Şimdi Ara

Styraporla Mantolamanin Zararlari (14. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
483
Cevap
14
Favori
59.214
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1213141516
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mimaryüksel

    Aydemir bey Merhaba,

    Sizin söylediklerinize kulak verip anliyan cok fazla yok, hele ben yurt disisinda yasiyan biri olarak yetkililerede bir seyler anlatacak durumumuz yok.

    Benim herzaman savundugum su: Bilgi, dürüstlük zamanin degerlendirdigi olgunluktur. Su an bunlarin kiymetini cok az insan anlar. Ama Zaman dogruyu gösterir. Örnek verirsek : Yamuk (egri) Duvar hemen yikilmaz ama zamanla kendiliginden yikilir . Dogru duvar , temeleride saglamsa ileel ebet dim dik ayakda durur yikilmaz.


    Alel acele yapilan isler, birden zengin olup köseyi dönenler gibi zamanla yikilip giderler. Yikildikdan sonrada topluma, insanliga biz sürüde zarar verip öyle ortdan yok olurlar.


    Bizim toplumumuzda dogru düzgün duvar yapanlar cok, onlara sahip cikip onlarla calismayi becerebilmeliyiz. O insanlariyla tabiri cayiz ise mumla aramaliyiz.

    Aksi takdirde hep keskelerlen ömrümüz gecip gider.


    sana mutlu, saglam , saglikli yarinlar diliyorum.



    www.mimaryuksel.ch

    yüksel bey, hocam merhabalar.
    kaçırmışım mesajınızı. hocam anlamasınlar ne yapalım sakalımız yok:)) zaten ille anlaşılmak gibi bir derdimde yaok protesto ediyorum geçiyorum. devlet bildiğini okur sonuçta. işlerine geldiği gibi davranırla bir felaket oldumuda en aciz kişiye sarmalarlar işi hep kurtulurlar.

    evet hocam zorda olsa geçte olsa bir şeyi 2 kez satın ala ala artık millet oalrak kaliteyi öğreneceğiz çaremiz yok.

    bende sizlere aynı güzel dileklerimle mutlu yarınlar diliyorum sayın hocam.




  • Değerli arkadaşlar
    Belki ilgilenen olur diye bir kaç noktada yeni binalarda mimarisi bozuk noktaya degineyim .
    1- Bina giriş kapıları halen demirden olmaları doğru görmüyorum.
    2- Genelde giriş kapılarına konulan elektrik sayaçlarına doğru dürüst bir kutU bulunamamış olması iyi değil.
    3- Daire kapılarının altinda ki basamak dairesi ile giriş holü arasındaki yükseltti memed parçaları hiç hoş degil.
    4- Basamaklar halen acemi ustaların elinde.
    5- Banyolarda silikonlar küflü. Doğru malzeme kulanan hiç yok gibi.
    6- Ses yalıtımı hiç yok. Ses yalıtımı konusunda iyi yapı hiç yok gibi.

    Listeyi daha uzatmadan herkese en iyi ortamlarda, sağlıklı yaşam diliyorum.

    Mimaryuksel.ch

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Değerli arkadaşlar
    Belki ilgilenen olur diye bir kaç noktada yeni binalarda mimarisi bozuk noktaya degineyim .
    1- Bina giriş kapıları halen demirden olmaları doğru görmüyorum.
    2- Genelde giriş kapılarına konulan elektrik sayaçlarına doğru dürüst bir kutU bulunamamış olması iyi değil.
    3- Daire kapılarının altinda ki basamak dairesi ile giriş holü arasındaki yükseltti memed parçaları hiç hoş degil.
    4- Basamaklar halen acemi ustaların elinde.
    5- Banyolarda silikonlar küflü. Doğru malzeme kulanan hiç yok gibi.
    6- Ses yalıtımı hiç yok. Ses yalıtımı konusunda iyi yapı hiç yok gibi.

    Listeyi daha uzatmadan herkese en iyi ortamlarda, sağlıklı yaşam diliyorum.

    Mimaryuksel.ch

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mimaryüksel

    sayin x calibur

    TV den gördüğüm kadarı ile o yanan binadan aşağılara süzüle süzüle dökülen yalıtım malzemeleri taşyünü yada camyünüydü

    demissiniz. Bu yazinizi cok manidar buldum. Cok etkileyicide.
    Bu sorunuz neyi amacladiginizda acikca merakda ettim, acaba bilerekmi ? bir amac dahilindemi bu soruyu sordunuz , yoksa bilmeden bir seyleri ögrenmek icinmi bilmiyorum. Cevap veriseniz sevinirim.

    Zaten tasyünü diyoruz, tas ne kadar yanarsa tasyünüde camyünüde o kadar yanar. Tasyünü yada camyünü malzemesinin gercek tasdan geldigini , bu tasin nasil yanmiyacagini size nasil anlatabilirim??

    Kafalari bulandirmaya gerek yok,

    Mesajıınızı yeni gördüm. Kafa falan bulandırdığım yok, siz muhtemelen görmemişsiniz tam olarak bende ilk başta sizin gibi expande yada extrude strafor falandır demiştim, ama adamın elinde yanmış parçaları ve gerçektende süzüle süzüle yanarak gelen taş yünü yada cam yünü parçaların yanmasına şaşırdım. Taş yünü muhtemelen çünkü plaka plaka yanarak geliyordu.

    Neyin nasıl yapıldığını gayet iyi biliyorum. kafa falanda bulandırmıyorum.

    Alın bakın bunu izleyin ne demek istediğimi anlarsınız ?

    http://tv.gazetea24.com/fulya-da-bulunan-polat-towers-da-yangin-cikan-yanginla-ilgili-sisli-belediye-baskani-mustafa-sarugul-un-aciklamalarindan-sonra-Istanbul-buyksehir-belediye-baskani-kadir-topbas-ve-Isadami-adnan-polat-olay-yerine-geldi.-aydin-universitesi-afet-arastirma-enstitusu-muduru-yard.-doc.-dr.-kubilay-kaptan-gokdelenlerin-yangina-ne-kadar-hazir-oldugunu-degerlendirdi.-17.07.2012-izle-e_16_2012-07-17_20:07:00_59086_6.html



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi x-calibur -- 10 Ağustos 2012; 13:55:23 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mimaryüksel

    Mantolamanın zararı 1- kışın güneşten gelen ısıyı binanin icine girmesine engel olmasi.Yani karından çok zararının olmasıdır.Güneş havayı ısıtmaz.Taşı,toprağı ısıtır.Yazın kumsalda kumlara basamamızın nedeni budur.İnsan güneşten gelen enerjinin ışık olarak 0,4 ile 0,8 ym si görünüktür.Diğerleri ise kızılötesi yada mor ötesi ışıkları görünmezdir.Bu enerjinin kışın hava kapalı, karlı olsa bile binanın dış yüzeylerini ısıtır.Ama mantolanan binalarda bu ısınma gerçekleşmez.Buna engel olur.

    2-Binanın styroporlanması insanın yaz-kış baştan aşağı naylon elbise giyinmesine benzer. Nem oranin yüksek olmasini saglar, Binada korkunc kokuya sebeb olur

    3-Disariya cikamiyan nem : Küf, Mantar, bunlarin yumurtalari Spor yuvasina dönüsür.

    4- Disari cikamiyan nem: Duvarin isinmasina engel olur. Sicakligi ememiyen duvar kalorifer sönünce geri isi vermez.

    5- Mantolanan binanin havalandirilmasi mecburidir. Buda para verilerek isitilan havayi, disari atmak demektir. Yada paranin disari atilmasi demektir.

    6- Binanin nefes alamamasi, icerde nemin birikmesine neden olur. Nemle saglik birbirine cok bagimli. Kilima calisan bir ortam mesala: ev araba gibi, hemen sogursa hava icindeki nemi birakir. Nemsiz hava insanin sicak vucudundan su ceker, Araba kilimasinin calismasindan sonra dudak, damak kurumasinin nedeni budur. Ayni etki bina icinde söz konusu.

    7- Kisin isinirken oda icindeki havayi isitmak yanlistir. Dogrusu odanin duvarlarini isitmaktir. Cünki hava sicakligi depo edemez. Hava sicaklikla beraber kacar gider. Dogru isitma ise tas, duvar isitmasidir. Kalorifer sönse bile taslar sicakligi geri verir. Ama styroporlanan duvar isinmasi zor olur

    8- Binayi mantolandimi yazin lazim degilse, insan gibi paltosunu cikaramazsiniz. Yazin bu mantolama bas belasi olur.
    Yazin isinan havayi mantolanmis duvarlar sicakligi nemden dolayi ememez. Bu binalarda nemde dolayi yazin bunaltici hava olusur. Bu tip evlerin camlari yazin mecbur gece gündüz acik kalir.
    Acik kalan camlardan iceri gürültü, toz toprak gibi istenmeyenlerde iceri girer.

    9- Yazin mantolanan evler serin olmazlar, Kilima calistirmak zorunda kalirlar, ayrica bir külfet demektir bu.

    10- Styroporun tutmasi icin bina delik desik edilerek, vidalanir.

    11- Petrola bagimli malzeme oldugundan , yerli malarinin satilmamasi, türkiyenin cari aciginin büyümesine neden olur.

    12- Styroporun üzerine siva tutmadigindan ayrica elek kulanilmasi, yeterince kalin degilse, bir iki sene sonra kusar gibi dis sivanin boya ilen beraber dökülmesi
    13- Dis yüzeyi yere yakin yeerlede darbelere dayaniksizdir. Bina cephesi ayaklan bile delik desik olabilir. Lütfen duvari zedelemyin tabalasi asmak gereki
    bu listeyi zamanla dahada uzatmak mümkün. Simdilik bu kadar yeter


    www.mimaryuksel.com

    Yüksel Bey merhaba.
    Yazdığınız yazıyı okurken çok mantıklı buldum hatta hep merak ettiğim bir konudur bu mereti yapıyorlarda bunun hiç mi dezavantajı yok?
    Hatta evimde bir duvarda dışarda çatlak olduğundan kışın o kısımda az miktar küf falan oluşuyor.
    Nasıl gideririm diye millete sorduğumda aldığım cevap, duvara bi strafor üstüne bir sıva-badana-boya mis gibi olur dediler.
    Olmasına olurda bu meret bunun arkasında yine çıkmacak mı? Temizlenmediği için çok çok daha fazla olmayacak mı elbette olacak...

    Her neyse mantıklı bir konuya parmak basmışsınız ancak;

    Ne zamanki olayı petrol, cari açık, yerli malı üretimi değil falan demişsiniz bence ipin ucunu orda kaçırmışsınız.


    Mantolama olayı aynen dediğiniz gibi zararlıdır ancak en ufak faydasından bahsetmemişsiniz.

    Kışın evlerde yakılan sobaların, kalorifer yaydığı ısıyı içerde tuttuğundan hiç bahsetmemişsiniz.
    Nem olayına takılmışsınız, evleri kışın nemlendirmek için bir sürü yol vardır, en basiti kalorifer üzerine konulan su dolu bardaktır veya daha da basit i ıslak havlulardır.

    Türkiye de ki en büyük göz ardı edilen problemlerden birisi enerji kaybıdır.
    İstanbul da bile halen yüzbinlerce binada yalıtım yoktur, anadoludaki büyük şehirlerden bahsetmiyorum bile...

    İnsanlar evlerini ısıtmak için dünyanın enerjisini kullanıyor.
    Memleket bu enerjiyi karşılamak için, İran'dan, Rusya'dan Azeybaycan'dan doğalgaz alıyor.
    İnsanların evine doğalgaz pompalıyor, yetmiyor o doğalgazı yakarak, elektrik enerjisine döküyoruz.

    Yetmiyor!
    Her yere milyon dolarlar harcayıp barajlar yapıyoruz.

    Nüklüer'e karşısınız, o Allah'ın emri!
    Baraj kurulumuna karşısınız, yok orası su altında kaldı, yok burda suyun debisi çok azaldı şöyle oldu böyle oldu...

    Söylermisiniz bana bu memleket elektrik enerjisinin nerden alacak?

    Hanginiz elektrik sadece elektrik değil herhangi bir şey için tasarruf yaptınız?
    Hanginiz TV karşısında uyuyup kalmadı? Hepinizin TV lerinde otomatik kapanma vardır halbuki...

    Bu memlekette özel elektrik üreten kurulmar vardır, devlet onlardan elektrik enerjisi satın alır para karşılığında.

    Bunlardan bir tanesi Zorlu Enerji nin Kayseri deki üretim tesisdir doğalgazı elektrik enerjisine çevirir.
    Şuan çalışmıyordur. Neden mi?

    Çok fazla elektrik ihtiyacı duyulmayan yaz aylarında devlet elektriğin KW ni 0,05TL gibi yada az daha pahalı, az daha ucuz gibi fiyatlara satın alıyor.
    Benim fiyatım budur ya satarsın yada satmazsın çok ihtiyacım yok diyor.

    Ancak kış ayı geldiğinde durum hiçde öyle değildir.
    Devlet gelip elektrik ister ve fiyatı bu sefer devlet belirlemez!
    KW fiyatı 5TL 7TL 10TL Allah ne verirse artık.

    Santral toplasanız 3-5 ay çalışır tüm senin karını çıkartır bu şekilde.


    Geçen sene Maramara bölgesinde kışın çok büyük bir elektrik kesintisi yaşanmıştı, Türkiye'nin en ücra köşesinde bile yaşasanız duymuşsunuzdur zira dünyanın en büyük metropollerinden birisi 24 saatten fazla elektriksiz kalmıştı.
    Trakya bölgesinde Bulgaristan'dan elektrik satın aldığımızı biliyormusunuz?
    Geçen sene ya Çanakkale yada Bursa da elektrik santralinde çıkan arıza, üstüne Bulgaristan da benim ihtiyacım var elektrik vermem diyince olan oldu.


    Yani uzun lafın kısası;

    Evet bina giydirme zararlıdır, dezavantajları oldukça çoktur bu teorinize bilgim olmadığı halde basit fizik bilgim ile bile katılırım.
    Ancak bina giydirmenin büyük bir enerji tasarrufu vardır, hem kışın hemde yazın.
    Bu yabana atılacak bir etki değildir.

    Yeni çıkan yönetmeliklerde biliyorsunuz binaların enerji kimlik belgesi olacak. Binalara yalıtım şart koşulacak.
    Bunun tek nedenide kullandığımız enerjiyi daha verimli kullanıp enerji ihtiyacımızı azaltmaktır.


    Ben hayatımı tasarrufa adamışımdır, parasından değil, Allah çok şükür para pul yetecek kadar var bugünlerimizi aramayalım.
    Ancak benim düşüncemde israf yabana atılmayacak bir yanlıştır.
    Ben dişlerimi bile banyoda fırçalamam. Diş fırçama macunumu sürer ışığı kapatır evde dolanırım, camdan dışarı bakarım.

    Herkes günde 100w elektrik tasarrufu yapsa, 1 bardak su tasarrufu yapsa
    70 milyon insanın tasarrufunu, bu memleketin o zamanki halini siz düşünün.



    Saygılar.

    Not: Konuyu baştan sona okumadım elbette, sadece giydirmenin dezavantajlarını cari açıkla bağdaştırmanıza anlam veremediğim için direk olaya girdim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SebastianTR -- 10 Ağustos 2012; 14:19:07 >




  • Sayin calibur
    Gönderdiğiniz video ya dikatle baktım. Sayın polatın da dediği gibi cam yünü yanmaz. Uzman denen kişi elinde tuttuğu malzemedede yanık yok. Yanmamiş malzemelei toplamışlar. Dikkat edin yanan malzeme zaten duman olmuş. Birisi arada sünger var. Sünger yandı sanıyorum. Ben orda yoktum ama yanan malzeme zaten orda. Diğer cephelerde aynı tehlike altındalar.
    Halep ordaysa arşı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Halep ordaysa yanan binada ıstanbul da. Kesin yanıcı sünger çikar altında.
    Yanan malzeme aşağıda toplanmazdı.

    Selamlar

    Mimaryuksel.ch

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sayın Sabastian

    Elektrik üretimi,fiyatları,türkiyenin enerji konusunda yazdığınız mukemmel yazı ve bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkürler.

    Benim söylemek istediklerime tercüman olmuşsunuz.
    Tek farkımız siz hiç yoldan straforla mantolama iyi diyorsunuz.

    Bense o kadar masrafa karşı daha verimli daha sağlıklı yalıtım malzemesi kulanın diyorum.

    En az 10 cm kulanın bari diyorum. Yangına karşıda önleminizide alın.

    En mantıklı yalıtım kalın taş duvarları diyorum.

    Selamlarımla

    Mimaryuksel.ch

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • burdaki malzemeyi tv ler elyaf olarak açıkladı biliyorum.
  • Cam yünü üretim tesislerini üniversitedeyken gezmiştim. Atık camlardan ve kumdan oluşan hammadde, tıpkı pamuk şeker yapımı mantığı ile yapılıyor. Yüksek ısıda eriyen cam ve kum pamuk şeker yapımındaki gibi büyük kazanlar içinde ortada yüksek hızda dönen yerden pamuk şeker gibi kazanda oluşuyor oluşan bu madde beyaz renkli, bu madde birbirine bağlanmayacak şekilde olduğundan kimyasal bağlayıcı ile karışıyor ve daha sonra sarı renk oluşuyor. İşte yanan madde bu yapıştırma işlemi için kullanılan kimyasal. Hatırladığım kadarı ile 200 lü derecelerde yanıyordu.Diğer türlü Beyaz olan kısım zaten cam ve kum olduğundan dediğiniz gibi kesinlikle yanmaz.

    Ben ilk yangını gördüğümde , aman Allahım straforlamı yalıtım yapmışlar ki dedim, ama malesef izlediğim videoyu görünce hem strafor hemde taşyünü yada cam yünü birlikte kullanacaklarını sanmam. O cephede çok farklı bir durum var. Cam yünü ve Taş yünü yansa bile bu kadar hızlı yanmaz, ya kullanılan malzeme sorunlu yada yanan başka bir madde var orada. Mimari olarak o binanın o cephesinde ne vardı bilmiyorum.

    Ben sizin örnek olarak o yangını vermenizden dolayı taşyünümü cam yünümü dedim Bana göre kesinlikle en iyi yalıtım hem ısı hemde ses yalıtımı olarak cam yünü yada taşyünü malzemedir, strafora bende güvenmiyorum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mimaryüksel

    Sayın Sabastian

    Elektrik üretimi,fiyatları,türkiyenin enerji konusunda yazdığınız mukemmel yazı ve bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkürler.

    Benim söylemek istediklerime tercüman olmuşsunuz.
    Tek farkımız siz hiç yoldan straforla mantolama iyi diyorsunuz.

    Bense o kadar masrafa karşı daha verimli daha sağlıklı yalıtım malzemesi kulanın diyorum.

    En az 10 cm kulanın bari diyorum. Yangına karşıda önleminizide alın.

    En mantıklı yalıtım kalın taş duvarları diyorum.

    Selamlarımla

    Mimaryuksel.ch

    Açıkcası ben strafor dan yanayım.
    Açığa çıkardığımız enerjiyi korumak için daha ucuz diye düşünüyorum. Verdiği yan etkileri ise dünyanın en önemli 2. sektörü olan enerjiyi koruduğu için göz ardı edilmesi lazım düşüncesindeyim.

    Tabiki daha iyi yolu vardır, stafor gibi yapay bişey dense doğada bile binbir çeşit malzeme çıkar.

    Gerek üretimi kolay olması, gerek memleketimizde üretiliyor olması, gerek uygulanırken ki zaman/iş gücü maliyetinin düşüklüğü sebebiyle strafor iyi diyorum.


    Amerika da ne uygulanıyor?
    Filmlerde gördüğüm ve anladığım kadarı ile dediğiniz gibi kalın beton duvarlar, delikli değilde dolu tuğlalar ve birde bu amerikan pak siding denilen sanırım plastik malzemeler kullanılıyor.
    Ancak Türkiye şartlarında bu daha pahalı olacaktır kanısındayım.

    Birde şimdi hatırladım bir çevre belgeselinde "yeşil" ev yapıyorlardı. Evin dış izalasyonu sıkıştırılmış 10-15cm lik saman plakaları ile yapılıyordu.
    Daha sonra üzerine file, sıva vs bişeyler bişeyler.

    Aslında çok mantıklı.




  • Sayın Sebastian
    Biz mimarlar yapılara çok yönlü bakmak zorundayız.
    Enerji sorununu ön plana sizin gibi cekersek size hak verebilirim.
    Ben hiç kimsenin straforla naylon gibi giydirilmiş yapılarda oturmasına gönlüm razı değil. Bu yapılar bana göre birin gibidirler. Dediğiniz gibi yüzlerce başka malzeme mevcut. Ben ucuz diye insanlarımızın kalitesiz yapıya layık görmüyorum. Bence bizim insanlarımız hem kaliteli hem sağlıklı yapılara mayınlar.
    zuAmerikalıların yeşil evleri yada ne yaptıkları beni fazla ilgilendirmiyor. Çünkü, oralarda çadırlar yokken anadoluda insanlar üniversite binaları yapmışlardı.
    Su an insanlarımızın kafasını batı hayranlığı ilen karıştırmışlar. Sinek gibi kafamızı cama vurup duruyoruz. Aslında geri dönüp baksak kapı ardına kadar açık.

    Şunu açıkçabelirteyim: Avrupalılar yada Amerikalılar bizim gibi kültür medeniyetlerinin beşiğinde yaşıyanlardan çok şeyler öğrenmeleri gerekiyor.

    Binalarda sorun yazın serin olmasını sağlamak, kışın sıcak. Bu iş straforla olmaz. Doğal kalın taş duvarlar enerjiyi depolar sonra geri verir. Bize yapılarda sırf enerjiyi az geçiren değil. Depolanan enerjiyi geri veren malzeme gerekli.
    Binanın içindeki havanın sıcaklık derecesi değil, aynı zamanda kışın enerjinin malzeme tarafında geri verilmesi, yazın sıcak havada sıcaklığı emmesi, ortamı serin tutmasi gereklim
    Buna en iyi örnek 90 cm kalınlığında yapılmış anadolulu evleridir.

    Istanbulda bu imkansız bahanesi, straforla yalıtımı haklı bulmuyorum. A

    Ayrıca ben camyünü malzemesi iyidir demiyorum. Aksine kötülerin içinde en iyisi diyorum. Nedeni nefes alabilmesi.

    Tekrardan enerji sorununu ,binadaki kulanılımıyla ,ülke ekonomisiyle ne kadar ciddi bir olay olduğunu bildiren yazınızdan dolayı size teşekkür ediyorum.

    Selamlarımla

    Mimaryuksel.ch

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Batı hayranlığı demeyelim, doğruyu görebilmek diyelim.
    Zira bugün ABD örnek almamak biz onlardan iyi"idik" demek bence yanlış olur.

    Evet Osmanlı devleti efsaneydi, ne mimarlar geldi geçti...

    Geçen ay Rize deydim, yaylalara falan çıktım dere üzerlerine 1800 lerden 1700 lerden kalma ne köprüler yapmışlar, bu nasıl olmuş diye durup düşünmemek imkansız.

    Ancak malesef biz artık Osmanlı devleti değiliz. Çok hızlı bir asimilasyon geçirip tamamı ile farklı bir ülke olduk.
    Artık biz Osmanlı torunlarıyız demek, O topraktakı milyonlarca Osmanlıya hakarettir bence.


    Her neyse geçmiş uzun mevzu. Biz yılımıza dönecek olursa inşaat sektöründeki en basidinden lazerli metrenin bile mucidi ABD ise bence ona bakmıyorum demek olmaz.


    Şimdi mevzubahis strafor iken aklıma farklı bir konu geldi.

    Sizin teorinize göre, ki bende doğru olduğuna inanıyorum.
    Evlerde oda içlerinde ses yalımı oluştursun diye yine strafor kullanılıyor.
    O zaman buda zararlıdır değil mi?


    Ve son olarak bir uzman görüşü isteyeceğim.
    Benim yatak odamda dış duvardan (galiba) gelen su vs yüzünden rutubet, nem, küf vs oluşuyor.
    Yazın hiç bir şey yok, ama kışın oluyor. Birde o oda evin en soğuk bölgesi diyebilirim, sanırım buda etki ediyor.
    Ben bu problemi nasıl çözerim?
    Binanın dışı strafor ile giydirme işlemi yapılacak ama bu seneye yetişmeyecek gibi
    Yani rutubetli bir kış beni bekliyor muhtemelen.


    Ekleme : Sorunun cevabı zaten yukarıda varmış. Az bir miktar, terleme küf oluşuyorsada yine aynı yöntemi mi önerirsiniz?
    Bu arada o duvarı yeni temizleyip, can sıkıntısından biraz alçı yaptım, üstüne de su bazlı plastik boya vurdum.
    Şimdiki durumu temiz ancak zaman ne gösterir? fikrim yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SebastianTR -- 13 Ağustos 2012; 17:34:58 >




  • Sayın Sebastian,

    Bizim gibi mesleği olanların politikaya fazla bulaşmadan, işlerini yapmasından yanayım. Osmanlıyı ,Amerikayı da göz önünde bulundurarak, olumlu ne varsa, doğruyu,modernize, teknolojinin en ilerisini kullanmak tabiki bizimde hakkımız.
    Benim söylemek istediğim tek sey,
    Ezberci olmadan, özenti duymadan kendimize ve kültürümüze güvenerek iş yapmaktır.

    Buna örnek sizin sorunuza en ekonomik çözümü beraber bulalım.

    Eğer binada her nerde küf varsa orda nem, şu buharı yoğunlaşması var demektir.

    Size özel konuda sadece kışın duvarın bir kisminda küf oluşuyorsa orada ısı kaybı aşırı var demektir. Soğuk duvarda havadaki nemin yoğunlaşması var demektir. Dolaptan çıkan kola şişesi gibi.

    Sorunu tespit etmek, çözümü bulmak demektir.
    En ucuz çözüm bir şişe sıvı şu itici alın. Dışarıdan o bölgeye uygulayın.
    Kuru kalan sıva bile enerjinin dışa kaçmasına engel olur. En azindan o bölgenin küf tutmuyacak kadar soğumasına engel olur.

    Piyasada hangi marka su iticisi var bilmiyorum. Yanlız alırken silikonsuz olmasına , nefes almaya engel olmuyan şu itici olması şart.

    Selamlarımla

    Mimaryuksel.ch

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • taş yünü konusunda izoder açıklama yapmış.


    http://www.izoder.org.tr/HaberDetay.asp?ID=101

     Styraporla Mantolamanin Zararlari


     Styraporla Mantolamanin Zararlari



     Styraporla Mantolamanin Zararlari


    İZODER AÇIKLADI : "TAŞYÜNÜ YANMAZ !"
    18 Temmuz 2012 Çarşamba günü POLAT Tower Residence’de çıkan yangın büyük yankı uyandırdı. Basının ve kamuoyunun büyük ilgi gösterdiği yangın aynı zamanda Türkiye’de çok katlı binalarda bu ölçüde çıkan ilk yangın olma özelliğini taşıyordu. Binanın akıllı bina olması ve alınan geniş güvenlik tedbirleri sayesinde yangın sadece maddi hasarla atlatıldı. Ancak bu süreçte özellikle yangının olduğu ilk saatlerde bir bilgi kirliliği yaşandı ve basında sıkça yangının yalıtım malzemeleri nedeniyle hızlı yayıldığı görüşü ortaya atıldı. Olayın başladı andan sonra 45 dakika içinde olay mahalline ulaşan İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul ŞEN çeşitli tespitlerde bulundu ve alandaki basın mensupları ile bunları paylaştı. Yangının yayılma sebebinin binada kullanılan Taşyünü malzemesi olamayacağı basın mensuplarına anlatıldı. İZODER’e davet edilen basın mensuplarına konuyla ilgili bilgi verilerek soru işaretleri aydınlatıldı. İZODER’de yapılan Taşyünü’nün yanmazlığı ile ilgili tespit ve görüntüler çoğaltılarak basınla paylaşıldı. İZODER’in konuyla ilgili yaptığı açıklamayı ve görüntüleri aşağıda görebilirsiniz.

    18 Temmuz 2012 Çarşamba günü İstanbul Fulya’daki POLAT Tower Residence’da çıkan yangın sonrasında açıklama yapan İzoder Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, yalıtım malzemesi olarak kullanılan taşyününün yanmadığını uygulamayla ispat etti.

    18 Temmuz Çarşamba günü İstanbul Fulya’daki POLAT Tower Residence’de çıkan yangın sebebiyle doğru dış cephe yalıtımı konusu yeniden gündeme geldi. Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, yaptığı açıklamada; yangın yalıtımının önemine dikkat çekerek akıllı bina olması ve doğru yalıtım malzemelerinin kullanılması sonucu olası facianın önüne geçildiğini açıkladı.

    İZODER genel merkezindeki test laboratuarlarında yapılan uygulamalar sonucunda taşyünü plakalarının yanmadığı bir kez daha ispat edilmiş oldu. POLAT Tower Residence olayında ne yangının çıkmasında ne de yayılmasında yalıtım malzemelerinin ilgisi olmamıştır. Aksine gökdelenler için doğru malzeme olan taşyünü kullanılmıştır. Doğru detay çözümleri ile birlikte, doğru yalıtım malzemesi olan taşyünü, özellikle gökdelenlerde hem ısı hem ses hem de yangın yalıtımı amaçlı kullanılmaktadır.

    İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen taşyünü için: “Taşyünü; yerli olarak temin edilen, inorganik hammadde olan bazalt taşının 1350°C - 1400°C’de ergitilerek elyaf haline getirilmesi sonucu oluşmaktadır. Taşyünü kullanım yeri ve amacına göre farklı boyut ve teknik özelliklerde, değişik kaplama malzemeleri ile şilte, levha, boru ve dökme şeklinde üretilebilmektedir. Ürün tipine bağlı olarak kullanım sıcaklığı -50/+650°C aralığındadır. Erime sıcaklığı >1000°C’dir. Kaplamasız Taşyünü ürünler TS EN 13501-1’e göre ‘yanmaz malzemeler’ olan A1 sınıfındadır” açıklamalarında bulundu.

    Çok katlı binalarda eğer akıllı bina teknolojisi yoksa böyle büyük yangınlarda facialar yaşanması mümkündür. Bu açıdan burada kullanılan aktif sistem çalışmış ve ters basınç uygulanarak hem alev, hem de dumanın binanın içine sirayet etmesi engellenmiş, daha vahim sonuçlar önlenmiştir. İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen: “Yangın çıktıktan 45 dakika sonra olay yerine ulaştığımızda yerde, cephedeki havalandırma kanalının yarattığı baca etkisi ile 15 – 20 dakika gibi çok hızlı bir sürede 150 metreye tırmanan alevlerin etkisi ile metal cephe malzemesi ve taşyünü yalıtım malzemelerinin koparak saçıldığını gördüm. Yalıtım Malzemesinin yangından etkilenmediği, doğal olarak yanmadığını gözlemledim. Ancak bu sağır cephede kullanılan taşyünü yalıtım malzemesinin önünde kullanılan son kat metal cephe kaplama malzemesinin iç ve dış yüzeyinin iyice incelenmesi gerekiyor” diyerek yangından korunmada; yangın yalıtımı da dahil olmak üzere alınması gereken mimari önlemler ile birlikte aktif korunma önlemlerinin de çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mimaryüksel

    Sayın Sebastian,

    Bizim gibi mesleği olanların politikaya fazla bulaşmadan, işlerini yapmasından yanayım. Osmanlıyı ,Amerikayı da göz önünde bulundurarak, olumlu ne varsa, doğruyu,modernize, teknolojinin en ilerisini kullanmak tabiki bizimde hakkımız.
    Benim söylemek istediğim tek sey,
    Ezberci olmadan, özenti duymadan kendimize ve kültürümüze güvenerek iş yapmaktır.

    Buna örnek sizin sorunuza en ekonomik çözümü beraber bulalım.

    Eğer binada her nerde küf varsa orda nem, şu buharı yoğunlaşması var demektir.

    Size özel konuda sadece kışın duvarın bir kisminda küf oluşuyorsa orada ısı kaybı aşırı var demektir. Soğuk duvarda havadaki nemin yoğunlaşması var demektir. Dolaptan çıkan kola şişesi gibi.

    Sorunu tespit etmek, çözümü bulmak demektir.
    En ucuz çözüm bir şişe sıvı şu itici alın. Dışarıdan o bölgeye uygulayın.
    Kuru kalan sıva bile enerjinin dışa kaçmasına engel olur. En azindan o bölgenin küf tutmuyacak kadar soğumasına engel olur.

    Piyasada hangi marka su iticisi var bilmiyorum. Yanlız alırken silikonsuz olmasına , nefes almaya engel olmuyan şu itici olması şart.

    Selamlarımla

    Mimaryuksel.ch

    Ben zaten özentiye şuna buna karşıyım.

    Ancak hiç birşey yapmadan, aynı tas aynı hamam düzenede karşıyım.

    Bizim elektrik-elektronik sektöründe AR-GE daima vardır. Bu tüm sektörlerde olmak zorundadır.
    Bizde bu bir çok sektörde yok. Tamam yapma hiç gerek yok, senin için yapanlar var ABD gibi bari onların teknolojisini kopyala geliştir bişey yap.
    Yeniliklere düşman olma yani anlatmaya çalıştığım bu (genel olarak konuşuyorum tabiki)...
    Bunun en büyük örneği Çin. Alıyor, kopyalıyor, işine gelecek bişeyse geliştiriyor ve sonuç olarak dünyanın en büyük ekonomisi ve 2 numaralı süper gücü konumuna geldiler.
    Bundan 20-30 sene bizim memlekette Çin sadece 1 milyar insanın yaşadığı, koyunların otlatıldığı, uzak doğu sporları yapıldığı sanılan bir memleketti...



    Önerinize gelecek olursak ise odanın şekli aynen böyle.

    />


    Nemlenme küflenme yapan duvar yukarıdaki duvar ve güney cephe, önümüzde açık sayılır, kışın yağmur rüzgar vs herşey olur.
    Petek ters tarafta ve kombi düzeneğinde en son petek, hali ile oda diğer odalara göre soğuk kalıyor.
    Terlemenin kaynağı bu yani.

    O su itici kimyasalları bende okudum yalnız şöyle bir sıkıntı varki ev 4. katta olduğundan bizim yapmamız pek mümkün değil.
    Eğer eve itfaye çağırmazsam oraya uzanacak bir merdiven de bulmam zor
    Yani malesef önerinizi uygulamam pek mümkün değil



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SebastianTR -- 14 Ağustos 2012; 10:56:07 >




  • Sayın Aydemir bey,
    Camyünü inorganik malzemeden, kolay kolay tutuşmayacağını belirtiğiniz yazınız mukemmel.
    Ben türkiye de olmadığımdan yangın ile ilgili açıklamaları takip edemiyorum. Bu eksiğimi giderdiğiniz için çok teşekkürler.

    Aydemir bey
    Asıl burda so sorulması lazım soru şu:
    Tamamı straforla mantolanmış bina bir kazayla yanmaya başlarsa bunun hesabını kim verecek?

    Yangınlar tabiki bir kaza sonucu başlar. Ama binaların dışına aslinda yangın bombası etkisi yapacak straforun olduğunu aklı olan herkesin bilmesi gerekmez mi?

    Çadır kültüründen gelen türk halkı Van depreminden sonra yanan naylon çadırlarda yanan çocukları unutmamalı. Deneyimimiz var.
    Su an harıl harıl halen binaları straforla naylonluyoruz.
    Bence bu tehlikeye yetkililer el atmalı.

    Sayın Sebastian.
    Sizin oturduğunuz dairedeki küflnme veya mantarlaşmanın nedenini, en ucuz çözümü anlatım.
    Tabiki dairenizin kaçıncı katta olduğunu belirtmediğinizden, en ekonomik çözüm nedir bilemem.
    Iskele kurma isteğinizde olmadığına göre bir uzmanlan beraber bir çözüm bulmanızı öneririm.

    Bence hiç kimse evinde küfü mantarı hak etmiyor.
    Insanın ciğerlerine çektiği sonuçta bu zararlı küçük canlılardır.
    Evde çocuklar varsa gelişiminide olumsuz etkiler.

    Tabiki seçim sizin.


    Selamlarımla

    Mimaryuksel.ch

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bu bahsettiğiniz kimyasal nasıl uygulanır?

    Mesela bahsettiğim duvarın yanında balkon var.
    Balkon dan fırça ile sürülebilecek bişeymi acaba?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: SebastianTR

    quote:

    Orijinalden alıntı: mimaryüksel

    Sayın Sebastian,

    Bizim gibi mesleği olanların politikaya fazla bulaşmadan, işlerini yapmasından yanayım. Osmanlıyı ,Amerikayı da göz önünde bulundurarak, olumlu ne varsa, doğruyu,modernize, teknolojinin en ilerisini kullanmak tabiki bizimde hakkımız.
    Benim söylemek istediğim tek sey,
    Ezberci olmadan, özenti duymadan kendimize ve kültürümüze güvenerek iş yapmaktır.

    Buna örnek sizin sorunuza en ekonomik çözümü beraber bulalım.

    Eğer binada her nerde küf varsa orda nem, şu buharı yoğunlaşması var demektir.

    Size özel konuda sadece kışın duvarın bir kisminda küf oluşuyorsa orada ısı kaybı aşırı var demektir. Soğuk duvarda havadaki nemin yoğunlaşması var demektir. Dolaptan çıkan kola şişesi gibi.

    Sorunu tespit etmek, çözümü bulmak demektir.
    En ucuz çözüm bir şişe sıvı şu itici alın. Dışarıdan o bölgeye uygulayın.
    Kuru kalan sıva bile enerjinin dışa kaçmasına engel olur. En azindan o bölgenin küf tutmuyacak kadar soğumasına engel olur.

    Piyasada hangi marka su iticisi var bilmiyorum. Yanlız alırken silikonsuz olmasına , nefes almaya engel olmuyan şu itici olması şart.

    Selamlarımla

    Mimaryuksel.ch

    Ben zaten özentiye şuna buna karşıyım.

    Ancak hiç birşey yapmadan, aynı tas aynı hamam düzenede karşıyım.

    Bizim elektrik-elektronik sektöründe AR-GE daima vardır. Bu tüm sektörlerde olmak zorundadır.
    Bizde bu bir çok sektörde yok. Tamam yapma hiç gerek yok, senin için yapanlar var ABD gibi bari onların teknolojisini kopyala geliştir bişey yap.
    Yeniliklere düşman olma yani anlatmaya çalıştığım bu (genel olarak konuşuyorum tabiki)...
    Bunun en büyük örneği Çin. Alıyor, kopyalıyor, işine gelecek bişeyse geliştiriyor ve sonuç olarak dünyanın en büyük ekonomisi ve 2 numaralı süper gücü konumuna geldiler.
    Bundan 20-30 sene bizim memlekette Çin sadece 1 milyar insanın yaşadığı, koyunların otlatıldığı, uzak doğu sporları yapıldığı sanılan bir memleketti...



    Önerinize gelecek olursak ise odanın şekli aynen böyle.

    />


    Nemlenme küflenme yapan duvar yukarıdaki duvar ve güney cephe, önümüzde açık sayılır, kışın yağmur rüzgar vs herşey olur.
    Petek ters tarafta ve kombi düzeneğinde en son petek, hali ile oda diğer odalara göre soğuk kalıyor.
    Terlemenin kaynağı bu yani.

    O su itici kimyasalları bende okudum yalnız şöyle bir sıkıntı varki ev 4. katta olduğundan bizim yapmamız pek mümkün değil.
    Eğer eve itfaye çağırmazsam oraya uzanacak bir merdiven de bulmam zor
    Yani malesef önerinizi uygulamam pek mümkün değil

    Bende 4. katta oturuyorum evin içi sulanmadan sel gibi oluyordu çekyaların içi küftü ,duvarlardan şelaleler akıyordu ,2011 yazı kendim işçiliğini yaparak 3 odanın her tarafını ( 6 kısım tavan ve taban dahil ) xps ile kapladım çok sağlıklı değil evet ama küf içinde yaşamaktan çok daha iyi ,bu şekilde bir kış geçirdim sulanma olayı bitti yanlız en zayıf olan bir nokta vardı ve orda 1 parmak su birikiyordu orda hafif nemlenme oluyor süpürgelik üzerindeki çivilerde paslanma oldu gerisinden kurtuldum ALLAH a şükür bir türlü fırsat bulamıyorum yoksa yaptığım işi bir inceleme şeklinde yayınlayacam ,tek tarafı izole ederek bu işten kurtulabileceğinizi sanımıyorum neresi zayıfsa ordan patlıyor




  • quote:

    Orijinalden alıntı: alperen_69

    quote:

    Orijinalden alıntı: SebastianTR

    quote:

    Orijinalden alıntı: mimaryüksel

    Sayın Sebastian,

    Bizim gibi mesleği olanların politikaya fazla bulaşmadan, işlerini yapmasından yanayım. Osmanlıyı ,Amerikayı da göz önünde bulundurarak, olumlu ne varsa, doğruyu,modernize, teknolojinin en ilerisini kullanmak tabiki bizimde hakkımız.
    Benim söylemek istediğim tek sey,
    Ezberci olmadan, özenti duymadan kendimize ve kültürümüze güvenerek iş yapmaktır.

    Buna örnek sizin sorunuza en ekonomik çözümü beraber bulalım.

    Eğer binada her nerde küf varsa orda nem, şu buharı yoğunlaşması var demektir.

    Size özel konuda sadece kışın duvarın bir kisminda küf oluşuyorsa orada ısı kaybı aşırı var demektir. Soğuk duvarda havadaki nemin yoğunlaşması var demektir. Dolaptan çıkan kola şişesi gibi.

    Sorunu tespit etmek, çözümü bulmak demektir.
    En ucuz çözüm bir şişe sıvı şu itici alın. Dışarıdan o bölgeye uygulayın.
    Kuru kalan sıva bile enerjinin dışa kaçmasına engel olur. En azindan o bölgenin küf tutmuyacak kadar soğumasına engel olur.

    Piyasada hangi marka su iticisi var bilmiyorum. Yanlız alırken silikonsuz olmasına , nefes almaya engel olmuyan şu itici olması şart.

    Selamlarımla

    Mimaryuksel.ch

    Ben zaten özentiye şuna buna karşıyım.

    Ancak hiç birşey yapmadan, aynı tas aynı hamam düzenede karşıyım.

    Bizim elektrik-elektronik sektöründe AR-GE daima vardır. Bu tüm sektörlerde olmak zorundadır.
    Bizde bu bir çok sektörde yok. Tamam yapma hiç gerek yok, senin için yapanlar var ABD gibi bari onların teknolojisini kopyala geliştir bişey yap.
    Yeniliklere düşman olma yani anlatmaya çalıştığım bu (genel olarak konuşuyorum tabiki)...
    Bunun en büyük örneği Çin. Alıyor, kopyalıyor, işine gelecek bişeyse geliştiriyor ve sonuç olarak dünyanın en büyük ekonomisi ve 2 numaralı süper gücü konumuna geldiler.
    Bundan 20-30 sene bizim memlekette Çin sadece 1 milyar insanın yaşadığı, koyunların otlatıldığı, uzak doğu sporları yapıldığı sanılan bir memleketti...



    Önerinize gelecek olursak ise odanın şekli aynen böyle.

    />


    Nemlenme küflenme yapan duvar yukarıdaki duvar ve güney cephe, önümüzde açık sayılır, kışın yağmur rüzgar vs herşey olur.
    Petek ters tarafta ve kombi düzeneğinde en son petek, hali ile oda diğer odalara göre soğuk kalıyor.
    Terlemenin kaynağı bu yani.

    O su itici kimyasalları bende okudum yalnız şöyle bir sıkıntı varki ev 4. katta olduğundan bizim yapmamız pek mümkün değil.
    Eğer eve itfaye çağırmazsam oraya uzanacak bir merdiven de bulmam zor
    Yani malesef önerinizi uygulamam pek mümkün değil

    Bende 4. katta oturuyorum evin içi sulanmadan sel gibi oluyordu çekyaların içi küftü ,duvarlardan şelaleler akıyordu ,2011 yazı kendim işçiliğini yaparak 3 odanın her tarafını ( 6 kısım tavan ve taban dahil ) xps ile kapladım çok sağlıklı değil evet ama küf içinde yaşamaktan çok daha iyi ,bu şekilde bir kış geçirdim sulanma olayı bitti yanlız en zayıf olan bir nokta vardı ve orda 1 parmak su birikiyordu orda hafif nemlenme oluyor süpürgelik üzerindeki çivilerde paslanma oldu gerisinden kurtuldum ALLAH a şükür bir türlü fırsat bulamıyorum yoksa yaptığım işi bir inceleme şeklinde yayınlayacam ,tek tarafı izole ederek bu işten kurtulabileceğinizi sanımıyorum neresi zayıfsa ordan patlıyor

    XPS dediğiniz öyle sanıyorum ki şu mavi süngerimsi şeyler.

    İş görecektir elbet ancak ben hep şunu düşünüyorum. İç duvara böyle bir işlem uygulandığında tamam nem, su küf göze görünmeyecek ilk başlarda ama o straforun arkasında oluşmaya devam edecek.
    İşin asıl kötü tarafı, görünürde olmadığında temizlenmeyecek ve daha da kötü olacak uzun zamanda...

    Ben o yüzden ne yapılacaksa dış cepheye yapılsın düşüncesindeyim.

    Daha önce su itici kimyasallardan bahsedildi ama 4.kat a nasıl uygulayacağım, öyle bir sıkıntı var.
    Bu seneyide bir atlatalım bakalım eğer binanın dışı kaplanmazsa seneye bende içeriyi kaplarım.
    DIşarısı kaplandığı zamanda içeriyi sökerim, çünkü dediğim gibi iç kaplama bana hiç hijyenik gelmiyor.




  • 
Sayfa: önceki 1213141516
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.