsey degil. Yukaridaki kuyudan tas cikarma ornegini Turkcemizin imkanini kullanarak ne hissettigimi bir cumle ile hizlica ve samimiyetle anlatmak icin kullandim. Tabiiki burada kimsenin deli oldugunu ima etmiyorum, bu cok anlamsiz olurdu. Daha iyi ve hizli anlasabilmek icin karsilikli bu kadar toleransimiz olmali. Yinede bu ornegimden rahatsiz olan olursa belirtsin o kismi hemen sileyim.

    Bunu yazarken sadece katsayilari ve kimseyi sikmamak icin yazmadigim formulleri dogrulamak icin yarim saate yakin arastirma yapmam gerekti, birde yazmayi ekleyin. Dolayisiyla iddia sahiplerinden referans isteme hakkim oldugunu dusunuyorum.



    Edit;
    Pardon ben 30 cm delikli tuglayi degerlendirmisim, siz 40 cm demissiniz, o zaman 40 cm delikli tugla yaklasik 4 cm Styropor turevine denk isi yalitimi saglar. Sonucun delikli tugla lehine donecegini hic zannetmiyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cengizumur -- 7 Aralık 2011; 19:11:08 >




  • Süper konu olmuş çok değerli ve işi bilen uzmanlarımıza şahsım adına teşekkür ederim.

    EPS ve XPS karşılaştırması yapmaya çalışırken "XPS hammaddesi de EPS gibi izolasyonda kullanılan, polistiren bazlı bir malzemedir. Ülkemizde, bu iki malzeme arasında seçim yapılırken fiyat ve özellikler yeterince karşılaştırılmadan, kullanıcıların yanlış yöne sevk edilmesinden dolayı aralarındaki fark özellikle vurgulanmaktadır. EPS ve XPS'in aynı yoğunluktaki türlerinin ısı yalıtım özelliği çok yakındır. Buna karşın aynı yoğunluktaki EPS, XPS'e göre daha az maliyetlidir. Buna ek olarak daha düşük yoğunluktaki malzemelerin seçilebileceği yerlerde, XPS (belirli bir yoğunluğun altında üretilemediği için) kullanılamamaktadır. Bu durumda daha düşük yoğunluklu EPS kullanımı ile hem gerekli ısı yalıtımı sağlanmakta hem de büyük maliyet avantajları yakalanmaktadır. " Burada ki yoğunluktan ne anlamalıyız acaba? Teşekkürler...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: miskiab

    Süper konu olmuş çok değerli ve işi bilen uzmanlarımıza şahsım adına teşekkür ederim.

    EPS ve XPS karşılaştırması yapmaya çalışırken "XPS hammaddesi de EPS gibi izolasyonda kullanılan, polistiren bazlı bir malzemedir. Ülkemizde, bu iki malzeme arasında seçim yapılırken fiyat ve özellikler yeterince karşılaştırılmadan, kullanıcıların yanlış yöne sevk edilmesinden dolayı aralarındaki fark özellikle vurgulanmaktadır. EPS ve XPS'in aynı yoğunluktaki türlerinin ısı yalıtım özelliği çok yakındır. Buna karşın aynı yoğunluktaki EPS, XPS'e göre daha az maliyetlidir. Buna ek olarak daha düşük yoğunluktaki malzemelerin seçilebileceği yerlerde, XPS (belirli bir yoğunluğun altında üretilemediği için) kullanılamamaktadır. Bu durumda daha düşük yoğunluklu EPS kullanımı ile hem gerekli ısı yalıtımı sağlanmakta hem de büyük maliyet avantajları yakalanmaktadır. " Burada ki yoğunluktan ne anlamalıyız acaba? Teşekkürler...

    birisinin 1mx1mx1m boyutlarında kesilmişini düşünürseniz bunun ağırlığı 16 kg geliyormuş. ona düşük yoğunluklu denmiş.
    diğerininki ise 30-40 kg geliyormuş. yüksek yoğunluklu denmiş.

    Kullanımdaki fark ise, düşük yoğunluklu olanı parmaklarınızla bile zorlayınca ezebilirsiniz. bir dirsek vursanız ezilir, kazara bir eşya çarpsa ezilir. üzerinde yürünse zamanla ezilir.

    yoğunluğu 30 kg/m3 civarı ve üzeri olanlar yani yüksek yoğunluklular çok daha zor ezilirler, üzerlerinde yürünmesiyle kolay kolay çökmezler. daha sert olurlar.

    Bu ikisinin yalıtım özellikleri çok yakın olmasına rağmen, eğer bir binanın dışında zemine yakın kısımlarda kullanacaksanız, yüksek yoğunluklu seçmeyi düşünürsünüz, çünkü darbe alma ihtimali, birşeyin çarpması, ezilmesi ihtimali yüksek olur.

    Darbe almayacaksa, duvar arasına vs.. konacaksa veya üzerinde yürünmesi düşünülmüyorsa düşük yoğunluklu kullanmak ekonomik yönden daha makul olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aktuz -- 8 Aralık 2011; 18:26:40 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: aktuz

    quote:

    Orijinalden alıntı: miskiab

    Süper konu olmuş çok değerli ve işi bilen uzmanlarımıza şahsım adına teşekkür ederim.

    EPS ve XPS karşılaştırması yapmaya çalışırken "XPS hammaddesi de EPS gibi izolasyonda kullanılan, polistiren bazlı bir malzemedir. Ülkemizde, bu iki malzeme arasında seçim yapılırken fiyat ve özellikler yeterince karşılaştırılmadan, kullanıcıların yanlış yöne sevk edilmesinden dolayı aralarındaki fark özellikle vurgulanmaktadır. EPS ve XPS'in aynı yoğunluktaki türlerinin ısı yalıtım özelliği çok yakındır. Buna karşın aynı yoğunluktaki EPS, XPS'e göre daha az maliyetlidir. Buna ek olarak daha düşük yoğunluktaki malzemelerin seçilebileceği yerlerde, XPS (belirli bir yoğunluğun altında üretilemediği için) kullanılamamaktadır. Bu durumda daha düşük yoğunluklu EPS kullanımı ile hem gerekli ısı yalıtımı sağlanmakta hem de büyük maliyet avantajları yakalanmaktadır. " Burada ki yoğunluktan ne anlamalıyız acaba? Teşekkürler...

    birisinin 1mx1mx1m boyutlarında kesilmişini düşünürseniz bunun ağırlığı 16 kg geliyormuş. ona düşük yoğunluklu denmiş.
    diğerininki ise 30-40 kg geliyormuş. yüksek yoğunluklu denmiş.

    Kullanımdaki fark ise, düşük yoğunluklu olanı parmaklarınızla bile zorlayınca ezebilirsiniz. bir dirsek vursanız ezilir, kazara bir eşya çarpsa ezilir. üzerinde yürünse zamanla ezilir.

    yoğunluğu 30 kg/m3 civarı ve üzeri olanlar yani yüksek yoğunluklular çok daha zor ezilirler, üzerlerinde yürünmesiyle kolay kolay çökmezler. daha sert olurlar.

    Bu ikisinin yalıtım özellikleri çok yakın olmasına rağmen, eğer bir binanın dışında zemine yakın kısımlarda kullanacaksanız, yüksek yoğunluklu seçmeyi düşünürsünüz, çünkü darbe alma ihtimali, birşeyin çarpması, ezilmesi ihtimali yüksek olur.

    Darbe almayacaksa, duvar arasına vs.. konacaksa veya üzerinde yürünmesi düşünülmüyorsa düşük yoğunluklu kullanmak ekonomik yönden daha makul olur.









    Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim.

    Biraz daha bakınınca nete DNS yoğunluğu 30 dan az olanları kullanmayın diye bir ibare geçiyor. (4. Bölge içinde olan Kayseri için söylenmiş)
    Yine EPS malzemeyi dıştan, XPS yi ise içten önermişler. EPS nin ozon tabakasına zarar vermeyen gaz içerdiği, XPSnni ise içerebildiği ve XPSnin zamanla daha iyi ısı yalıtımını sağladığı belirtilmiş.

    5 cm kalınlıkta malzemeler ile belirli hesaplara göre 3 snede kendisini amorti edebileceği hesabı yapılmış. (5 sene de olsa sanırım mantıklı)

    Saygılar,

    ilgili link:

    http://www.yerdenisi.com/kat.asp?cat=68




  • Kışın sıcak, Yazın serin bir yaşamınız olsun.
    Yaşam Kalitesini (Konforu) görün.

    Kışın yakıt, yazın Klima giderleriniz ciddi oranda düşsün.

    Supertherm harika bir ısı yalıtım malzemesidir.

    Supertherm multiseramik Nano Teknoloji (Yüksek Teknoloji) bir üründür %20 ile %70 arasında bir yalıtım özelliği vardır.

    Örneğin; 220m2 kullanım alanı olan bir villanın çatısının 65m2'lik bölümünde ve 40m2'lik duvarda kullanıldı.

    Villa sahibi ifadesinde göre 2010 yılının Kasım ayında günde 15-20m3'lük bir kullanım sözkonusu iken,
    2011 yılının Kasım ayında (aynı dönemde) 9m3'e düştüğünü belirtmiştir.

    2011 Mart ayında İnşaat şantiyesindeki Konteynır'da uzun süre Elektrikli ısıtıcı kullandılar,
    Yazın serinlemek maksadıyla konteynır'ı Supertherm ile kaplattılar ve yaz dönemini serin olarak geçirdiler,

    2011 Kasım ayında ziyaret maksadıyla aynı şantiyeye tekrar uğradım, dışarısı oldukça soğuktu, içeriye girdim içerideki kişiler sohbet sırasında, ısıtıcının çok seyrek devreye girdiğini, çok iyi ısındıkları gibi elektrik sarfiyatlarının'da çok az olduğunu, buna kendilerinin'de şaşırdıklarını beyan ettiler.

    Soğutma konusunda'da bir örnek vereyim;

    Yazın Alanya'da günde, 9 saat çalışan Klima bu ürünün uygulanmasından sonra günde 3 saat çalışmaya başladı.

    Buna benzer bir çok örnekler vardır.

    Nano Teknoloji harikası olan bu ürünün 0,5mm'lik kalınlıkta kaplanmasıyla meydana gelen yalıtım, 15cm kalınlıkta Strafor'a eşdeğer bir kaplama ile ancak sağlanabilir.

    Ürün aynı zamanda su yalıtımı ve ses yalıtımı özelliğine sahiptir.
    Nefes alma kabiliyeti vardır.

    Yüzeyde Soğuk ve sıcak karşılaşmadığı için, Nemlenme olmadığı gibi, rutubet kokusu'da oluşmamaktadır.

    Petrol türevi ürün olmaması nedeniyle sağlığa hiçbir zararı yoktur.
    Güneş'in zararlı ışınlarını ve radyasyonu engelleyen özelliğe sahiptir.

    Uygulamadan sonra metrekare'ye binen yük 0,5Kg'ın altındadır, buda deprem güvenliği için büyük önem arzetmektedir.

    Amerika'da bu ürünün kullanım oranı çok yüksektir, Avrupada'da hızla yayılmaktadır.

    Ürünün ne denli süper bir ürün olduğunu görmek için,
    Google'a "supertherm" diye girin yabancı siteleri tercüme edin bilgi ve yorumları lütfen okuyun,

    Mutlaka hak vereceksiniz.

    Herkese selam ve saygılar!!!




  • burası da reklam alanına dönmüş ama kesin bir cavp yok.herkes kendi malını övüyor.sonuç ne şimdi straforcular mı kazandı taş yüncülermi? :D strafor yaptırıp birde eve havalandırma yaptıracaksak.daha sonra bu havalandırmayı çalıştırmak için elektirik parası ödeyecek ayrıca da sıcak havayı havalandırma ile dışarı yollayacaksak ne mantığı var acaba o kadar para vermenin biri açıklarmı?????
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 0303

    Mutlaka hak vereceksiniz.

    Herkese selam ve saygılar!!!


    bir ölüme çaresi yok yani

    şunu da eklemeyi unutmuşsun bak Mükemmel sonuçlar vermesinden evlerdede yalıtımı destekleme amaçlı kullanılması tavsiye edilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi x571 -- 14 Aralık 2011; 13:21:29 >
  • Öncelikle bu formu okuyanlara bir merhaba demek istiyorum.
    Herkese Merhabalar.
    Islerimin yogunlugu nedeniyle bu sayfaya yazma imkanim olmadi. Bu aradan faydalanarak yarismayi kim kazandi diye merak edenler icin bir iki kelime yazmak istiyorum.

    Bugün Türkiye Istatistik Kurumunun acikladigi türkiyedeki evlerin % 43 ünün catisin delik, yada duvarlarinin nemli oldugu gercegi bir kez daha insanlarimizin gercegini net bir sekilde ortaya koyuyor. Yasam sartlari herkesin dogru dürüst evlerde saglikli bir sekilde yasamasina imkan tanimiyor.
    Bu gercek böyle. Ama ben genede en saglikli, en iyi yasam kosularini sagliyan binalarin yapilmasinda yanayim. Hakini vererek dogru dürüst evler yapilmali diyorum.

    Ayrica burasi sanirim bir yarisma alani degil. Burda herkes fikirlerini acikca dile getiriyor. Özelikle ben hic bir firmanin cam yünü, tugla fabrikasi sahibinide temsil etmiyorum.
    Her kes diledigi malzemeyi kulanabilir. Ben sadece uyariyorum. Straforun sagliksiz oldugunu madde madde yaziyorum. Istiyen okur istiyen okumaz.

    En son gelinen asamada birileri bir takim rakamlar yaziyor, katsayi su diyor ve 3 cm strafor cok mükemmmel malzeme , bir sey sanilsin diyede adina EPS veya XPS deniyor.

    Bu malzemeler rakamlarla 3 cm kalinligi 30 cm delikli tuglaya denk deniliyor. 4 cm strafor ise 40 cm tuglaya denk deniyor.
    Bunu yazanlara meydan bos atin malasef diyemiyecegim.

    Bizim türkiyede ki yönetmeliklerimizde durum nedir su an tam bilmiyorum , bilen varsa yönetmeliklerle yazsin.
    Örnegin Almanya ve Isvicrede bina yaparken dis duvarin kalinligini, isi gecirgenlik katsayini soruyorlar. Bu ülkelerde 40 cm delikli Tugla yada buna denk gelen en az 17 cm delikli tugla ve üzerine 12 cm kalinliginda strafor diye zorunlu kiliyor. Yapmazsan sana iskan , elektrik su vermiyorlar.

    Burdaki yönetmelik 40 cm duvara denk en az 12 cm stofor derken, türkiyedeki degerli arkadaslarim bu hesabi 3 cm indiriveriyorlar. Bu rakamlar bana bir fikrayi animsatiyor. izninizle anlatayim.

    Temel ogluna sormus
    - ögretmenin kulagini genemi cekti ? kip kirmizi olmus kulagin demis.
    Oglanda .......evet demis.
    Babasi sormus .... ne oldi?

    -Ögretmenim 2 kere iki kac eder diye sordi. Ben 7 dedim demis.

    Babasida küplere binmis. Acyip kizmaya baslamis. Ogluna demiski.
    -Ulan hadi 5 deseydun neyse, 6 deseydun neyse bu yediyu nerden cikardun ? diye kizmis.

    Bende sanirim 3- 4 cmlik staforlarin neden 40 cm lik delikli tuglalara denk geldigini sorarak kizmaliyim. Sanirim Piyasada 12 cm lik Strafor yok o yüzden bu hesaplar böyle denk geliyor.

    iyi hasaplamalar dilegiyle herkese selamlar

    www.mimaryuksel.com




  • herkese merhabalar.
    Öncelikle kimsenin fikirlerine peşinen karşı yada peşinen doğru kabul etmiş değilim bende Aydemir kardeşimiz gibi yaşam tecrübeleri gözlemler araştırmlarım sonucu edindiğim bilgi ve deneyimler ışığında yazıyorum.

    Bu başlıkta daha önce yazdığım yazıda kalın duvarlarla ilgili hem ailemin memleketinden hemde tarihsel örneklerden bahsetmiştim.

    Gerçektende kalın duvar şart.Mimar yüksel beyinde dediği gibi.Kendisine karşı yanıt veren arkadaşlar genelde ısı yalıtımı ve bununla ilgili değerler üzerinden yanıt veriyorlar fakat mimar yüksel bey hem yanlış hemde eksik anlaşılıyor kanaatimce.Sadece ısı yalıtımından bahsetmiyor kendisi,sağlık,konfor,binaların uzun ömürlüğü,ve deprem güvenliğinden de bahsediyor ve bütün bunların en ekonomik şekilde hepsinin birden kalın duvarla ancak karşılanabileceğini söylüyor.Öteki türlü ısı yalıtımı için ayrı,havalandırma için ayrı uygulamalar ayrı maaliyetler gerekiyor ve bunlar duvarları dübelle delme vb.gibi zorunluluklar nedeni ile kimi zaman bir konuda faydalı iken bir konuda zararlı oluyor oysa bina inşaasında ilk baştan doğru malzeme ile yapılacak kalın duvar en kestirme, güvenli ve ekonomik çözüm oluyor aslında.Hem tarihi binalar hem günümüzde avrupa ülkeleri,amerika japonya,avustralya gibi gelişmiş ülkelerdeki modern yapılara baktığımızda kalın duvarları ilk bakışta görebiliyoruz.

    Bizdeki 10-13,5 lik duvarlar gibi ,yada 30-60 günde jet hızıyla bitirilen inşaatlar gibi yapılaşan ülkeler yok bizde azıcık parası olan hazırda arsassıda varsa (hoş onada gerek yok kaçak olarak devletin milletin yetimin malı olan arazilere de yapılıyor) istediği malzeme ile arsaya bir şeyler dikiyor ama yurtdışında kurallar çok katı ya standartlara uygun kalınlık ve özellikte yapacaksın yada yapmayacaksın yada Amerikada olduğu gibi prefabrik yapacak yada minnacık karavanlarda yaşayacaksın.Amerikaya gidenler bilirler gitmeyenlerde izledikleri filmleri bir hatırlasınlar maddi düzeyi belli bir seviyede olan amerikalılar müstakil kalın duvarlı (60-70 cm)evlerde otururlar,orta -alt seviyede olanlar şimdilerde bizim ülkemizde de sayıları artmaya başlayan 1+1 stüdyo tarzı 50-60 daire bir arada olan iç kısmında yani ortasında geniş bir avlu olan 'apartment' yada 'Block' dedikleri yapılarda otururlar (ülkemizde bu çirkin yapı tarzını bile azcık süsleyip birde yabancı isim vererek 'residence' vb adlarıyla kaktırıyorlar.) nüfusun maalesef 3 te 1 ide -ki bu Ülkemizin nüfusu kadar bir sayıya tekabül eder teneke barakalarda yada bildiğiniz kamyonetlerin kasasındaki karavanlarda yaşar ki bunlara bildiğiniz gibi remi olarakev yada konut bile denmez(abd de bile konuttan sayılmıyorlar düşünün süper güç abd nin vatandaşının halini) bizim doğu anadoludaki çoğumuzun beğenmediği köy evleri bile adı üstün de evdir konuttur.
    Kısaca ABD de(ve diğerlerinde)standartları karşılayarak yapacak paran yoksa ev-bina yapamazsın devlet bizdeki gibi 10-15 cm duvarlı kısaca baraka yada klube denilecek yapıların yapılarak hem arazi kaybına hem doğal kaynak israfına hemde sanayii vb.gibi alanlarda kullanılıp yatırım ve gelir getirecek para ve sermaye israfına izin vermez baraka ve karavanlara izin vermesinin nedeni de bunların bizdeki 10 cm lik ler gibi bile olsa betonarme binaların yıkılmasının zorluğu maliyeti ve çevre kirliliğidir oysaki karavan yada barakalar kolayca sökülüp ortadan kaldırılabilir.Avrupa dada genelde böyledir.Mimar yüksel beyde iyi bilir ki örneğin Almanyada ortalama bir Alman vatandaşının aylık kazancı bir Türk'ün kinden 5-6 kat daha yüksek olmasına karşın çoğunun sahip oldukları bir evi yoktur kiracı dırlar.Devlet ya şu şu özellklerde bina yapacaksın der yada yapmayacaksın o para olduğu yerde duran bir demir beton yığını yerine sanayiide ihracatta gelir getirilmesinde kullanılacak der.

    Kalın duvarların yapıların taşıyıcı sistemine verdiği destek ve dolayısı ile deprem güvenliği açısından faydalarını mimar yüksel bey önceki yazılarında yazmıştı ancak ben pek çok kişinin dikkatinden kaçan yine güvenlikle ilgili bir konuya değinmek istiyorum.Bu 10-15 cm duvarlı tabiri caizse 'klube' lerde can ve mal güvenliğimizde yok.Forumda yazan yada okuyan arkadaşlarım kendileri yaptırmamışlarsa bile mutlaka çevrelerinde görmüşlerdir ki ülkemizde pek çok insan balkonlarını pimapen vs.ile kapatır ve genelde buraya çıkış kapısının olduğu yerdeki duvarıda yıktırarak balkonu içeri odaya katar.Hemen çoğunuz bu yıkım işine öyle yeda böyle şahit olmuşsunuzdur ben geçen gün şahit oldum bir işçi balyozla bu şekilde kimi yerleri tavana kadar olan duvarı yarım saatte kırıp yoketti düşünün bir insanın koca bir duvarını 15-20 dakikada yıkabileceği afedersiniz köpek klubesi gibi yapılarda yaşadığımızın ispatıdır bu.Yazlık turistik bir yerde oturuyorum genelde insanlar burada sadece yazları 10-15 gün kalıp gidiyorlar kışın nüfus iyice azalıyor ve boş binalar hatta tamamen boş apartmanlar da hırsızlık vakaları kışları tavan yapıyor.Biliyorsunuz lastik takozlu çekiçler var artık gürültü yapmayan, bir çok defa duyduk hatta mahallemizde şahit olduk 1 keski ve lastik takozlu çekiçle binaların sote de kalan duvarlarını bir insanın gireceği kadar10-15 dakkada delip soyuyorlar hatta bazen gazetelerde okuyoruz kuyumcu vb hatta bankalar gibi kurumların duvarları delinip soyuluyor.Kalın duvarlı olsa yapılabilirmi bu hayır hadi banka vb.kuyumcu gibi içeride çalmaya değer yüklü miktar bulunan yerler için kafaya konulursa belki uğraşılır ama içinden çıksa çıksa bir kaç parça elektronik vb. gibi 2.el eşya çıkacak evler için kimse uğraşmaz bile.Ama duvar kalın olmayınca caydırıcılığıda olmuyor tabii.Tarihtede baktığımızda kalın duvarlı evler bir çeşit kale gibi sahiplerini koruyan yapılardır aynı zamanda. Taa Hitit öncesi anadolu mimarisinde bile baktığımızda içeri yukardan merdivenle girilen ve merdiveni aşağı aldığınızda içeri girilmesi çok zor olan latince adını şimdi unuttuğum bir stil görürsünüzki daha sonraları eski yunan ve roma mimarisine de ilham vermiştir.Bu aradaortaçağ yapılarını örneğin Şatolarıda hatırlatmak isterim bunlar aynı zamanda sahiplerinin can ve mal güvenliğinide sağlayan binalardır.
    Kalın duvarlar ayrıca doğal felaketlere karşı da koruyucudurlar.Discovery Channel' da belki çoğnuz izlemiştir bir deney yapıyorlardı malumunuz üzere ABD kasırgaların çok olduğu bir ülke böyle bir kasırga sırasında bilmem kaç km hızla esen rüzgarın sokaktaki taşları tahta parçaları evin duvarlarına camlarına carpması ve bunun etkileri ile nasıl korunabileceği ile ilgili idi.Bizdeki kullandığımız kazma yada kürek sapı kalınlığındaki bir ağaç parçası roket gibi bir duvara çarpılıyor ve bunun etkileri gösteriliyordu.Belgeselde bile 15-20 cm içeri rahat giriyordu tahta düşünün.

    Ülkemizdede eve dalan kamyon,minibüs tarzı haberler hiç de az değildir bir hatırlamanızda fayda var.

    Kısaca demek istediğim Mimar yüksel beyinde vurguladığı kalın duvar konusunu sadece ısı yada nem yalıtımı ile sınırlı tutmak değil binaların uzun ömürlülüğü,deprem güvenliğinin yanısıra can ve mal emniyeti,doğal felaketler karşısında bir emniyet unsuru,sağlık ve konfor özellikleri ilede düşünmek ve değerlendirmek gerekir.Bugün kalın duvarlı ortaçağdan kalma binalar hala kullanılabiliyor üstelik klima ve havalandırma sistemleri vb. gibi modern donanımlar yüzlerce yıl sonra eklenerek dahi bizde bile bir çok saray ve köşk 5 yıldız konforu ile yüzyıllarca sonra donatılarak otel vb amaçlarla kullanılabiliyor.Ancak daha birkaç yıllık yapılara bir şey ekleyip taktıracağımız zaman mesela Klima duvar çekermi çekmezmi sorunu bile yaşıyoruz oysaki hiç dert olmaması lazım bu tarz şeylerin.
    Xps,eps köpük ve benzeri malzemelerin ömrü kısa oysaki kalın duvar hele iyide malzeme seçilmişse yüzyıllara meydan okuyor.Şimdi soruyoruım arkadaşlar dünyada sözgelimi alıştığımız şartların kısa sürede değişmeyeceğinin garantisi varmı örneğin doğal gaz sorunsuz bir şekilde sürekli gelecekmi ülkemize yada dünyada belgesellerden öğrendiğimiz kısa süreli çevre ve iklim değişikliklerinin tekrar yaşanmayacağı garantisi varmı yada bir savaş, Allah saklasın Dünya savaşı (ki savaş şartlarını yiyecek ve yakıt yokluğunu bombardıman etkilerini düşünün) vb.vb. Bu gibi uç (gençlerin tabiri ile 'Extrem') durumlarda bile kalınduvarlı yapılara sahip avrupa ülkeri abd avantajlı bir durumda sözgelimi bir savaşta yakıt bulamasalar bile üşümeyecekler yada donmayacaklar en azından bomba ve mermilere karşıda bizden çok daha güvende olacaklar.Aklıma Irakta ki Hz.Alinin türbesi geldi çatışmalarda binlerce mermi isabet etmesine rağmen sapasağlam ayakta idi etrafındaki yeni binalar ise harap vaziyette idi.Yine 2. dünya savaşında yüzbinlerce ton bomba düşmesine geniş çaplı yangınlar çıkmasına rağmen o dönemden kalma pek çok yapı ingiltere,almanya,fransada küçük çaplı tadilat ve onarımlardan sonra hala kullanımdadır.Hatta duruma göre tamamen yıkılmış olsa bile bu kalın duvarlı yapıların tuğlaları birbirinden sökülerek hatta kum haline gelmiş molozları bile harçlara karıştırılarak yeni binaların yapımında kullanılmıştır yani yüzlerce yıl doğaya meydan okudukları yetmemiş bu binaların yinede okuyabilecekken insan eliyle yıkılmalarına rağmen yine belkide yüzyıllarca sağlam kalıp kullanılacak yeni binalara hayat vermişlerdir. Kalın duvar konusunu sadece ısı yalıtımı vb gibi dar bir açıyla değerlendirmemek lazım diye düşünüyorum.Kalın duvarlı bir yapı hem günümüz ihityaçlarına cvp verir hemde yıllarca hatta yüzyıllarca sonra meydana gelecek teknoljik yeniliklere ekipmanlarada ince duvarlı zayıf binalarınkinden daha iyi uyum sağlar.Şimdi 50 bilemediniz 100 yıllık yapılara harcanan para yada masraf ekonomiktir yoksa en az 250-300 yıl kullanılabilecek bir bina mı daha ekonomiktir hem sahipleri hemde devlet açısından.Bu arada yazım uzun oldu tamamlarken ek bir bilgide vereyim bugün Belçikada yaklaşık 1000 (yazıyla 'bin') yıllık evlerden oluşan bir sokak dahi var pragda bükreşte ve pek çok avrupa başkentinde o hayranlık uyandıran turistlerin foto çekmek için yarıştıkları sokaklarda 300-400 yıllıktır bir düşünün artık.

    Herkese selamlar.




  • Sn doroşenko,

    Eski bir kaç katlı yapılar ve şimdiki tek katlı yapılar yığma tuğla diye tabir edilen yöntemle yapılırlar ve tuğla hemen üzerindeki katı veya çatıyı taşır. Bu yapılar aynı şekilde, kerpiç vs.. den de yapılabilirler.
    Bu tip duvarlara yığma duvar denir. Dolu tuğla kullanılır.

    Diğer binalarda ise, delikli tuğlalardan örülen duvarlar bulunur. bunlar yapının yükünü taşımazlar. Bu nedenle yapısal olmayan eleman olarak değerlendirilirler. Yapının yükünü betonlar taşır.

    Duvar yıkılırken kolon ve kirişler zarar görmediyse aradan alınan dolgu duvarın,tuğlaların binaya deprem yönünden bir zararı yoktur.Taşıyıcı sistem yani bir kolon, kiriş alınırsa problem doğar, hatırlarsınız geçen yıllarda altındaki mağazanın kolonları kesmesi yüzünden Konya'da bir bina çökmüştü..

    Tuğlaların kullanım amacı izolasyondur.
  • Sn aktuz
    İnşaat şirketlerinde çalışıp bazı dönemler şantiye şefliği de yapmışlığı olan birisi olarak diyebilirimki 13,5 luk tuğla ile duvarlarda düzgün örülürse, temeli-zemin betonuda kurallara uygunsa rahatlıkla yığma 3 kat lı binalar yapılabilir ve bu şekilde yapılan binaların dediğim gibi işinin ehli kişilerce yapılanları depremlerden zarar görmeden çıkmış testi geçmişdir.Tarihi binalarada bakarsanız büyük bir kısmıda yığma olarak yapılmıştır çimento ve demir yoktu eskiden bildiğiniz gibi ve 5-6 kat olanları hatta ibadethanelerde bazı bölümlerinde (kilise-cami vb.) 40-50 mt yüksekliğinde olanlar vardır.Yani malzeme ile (tuğla,kerpiç,taş vb) yığma olarak inşaat yapma tekniği neredeyese 9500-10 bin yıldır uygulanan denenmiş bir teknolojidir.Mısır piramitleri dahi üst üste konan yığma taş bloklardan inşa edilmiştir bildiğiniz gibi.
    (not : bu arada 99 büyük depremini bizzat yaşayan birisiyim)

    Ben dolu tuğla veya delikli tuğla diye bir ayrım yapmadım yazımda sanırım yanlış anlaşıldım.Her ikisi ilede rahatlıkla 3 kata kadar yapı inşa edilir.
    Mimaryüksel beyinde benimde anlatmaya çalıştığım kalın duvar konusuda genelde tek yada 2-3 katlı konutlar için (yani insanların yaşadığı meskenler için ki kamu binaları okullar vb gibi insanların daha az vakit geçirdikleri yerler başka türlüde yapılabilir elbette.) yada daha genel ifade ile çok katlı binalar için değil bunlar zaten zemin ve deprem durumu açısındanda ülkemiz için uygun değildir.Bir çok deprem uzmanı ve inşaat mühendisinin de belirttiği gibi yurdumuzda iç anadoluda kısmi bir kaç bölge hariç 5 kattan fazla yükseklikte bina yapılmaması gerekir.(parası bol olan şirketler,bankalar kamu binaları gibi sayıca az olan finansman ayağı sağlam olanlar hariç düşünülebilir) Kimse ama mecburi efendim ama şehirlerde arsa yok vb.gibi bahaneler öne süremez sürmemelide çünkü hele içinde bulunduğumuz dönemde deprem yönetmeliğine uygun kurallara uyularak yapılmış çok katlı binaların maaliyeti aynı ihtiyacı görecek az katlı bina lardan daha pahalıya gelmektedir.Ama tabii satış sonucunda karı da yüksek olduğundan müteahhitlerce tercih edilmektedir.Örneğn boğaz gören bir arsada yapılacak 15 katlı 30 daireli bir binanın maaliyeti misal herbiri beşer katlı 6 binadan daha yüksektir ama ilk örnekte hepsi boğaz gördüğünden bunlar gerçek değerinin birkaç katı fiyata satılarak daha çok kar getirecektir müteahhide ama öteki binalarda ara kat yok son kat yok giriş katı yok efendim güney cephe kuzey cephe deniz gören görmeyen diye bir sürü detaydan farklı satış fiyatları oluşacağından müteahhitler birinci yi seçer.Ama deprem vb. açılardan tam tersi uygundur. gerekir.Gelişmiş ülkelrde bile konutların ve yapıların ekserisi çok katlı değildir.(new york manhattan adası ,chicago vb. gibi küresel çapta kurum ve örgütlerin yerleşik bulunduğu yıkılan ikiz kuleler örneğindeki gibi onbinlerce insanın çalıştığı dar bir coğrafi alana sıkışmış yerleşkeler hariç)




  • Boşverelim, inşaat mühendislerinin alanına girmek istemiyorum. vardır bir bildikleri.
    çok katlı yapıların depreme daha dayanıksız olduğu fikrine hiç katılmıyorum.

    Yığma yapılarla ilgili şartnameye göre,

    Yığma yapıların duvarlarında kesinlikle yığma yapı için özel üretilmiş, basınç dayanımı mm2 ye 0.5 kg üzerinde olan tuğlalar kullanılacak ve delik doluluk oranı standartla göre olacak.

    ****************************************************************
    5.4.1. Taşıyıcı Duvar Malzemesi

    5.4.1.1 – Taşıyıcı duvarda yığma malzemesi olarak Türk Standartlarına uygun doğal taş, dolu tuğla, TS-2510 ve TS EN 771-1’de taşıyıcı duvar malzemesi olarak izin verilen en büyük boşluk oranlarını aşmayan boşluk oranları olan tuğlalar ve blok tuğlalar, gazbeton yapı malzeme ve elemanları, kireç kumtaşı, dolu beton briket, kerpiç ya da benzeri kargir birimler kullanılabilir.

    5.4.1.2 – Boşluklu beton briket, hafif agregalı beton kargir birimler, TS-2510 ve TS–705 (TS EN 771-1)’de taşıyıcı duvar malzemesi olarak izin verilen en büyük boşluk oranlarının üzerinde boşluk oranları olan tuğlalar ve blok tuğlalar, TS–4377 (TS EN771-1)’e göre dolgu duvarları için üretilmiş diğer tuğlalar ve benzeri biçim verilmiş
    bloklar hiçbir zaman taşıyıcı duvar malzemesi olarak kullanılamaz.

    *****************************************************************

    Aşağıda resimdeki tabloya bakarsanız, her halukarda yapılarda, özel taşıyıcı tuğla kullanılması gerektiği, ayrıca en az 1 boy yani 19cm lik tuğla kullanılması gerektiği, deprem bölgesine ve kat sayısına göre 1.5 boy yani 29 cm kalınlığında tuğla kullanılması gereken durumlar olabildiğini görürsünüz.

    Siz 13.5 luktan bina yapıyorum diyorsunuz, 13,5 luk taşıyıcı tuğla olmadığına göre doldurma tuğlası kullanıyorsunuz. birde 2-3 kat çıkıyorum - çıkıyorlar diyorsunuz. Yönetmeliğe uymayan bina yapıyorsunuz. Malesef bu işler "ben yaptım oldu" şeklinde sizinkisi gibi yapılıyor ve sonuçlarını zamanla görüyoruz. Halbuki yönetmeliklerde herşey açıkça yazılmıştır. Okuyup sonra ona göre yapı yapılsa, depremlerden sonra üzücü manzaralar görmeyiz.








    Deprem yönetmeliği,
    http://www.kudret.com/yuklemeler/media/file/deprem_bolgelerinde_yapilacak_binalar_hakkinda_yonetmelik.pdf










    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aktuz -- 23 Aralık 2011; 10:14:22 >




  • Ben bina yapmadım sadece yapan şirketlerde çalıştım.Bunu belirteyim öncelikle.Standartlar sadece belirli sınırları belirler bu sınırlar ideale yakınlık yada uzaklığı belirler ama binanın yapılacağı şartlar, yer, konum farklılıkları gerektirebilir.
    Çok güzel bir şekilde standartları vermişsiniz ve bu standartlarda da boşluk oranları izin verilen sınırlar içindeyse tuğla vb malzemenin taşıyıcı malzeme olarak kullanılabileceği yazıyor ve zaten tuğlalarda imalat sırasında bu teknik şartnamelere uygun yapılıyor dolayısıyla bir problem yok.

    Hem belirttiğiniz teknik şartnameler belirli ve kısmi geçerliliğe sahiptir.daha işin içinde zemin etüdü,temeli,vb. yoktur.Binanın toplamı ile ilgili bir şey ifade etmez.Onlar içinde ayrı standartlar devreye girer.
    Onun içindirki her bina farklı zeminde yapıldığından yan yana iki binanın bile altında kaya olması yada olmayıp yumuşak oynak zemin olması vb. durumlarına göre yada zemindeki kayaçların hatta toprağın yapısına göre,belirli bir derinliğe kadar su olup olmaması nedeni vb. ile binalar tamamen farklı şekil, teknik ve malzeme ile yapılabiliyor ve her yapı farklı özellikler gerektirdiği için ve her binanın kullanım amacı (konut,okul,hastahane,tavuk kümesi vb.)farklı olduğundandır ki bunların dayanım statik vs. hesap kitabı ,kulanılacak malzeme,, cinsi, miktarı değişebildiği için inşaat mühendisliği,mimarlık gibi meslekler ve bilim dalları var.

    Yoksa bu teknik şartname ve tablolar her yerde ve şartta geçerli veriler olsa istanbulda da ,van da da dağın başındada, çukurovadada denirdiki yap 75 santim kalıp tünel temel, kullan 18 lik 20 lik demir ne depremde başın ağrır ne bir problem olur.Böylece inşaat mühendisliği yada mimarlık mesleklerine gerek olmazdı.Ama demir bile çimento bile fazla kullanlılırsa gereğinden kalın yada ince olursa,kullanlıldığı yere göre zararlı bina için ,ayrıca kullandığınız malzeme ve cinsi sizi belirli şekillere,yüksekliklere mecbur kılar bazı şeylerden feragat etmenizi yada kullanmanızı zorunlu kılar. o şeklin dışında estetik yada tasarım olarak farklı bir şey yapamazsınız dolayısıyla bütün yapılar biribirinin aynı fotokopisi gibi olur görsellik ve hatta işlevsellik olmaz.Örneğin tuğla ile yığma olarak yaptığınız bir konuttazemin hariç üst katlara balkon yapamazsınız çünkü balkon zeminini bağlayacağınız arakat betonu yoktur.Yapmanız için dışardan alttan balkonu desteklemeniz gerekir keza çatıyıda belli eğim açısı dışında yapamaz ve görsel yada estetik olarak yada sağlamlık olarak istesenizde bazı malzemeleri çatıda kullanamzsınız hafif malzemeler kullanmak zorundasınız istesenizde istemesenizde.İşte o nedenle köylerde, kırsal kesimlerdeki bir çok konutta balkon yoktur yada dışardan ahşap olarak binaya tutturulmuş balkon yada benzeri çıkıntılar görürsünüz yada tuğladan olur bunlar ama belirli yerlerden beton kolonlarla desteklenir.Neticede bu binalarda resmi kurumlarca onaylanarak yapılıyor değilmi?

    Çok katlı binalar depreme daha dayanıksızdır fikrine katılmıyorum demişsiniz bende bilimsel koşullarla yapılırsa dayanıksızdır demiyorum ama ne kadar yüksekse hasar görme ihtimali o kadar artıyor.Buda bilimsel bir gerçek.Bu yüksek binalar her ne kadar örneğin deprem için belirli koşullara göre yapımışsada (sözgelimi 8 şiddetinde depreme dayanıklı) bu koşulların herzaman beklenildiği gibi gerçekleşeceğini kimse garanti edemez.8 şiddetinde depreme göre yaptınız ama işin içinde bir çok faktör var siz 8 e göre yapsanız bile nedir bunun kıstasları deprem merkez üssüne yakınlık uzaklık bir etken,zemin bir etken,deprem süresi bir etken ki gölcük depremi 45 saniye sürmüştü 10 sn sürmüş olsaydı yıkılan binaların bir çoğu sağlam ayakta kalacaktı yada 1-1,5 dakika sürse bu sefer yıkılmayan günümüzde ayakta kalmış bir çok bina yıkılacaktı.Ayrıca bitişik yada komşu binalar onların durumu malzemesi yapılış biçim ve kalitesi bile sizin binanız üzerinde etken.
    Örneğin bir yakınımın dairesi dünyaca ünlü küresel bir firmanın lojmanları olarak yapılmış bir sitede idi ve gerçekten çok sağlam,her açıdan 4/4 LÜK yapılardı,8 lik depreme uygun yapılmışlardı ama gelin görün ki yakınında başka bir sitenin binası bu şartlardan uzak ve o bina yüzünden hasar gördü nedenmi? Deprem biliyorsunuz deniz dalgaları gibi alçalıp yükselen dalgalar halinde toprak tabakalarını sallıyor işte deprem esnasındaki bu dalgalanmalar sırasında komşu bina yakınımın binası üzerine yatıyor ve yakınımın binası ve kolonları bu ekstra yük ve ağırlığıda maruz kalıyor depremde uzun sürünce yakınımın biasındaki bazı kolonların içindeki demirler kesiliyor ve bina zayıf bir hale geldiğinden artçı depremlerde yıkılma tehlikesi ortaya çıkıyor bu yüzden temelden çatıya kadar yepyeni ve kalın uzunlamasına bir kolonla bina desteklenmek zorundakalıyor.Yani siz 8 lik depreme göre yapmışsınız ama çevresel koşullar ve etmenler elinizde değil müdahalede edemiyorsunuz belirleyemiyorsunuz da bu etmenlerin sınırlarını o yüzden 7,2 lik depremde bile hasar görebiliyorsunuz.

    Kısaca demek istediğim doğal şartları insanoğlu belirlemiyor ancak doğada da fizik kanunları geçerli alçak bina nın yıkılması yükseğe göre daha zordur.Tıpkı alçak bir cismin,hayvanın, yada kısa boylu bir insanın yıkılıp devrilmesinin yüksek yada uzuna göre zor olması gibi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cengizumur

    9köy,

    Elimden geldigi kadar bildigim her seyi cevapliyorum. Ben oyle oturup takir takir her aklima geleni yazmiyorum. Yazdigima degsin istiyorum. 30 saniyede okunan 5 satir yazimi yazmak icin bazen saatlerce ders calisip referans arastirmasi yapiyorum. Benimde colugum cocugum var ve para kazanmam gerekiyor, harcadigim vakitte onlarinda hakki var. Birde devamli kuyudan tas cikaran rolu oynamak, cikarilan taslar tekrar geri kuyuya atildikca bikkinlik yaratiyor.

    mimaryuksel beyin hesapsiz kitapsiz bir sekilde tavsiye ettigi duvarlari 30 cm (niye 40 veya 50 degil ?) delikli tugladan yapalim fikrini degerlendirmemi istiyorsunuz. Bu analizi tavsiye sahibi yapsa daha dogru olur ama boyle bir beklentim yok. aktuz bey yukarida tuglada dahil olmak uzere sayisal bir degerlendirme yapmis, bu sayilari nereden aldiginida belirtmis, zannederim onun yazdiklari dikkatinizden kacmis.

    Haydi yeniden baslayalim;

    Oncelikle mimaryuksel beyin nefes alan duvar olayinin 30 santim tugla ile gerceklesmeyecegini soyleyerek baslayayim, 30 santim tugladan butun kis boyunca bekleseniz gram hava ve miligram nem gecmez nokta!

    Iskembeden yazmis olmayalim, biraz referans alalim;

    http://www.kudret.com/products.php?cat=1

    Bu verdigim linkte bu adamlarin urettigi siradan delikli tuglalarin ozellikleri sayisal olarak verilmis. Verilmiski bu tuglalar ile orulecek duvarlarin ozellikleri ne olur boyle niyeti olan insanlar, muhendisler, mimarlar bu sayilari kullanarak net sonuclara ulassinlar.

    Bu sayfada goruldugu gibi, bu tuglalarin nem gecirgenligi ile ilgili (mu) katsayisi yok cunku tuglanin hesaba degecek bir nem gecirgenligi yok, mesela azda olsa boncuklari arasindan hava ve nem geciren Styroporda oldugu gibi.

    Isi iletkenlik hesap degeri (boyle isimlendirmisler, gunahlari kendi boyunlarina, bende degistirmeyecegim) olarak verilen degere dikkatinizi cekerim. Bu deger 0.32 W/mK olarak verilmis.

    Simdi eger cok sikici olmayacaksa bu sayiyi anlamak icin bir degerlendirme yapalim;

    0.32 olan bu deger daha ilk anda hicbir formul kullanmadan bu malzeme ile diger malzemelerin arasinda bir yalitim performans karsilastirmasi yapmamizi saglar.

    Mesela su anda ulkemizde en cok kullanilan EPS veya mimarkemal beyin genellemesiyle Styropor ile delikli tuglayi isi yalitimi acisindan karsilastiralim. Styropor turevleri icin bu deger 0.03 civarinda veriliyor.

    Styropor = 0.03

    Delikli tugla = 0.32

    (noktadan sonraki sayilari degerlendirmekte zorlananlar icin soyleyeyim, styropor'un isi gecirgenlik katsayisi delikli tuglaya gore yaklasik on kat daha kucuk, kucuk olan daha iyi)

    Formuller sevilmiyor onun icin formul bende kalsin siz bana guvenin, karsilastirmanin sonucu sudur;

    Katsayilar isi transfer formullerde yerine koyulunca Styropor'un, birim kalinlikta, delikli tuglaya gore 10 kat daha iyi isi yalitimi sagladigi sonucu cikiyor.

    Yani mimaryukselbey'in isi yalitimi icin tavsiye ettigi 30 santim kalinlikta delikli tugla ancak mimaryuksel beyin yerden yere vurdugu 3 santim kalinlikta Styropor panel kadar isi yalitimi sagliyor.

    Ustelik Styropor delikli tuglanin aksine mimaryuksel beyin istedigi gibi bir miktar hava ve nem gecisinede izin veriyor.

    Daha devam edip formulleride ortaya koyup, mesela bir metrekare duvardan belli ic dis hava sicaklik farkinda ne kadar watt isi kaybedildigini filanda hesaplariz ama bu kadar yetsin.

    9köy,

    Bana inanmaniz veya fikir birligi icinde olmaniz gerekmez, problem degil, kisiler onemli degil, bunun icin ben anonim kalmaya calisiyorum, karsimdakide oyle olunca daha rahat yaziyorum, onemli olan fikir alisverisi, sosyal boyut benim pesinde oldugum birsey degil. Yukaridaki kuyudan tas cikarma ornegini Turkcemizin imkanini kullanarak ne hissettigimi bir cumle ile hizlica ve samimiyetle anlatmak icin kullandim. Tabiiki burada kimsenin deli oldugunu ima etmiyorum, bu cok anlamsiz olurdu. Daha iyi ve hizli anlasabilmek icin karsilikli bu kadar toleransimiz olmali. Yinede bu ornegimden rahatsiz olan olursa belirtsin o kismi hemen sileyim.

    Bunu yazarken sadece katsayilari ve kimseyi sikmamak icin yazmadigim formulleri dogrulamak icin yarim saate yakin arastirma yapmam gerekti, birde yazmayi ekleyin. Dolayisiyla iddia sahiplerinden referans isteme hakkim oldugunu dusunuyorum.



    Edit;
    Pardon ben 30 cm delikli tuglayi degerlendirmisim, siz 40 cm demissiniz, o zaman 40 cm delikli tugla yaklasik 4 cm Styropor turevine denk isi yalitimi saglar. Sonucun delikli tugla lehine donecegini hic zannetmiyorum.







    cengiz bey forum girmişken size geciken teşekkürümü etmemek olmazdı. vakit konusunda hakkınız helal ediniz. herşey için teşekkür ederim. aktuz dostumuzun yazılarınıda görmemiş değilim. itirazımda yok. ben bazı durumları mixlemeklemeyi bütçe açısndan seviyorum:)) burdada kritik noktaları sizlerden öğrenip olu olmazına karar veriyorum. hatta aktuz beyin kendilerinede birkaç belge bulduğumda göndereceğimi yazmıştım. zira devletimizin bazı komedi kanuları gibi maddelere benzer tespitlerim vardı onları bir yerde biriktirmediğim için bulamadığımdan dolayı yazamamıştım aktuz dostumuza. komedi dediğim mesele ise söz gelimi şu işte kural budur diyor. başka bir maddede kendi koyduğu kuralı kadük ediyor. bunlara benzer taktığım meseleler vardı.

    cengiz bey herşey için teşekkür ederim. bazı detaylar agirmem gerekiyor ama şuan uzun olacak sizinde vaktinizi genel olarak almak istemiyorum. sedece şunu sorim şu kalın strafor konusunda söyleyeceğiniz birşeyler yokmu:)) yüksel bey in konusunu sormuyorum. aslında benim size yazmak istediklerimin bir çoğunu sanki sn dorşenko yazmış. lütfen yüksel beyi karıştırmayalım yanlız. saygı ve sevgilerimle.




  • sn dorşenko dostun son iki yazınızı daha tam okuyamadım. size aydınlatıcı yazılarınız için teşekkür ediyorum.
  • Degerli arkadaslar,
    Forma vermis oldugunuz degerli katkilarinzdan ötürü sizlere tesekür ediyorum.

    Bizlerin neden hep yeniden Amerikayi kesfetmek zorunda kaldigimizi merak edip durmusumdur.

    Delikli tuglalarin 3 katli binalari tasiyamiyacagini söylemek, buna benzer .
    en az 40 cm kalinligindaki Tuglalarin hem statik acisindan, hem nem acisindan, saglamlik, kalite gibi bir sürü veri acisindan gelin Amerikayi bir daha kesf edelim. nedenmi?
    Almanyada 4.5 katli binayi 40 cmlik delikli tuglayla yapiyoruz. Burda tasiyorlar. Türkiyede 3 kati rahat tasirlar.
    Nedenide bizlere satilmak istenen sonuclari, verileri yüzyillarla kanitlanmamis bir ürünün reklam ilen bizze sataraler .Bizlerde palyocaya bakin diyerek kalitesiz mali satin alip dururz-

    Sayin Turgut Özal da bir anisinda anlatmisdi . O zamanlar naylon korseler modaymis, Türkiye ye girmesi yasakmis, Ama gümrükten gecirmek icin icini giyinmisde gecirmis. Sicakdanda patladim demisti.

    Moda olarakda bizlere Plastik tabaklar ucuz dieye kulanima vermislerdi.
    Teflon tavalarinda ne kadar ekonomik, hizli isitan diye sundular. Simdi amerikalilar Merkelelle alay icin kalitesizligin göstergesi olarak Teflon Tav yakistirmasinda kulaniliyor bu tavalar.

    Simdi Plastik pencereler gözde ve herkese tavsiye ediliyor. Radyotörün isitigi plastigin cikardigi gazlarin ne kadar zarli oldugunu bir kac seneye kalmaz her kese bildirirler,

    Bizlerin bilmesi gereken bir sey var. Binalarimiz bizim Milyonlarca yillik bedensel gelisimimize, dogaya uygun olmak zorunda. Insanlar bedensel yapi olarak Tas devri insanlarininin nem, isi, dogal ortamina uyum saglamistir. Halende bizlerin vucutlari o sartlada daha rahat yasarlar-
    . Bizim simdiki binalarimiz modern tekniklerle tas devri binalarinda dogal ortami yakalamak zorundayiz.Bunlar

    1- Ev sicakligi 20 derece
    2- nem orani 40- 60 gr/metreküp dür.
    3.Koku, ve gaz olarkda sifir derecede petrol türevlerinden cikan gaz oranlaridir.

    Hic bir tutkal kokusu yoktur, Hic bir plastikden yapilmis malzemeden salgilanan gazda ortamda yotur.
    Kanseri tetikleyecek hic bir zararli madde yoktur . Satin aldigigimiz ayakabidan cikan tutkal , plasik kokusu dahil.Yada satin aldigimiz elbiseden , gazeteden, plastik halidan, talasi tutkaliyarak yapilan masa ve mobilyalardan uzak.
    Ne yazik ki türkiyede yapilan binalarin %43 ünün catisi damlatiyor yada duvarinda nemden , küfden gecilmiyor diyen Türkiye istatistik kurumunun verdigi rakamlar mevcut.

    Bence Türkiye artik iyi bir yolda. Artik delikli catilar tamir edilecek, nemli duvarlar kurutulacak, saglam kalin duvarli evler yapilacaktir.
    Su anda yapilis olan sagliksiz binalar 20 yila kalmaz cok degersizlesecek, Zaman kalin duvarli binalari, iyi saglam yapilmis binalari hakli cikartacak.
    Saglikli binalar torunlara kalirken, cürük binalar torunlar tarafindan zaten yikilacaklar.

    Insanin en zalim tarafi: Kendi yaptigi yanlis; vicdanini rahatsiz etmeye baslayinca , sudan bahaneler hemen bulmasi ve Vicdanini rahatlatdacak bahaneler kendine uydurmasidir.
    Bizler bir gün vicdanlarimizi rahatlatmak icin bahane uydurmadan dorgu dürüst is yapabilecegiz.
    Bu ümidim var

    selamlarimla


    www.mimaryuksel.com




  • quote:

    Orijinalden alıntı: aktuz

    Boşverelim, inşaat mühendislerinin alanına girmek istemiyorum. vardır bir bildikleri.
    çok katlı yapıların depreme daha dayanıksız olduğu fikrine hiç katılmıyorum.

    Yığma yapılarla ilgili şartnameye göre,

    Yığma yapıların duvarlarında kesinlikle yığma yapı için özel üretilmiş, basınç dayanımı mm2 ye 0.5 kg üzerinde olan tuğlalar kullanılacak ve delik doluluk oranı standartla göre olacak.

    ****************************************************************
    5.4.1. Taşıyıcı Duvar Malzemesi

    5.4.1.1 – Taşıyıcı duvarda yığma malzemesi olarak Türk Standartlarına uygun doğal taş, dolu tuğla, TS-2510 ve TS EN 771-1’de taşıyıcı duvar malzemesi olarak izin verilen en büyük boşluk oranlarını aşmayan boşluk oranları olan tuğlalar ve blok tuğlalar, gazbeton yapı malzeme ve elemanları, kireç kumtaşı, dolu beton briket, kerpiç ya da benzeri kargir birimler kullanılabilir.

    5.4.1.2 – Boşluklu beton briket, hafif agregalı beton kargir birimler, TS-2510 ve TS–705 (TS EN 771-1)’de taşıyıcı duvar malzemesi olarak izin verilen en büyük boşluk oranlarının üzerinde boşluk oranları olan tuğlalar ve blok tuğlalar, TS–4377 (TS EN771-1)’e göre dolgu duvarları için üretilmiş diğer tuğlalar ve benzeri biçim verilmiş
    bloklar hiçbir zaman taşıyıcı duvar malzemesi olarak kullanılamaz.

    *****************************************************************

    Aşağıda resimdeki tabloya bakarsanız, her halukarda yapılarda, özel taşıyıcı tuğla kullanılması gerektiği, ayrıca en az 1 boy yani 19cm lik tuğla kullanılması gerektiği, deprem bölgesine ve kat sayısına göre 1.5 boy yani 29 cm kalınlığında tuğla kullanılması gereken durumlar olabildiğini görürsünüz.

    Siz 13.5 luktan bina yapıyorum diyorsunuz, 13,5 luk taşıyıcı tuğla olmadığına göre doldurma tuğlası kullanıyorsunuz. birde 2-3 kat çıkıyorum - çıkıyorlar diyorsunuz. Yönetmeliğe uymayan bina yapıyorsunuz. Malesef bu işler "ben yaptım oldu" şeklinde sizinkisi gibi yapılıyor ve sonuçlarını zamanla görüyoruz. Halbuki yönetmeliklerde herşey açıkça yazılmıştır. Okuyup sonra ona göre yapı yapılsa, depremlerden sonra üzücü manzaralar görmeyiz.








    Deprem yönetmeliği,
    http://www.kudret.com/yuklemeler/media/file/deprem_bolgelerinde_yapilacak_binalar_hakkinda_yonetmelik.pdf







    5.4.1. Taşıyıcı Duvar Malzemesi

    5.4.1.1 – Taşıyıcı duvarda yığma malzemesi olarak Türk Standartlarına uygun doğal taş, dolu tuğla, TS-2510 ve TS EN 771-1’de taşıyıcı duvar malzemesi olarak izin verilen en büyük boşluk oranlarını aşmayan boşluk oranları olan tuğlalar ve blok tuğlalar, gazbeton yapı malzeme ve elemanları, kireç kumtaşı, dolu beton briket, kerpiç ya da benzeri kargir birimler kullanılabilir.

    sn Aktuz
    verdiğiniz bilgileri dikkatle bir daha okuyunca bazı şeyler daha dikkatimi çekti.
    Yukarıda 1. maddede gazbeton da yığma yapılarda kullanılabilir diyor.Enteresan.Gazbeton şurda çok yakın zamanlarda kuzey kutbuna yakın bir ülke olan İsveçde icat edilmiş ve esasen ısı yalıtım amacıyla örgü duvarlarda kullanılan bir malzme ülkemize gelişi bile 30 40 yıl ya var ya yok bu malzemenin Avrupada hatta icat edildiği isveçte bile taşıyıcı malzeme olarak değil ahşap kolonlara sahip binalarda duvar örgü elemanı olarak kullanılan bir malzeme ama bazı sektör temsilcileri gerekli yerleri ikna edip!!!! hemen yönetmelik ve standartlara sokmuşlar anlaşılan.

    Gazbeton mukavemet direnci çok zayıf ve en dandirik tuğla ile bile kıyaslanamayacak bir malzemedir.Güçlü kuvvetli biri iseniz rahatlıkla sağından solundan parçalar koparabilirsiniz yada kurşun kalem gibi - bırakın metal yada demir bir aleti -çok dayanıksız bir araçla bile kırıp zarar verebileceğiniz bir malzeme.
    Bu özelliği çok iyi bilindiğinden en cahil inşaat işçisi,ustası hatta ameleleri tarafından bile ısı yalıtımı gereken durumlar dışında tavsiye edilmeyen kendi oturdukları binalarda bile kullanılmayan bir malzeme.
    Ülkemizde en yaygın kullanım alanıda ısı yalıtımının şart olduğu 1 derecelik değişimin bile binlerce civcivin ölümüne neden olabileceği tavuk çiftlikleri ki ülkemizde yaygnlaşmasıda bu çiftliklerde ısı yalıtım performansını gören kırsal kesim ahalisinin konutlarda da kullanmaya başlaması ve zamanla yaygınlaşması.Evet gazbeton çok iyi ısı yalıtımı sağlar iyi bir duvar örgü malzemesidir ama taşıyıcı bir malzeme asla değildir.

    Taşıyıcı özelliği sonderece zayıf olduğu konuya ilgili ilgisiz bir çok insan ve çevre arafından bilinen bir malzemenin taşyıcı malzeme olarak kullanılabileceğinin yönetmelik ve standartlara girmesi maalesef yurdumuzda işlerin nasıl yürüdüğünü bize gösteriyor.Bazı sektör temsicilerinin baskı ve zorla yada yaptıkları ikramlar!!!!la işlerin nasıl yürütüldüğü ile ilgili pek çok örneği çoğumuz biliyoruz.

    Bu tip standart ve yönetmelikler sözgelimi elektrik prizleri yada elektronik araçlar yada motorlu taşıtlar gibi üretimi ve teknolojiside bir kaç ülke ile sınırlı alanlarda istesenizde istemesenizde kabul etmek ve uygulamak zorunda olduğunuz bir durumdur örneğin her evde farklı priz girişi olsaydı en basitinden bir telefonumuzu şarj etmek için farklı bir çok şarj aletimizin olması gerekirdi buda maddi açıdan ve pratikte mümkğün değil.

    Ancak konut ve inşaat farklı bir konu. yeryüzünde birbirinden çok farklı iklim tipi,coğrafi koşul,konum, kültürel farklılıklar yaşam biçimindeki farklılıklar vb.gibi nedenlerle binlerce farklı bina ve konut tipi var yine dünyada farklı coğrafi yörelerde yapı malzemesi olarak kullanılabilecek binlerce değişik taş.toprak.bitki vb. doğal malzeme var ve dünyaya baktığmızda bu çeşitlerin kullanıldığını görebiliyoruz.(afrikalıların sazdan kulübeleri,finlandiyalıların kütük evleri,harran ın toprak evleri,mardnin taş evleri vb.

    Standart ve yönetmelikler en iyiyi yada pratikte uygulanabilecek en iyi noktayı belirlemezler sadece bazı ''Asgari müşterekler'' in kabul edilmesini amaçlarlar.Yani en azından bazı konularda ortak noktalar olsun anlamındadaır ve herzaman iyi olacak yada uygulanabilir ve kesin doğru olacak diye bir şey yoktur.
    En basit örnek Asgari ücret i verebiliriz.Devletin bazı kurumları kalkmış ölçmüş bitmiş analiz etmiş değerlendirmiş ve bir değer kabul etmiş ve en azından bu değer etrafında bir uzlaşma sağlansın istemiş.

    Şimdi diyebilirmisinizki Asgari ücret çok iyidir yeterlidir insan ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılar diye.Bu miktarın çok daha altında rakamlarla geçinebilen lerde var( aile bireylerine ait evde kalıyordur kira vermiyordur bazı gıda maddeleri köyden yakınlarından geliyordur vb.gibi destekleri vardır) çok üstü ile geçinemeyenlerde.Duruma kişiye şartlara göre değişebilen bir miktar.
    İnşaat ve yapılarımız konusundaki yönetmelik ve kurallrdada Aydemir arkadaşımızın dediği gibi çelişkiler,pratikte uygulanması imkansız kurallar ,yabancı devlet ve şirketlerin,sektör temsilcilerinin baskısı-özendirmeleri(rüşvet de denebilir) ile yapılan değişiklikler vb. olduğundan maalesef mühendis ve müteaahhtlerimiz genelde tecrübeleri vb. ile hareket etmektedirler.Komple elden geçirilmesi gerekli bu kuralların.Ama bizde ne oluyor her deprem sonrası o depremin özellik ve durumuna etkisine göre bir iki değişiklik ,1-2 ay sıkı denetim sonra? hikaye.

    Nüfusumuzun yarıya yakını kırsal kesimde ve köylerde oturuyor,buralardaki binalarda genelde tek katlı olduğundan yapılacak binaların taşıyıcı bir sisteme ihtiyacı yokki insanlar bu kurallara göre ev yapsın.Nasıl yapablir.İnşaatlarda en belirli maaliyet unsurları demir ve çimento ama kırsal kesimde hatta bir çok şehir yapısında tek kat kullanıldığından gerek yok buna neden ülkemizin milyarlarca doları israf edilsin.Çimento şirketlerinin ve hazır beton tesislerinin de çoğunun yabancı firmalar olduklarını da hatırlatayım bu arada ismi türkçe olanlarında türkçe olması sahiplerinin yabancı olmalarını engellemiyor biliyorsunuz.
    Kırsal yöreler için ayrı ,şeirler için ayrı vb.gibi yönetmeleik ve kurallar belirlenmesi lazım yada en azından tüm ülkemiz için geçerli olabilecek asgari bazı ortak noktalar bulunması lazım ve bunun dışında insanlar seçimlerinde serbest bırakılmalı ki bunlar uygulanabisin.İnsanların maddi koşulları ve zorunlu olan ve olmayan gereksinimlerinde gözönünde bulundurulması lazım.
    Böyle olmadığından dırki herkes tecrübe ve deneyimlerine göre hareket ediyor. Siz şu ekenomik ortamda taşradaki bir kasabamızda yada köyünde oturan bir insanımıza demirin ton fiyatı 1500-1600 lerde iken çimento nun torbası 7-10 tl iken ve herşeye rağmen tuğlanın fiyatı 0,30-40 tl yani 35-40 kuruş civarında iken gelde taşıyıcı sistemli bina yap diye.Üstelik gerektirecek bir sebepte yokken.Adam 1 ton demir fiyatına tek kat yapacak tuğla satın alıyor ve sadece demir bağlama işçiliğine vereceği parayla bu duvarı ördürüyorsa taşıyıcı sistemde kullanacağından çok daha az bir çimento ile bu duvarları sıvatabiliyor ve malzeme işçilik tasarrufu sağlıyorsa başka türlü yaptıramazsınız.




  • Bu konu başlığında teknik birşey konuşulmuyor. Ütopik bir dünya kurmuşsunuz, hezeyanlarınızla yaşıyorsunuz.

    Kimse tuğladan 3 katlı ev olmaz demedi, zaten yukarıda tabloda bodrum + zemin + 3 kat yapılabildiği yazıyor. Fakat sizin bilmediğiniz, dolgu tuğlası ve yığma tuğlanın farklı malzemeler olduğudur.

    Tuğla çeşitlerini bilmeyen,
    13,5 cm lik dolgu tuğlasından 3 kat çıktım, yıkılmıyor diyen
    Basınç dayanımı
    Yapı statiği
    İzolasyon

    kelimelerini bilmeyen veya kendi hayal dünyası içerisinde yorumlayan, ortaya farklı bir söylem getireyim, dikkat çekeyim, insanların tepkilerini göreyim gayretindesiniz. teknik bir konuda fikir belirtiyorsunuz ama teknik adına birşey yok.

    Hezeyanlarınızdan başka birşey görmüyorum. Sizin gibi meslek erbablarıyla! hayatımın hiç bir yerinde karşılaşmamayı dilerim.

    Şunları bir bakkaldan duysam merakından dolayı takdir ederim ama mimarım diyen, şantiye şefliği yaptım diyen insanlardan safsata duymak hoşuma gitmiyor.

    (safsata: bir düşünceyi ortaya koyarken ya da anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamadır. Safsatalar ilk bakışta geçerli ve ikna edici gibi görülebilen fakat yakından bakıldığında kendilerini ele veren sahte argümanlardır.)


    Konuya yazılanlar konu başlığını merak edenlere yeteri kadar bilgi sunmaktadır. Öyle veya böyle birilerine faydalı olacaktır.

    iyi paylaşımlar.




  • 
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.